Güncel

Zirai Don Olayından Korunma Yöntemleri

Tek bir yöntemle tedbir alınabileceği şeklinde, ihtiyaç duyulan durumlarda bir kaç yöntem beraber uygulanarak don vakasının zarar yapması önlenebilir. Zirai Don Olayı

Zirai Don Olayından Korunma Yöntemleri

Tarım ürünlerini don vakasından korumak için oldukça çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Her yörenin iklim durumu meydana getirilen tarımın şekli, yetiştirilen bitkinin özelliği ile ilgili ziraat işletmesinin imkanları göz önüne alınarak, bu yöntemlerden en uygun, en ergonomik ve en ucuz olanı seçilmelidir. Tek bir yöntemle tedbir alınabileceği şeklinde, ihtiyaç duyulan durumlarda bir kaç yöntem beraber uygulanarak don vakasının zarar yapması önlenebilir. Mühim olan mevzu, doğru ve en etken olan yöntemin seçilmesi ve doğru şekilde uygulanmasıdır. Genel olarak bu mevzuda 2 yöntem kullanılır:

1- PASİF YÖNTEMLER

a-Yer seçimi

Don riski taşıyan bölgelerde mümkün oldukça zirai faaliyetler yapılmamalıdır. Eğer ziraat yapılması kabul edilen bölge don tehlikesine maruz ise, değişik mevsimlerde don hadisesinin görülme ihtimali, olası sertliği ve havada dağılımı araştırılmalıdır.

Bu mevzu ile ilgili olarak, dikkatler oldukça iyi malum don boşlukları (=frost hollows) yada don çukurlarına (=frost pockets) yöneltilmelidir. Don boşlukları herhangi bir yükseklik seviyesinde meydana gelebilir ve çoğu zaman organik yada suni olarak oluşmuş şiddetli rüzgarlardan korunan ve içine soğuk hava hareketi olmayan, ufak vadiler (oluklar) yada alçak tazyik merkezleridir. Bu don bölgeleri bilhassa don zararlarına açıktır ve bu bölgelerde zirai etkinlik yapılmamalıdır.

Bir eğim yada dere kenarı süresince yer edinen ağaçlar, çalılar ve engebeli mera soğuk hava akışına engel olabilir ve don olukları meydana getirebilirler. Genel olarak aşağı yönde akış hızı 2 m.sec-1 kıymetini geçmez, sadece engebeli arazilerde soğuk hava engelleri olarak oluşabilen hava karışımları ve dalgalanmaları kırılır yada üstünden aşılır ve hava bir nabız atışı karakterinde eğim aşağı hareket eder (Findlay, 1970).

Alçak bölgelere doğru akan soğuk havanın organik ve suni engellerle önü kesilmelidir. Eğer bu tip engeller yoksa, don çukurları olarak tanımlanan düşük rakımlı bölgelerde, soğuk havanın çökmesiyle don hadisesi görülür ve hava vakalarına bağlı olarak birkaç gün sürebilir. Doğal engeller ağaç sıraları, çalılar, bodur ağaçlar, asma bitkileridir. Yapay engeller ise, binalar, duvarlar, tahta perdeler, yoğun çalılar, demiryolu ve otoyol duvarlarıdır. Soğuk hava, eğim yönünde aşağı doğru akarken engeller tarafınca tutulur ve yönü değiştirilerek bitkilerden uzaklaştırılır. Köşeli ve eğimli organik bir engel soğuk havanın yönünü değiştirir ve bu şekilde duyarlı bitkiler korunur. Sık ağaçlar ve çalılar tarafınca tutulan soğuk hava akımını uzaklaştırmak için uygun organik ortam yoksa, ağaç ve çalılar içinde eğime uygun ufak boşluklar bırakılarak soğuk havanın uzaklaştırılması gerekir.

Yakın çevredeki geniş su yüzeylerinde don riski daha düşüktür ve şimal yarımküre için güneye bakan eğimlerde dikilen çit bitkileri, kuzeye bakan eğimlerdeki çit bitkilerine gore don zararına daha azca maruz kalır. Cenup yarımkürede bu durumun tersi söz mevzusudur. Genel olarak bölgelerin iklim özelliklerine gore ürün çeşitleri ve yurdumuza uygulaması aşağıda verilmiştir:

Bölgelerin özellikleri ve yetiştirilmesi uygun olan ürünler:

  • İlkbaharda nerede ise don vakası görülmeyen bölgeler (Akdeniz kıyıları): Turunçgiller;
  • Seyrek olarak don vakası görülen bölgeler (Doğu Karadeniz kıyıları):Bölgenin yüksek kesimlerinde turunçgiller ve sert çekirdekli meyveler, bölgenin alçak kesimlerinde don vakasına duyarlı çeşitler;
  • Don vakasının orta sıklıkta görüldüğü bölgeler (Ege ve Marmara kıyıları):Bağ çeşitleri;
  • Dona açık bölgeler (Ege, Marmara, Karadeniz, Akdeniz iç kesimleri):Don vakasına daha dirençli bağ, armut ve elma çeşitleri;
  • Don tesiri altında olan bölgeler(İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu):Don vakasına en dayanıklı bağ, armut ve elma çeşitleri.

Zirai üretim için don zararlarına karşı koruma şekillerinin hiçbirisi güvenli devrin uzunluğundan daha mühim olması imkansız. Bitki yetişme sürecinin averaj uzunluğu, ilkbahar geç donlarının son olarak zamanı ile güz erken donlarının ilk zamanı arasındaki vakit olarak açıklanabilir.

Bitki yetişme sürecinin uzunluğu ile ilgili bilgiler, don tehlikesine açık bölgeler için uygun ürün tür ve çeşitlerinin seçiminde ziraat ile uğraşanlara mühim seviyede destek olacaktır. Bu verilerden belirli ürünler için averaj güvenli dikim tarihleri elde edilebilir.

Don tehlikesine duyarlı bölgelerin haritalanması için bir oldukça yöntem literatürde açıklanmıştır. Bunlardan bazıları topografik ve klimatolojik haritaların esas alındığı masa çalışmalarıdır. Diğer kısmı ise detaylı alet ölçümlerine dayanan ve değişik arazi ölçümleri tarafınca desteklenen çalışmalardır. Alet ölçümlerine dayanan yöntem en yaygın olanıdır ve değişik yaklaşımların geniş oranda uygulanmış olduğu yöntemdir. Aletlerin tipleri ve kullanışlılığı, gözlemlerin yoğunluğu ve gözlem süresinin uzunluğu (çoğu zaman bir oldukça don periyodu) şeklinde faktörler yöntemin yararlı olmasında mühim etkenlerdir (Findlay, 1970).

b- Bitki İdaresi

Bitkilere uygulanacak değişik işlemler, bitkilerin don vakasına karşı direncini arttırabilir ve minimum zararla kurtulmasını sağlayabilir. Bu işlemlerin uygulanabilir ve ekonomik olması önemlidir. Bu işlemlerden bazıları aşağıda belirtilmiştir:

  • En fazla hava akımına olanak verecek nebat dikimi;
  • Tavsiye edilen tarihlerden ilkin nebat dikimi yapılmaması;
  • İyi toprak verimliliği ve uygun su kaynaklarının yararlı etkilerini sürdürmek;
  • Don vakasına karşı dayanıklılığı arttırmak için kimyasallar ve nebat hormonları kullanılabilir.

c- Bitki seçimi ve üretimi

Aynı tarihte çiçeklenen belirli meyvelerin çeşitleri, dayanıklılık mevzusunda belirgin farklılıklar gösterir. Bundan dolayı duyarlı olanların çıkartılması ve dirençli olanların üretilmesi don riskini azaltacaktır. Daha geç çiçeklenen elma türleri (çeşitleri), sert kışlık buğday, yulaf çeşitleri ve dona daha dayanıklı çilek çeşitlerine, don vakasına duyarlı bölgelerde daima gereksinim duyulur. Yapılacak çalışmalarda başarı, hassaslık yada dayanıklılık ile ilgili sebeplerin açıklanmasında sağlanacak gelişmelere bağlıdır. En uygun nebat seçimi ile ilgili genel bilgiler aşağıda verilmiştir:

Gözden kaçırmayın


23 Nisan ile ilgili en güzel 23 Nisan şiirleri

  • Don meydana gelen bölgelerde ve şiddetli iklimlerde uzun boylu gelişen nebat türleri seçilerek; duyarlı çiçekler yada meyveler yer seviyesindeki soğuk havadan uzaklaştırılarak korunur.
  • Vadi tabanlarında, dar havzalarda, çukur bölgelerde dona duyarlı bitkilerin yetiştirilmesinden kaçınılmalıdır. Dağlık bölgelerde ve tepelerde güneye bakan daha sıcak eğimler; bağ, meyve ve erkenci patates için en uygun yetiştirme alanlarıdır.
  • Göl, rezervuar, dere şeklinde geniş su kütlelerine yakın bölgelerde don riski daima azdır.
  • Ağaçlık alanlar soğuk havayı saptırarak eğim aşağı uzaklaştırırlar. Bu nedenle ağaçlık alanların korunması önemlidir.
  • Dona duyarlı bitkilerin yetiştirildiği arazilerde toprak işlemesinden kaçınılmalıdır.

Don riski olan bölgelerde, dona duyarlı bitkilerin bilhassa yonca arazileri, davet, tahıl, çalılık, fidanlık civarlarında yetiştirilmesinden kaçınılmalıdır.

  • Don riskinin arttığı zamanlarda herhangi bir halde toprağın gevşetilmesinden kaçınılmalıdır.
  • Don vakasına duyarlı bitkilerin yetiştirildiği yerlerde, don tehlikesi başlamadan ilkin yabancı otlar temizlenmeli, sadece başka hiçbir kültürel işlem yapılmamalıdır.

2- AKTİF YÖNTEMLER

a- Atmosfere giden radyasyonun durdurulması ( yapay sis )

Havaya su buharı püskürtülerek suni bulut oluşumu (sis) ile atmosfere giden ışınım engellenebilir. Duman perdesi yada dumandan oluşturulan suni bulutlar ışınım kayıplarını önleme çalışmalarında kullanılmıştır, fakat bu yöntemlerin etkinliği hakkında uygulanan duman perdesinin görünen yoğunluğu ile karar vermek imkansızdır. Duman perdesinde oluşturulan parçacıklar yerden uzaya giden uzun dalga radyasyonu yakalayabilmelidir. Bulut içindeki su damlacıkları, suni olarak oluşturulan duman perdesindeki oldukça ufak parçacıklardan daha etkili olduğu belirlenmiştir (Brooks, 1959).

b- Isı yalıtımı

Ürünleri dumanla kaplamak için toksik olmayan protein köpükleri kullanılır. Bu yöntem mekanize olması sebebiyle bazı avantajlara haizdir ve köpük bitkiler üstünde uzun süre kalabilir ve beklenen ardıl don vakaları için koruyucu olur (Desjardins ve Siminovitch, 1968).

c- Havanın karıştırılması

Tipik radyasyonlu geceler süresince, yer ile temas halinde olan hava soğur ve yüzeye yakın seviyelerde soğuk bir hava tabakası oluşur. Yerden 150 m yükseklikteki bir hava tabakasındaki ısı, yer seviyesindeki sıcaklıktan fark edilecek derecede daha sıcaktır. Sıcaklığın yükseklikle arttığı bu şeklinde hususi durumlar ısı terselmesi (=inverziyon) olarak adlandırılır. Normal günlerde yükseklik ile ısı azalır. Don ziyanı soğuk hava tabakası ile ilgilidir, fakat üst seviyelerdeki daha sıcak hava ile aşağıdaki daha soğuk havanın karıştırılmasıyla don zararını en aza indirilebilir. Yere yakın seviyedeki soğuk hava ile üst seviyelerdeki daha sıcak havanın karıştırılması sonucu inverziyon bozulur ve yere yakın soğuk hava tabakasının sıcaklığı birkaç aşama arttırılır. Bu durum rüzgar makineleri, fanlar ve hatta helikopterler kullanılarak başarılabilir.

Rüzgar makineleri ile don mücadelesinde başarıya ulaşmak için don beklenen gecelerde ilk olarak inverziyonun sertliği belirlenmeli ve sonrasında rüzgar makineleri kullanılmalıdır. Zayıf inverziyon şartları altında, rüzgar makinelerinin kullanımı sınırlandırılır. Şiddetli inverziyonların meydana geldiği bölgelerde don ile savaşım maliyetleri, korunan ürünün ekonomik kıymeti dikkate alınarak belirlenmelidir.

d- Direk hava ve nebat ısıtması

Radyasyon yöntemiyle yeryüzünden atmosfere giden ısı kaybının giderilmesi için en yaygın ve en kolay yöntem uygun ısıtma ekipmanları kullanmak yada ufak ateşler yakmaktır. Bu yöntemle arazilerde yada meyve bahçelerindeki sıcaklıklar belirli ürünler için eleştiri ısı değerlerinin üstünde tutulabilir. Dünyanın bir oldukça bölgesinde ısıtma yöntemi yaprağını dökmeyen Akdeniz meyveleri ve yaprağını döken öteki meyve ağaçlarının bulunmuş olduğu alanlarda tertipli ve iyi organize edilmiş olarak uygulanmaktadır.

Bu yöntemde odun, kömür yada mangal kömürü kullanılabildiği şeklinde, dizel yağlar da çeşitli tip ve büyüklüklerdeki uygun ekipmanlar yardımıyla yaygın olara kullanılırlar. Bu yöntemle ilgili olarak ısıtıcı modellerinin geliştirilmesi, bitkilere toksik tesiri sebebiyle dumanın yok edilmesi, alet içinde oluşan isin ve kullanılan yakıtın azaltılması emekleri önemini korumaktadır.

Isıtıcılar tüm araziye etkili olacak şekilde dağıtılmalı (75-200 tane/ha), fakat arazinin daha soğuk kesimlerinde ısıtmanın iyi yapılabilmesi için rüzgarın geliş yönüne daha çok ısıtıcı konulması uygun olacaktır. Bitki için lüzumlu olan hava sıcaklığının artmasıdır, fakat bununla birlikte ısıtıcılarla yayılan ısınında önemi büyüktür. Yağ ve gaz ısıtıcıları havayı konveksiyon (ısınarak yükselme) yöntemiyle ısıtırlar, fakat ısıtıcının tipine bağlı olarak ekipmanların sıcak yüzeyleri tarafınca meyve bahçelerine yayılan ısı toplam ısının %10-30’unu oluşturmaktadır.

Oldukça sayıda yakılan ufak ateşler, azca sayıdaki büyük ateşlere gore havayı ısıtmada daha etkilidir. Büyük ateşler, etrafa yayılmadan hızlıca yükselip inverziyon tavanını delerek soğuk ve sıcak havanın iyi bir halde karışması için lüzumlu sirkülasyonu engelleyecek sütunların oluşmasına niçin olabilir. Büyük ateşler yalnız inverziyonun tavan tabakasına zarar vermez, bununla birlikte hızlıca soğuk havanın içine çekilerek ziyanı faydasından fazla olur. Eğer bir bölgede bir mevsim süresince 2-3 defadan fazla don vakası görülmezse ısıtma yöntemi uygun ve ekonomiktir. Daha fazla don görülen bölgelerde ısıtma ekonomik değildir.

Seralarda elektrikle ısıtma, araziye uygun kalorifer sistemi ile ısıtma bazı ülkelerde kullanılan pahalı yöntemlerdir. Ancak bu yöntemlerde korunacak ürünün ekonomik kıymeti esas alınmaktadır.

e- Su uygulaması

Don vakasını önlemede bir yöntem olan üstten sulama yada yağmurlamanın belirgin bir yararı vardır ve dikkate kıymet bir öneme haizdir. Bu uygulama geniş bir su deposu, uygun sulama ekipmanları ve iyi bir toprak drenajı ister. Bu yöntem yalnız üstündeki buz yükünü taşıyabilecek bitkilerde uygulanabilir.

Yağmurlama yönteminde, nebat su soğuduğu ve dondurulmuş olduğu vakit, radyasyonla kaybolan ısıyı kazandırmak için eritme ısısını ortama verir. 1 gr yada 1 santimetre3 suyun 1°C soğuması için 1 kalori ısı açığa çıkar, fakat nebat için daha mühim olan durum 1 gr suyun donması için 80 kalorinin açığa çıkmasıdır. Eğer yaprak yada tomurcuk ince bir su filmi kaplanırsa, suyun donmasıyla ısı açığa çıkar ve nebat sıcaklığının 0°C’nin altına düşmesini engellenir. Bu su filminin olabildiğince sürekliliği sağlanmalıdır, bu sayede nebat üstünde buz tabakaları oluşmasına ve ortam sıcaklığı donma noktasının altına düşmesine karşın nebat sıcaklığı donma noktasının altına düşmeyecektir.

Bir güvenli uygulama, ıslak termometre sıcaklığı donma noktasına ulaşmış olduğu vakit yağmurlama işlemine başlamaktır. Yağmurlama işlemi nebat dokularının dayanabilmesi için mümkün olmasıyla birlikte sürdürülmelidir. Uygulama hava sıcaklığı 0 °C’nin üstüne çıkıncaya kadar devam ettirilmelidir.

Yağmurlama sistemi, ürün yitirilmesine niçin olabilen birkaç dakikalık eleştiri devreyi engelleyecek yada kesecek şekilde tam ve devamlı olarak su örtüsü sağlamalıdır. Yağmurlama sisteminin evvelinde kontrol edilmesi gereklidir. 12-20 saniye aralıklarla çalışan ufak yağmurlayıcılardan daha tatminkar sonuçlar alındığı Davis (1955) tarafınca bildirilmiştir. 90 saniye aralılarla çalışan daha büyük yağmurlayıcılar -5°C de domates bitkisi üstünde etkili olamamıştır. Tekrarlanan uygulamaların daha kısa aralıkları, yaprak yüzeyindeki daha düşük ısı değişimlerini netice vermiştir.

f- Toprak işleme ve idaresi

Don zararlarını en aza indirebilmek için; toprak nemli, yabancı otları temizlenmiş, düzeltilmiş ve pekiştirilmiş olmalıdır. Don tehlikesi olan dönemlerden ilkin toprak üstündeki ürünler, organik madde artıkları, gübre artıkları ve yabancı otlar sürülmeli ve toprak sıkıştırılmalıdır. Bu işlemlerden sonrasında toprak sulanmalı ve kuru kalmasına fırsat verilmemelidir.

g- Kumlama

Bu yöntem hem pahalı, hem yüksek işçilik, hem de toprağın yapısını etkilemesi sebebiyle uygulanması güç bir yöntemdir. Kum materyalinin kolay ısınması ve ışınım yöntemiyle yavaş soğuması bu yöntemin pozitif yanıdır. Her yıl ince bir kum tabakasının don riskli alanlara serilmesi şeklinde yapılır. İnce kum bununla birlikte buharlaşmayı (kendi bünyesindeki su miktarı oldukça azca olduğundan) en alt seviyeye indirir.

h- Çiçeklenmeyi geciktirme

İlkbaharda meydana gelen son don olaylarının oldukça sık görüldüğü yerlerde, meyve ağaçlarının çiçeklenme devresinde don vakasından fazla zarar görülmemesi için çiçeklenmenin geciktirilmesi amacıyla ağaç dipleri 1 m çapında açılarak kar yada buz kalıpları konulur.

i- Zorlanmış hasat

Biroldukça durumda geniş bir ürün topluluğunu mecburi hasat yöntemiyle dondan korumak mümkündür. Don yada donma sıcaklıkları ile ilgili bir tahmin evvelinde kullanıcılara ulaştırılmış ise, bölgedeki çiftçiler olgun meyveleri, sebzeleri ve öteki ürünleri acil olarak toplayabilir, aksi takdirde arazi üstünde kalır ve don tehlikesine hedef olur. Bu durum geceleri bile devam edecek uzun saatler devam eden bir ekip çalışmasını gerektirir. Toplanan ürünlerin korumalı yerlerde depo edilmesi zorunludur.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş