Eğitim

Çin – Henry Kissinger Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çin – Henry Kissinger Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çin kimin eseri? Çin kitabının yazarı kimdir? Çin konusu ve anafikri nedir? Çin kitabı ne konu alıyor? Çin PDF indirme linki var mı? Çin kitabının yazarı Henry Kissinger kimdir? İşte Çin kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Henry Kissinger

Çevirmen: Nalan İşık Çeper

Yayın Evi: Kaknüs Yayınları

İSBN: 9789752563728

Sayfa Sayısı: 656


Çin Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Son aşama zekice yazılmış bir kitap… Çin tarihindeki ritim ve örüntüleri ustaca takip ediyor.”

-Michiko Kakutani, The New York Times-

“Müthiş bir kitap… Doğu ile Batı arasındaki ilişkilerin şekillenmesinde büyük oranı olan Kissinger oldukça sarsıcı, bazen umut verici ve son aşama kati bir üslupla bizleri neler beklediğini konu alıyor.”

-Chicago Sun, Times-

Bilgece değerlendirmeler içeren bu kapsamlı tarihî analizde Henry Kissinger ilk kere bir ülke üstüne koca bir kitap yazıyor ve yarım yüzyılı aşkın süredir yakından tanımış olduğu, Batı ile diplomatik ilişkilerini bizzat şekillendirdiği Çin’i en vurucu yönleriyle tanıtıyor. Konfüçyus’un toplumu birleştirici “devlet dini” felsefesinden, çağıl Avrupa’nın bağlaşık güçleri ile Çin’in ilk kere diplomatik temasa geçmiş olduğu 18. yüzyıla, Çin-Sovyet ittifakının kuruluşu ve çöküşüne, Mao dönemine, Hindistan, Tibet ve Tayvan krizlerine, Kore Savaşı’na, Tiananmen Meydanı katliamına ve Deng Xiaoping öncülüğünde Çin’in ekonomik açılımına kadar birçok dönüm noktasını aydınlatıyor. 88 yaşındaki Henry Kissinger bir dünya dış ilişkiler duayeni ve Çin’e 40 kere diplomatik ziyarette bulunmuş bir ABD dışişleri bakanı kimliğiyle son bölümde Çin’in potansiyel bir süper güç olarak 21. yüzyıldaki rolüne ilişkin mühim değerlendirmelerde bulunuyor. Çin’in dünya sahnesindeki görevi üstüne 20. yüzyıl dünya siyasetinin başlıca aktörlerinden birinin tecrübesine dayanarak kaleme alınmış benzersiz bir emek harcama.

Satın alma gücü açısından hâlihazırda dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan ve önümüzdeki 15 yıl içinde dünyanın en büyük ekonomik gücü olması beklenen Çin’i yakından tanımak için bu kitabı kesinlikle okuyun.

“Akıcı, çarpıcı… kısmen tarih, kısmen hatırat ve her şeyden öte Çin dış politikasının varsayımları, metotları ve hedefleri üstüne detaylı bir araştırma-araştırma kitabı.”

-The Wall Street Journal-


Çin Alıntıları – Sözleri

  • Orta Doğu’dan gelen petrole erişim ve (Taliban’ın devrilişinden sonrasında) Afganistan’daki maden kaynaklarındaki Çin yatırımlarını korumaya ilişkin kaygılarını sürdürmektedir. Bu çıkarların tam olarak korunmasıyla Çin, Amerika’nın Irak ve Afganistan’daki çabalarına karşı çıkmamıştır, hatta bu durumu, Amerika’nın Doğu Asya’daki askeri güçlerinin bölünmesi anlamını taşıdığından memnuniyetle bile karşılamış olabilirdi.
  • Çin ordusunun hedefinde, uzun süre Çin’in ekonomik ve askeri desteğinden yararlanmış, yakın zamana dek müttefiki olmuş olan dost bir komünist ülke vardı. Amaç, Çin’in bakış açısından Asya’daki stratejik dengenin korunmasıydı. Dahası Çin, beş yıl ilkin Çinhindi’den çıkarılmasına destek olduğu “emperyalist güç” ABD’nin danışma mevzusunda iş birliğini, moral desteğini ve diplomatik onayını elde etmiş olarak bir harekat başlatmıştı.
  • 1868’de Japon imparator Meiji tahta çıkış yemininde Japonya’nın kararını duyurdu: “Bilgi, dünyanın her yerinde aranacaktır…”
  • “Küçük meselelerde sabırsızlık göstermek büyük planları mahveder.”
  • Makyavel şeklinde Konfüçyüs de o zamanlar hayatta kalmak için birbirleriyle çarpışan prenslerden birine danışman olma umuduyla ülkesinde dolaşan bir gezgindi.
  • Çinlilerin yüzyıllar süresince üstüne titremiş olduğu 14. yüzyıl epik romanı ki Mao da gençliğinde bu romanı neredeyse saplantılı şekilde incelediğini söylemiştir. Üç Krallığın Hikâyesi (The Romance of the Three Kingdams)’nin ünlü girişi bu devamlı uyuma işaret eder: “Uzun zamandır bölünmüş bir halde olan imparatorluk birleşmeli, uzun zamandır birleşmiş olan ise bölünmelidir. Bu hep böyle olmuştur.”’
  • Çinliler hiçbir süre kozmik yaratılışla ilgili bir efsaneleşmiş ortaya koymamıştır. Çinlilerin kâinatını bizzat Çinliler yaratmıştır; onların değerlerinin evrensel ölçekte bir ergonomik kıymeti olduğu vurgulandığında dahi, özde Çin’e ilişik olarak algılanırlardı.
  • Konfüçyüsçü bir toplumda ilerlemenin anahtarı öğrenmekti.
  • Ne var ki Çin denizaşırı sömürgeler edinmemiş ve kendi kıyılarının ötesindeki ülkelere pek fazla ilgi göstermemiştir. Konfüçyüs’ün ilkeleri ya da Budizmin vazettiği erdemlerle barbarları “dönüştürmek” suretiyle dış maceralara girişmek için gerekçeler üretmemiştir.
  • Büyük İleri Atılım’ın üretim miktarı hedefleri o denli abartılıydı ve buna karşı çıkmak ya da başaramamanın cezası öylesine korkutucuydu ki mahalli kadrolar üretim miktarlarını değiştirip Pekin’e şişirilmiş miktarlar rapor ediyorlardı. Bu raporları gerçek olarak değerlendiren Pekin, ağır endüstri ve tabanca karşılığında Sovyetler Birliğine hububat ihraç etmeye devam etmekteydi. Felaketi pekiştiren şey, Mao’nun çelik hedefinin kotayı doldurmak amacıyla kullanılacak vasıta gerecin hurda olarak eritilmesini teşvik edecek derecede harfiyen yerine getirilmesi olmuştu. Oysa neticede tabiatın ve ekonominin yasaları ortadan kaldırılamazdı ve Büyük İleri Atılım’ın bilançosu son aşama ağır oldu. Çin 1959’dan 1962’ye kadar insanlık tarihinin en büyük kıtlığını yaşadı; yirmi milyonun üstünde insan yaşamını yitirdi.


Çin İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Dünden Bugüne Çin: Henry Kisssenger, ‘Dünden Bugüne Yeni Çin’ adlı kitabıyla Çin’in yaşamış olduğu yapısal değişiklikten bahsediyor. Peki bu yapısal değişim nedir, ne süre oluşmuş, oluşma sebebi nedir ve bunun karşılığında ne gerçekleşmiştir? Ayrıca SSCB ile diyaloglar da mühim. Yeni Çin ile Yeni Rusya’nın Marksist-Leninist ideolojiye haiz olmasıyla birlikle niçin bir birlik oluşturamadılar? Bunun da cevabı kitap içinde. Gazeteci, siyasetçi, dış ilişkiler uzmanı, internasyonal ilişkiler bölümlerinde okuyanlar ya da siyasetle ilgilenenlerin çoğunun bilmiş olduğu bir isim olan Kissenger’in bu kitabı, Çin’e dair saptamaları, önermeleri, düşünceleri, tespitleri içermektedir.
Kısa Çin zamanı anlatımıyla kitap başlıyor. Lakin o şekilde karmaşık, çetrefilli bir anlatı kullanılmıyor. Çin’in zihin yapısı ile Batı siyaseti ve kültürünün karşılaştırılması yapılarak bazı konuların daha net anlaşılmasını da sağlanmış. Bu da okuyucuya kolaylık sağlıyor.
Mesela, Batının hep Çin’e doğru gitmek istemesine rağmen, Çin’in niçin uzak diyarlara gitmediğini de oldukca güzel bir halde konu alıyor. İngiltere’nin Afyon Savaşları ile Çin’e egemen olması, bazı şeyler için de bir dönüm noktası oluşturur. Ayrıca o zamanki Çin’in, teknolojiye iyi mi baktığını göstermesi anlamında da mühim. Kitabın bazı kısımları okundukça bu tarz şeyleri Kissenger mi yazmış yoksa Çinli biri tarafınca mı yazılmış olduğu şaşırtabiliyor. Genelde Batılı perspektif, ‘uygarlaştırmak, demokrasi getirmek için oralara gidildi’ cümlesi kullanırken, Kissenger daha mahalli bir açıdan yaklaşabiliyor. Çinlilerin geleneksel teknolojiye ve kendilerinden olmayanlara bakış açısıyla, ‘Batılıların’ onlara bakış açısını da oldukca iyi vurgulamış. Sun Tzu’nun görüşme ve silahsız cenk yöntemiyle galip gelmek düşüncesi ve Konfüçyüs felsefesine karşı makyavelist bir felsefenin hizmetinde olan Batılı devletlerin doyumsuzluklarını da karşılaştırıyor.
Japonya ve Çin arasındaki ‘dış güçlere’ perspektif farklılıklarına da değinirken, Çin’in kendini üstün görüp korumacı bir halde davranmasına rağmen, Japonların dıştan gelen tecim ve teknolojik gelişmelere dikkat ederek, önemseyerek öykünmek yöntemiyle kendine uyarlamaya emek vermesi hakkında da bilgiler sunuyor. Bu farklılığın süre içinde iyi mi değişmiş olduğu de gözlemlenebiliyor. Bunun neticesinde şu anki Çin’in geçirdiği o değişiklik ve o süreç içinde yaşananları bilmeden yapılacak yorumlar da sıhhatli olmayabilir.
Henry Kissenger, Çin’in ‘Dünden Bugününü’ anlatırken çevre ülkeleriyle olan ilişkilerine de değinmeden geçemiyor. Salt Çin tarihini anlatmıyor. Bilhassa mevzuya ilgi duyanların haricinde genel okuyucu içinde çeşitli bilgiler veriyor.
Çin zamanı açısından mühim bir unsur da Mao Zedung’un iktidara gelişi ve ileri ki dönemde uygulamaya soktuğu ‘devamlı devrim’ fikridir. Kissenger bu mevzuya da değiniyor. Mao’nun niçin geleneksel yapıya, imparatora ve Konfüçyüs’e fikren karşı çıkılma sebeplerini de konu alıyor. Çin’in 2. Dünya Savaşı sonrasında ya da Mao’nun önderliğinde yaşananları da kendince yorumluyor. Rus devrimiyle Çin devrimi arasındaki farkları da belirtiyor. Derinlere inmeden görünen durumu her insanın rahat anlayabileceği şekilde ifade ediyor.
Mao’nun Çin’deki tarih yazıcılığı; yaptıkları, yapamadıkları, tenakuzları hakkında da informasyon vererek okuyuculara kılavuzluk sağlıyor.
Burada mühim başka bir durum da ortaya çıkıyor: Satranç ile Wei qi’nin amansız savaşı. Bu kavramların mücadelesi de kitap süresince irdeleniyor.
Mao ve öğretisinin bilhassa ‘Kültür Devrimi’ esnasında Çinli felsefeci ‘Konfüçyüs’ü puta benzetip bir çeşit ‘putları yıkıyoruz’ mantığıyla harekete geçme sebep ne idi? Niçin Mao, işçi, talebe, köylü hareketi ile ülkenin ileri gelenlerine ve Konfüçyüs’e tepki olarak ‘insan avına’ çıktı? Çin ile ABD yakınlaşması iyi mi oldu? Mao ve ABD yönetimlerinin bu yakınlaşmaya bakış açıları ne yönde idi? Çin ile Rusya’nın ideolojik yakınlığı yada karşıtlığı; Stalin ve Mao arasındaki münasebetler, Rusya’nın Çin iç savaşına tutumu ve bunun Çin’in Rusya ile diyaloglarına tesiri şeklinde mühim mevzular da irdeleniyor.
Henry Kissenger ‘Dünden Bugüne Yeni Çin’ kitabıyla ABD – Çin yakınlaşmasının zamanı köklerine iniyor ve o yakınlaşmanın birinci el tanığı olarak anılarını paylaşıyor. ABD – Çin yakınlaşmasının sebepleri, arka planı ve neler yaşandığını ABD Başkanı Nixon’un hususi temsilcisi olarak yakından biliyor. Çin’e yapmış olduğu resmi ve hususi ziyaretlerde bu yakınlaşmayı olgunlaştırdıktan sonrasında Nixon’un Çin ziyareti gelecek açısından ABD – Çin ilişkilerini iyi mi etkiledi. Kissenger’in anlatımı ve görüşmelerin resmi tutanaklardan deşifre edilmesiyle ortaya çıkan bilgiler okunuyor.
ABD’de ilkin Nixon sonrasında Ford’un hususi temsilcisi olarak Çin’e yapmış olduğu gezilerden hem Mao’nun hem de Çin’deki siyasal elitin tutumunu birincil elden yansıtıyor. Öznel ifade resmi tutanaklarla sağlamlaştırılıyor.
Bu kitap yüzeysel değil de derinlikli okunduğunda içindeki şifreler de çözülebilir. Bu şifreler çözüldüğünde ABD – Çin yakınlaşması daha net anlaşılabilir. Bunların ne olduğu ise kitabın sayfaları içinde yer almıştır.
Bu kitap bilhassa gazeteci, tarihçi, siyasetçi (oldukca acayip bir kelime fakat olağanlaştığı için yazdım), internasyonal ilişkiler okuyan kişilere hitap etmektedir. Akademik dil kullanılmadığı için ifade oldukça akıcı (tercüme de o şekilde).
Bugünkü Çin ile dünün Çin’i arasındaki farkı oluşturan siyasal, toplumsal, kültürel, ekonomik etkenler neler? Çin’in şahlanışında hem Çin’in kendi iç dinamikleri hem de ‘dış mihrakların’ görevi nedir? Gibi sorular da yanıtını bulabiliyor. (Bazı soruların cevabı yok. Bazı mevzulara asla değinilmemiş ve bazı bölgeler yüzeysel geçiştirilmiş. O yüzden her şeyin cevabının bu kitapta olmayacağı bilinmeli.)
Yazar okuyucuya derinlikli ve detaylı bir Çin zamanı anlatmıyor; o şekilde bir amacı da aslına bakarsanız yok. Sadece bazı kırılma anlarının fotoğrafını (keşke görüşmelere dair fotoğraflar da eklenseydi, çok da fazla güzel olurdu.) çekerek onlar üstünden Çin’in geçirdiği evreler hakkında informasyon veriyor. Kitap okunduğunda Çin hakkında alim olunmayacak fakat gene de epey informasyon sahibi olunabilir. Ayrıca stratejik zeka oyunu olan satranca karşılık Mao’nun wei qi oyununu mühim görmesinin sebepleri de sıralanırken bunun siyasal, diplomatik ve askeri alanlarda iyi mi kullanılabileceği de mühim.
Çin, ABD ticari ilişkilerinin gelişim sürecinde siyasetin görevi nasıldı? Ya da iki devletin birbirlerine yakınlaşmasında ülkelerin dış politikaları iyi mi bir yol çizdi? Nixon’un ABD başkanlığına gelmesiyle Çin ile ilişkileri iyi mi süreç işledi? Bu ve buna benzer onlarca ifade içeren bir kitap.
Henry Kissenger bu kitabı ile Çin – ABD ilişkilerine oldukca yakından bakıyor. Kişisel anılar eşliğinde bir Çin analizi yapılırken siyasal ayak üstünde ağırlıklı duruluyor. Bu yakınlaşmanın ekonomik ayağında neler yapıldığı ise başka bir kitabın konusu diye bahsedilmemiş.
Çin’in şu an görünen ekonomik kalkınmasının altında yatan siyasal kararların bir tek içerdeki birkaç kişinin tutumu sonucu mu geliştiği ya da bu gelişmeye başka etkenlerinde katkısı oldu mu bunu da Kissenger’in anlatımıyla okuyoruz.
Çin’in yaşamış olduğu siyasal ve ekonomik değişimin görünen yüzünün arka planında neler yaşandığını anlatması bakımından mühim bir emek harcama. Kitabın 649 sayfalık hacmi okuyucuyu ilk etapta korkutabilir. Lakin okumaya başlayınca güzel bir roman şeklinde kendine çekebiliyor. Tabi her insana hitap eden bir kitap da değil. Meraklıları için bilgilendirici özellikte bir emek harcama. Tavsiye ederim.
Kissenger, bu kitabın temelini, hükümet içinden ya da dışından oldukca sayıda kişiyle yapmış olduğu görüşmeler bulunduğunu ifade ediyor. Kitaba başlamadan ilkin bazı teknik mevzular hakkında bilgiler vermektedir. Mesela, ‘Çince yazım üstüne notlar’ kısmında Çince adların iyi mi yazıldığı mevzusunda informasyon de veriyor. İki sisteminde kullanılması yanında (Wade – Giles yöntemi ve Pinyin) Çin devletinin 1979 yılından beri resmi olarak Pinyin sistemini tercih ettiğini (Çin harflerinin Latin alfabesine aktarımı) ifade ediyor. Peki fark nedir? Farkı gene Kissenger şu şekilde ifade ediyor:
++ Wade-Giles yazımı: ” Teng H’sraoping”
++ Pinyin yazımı: ” Deng Xiaoping” (TR: Deng Şiaoping) Bunun yanında kitap içinde geleneksel yapı da kullanılmış (Sun Tzu şeklinde).
Kitabın anlatımı da (ve tercüme de) oldukça akıcı; bazı yerlerde soğuk ve donuk perspektif yerine dinamik ve yazınsal bir betimlemeler de kullanılıyor. Bu da kitabın kendini okutması anlamında mühim.
Kitap önsöz ve sonsöz haricinde 18 ana kısımdan oluşmaktadır. 2012 senesinde ABD’de yayımlandıktan sonrasında 2015 senesinde Türkçeye çevrilir. Türkçeye çeviren ise Nalan Işık Çeper
(Not: ABD Başkanı Nixon’un Türkiye’de 1994 senesinde ‘kitap/zamani-yakalamak–234173’ adıyla çıkan kitabı da mühim. Hem ABD’nin kendi içini hem de dışarıya bakışını da anlatırken, Çin ile yakınlaşması da yer almıştır. Kitabın baskısı olmadığı için sadece sahaflarda bulunabilir.)
Bu kitabı 20 Ağustos – 23 Eylül 2020 tarihleri içinde okudum. İnceleme yazısı ise 10 Ekim 2020 tarihinde 1000Kitap sitesine eklendi. (S. Ali)

Diplomasi alanında dünyanın en başarı göstermiş siyasetçilerinden ve hem de dış ilişkiler kitabının da yazarı üstad Henry den Çin ve Amerika soğuk cenk sürecini tüm bilgileri ile özetleyen güzel bir kitap, politika bilimi okuyan her insanın kesinlikle bitirmesi gerekiyor (M.Asaf)

Özelde ABD-Çin ilişkileri, genel anlamda Çin zamanı ve fikir/politik biçimi hakkında doyurucu bir kitap. Çin’e ilgi duyan, dünya siyasetini idrak etmek isteyenler için güzel bir yapıt. (İbrahim Taçyıldız)


Çin PDF indirme linki var mı?


Henry Kissinger – Çin kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Çin PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Henry Kissinger Kimdir?

Dr. Henry Alfred Kissinger

Babası Louis Kissinger (1887-1982) bir öğretmendi. Annesi Paula (Stern) Kissinger (1901-1998) bir ev hanımıydı. Kissinger bir kardeşi (Walter Kissinger) vardı. Soyadı olan Kissinger onun büyük-büyük-büyükbabası Meyer Lob tarafınca 1817 senesinde kabul edilmiştir. Bir genç olarak, zamanında ülkenin en iyi takımlarından önde gelen SpVgg Greuther Fürth’ün genç takımında oynadı. 1938 senesinde Nazi zulmünden kaçan ailesi New York’a taşındı. Kissinger, orada Alman Yahudi göçmen topluluğunun bir parçası olarak üst Manhattan Washington Heights bölümünde liseye gitti. George Washington Yüksek Okulu’nda ilk yıl sonrasında, gece okula başladı ve gün süresince bir tıraş fırçası fabrikasında çalıştı. Lise sonrasında, Kissinger muhasebe eğitimi için New York City Kolejine girdi.

Harvard Üniversitesi öğretim üyesi olduktan sonrasında 1969 – 1975 yılları aralığında başkanın ulusal güvenlik danışmanı, 1973 – 1977 yıllarında ise ABD’nin 56. dışişleri bakanı olarak vazife yapmıştır. Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyet Rusya arasındaki yumuşama politikasını geliştirmiş, bunun sonucunda 1972 senesinde SALT I antlaşması imzalanmıştır. Aynı yıl Amerika Birleşik Devletleri ve Çin Halk Cumhuriyeti içinde ilk resmî ilişkileri kurmuştur. Amerika Birleşik Devletleri’nin 1969 – 1970 yılarındaKamboçya’yı bombalamasını desteklemesine rağmen, Vietnam sorununu çözüme götürmedeki üstün katkılarından dolayı 1973 senesinde Nobel Barış Ödülü’ne lâyık görülmüştür. Mekik Diplomasisi yöntemiyle 1979 yılındaİsrail ile Mısır içinde da diplomatik ilişki kurulmasına katkıda bulunmuştur.


Henry Kissinger Kitapları – Eserleri

  • Diplomasi
  • World Order
  • Çin
  • Amerika’nın Dış Politikaya İhtiyacı Var mı?
  • Kriz
  • Beyaz Saray Yıllarım


Henry Kissinger Alıntıları – Sözleri

  • İnsanlık şeytani fertleri ve baştan çıkaran baskıcı fikirleri her çağda üretir. (World Order)
  • Uysal insanoğlu, sadece kuvvetli olurlarsa dünyaya haiz olabilirler. (Diplomasi)
  • Makyavel şeklinde Konfüçyüs de o zamanlar hayatta kalmak için birbirleriyle çarpışan prenslerden birine danışman olma umuduyla ülkesinde dolaşan bir gezgindi. (Çin)
  • Kendimi uyanmaya zorlarken Sisco’nun İsrail ile iki Arap ülkesi Mısır ve Suriye’nin muharebeye girmek suretiyle olduklarında direten kalınca ve kaba sesini duydum. Ancak bunun tamamen bir hata olduğundan emindi; her iki taraf da ötekinin niyetlerini hakikaten yanlış anlıyordu. Hemen ve kesin bir halde onlara gerçekte durumun iyi mi bulunduğunu anlatırsam, cenk başlamadan işleri denetim altında alabilirdim. Bu yeteneklerime ilişkin övgü dolu bir tahmindi. Maalesef, ondan sonra abartılı olduğu anlaşılacaktı. (Kriz)
  • Gelgelelim, tek bir uygarlık olarak kabul edilmesine rağmen, Avrupa’nın hiçbir süre tek bir yönetimi ya da birleşik ve durağan(durgun) bir kimliği olmadı. (World Order)
  • K: Başkan’la ve Sovyetlerle yeniden görüştüm.
    Yarın ihtiyacınız olabilecek makul düzeyde askeri malzemenin onaylanması neredeyse kati, bilhassa Sovyetler Araplardan yana olursa, o süre kesinlikle yapacağız.
    S: Yapacaksınız.
    K: Eğer Sovyetler BM’de Araplardan yana olurlarsa, bunu muhakkak yapacağız, fakat olmazlarsa bunu muhtemelen yapacağız. Güvenlik Konseyi toplantısı olduğunda, Sovyetler kabul etse de etmese de, ateşkese ve ateşkes hatlarına geri dönülmesi icap ettiğini önereceğiz.
    S: Ve bunu onların kabul edip etmemesine bakmaksızın yapacaksınız. (Kriz)
  • Çinliler hiçbir süre kozmik yaratılışla ilgili bir efsaneleşmiş ortaya koymamıştır. Çinlilerin kâinatını bizzat Çinliler yaratmıştır; onların değerlerinin evrensel ölçekte bir ergonomik kıymeti olduğu vurgulandığında dahi, özde Çin’e ilişik olarak algılanırlardı. (Çin)
  • Seviye kurulmazsa, oldukca geniş alanların anarşiye ve organik yollardan başka bölgelere yayılacak aşırılıkçılara maruz kalması riski dünyaya gelecektir. (World Order)
  • Moral çöküşü maddi çöküşten
    oldukca daha çok tehlikelidir. (Diplomasi)
  • Büyük İleri Atılım’ın üretim miktarı hedefleri o denli abartılıydı ve buna karşı çıkmak ya da başaramamanın cezası öylesine korkutucuydu ki mahalli kadrolar üretim miktarlarını değiştirip Pekin’e şişirilmiş miktarlar rapor ediyorlardı. Bu raporları gerçek olarak değerlendiren Pekin, ağır endüstri ve tabanca karşılığında Sovyetler Birliğine hububat ihraç etmeye devam etmekteydi. Felaketi pekiştiren şey, Mao’nun çelik hedefinin kotayı doldurmak amacıyla kullanılacak vasıta gerecin hurda olarak eritilmesini teşvik edecek derecede harfiyen yerine getirilmesi olmuştu. Oysa neticede tabiatın ve ekonominin yasaları ortadan kaldırılamazdı ve Büyük İleri Atılım’ın bilançosu son aşama ağır oldu. Çin 1959’dan 1962’ye kadar insanlık tarihinin en büyük kıtlığını yaşadı; yirmi milyonun üstünde insan yaşamını yitirdi. (Çin)
  • İnsanlık şeytani fertleri ve baştan çıkaran baskıcı fikirleri her çağda üretir. Devlet yönetiminin işi, bunların iktidara gelmelerinin önüne geçmek ve gelseler bile, onları caydırabilecek internasyonal bir düzeni ayakta tutmaktır. (World Order)
  • CIA Başkanı William Colby, uyum içinde, Şam radyosuna bakılırsa, saldırıyı İsrail’in başlattığını bildirdi. Savunma Bakanı James Schlesinger, Suriye’nin dürüstlük şöhreti oldukca iyi olmasa da, yirmi senedir ilk kere İsrail’in bir Ortadoğu Savaşı başlatmamış” olduğu yorumunda bulunmuş oldu. (Kriz)
  • Çinlilerin yüzyıllar süresince üstüne titremiş olduğu 14. yüzyıl epik romanı ki Mao da gençliğinde bu romanı neredeyse saplantılı şekilde incelediğini söylemiştir. Üç Krallığın Hikâyesi (The Romance of the Three Kingdams)’nin ünlü girişi bu devamlı uyuma işaret eder: “Uzun zamandır bölünmüş bir halde olan imparatorluk birleşmeli, uzun zamandır birleşmiş olan ise bölünmelidir. Bu hep böyle olmuştur.”’ (Çin)
  • …Yanlış bir hükümet sistemi tarafınca
    insanoğlu birbirine düşman hale getirilmediği sürece , insan insanoğlunun
    düşmanı değildir. (Diplomasi)
  • … Herhangi bir yerde özgür kurumların
    yenilgisi , dünyanın her yerinde
    yenilgi anlamına gelir. (Diplomasi)
  • Ardında kimse olmadığı halde kaçan kimse suçludur. (Diplomasi)
  • oysa tarih stratejik mevzularda ciddiyetsizliği er geç cezalandırır. (World Order)
  • Gelenek önemlidir; ne de olsa, ülkelerin tarihte hiçbir geçmişleri yokmuşçasına ve her fiil yolu önlerinde açıkmışçasına ilerlemeleri mümkün değildir. (World Order)
  • 1868’de Japon imparator Meiji tahta çıkış yemininde Japonya’nın kararını duyurdu: “Bilgi, dünyanın her yerinde aranacaktır…” (Çin)
  • Ne var ki Çin denizaşırı sömürgeler edinmemiş ve kendi kıyılarının ötesindeki ülkelere pek fazla ilgi göstermemiştir. Konfüçyüs’ün ilkeleri ya da Budizmin vazettiği erdemlerle barbarları “dönüştürmek” suretiyle dış maceralara girişmek için gerekçeler üretmemiştir. (Çin)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş