Eğitim

Yağmur’dan Sonra – Defne Suman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yağmur’dan Sonra – Defne Suman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yağmur’dan Sonra kimin eseri? Yağmur’dan Sonra kitabının yazarı kimdir? Yağmur’dan Sonra konusu ve anafikri nedir? Yağmur’dan Sonra kitabı ne konu alıyor? Yağmur’dan Sonra PDF indirme linki var mı? Yağmur’dan Sonra kitabının yazarı Defne Suman kimdir? İşte Yağmur’dan Sonra kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Defne Suman

Editör: Hülya Balcı

Yayın Evi: Doğan Kitap Yayınları

İSBN: 9786050978636

Sayfa Sayısı: 160


Yağmur’dan Sonra Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Defne Suman’dan her gün birazcık daha gerçeğe dönüşen bir distopya…

Kaya için yaşam,

Ada’yı ortadan ikiye bölen

Deprem’in öncesi ve sonrası,

Barınak’ın öncesi ve sonrası,

en o kadar da Yağmur’dan öncesi ve sonrası…

Salgınla yok oluşa yaklaşan, cenk ve açlıkla boğuşan

acımasız bir dünyada, yazıya ve aşka tutunmak

tek teselli olursa…

“Dünyadaki en son insan olacağıma inanmıştım bir ara.

Öyle bir görev atfetmiştim kendime. Ne küstahlık!

İnsan evladı, sıradanlığı bir türlü kabul edemiyor.

Herkes kendine efsane, derdi Yağmur.”


Yağmur’dan Sonra Alıntıları – Sözleri

  • “Şimdi ki vakit bana asla yetmedi esasen. Bugünün yavan, yarının gerçek yaşam olacağına inandım. Hayat sonrada saklıydı sanki.”
  • Şimdi diye bir şey yok. Hayat yalnız hatırada yaşıyor. Şimdi ise anlam ifade etmeyen bir boşluk. İnsanın içinden geçen hislerini anlamlandırabilmesi için şimdiki dönemin geçmişe karışması gerekiyor.
  • İnsan içini yalnız başına keşfedebilir miydi?
  • Bir başkası ışık tutmazsa insan iç karanlığında ne işe yaradığını, kim bulunduğunu iyi mi bilebilirdi ki?
  • İnsan hayatta yoksun kalmış olduğu şeylere dönemin sonsuz olduğuna inanılmış olduğu için yanıyor. Zamanın darlığını hatırladığımızda elimizdekileri korumaktan başka bir derdimiz olmuyor.
  • Bir başkası ışık tutmazsa insan iç karanlığında ne işe yaradığını, kim bulunduğunu iyi mi bilebilirdi ki?
  • “Herkes kendine efsaneleşmiş Yağmur.”
  • İnsan hayatta yoksun kalmış olduğu şeylere dönemin sonsuz olduğuna inanılmış olduğu için yanıyor. Zamanın darlığını hatırladığımızda elimizdekileri korumaktan başka bir derdimiz olmuyor.
  • “Dünyadaki en son insan olacağıma inanmıştım bir ara. Öyle bir görev atfetmiştim kendime. Ne küstahlık! İnsan evladı, sıradanlığı bir türlü kabul edemiyor. Herkes kendine efsane, derdi Yağmur.”


Yağmur’dan Sonra İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Üç salgından çıkmış, son virüsün sinir sistemini ele geçirmesiyle; uzuvlarını ve organlarınının kendinden birer birer kopuşunu izleyen kahramanımızın bir çocukluğuna bir şimdi ki zamanına şahit ettiğimiz distopik bir öykü. Yazarın salgında yaşananlara nedenlerine sonuçlarına daha oldukça yer vermesini bekledim. Ancak daha oldukça Yağmur’a olan duygularının ele alınışı ve ara sıra tekrara düşen bölümleri kitabın negatif yanları oldu benim için. (Kübra ERAT)

Öykü tadında distopik bir roman olmuş. Okurken Margaret Atwood’un “Antilop ve Fluryası” ‘nı okuyormuşum benzer biçimde geldi.
Bir Türk yazardan okuduğum ilk distopya romandır. Romanda herşey vardı; salgın, zelzele, kimyasal kirlilik, çevre kirliliği, cenk, çocuk tecavüzü, organ satışı vb. Derli toplu öykü tadında kısacık bir roman. Kaya, Yağmur ve Bulut adlı evlatların yetimhaneden barınağa dönen adadaki yaşamları ve barınaktan kaçış sonrası yaşamları… her bir bölümde yeni bir şey öğrenerek kitabı tamamlıyoruz. Distopya sevenlere tavsiye ederim. (Lale Özyurt)

#distopya okumayı oldukça severim. #yağmurdansonra’da distopya türünde yazılmış bir kitap. Ama bu aralar bu biçim kitapları okumaktan oldukça keyif almıyorum. Yaşadıklarımızla yazılanları benzettiğim için korkuyorum galiba.
Kitap güzel başladı yalnız birazcık azca kaldı. Daha uzun olsun arzu ederdim. Karakterlerin başına neler geldi, nereden geldiler enine boyuna öğrenmek arzu ederdim. Elbette yazar bahsetmiş. Ama benim beklentimi birazcık tamamlanmamış bıraktı. Daha okumak istedim.
Sanıyorum Defne Hanım bu kitaba #öykü olarak başlamış sonrasında #roman’a dönmüş. O yüzden birazcık kısa kalmış.
Yazarın öteki kitaplarını da merak ettim. Daha oldukça sevilmiş. Umarım okumak kısmet olur. (Göknur)


Yağmur’dan Sonra PDF indirme linki var mı?


Defne Suman – Yağmur’dan Sonra kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Yağmur’dan Sonra PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Defne Suman Kimdir?

Defne Suman 1974’te İstanbul’da hayata merhaba dedi. Büyükada’da büyükbabasına ilişik bir evde büyüdü. Boğaziçi Üniversitesinde ondan sonra yüksek lisans derecesini de almış olduğu Sosyoloji bölümünden mezun oldu. Tayland ve Laos’ta öğretmen olarak çalıştı. Burada Uzak Doğu Felsefesi ve Mistik Disiplinleri üstüne eğitim görmüş oldu.

Daha sonrasında eğitimine Amerika Birleşik Devletleri’nin Oregon eyaletinde devam etti.

Mavi Orman, Şubat 2011, Kural Dışı Yayınevi

Saklambaç, 2013 Hit Kitap

Emanet Zaman, 2015


Defne Suman Kitapları – Eserleri

  • Kahvaltı Sofrası
  • Emanet Zaman
  • Yaz Sıcağı
  • Mavi Orman
  • Yağmur’dan Sonra
  • Yitik Ülke
  • İnsanlık Hali
  • Saklambaç


Defne Suman Alıntıları – Sözleri

  • İnsanın gençlik itimatı sırça köşk gibidir, anaların babaların bir alayı ile darmadağın oluverir. (Saklambaç)
  • Anlam kusurda saklıydı. (Yitik Ülke)
  • “Herkes kendine efsaneleşmiş Yağmur.” (Yağmur’dan Sonra)
  • Şimdi diye bir şey yok. Hayat yalnız hatırada yaşıyor. Şimdi ise anlam ifade etmeyen bir boşluk. İnsanın içinden geçen hislerini anlamlandırabilmesi için şimdiki dönemin geçmişe karışması gerekiyor. (Yağmur’dan Sonra)
  • İnsan bir kere asla kimse olmayagörsün, ondan sonrasında her şey olabilirdi. (Emanet Zaman)
  • Sevda ona vesile olan adama karşı duyduğun muhabbeti aşar. (Yaz Sıcağı)
  • … Telefonda tekme atamam. Ve bana sarılıp öfkemi soğutamaz. Kavga edemediğim için telefonda elektrik yüklü konuşmalar yapıyoruz. …
    … Kızmak nedir ki? Hakkın sandığın bir şeyin sana verilmemesi? Ne olur şu demek oluyor ki hak ettiğim bir şey bana verilmezse? Hiç mi olmuyor? Bazen oldukça çalışıyorum, karşılığında gülünç bir para kazanıyorum. Hiç de köpürmüyorum. Kabulleniyorum. Demek ki yalnız hak hukuk meselesi değil.
    Ne peki?
    Değişsin isterim. Beni kızdıran sevgilim, beni kızdırmayacak şekilde değişsin. Dikkat etsin. Yani ben ne hissederim onu düşünsün. Onun hareketleri yüzünden kendimi fena hissedeceksem yapmasın! Değişmedikçe kızıyorum. Özetlemek gerekirse benim istediğim olmuyor diye kızıyorum. Varlığım tehdit altındaymış benzer biçimde hissediyorum. Yok olmaktan, sevilmemekten korkuyorum. (Mavi Orman)
  • Hepimiz emanet bir zamanda yaşıyoruz sevgilim ve hiçbirimiz sonun hızlıca yaklaştığının bilincinde değiliz. (Emanet Zaman)
  • Her şey gelir her şey geçerdi.
    İnsanlık haliydi . (İnsanlık Hali)
  • Asananın temel işlevi bedeni meditasyona hazırlamak.
    ….
    Asana tek başına bir amaç haline ulaştığında ise, egoyu şişiren ve zihnin rekabetçi doğasını besleyen bir araca dönüşüyor ve aydınlığa giden yolu tıkıyor.
    ….
    Asana, dokuları tıkanıklarından arındıran ve meditasyon esnasında rahat oturmamızı elde eden bir araçtan başka bir şey değil aslına bakarsak. (Mavi Orman)
  • Beklerken genel anlamda sıkılıyoruz. Meşgulken boş vakit hayalleri kuruyoruz. Geldiğinde ise onunla ne yapacağımızı bilemiyoruz. (Mavi Orman)
  • “Her geçen gün sabrımız azalıyordu. Teknoloji azalan sabrımızı doyurmak için her şeyin daha kolayını, daha hızlısını üretiyor, önümüze sürüyordu.” (Kahvaltı Sofrası)
  • Ne vakit ki, en sevdikleriniz yanıltır sizi,
    Ne vakit ki, birer birer düşürür hepimiz maskesini,
    Ne vakit ki, yalnızlıktaki o görkemli gücü keşfedersiniz,
    İşte o vakit başlarsınız, hakikaten yaşamaya… Charles Bukowski (Saklambaç)
  • Mesele o yolda yürürkenki halimizin tastamam bulunduğunun farkına varmak. Eksik sandığımız her şey aslına bakarsak tastamam halimizi tamamlıyor. Zaten muhteşem olduğumuzu bilerek yaşamak, mükemmeliyetçiliğin tam tersi.
    Olduğum halimle,
    Ben
    Zaten
    MÜKEMMELİM! (Mavi Orman)
  • Iyi bir roman okurken o söylediğin şey esasen oluyor. Kısa süreliğine bir başkasının benliğine dalıp orada geziniyorsun değil mi? Ötekinin tecrübesinin tadına bakıyorsun. İyi bir romansa okuduğun, aslına bakarsak bir başkasının senden o kadar da değişik yaşamadığını da ayrıca öğreniyorsun. (Saklambaç)
  • Yoganızın kıymeti bir ilişkide ne kadar dürüst ,açık kalpli ve ne kadar kendiniz olmayı başarabildiğinizle ölçülür. (İnsanlık Hali)
  • İnsanın yüreği anasının, babasının yarım kalmış hayalleri, atalarının hüzünleri, kalp kırıklıkları, kayıpları tarafınca işgal edilebilir miydi? Öyleyse şimdi, kendine ilişik olmayan bu duyguları yüreğinden ayıklayabilirse eğer, taze bir nefesle hayata tekrardan başlayabilirdi. (Emanet Zaman)
  • Başkalarının hayalinde sen nicesin, bu asla önemli bir sorun değildir. Üstelik hayalin hakikatle alakası da yoktur. O hakikatin malumatı da safi sende bulunur. Bu hayatta mes’ud kalmak istiyorsan, utanmadan sıkılmadan hakiki olanı söyleniş etmen lazım gelir. (Saklambaç)
  • Öldüğün aklıma geç geliyor. O vakit umarsız bir acı kaplıyor benliğimi. İçimin bir kuytusunda usul usul yanan mumu sert bir esinti söndürüyor. (Yitik Ülke)
  • Hayat asla bitmeyen, kuşaktan kuşağa aktarılan bir esaretti. Kopuk uçlar birbirine kavuşmuyordu. (Yaz Sıcağı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş