Eğitim

Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi – Ziya Osman Saba Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi – Ziya Osman Saba Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi kimin eseri? Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi kitabının yazarı kimdir? Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi konusu ve anafikri nedir? Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi kitabı ne konu alıyor? Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi PDF indirme linki var mı? Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi kitabının yazarı Ziya Osman Saba kimdir? İşte Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ziya Osman Saba

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750723476

Sayfa Sayısı: 256


Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Burada her şey, hepimiz birbirine gülümsüyor.

Hiçbir yaşlanmış, hiçbir çirkin, hiçbir düşünceli insan resmi yok. Adeta bu fotoğrafhaneye sevinçsiz hiçbir insan ayak atmamış. Yahut fotoğrafçı, bir muvaffakiyet sırrı olarak, makinesinin karşısında candan gülümseyemeyecek müşterisinin fotoğrafını çekmemiş…

Saba’nın öyküleri, şiirleri benzer biçimde içimize apayrı bir hüzün veriyor. Gençliğimizi, tüm mutlulukların yarım bulunduğunu, insanoğlunun yalnızlığından ne etse kurtulamayacağını, dünyamızın sevgiden, anlayıştan uzak bir dünya bulunduğunu söylüyor, daha doğrusu duyuruyor. Kitap süresince buruk bir tat hayallerimizden ayrılmıyor. Ama bu, Saba’nın Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi’ndeki hikâyelerini onlarca kere okumamıza engel değil. O hikâyelerdeki biricik kahramanın hepimizden bir şeyler taşıdığını anlıyoruz.

Oktay Akbal


Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi Alıntıları – Sözleri

  • Tüm bu resimlerdeki annem, iyi mi çoktan, çoktandır yok olabiliyor dünyada?
  • Ben de pekala şu mesut insanların fotoğraflarını çıkarttıkları fotoğrafhanelerden birine girebilir, ben de mesudum, benim de fotoğrafımı çekebilirsiniz, diyebilirim.
  • Adeta tüm bu mağazalar, tüm şu insanlara mutluluk satıyorlar.
  • Şu ölümlü dediğimiz dünyada, tüm ölümlere karşın yaşam gene egemen, gene muzafferdir.
  • Bir dost yanının bir ana kucağı kadar güvenli bulunduğunu duyardım.
  • Insanlar tüm ömrünü okumakla geçirebilir fakat bana iş saatlerinden kitap okumaya zaman kalıyor mu ki!
  • Cennet meğerse şu üstünde bulunduğumuz dünya, şu kuşları ötüşmeye başlamış bahçe, insan, hayvan, hep birlikte, sevişerek, gülüşerek yaşamak olabilirdi.
  • Evet, zorla tebessüm ne kadar çirkindir!


Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ziya Osman Saba’nın; evine ve doğup büyümüş olduğu İstanbul’una olan özlemi anlatılmakta kitapta. Her satırında eski insanları, eski yaşam tarzını, eski İstanbul’u özlediğini söylüyor yazar. Eğer günümüzde yaşayıp da bu zamanı ve bu dönemin insanlarını görseydi ne derdi, ne düşünürdü bilmiyorum. (dnz)

İstanbul’a gönül bağlılığı olanlar koşun doluşun: Yedi Meşaleciler grubunun en genç üyesi Ziya Osman Saba’nın, cânım edebiyatımızın, güzel mi güzel öykü kitabı. Aynı zamanda Saba’nın otobiyografisi bile diyebiliriz, içinde kendi hayatına dair izleri okuyoruz. Kitaba adını veren öyküden hareketle aslına bakarsak öteki tüm öykülerde de Saba bizlere geçmişin fotoğraflarını göstermeye, kare kare yaşanmış bir yaşamı resmetmeye çalışmış. Sadece hatıraları okuyup geçmiyoruz, onlar gözümüzde bir albüm benzer biçimde işleniyor. 47 senelik kısa ömründe geçmişe duyduğu hasreti öykülerine dökmüş, her hikayede eski bir fotoğraf karesini yaşatmaya çalışmış, İstanbul’a sevdalanmış artık onsuz yapması imkansız olmuş, hüznün güvence edilmiş olduğu bu kitabın daha fazlaca okunduğunu görmeyi o denli isterim ki. Tertemiz edebiyat akan, okunması azca fakat muhakkak daha fazlaca konuşmamız icap ettiğini düşündüğüm Saba hikayeleri benim için hep hususi duracak. Mutlaka okuyun derim (Melike)

Tüm Saadetler Mümkündür.: Ziya Osman Sabay’ı Tüm Saadetler Mümkündür filmi ile tanımıştım. Ve yazara bir hayranlık beslemeye başlamıştım. Kütüphanede ne okuyacağıma bakındığımda raflar arasından gözüme Saba’yı kestirdim ve aldım. Aslında çoğumuz Saba’yı tanıdığımızı sanırız, azca fazlaca. Ta ki kitaba başlayana kadar. Yazar 7 meşalecilerin en genç üyesidir. Şu an yazar ile daha yakınız öncelikle bizi acıklı bir öykü karşılar. Yazar daha ilk hikayeden de anlaşılacağı benzer biçimde bizi mutsuz dünyanın mutlu tarafına çekmiştir..
Kitap ilk hikayeden alıyor adını Mesut insanoğlu fotoğrafhanesi ;
Baş karakterimiz fotoğrafhanelerden birine girmesiyle öykü adım atar. Ama netice hüsrandır. Zira onun ne fotoğraf çekilebilecek ne de gönderebileceği biri yoktur. Daha sonrasında girmeye karar verir ve şu şekilde der ben de Mesudum benim de resmimi çekebilirsinizn. Fotoğrafçı da itiraz edemez sizin kimseniz yok, fotoğrafı ne yapacaksınız diyemez…
Kitap bu şekilde bu şekilde hikayelerle devam eder yazarın hayatındaki hikayeleri okuyunca ne kadar da masummuş bu çocukluk dedim .Hikayeyi keşke her şeyi ile aktarabilsem fakat mümkün değil. Saba’yı idrak etmek için fazlaca güzel bir kitap okuyun okutun. Vesselam…
*Burada her şey hepimiz bir birine gülümsüyor… hem acıklı ve hem umut dolu sayfalar içinde kaybolmamak mümkün değil. Berketli okumalar dilerim. (SONGÜL)


Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi PDF indirme linki var mı?


Ziya Osman Saba – Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ziya Osman Saba Kimdir?

Ziya Osman Saba, cumhuriyet süreci ozan ve yazarı (30 Mart 1910, İstanbul-29 Ocak 1957, İstanbul).

Yedi Meşaleciler Hareketi’nin kurucularındandır. Ozan olarak ün kazanan edebiyatçı, ufak hikâye türünde de eserler verdi.

30 Mart 1910 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Binbaşı Osman Bey, Paris askeri ateşesi idi. Sekiz yaşlarında iken annesini yitirdi. Bu kaybın hüznünü hep hisseti ve eserlerine yansıttı. Ziya Osman, dokuz yaşlarında yatılı talebe olarak kaydedildiği Galatasaray Lisesi’nden 1931’de mezun oldu.

İlk şiiri 1927’de, lise talebesi iken Servet-i Fünun’da Ziya imzasıyla yayımlandı. Lisede bir yıl sınıfta kalınca bir alt sınıftaki Cahit Sıtkı ile tanışma fırsatı bulması, edebiyat dünyasında nadir görülen bir dostluğun oluşmasını sağlamış oldu. Dostu Cahit Sıtkı’nın öğrencilik yıllarından itibaren kendisine yazdığı mektupları bir araya getirmesi ile ilk basımı 1957’de meydana getirilen Ziya’ya Mektuplar adlı meşhur kitap oluşmuştur.

1928’de altı lise arkadaşı ile beraber (Yaşar Nabi, Sabri Esat, Cevdet Kudret, Vasfi Mahir, Muammer Lütfi, Kenan Hulusi) Yedi Meşale isminde ortak kitap yayımladılar. Ziya Osman, kitabın başarısı üstüne Yusuf Ziya’nın desteğiyle çıkarılan ve yayımı sekiz ay devam eden aynı isimdeki derginin kurucu yazarları içinde yer aldı. Ömrü süresince topluluğun şiir anlayışına bağlı kalan tek Yedi Meşaleci oldu. Derginin kapanmasından sonrasında şiirlerini Milliyet ve İçtihat’ta yayımlattı. Varlık Dergisi’ninkurulmasından sonrasında ise metinlerini orada yayımlatmaya başladı.

Sinir hastası olan kuzenine aşık olan Ziya Osman, ailesinin itirazlarına karşın liseyi bitirdiği yıl onunla evliliğe ilk adımını attı. 12 yıl devam eden bu evlilik mutsuz ve karamsar olmasına yol açtı. Yüksek öğrenimini 1936’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı, aynı yıl İstanbul’da askerliğini yapmış oldu.

Hukuk eğitimi esnasında bir taraftan da Cumhuriyet Gazetesi muhasebe servisinde çalışan Ziya Osman Saba, emek harcama hayatına 1938 senesinde girmiş olduğu Emlak ve Eytam Bankası’nda uzun seneler devam etti. 1943 senesinde ilk eşinden ayrıldı. Aynı yıl, Yedi Meşale’den sonrasında ilk kitabı olan Sebil ve Güvercinler adlı kitabı yayımlandı. ABC Kitabevi’nin yayımladığı kitapta 66 şiiri yer almaktaydı. Ertesi yıl, çalmış olduğu bankada tanıştığı Rezzan Hanım ile evlenerek yavaş yavaş karamsarlığından kurtuldu. Bu evlilikten Orhan ve Osman isminde iki oğlu oldu.

Ziya Osman Saba, bankası tarafınca Ankara’ya atama edilmesi üstüne bir süre bu kentte yaşadıysa da İstanbul özlemi sebebiyle 1945 senesinde bankadaki görevinden ayrıldı. İstanbul’da Milli Eğitim Bakanlığı Basımevi’nde tashih şefi (düzeltmen) olarak çalıştı. 1947’de ikinci kitabı Geçen Zaman yayımlandı. Varlık Yayınları tarafınca basılan bu kitap, şairin “Sebil ve Güvercinler” kitabındaki şiirlerle 1943-1946 içinde yazdığı şiirlerin biraraya getirilmesinden oluşuyordu.1950’de geçirdiği bir kalp krizi sebebiyle bu işi de bırakmak zorunda kalan Saba, yaşamının geri kalanında arkadaşı Yaşar Nabi’nin sahibi olduğu Varlık Yayınları’nın kitaplarını evinde basıma hazırlayarak geçimini sağlamış oldu.

İlk hikâye kitabı Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi 1952’de yayımlandı. 29 Ocak 1957 günü İstanbul’da bir kalp krizi sonucu Kadıköy’deki evinde yaşamını kaybeden şairin Nefes Almak adlı şiir kitabı ile Değişen İstanbul adlı hikâye kitabı ölümünden sonrasında basıldı.

Eyüp Sultan’daki aile mezarına defnedilmiştir; sadece gömüt bugün kayıptır.


Ziya Osman Saba Kitapları – Eserleri

  • Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi
  • Cümlemiz
  • Geçen Zaman
  • Geçen Zaman
  • Konuşanlar, Bir Hüzünle Sesinde
  • Nefes Almak
  • Sebil ve Güvercinler
  • Değişen İstanbul
  • Bıraktığım İstanbul


Ziya Osman Saba Alıntıları – Sözleri

  • Alın yazısı hepsi. . . Kısmet. . .
    Ha yazı ha kışı geceyle gündüzün,
    Kim bilir kaç günü kaldı
    Ömrümüzün? (Cümlemiz)
  • Artık yaşamak için herkesten kaçacağız (Geçen Zaman)
  • GEÇEN ZAMAN
    Hiç eğer olmazsa unutmamak arzu ederdim.
    Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar.
    Yalnız bırakmayın beni hatıralar!
    Az yanımda kal çocukluğum,
    Temiz yürekli,  uysal çocukluğum.
    Ah, umut dolu gençliğim,
    İlk şiirim, ilk dostum, ilk sevgim.
    Sizleri bulmak için ne yapsam?
    -Doğduğum ev! Rahatlıyacak içim, duysam
    Bir tek kapının sesini.
    Arıyorum aklımda bir ninni bestesini..
    Bu şekilde uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler!
    Güneş, getir bir bayram sabahını.
    Açılın, açılın yeniden
    Çocuk dizlerimdeki yaralar.
    Hepiniz benimsiniz:
    Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar..
    Yalnız anımsamak, anımsamak isterim
    Nerde kaldı sevgilim seni ilk öptüğüm gün,
    Rengine doymadığım o gökyüzü,
    Ahengine kanmadığım ırmak.
    Bırakıp her şeyi nereye gidiyorum?
    Neler geçmişti aklımdan, nedendi ağladığın, neydi güldüğün?
    Ah, nasıldı yaşamak? (Sebil ve Güvercinler)
  • Yaşamak, yaşamak ey dünya!
    Sana doya doya… (Nefes Almak)
  • Artık tüm insanoğlu bana yabancı, ırak… (Geçen Zaman)
  • Ben de pekala şu mesut insanların fotoğraflarını çıkarttıkları fotoğrafhanelerden birine girebilir, ben de mesudum, benim de fotoğrafımı çekebilirsiniz, diyebilirim. (Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi)
  • Artık tüm insanoğlu bana yabancı, ırak,
    Ölüleri kendime ne yakın duyuyorum! (Geçen Zaman)
  • “Sizce bir yazar ne kadar kazanmalıdır?
    Yazarın, doğrusu sanatçının, dünyanın zevkini en iyi çıkarabilecek, yaşamın tadına en iyi varabilecek yaradılışta, hem en müsrif hem en eli bol bir insan olabileceğini düşünürsek para ihtiyacına bir sınır çizip şu kadar kazanmalıdır, diyemeyiz.” (Konuşanlar, Bir Hüzünle Sesinde)
  • “Dünün şairi, temiz, açık Türkçeyle şiirini yazdı mı, vazifesini bitmiş sanıyordu. Hatta diyebilirim ki dün meydana gelen nesilde ozan olmak için aşık olmak kâfi idi.” (Konuşanlar, Bir Hüzünle Sesinde)
  • Gün gelir, anımsamak bile bir acı olur. (Geçen Zaman)
  • Hep geçireceğiz içimizden;
    Hayat birlikte, ölüm, birlikte… (Geçen Zaman)
  • Tüm saadetler mümkündür.. (Sebil ve Güvercinler)
  • Şu ölümlü dediğimiz dünyada, tüm ölümlere karşın yaşam gene egemen, gene muzafferdir. (Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi)
  • Kalbim, sen çocuk kaldın, tanımadın düşmanlığı,
    Memnun olacağım senden bir baba kadar. (Sebil ve Güvercinler)
  • Dünyadaki her şey: umut, teselli. (Geçen Zaman)
  • Tüm bu resimlerdeki annem, iyi mi çoktan, çoktandır yok olabiliyor dünyada? (Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi)
  • Hayat!
    Ömrüm süresince bana sunduğun üzüntü. (Geçen Zaman)
  • Tekrar yaşayacağız ümitli sabahları
    Bulacağız dünyanın o en güzel yerini.
    Ebedi bir sahilde ah yeniden tadacağız
    Kol kola sükûnn dolu o akşam gezmelerini… (Geçen Zaman)
  • Cennet meğerse şu üstünde bulunduğumuz dünya, şu kuşları ötüşmeye başlamış bahçe, insan, hayvan, hep birlikte, sevişerek, gülüşerek yaşamak olabilirdi. (Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi)
  • Duvarda, resimlerde, yaşanmış hayatınız,
    Elbiseler içindeki vücudunuz
    Yine şarkısı kuşun, her günkü sesleri yolun,
    Etrafın cıvıltısı: azat vakti okulun.
    Ama, dört bir yanda, sükutunuz. (Nefes Almak)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş