Eğitim

Susmak Derdi – Abdullah Ataşçı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Susmak Derdi – Abdullah Ataşçı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Susmak Derdi kimin eseri? Susmak Derdi kitabının yazarı kimdir? Susmak Derdi konusu ve anafikri nedir? Susmak Derdi kitabı ne konu alıyor? Susmak Derdi PDF indirme linki var mı? Susmak Derdi kitabının yazarı Abdullah Ataşçı kimdir? İşte Susmak Derdi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Abdullah Ataşçı

Editör: Mehmet Said Aydın

Tasarımcı: Emir Tali

Orijinal Adı: Susmak Derdi

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9786051854342

Sayfa Sayısı: 234


Susmak Derdi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tüm öykülerini Kimse Bilmesin’de topladığımız Abdullah Ataşçı’dan yeni bir öykü kitabı. Bu öyküler, yüzyıllık bir Türkiye fotoğrafı, değişik bölgelerden, köklerden insan manzaralarından acının ve kaderin kimliksiz bulunduğunu konu alıyor. Susmak Derdi, dönemin azabında bu coğrafyanın ruh atlasında bir gezintiye çıkarıyor okuru. Susmanın, iyi mi büyük bir dert bulunduğunu yalnız insanlara değil, doğadaki en minik bir varlığa dahi hissettiren Rukiye, 1915 senesinde Rize’de karşılıyor bizi. Rukiye’den sonrasında şehirden şehre gidiyoruz. Susmanın başka bir hâlini bu kere Sarkis’te, Mıhmığ’da, Lena’da ve diğerlerinde okuyoruz. En sonunda başka bir dilde susmanın insanı iyi mi çaresiz bıraktığını Samirra gösteriyor bizlere, 2019’da Ankara’da.

Kelimeler başta olmak suretiyle vakit içinde insanoğlu, aşklar, meslekler, evler, yollar her şey değişiyor fakat değişen pek bir şey yok aslen. Bu coğrafyanın hikâyesi de kendini yeniden ede ede büyüyor. Susmak Derdi buna bir itiraz…

Yağmur yağmadı, kızıl bir ses geçti boşluktan. Boşluğun uzayan damarlarında bir ânın pıhtılaşması vardı sonrasında. Yağmur yağsaydı, öyleki bilmiş olduğu benzer biçimde en sert hâliyle can acıtan; onu kendine getirebilirdi. Yağmur yağsaydı, dağa bakardı mesela; orada köyünü, köyünün eski hâlini görürdü, sessizlik içinde tüm seslerini giyinmiş bir çocuğun yüzü büyürdü peşinden, evladı olurdu bu ilk olarak, peşinden torunu.

Yağmur yağmadı, pörsümüş bir görüntünün ucunda duruyordu, bundan emindi artık. Tenine batıyordu bu bilmek hâli, canı acıyordu. Göğe bakıyordu, dağılmış ince bir hamur harcı benzer biçimde oluşturulan bulutlara… Göğün bu hâline bir anlam veremiyordu.


Susmak Derdi Alıntıları – Sözleri

  • “İnsanın uyanır uyanmaz özgür olduğunu hissetmesi bile yaşamak için bir nedendi.”
  • “Bu düşünce, içinde binlerce kuşu havalandırdı.”
  • İnsan kendisi bile olamazken bir başkası olmak o denli kolay mı sanıyorsun?
  • “Bu saatten sonra, geçmişi silecek, geleceği düşünmeyecek sadece içinde bulunduğu zamanın keyfini sürecekti.”
  • Bir insanoğlunun susmasından daha büyük bir şeyin olmadığını da ilk kez onda gördüm.
  • “…bütün dünyayı içine alıp bakan iki gözden daha fazlasıydı elbette.”
  • “Büyümek ne sancılı bir şey..”
  • Hazzın zirve noktasına ulaşan bir insan, bunu sadece başka birine yaşattığı acıyla elde etmiştir.
  • “Değişen sadece sözcükler, hoş, sözcükler bile aslında o kadar da çok değişmedi…Değişen bir şey yok!”
  • İnsan kendisi bile olamazken bir başkası olmak o denli kolay mı sanıyorsun?
  • Kaç sesi tanımalı insan, kalbindeki sesi bulmak için, kaç sınır geçmesi gerek, evine yetişmesi için?
  • “Tanrı, şımarık bir çocuktan başka bir şey değildir.”
  • Bazen coğrafya değişmiş olur fakat insanoğlunun kaderi asla değişmezdi…
  • İnsanın uyanır uyanmaz özgür bulunduğunu düşünmesi bile yaşamak için bir nedendi…
  • “Bu kısacık ömürlerine en az iki hayatı ve onlarca ölümü sığdırmanın zorluğunu görmüşlerdi.”


Susmak Derdi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İnsanın derdi hiçbir dönemde hiçbir koşulda bitmiyor. Seneler değişiyor, adlar değişiyor fakat dertler hep aynı. Belki de yazar Susmak Derdi’yle susanlara yarenlik ediyordur. Onların içine attıkları dertleri bizimle paylaştırarak bir nevi yüklerini azaltmaya çalışıyordur.
.
İçerisinde bulunan 11 öyküyle ülkemizin değişik dönemlerine ilişik göndermeler öykülerde kendine yer bulmuş. Ön plandaysa öykülere ad olan karakterlerin yaşadıkları gözümüze çarpıyor. Öykülerde 1915’ten başlayarak 2019’a dek uzanıyoruz. Kocasını kaybettikten sonrasında aklını da kaybeden Rukiye, kütüphaneci Ohannes’in yazmalarını yangından kurtarmaya çalışan Sarkis, askerliği esnasında kahramanlık yapmış olup halkı tarafınca el üstünde tutulurken birden tüm albenisini yitiren Mıhmığ, kızına oyuncak tahta almaya çalışırken kendini Varlık Vergisi’nden dolayı Aşkale’de kabul eden Mihail, babasının korkusundan iş yerlerinin kasalarını doldurmak için çırpınan Mazlum, aşkı için intihar eden Meryem, dinamitçi kardeşler Aykut ve Kutay, çaldırmış olduğu paradan dolayı yaşamı zindan olan Emin, gecekondusunda korkuyla durup silahıyla nöbet tutan İhsan, kocası askerler tarafınca alındıktan sonrasında onu bekleyen Fatma ve Suriyeli olduğundan dışlanan Samirra öykülerde kendine yer buluyor.
.
Öykülerin çoğunun ucu açık bırakılmış. Sonlar okura zihninde tamamlanıyor. Ya da yazar istediğiniz sonu kendiniz biçin diyor. Öyküler ne kadar gerçekçi olsa da bazı öyküler de gerçeküstü ögeler gözden kaçmıyor.
.
Hemen her öyküde bireylerin yaşamış olduğu sıkıntılar ön planda olsa da son öykünün son bölümünde bir ümit kıvılcımı bırakılmış. (Harun Eytemiş)

Ataşçı, bir söyleşisinde “Bir edebi metin bana göre okuyucuyu rahatsız etmelidir” diyor.
“Susmak Derdi”nde yazar bunu ziyadesiyle başarıyor. Yazar, okunması kolay fakat sindirilmesi zor satırları okurla bir araya getiriyor.
On bir öykü yer ediniyor kitapta. Acının, zulmün susturduğu yaralı insanları konu alıyor Ataşçı. Bu anlamda öyküler, bütünsel ve uyumlu bir kompozisyon oluşturuyor.
Edip Cansever’in Mendilimde Kan Sesleri şiirinde yer edinen “İnsan yaşadığı yere benzer” sözünü doğrularcasını kahramanlar, içinde bulundukları coğrafyanın kaderini yaşıyor.
Ataşçı, 1915’ten 2019’a kadar bu coğrafyada
yaşanmış olan bazı acı süreçleri, yaşanmış olan tecrübeleri okura hatırlatıyor. Toplumsal gerginlikleri, adaletsizlikleri akıcı ve yetkin bir üslupla konu alıyor. Kasvetli mekanlar, kendi dilinde konuşamayan insanoğlu, yurdu olmayanlar, savaşlar, darbeler, çıkış yolu bulamayanlar, derdini anlatamayanlar var öykülerde. Masalsı ögelerin yer almış olduğu hikâyeler, yazarın kıvrak ve sıkı dokunmuş kalemiyle yazar ile okur içinde kuvvetli bir bağ kuruyor. (Berna Karakaya)

Susmak Derdi: “Susmak Derdi” Abdullah Ataşçı’nın on bir öyküden oluşan kitabı.Yazar kitabının başına Umberto Eco’nun
“Sözcükler değişince tarih de değişmiş olur.” sözünü alarak kitaptaki öykülerle yapmak istediği şeyi açığa vuruyor.Edebi eserler zamanı anlatmaz fakat bence zamanı olayların ayrıştırıcı halde ele alınışının insanların yaşamında yarattığı ayrışmayı da gözler önüne sermek istiyor yazar kitaptaki öyküleriyle.
Susmak Derdi’nde her öykünün başlığı bir insan adı olarak kurgulanmış ve yazar, öyküleriyle ülkemizin yüz senelik panoramasını değişik bölgelerden ve köklerden insan manzaralarıyla anlatmaya çalışmış.
“Kelimeler başta olmak suretiyle vakit içinde insanoğlu,aşklar,meslekler,evler,yollar her şey değişiyor fakat değişen pek bir şey yok aslen.Bu coğrafyanın hikayesi de kendini yeniden ede ede büyüyor.Susmak derdi buna bir itiraz…”
Abdullah Ataşçı’nın “Susmak Derdi ” adlı öykü kitabını okumanızı tavsiye ederim. (Yunus ÇİNÇİN)


Susmak Derdi PDF indirme linki var mı?


Abdullah Ataşçı – Susmak Derdi kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Susmak Derdi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Abdullah Ataşçı Kimdir?

1973’te Elazığ’da doğan Abdullah Ataşçı, ilk, orta ve lise öğrenimini de burada tamamladı. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni tamamlamış oldu. Öyküleri; “Kül”, “Kum”, “Yaratı”, “Yaratım”, ÖyküŞiir”, Felsefeci” ve “Felsefeyazın” benzer biçimde dergilerde yayımlandı. 2002 senesinde “Tek Kişilik” adlı öyküsü, Yaba Edebiyat tarafınca Hakkı Özkan anısına düzenlenen etkinlikte Teşekkür Belgesi aldı ve “Sokaktaki İnsan Öyküleri” adlı kitabında yayımlandı.


Abdullah Ataşçı Kitapları – Eserleri

  • Susmak Derdi
  • Yara Bende
  • Bırindar
  • Dağda Duman Yeri Yok
  • Kimse Bilmesin
  • Ben Buranın Yabancısıyım
  • Vicdan Saatleri
  • Sığ Suyun Balıkları


Abdullah Ataşçı Alıntıları – Sözleri

  • Bir beladan kurtulmak için başka bir belaya, uykuya sarılıyordum. (Bırindar)
  • … daha uzakları görmek ümidiyle gökyüzüne baktım. Hiç olmadığı kadar uzağa çekilmiş bu yerde, uzağa bakmak neyi ifade ederdi ki? (Bırindar)
  • “Sığınağının yerini yitirmiş bir kuştun. Binlerce zehrinle getirmiştim seni buraya. Gözlerin kapalıydı. Uzanmıştın. Hemen toprak olmak için bu çaban niyeydi? Daha erkendi oysa, daha fazlaca erken…” (Dağda Duman Yeri Yok)
  • “Tanrı, şımarık bir çocuktan başka bir şey değildir.” (Susmak Derdi)
  • … onlar yalnız inanmak istedikleri şeye inanıyorlar. Oysa bir şeye körü körüne inanmak güçsüzlüktür. (Kimse Bilmesin)
  • Kuzular bebektir, kesilmez. (Bırindar)
  • Hayata karşı daha kaç kez yenilerek, daha kaç kez hiçbir şey yapmadan bu şekilde bekleyecektim. (Bırindar)
  • insan büyüyünce anlıyor gerçekleri iyi niyetlilerin hep kaybettiğini.. (Vicdan Saatleri)
  • “Ölülerin dönüp dönüp bizde yaşamasıdır yalnızlık.”
    Hasan Ali Toptaş (Dağda Duman Yeri Yok)
  • Yazmalıyım, hiçbir şey için olmasa bile… (Kimse Bilmesin)
  • “İnsanın uyanır uyanmaz özgür olduğunu hissetmesi bile yaşamak için bir nedendi.” (Susmak Derdi)
  • Bu iyi mi bir dünyaydı ki, acılarından bile insana teselli buldurabiliyordu (Kimse Bilmesin)
  • Hayat ne manyak bir şey bu şekilde… Bazen asla ummadığın aniden sana bir fırsat sunuyor, sonuna kadar deli bir umutla gidiyorsun, sonrasında da dalga geçercesine o fırsatı kaçırman için seninle kedinin fareyle oynaması benzer biçimde oynuyor. (Yara Bende)
  • “Değişen sadece sözcükler, hoş, sözcükler bile aslında o kadar da çok değişmedi…Değişen bir şey yok!” (Susmak Derdi)
  • Bazen bir şeye gereğinden fazla bakmak, insana bir gerçeği daha gerçekmiş benzer biçimde gösterebiliyor ya da aslen hiçbir şey gerçek değil de biz arzuladığımız şeylere bir gerçeklik kıymeti katıyoruz bu şekilde baktıkça. (Yara Bende)
  • Savaşta vicdanının tuzağına düşmeyeceksin. Düştün mü tekrar zor kurtulursun oradan. (Bırindar)
  • Kaç sesi tanımalı insan, kalbindeki sesi bulmak için, kaç sınır geçmesi gerek, evine yetişmesi için? (Susmak Derdi)
  • Bazı insanların ayıbıdır açıklanması lüzum gerektirmeyen şeyleri açıklamaya emekleri, konuştukça konuşmaları… (Yara Bende)
  • Ne olursa olsun, insanoğlunun gördüklerini, dertlerini her yerde ve her insana anlatmaması gerektiği sonucuna vardım, ne var ki insan sadece bu şekilde büyüyebiliyordu. (Yara Bende)
  • İnsan hata hayata geçirmeye gelmiştir birazcık da bu dünyaya, başka hiçbir canlıya bu şekilde bir lütufta bulunmamıştır Tanrı. (Yara Bende)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş