Eğitim

Üçüncü Polis – Flann O’Brien Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Üçüncü Polis – Flann O’Brien Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Üçüncü Polis kimin eseri? Üçüncü Polis kitabının yazarı kimdir? Üçüncü Polis konusu ve anafikri nedir? Üçüncü Polis kitabı ne konu alıyor? Üçüncü Polis PDF indirme linki var mı? Üçüncü Polis kitabının yazarı Flann O’Brien kimdir? İşte Üçüncü Polis kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Flann O’Brien

Çevirmen: Gülden Hatipoğlu

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752898400

Sayfa Sayısı: 240


Üçüncü Polis Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ulysses ve Finnegans Wake’i yazmış olmasına karşın James Joyce [Flann O’Brien’ı] kıskanabilirdi.”

The Observer

“Hakiki bir gülmece duygusuna haiz, gerçek bir yazar.” James Joyce

“Scott Fitzgerald’da olduğu benzer biçimde yazınında inanılmaz bir rahatlık var; her sayfada acıklı bir zarafet pırıldıyor.”John Updike

“At Swim-Two-Birds ilk yayımlandığından beri aklımda yüzyılımızın en iyi kitaplarından biri olarak kaldı… Ulysses ve Tristram Shandy’yle aynı düzeyde.” Graham Greene

“Flann O’Brien örneksiz bir yazar, anlatımı ise tuhaflıkları naturel, olağanı gülünç meydana getirecek kadar süratli ve keskin.”The Times

“O’Brien 20. yüzyılın gülünç dahilerinden biriydi.” BOSTON GLOBE

James Joyce ve Samuel Beckett’la birlikte İrlanda edebiyatının Kutsal Üçlü’sünü oluşturan Flann O’Brien, doğumunun yüzüncü senesinde Türk okurlarıyla buluşuyor. Adı bu üçlünün hep en sonunda anılsa da 20. yüzyılın en büyük yazarlarından biridir O’Brien. Parodi ve hicvi muzipçe kullanarak dilin anlamı iletmede, hatta oluşturmada üstlendiği kurgusal görevi alaşağı etmesiyle ve gerçeklik dediğimiz kurgunun maskesini düşürmesiyle, Avrupa hemen hemen postmodern kelimesini duymamışken postmodenist olmuş bir yazardır o.

Absürdün kinayesi olarak sadece Alice Harikalar Diyarında’yla kıyaslanabilecek olan Üçüncü Polis bir katliam romanı, İnsan ile bisikleti arasındaki kırılgan birlikteliğin öyküsü ve bitmek bilmeyen suçluluk hissinin tüyler ürpertici masalıdır. Hayatını felsefeci De Selby’nin çalışmalarına adamış olan isimsiz anlatıcı, parası için yaşlanmış Mathers’i öldürür. Ancak bir süre sonrasında kendisini ölü insanla karşı karşıya bulur. Para kutusunu arayışında yolu bir karakola düşecek, burada hayata bakışları ve uğraşları De Selby’ninkinden de garip olan iki polisle tanışacak, üçüncü polisin gizemini çözebilene dek muhteşem şeylere şahit olacaktır: Bisiklet benzer biçimde davranmaya başlamış olan insanoğlu, göreni (ya da ona dokunanı) delirten imkânsız bir renk, sonsuza dek küçülerek iç içe girmiş sandıklar…

Kurgusunun paradoksal yapısı ve kısır döngüsüyle hızla mekanikleşen çağdaş dünyada makineleşen insanı ele alan Üçüncü Polis, kısa sürede kültleşmiş bir

uygar klasik.

“Flann O’Brien’ın eserlerini yeterince takdir etmezsek büyük adamları hak etmeyen aptallarız anlamına gelir. Flann O’Brien oldukça büyük bir adam.”

Anthony Burgess


Üçüncü Polis Alıntıları – Sözleri

  • Neşeli bir şaşkınlıkla gülümseyerek, “Kaypak görünüşünüze bakarak kim olduğunuzu idrak etmek zor, ne iş yaptığınızı kestirmek kolay değil. Halinizden oldukça hoşnut görünüyorsunuz, fakat öteki taraftan da asla memnunmuş benzer biçimde bir haliniz yok….
  • Sana daha ilkin hususi olarak söylediğim benzer biçimde, her şeyi lehine çevirmenin gerçek bilgeliğin kaidelerinden biri bulunduğunu unutmamalısın.
  • Daha ilkin hiçbir ruhum olduğuna inanmamış ya da bundan kuşku etmemiştim, fakat o anda bir ruhum bulunduğunun farkına vardım. Ruhumun cana yakın, benden yaşça büyük bulunduğunu ve bir tek benim iyiliğimi düşündüğünü de farkettim. Kolaylık olsun diye ona Joe adını verdim..
  • İnsanın beklediği korkulu, haddi hesabı olmayan ve harap edici şey gerçekleşmediğinde, rahatlamaktan oldukça hayal kırıklığına uğraması garip.
  • Joe bu süre zarfında açıklamalarda bulunur. Bitmemiş olanın yeniden başladığından, aşina olanın tekrardan keşfedildiğinden, halihazırda çekilen ıstırabın tekrardan yaşandığından, hatırlanmayanın hemencik unutulduğundan bahseder. Cehennem aynı yerde döner durur. Biçim itibariyle dairesel yapısı nihayetsiz, tekrarlayan ve fazlasıyla katlanılmazdır.
  • Bir gövde içinde başka bir gövde, soğan kabukları benzer biçimde birbiri içinde akla hayale gelmez şekilde sonsuzluğa kadar uzanan binlerce gövde var ise? Ardı ardına sıralanan ölçülemez varlıklar silsilesinde bir halka mıydım bir tek? Bunun aslı neydi yada kimdi, hiçbir şeyin içinde olmayan nihai devasa varlık hangi dünyadaki hangi canavardı? Tanrı mı? Hiçbir şey mi? Bu deli düşünceler aklıma “aşağıdan” mı geliyordu, yoksa “yukarıda” düzen edilip içime salınan yepyeni düşünceler miydi?
  • Cevaplar sorular kadar ehemmiyet taşımaz…İyi bir suali cevaplamak oldukça güçtür.Soru ne kadar iyiyse yanıt da o denli iyidir.Oldukça iyi bir probleminin ise hiçbir cevabı yoktur.
  • … fena bir şeyin olabileceği ihtimalinden korkarak De Selby’ye gelen bu delikanlı, en fena şeyin olacağına tamamıyla kani olarak ve sevinç içinde intihar etmeyi tasarlayarak ayrılmış evden.
  • De Selby’nin tanımına bakılırsa, insan deneyimi “her biri sonsuz kısalıkta olan statik deneyimler silsilesidir”
  • “Aradığımız ağaç bu olmalı,” dedi Gilhaney.
    “Hiç şaşırmadım,” dedi çavuş, “elini altına sokup şöyle bir yokla, bak bakalım orada kendi yokluğuna ek olarak başka herhangi bir şey olup olmadığını olgusal olarak tespit edebilecek misin.”


Üçüncü Polis İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Dışarıda her şey olağan seyrinde devam ediyor. İnsanlar yaşamlarını idane ettirebilmek için çalışıyor, çalıyor, yaşıyor ve öldürüyor. Gün geceye, gece yeniden gündüze akıyor. Tüm bu sıradanlığıyla başlıyor kitap ve bir andan fantastik bir dünyaya kapılarını açıyor. Bu geçişin iyi mi ve niçin bulunduğunu kitabın sonuna dek okumadan çözmek mümkün değil.
Kendinizi dünyanın sıradanlığı içinde görürken birden akla hayale gelmeyecek, sığmayacak ve de absürd denilecek kadar garip öğelerin içinde buluyorsunuz. Kitaba başlarken ki tahminleriniz ile sona ulaştığınızda karşılaştığınız sahne içinde güvenilir olun büyük farklar yer alacaktır. Yazara bakılırsa gülünç içeriğe haiz olması ihtiyaç duyulan bölgeler var muhakak kitapta fakat bu komediden gülüp geçeceğinizi sanmayın.
Bir soygun, bir katliam, soyguncular ve katiller arasındaki kalleşlik ve cehennemin sürüp giden kısır döngüsü. Bu kısır döngü bir ceza sistemi. En ümitli hallerden en umutsuz hallere bir geçiş ve bir kaçış var. Ve yeniden başa sarması kasedin. Tekrar ümit, umutsuzluk ve yeniden… (Sîdar Ronahî)

Bu kitabı Ölmeden Ilkin Okunması Gereken 1001 Kitap Listesinde görmüş ve kitaplığıma katmıştım. Okuyalı da epey oluyor. Ankara buluşması için post çağdaş edebiyat örneklerinden Italo Calvino’nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu kitabı seçilince, bu akımı, fikri daha evvel bir yerlerden okumuştum diye düşündüm ve hatırladım. O, bu kitaptı. 2015’te okudum. Bu yıl elimden geldiğince eski kitaplarıma göz gezdiriyorum. İleriki okumalarımı daha sağlam bir temele oturtmaya çalışıyorum ve asla entelektüel okumalar yapayım derdinde değilim. Bunun için de oldukça değişik kelimelerle konuşuluyor, bu tür şeyler beni sıkıyor. Bu kitap can sıkan değildi. Sadece değişik diyebiliyorum. Daha önceki senelerde aldığım notları yeniden gözden geçirip, sitede pek bir data olmadığını görünce eklemeliyim diye düşündüm. Bu tür bir kitabı, bu şekilde mevzularda bilgili okurların, bilhassa edebiyatçıların değerlendirmesi tamamımız için daha aydınlatıcı ve açıklayıcı olur. Geçelim benim 2015’te yazdığım kısa incelemeye:
Entelektüel okumalar yapanlara, biçilmiş kaftan kitaplardan biri Üçüncü Polis. Bu kitabı okumadan ilkin modernizm/ postmodernizm nedir, hangi periyodu kapsar araştırmak gerek. Kitabın önsözü oldukça mühim. Kitapta kolayca gözden kaçırılabilecek noktalar var. Eğer önsözü oldukça dikkatli okursanız bunun önüne geçebilirsiniz. Kitabı okurken oldukça kere ”Ben n’apıyorum, bu kitap neyi sembolleştirmiş, sanırım dünya garip bir yer” benzer biçimde sorular düşünceler aklımda uçuştu. Bazen o denli anlamadım ki yoruldum, acaba bıraksam mı dedim; fakat kitabı bitirdiğimde bu şekilde bir kitabı okumak için benim yanlış bir dönemde olduğumu anladım. Oldukça dinç ve sorunsuz bir döneminizde başlamanızı ve apalamadan koşmamanızı tavsiye ederim.
Kitap gerçek bir kurgu benzer biçimde başlıyor, derken fantastikleşiyor önsözde son olarak gotik denmiş fakat benim herhangi bir tanıma sığdıramadım bir halde garip bitiyor.
Kitapta kendi içinde ayrı bir kurguya haiz dipnotlar var. Dipnotlar gerçek değilmiş sonradan fark ettim. Ama o denli başarı göstermiş ve gerçekçiydi ki… Bu, bir tür vaka içinde vaka gibiydi. Onları okurken kitabından halay çekerek uzaklaşıyor sonrasında mendili bırakıp kitaba geri dönüyorsunuz. Zaten yazarın da istediği buymuş. Ama dikkat edin, beyin loblarınız bu halay esnasında isyan edebilir.
James Joyce ve Anthony Burgess benzer biçimde yazarların övgülerine mazhar olmuş bu kitabı, değişik bir boyutta düşünmek isteyenler tercih edebilirler. Yazarın adının oldukça bilinmemesi bazı edebiyat eleştirmenleri tarafınca büyük talihsizlik olarak vasıflandırılmış.
Kitabın bitiminde yazarın notu var, onu okuduğunuzda her şey yerli yerine oturuyor. Bitirir bitirmez yeniden önsözü okumak gerek. O süre ne okuduğunuzu, iyi mi bir yolculuğa çıktığınızı anlıyorsunuz. Önsöz ve sonsöz olmasaydı kendimi beyni uyuşturulmuş, elimden tutulmuş bu şekilde bir yerde (örnek bu klipteki benzer biçimde bir yer https://www.youtube.com/watch?v=pPESvnTTFl8 ) bir süre tutulup, evime geri getirilmişim benzer biçimde hissederdim.
Bir kitap, bir seyahat ve bir bitişti yaşanmış olan. Dilim ne kadar döndü, ne kadar anlatabildim bilmiyorum; fakat okumadan, en azından şu kadarcık yoruma denk gelmiş olsaydım kendimi talihli hissederdim. Bu kitap edebiyat eleştirilerinin, yorumlarının ne kadar mühim bulunduğunu gösterdi bana. Kitaplar hakkında büyük yazarların yorumlarına daha bir dikkat edilmeli. Böylece okuduğumuz kitabı daha rahat anlamış olur ve sıhhatli bir okuma yapmış oluruz. Umarım ben de bu kitapla ilgili eleştiri, araştırma ve daha çok bilgiye denk gelirim. Okuduğumdan beri aklımın bir köşesinde ”O neydi o” diye bekler durur.. Tercih edeceklere keyifli okumalar. (Kübra)

İsmi, kapağı ve hakkında söylenenlerle beni çeken bu kitap; söylenen her şeyi sonuna dek hak ediyor fakat gördüğüm kadarıyla hak etmiş olduğu ilgiyi görememiş okuyucular tarafınca. Okuması, bilhassa dipnotların kendi içinde anlattıklarıyla, ara sıra zorlasa da ben ana mevzuya daha ilgiliydim ve akıp gitti. En başından itibaren okuyucuyu bir düşünme ve sorgulama sürecine itiyor. Bu, benim böylesi kitaplarda oldukça hoşuma giden bir şey olduğundan bir kağıda not ala ala okudum. Kitabı okurken tadınızı kaçıracak bir şeyden bahsetmeyeceğim, alınan bu notlar kitabın sonunda beni bir tek gülümsetti.
Kitabın diliyle ilgili olarak, devrin sıkıdüzen ağından kaçabilmek için o şekilde güzel bir yol izlemiş ki yazar bunu takdir etmemek olanaksız. Sahip olduğu gülmece bir ihtimal her insana hitap etmeyecek fakat ben beğendim.
Kurgunun vardığı nokta ve her şeyi anladığınız an ise “Evet, ben hakkaten iyi bir yazardan güzel bir roman okudum” diyebiliyorsunuz, bence en güzeli bu.
Ve son olarak, önümüzdeki birkaç gün bisikletlere değişik bir gözle bakacağım kati. (Zehra San)


Üçüncü Polis PDF indirme linki var mı?


Flann O’Brien – Üçüncü Polis kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Üçüncü Polis PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Flann O’Brien Kimdir?

Gerçek adıyla Brian O’Nolan on iki kardeşin üçüncüsü olarak 5 Ekim 1911’de bugün Kuzey İrlanda sınırları içinde kalan Tyrone kontluğunun Strabane ilçesinde dünyaya geldi. Yaşadıkları yerde İrlandaca dilinde eğitim veren bir okul bulunmadığından, evlatlarının İngilizce dilinde eğitim almasını istemeyen babasının tercihiyle on iki yaşına kadar evde eğitim aldı. 1922’de ailesiyle beraber Dublin’e taşındı. 1929’da Dublin Üniversitesi’ne başlayarak edebiyat okudu. Yaratıcı dehasının ilk örneklerini öğrencilik yıllarında katılmış olduğu münazara kulüplerinde yapmış olduğu konuşmalarda, talebe dergilerinde yazdığı yazılarda, sonrasında 1934’te dostlarıyla kurduğu ve editörlüğünü üstlendiği “Blather” (Zırva) adlı dergide sergiledi. Bu dergilerde “Brother Barnabas” takma adıyla yazılar yayımladı. 1935’te İrlanda Kamu İdaresi’nde göreve başladı ve emekli olduğu 1953 yılına kadar çeşitli mahalli hükümetlerin hususi sekreterliğini yapmış oldu. İlk romanı “At Swim-Two-Birds” 1939’da yayımlandı. Samuel Beckett ve James Joyce romandan övgüyle bahsettiler. İkinci romanı “Üçüncü Polis” yayınevleri tarafınca geri çevrilerek yazarını büyük hayal kırıklığına uğrattı (yazarın ölümünden sonrasında 1967’de basıldı). 1941’de İrlandaca yazdığı “An Béal Bocht/The Poor Mouth” adlı üçüncü romanını yayımladı. Bundan sonrasında ortalama yirmi yıl asla roman yazmadı. 1940 senesinde “Irish Times” gazetesinde “Myles na Gopaleen” takma adıyla köşe yazıları kaleme almaya başladı. Otuz yıl süresince “Cruiskeen Lawn” (Dolup Taşan Minik Küp) başlıklı köşesinde neredeyse her gün yazdı. Bu yazılar yazarın ölümünden sonrasında “The Best of Myles”, “The Hair of the Dogma”, “Further Cuttings from Cruiskeen Lawn” ve “At War” adlı kitaplarda bir araya getirildi. Ölümünden birkaç yıl ilkin yeniden roman yazmaya başladı ve 1962’de “The Hard Life” (Zor Hayat), 1964’te “The Dalkey Archive” (Dalkey Arşivi) adlı romanları basıldı. 1 Nisan 1966’da Dublin’de öldü.


Flann O’Brien Kitapları – Eserleri

  • Ağaca Tüneyen Sweeny
  • Üçüncü Polis
  • Zor Hayat
  • Dalkey Arşivi
  • The Poor Mouth


Flann O’Brien Alıntıları – Sözleri

  • “Her şeyin bir yeri ve zamanı olduğu çok beylik bir laftı, ama buna rağmen doğruluğu da inkâr edilemezdi; insan banyo yaparken akordeon da çalabilirdi pekâlâ, ama böyle bir şey yapmayı muhtemelen kimse denememişti.” (Dalkey Arşivi)
  • De Selby’nin tanımına bakılırsa, insan deneyimi “her biri sonsuz kısalıkta olan statik deneyimler silsilesidir” (Üçüncü Polis)
  • I moved over near the fire and for five hours I became a child in the ashes- a raw youngster rising up according the old Gaelic tradition. (The Poor Mouth)
  • Arada bir şarkı söylemeyen adam zavallıdır… (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • Bu sebeple her şey değişmiş olur ve bir diğerine yol verir. (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • Sana daha ilkin hususi olarak söylediğim benzer biçimde, her şeyi lehine çevirmenin gerçek bilgeliğin kaidelerinden biri bulunduğunu unutmamalısın. (Üçüncü Polis)
  • … fena bir şeyin olabileceği ihtimalinden korkarak De Selby’ye gelen bu delikanlı, en fena şeyin olacağına tamamıyla kani olarak ve sevinç içinde intihar etmeyi tasarlayarak ayrılmış evden. (Üçüncü Polis)
  • ‘Tis amazing how fate drives us in this life from the bad act to the good one and back again. (The Poor Mouth)
  • Bana akla yatkın bir acı verin, der Akıl… (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • Bir gövde içinde başka bir gövde, soğan kabukları benzer biçimde birbiri içinde akla hayale gelmez şekilde sonsuzluğa kadar uzanan binlerce gövde var ise? Ardı ardına sıralanan ölçülemez varlıklar silsilesinde bir halka mıydım bir tek? Bunun aslı neydi yada kimdi, hiçbir şeyin içinde olmayan nihai devasa varlık hangi dünyadaki hangi canavardı? Tanrı mı? Hiçbir şey mi? Bu deli düşünceler aklıma “aşağıdan” mı geliyordu, yoksa “yukarıda” düzen edilip içime salınan yepyeni düşünceler miydi? (Üçüncü Polis)
  • Derin düşüncelere dalabildiğim bir yaşam seçimi yaradılışıma uygundu. (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • Adaletin yolu, yoldan sapmış da olabilir bence. (Dalkey Arşivi)
  • Gözler sulandıklarında hangi metodu izlemeliyim? (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • İnsanın beklediği korkulu, haddi hesabı olmayan ve harap edici şey gerçekleşmediğinde, rahatlamaktan oldukça hayal kırıklığına uğraması garip. (Üçüncü Polis)
  • Daha ilkin hiçbir ruhum olduğuna inanmamış ya da bundan kuşku etmemiştim, fakat o anda bir ruhum bulunduğunun farkına vardım. Ruhumun cana yakın, benden yaşça büyük bulunduğunu ve bir tek benim iyiliğimi düşündüğünü de farkettim. Kolaylık olsun diye ona Joe adını verdim.. (Üçüncü Polis)
  • Tanrı’nın kelamına direkt kulak vermek, tüm şeytani tartışmalara galabe çalacaktır.. (Dalkey Arşivi)
  • Düşünürsen, müzik mükemmel bir şey… (Ağaca Tüneyen Sweeny)
  • Bir şeyler öğrenmenin tek yolu kendi kendine öğrenmektir. (Zor Hayat)
  • Things are not what they seem and if a stone be cast, there is no foreknowledge of where it may land. (The Poor Mouth)
  • Joe bu süre zarfında açıklamalarda bulunur. Bitmemiş olanın yeniden başladığından, aşina olanın tekrardan keşfedildiğinden, halihazırda çekilen ıstırabın tekrardan yaşandığından, hatırlanmayanın hemencik unutulduğundan bahseder. Cehennem aynı yerde döner durur. Biçim itibariyle dairesel yapısı nihayetsiz, tekrarlayan ve fazlasıyla katlanılmazdır. (Üçüncü Polis)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş