Eğitim

Filmlerle Sosyoloji – Bülent Diken Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Filmlerle Sosyoloji – Bülent Diken Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Filmlerle Sosyoloji kimin eseri? Filmlerle Sosyoloji kitabının yazarı kimdir? Filmlerle Sosyoloji konusu ve anafikri nedir? Filmlerle Sosyoloji kitabı ne konu alıyor? Filmlerle Sosyoloji PDF indirme linki var mı? Filmlerle Sosyoloji kitabının yazarı Bülent Diken kimdir? İşte Filmlerle Sosyoloji kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Carsten Bagge Laustsen

Yazar: Bülent Diken

Çevirmen: Sona Ertekin

Orijinal Adı: Sociology Through The Projector

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9789753427623

Sayfa Sayısı: 230


Filmlerle Sosyoloji Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Filmler asla “bir tek film” ya da bizleri eğlendirmeyi ve dolayısıyla dikkatimizi dağıtarak bizi toplumsal gerçekliğimizle ilgili aslolan sorunlardan ve mücadelelerden uzaklaştırmayı amaçlayan hafifçe kurgular değildir. Filmler yalan söylerken bile toplumsal yapımızın can evindeki yalanı söylerler. Bu nedenle, elinizdeki kitabı yanlızca filmlerin toplumsal gerçeği iyi mi yansıttığı ya da meşrulaştırdığıyla ilgilenenler değil, toplumlarımızın iyi mi olup da kendilerini sadece filmler vasıtasıyla tekrardan ürettiği mevzusunda düşünce sahibi olmak isteyenler de okumalı. Uzun lafın kısası, tam da bu sebepten dolayı Filmlerle Sosyoloji’yi nerede ise hepimiz okumalı.”

– Slavoj Zizek

Filmlerle Sosyoloji en azından üç değişik şekilde okunabilir: Birincisi, film analizi vasıtasıyla toplumsal kuram halletmeye yönelik bir çaba olarak; nitekim kitabın her kısmı gerçeklik ile tasarı, beyazperde ile toplumsal kuram arasındaki ilişkiyi ele alıyor. İkincisi, toplumsal kuram dahilindeki belli başlı alanlarla ve kavramlarla; toplumsal cinsiyet, kimlik, diğeri, kitle, terör, korku ve güvenlik, kapitalizm ve direniş, kamplar ve yoksulluk, etik ve tanıklık, vb. ile bir hesaplaşma olarak. Üçüncüsü de, filmlerin çözümleme araçları olarak kullanıldığı bir toplumsal teşhis girişimi, sinemayı sosyolojik amaçlar için kullanarak sosyoloji halletmeye yönelik bir çaba olarak okunabilir.


Filmlerle Sosyoloji Alıntıları – Sözleri

  • Sinemacı ile sosyolog rekabet içindedir, zira ikisi de toplumsal yaşamın temsillerini ortaya koyar.
  • Sinema hayattır ve yaşam da sinemadır, ikisi de birbirinin hakikatini anlatır.
  • Film kendi kendine sergileyen, kendi kendine konuşan, kendi hakkındakileri öğrenen bir ideolojidir.
  • Sinema, başkalarının yaşamlarına katılmayı ve onlarla özdeşleşmeyi mümkün kılar, böylelikle tutucu bir ev bayanı film vasıtasıyla bir fahişeyle empati kurabilir.
  • Sinema insan ruhuna paraleldir. Hepimizin içinde bir parça beyazperde var.
  • İnsanın kötülüğe hizmet etmek için ille de psikopat olması gerekmez. Düşünmemek ve vurdumduymazlık yeterlidir.
  • Hiç şüphesiz, beyazperde bugün toplumsal farklılıklara dair bilgilerin yayılması açısından en mühim alanlardan biri.
  • “Kötü olan aslında biziz. Kötülüğe karşı savaş başkalarına kafa tutmak değil, kendimizle ve kendi arzumuzla yüzleşmektir. Bu bakımdan Sineklerin Tanrısı hepimizin içinde örtük bir biçimde bulunan faşizmin öyküsüdür.”
  • Gerçekten de filmler toplumsal mevzulara popüler bir giriş haline geldikçe ve görsellik kadar şiirsellik açısından da cesaret gösterdikçe, toplumsal kuram de beyazperde ile eleştirel bir ilişki kurmaktan kaçınamaz.
  • Bir bakıma beyazperde, bir tür toplumsal bilinçdışı işlevi görür.


Filmlerle Sosyoloji İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Film analizi için kaynak kitap: Filmleri toplumsal teorilerle okumanın imkanını gösteren keyifli bir kitap. Tek problemi “bunu ben de yapmak isterim” diyen birine metodolojik anlamda pek fazla şey vermiyor oluşu. Yine de film analizi yapmak isteyenler için bakılmasında yarar olan bir müracaat kitabı diyebiliriz. Dili mütevazi ve akıcı. İlgilisine tavsiye edilebilir. (Elif Çevik)

Slavoj Zizek’in “Bu kitabı okumak ya da okumamak, Matrix’de ki kırmızı ve mavi hap arasındaki tercihin ta kendisi.” sözü üstüne okumaya karar verdiğim kitap. Kapitalizmin ve öteki hakim öğelerin; filmleri toplumu şekillendirmek ve belirli bir fikir yapısını empoze etmek için iyi mi kullandığını, kitaptaki örneklemelerle öğreniyorsunuz. Daha ilkin izlemiş olduğunum filmlere Lacan’cı analizlerle yine baktığımda, gözümden kaçan bazı ruhsal temelli mesajları, kitap yardımıyla daha belirgin bir halde anladığımı söyleyebilirim. Filmler üstüne araştırmaların oldukça başarıya ulaşmış olarak yapıldığı, kaliteli bir sosyolojik yaratı bulunduğunu düşünüyorum. (Gökhan)

Kitabı okumaya başlamadan ilkin yazarın sinemayı sosyolojik olarak genel örnekler vererek değerlendirmiş bulunduğunu sanıyordum. Fakat yazar kısa ve genel örnekler vermek yerine birkaç film üstünden derin çözümleme ve değerlendirmelerde bulunmuş.
Kitabın içinde ne olduğu Hamam, Sineklerin Tanrısı, Tanrı Kent, Dövüş Kulübü, Brazil, Hayat Güzeldir filmlerinin sosyolojik ve sanatla alakalı değerlendirilmelerinden oluşuyor. Dolayısıyla bu filmleri izlememiş bir okuyucu için anlaşılır yada zevkli olacağını düşünmüyorum kitabın. Sadece bir filmi izlememiştim, diğerlerini de yettiği kadar hatırlıyorum diye yine seyretme ihtiyacı duymadan okumaya devam ettim. Sabırsız biri olmasam teker teker seyredip izledikten sonrasında filmin analizini okurdum, öylesi daha zevkli olurdu kanımca.
Kitabın içinde ne olduğu gereği yazar epey sosyolojik terim kullanmış bu da kimi zaman sıkılmama sebep olmadı değil. Terimlere hakim birisi için okumak daha zevkli olur diye tahmin ediyorum.
Sinema ve sosyoloji öğrencilerine yada -akademik bir kitap olup yavaş ilerlediğini belirtmekle beraber- meraklılarına da tavsiye ederim. (Simay)


Filmlerle Sosyoloji PDF indirme linki var mı?


Bülent Diken – Filmlerle Sosyoloji kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Filmlerle Sosyoloji PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Bülent Diken Kimdir?

1964 doğumlu. Üniversite öğrenimini Danimarka’da şehir planlaması branşında tamamladı. Halen Lancaster Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesi. Araştırma alanları toplumsal kuram, politika felsefesi, beyazperde, kentleşme ve göçmenlik üstünde yoğunlaşıyor. Başlıca kitapları Strangers, Ambivalence and Social Theory (Yabancılar, Müphemlik ve Sosyal Teori, Ashgate, 1998), The Culture of Exception (İstisna Kültürü, Routledge, 2005, Carsten B. Laustsen ile beraber) ve Nihilism’dir (Nihilizm, Routledge, 2009).


Bülent Diken Kitapları – Eserleri

  • Filmlerle Sosyoloji
  • Nuri Bilge Ceylan Sineması
  • Nihilizm
  • İsyan, Devrim, Eleştiri


Bülent Diken Alıntıları – Sözleri

  • Aslında bağışıklık kaybının sebebi edilgin nihilizm kültürü, edilgin nihilizmin “aşırı koruma” gayreti benzer biçimde görünür; işi olmayan bırakılan “antikorlar”ın içinde yaşadıkları organizmayı hedef alması benzer biçimde, nefrette de “ kendine yönelik saldırganlığa ve bir öz-bağışıklık hastalığına çok benzemektedir. (Nihilizm)
  • Nietzsche de demokrasinin paradoksal bir kavram olduğunu düşünür çünkü demokrasi her zaman, (siyasi olmaktan ziyade) üzerine ahlaki bir adalet talebi kılıfı geçirilmiş mükemmel bir hınç ortamına dönüşebilir. (Nihilizm)
  • Sinemacı ile sosyolog rekabet içindedir, zira ikisi de toplumsal yaşamın temsillerini ortaya koyar. (Filmlerle Sosyoloji)
  • Cüce, “ zamanın kendisi bir döngü “ dediğinde Zerdüşt, “ bunu çok hafife alma “ der. Geri dönen, bizi şimdiki zamanı geçmekte olan bir an olarak düşünmeye, oluş olarak görmeye iten, farktır. Bu anlamda varlık, oluşa karşıt değildir, oluştur. Varolan, mevcut, sadece geçmişle değil, gelecek olanla, gelecekle de bağlantılıdır. (Nihilizm)
  • İçindeki her şeyin zaten yaratılmış olduğu bir dünyada yaratıcı olma imkanı bulunmadığına göre, keder kaçınılmazdır (Nihilizm)
  • “fikir” şimdiki durumumuzu imkânlar prizmasından geçirerek düşünmemizi sağlayan şeydir. Fikir diye bir şey olmasa toplumsal yaşam salt/çıplak tekrara, aynının bitmek bilmeyen Sisyphosçu bir yinelemesine döner. (İsyan, Devrim, Eleştiri)
  • Sinema, başkalarının yaşamlarına katılmayı ve onlarla özdeşleşmeyi mümkün kılar, böylelikle tutucu bir ev kadını film aracılığıyla bir fahişeyle empati kurabilir. (Filmlerle Sosyoloji)
  • Aslında hınç insanı “ bir süreliğine kendini küçültüp boyun eğmeyi “ bilir. Ben kiniğim ama beni çevreleyen toplum benden daha kinik; ben kötüyüm ama sen benden betersin. (Nihilizm)
  • “Kötü olan aslında biziz. Kötülüğe karşı savaş başkalarına kafa tutmak değil, kendimizle ve kendi arzumuzla yüzleşmektir. Bu bakımdan Sineklerin Tanrısı hepimizin içinde örtük bir biçimde bulunan faşizmin öyküsüdür.” (Filmlerle Sosyoloji)
  • Bir bakıma beyazperde, bir tür toplumsal bilinçdışı işlevi görür. (Filmlerle Sosyoloji)
  • Asıl sorun özgürleşmektir, gidişatın özgürlük olması değil.
    “Özgürlüğün garantisi özgürlüktür.” (İsyan, Devrim, Eleştiri)
  • Film kendi kendine sergileyen, kendi kendine konuşan, kendi hakkındakileri öğrenen bir ideolojidir. (Filmlerle Sosyoloji)
  • Modern cemiyet bir taraftan dizgesel olarak “tutunamayanlar” yaratırken bir taraftan da bu durumu bir yazgı olarak, kişinin kendi hatası olarak resmeder. (Nihilizm)
  • Nuri Bilge Ceylan şunu demiş: “Mütevazılık falan hiçbir zaman gerçek bir üst değer olamamıştır bizde. Bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz…” (Nuri Bilge Ceylan Sineması)
  • İnsanın kötülüğe hizmet etmek için ille de psikopat olması gerekmez. Düşünmemek ve vurdumduymazlık yeterlidir. (Filmlerle Sosyoloji)
  • Radikal değişimi hayal edemeyen politika-sonrası bir cemiyet bizimkisi. Siyasetin hiper-siyasete dönüştüğü “tek boyutlu” bir cemiyet. (İsyan, Devrim, Eleştiri)
  • “Üşümesin diye üstünü örtüğünüz birinin cenazesine katılmadan dünyayı anlayamazsınız” (Nuri Bilge Ceylan Sineması)
  • Hiç şüphesiz, beyazperde bugün toplumsal farklılıklara dair bilgilerin yayılması açısından en mühim alanlardan biri. (Filmlerle Sosyoloji)
  • “…Ebedi hakkaniyet kanunlarına iyi niyetli insanların imgesel denirdi kibirli bir tavırla; biz bu tarz şeyleri görkemli gerçekliklere dönüştürdük. Ahlak eskiden felsefecilerin kitaplarında olurdu, biz onu milletlerin yönetimine soktuk.” (İsyan, Devrim, Eleştiri)
  • Demokrasi tam olarak nedir diye sorulduğunda Deleuze “muhtemelen ben hiç görmedim” diyerek cevap verecektir, tıpkı Anti-Oedipus’taki favori cümlesinde, “Hayır, şimdiye kadar hiç şizofrenik görmedik” söylediği benzer biçimde. (Nihilizm)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş