Kitap Künyesi

Yazar: Cem Akaş

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750747229

Sayfa Sayısı: 176

Zamanın En Kısa Hali Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Annesiyle el ele tutuşmuş, caddenin karşısına geçecekler. Annesi yürümeye başlayınca o da yoğun trafikli caddeye adım atıyor, atmasıyla da annesinin onu kolundan sertçe geri çekmesi bir oluyor. Sağına soluna bakmadan, otomobil gelmediğinden güvenilir olmadan karşıya geçmeye kalktığı için azar işitiyor annesinden, eli hala onun elinde. Ama sen de geçiyordun, diye itiraz edecek oluyor; Bana ne bakıyorsun, diyor anası, Ya seni öldürmeye çalışıyorsam? Önünde oluşturulan bu yeni ve derin ufka sükunet içinde bakakalıyor.

Bellek hangi anıları saklar, iyi mi saklar, saklarken iyi mi değiştirir? İnsan kendi yaşamını iyi mi bilir, hangi anıları unutmaz? Güvenirliği şüpheli bir yığının içinde hangi anlamış olur niçin parlar?

Zamanın En Kısa Hali bir mozaik; tüm parçalar yan yana vardığında ortaya bir anne-kız ilişkisi, aşk, akışkan cinsel kimlik, akışkan cinsellik ve sanat dünyasının halleri üstüne etkisi altına alan, benzersiz ve okurun unutmayacağı görüntüler içeren bir öykü çıkıyor.

Zamanın En Kısa Hali Alıntıları – Sözleri

• İşi uzatmanın alemi yok, diyor kendi kendine, Yaşam söylediğin bir an, dönemin en kısa hali.
• Çocuğa diyor ki, Hz. İbrahim’i düşün, Allah ondan oğlunu kurban etmesini istiyor inancını kanıtlaması için, sonrasında da hakikaten oğlunu kesmeye kalktığını görünce, sen salak mısın ne öldürüyorsun evladı, diye koç gönderiyor; bence mukaddes kitaplara da çocuğunu öldür emri şeklinde, körü körüne itaat etmeyeceksin, kafanı kullanacaksın, burada Tanrı benimle dalga geçiyor olabilir mi diye düşüneceksin. Nasıl kısaca, diyor çocuk, Allah dalga mı geçecek insanlarla? Tüm dinlerin tanrısı fazlaca ciddiye alınıyor, diyor çocuğa, fakat ya Tanrı’nın gülmece anlayışı var ise?
• “devletin en iyi olduğu konulardan biri, kim bilir birincisi, cenaze hizmetleri.”
• Fransa’ nın güneyindeyken bir kimya tesisinde yangın çıkıyor. Gece karşı tepeden yangını seyretmeye giden kalabalığın arasına karışıyor. Ateş ne büyük bir şey, diyor tarafındaki yabancı.
• İki yanında birer arkadaşı, elleri birbirlerinin omuzlarında, bağıra çağıra yürüyorlar – Önümüze gelene bir tekme.
• Deprem olduğu sırada rüya görüyor, bir gemide, sallanıyor. Gözlerini açtığında odasının gidip geldiğini görüyor, ev arkadaşı beliriyor eşikte, uzunca birsüre salladıktan sonrasında duruyor ev. Hiç bu şekilde zelzele görmedikleri hakkında konuşuyorlar. Sonra uyuyorlar, o sırada ölen ve ölmekte olan on binlerce insandan habersiz.
• Tüm dinlerin tanrısı fazlaca ciddiye alınıyor,fakat ya Tanrı’nın gülmece anlayışı var ise?
• “Nasıl kısaca diyor çocuk, Allah dalga mı geçecek insanlarla? Tüm dinlerin tanrısı fazlaca ciddiye alınıyor, diyor çocuğa, Ama ya Tanrı’nın gülmece anlayışı var ise?”
• “Beş yaşlarındayken bir akşam annesiyle alışverişe gidiyor, marketten çıktıklarında kapının azca ötesinde küçük bir oyuncak ayı buluyor yerde, yumuşak tüylü, ufak kulaklı, sempatik bir ayıcık. Ömrü süresince kaybetmeyecek, taşındığı her eve götürecek, kendini öldürmüş olduğu son gününde yatağa ayısıyla girecek.”

Zamanın En Kısa Hali İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Cem Akaş’ın yöresel bilimkurgu romanlarından sonrasında gene değişik bir tecrübe etme ile karşımıza geliyor. Kitap yaşamdan bazı sahneleri alıp kendi içinde birleştiriyor, kimi zaman birkaç sekans başka açılardan anlatılıyor. Sonunda da puzzle şeklinde birleşen bir öykü çıkıyor. Belirli bir kronolojide ilerlemeyen hikayelerin oldukça kısa anlardan oluşması ve bu anların insanların hayatlarına iyi mi yer ettiğine dair güzel bir metin. Tüm bu anlamış olur asla eyvallahı olmayan halde ele alınmış. Kimi metinler oldukça sert gelebilir. Ancak yaşamın o denli içinden geldi ki neredeyse kendi hayatımdan da bir fazlaca benzer duyguyu yakaladım. Kitapla ilgili yorumlara baktığımda ülkemiz bu biçim denemeler için hazır olmadığını gördüm, insanoğlu lineer ilerleyen işlere o denli alışmış ki birazcık kafa yoracak adımlardan imtina ediyorlar. (Evren Erarslan)

Merhaba dostlar sizlere güzel bir kitap yorumuyla geldim.
.
.
Annesiyle el ele tutuşmuş, caddenin karşısına geçecekler.Annesi yürümeye başlayınca o da yoğun trafikli caddeye adım atıyor,atmasıyla da annesinin onu kolundan sertçe geri çekmesi bir oluyor.Sağına soluna bakmadan, otomobil gelmediğinden güvenilir olmadan karşıya geçmeye kalktığı için azar işitiyor annesinden, eli hala onun elinde.Ama sen de geçiyordun, diye itiraz edecek oluyor; Bana ne bakıyorsun, diyor anası, Ya seni öldürmeye çalışıyorsam?Önünde oluşturulan bu yeni ve derin ufka sükunet içinde bakakalıyor.
.
.
Bellek hangi anıları saklar, iyi mi saklar, saklarken iyi mi değiştirir?İnsan kendi yaşamını iyi mi bilir, hangi anıları unutmaz? Güvenirliği şüpheli bir yığının içinde hangi anlamış olur niçin parlar?
.
.
Numaralanmış anılar fakat bir sırası yok,sanki iki değişik karakter şeklinde.Bu tarzda ilk kez bir kitap okudum.
.
.
#kitapalıntıları
Kendini akışa bırak,o seni gitmem ihtiyaç duyulan yere götürecektir. (Ela)

Zamanın En Kısa Hali PDF indirme linki var mı?

Cem Akaş – Zamanın En Kısa Hali kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Zamanın En Kısa Hali PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Cem Akaş Kimdir?

1968’de Almanya’nın Mannheim kentinde hayata merhaba dedi, 1974’e kadar orada kaldı. Anaokuluna sınavla girdi, başarıyla tamamlamış oldu, ilköğretim birin sonunu görmeden Türkiye’ye geldi ve ailesiyle İzmit’e yerleşti. Seka İlkokulu’ndan mezun olduktan sonrasında Robert College’de yatılı okudu, haftasonları Doğan Körfez otobüsüyle ve Bursalı dostlarıyla İzmit’e gidip geldi. Boğaziçi Üniversitesi’nde Kimya Mühendisliği okumaya başlamasıyla beraber İstanbul’a taşındı. O gün bu gündür Kadıköylü. Boğaziçi’nde başladığı politika bilimi master’ını New York’ta, Columbia Üniversitesi’nde tamamladı; arkasından Boğaziçi’ne dönerek Türk politika zamanı üstüne doktora yapmış oldu.

İlk öykülerini İngilizce kompozisyon sınavlarında, zamana karşı yazdı. Yayımlanan ilk öyküsü Gerçeğin Öte Yanında (Gergedan, 1987, sayı 3) oldu. Bir ödül kazanmıştır fakat almadı, bir imza günü düzenledi fakat yalnızca komşu dükkanın çırağı geldi. Bir dönem derhal her şeyin dersini verdi. Başkalarının ödevlerini, master tezlerini, kitaplarını yazdı. Cenk Koyuncu’yla beraber SonKişot’u kurdu. 1993-94 sezonunda TRT-2’de Okudukça programını hazırladı, sundu. Askerliğini Balıkesir ve Genelkurmay’da yapmış oldu, fazlaca şeyler öğrendi. 1992-2004 yılları aralığında şu ya da bu şekilde (part-time editör olarak başlayıp gösterim yönetmenliği ve son olarak gösterim danışmanlığı yapmak suretiyle) Yapı Kredi Yayınları’nda çalıştı. Sabancı Üniversitesi’nde yaratıcı yazarlık dersleri verdi. Serbest editörlük ve çevirmenlik yapmış oldu. 2005 senesinde G Yayın Grubu’nu kurdu. Arkadan itilmek suretiyle senaryo yazarı oldu. 2010 senesinde çıkmaya başlamış olan Sıcak Nal’ın gösterim kurulunda yer aldı. 2011 senesinde Ku-Ko Kurgu Kolektifi’ni kurdu ve merkez komitesi üyesi oldu.

Öykü ve denemeleri Almanya, Arjantin, Avusturya, Kanada ve Yunanistan’da yayımlandı.

Cem Akaş eşi Esra Özdoğan ve oğulları Can’la İstanbul’da yaşıyor. İki kedileri var – Gina ve Şimşir.

Cem Akaş Kitapları – Eserleri

• Balığın Esir Düşmüş olduğu Yer
• Sönmemiş Kireç
• Oyun İmparatorluğu
• Tekerleksiz Bisikletler
• Suç ve Ceza
• 7
• Bumba ile Bibu
• Bumba Dağın Arkasını Merak Ediyor
• 19
• Kant Kulübü
• Gitmeyecekler İçin Urbino
• Zibaldone 2
• Sözün Gelişi
• R
• Sincaplı Gece
• Y
• Aşkın Zembereği & Uyandığında Kadın Hala Yanındaydı
• İse
• Tepedeki Okul 
• Gorbaçov’un Rusyası
• Zamanın En Kısa Hali
• Kavramlar ve Bağlamlar Arasında 20. Yüzyıl Düşünürleriyle Söyleşiler
• Olgunluk Çağı Üçlemesi
• Fatih Sultan Mehmed
• Noktanın Kesişimleri Antolojisi

Cem Akaş Alıntıları – Sözleri

• Ölene kadar hepimiz kendini ölümsüz sanır. (Y)
• Hayat insana öğretiyor bazı şeyleri. (Sincaplı Gece)
• “bazı şeyleri bilmek istemeyişimizin iyi sebepleri olabilir, insan doğası kendini korumaya güdümlüdür, gene de bu, istemediğimiz bazı şeyleri müthiş bir kesinlikle bildiğimiz ve bu informasyon karşısında tümüyle kuvvetsiz kaldığımız gerçeğini değiştirmez, yapılabilecek tek şey, hakiki bilginin doğaya ters düşemeyeceği ilkesine sığınmaktır, ben de o şekilde yapıyorum, bulmayı gene de ummadığım azıcık iç huzuru için.” (Gitmeyecekler İçin Urbino)
• İki yanında birer arkadaşı, elleri birbirlerinin omuzlarında, bağıra çağıra yürüyorlar – Önümüze gelene bir tekme. (Zamanın En Kısa Hali)
• Bedava olan, özgürleştirilmiştir.
  Az, çoktur.
  Eşit, daha fazladır.
  Herkes birdir.
  Kuşku, barıştır. (Y)
• “Her yağmur aynı şeyi getirmez, her yağmurla aynı şey gelir. Hüzün, direnç, koyveriş, arınmışlık.” (Balığın Esir Düşmüş olduğu Yer)
• İnsanlığa inanmak için hiçbir niçin kalmadığında, onun trajedisine inanmak iyi mi mümkün olabilirdi ki? (19)
• “Geçmişte her iktisat öğrencisinin bilmiş olduğu şeklinde, talebi olmadan arzedilen aşkın kıymeti yoktur.” (Balığın Esir Düşmüş olduğu Yer)
• …insanları ilke olarak tuhaftı, garip olmayana garip gözüyle bakıyorlardı… (Y)
• ” Gösterecek bir kendisi olan, göstermeli.” (Balığın Esir Düşmüş olduğu Yer)
• Uzuyor kimi zaman ayrılık. Ulaşmak güç oluyor , uykun kaçıyor , uzanamıyorsun bana , umarsızlığa tutulmaktan.. (Aşkın Zembereği & Uyandığında Kadın Hala Yanındaydı)
• “Biz tanışıyor muyuz? Seni bir yerden çıkartacağım fakat nereden?”
  “Çileden!” diyor Yağmur. (7)
• Fotoğraflar bizi öldürüyor. (Sincaplı Gece)
• insanoğlu değiştikir -neden? çunkü her toprağın her insana bakılırsa bir huzuru vardır. (R)
• Kış kervanına kurt, yaz kervanına sırtlan saldırır, dedi M, fakat kışın da yürür kervan, yazın da.
  Nasıl, diye sordu H, çocuğun ölmesini mi bekleyeceğiz, ölünce de öldü, yazık oldu mu diyeceğiz?
  Ölmemesi için herşeyi yapacağız, ya ölürse diye üzülmeyeceğiz, dedi M.
  Uzaylısın sen, diye yineledi H. (19)
• “Her gün binlerce fotoğraf görüyorum. Bunu gördüm, resmen dengem bozuldu. Kısa dönem yaptım.” (Sincaplı Gece)
• Eleştirel akıl, yerini bilmeli, susulacak yerde susmalıydı. (19)
• Deprem olduğu sırada rüya görüyor, bir gemide, sallanıyor. Gözlerini açtığında odasının gidip geldiğini görüyor, ev arkadaşı beliriyor eşikte, uzunca birsüre salladıktan sonrasında duruyor ev. Hiç bu şekilde zelzele görmedikleri hakkında konuşuyorlar. Sonra uyuyorlar, o sırada ölen ve ölmekte olan on binlerce insandan habersiz. (Zamanın En Kısa Hali)
• İnsanlığa inanmak için hiçbir niçin kalmadığında, onun trajedisine inanmak iyi mi mümkün olabilirdi ki? (19)
• Tüm dinlerin tanrısı fazlaca ciddiye alınıyor,fakat ya Tanrı’nın gülmece anlayışı var ise? (Zamanın En Kısa Hali)