Eğitim

Akla Veda – Paul Feyerabend Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Akla Veda – Paul Feyerabend Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Akla Veda kimin eseri? Akla Veda kitabının yazarı kimdir? Akla Veda konusu ve anafikri nedir? Akla Veda kitabı ne konu alıyor? Akla Veda PDF indirme linki var mı? Akla Veda kitabının yazarı Paul Feyerabend kimdir? İşte Akla Veda kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Paul Feyerabend

Çevirmen: Ertuğrul Başer

Orijinal Adı: Farewell to Reason

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755390864

Sayfa Sayısı: 384


Akla Veda Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Özgürlükçü düşüncenin en mühim isimlerinden kabul edilen Paul Feyerabend bu kitabında, putkırıcılığını son kerteye vardırıyor. Akıl’la vedalaşıp onu “azat ediyor”. Amacı ne peki? Tarihi, aydınlıkla karanlığın amansız savaşı diye görenlerin san-dığı şeklinde bizi “ortaçağ karanlıkları”na döndürmek, hatta “mağara adamı”na çevir-mek mi istiyor? Akılcılığa karşı dogmatizmi mi korumak için çaba sarfediyor; “kahrolsun bilim”, “yaşasın din” mi diyor? Hayır!

Feyerabend dogmatizmden değil kültürel çeşitlilikten yana. Ona gore, Batı bilim-ciliği, mahalli gelenekleri yok ederek dünyayı tektipleştirir ve birçok toplumsal ve ekolojik soruna neden olur. Batı tüm bu tarz şeyleri yaparken, kendini hep Akıl ve Nesnel-lik kavramlarıyla meşrulaştırmaya çalmış olduğu için de, bu büyük harfli “Akıl”dan kur-tulmayı amaçlar Feyerabend. Düşünmeye değil, düşünceyi ve aklı dar sınırlar (kendi deyişiyle “kuramsal gelenekler”) içine hapseden akılcılık benzeri düşünme(me) kalıplarına karşı çıkar. İnsanlığa büyük hizmetleri bulunduğunu düşündüğü bilim pratiğini ve bir etkinlik olarak bilimi sonuna kadar destek sunar. Bilimadamlarını in-sani ve toplumsal kaygılarla hiçbir bağları olmayan tümevarım makinelerine çeviren, bilimin tüm öteki insani girişimleri hükümsüz kıldığına inanan ve bilimi akılcı bir yönteme indirgeyerek yurttaşlar üstünde, onların denetimi haricinde kalan, bir ik-tidar odağı haline getiren teorilere saldırır. Bilginin aşırı uzmanlaşmasının çekince-lerine dikkat çekerek bilimin demokratikleştirilmesinden yana olur. Bilimsel bil-ginin, insani ilgi ve değerleri içine alan daha geniş bir bakış açısına, insanı tabiat ve toplumdan ayrı değil onun bir parçası olarak gören bir tavra, bir felsefeye gore tartıya vurulması icap ettiğini savunur. Bu tavrı geliştirecek olanlar da bilim-adamları ya da “doğruluk”, “Akıl” şeklinde soyut fikirlerin müptelası olan entelektüeller değil, yurttaşların kendileridir ona gore.

Feyerabend, Grek sanatı ve düşüncesinden Kilise ile Galile arasındaki muharebeye, Aristoteles’in kontinyum teorisinden kuantum fiziğine, “demokratik göreci” bir perspektiften zehir zemberek eleştiriler yönelttiği Popperci akılcılıktan Mach’ın hakkı yenmiş araştırma kuramına, kıyaslanamazlıktan yaratıcılık fikrinin zaaflarına kadar birçok mevzuyu kışkırtıcı ve ufuk açıcı bir üslupla ele alıyor. Ana düşünce ne mi? Şöyleki denebilir bir ihtimal: “Akıl faşizmi”ne karşı ayaklanalım


Akla Veda Alıntıları – Sözleri

  • – “Bir kültür, yazılı tezahürlerinden veya sanatçı ve düşünürlerinin ürünlerinden ibaret görülmemelidir…”
  • – “Bir kültür için doğru olan bir şeyin, ötekiler için doğru olması gerekmez!..”
    […]
    – “Bazı kültürler, sorunları ürkütücü değil eğlencelik tuhaflıklar olarak görür; onları “çözmeye” çalışmak yerine, yakasını bırakır ki olup bitsinler…”
  • – “Gelenekler “her şeyin kralıdır” fakat değişik insanoğlu değişik krallara itaat ederler!”
  • – “Burada dayatılan, ihraç edilen ve tekrardan dayatılan şey, kuvvetli grup ve kurumların entelektüel, politik desteğini ardına almış tek tip bir görüşler ve pratikler manzumesidir. Bugün Batılı yaşam biçimleri dünyanın en ücra köşelerine bile girmiş ve daha 20-30 yıl öncesine kadar onların varlığından habersiz halkların âdet ve alışkanlıklarını değişikliğe uğratmıştır…”
  • Tanimadiklari ırk,kültür tane ya da bakış açılarıyla karşılaştıklarında insanların tepkileri değişik farklıdır.
    Şaşkınlıkla ve merakla derhal tanimak ,öğrenmek isteyebilirler;
    Küçümseyebilir ve organik bir üstünlük duygusuna kapilabilirler; iğrenebilir ve açıkça nefret duyabilirler.
    Bir beyin ve ağızları olduğundan da,hissetmekle yetinmez konuşur, duygularini ifade eder ve onları aklamaya çalışırlar.Görecelik işte bu süreçte ortaya çıkan görüşlerden birisidir.
  • – “Gücün yolu rahat ve oldukça sık tutulan bir yoldur!
    Tartışma yoktur; anlama çabası yoktur; gücü elinde bulunduran yaşam biçimi, kendi kuralını koyar ve ona ters düşen davranışı yok eder. İşgal ve fetihler, sömürgeleştirme süreçleri, kalkındırma programları ve büyük bir bölümüyle Batı eğitimi bunun örnekleridir…”
  • – “Tarihî gelenekler uzaktan anlaşılamazlar. Varsayımları, imkânları, taşıyıcılarının (bir çok kez bilinç dışı) arzuları, sadece içlerine girmekle bulunabilir, doğrusu insan yaşamı dönüştürmek istiyorsa, onu yaşamalıdır…”
  • – “Çağdaş kültür”ün veya “dünya kültürünün bunalımı”ndan bahsettiklerine bakmayın, demek istedikleri Batı bilimsel nitelikli ve sanat hayatıdır…”
  • Gelenek “her şeyin kralıdır.” Fakat değişik insanoğlu değişik krallara itaat ederler.
  • …birçok şey Akılla değil Akla karşın başarılmıştır.


Akla Veda İncelemesi – Kişisel Yorumlar


Akla Veda PDF indirme linki var mı?


Paul Feyerabend – Akla Veda kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Akla Veda PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Paul Feyerabend Kimdir?

Paul Karl Feyerabend (d. 13 Ocak 1924, Viyana – ö. 11 Şubat 1994), Avusturyalı felsefeci ve bilim felsefecisi. Karl Popper’ın öğrencisidir, sadece hemen sonra tamamen Popper’a karşıt bir kuramsal konumda düşüncelerini temellendirmiştir. 20. yüzyıl felsefesinde ve bilhassa bilim felsefesi alanında Karl Popper, Thomas Kuhn ile beraber en mühim üçüncü isimdir. Kuhn’un görelikçi kuramına yakın sadece bilimin hem kuramsal hem de toplumsal statüsüne dair köktencilik bir kuramsal reddiye konumuna haizdir. “Anarşist informasyon kuramının” en mühim isimlerinden biridir.

Biyografisi

Paul Feyerabend, 1946 senesinde Viyana’da Tarih, Sosyoloji, Fizik, Gökbilim ve Matematik okumaya başladı. Viyana Çevresi grubuna ilişkin felsefeci ve bilim felsefecisi Victor Kraft’ın yanında felsefe doktora imtihanını verdikten sonrasında, British Consul’dan burs kazanmıştır veLondra’ya gitti. Burada, Ludwig Wittgenstein’ın yanında asistan olarak çalışmaya başlamayı istiyordu. Bu süre içinde Wittgenstein’ın ölmesi sonucunda Feyerabend, Karl Popper’ın yanında göreve başlamaya karar verdi. Feyerabend ve Popper arasındaki sevgi-nefret ilişkisi böylece temellendi. Feyerabend’in bir çok eseri, esas bakımdan açık ya da örtük olarak hocası Popper’ın eleştirisini içermektedir. 1955 ve 1990 yılları aralığında Berkeley, Hamburg, Auckland, Kassel, New Haven, Londra, Berlin şeklinde birçok yerde bulunmuş oldu, aynı süre içinde Berkeley ve Zürih’teki Teknik Üniversite’de profesörlük yapmış oldu. 1990’da her ikisinden birden emekliye ayrıldı. Feyerabend, Thomas Kuhn ile beraber esas olarak sosyolojik informasyon yönelimli görelikçi bilim felsefesinin savunucularından birisidir. Yalnız Kuhn’dan daha değişik olarak Feyerabend, mantıksal tutarlılık bakımından kuramsal iddialarını daha çok sonuna kadar götürmekte ısrar eder ve bundan dolayı daha çok tartışmalı bir konumda bulunur.

Feyerabend’in Bilim felsefesindeki yeri

Feyerabend’in bilim felsefesindeki düşünceleri 1968’lerden sonrasında değişik bir gelişim göstermeye adım atar. Feyerabend hocası Popper’ın eleştirel akılcılığını ve bu temelde bilimi temellendirme girişimini kabul edilmez bulur. Akılcılığın bilim felsefesinden arındırılmasına yönelir, zira Feyerabend’e gore rasyonalizm, ilk olarak ve esas olarak “yasa ve seviye” rasyonalizmidir. Dolayısıyla o bilim felsefesinde görece bir bilim anlayışını savunur. Bu bakımdan Feyerabend’in emek vermesi, bilim felsefesi alanında, malum bir Anarşizm kuramı ya da felsefi bir Dadaizm olarak anlaşılır. Feyerabend, bilimin ortodoks dogmatizmine karşı ya da başka bir deyişle bilimin ortodoks dogmatik tarzda anlaşılışına karşı isyan eder.

Feyerabend, “Akla Veda” diyen öncü adlardan biridir. Aklı tek ve bütünsel bir kalite, onun yönteminin de tek bir yol izlediği fikri Feyerabend’in karşısına almış olduğu bir görüştür. Bunun yanı sıra bilimsel kuramlara ve yönteme tanınan ayrıcalığa da itiraz eder. En mühim metinlerinden birinin adı “Yönteme Hayır”dır. Bilimsel kuramlar tarihsel olarak görelidirler ve informasyon bakımından öteki kaynaklardan üstün ya da ayrıcalıklı bir konuma haiz olamazlar. Feyerabend’in geç dönem yazıları, bir anlamda, Popper’in eleştirel rasyonalizminin geçersizliğini göstermek üstüne kuruludur. Ahmet İnam, Feyerabend’in bilime yönelik anarşist girişimini şöyleki değerlendiriyor;

Bilim düşmanlığı savunulmuyor burada: Bilimin sınırlan, yeri yurdu, ortaya konuyor, tartışılıyor. Bilimde yaratıcı olabilmiş, bilime katkıda bulunmuş Batılı insan için anarşizmin bir anlamı var: Zincirlerinden kurtulmaya çalışıyor. Kör bilimciliğin tehlikelerini görüyor. Feyerabend, deyim yerindeyse, bilimi ‘ti’ye alıyor, yer yer bir kara gülmece yapıyor bilim üzerine. Buna hakkı var: Bilimi tanıyor, bilim zamanı üstünde detaylı, kapsamlı emek harcamalar yapmış, son gelişimleri üzerine yabana atılmayacak görüşler ileri sürmüş…

Feyerabend’in en keskin ifadesi olan “Her şey uyar” (Anything goes) sözü, onun bilimi, din ya da sanat ile aynı noktada ya da onlarla beraber, mümkün olan informasyon olanaklarından biri olarak ele almasının bir sonucu şeklinde ortaya çıkar. Bilim, din, sanat bunların her biri informasyon edinmenin değişik yollarıdır, birbirlerinden daha üstün ya da öncelikli ya da ayrıcalıklı değillerdir. Gerçekliğe ulaşmanın değişik yollarıdır bunlar. Birbirleriyle ölçülebilir ya da kıyaslanabilir değillerdir. Tek bir yönteme indirgenemezler. Buradan Feyerabend ve Kuhn “Eş-ölçülemezlik” sorununa gelirler. Bu kavram bilhassa Kuhn’a ilişkin görünmektedir; yalnız Kuhn bu meseleyi bilim içi değişik kuramların eş-ölcülemezliği bağlamında değerlendirirken, Feyarabend daha ileri giderek bilimin kendisinin diğeri informasyon kaynaklarıyla eş-ölçülemezliği meselesi olarak ele almıştır.

Feyerabend’den Alıntılar

“O zamanlar, hatta daha da yenilerde, çağcıl bilimin yükselişiyle yirminci yüzyıldaki gözden geçirilişi esnasında, Bayan Us, araştırmanın güzel, yardımsever sadece bazen fazlasıyla koruyucu olabilen tanrıçasıydı. Bugün onun felsefi koruyucuları (ya da pezevenkleri mi demeliyim?) Bu tanrıçayı ‘olgun’, doğrusu geveze fakat dişleri dökülmüş bir hanıma çevirdiler.”

Bilgi Üstüne Üç Söyleşi’nin kapak arkasından;

“Düşünceler, tıpkı kelebekler şeklinde, yalnızca varolmakla kalmaz; gelişir, başka düşüncelerle ilişkiye girer, etkide bulunurlar… Platon düşüncelerle yaşam arasındaki uçurumun söyleşiyle aşılabileceğini düşünmüştü – kendisince, geçmiş olayların yüzeysel bir anlatımı olan yazılı söyleşiyle değil değişik ortamlardan gelen kişiler içinde gerçek, sözlü bir alışverişle. Söyleşinin denemeden daha esinleyici olduğuna ben de katılıyorum. Savlar, uslamlamalar üretebilir. Savların, uslamlamaların işin içinde olmayanlar ya da başka bir okuldan uzmanlar üstündeki etkilerini izah edebilir, bir denemenin ya da kitabın gizlemeye çalmış olduğu açık uçları ortaya serer, en önemlisi yaşamımızın en sağlam olduğuna inandığımız parçalarının kuruntuluğunu tanıtlayabilir. Sakıncalı yanı, tüm bunların yaşayan kişilerin, gözlerimizin önündeki eylemlerine değil, kağıt üstünde yapılması. Yine bir tür arıtkan etkinliğe katılmaya çağrılıyoruz. Yine, “salt” informasyon de içinde olmak suretiyle, yaşamlarımızı hakkaten biçimleyen fikir, idrak, duygu arasındaki savaşlardan oldukca uzağız..”


Paul Feyerabend Kitapları – Eserleri

  • Bilimin Tiranlığı
  • Yönteme Karşı
  • Özgür Bir Toplumda Bilim
  • Akla Veda
  • Bilgi Üstüne Üç Söyleşi
  • Anarşizm Üstüne Tezler
  • Vakit Öldürmek
  • Bilim Kilisesi
  • Problems of Empiricism


Paul Feyerabend Alıntıları – Sözleri

  • Gerçekten tüm evren öylesine muhteşem bir uyum içinde dönmektedir ki, tüm parçalarının düzenini bozmadan herhangi bir şeyin yerinin değiştirilebilmesi ihtimaller içinde değildir. (Bilim Kilisesi)
  • – “Çağdaş kültür”ün veya “dünya kültürünün bunalımı”ndan bahsettiklerine bakmayın, demek istedikleri Batı bilimsel nitelikli ve sanat hayatıdır…” (Akla Veda)
  • İnsanın aynı yaşamı paylaşmadığı ve sorunlarını bilmediği insanların sorunlarını çözecek çözümlere haiz bulunduğunu sanmasi budalılık, kendini beğenmişliktir. (Özgür Bir Toplumda Bilim)
  • Bilgi hazır bulunmuyor,insanlarca yapılıyor,bir sanat yapıtı şeklinde. (Bilgi Üstüne Üç Söyleşi)
  • Talebe her za­man demokrasinin gücüne ve ifade özgürlüğüne inandığını söylemişti mektubunda; çatışmaların rasyonel bir tartışmayla çözülebileceğine inanmıştı, fakat “şimdi yalnızca benim tarafımda olan silahlı bir adama güvenirim,” diyordu. Gerçekten de haklı. Kim işkenceciler, katiller ve tecavüzcülerle rasyonel bir münakaşa yürütebilir ki? (Bilimin Tiranlığı)
  • Bir anarşist aklın otoritesini baltalamak için akıl oyunu oynayan gizli saklı gizmen gibidir (Yönteme Karşı)
  • Özgür bir cemiyet, başka geleneklerin onlar hakkında ne söylediğine bakılmaksızın, tüm geleneklere eşit hakların verildiği bir toplumdur. (Bilgi Üstüne Üç Söyleşi)
  • İnsanlar ve tabiat, öncesinden koyulmuş belirli sınırlar içinde kalındığı sürece, aşılamayan ve anlaşılamayan kaprisli varlıklar olarak kalacaklardır. (Anarşizm Üstüne Tezler)
  • Sık sık âşık oluyordum, hem de tutkuyla; fakat serüven, ki benim için çoğunlukla hayal gücünün bir işiydi, gerçek olmaya başlıyor şeklinde olunca duygularım değişiyordu. Hemen her hareketim tecrübe etme kabilindendi, tamamlanmamıştı ve kapsamlı bir amaçtan yoksundu. Belki oldukca fazla şeyden hoş­lanıyordum ve bir yere çakılı kalmak istemiyordum. Gece gündüz birinin, tercihen bir kadının ortaya çıkıp işleri yoluna koymasını umut ederek etrafta dolaştığım uzun yalnızlık ve sorun anları oldu. (Vakit Öldürmek)
  • Fizikte görülen gelişmelere paralel olarak, iyi mi kullanılan ölçülerin de devamlı olarak geliştirilmesi gerekiyorsa, aynı şekilde, aydınların kullandıkları standartların da geliştirilmesi gerekir. (Bilim Kilisesi)
  • Tanimadiklari ırk,kültür tane ya da bakış açılarıyla karşılaştıklarında insanların tepkileri değişik farklıdır.
    Şaşkınlıkla ve merakla derhal tanimak ,öğrenmek isteyebilirler;
    Küçümseyebilir ve organik bir üstünlük duygusuna kapilabilirler; iğrenebilir ve açıkça nefret duyabilirler.
    Bir beyin ve ağızları olduğundan da,hissetmekle yetinmez konuşur, duygularini ifade eder ve onları aklamaya çalışırlar.Görecelik işte bu süreçte ortaya çıkan görüşlerden birisidir. (Akla Veda)
  • – “Uyumdan söz edenlerin sesi, buldukları her çeşitliliği kendi uyumlu kurallarına doğal olarak kılmak isteyen tiranların sesine kuşku çekecek kadar benzer!..” (Bilimin Tiranlığı)
  • Hristiyanlık insanlığa sevgiyi öğretmiştir, sevmeyi telkin etmiştir. Sonra da binlerce insanı yakmıştır, sakat bırakmıştır, katletmiştir. Fransız devrimi Akıl ve Ahlak diye yola çıkmış, oluşturduğu kan göllerinin içinde nice canları soluksuz bırakmıştır. ABD her insana özgürlük ve mutluluk getirmek amacıyla kurulmuştur. Uzun süre köleliği, baskıyı, insanoğlunun insanı minik görmesini kaldırıp atamamıştır. (Bilim Kilisesi)
  • Politik rölativizm, tüm geleneklerin eşit haklara haiz bulunduğunu kabul eder. Bazı kimselerin hayatlarını belirli bir geleneğe gore tanzim etmeleri, bu geleneğin içinde bulunmuş olduğu toplumun tüm temel haklarıyla donatılması için kafi gelir… Felsefi rölativizm, tüm geleneklerin, teorilerin ve fikirlerin doğru olma şanslarını eşit olarak gören bir doktrindir. (Bilim Kilisesi)
  • Gelenek “her şeyin kralıdır.” Fakat değişik insanoğlu değişik krallara itaat ederler. (Akla Veda)
  • Biraz akordiyon çalardım; iyi de çalardım. Kimse umursamazdı. Bu yüzden kim bilir haiz olduğum bir kabiliyet zaman içinde körleşti. (Vakit Öldürmek)
  • Liberallerin ve Marksistlerin devamlı olarak özgürlükten, eşitlikten ve ger­çeklikten söz ettikleri doğrudur, fakat savundukları eşitlik, tüm yaşam biçimlerine eşit haklar vermez, mesela, Kızılderililere ve Harvard akademisyenlerine eşit davranmaz – yalnızca kendi oyun alanına, Batı akılcılığına giriş hakkı tanır. Diğer yaşam biçimleri söz konusu bile olması imkansız. Gerçeklik de, insanlığın tüm taraflarını kapsayan, insanoğlunun hem bedensel hem ruhsal, hem dün­yevi hem Tanrısal taraflarını barındıran bir şey değildir, aksine, bu oyun alanında meydana getirilen oyunların bir sonucudur. Ne özgürlük ne de informasyon vardır – mevcud tek şey, yeni önyargılar üstüne ku­rulan yeni bir köleliktir. (Anarşizm Üstüne Tezler)
  • Doğanın eylemleri, yaşamı zamana yayılmış bir yaratıkça öngörülemez. (Bilgi Üstüne Üç Söyleşi)
  • Benim şeklinde dalgacı herifin biri, felsefe şeklinde ciddi bir mevzuyu öğretmek için uygun gö­rünmüyordu. (Vakit Öldürmek)
  • Bir felsefeci yeni bir moda yaratıyor ve ötekiler koca bir sürü ha­linde kimin o modaya uyup kimin uymadığını araştırmaya başlıyor. (Bilimin Tiranlığı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş