Eğitim

Aksak Ritim – Gaye Boralıoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aksak Ritim – Gaye Boralıoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aksak Ritim kimin eseri? Aksak Ritim kitabının yazarı kimdir? Aksak Ritim konusu ve anafikri nedir? Aksak Ritim kitabı ne konu alıyor? Aksak Ritim PDF indirme linki var mı? Aksak Ritim kitabının yazarı Gaye Boralıoğlu kimdir? İşte Aksak Ritim kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Gaye Boralıoğlu

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789750507083

Sayfa Sayısı: 236


Aksak Ritim Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

2011 Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü Mansiyonu

“Güldane banyoda tek bir mum yakmış, cama arkasını dönmüştü. Dışarıda kaç kişi var, kim onlar, yaşları kaç hiç bilmiyordu. Umurunda da değildi. O kendi halindeydi. Sadece seyredildiğini biliyordu ve bu gizli oyun onun kalbinin zarını titretiyordu. Hiçbir dokunuş, en derin öpüşme, en tatlı sevişme bu oyunun yerini tutamazdı. Güldane o an âşık oluyordu; seyredenlerin gözündeki kendine âşık oluyordu.”

On beş yaşlarında, cinselliğini keşfetmeye çalışan bir “Çingene” kızı ile otuz beşine merdiven dayamış “maço” bir taksi şoförünün yolları İstanbul’un ortasındaki bir kavşakta kesişir. Üstünden dumanlar tüten bir aşk hikâyesi bu şekilde adım atar. Sonrası: Yoksulluğun ortasında, hayallerin aynasında bir samanlık seyranı… Gaye Boralıoğlu Aksak ritim’de, Halil ile Güldane’nin garip hikâyesini konu alıyor. Sertlik ve arzunun, iki insanoğlunun yaşamını iyi mi değiştirdiğini, bu iki kuvvetli duygunun birbirini besleyerek, birbirinin içinden geçerek hayatları iyi mi altüst edebildiğini; büyüleyici ve sürükleyici bir anlatımla, Güldane’nin kardeşi Yunus’un darbukasının ritmiyle okuyoruz.


Aksak Ritim Alıntıları – Sözleri

  • “Kendinden geçmek istiyordu. Tüm hücreleri, beynindeki, vücudundaki tüm hücreleri ölsün ve yaşayacağı tüm acılar, tüm utançlar, tüm felaketler böylece yok olsun istiyordu. Sonra bir ihtimal tekrardan doğardı; bir başkası olarak.”
  • “Korkuyorum anne.”
    “Korkma. Korkacak bir şey yok. Niye korkuyorsun ki ?”
    ” Kör kalırsam ? ”
    “Ellerin var. Görmesen de dokunabilirsin. Dokunarak her şeyi anlayabilirsin. Biliyorsun değil mi ?
  • Ölünce tüm acılar bitiyor, biliyor musun?
  • Hafızasını doldurmak, dehlizlerde kaybolmuş anılarını geri çağırmak istiyordu. Aslında geçmişi umurunda değildi, kişisel tarihinde anımsamak isteyeceği oldukça azca iyi anı bulunduğunu aklıyla bilmese de kalbinde hissediyordu.
  • Safiye daha da deliriyor, üstünü başını paralamaya başlıyordu. Kimi gün ağzına lokma koymuyor, kimi gün on günün yemeğini tek öğünde tüketiyordu.
  • “Bilir bilmez hepimiz bir cümle kurdu Güldane hakkında. Her cümlenin sonuna Yunus darbukasıyla bir nokta koydu.
    Deliydi… tak.
    Zekiydi… trak.
    Düştüydü… tak tak…
    Uçtuydu… trak.
    Şuydu…. tak.
    Buydu… trraak.”
  • Taşıyamayacağım kadar büyüttüm seni. Sen bunun ne demek bulunduğunu biliyor musun?


Aksak Ritim İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Gaye Boralıoğlu’un kalemiyle ilk kere Dünyadan Aşağı ile tanışmıştım. Dünyadan Aşağı’yı okumak o denli keyifli,sıcacık bir yolculuktu ki derhal başka bir kitabını da temin edip okumak istedim.
Aksak Ritim de gene Dünyadan Aşağı tadında ,keyıfli,samimi yer yer güldürüp bir sonraki sayfada kalbime taş oturtan bir roman oldu. Kitap öyleki bir güzel başladı ki okurken keşke birazcık daha kalınca olsaymıs diye düşündüm .
Kitabın aslolan kahramanı Güldane …Güldane güzelliğiyle etrafa nam salmış bir çingene kızı.
Ve onun tutkuyla bağlanacağı Halil…
Romanı okurken Yesılcam fılmı seyredıyormus tadını alıyorsunuz fakat burada yesılcamdaki benzer biçimde varlıklı kız yoksul oğlan degılde ;yoksul kız ,yoksul oğlan var… onlar iyi mi tanıştı ,başlarına neler geldı kavuştular ya da kavuşmadılardan ziyade o süreçte neler yasadıklarını konu alıyor.. Boralıoglu bizi İstanbul’un en işlek yerlerinden en tarıhı semtlerine sürüklüyor .. Bize Beyoğlu’nu gezdirip ,Dolapdere’nin ücra bir mahallesine götürüyor …
Severek okumaya başladığım kitap beni sonlara doğru tamamen mest edip,gene son sayfalarda iyi ki Boralıoglu ile tanışmışım dedirtti.
Biraz istanbul,birazcık aşk ,birazcık aile okuyayım fakat okurken beni sanki Yeşilçam filmi seyreder benzer biçimde hissettirsin diyorsanız Boralıoglu ile tanışın ….esasen bir romanını okuyan derhal ötekini de sepetine atacaktır ️ (Hülya)

Aksak Ritim Gaye Boralıoğlu’dan okuduğum ilk roman.15 yaşındaki çiçekçi kız Güldane ile 30’lu yaşlarda taksi şoförü Halil’in bolca tutkulu ve gerimli ilişkisini konu alıyor.Son aşama akıcı olan kitapta kimi vakit gerçeküstü anlatıma başvurulmuş.Kurgu sağlam olmakla beraber, bazı bölümlerde bazı vakalar tam olarak aydınlatılmamış.Aksak Ritim’iokurken sanki bir beyaz perde filmi izliyormuş benzer biçimde hissediyorsunuz kendinizi.Bu durumu şöyleki açıklamış Gaye Boralıoğlu…”Ben yazar olarak uzun tasvirler hayata geçirmeye yatkın değilim. Her şeyden ilkin oldukça görsel düşünüyorum ve zihnimde her defasında görüntüler kuruyorum. Belki senaryo yazarlığımdan gelen bir pratiktir bu ya da kim bilir bu ergonomik sebebiyle senaryo yazarlığı yapıyorumdur, bilemiyorum. Fakat özetle, gözümün önünde beliren sahnelerden yola çıkarım hep. Ben daha oldukça, hikâye yapmaya meraklı olmuşumdur. Elimdeki taşlarla bir hikâye kurarım. O hikâyeyi kurduğumda da taşları bozar, başka bir hikâye kurarım. Romanın tüm yapısı içinde bu şekilde bir oyun kurdum dolayısıyla.”
“Bilir bilmez hepimiz bir cümle kurdu Güldane hakkında.Her cümlenin sonuna Yunus darbukasıyla bir nokta koydu.Deliydi…tak.Zekiydi…trak.Düştüydü…tak tak…Uçtuydu…trak.Şuydu…tak.Buydu…trraak.Güldane’nin anası hanımefendilerin tüm sözlerine kulaklarını tıkadı,yalnız Yunus’un darbukasının sesini duydu.Duymasıyla da hırkasını çıkarıp kalçasına dolayıp göbeğe durması bir oldu.”syf 10 (Hasret Akbaş)

Gaye Boralıoğlu beni hiçbir kitabı ile hayal kırıklığına uğratmadı şu güne kadar. Aksak Ritim ile beraber tüm kitaplarını okumuş oldum. Bu kitabını da oldukça beğendim oldukça. Bu mecrada bu kitap iyi mi okunmamış şaşkınlık edilesi hakikaten. Biraz özetlemek gerekirse bahsedeceğim hemen sonra kitabı okumak isteyenler bundan sonrasını okumasınlar.
Güldane, Dolapdere’de ailesi ile yalayan on beş yaşlarında bir roman kızı. Babası hapse fikir çalışmak zorunda kalmış olarak Etiler, Nişantaşı vb. trafik ışıklarında çiçek satmaya başlıyor. İlk günlerde zorlansa da sonraları işi kapıyor ve üstesinden geliyor. Bir gün yolun başlangıcında bir jip gözüküyor ve birinin şoförlüğünü icra eden Halil ile Güldane garip bir oyuna başlıyorlar. Güldane gururlu verdiği çiçeklerin parasını almak için arabanın arkasından koşturmak istemiyor. Onunla dalga geçen bu adama iyi gözükmek istemiyor. Ve bigün aralarında bir vaka patlak veriyor (detaylandırmak istemiyorum) ve Halil aracıyla bir inşaat çukuruna yuvarlanarak ağır yaralanıyor. Haftalarca kendini bilmeden yatıyor hastanede. Kör oluyor. Kimi kimsesi olmayan Halil taburcu olduğunda kör, kimsesiz ve işsizdir. Olayı zaman içinde hatırlamaya başladığında büyük hiddet duyuyor ve kızın peşine düşüyor. intikam istiyor. Diğer taraftan Güldane ise adamı takibe başlıyor. Ölsün ve bu vaka kapansın istiyor. Ve kitap birbirini öldürmeye çalışan iki insanoğlunun hikayesine dönüyor. Harikaydı. Tek kelime ile sürükleyici bir kitaptı. Ben kalp Gaye =) (Burcu Bergen)


Aksak Ritim PDF indirme linki var mı?


Gaye Boralıoğlu – Aksak Ritim kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Aksak Ritim PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Gaye Boralıoğlu Kimdir?

Tam adı Jülide Gaye Boralıoğlu olan yazar, Gönül ve Güneş Boralıoğlu’nun kızı olarak 22 Ekim 1963’te İstanbul’da dünyaya geldi. 1980’de Ataköy Lisesi’ni bitirdikten sonrasında İstanbul Üniversitesi Felsefe Kısmı’nden 1984’te mezun oldu. Yüksek lisansını gene aynı bölümden Sistematik Felsefe ve Mantık alanındaki çalışmasıyla 1986’da aldı. Gazeteci, reklam yazarı ve senaryo yazarı olarak çalışan yazar, ağırlıklı olarak senarist kimliği ile bilinmektedir.

1999’da Atıf Yılmaz yönetmenliğinde gösterime giren “Eylül Fırtınası”nın senaristliğini üstüne alan Boralıoğlu, bu deneyiminden sonrasında televizyonun senaryo yazarına daha çok denetim imkanı verdiği düşüncesiyle, tv dizileri için yazmaya ağırlık verdi. Çeşitli kanallarda yüksek reytinglerle gösterilen “Bir İstanbul Masalı”, “Hırsız-Polis”, “Üzgünüm Leyla”, “Zerda”, “Bıçak Sırtı,” “Bir Çocuk Sevdim” ve “Kapalıçarşı” benzer biçimde dizilerin senaryolarını yazdı. Eğitim seviyesi birbirinden oldukça değişik, geniş bir kesime hitap edecek derinlikli senaryolar yazmanın kendisi için öncelikli bulunduğunu belirten yazar, bununla birlikte Senaryo Yazarları Derneği’nin (SEN-DER) kurucularındandır.

Hepsi Hikâye, Meçhul, Aksak Ritim isminde üç eseri bulunmaktadır. On bir öyküden oluşan ilk eseri Hepsi Hikâye, Ekim 2001’de yayımlanmıştır. İsimsiz, tek bir bayan karakterin ağzından yazılmış bu öyküler, bu karakterin gündelik hayatla, erişkin olma durumuyla, ilişkilerle ve kendine çizilmiş kimlik sınırlarıyla baş edemeyişini, absürde kayan bir gülmece ile mevzu edinir. Hepsi Hikâye, Boralıoğlu’nun yeni dönem eserleri Meçhul ve Aksak Ritim’den değişik olarak görece iyi eğitim görmüş, orta gelir düzeyinde bir karaktere odaklanır.

Meçhul ve Aksak Ritim, toplumun alt sosyo-ekonomik düzeyini oluşturan varoşlardaki akıllı ve çekici bireylerin bu özellikleri dolayısıyla içinde yaşadıkları topluluklar tarafınca cezalandırmalarını mevzu edinir. Mart 2004’te piyasaya çıkan Meçhul, Gaye Boralıoğlu’nun yakın arkadaşı meşhur fotoğrafçı Manuel Çıtak’ın 24 fotoğrafından yola çıkılarak soruların metne dökülmediği bir röportaj formunda yazılmıştır. Bu fotoğraflarda yer almayan, varoşlarda yoksulluk içinde büyümüş ve bigün gizemli bir halde ortadan kaybolmuş İbrahim’i bulmak amacıyla yola çıkan iki gazetecinin İbrahim’in yakınları ile yapmış olduğu asla yayımlanmamış röportajlarından oluşur. İbrahim karakterine yakınları ve tanıdıklarının yüklediği doğaüstü özellikler itibariyle esrarengiz gerçekçiliğe, romanın başındaki “bulunmuş metin” takdimindeki dil itibariyle de masala yaklaşır. İbrahim’in uğramış olduğu tacizler üstünden ele alınan cinselliği, bastırılmış eşcinsel karakterlerin kurbanı olarak dışlanması ve içine karışmaya çalmış olduğu her topluluk tarafınca cezalandırılması dolayısıyla da bir melodram olarak da okunabilir. Nisan 2004’te Selda Asal tarafınca sanatçılara kendi sergilerini açabilme ve disiplinlerarası ortak sanat projeleri gerçekleştirebilme şansı vermek amacıyla kurulmuş Apartman Projesi’yle ortak olarak meydana gelen bir etkinlik kapsamında Meçhul’de yer edinen fotoğraflar Asmalımescit’te on beş gün süresince projeksiyonla sergilenmiş, Zuhal Olcay ve Altan Erkekli ziyaretçilere kitabından bölümler öğrenim görmüştür.

2009 Ekim’inde piyasaya çıkan ve gene varoşlardan bir karakterin, on beş yaşındaki çiçekçi çingene Güldane’nin öyküsünü özetleyen Aksak Ritim, Güldane’nin kendi cinselliğini keşfetmesini ve taksi şoförü Halil ile yaşamış olduğu aşk/nefret ilişkisini mevzu edinir. Ölüm, kaza benzer biçimde mevzulara yaklaşımında esrarengiz gerçekçilik öğeleri barındıran roman, Güldane’nin cinselliğinin kontrolünü mahallenin genç erkeklerine düzenlemiş olduğu mum ışığında soyunma gösterisi ile kendi eline alması açısından Meçhul’den farklılaşır. Ancak bu sefer de Güldane farkındalığının kurbanı olur, Meçhul’deki İbrahim benzer biçimde güzelliği, çekiciliği ve en önemlisi de aklıyla içinde yaşamış olduğu topluluktan değişik olduğundan gene o topluluk tarafınca yok edilir. Aksak Ritim, Notre Dame de Sion tarafınca 2011 senesinde Edebiyat Ödülü Mansiyonu’na layık görülmüştür.


Gaye Boralıoğlu Kitapları – Eserleri

  • Dünyadan Aşağı
  • Alâmetler Kitabı
  • Kutsal Kadınlar
  • İçimdeki Ses
  • Aksak Ritim
  • Meçhul
  • Hepsi Hikâye
  • Haysiyet


Gaye Boralıoğlu Alıntıları – Sözleri

  • “Bunlar, onların hikâyeleri, bizim değil. Gerçek diye bir şey yok bu dünyada, yazdığımız, yakıştırdığımız hikâyeler var yalnızca… Kendimize yeni bir hikâye yazacağız…” (Alâmetler Kitabı)
  • Safiye daha da deliriyor, üstünü başını paralamaya başlıyordu. Kimi gün ağzına lokma koymuyor, kimi gün on günün yemeğini tek öğünde tüketiyordu. (Aksak Ritim)
  • Sonra hanım döndü. Bir manken profesyonelliği ve zarafeti ile kapıya doğru, kısaca Necmettin’e doğru yürümeye başladı. Necmettin’in yüreği ağzındaydı. Ya kapıyı açarsa?
    Ama hanım kapıyı açmadı, onun yerine göğüslerinin üstünden bağladığı havlunun düğümünü açtı ve ayaklarının altına bıraktı. İşte o anda Necmettin aklının ucundan bile geçmeyecek bir gerçekle burun buruna geldi. Anahtar deliğinden görmüş olduğu şahane hanım, bir erkekti! (Alâmetler Kitabı)
  • Ah ruhumun ince sesi, Ah rüyasına yattığım.Sen ve ben ikimiz, yitik bir ülkenin mahzun çocuklaryız. Birbirimize yaslandık, böylece katlandık. Katlandık, katıldık, katılıp kaldık. Yıkıntılar içinde bulduk birbirimizi, toz duman. Senin gözyaşında çakıl taneleri, benim karnımda bir hançer. Ağrılarımıza yüz sürdük, terimizle şifa bulduk. İkiyken bir, birken oldukça olduk. (Alâmetler Kitabı)
  • “Eski sevgili, eski sevgilidir. Eskide kalması lazım. Yanında taşırsan birikir. İnsanın hayatta bir sürü eski sevgilisi oluyor.” (Hepsi Hikâye)
  • İnsan yaralı bir hayvandır. (Dünyadan Aşağı)
  • Ben orada onun istediği kadar vardım istediği sürece ve istediği şekilde vardım, kısaca aslen yoktum. (Dünyadan Aşağı)
  • Eski sevgili, eski sevgilidir. Eskide kalması lazım. Yanında taşırsan birikir. (Hepsi Hikâye)
  • Hayal etmek, yalnızlık gerektirir. (Alâmetler Kitabı)
  • “Zamanın ağırlığını meğer başkaları kaldırıyormuş insanoğlunun üstünden…” (Alâmetler Kitabı)
  • Bazı insanoğlu hiçbir şey yapmazlar;yalnız beklerler.Öyleki kendilerini oradan oraya atmazlar,çabalayıp üzülmezler,kimsenin kapısını çalmazlar.Bu yüzden de asla suratlarına kapı kapanmaz.Sadece beklerler.Öylece beklerler.Bekledikleri her ne ise çoğu zaman asla beklemedikleri zamanlarda onların ayaklarına gelir.Beklemedikleri bile gelir.Çalmadıkları kapılar durduk yerde açılır.Ben onlardan değilim. (Hepsi Hikâye)
  • Kalbin oldukça yumuşak Noni (Meçhul)
  • Ölümle doğum kolaydır. Bir anda doğarsın, aniden ölürsün. Asıl sorun ikisinin içinde geçen zamanda. (Meçhul)
  • Ortalıkta dolaşan bir söz var, kime ilişik, bilmiyorum açıkçası: “Şöhret, insanoğlunun avam nezdindeki değeridir; saygınlık, seçkinler nezdindeki değeridir;
    onur de kendi gözündeki değeridir.” Genel olarak doğru görünüyor. (Haysiyet)
  • Yüzsüzlük öyleki bir şey ki, ilk ortaya çıktığında başını ezmezsen salgın bir hastalık benzer biçimde yayılıveriyor insanoğlu içinde. Bir de baştakiler, büyükler bu şekilde davranınca, öteki insanoğlu da şevkle taklide başlıyor. Normal şartlarda infiale niçin olması ihtiyaç duyulan erdemsizlik, ahlâksızlık, üstünde pek durulmayan, bayağı bir davranış oluveriyor. Haysiyet, nezaket, diğerkâmlık neredeyse geçerlilikten kalktı. (Kutsal Kadınlar)
  • “Derler ki her canlının kendi kokusu varmış. Çiçekler ayrı kokarmış, hayvanlar ayrı. Hele hanımefendiler… Her biri ayrı bir çiçeğin rayihasını taşırmış.’ (Kutsal Kadınlar)
  • Yine de ikimiz bir noktalı virgül benzer biçimde bütünleşmiştik işte…
    Ben noktaydım; dünya hali içinde pek de kayda kıymet olmayan minnacık bir mühür.
    O virgüldü; durmadan arkasına yeni vagonlar eklenen, yoldan çıkmış bir çekicilik treni. (Kutsal Kadınlar)
  • Birlikte hayallerimiz oldu. Hiçbir vakit gerçekleşmeyecek olan, gerçeğin o denli uzağında fakat yalnızca bizim olan, başka asla kimsenin bilmediği ve ve bilemeyeceği hayallerimiz oldu. Aşk benzer biçimde bir şey işte. (Meçhul)
  • Ben asla konuşmazsam ve tüm dünya gözlerini kaparsa o vakit, kimse ben var mıyım yok muyum bilmesi imkansız. (Meçhul)
  • Koca kanatlı iki kuşun bir olup dünyanın başkentindeki iki büyük kuleyi yerle bir etmiş olduğu, Kandaharlı Fatima’nın burkasının altından hayatında ilk kere dudağına ruj sürdüğü, Filistinli Ziyad’ın karaciğerinin dört parmak altından vurulmuş olduğu, Picasso’nun Dört Kulaklı adlı tablosunu Diyarbakır’dan Kayseri’ye getiren getiren trenin raydan çıkmış olduğu, tüm lolita mankenlerin rüyalarında saçlarının arasına karafatmalar dolduğunu görmüş olduğu gecenin sabahında, İbrahim ortadan kayboldu… (Meçhul)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş