Kitap Künyesi

Yazar: Misli Baydoğan

Yayın Evi: Ötüken Neşriyat

İSBN: 9786051558943

Sayfa Sayısı: 294

Zaman Yolcuları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Günümüzde yaşayan, her biri değişik aile öykülerine ve kişilik özelliklerine haiz yedi çocuk bigün uykuya daldılar. Uykularında hepsi aynı rüyayı görmüş oldu ve kendilerini Mucizeler Ormanı’nda buldular. Bildikleri hiçbir ormana benzemeyen bu masal diyarında onları bekleyen en büyük sürpriz Dede Korkut’tu.

Mucizeler Ormanı’nı avucunun içi benzer biçimde bilen Dede Korkut, küçüklere oldukca mühim bir vazife verecekti: Asırlar ilkin kaybolmuş olan Yağmur Taşı’nı bulmak. Çocuklar artık bu görevi yerine getirebilmek için her gece uykuya dalmayı ve Rüya Ülkesi’ne gitmeyi dört gözle bekleyeceklerdi. Çocuklar zamanda geriye doğru gittikçe, kendilerini oldukca meşhur destanların içinde ve oldukca uzak ülkelerin topraklarında türlü maceraların içinde buldukça birbirlerini daha yakından tanıyacak, dostluğun, güvenin ve cesaretin önemini öğreneceklerdi. Acaba rüyalarında böylesine büyümeleri ve değişmeleri, gerçek dünyadaki sorunlarını çözmeye de destek olacak mıydı?

Uzun seneler çocuk psikoloğu olarak vazife meydana getiren Misli Baydoğan, Zaman Yolcuları’nı haiz olduğumuz kültüre ve tarihe, tıpkı kendisi benzer biçimde evlatların da sevgiyle bakabilmelerine destek olmak için kurguladı. Evlatların okurken serüven duygusuyla hem öğreneceklerini hem de eğleneceklerini düşündü. Elbette anne ve babaları da unutmadı.

Dünya Çocuk Edebiyatı’ndaki benzerleri benzer biçimde erişkinlerin de zevkle okuyacaklarını düşündüğümüz Zaman Yolcuları, çocuklarla daha etkili kontakt oluşturmak ve günümüzde sık karşılaşılan aile içi bazı kontakt problemlerine değişik gözlerle bakabilmek için erişkinlere de ışık tutacak özellikte.

Zaman Yolcuları Alıntıları – Sözleri

• Bilgi bir hazinedir. Tecrübe bir hazinedir. Dostluk bir hazinedir. Bunların hepsi bir aradaysa değerine paha biçilemez.
• İnsanlar bir araya geldiklerinde, yalnızken olamayacakları kadar fena olabiliyorlar.
• Yaşam dediğiniz aslına bakarsan renkli bir rüya gibidir. Ne vakit, nerede, iyi mi başladı bilemezsiniz, biteceği zaman ne acele da geçti gitti diye yazıklanırsınız.
• Geceyi ve karanlığı bilmeseydin, aydınlığı ve ışığı tanır mıydın?
• Korku insanoğlunun içinden gelir. Siz hep nedenini dışarıda görürsünüz fakat korku İçinizde tam Şuranızda (Eliyle kalbinin olduğu yeri gösterdi) doğar, orada yaşar ve siz izin verdiğiniz sürece de oradan bir yere gitmez.
• Eğer istersen hayatta başına gelecekleri olup beklemek yerine; yaşamının yönünü sen, kendin belirleyebilirsin.
• İki lafım var, ihmal etmeyin; altindan kalkamayacağın hiçbir iş, onu bitir diye önüne gelmez. İkincisi görünen her işin ardında görülmeyi bekleyen başka bkr hakikat daha vardır.
• Bir sorumluluğu yerine getirmiş, bir amaca ulaşmış, başarmış olmanın mutluluğu dünyanın en tatlı duygusuydu.
• Insanlar zamanı hem oldukca merak ederler hem de tarihle ilgili öğrendikleri ne yapacaklarını bilmezler.
• Sır tutmak sadece olgun insanların yapacağı bir iştir. Kendi sırrınız Allah ile aranızdadır ve söyleyip söylememek size kalmıştır. Dostunuzun verdiği sır ise emanettir ve emaneti korumak mukaddes bir iştir.

Zaman Yolcuları İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Çocuklar ve yetişkinler için keyifli bir kitap…: Rüya ile gerçeklik içinde seyahat yaptıran kitabın her sayfasında Türk mitolojisinden izler buldum. Roman kahramanı olan yedi çocuğun hikâyesi bazen beni duygulandırdı. O evlatların hikâyelerini okurken kitap dışındaki hayatta da bu şekilde evlatların bulunduğunu bilmek ve onların hayatına dokunamamak beni hem üzdü hem düşündürdü. Rüya aleminde ben de onlarla beraber Dede Korkut’un dizinin dibinde oturdum, Altın Özök, Sarı Tumşuk, Ay Tolu ve Boz Yele ile dost oldum. Onlarla beraber Yağmur Taşı’nı aramaya çıktım. Kötülüğün çoğaldığı bu dünyayı çocuklar için güzelleştirmeliyiz ve hiçbir çocuğun sesi duyulamayacak kadar uzakta kalmamalı. 2022 tüm çocuklar için ümitli bir yıl olsun… (Habibe Öğren)

Olmamış: Kurgusu daha önceki kitaplara oldukca benziyor. Yazarın öteki kitaplarını sevmiş olarak okumuştum sadece bu kitabın dili beni sarmadı açıkçası. Olaylar arasındaki geçişler, kitabın oldukca süratli yazıldığı ve aceleye getirildiğini düşündürüyor ister istemez. Ayarsız’dan da takip ettiğim yazarın seçimi sanırım bu değil. Hu Diyen Karga kitabından aldığım doyumu burada yakalamadım. Maalesef vakit kaybı olmuş. (Meryem İlayda Akbal)

Gökek (Nisan) ayının 2.betiği (2020 senesinde okuduğum 28.betik): “Latemra serisi benzer biçimde değerlerimizi hatırlatıp duygularımızı onarması elde eden ve kişiliğin en saf hali olan balaların başrolde olmalarından dolayı bu romana çocuk (bala) romanı demeyeceğim zira her yaşa hitap eden bir eserdir. Bala romanların konusu ve vaka örgüsü farklıdır. Neyse romana dönecek olursak, romanın betlerinde (sayfalarında) buram buram coşku, akıcı ve merak vardı. Romandaki ulamış bilgisel (mitolojik) yanlışları sıralıyorum. Birincisi Tüm dünyaca Nuh Yalvaç’ın beş balası bulunduğunu ve tufandan sonrasında kişilik (insanlık) soyu; Yafes, Sam ve Ham üstünde devam edildiğini biliyoruz. Yani Guz, Nuh’un oğlu değil torunun balası (Türk’ün oğlu)’dır. İkincisi Dede Korkut, Geçiş sürecinin yomakımsı (destansı) karakter olduğundan Allah değil Tanrı der. Üçüncüsü hava vakaları denetim eden taşın adı Yağmur değil Yada. Tüsü (rengi) kara değil tirşe yeşilidir. Dördüncüsü; Yecüc ve Mecüc, masum değil kişiliğe zarar veren yaratıklar olup Zülkarneyn adlı komutan tarafında izole edilmiş setin ardında hapsedilir. Ensest ilişkileriyle malum Makedon kralı Büyük İskender asla Zülkarneyn olmaz. Altıncısı Pan, mitolojimize (ulamış bilgimize) ilişik değildir ve Grek Ulamış Bilgisi’nde bir karakterdir. Yanlışlarına karşın güzel kurgusundan ve görkemli finalinden dolayı puan kırmadım. Tanrı’nın izniyle bu eserler boşanmış ve boşanmayı düşünen çiftlere güzel ders olur. Yaşam Ağacı kısaca Ulu Kayın betimlemesine bayıldım. İleriki baskılarda bu yanlışları gidelir mi bilmiyorum fakat yanlışlarını bilerek okumanızı tavsiye ediyorum.”
#BetikEli #ZamanYolcuları #DedeKorkutveYağmurTaşı #MisliBaydoğan #Oğuzhan #Korcan #Alp #Nejat #Bilgesu #Karaca #Sevgi #KorkutAta #GölgeTozu #Sultan #Meral #Rezzan #Cemil #Buket #Suna #ÖtükenNeşriyat (Bleda Gəncay SÖNMƏZ)

Zaman Yolcuları PDF indirme linki var mı?

Misli Baydoğan – Zaman Yolcuları kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Zaman Yolcuları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Misli Baydoğan Kimdir?

1979 Sivas doğumluyum. Ankara’da büyüdüm ve yaşıyorum. Psikoloji eğitimi aldım, bir taraftan mesleğimi yapıyorum bir taraftan da edebiyatla olan bağım asla kopmadan okuyup yazıyorum. Hususi bir vakıf hastanesinde tam zamanlı çalışıyorum. Sosyal medya kullanıcısı ve takipçisiyim. Edebiyatın ve mesleki yayınların yanı sıra siyasal gündem, tarih ve dünyada meydana gelenleri de izlemeye çalışıyorum. Yayınlanan ve ödüle kıymet görülen öykülerim ve ek olarak gösterilen çevirilerim oldu. Bolca film izlerim. Yürüyüş yaparım. Daha oldukca kendi başıma olmayı severim.

Misli Baydoğan Kitapları – Eserleri

• Hu Diyen Karga
• Hatırla Beni
• Yakup’un Kanatları
• Ay Han’ım
• Zaman Yolcuları
• Hatırla Beni
• Hu Diyen Karga

Misli Baydoğan Alıntıları – Sözleri

• “ Bazı duygular olduğu gibi söze dökülemiyor. O yüzden kalbime sakladım onları bir hazine gibi.” (Hatırla Beni)
• Hayatta olduğum sürece o ümidi taşıyacağım. (Hatırla Beni)
• “Medeniyet yalnızlığı benimkisi birazcık…” (Yakup’un Kanatları)
• “Beni yerleşik olanla anlayamazsın. Beni görülen ve duyulanla değil, beş duyunla değil, kırılmamış mührünün örttüğüyle, içinde var bulunduğunu benim bildiğim, seninse haberdar olmadığınla anlayamaya çalışman gerek.” (Yakup’un Kanatları)
• Bir mecliste, bazı üstün vasıflarla meclisin geri kalanından ayrılıyorsanız, orada diğerlerine reva görülmeyen bir büyük sınav ile sınanmaktasınızdır. Elinize verilmiş olan anahtarı hangi kilide uydurmaya çaba edeceğiniz, tekâmül dereceleri denk olmayan âdemler içinde geçirdiğiniz ömrü güzelliğe mi yoksa hırsa mı boyayacağınıza dalalettir. (Hu Diyen Karga)
• Şimdi gidiyorum ona… Ruhunun ruhuma değdiği yerden, soluğumu soluğuna ekleyeceğim. Belki de haklıdır. Belki bir bedende yaşarız ikimiz de… Belki diner yürek acısı. Dünya ağrısı. (Ay Han’ım)
• Hiçbir şey için gerçek bir üzüntü ya da luk duymuyorum. (Hatırla Beni)
• Eğer istersen hayatta başına gelecekleri olup beklemek yerine; yaşamının yönünü sen, kendin belirleyebilirsin. (Zaman Yolcuları)
• Uykuya sığınanların mazeretleri yastık,yorganıdır bir ihtimal fakat niyetleri kaçıştır en oldukca.Özleyiştir.Dünya gailesiyle baş edemeyenlerin ,etmekten yorulanların,yorulduğunu anlatmaya yüksünenlerin,yarım ve tamamlanmamış hissedenlerin,içlerindeki o büyük boşluğa ilelebet mahkum olduklarına kâni olanların sığınağıdır UYKU. (Ay Han’ım)
• Hiç değilse bu yil işler yoluna girse. Kavga gürültü olmasa…Artık bitse… (Hatırla Beni)
• Dünya bir zahirse, bir bâtındır. (Ay Han’ım)
• Hayat kimi zaman fazlasıyla, bir öğleden sonrasında varlığını hatırlatmak için şöyleki bir görünüp, yüksek kattan oluşan binaların camlarındaki yansıyışlarından başı dönen, döne döne ve eteklerini savurarak güzelliğini dünyanın başka yerlerine saçmaya giden güneşin, ertesi gün gönülsüz bir ikindide, ayazla kesiklenerek üstüne lûtfen yağdığı Ulus Meydanı’na bakmak benzer biçimde. (Hatırla Beni)
• “ Suçsuz ve günahsızken hüküm giyen, söyleyecekleri bile dinlenmeden bir hücreye kapatılan mahkûm gibiyim.” (Hatırla Beni)
• Insanlar zamanı hem oldukca merak ederler hem de tarihle ilgili öğrendikleri ne yapacaklarını bilmezler. (Zaman Yolcuları)
• Herkes herkesi sevecek diye bir kanun yok a! Ama işte incittiğiniz gönül kim bilir Yaradan katında makbuldür ve siz bunu bilmeden kabahatler işleyebilirsiniz. (Hu Diyen Karga)
• İnsanın mütevazı kendine saklamış olduğu ve tam da bu yüzden ona öteki tüm hislerden apayrı bir haz veren, taşımakla gururlandığı gönül yükleri olmalı. (Hatırla Beni)
• “İnsanlar bazı acıların sırf var olduklarını bilmemek için bile sizi kolayca susturabilirler.” (Yakup’un Kanatları)
• “Çaresizce beklemek, bence kadercilikle falan açıklanmayacak raddede düpedüz bir körlük…” (Hatırla Beni)
• Anası öyleki taş kesilmişti ki, oğlunun kabri başlangıcında dikseler gıkı bile çıkmazdı. (Yakup’un Kanatları)
• Gülerdi. Gülüşü içinden geçtiğimiz parkta havalanan onlarca güvercinin kanatlarında havalanan müjdelere karışırdı. (Yakup’un Kanatları)