Yara Bende kimin eseri? Yara Bende kitabının yazarı kimdir? Yara Bende konusu ve anafikri nedir? Yara Bende kitabı ne konu alıyor? Yara Bende PDF indirme linki var mı? Yara Bende kitabının yazarı Abdullah Ataşçı kimdir? İşte Yara Bende kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Abdullah Ataşçı

Editör: Mehmet Said Aydın

Tasarımcı: Emir Tali

Orijinal Adı: Yara Bende

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9786051852720

Sayfa Sayısı: 200

Yara Bende Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Abdullah Ataşçı’nın kaleminden Dağda Duman Yeri Yok ve Birîndar’dan sonrasında yeni bir roman: Yara Bende!

Tepeden başlayıp dereye uğrayan, dereden sonrasında ekmeğe varan, ekmekle gönül, gönülle saik, saikle veda bahsini birlikte açan, sonunda yol, ağıt ve kuyu diyen bir anlatı kuruyor Ataşçı. Bu dokuz parça süresince da konu alıyor: Kelimenin ilk anlamıyla, anlatıcı karşısında durduğunu düşündüğümüz oğluna konu alıyor. Ve anlatıcı gene kelimenin birinci anlamıyla kaydediyor: Bir teypten kurtarılan anlatıyı okuyoruz ikimiz de.

Abdullah Ataşçı, öykülerinden sonrasında romanlarıyla açmış olduğu hattı derinleştiriyor. Salıbaba ile, Kasımbeyliler ile, Çayda Çıra Heykeli ile, Bay Miyagi ile, öldükten sonrasında mahalleliyle konuşmaya devam eden dede, Birîndar’ı yazan bizzat kendisi ile ve dahası ile…

“Çünkü doğrular insanı farkında olmadan büyütürken ya da hiç olmazsa birer makineye dönüştürürken; hatalar, onun çocukluk sularında biraz daha kalmasını sağlayacak kadar iyilik doluydu. Çocukluğumun rengi solmasın, orada biraz daha istediğim gibi oynayayım diye, büyüklerimi üzecek yanlışlar da yaptım bu yüzden. Sana o günü anlatacakken bak, yine hayat konusunda ahkâm kesmeye başladım, iyi mi? Derdim seni büyütmek değil kesinlikle.”

Yara Bende Alıntıları – Sözleri

• Unutma, nefsini eğiten kurtulur, kirleten hüsrana uğrar…
• Ne olursa olsun, insanoğlunun gördüklerini, dertlerini her yerde ve her insana anlatmaması gerektiği sonucuna vardım, ne var ki insan sadece bu şekilde büyüyebiliyordu.
• Bir toplumun iyi mi yoksa fena mü bulunduğunu idrak etmek için, yetiştirdiği sanatçılara verdiği değere bakmak lazım. Bu ülkede ne yazık ki gerçek sanatçıların kadri pek bilinmiyor.
• Her ufak fenalık, daha büyük bir kötülüğün tohumudur aslına bakarsak.
• Seni yalnız bırakmanın derdi olmasa ölmek bir şey değildi.
• İnsan hata hayata geçirmeye gelmiştir birazcık da bu dünyaya, başka hiçbir canlıya bu şekilde bir lütufta bulunmamıştır Tanrı.
• Bazı insanların ayıbıdır açıklanması lüzum gerektirmeyen şeyleri açıklamaya emekleri, konuştukça konuşmaları…
• Yaşlılıkta aslolan gündüzler değildir, bunu da unutma e mi? O yaşlarda insan, geceleri sesine yoldaş olacak birini arar.
• Ağbim, oldukça sevilmiş olduğu kitapları birkaç gün nereye giderse gitsin yanında gezdirir, arkadaşlarına beğenmiş olduğu bölümleri, cümleleri ya da dizeleri okurdu.
• Hayat ne manyak bir şey bu şekilde… Bazen asla ummadığın aniden sana bir fırsat sunuyor, sonuna kadar deli bir umutla gidiyorsun, sonrasında da dalga geçercesine o fırsatı kaçırman için seninle kedinin fareyle oynaması benzer biçimde oynuyor.
• Bazı vakitler, insanoğlunun zaman içinde derdinin ne işe yaradığını, dönemin mı insanı yoksa insanoğlunun mı zamanı değiştirdiğini sorarım kendime. Bunu yada zaman içinde ilgili pek oldukça mevzuyu her insan arada sırada, kim bilir sırf söz olsun diye sormuştur kendine ne olursa olsun. Bedenim ve düşüncelerim her gün değişirken ve en ufak değişikliklerin bile bilincinde olmama karşın, bir yanımla da geçmişte yaşamaya devam ettiğimi biliyorum.
• Erkekler ne olursa olsun berberlerini asla değiştirmez; karılarından vazgeçerler de berberlerini gene de kolay kolay terk etmezler.
• Bazen bir şeye gereğinden fazla bakmak, insana bir gerçeği daha gerçekmiş benzer biçimde gösterebiliyor ya da aslına bakarsak hiçbir şey gerçek değil de biz arzuladığımız şeylere bir gerçeklik kıymeti katıyoruz bu şekilde baktıkça.
• Eğer aşk, ilk bakışta olmuyorsa, ben ona aşk mı derim?
• Bence insanoğlunun acıyı, kederi ve kötülüğü hissetmediği, hatta anlamlandıramadığı aşkın o ilk süreci onun en zayıf olduğu zamandır.

Yara Bende İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Abdullah Ataşçı’dan okuduğum ilk kitap oldu fakat son olmayacak. Bu kitap için yalnız bir kelime kullanma hakkım olsa “içtenlik” kelimesini kullanırdım. Yazar, kalemi yüreğinin eline vermiş de öyleki çıkmış sanki bu roman ortaya. Tavsiye ederim. (Enes)

2019 Attila İlhan Roma Ödülü’nü aldığında ‘’Ödülün hak edenlere verildiği de oluyor.’’ Demiştim. Bunu söylediğimde Yara Bende’yi hemen hemen okumamış olmama karşın, Abdullah Ataşçı’nın dilini, üslubunu, kurgu dünyasındaki benzersizliğini bildiğimden her satırın okumaya kıymet olacağında asla şüphem yoktu.
Üçüncü tekil şahsa hitaben yazılan Yara Bende, okuru içinde bulunmuş olduğu atmosferden kendi kurgu yaşamına çekmekte oldukça başarı göstermiş ki bunun ne kadar kıymetli bir özellik bulunduğunu edebiyat yaşamına kıyıdan köşeden dâhil olanlar oldukça iyi bilir. Yazar çağdaşlarından ayrılan bir ifade tekniğine ve hipnotik bir anlatıma haiz. Bazen düş kimi zaman gerçek kimi zaman de düşle gerçeğin iç içe geçmiş olduğu vakalar, asla sıkmayan bölgesel dille harmanlanmış ve asla sıkmayan roman karakterlerinin bayağı fakat alışılmadık olduğuna inandığımız hayatlarını okuyoruz. Okurken kimi süre anlatıcıyla bütünleşiyorsunuz kimi süre da kişiliklerle.
Sonuç olarak edebiyat dünyası Abdullah Ataşçı’yı bu dönemin ilerisine taşıyacaktır, bundan asla şüphem yok. Daha nice eserlere Abdullah Ataşçı, kıymetini bilen daha oldukça okurla buluşması dileklerimle keyifli okumalar. (Nejla Şen)

Dağda Duman Yeri Yok kitabıyla tanışıp kalemine fanatik olduğum Abdullah Ataşçı’dan Yara Bende isminde bu belgesel – roman tarzında yazılmış 2019 Attila İlhan Edebiyat Ödüllü, şiirsel bir anlatımı olan kitabı okudum.
Roman anlatıcısı Hasan’ ın oğluna bıraktığı teyp kayıtlarından oluşuyor roman. Hasan’ın kayıtlarında doğumundan önceki süre, çocukluğu, aşkı, ailesi, kendisiyle beraber bir oldukça değişik öykü sığdırdığı anlatısı var. Kurgu, rüya, hayal ile beraber aynı anda apaçık yaşanmışlıkların, masalsı bir üslupla anlatımı ve anlatımın yer yer mahalli nitelikler taşıması benim için kitabı daha oldukça benimseyerek okumama vesile oldu. “insan, sadece yolunu kaybedip ve onu yine bulduğunda yaşamı öğrenirmiş.” demiş Ataşçı; roman kahramanı Haso, yolunu kaybedip bulma içinde, yalnızlaşmış bir toplumda, yarasıyla beresiyle, doğrusuyla yanlışıyla var olmuş, kendi yolunu önemsemekten oldukça oğluna yol olmaya çalışmıştı sanki. Severek, hissederek okudum. (Ecem İspir)

Yara Bende PDF indirme linki var mı?

Abdullah Ataşçı – Yara Bende kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Yara Bende PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Abdullah Ataşçı Kimdir?

1973’te Elazığ’da doğan Abdullah Ataşçı, ilk, orta ve lise öğrenimini de burada tamamladı. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni tamamladı. Öyküleri; “Kül”, “Kum”, “Yaratı”, “Yaratım”, ÖyküŞiir”, Felsefeci” ve “Felsefeyazın” benzer biçimde dergilerde yayımlandı. 2002 senesinde “Tek Kişilik” adlı öyküsü, Yaba Edebiyat tarafınca Hakkı Özkan anısına düzenlenen etkinlikte Teşekkür Belgesi aldı ve “Sokaktaki İnsan Öyküleri” adlı kitabında yayımlandı.

Abdullah Ataşçı Kitapları – Eserleri

• Susmak Derdi
• Yara Bende
• Bırindar
• Dağda Duman Yeri Yok
• Kimse Bilmesin
• Ben Buranın Yabancısıyım
• Vicdan Saatleri
• Sığ Suyun Balıkları

Abdullah Ataşçı Alıntıları – Sözleri

• Bir beladan kurtulmak için başka bir belaya, uykuya sarılıyordum. (Bırindar)
• … daha uzakları görmek ümidiyle gökyüzüne baktım. Hiç olmadığı kadar uzağa çekilmiş bu yerde, uzağa bakmak neyi ifade ederdi ki? (Bırindar)
• “Sığınağının yerini yitirmiş bir kuştun. Binlerce zehrinle getirmiştim seni buraya. Gözlerin kapalıydı. Uzanmıştın. Hemen toprak olmak için bu çaban niyeydi? Daha erkendi oysa, daha oldukça erken…” (Dağda Duman Yeri Yok)
• “Tanrı, şımarık bir çocuktan başka bir şey değildir.” (Susmak Derdi)
• … onlar yalnız inanmak istedikleri şeye inanıyorlar. Oysa bir şeye körü körüne inanmak güçsüzlüktür. (Kimse Bilmesin)
• Kuzular bebektir, kesilmez. (Bırindar)
• Hayata karşı daha kaç kez yenilerek, daha kaç kez hiçbir şey yapmadan bu şekilde bekleyecektim. (Bırindar)
• insan büyüyünce anlıyor gerçekleri iyi niyetlilerin hep kaybettiğini.. (Vicdan Saatleri)
• “Ölülerin dönüp dönüp bizde yaşamasıdır yalnızlık.”
  Hasan Ali Toptaş (Dağda Duman Yeri Yok)
• Yazmalıyım, hiçbir şey için olmasa bile… (Kimse Bilmesin)
• “İnsanın uyanır uyanmaz özgür olduğunu hissetmesi bile yaşamak için bir nedendi.” (Susmak Derdi)
• Bu iyi mi bir dünyaydı ki, acılarından bile insana teselli buldurabiliyordu (Kimse Bilmesin)
• Hayat ne manyak bir şey bu şekilde… Bazen asla ummadığın aniden sana bir fırsat sunuyor, sonuna kadar deli bir umutla gidiyorsun, sonrasında da dalga geçercesine o fırsatı kaçırman için seninle kedinin fareyle oynaması benzer biçimde oynuyor. (Yara Bende)
• “Değişen sadece sözcükler, hoş, sözcükler bile aslında o kadar da çok değişmedi…Değişen bir şey yok!” (Susmak Derdi)
• Bazen bir şeye gereğinden fazla bakmak, insana bir gerçeği daha gerçekmiş benzer biçimde gösterebiliyor ya da aslına bakarsak hiçbir şey gerçek değil de biz arzuladığımız şeylere bir gerçeklik kıymeti katıyoruz bu şekilde baktıkça. (Yara Bende)
• Savaşta vicdanının tuzağına düşmeyeceksin. Düştün mü tekrar zor kurtulursun oradan. (Bırindar)
• Kaç sesi tanımalı insan, kalbindeki sesi bulmak için, kaç sınır geçmesi gerek, evine yetişmesi için? (Susmak Derdi)
• Bazı insanların ayıbıdır açıklanması lüzum gerektirmeyen şeyleri açıklamaya emekleri, konuştukça konuşmaları… (Yara Bende)
• Ne olursa olsun, insanoğlunun gördüklerini, dertlerini her yerde ve her insana anlatmaması gerektiği sonucuna vardım, ne var ki insan sadece bu şekilde büyüyebiliyordu. (Yara Bende)
• İnsan hata hayata geçirmeye gelmiştir birazcık da bu dünyaya, başka hiçbir canlıya bu şekilde bir lütufta bulunmamıştır Tanrı. (Yara Bende)