Kitap Künyesi

Yazar: Burçin Çelik

Yayın Evi: Postiga

İSBN: 9786054799831

Sayfa Sayısı: 360

30 Yaşındaysanız Hayat Gerçekten Zor Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yirminin coşkusu, yirmi ikinin neşesi, yirmi yedinin sempatisi… Ama otuz! Otuz şu demek oluyor ki… Hani otuzdan sonrasıydı çabucak geçen, ben yirmilerin iyi mi geçtiğini anlayamadım ki daha! Tüm hemcinslerim yaşıyor mu bu buhranı, yoksa yalnız ben miyim dehşete kapılan? Daha otuz yaşımın güzelliğine adapte olamadan yaşamın benim için sürprizler hazırladığından haberim yoktu doğal olarak…

Ah, seslerinizi duyar gibiyim; ne mi oldu? Oldukca sevgili odun kocam vakalara dâhil oldu desem bir şeyler çağrışır mı acaba? Peki ya, destek hanım oyuncu rolünü çakma bir sarışına vermiş desem, şimdi yandı mı ampuller! Durun durun, paniğe mahal yok! Hikâyesi tam da aldatıldığı noktada süregelen bir bayan düşünün. Hovardalığın sınırlarında ısrarla gezinen kocasını bir çırpıda boşayan; hamur harcı açarak kendine antidepresan tedavisi tatbik eden; otuzunda, bıraktığı okuluna dönecek kadar gözü kara; azca birazcık çatlak; iç sesinin çenesi düşük mü düşük bir Havva kızı…

Düşündünüz mü? Kim mi o? Bendeniz Nazlı! Tam bu aşamada hayallerinizin vücut bulmuş hali olan bir hoca düşünün. O ki; okulda hoca, kızına baba, banaysa devasa bir çikolatalı pasta! Ya da yok yok, onu düşünmeyin! O kısım bana kalsın. Laf aramızda ben kıskanç bir kadınım! Siz bunun yerine büyümüş de küçülüvermiş, sözü cebinde, elleri belinde, mini minnacık bir Peri kızı ekleyiverin bu hikâyeye. Tadımızdan yenmez olduk değil mi! Bence de! Gerisi… Gerisi sayfalarda! Hadi kulak kabartın da bir parça dertleşiverelim!

(Tanıtım Bülteninden)

30 Yaşındaysanız Hayat Gerçekten Zor Alıntıları – Sözleri

• Yirminin çoşkusu, yirmi ikinin neşesi, yirmi yedinin sempatisi…
  Ama otuz! Otuz şu demek oluyor ki…
  Hani otuzdan sonrasıydı çabucak geçen,
  ben yirmilerin iyi mi geçtiğini anlayamadım ki daha!
• Başkalarının hayatta ulaşmış olduğu yerlerle kendinizi kıyaslamayın. Hayat A’dan Z’ye kuralları olan ve belirli şekilde uygulanması ihtiyaç duyulan bir reçeteye haiz değildir.

30 Yaşındaysanız Hayat Gerçekten Zor İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Yirminin coşkusu, yirmi ikinin neşesi, yirmi yedinin sempatisi… Ama otuz! Otuz şu demek oluyor ki… Hani otuzdan sonrasıydı çabucak geçen, ben yirmilerin iyi mi geçtiğini anlayamadım ki daha! Tüm hem cinslerim yaşıyor mu bu buhranı, yoksa yalnız ben miyim dehşete kapılan? Daha otuz yaşımın güzelliğine adapte olamadan yaşamın benim için sürprizler hazırladığından haberim yoktu doğal olarak… – Alıntı-
Deli hanımefendiler güzel sever lafını siz asla duymuş muydunuz? Peki ya hanımefendilerin muhteşem bir güce, sabra ya da intikam kabiliyetine haiz bulunduğunu biliyor muydunuz? Bizi en kahredici vakalarda bile kendimizi kaybetmediğimizi üzerine üstlük, oldukça soğukkanlı bir halde karşılayabildiğimizi biliyor muydunuz ey erkekler? 🙂
30 yaşlarında, 9 senelik evliliğini aldatılma yüzünden bitiren, bir de o evlilik uğruna okulundan ve kariyerinden vazgeçmiş fedakâr bir bayan…
Bir hanım ne durumda olursa olsun asla pes etmez! Nazlı’da kuvvetli bir hanımdır. 30 yaşındadır ve aşkı uğruna, eşiyle olan evliliği uğruna bıraktığı okuluna tekrardan dönmek istemektedir! Aslında kendine ilişik işlettiği mini, şirin mi şirin bir pastanesi vardır. Ancak onun aklı yarım bıraktığı okulundadır… Tüm hikâye Siyasal Bilimleri Fakültesi’ne tekrardan dönmesiyle adım atar. Okula dönmüştür dönmesine sadece hiçbir şey bıraktığı benzer biçimde değildir… Okulun popüler kızı Nazlı 10 yıl önceki bıraktığı okulunu eskisi benzer biçimde olmadığını görür.
Birisinin ona seslendiğini duyar:
-“Nazlııııııııı”
Duyduğu sesle şoka girer. Okul zamanlarında popülerdi popüler olmasına sadece onca geçen senelere karşın tekrardan tanınacağını asla düşünmemiştir. Arkasını dönerek kendisine seslenen kişiye bakar. Nazlı onu tanıyamaz sadece Aysun Nazlı’yı tanımıştır ve derhal kendisini tanıtır. 10 yıl önceki derslik arkadaşı bulunduğunu söyler. Nazlı gözlerine inanamaz. Arkadaşı fazlaca değişmiştir. O dişleri telli olan kızdan yapıt kalmamıştır. Yaşadığı şok yetmiyormuş benzer biçimde bir de Aysun’un bu okulda hoca bulunduğunu öğrenir!…
Tam bir kâbustur şu sebeple Aysun Nazlı’dan nefret etmektedir ve rakibidir!
Bazen kaderimizin ne süre yürürlüğe gireceğini bilemeyiz. Aşk ya bizi bulur, ya da biz onu buluruz. Bu hikâyede aşkı bakalım kim bulmuş 🙂
Allah’ım bu iyi mi bir kitaptı? Sayfalar kitaba başlandığı anda okucuyu içine hoop çekiveriyor, bitene kadar da sindirmeden bırakmıyor benden demesi….
Severek hatta bayılarak okuyacağınız bir kitap sizi bekliyor! Trajik vakalar kaosu bu kadar mizahi ve düzenleyici bir halde daha anlatılamazdı! Anlatım dili mütevazi ve oldukça anlaşılır. Her kesimden insanların rahatça okuyacağı, okurken eğleneceği birazcık da hüzünleneceği bir kitap. Şiddetle tavsiye ederim.
Yazar Burçin Çelik’in kalemine yüreğine sıhhat. Başarılarının devamını dilerim.
Saygılarımla
Gözde Karadağ
Kitap Gemisi (Gözde Karadağ)

Ana karakterimiz Nazlı bigün eve ulaştığında kocasının yanında hem de kendi yatağında bir de kendi tarafında yatan platin saçlı hanımı gördüğünde, kendinin bile inanamadığı bir soğukkanlılık göstererek mutfağa gider ve kendisine bir kahve yapar. Kahvesini içerken de kocasının ve platin saçlı aşüftenin (:D) uyanmasını bekler.
Daha sonrasında olanları siz düşünün artık… Kitap ilk satırından son satırına kadar komediydi. Zaman süre Nazlı’nın saflığı, salağa yatmaları, Barış Hoca’nın best model halleri ve ve veeee en güzeli de Peri.. Ah o Peri’nin hallleri, o konuşmaları yok mu.. .
Romantik komediler de genel olarak neler olabileceğini bilirsiniz fakat aslolan merak ettiğiniz ne olduğu değil iyi mi olduğudur. Hikayenin sonu başından belli olsa da ben merakla iyi mi oluyor neler oluyor diyerek okudum kitabı. Sonunda küçük bir sürpriz beni karşılamadı değil 🙂 Bir de o Barış neydi ya Allah’ım öldürdü beni Spoi olmasın diye söyleyemiyorum fakat okuyanlar kesinlikle nereden bahsettiğimi anlamıştır.
Benim tek hoşuma gitmeyen kısım; kitap hem Nazlı hem Barış’ın ağzından anlatılıyordu. Başlarda ise Nazlı’nın ağzından anlatılan kısımlar Barış’ın ağzından yeniden anlatılmıştı. Bu birazcık tekrara düşmüş izlenimi yarattı bende rahatsız etti fakat bir kaç bölüm sonrasında ortadan kalktı bu durum (Sirius Black)

Yazım dili oldukça güzel bir kitap. Üstelik keyifli. Yazar duygularını fazlaca güzel esprili bir üslupla yazmış. Olayların iyi mi gelişeceğini tahmin etseniz bile sırf yazarın kim bilir sizi anlattığını düşündüren dili fazlaca güzel bence. (ebru tepe)

30 Yaşındaysanız Hayat Gerçekten Zor PDF indirme linki var mı?

Burçin Çelik – 30 Yaşındaysanız Hayat Gerçekten Zor kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de 30 Yaşındaysanız Hayat Gerçekten Zor PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Burçin Çelik Kimdir?

Deli benzer biçimde okuyan, ki kimi zaman bu mevzuda psikopata bağladığı bile görülebilir; okudukça düşünen; düşündükçe mutsuz olan; mutsuz oldukça yeniden okuyan bu döngünün içine sıkışmış sıradanın da sıradanı acayip bir havvakızıdır vesselam. Kah alev ateş bir feminist, kah havası alınmış bir toplumcu, kah tasavvufun sınırlarında kendini arayan yitik bir kişilik… İnsan olmanın anlamını algı ederken kaybolmaktan da korkmuşluğu vardır, yalnız bu durum aramızda kalsın;) Selam ve saygı ile… YAMAK’DAN:)

Burçin Çelik Kitapları – Eserleri

• Beni Yarına Bırakma
• 30 Yaşındaysanız Hayat Gerçekten Zor
• Hüzün Yağmurları

Burçin Çelik Alıntıları – Sözleri

• “Aşk, cennetten vazgeçip bir ömrü arafa sürgün etmekti onlar için; araflarını cennete çevirmekti.” (Beni Yarına Bırakma)
• Başkalarının hayatta ulaşmış olduğu yerlerle kendinizi kıyaslamayın. Hayat A’dan Z’ye kuralları olan ve belirli şekilde uygulanması ihtiyaç duyulan bir reçeteye haiz değildir. (30 Yaşındaysanız Hayat Gerçekten Zor)
• … Düşsen de, dizlerin kanasa da, yeri gelip paramparça olsan da tekrardan o adımları atabilecek gücü bulmaktaydı sorun. (Hüzün Yağmurları)
• …acılar aynı benzer biçimde olsa da insanoğlu başka başkaydı. Herkesin cehennem azabı ayrıydı. Kader herkesi değişik çıkmaz sokakların çaresizliğinde bırakıyordu, acı değişik değişik suretlerde yapışıyordu insanların yakasına. (Beni Yarına Bırakma)
• Dışarıdan bakıldığında görülen gerçekler bambaşkaydı: O, öteki hanımdı… Hep öyleki olmuştu ve ne yaparsa yapsın değiştiremeyecekti bu gerçeği. Birbirlerini seviyor olmaları kara bir kir benzer biçimde duran bu hakikati yok saymaya yetmiyordu. Aşk tüm günahları temize çekmeye kâfi gelmiyordu, gelmeyecekti de! (Beni Yarına Bırakma)
• “Aşk, cennetten vazgeçip bir ömrü arafa sürgün etmekti onlar için; araflarını cennete çevirmekti.” (Beni Yarına Bırakma)
• Senin yüzünde benim içimin acısı gizli saklı. (Hüzün Yağmurları)
• Tek bildiğim canımız yandıkça daha fazlaca acıttığımız. (Beni Yarına Bırakma)
• Seninle yokluğumuz, kıştan da soğuk ! (Hüzün Yağmurları)
• Hiçbir yara kanamadan iyileşmezdi. Ve hiçbir acı, kabullenilmeden geride bırakılmazdı. (Hüzün Yağmurları)
• Bir evi yuva meydana getiren içindeki eşyalar değildi, aynı çatıyı kiminle paylaştığındı. Keza o çatının altını dolduran eşyalara rahatlık veren, ne renkleri ne de biçimleriydi. Bir evi rahat kılan gene insandı. (Hüzün Yağmurları)
• “Insanlari imrendiren tebessümünün ardında kederden fazlaca daha fazlası gizliydi.” (Hüzün Yağmurları)
• Bazı seyler, ayağa batan paslı bir çivi benzer biçimde ana mıhlar insanı. Zaman geçmez… ızdıraplı bir diziye saplanıp kalırsın.
  Zaman, o anın eziyetine ter eder kişiyi. O anlamış olur tüm yaşamımız süresince boynunuzda taşınacak pişmanlıklardır.
  Tek bir an, tüm hayatınızı tepetaklak edebilir. (Hüzün Yağmurları)
• “Her ölüm, bir adım sonrasının muammasını anımsatan ince bir mesajdı.” (Hüzün Yağmurları)
• Aşk… Üç harfli bir kelime tüm duyguları mı barındırır içinde? Bir çift bakış tüm dünyayı mı sığdırır derinliğine? Sadece bir tebessümü için sevdiğinin, candan mı geçilir? (Beni Yarına Bırakma)
• Kuşlar Sezen şarkılarıyla adını fısıldadılar… (Beni Yarına Bırakma)
• Yirminin çoşkusu, yirmi ikinin neşesi, yirmi yedinin sempatisi…
  Ama otuz! Otuz şu demek oluyor ki…
  Hani otuzdan sonrasıydı çabucak geçen,
  ben yirmilerin iyi mi geçtiğini anlayamadım ki daha! (30 Yaşındaysanız Hayat Gerçekten Zor)