Eğitim

Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi – Sina Akşin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi – Sina Akşin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi kimin eseri? Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi kitabının yazarı kimdir? Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi konusu ve anafikri nedir? Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi kitabı ne konu alıyor? Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi PDF indirme linki var mı? Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi kitabının yazarı Sina Akşin kimdir? İşte Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Sina Akşin

Yayın Evi: İmaj Yayıncılık

İSBN: 9789757852186

Sayfa Sayısı: 262


Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Osmanlı öncesi Türklerin anlatımından süregelen kitapta, Osmanlı süreci, Meşrutiyet, I. Dünya Savaşın’da olup bitenler, Büyük Zafer, Lozan Anlaşması, Hilafetin Kaldırılması, Kültür Devrimi anlatılarak, Siyasetteki gelişmelere yer veriliyor. Kitap İnönü Süreci ve fazlaca partili sistemi işleyerek 1960 sonrasından günümüze kadar olan Türk İnkilap Tarihini inceliyor.

Osmanlı öncesinden, 12 Eylül darbesine kadar ki sürede vatanımızda meydana gelen zamanı vakaları inceleyen kitap, ders kitabı olarak hazırlanmasına rağmen mevzuyla ilgilenenler için de zevkle okunabilecek, roman tadında bir tarih kitabıdır.

Konu Başlıkları:

– Osmanlı Öncesi Türkler

– Klasik Osmanlı Toplum Düzeni

– Tanzimat’a Gidiş ve Tanzimat

– Abdülhamit Süreci

– II. Meşrutiyet Döneminde Başlıca Fikir Akımları

– I. Dünya Savaşında Olup Bitenler

– Üçüncü Meşrutiyet

– Tertipli Ordunun Zafer Yolu

– Büyük Zafer ve Saltanatın Kaldırılması

– Lozan Antlaşması ve Cumhuriyetin İlanı

– Devrim ve Karşı Devrim

– İnönü Periyodunun Savaş Öncesi ve Savaş Yılları

– Demokrat Parti Süreci

– 1960 Sonrası

 


Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi Alıntıları – Sözleri

  • Burada derhal belirtmek gerekir ki, bizde bu çağ ayırımını benimseyenler 1453 Fatih’in Rönesans prensi kimliğini ve/ya da bu fethin İslamiyet, Türklük bakımından önemini vurgularlar. Bu yaklaşım doğru ve Osmanlı devletinin İstanbul’un fethiyle Beylikten İmparatorluğa diye özetlenebilecek fazlaca kökten bir dönüşüm geçirmiş olduğu muhakkak olmakla beraber, bunu Türkler bakımından bir çağ değişikliği olarak değerlendirebilir miyiz? Ben sanmıyorum. Batılılar 1453’ü çağ değişimi noktası olarak değerlendirirken Osmanlılara o kadar da pozitif sayılamayacak bir rol veriyorlar. Buna nazaran fetihle beraber Istanbul’dan Italya’ya kaçan Bizanslı bilim adamlan orada Hümanizmi ve Rönesansı başlatmışlardır. Yani, bu görüşe nazaran, Osmanlılarınki bir tür ‘iteleme’ işlevinden ibarettir.
  • Türkiye’de bütünsel kalkınma modeli bir seviyede ve maddi kalkınma modeline doğru bir kayma olmuştur. Böylece; yol, baraj ve yapınak yapımı büyük bir öncelik almış, TOPLUMSAL VE KÜLTÜREL KALKINMA arka düzleme itilmişti.
  • Bu dönemde; yatırımlar mümkün olduğunca özkaynaklarımızla yapılmış, dış borç almamaya, alınırsa da sınırı olan nicelikte olmasına itina gösterilmiştir.
  • Amasya Genelgesinde alınan kararlardan 6. Madde; Osmanlı hükümetini ve Mondros bırakışmasına kısaca İtilaf devletlerine karşı bir isyan maddesidir.
    6. Madde : Hükümetin bir Askeri Birliği dağıtmaya da ulusal bir örgütü kapatma karşı sonucuna karşı gelinecek ve birlik komutanlıklarına yapacağı atamalar geçersiz sayılacak.
  • Kalkınma Modeli; Topyekün kalkınmayı ifade eder.
    Buna nazaran; Batıdan makineleri, araçları, aletleri, fabrikaları almak yetmez. Zira bu aldığımız hızla gelişen teknolojinin arkasında, Batı bilimi vardır. Onu da almazsak, aldığımız teknoloji iğreti ve köksüz olur. kitap/kitap–22811
  • Dine dayalı bulunduğunu duyuru eden bir ülkede cedbeced Müslüman olanlar askerlik ve yönetim işlerine karıştırılmıyorlar, fakat cedbeced Hristiyan olan bir ailenin evladı o ülkenin yazgısını yönetiyordu.
  • İngilizlerin telkini ile hükümet (Damat Ferit) Mustafa Kemal’in geri dönmesini emretti.
    sadece Mustafa Kemal çeşitli “Savunma-i hukuk ve redd-i İlhak örgütlerinin kendisine ulusal savaşım hareketinin önderliğini önerdiklerini, kendisinin artık bu yola baş koyduğu bildirerek” geri dönmeyi reddetti.
    Atatürk Böylece önderlik mevzusunda “ben varım” demiş oluyordu.
  • Yabancı yatırımlar; Yatırımı meydana getiren devletin, sömürgeci niyetlerinin köprübaşısıdır.
  • Atatürk, bir politika ve zamanlama ustasıydı.
    Büyük Taarruzla elde etmiş olduğu zaferle saltanatı kaldırırken;
    – Cumhuriyetten asla söz etmemesi
    – Hilafetin gerekliliğini savunması
    Nedenli ihtiyatlı ve hesaplı yürüdüğünü gösterir.
  • Fransa Başbakanı Clemenceau; Paris Barış Konferansına gelen Ferite hakaret dolu sert bir yanıt vermişti.
    Türklerin girmiş olduğu heryerde uygarlığı gerilettiğini, ermeni tehcirinde olanları ittihatçılara yıkarak sorumluluktan kaçamayacaklarını söylemiş oldu.
    Sonra Osmanlı heyetini, Paris’ten kovdu.


Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Türkiyenin Yakın Tarihi Üstüne Bir İnceleme: Sina Akşin; Türkiyenin Yakın Tarihi’ni bu eseriyle okuyucuyu sıkmadan, olayların içine fazla eğilmeden süreci ana hatlarıyla okuyucuya kavratmaya çalışmış.
Bu dönem, muğlak olması sebebiyle birçok tarihçinin üstünde ortak bir noktaya ulaşamadığı bir dönemdir. Şu sebeple dönem içinde yaşanmış olan vakaları her tarihci kendi penceresinden yorumlamıştır.
Oysa Sina Akşin, vakaları tek pencere yerine birçok pencereden karşılaştırma yoluna gitmesiyle okuyucuyu bilgilendirmiş ve bu devrin anlaşılması ortak bir nokta olusturabilmistir.
Dolayısıyla Tarih merakı olmadığı halde bu süreci idrak etmek ve bu mevzuda düşünce sahibi olmak isteyen okuyucuların okumasını tavsiye ettiğim bir yapıt olacaktır. (quneshh)

Osmanlı öncesi Türklerin anlatımından süregelen kitapta, Osmanlı süreci, Meşrutiyet, I. Dünya Savaşın’da olup bitenler, Büyük Zafer, Lozan Anlaşması, Hilafetin Kaldırılması, Siyasetteki gelişmelere yer veriliyor. Kitap İnönü Süreci ve fazlaca partili sistemi işleyerek 1960 sonrasından günümüze kadar olan Türk İnkilap Tarihini inceliyor.
Osmanlı öncesinden, 12 Eylül darbesine kadar ki sürede vatanımızda meydana gelen zamanı vakaları inceleyen kitap, ders kitabı olarak hazırlanmasına rağmen mevzuyla ilgilenenler için de zevkle okunabilecek, roman tadında bir tarih kitabıdır.
Konu Başlıkları:
– Osmanlı öncesi Türkler
– Klasik Osmanlı Toplum Düzeni
– Tanzimat’a Gidiş ve Tanzimat
– Abdulhamit Süreci
– II. Meşrutiyet Döneminde Başlıca Fikir Akımları
– I. Dünya Savaşında Olup Bitenler
– Tertipli Ordunun Zafer Yolu
– Büyük Zafer ve Saltanatın Kaldırılması
– Lozan Antlaşması ve Cumhuriyetin İlanı
– Devrim ve Karşı Devrim
– İnönü periyodunun Savaş öncesi ve Savaş Yılları
– Demokrat Parti Süreci
– 1960 Sonrası (celal çelik)

Prof. Sina Akşin, Türkiye’nin yakın tarihini o denli ana çizgilerle ele almış ki kitapta tipik resmi tarih okuyorsunuz. Tarihle ilgili kalem oynatırken eski döneme (Osmanlı) ilişik gelişmeler niçin bu kadar negatif önyargı ile değerlendirilir anlamış değilim. Aynı hata, fazla pozitif önyargı ile kaleme alınmış onlarca eserde de var bununla beraber. Osmanlı periyodunu göçebe bir beylikten öteye gitmeden, hatta 100-150 yıldan fazla yaşamasının, o dönemde Osmanlı’ya saldırabilecek güçte göçebe beyliklerin olmamasına bağlamak prof olmuş bir insan için hazin bence. 2. Dünya savaşı esnasında Avrupa ülkelerine sömürge olan ülkelerden birinin Türkiye olmamasının arkasında, Şapka Devriminin önemini anlatmak için, katkısı bulunduğunu izah etmek, 33 senelik 2. Abdülhamit periyodunu iki paragrafta “sansürcü baskıcı” diye özetlemek vs şeklinde satırlar objektiflikten uzak tipik bir resmi tarih satırları bana kalırsa. İyi bir tarih okuyucusu olduğum için Sina Akşin’in fikir ve tespitlerinin çoğuna karnım tok açıkçası… (Gökhan Uzunoğlu)


Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi PDF indirme linki var mı?


Sina Akşin – Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Sina Akşin Kimdir?

1955’te Robert Kolej’den mezun oldu ve 1959’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni tamamladı.[1] Fulbright bursu ile ABD’ye gitti. Boston’daki Fletcher School of Law and Diplomacy’den Uluslararası İlişkiler alanında iki değişik yüksek lisans mezuniyet belgesi aldı. 1961-1967 içinde Robert Kolej Yüksek Okulu’nda Uygarlık Tarihi öğretim görevlisi olarak çalıştı. Askerlik görevini yaparken İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Son Çağ Tarihi alanında hekim unvanını aldı (1968).

Doktora tezi olan 31 Mart Olayı ilk kez bu zamanda yayımlandı. (1970, 1972). 1969 senesinde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Türk Siyasal Hayatı kürsüsüne asistan oldu. 1971-1972’de bir yıl süreyle ve bir Birleşmiş Milletler bursuyla İngiltere Devlet Arşivi’nde emekler yapmış oldu. 1975’te doçent oldu. Doçentlik tezini İstanbul Hükümetleri ve Milli Savaşım adıyla yayımlandı (1976, 1983). 1978-1979’da bir yıl süreyle ve Fransız Hükümeti’nin b’r bursuyla Fransa Dışişleri Bakanlığı arşivinde çalıştı. 1980’de Türk Siyasal Hayatı kürsüsü başkanlığına seçildi. O yıl Jön Türkler İttihat ve Terakki kitabının ilk basımı yapılmış oldu. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Toplum ve Bilim şeklinde dergilerde ve gazetelerde birçok yazı ve denemeleri çıktı. 1989’da profesör oldu. 2004 senesinde aynı Fakülteden emekli oldu.

Tarih ve siyasal bilimler alanlarındaki çalışmalarının yanı sıra, bir dönem Bağımsız Cumhuriyet Partisi’nin genel başkan yardımcılığını da yürütmüştür. Türkiye İnsan Hakları Kurumu Vakfı (TİHAK) kurucu üyesidir. Atatürkçü Fikir Derneği Genel Başkan yardımcılığı görevinde bulunmuş oldu. ADD’nin GYK üyesidir.


Sina Akşin Kitapları – Eserleri

  • Kısa Türkiye Tarihi
  • Kısa 20. Yüzyıl Tarihi
  • Jön Türkler ve İttihat ve Terakki
  • Türkiye Tarihi 3
  • Türkiye Tarihi 5
  • Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi
  • Türkiye Tarihi 4
  • 100. Senesinde Jön Türk Devrimi
  • Ermeni Sorunu
  • Şeriatçı Bir Ayaklanma – 31 Mart Olayı
  • 100 Soruda Jön Türkler ve İttihat ve Terakki
  • Yakın Tarihimizi Sorgulamak
  • İstanbul Hükümetleri ve Milli Savaşım
  • Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi 1
  • Yakınçağ Türkiye Tarihi 1980-2003
  • İç Savaş ve Sevr’de Ölüm
  • Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi 2
  • 100 Soruda Jön Türkler ve İttihat ve Terakki
  • Son Meşrutiyet 1919 – 1920
  • Mutlakiyete Dönüş 1918 – 1919
  • Atatürkçü Partiyi Kurmanın Sırası Geldi
  • Savaş ve Etnik Temizlik – Yumuşatılmış Sevr Süreci


Sina Akşin Alıntıları – Sözleri

  • Son gelişmeler gösteriyor ki Atatürkçüler uyanık,bilgili ve örgütlü olmak zorundadırlar.Gittikçe güçlenmekte olan Atatürkçülüğü,hiçbir şahıs ya da kuruluşa emanet edip uykuya çekilemeyiz. (Yakın Tarihimizi Sorgulamak)
  • Atatürk’e ulaşınca, o, Heyet-i Temsiliye adına 10 Ekim 1919’da Harbiye Nazırı Cemal Paşa’ya yazdığı mektupta şu şekilde diyor:
    «Gayrikabili onarım felâket ve netayici elîmeye müncer olduğundan bugün milletin ademi memnuniyetini celbeden Harbi Umumiye iştirak etmemek elbet son aşama şayanı arzu idi. Fakat buna imkânı maddî mevcut değildi. Şu sebeple ademi iştirak müsellah bir bitaraflığı kısaca Boğazların mesdut bulundurulmasını gerektirme ettiriyordu. Halbuki vatanımızın mevkii coğrafisi istanbulun vaziyeti sevkülceyşiyesi Rusların İtilaf
    Hükümetleri yanında ahzı mevki, etmiş olması bizim izleyici kalmamıza asla uygun değildi. Bundan başka müsellah bir bitaraflığın idamesi için paramız, silahımız, sanayiimiz, hulâsa lâzım olan vesaitim iz mevcut değildi. İtilaf Devletlerinin bilhassa İngilizlerin para vermemesinden sarfınazar gemilerimizi zapt ve milletin dişinden tırnağından arttırarak biriktirdiği inşaatı bahriyeye ilişik yedi milyon liramızı gasbeylemeleri
    …Harbe girmekliğimizi bir katliam telâkki etmek ve koca bir milleti dört, beş kişinin baziçesi olacak derekede addeylemek fikrimizce lehimizde bir faideyi mucip olmak şu şekilde dursun, bilâkis sakıt Ferit Paşa’nın Paris’te Avrupa’dan acıma dilenmek efkârı sakimanesi ile serdeyledi-
    ği beyanatı zelilânesine Clemenceau’nun vermiş olduğu hakaretâlût cevabın maazallah bir kere daha işitilmesine sebep olabilir. Binaenaleyh merdane bir surette hakikati söylemek ve kahramanca harp eden bu koca milletin mağlubiyetin netayici zaruriyesine katlanmakla birlikte hareketinin katliam telâkki ve bu yüzden ittiham ve tecziye edilmesini kabul etmemek en salim ve en hayırlı bir ilke telâkki olunabilir.» (Nutuk, Vesika 142) (100 Soruda Jön Türkler ve İttihat ve Terakki)
  • Osmanlı-Türk toplumunun Batılılaşmaya, çağdaşlaşmaya, ya da modernleşmeye kati adım atması Tanzimat ile olmuştur. Bu bununla beraber insan haklarına, hukuk devletine, özgürlük ve demokrasiye doğru atılan bir adımdır. (Kısa Türkiye Tarihi)
  • Savaş bittiğinde Cemal Paşa, Yakup Kadri’nin niçin muharebeye girdik sorusuna “aylık vermek için” diye cevap vermişti (F.R.
    Atay, Zeytindağı ). Savaş süresince Almanya Osmanlı ‘yı borç parayla destekledi. (Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi 1)
  • Erzurum Kongresi mahalli bir kurultay olmasına karşın, 56 kişiyle toplanmıştı. Sivas yurt çapında bir kurultay olmasına karşın, 38 kişiyle toplanmıştı. Bunun başlıca sebeplerinden biri, Batı Anadolu’daki (Ege ve Marmara bölgeleri) ulusal örgütlerin tutumuydu. Onlara nazaran ulusal örgütlerin yurt çapında birleşmesi gereksizdi, zira problemler farklıydı. Doğudakilerin başlangıcında Ermenistan, batıdakilerin başlangıcında Yunanistan problemi vardı. Sonra doğudakiler her türlü işgale karşı çıkarken, batıdakiler Yunanistan olmamak kaydıyla İtilaf devletlerinden birinin işgaline razıydılar. Nihayet doğudakilerin seçimlerin yapılması, Mebusan Meclisi’nin toplanması yolunda demokratik talepleri varken, batıdakilerin bu şekilde bir sorunları yoktu. Bu görüş farklılıklarının birazcık da doğuda önderliğin ağırlıklı olarak subayların, batıda önderliğin ağırlıklı olarak eşrafın elinde olmasından kaynaklandığı tahmin edilebilir. (Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi 1)
  • Vatan, kolay bir toprak parçası değil, sevilen, uğrunda fedakarlıklar yapılacak, hatta ölünecek bir topraktır. (Kısa Türkiye Tarihi)
  • İkdam, kendini 31 Martın havasına o denli kaptırmıştı ki, Müslüman bayanların çarşıya sadece zorunluluk halinde çıkmalarını ve çıkanların da ‘adab-ı şeriat dairesinde’ hareket etmelerini ‘rica’ ediyordu. Hatırlanacağı suretiyle, Kör Ali vakası esnasında da bu şekilde istekler öne sürülmüş, sokağa çıkan bazı hanımefendilere saldırılarak, Müslüman bayanlar evde kalmaya ve belli halde giymeye zorlanmak istenmişti. (Şeriatçı Bir Ayaklanma – 31 Mart Olayı)
  • İlk büyük alafranga saray olan Dolmabahçe Sarayı, Osmanlı Devleti’nin İngiltere ve Fransa ile Kınm Savaşı’nda bağlaşık olduğu bir sırada, 1853’te Abdülmecit tarafınca yaptırılmıştır. 1854’te Avrupa’dan ilk borçlanmanın yapılmış olması, yoksul duruma düşmüş bir imparatorluktaki bu sefahat ve tanta nanın açıklamasıdır. Bundan sonrasında daha bir takım saray yapılmıştır: Abdülaziz döne minde Çırağan, Beylerbeyi, Yıldız şeklinde mühim sarayların yapıldığını görüyoruz. Alafranga saraylı ve mobilyalı bu pahalı yaşama stili, alafranga aile yaşamı getire bilseydi, hiç olmazsa o yönden bir tutum sağlanmış olurdu.Oysa, alafranga bina ve mefruşatla beraber eski harem yaşamı olduğu şeklinde sürdürülmüştür. (100 Soruda Jön Türkler ve İttihat ve Terakki)
  • “Bildirir haddini sultana senin kanunun.”
    | Şinasi (100. Senesinde Jön Türk Devrimi)
  • Şu sebeple azca okumuş bir halk,kolayca güdülebilen bir halktır.Tabi burada kim gütmeye çalışıyor onu da açıklayalım.Şeyhlik ve ağalık düzeni… Türkiye, maalesef Atatürk devrimi hedefine ulaşmadığı için canlı bir ortaçağımız var.Bu canlı ortaçağ da,şeyhlik ve ağalık düzeni şeklinde somutlaşıyor.Şeyhlik ve ağalık düzeni tüm seçimlerde rol oynuyor ve hep onların istediği parti iktidar oluyor. (Yakın Tarihimizi Sorgulamak)
  • Modernleşmenin ve merkezileşme sürecinin mühim özelliklerinden birisi eğitimdir. (100. Senesinde Jön Türk Devrimi)
  • Bilimsel tarihin birinci görevi mühim vakalarla, önemsiz vakaları ayırmak ve mühim vakalara dayanarak meydana gelenleri açıklayan metinler yazmaktır
    İkinci görevi ise geçmişi anlamlı dönemlere ayırmaktır. (Kısa 20. Yüzyıl Tarihi)
  • Kimi atasözlerimiz bu zihniyetin(gerikafalılık) sonucudur: “Dayak,cennetten çıkmıştır;” “Hocanın vurmuş olduğu yerden gül biter.” Bunlar,dayağı meşrulaştırmak için uydurulmuş atasözleridir.Hocaya,eğitmek suretiyle çocuğunu teslim eden babanın,”Eti senin kemiği benim.”sözü de hocaya sanki sınırsız bir dayak yetkisi vermekte,çocuğun ruhuna korku salmayı amaçlamaktadır. (Yakın Tarihimizi Sorgulamak)
  • Farz edelim ki bir eviniz var,birisi,başkasına ilişik olan yanınızdaki araziye bir gecekondu halletmeye çalışıyor.Siz bunu önlemek için mahallenin kabadayısına başvurursunuz.O da buna karşılık kendisi için oturma odanızda bir koltuk,yiyecek masanızda bir iskemle ayrılmasını ve belirli günlerde gelip banyonuzda duş yapmak hakkı istiyor.Kabul eder misiniz?Üstelik o kabadayının gecekondunun yapılması için o adama her türlü yardımı yaptığını bildiğiniz halde? (Yakın Tarihimizi Sorgulamak)
  • Burada derhal belirtmek gerekir ki, bizde bu çağ ayırımını benimseyenler 1453 Fatih’in Rönesans prensi kimliğini ve/ya da bu fethin İslamiyet, Türklük bakımından önemini vurgularlar. Bu yaklaşım doğru ve Osmanlı devletinin İstanbul’un fethiyle Beylikten İmparatorluğa diye özetlenebilecek fazlaca kökten bir dönüşüm geçirmiş olduğu muhakkak olmakla beraber, bunu Türkler bakımından bir çağ değişikliği olarak değerlendirebilir miyiz? Ben sanmıyorum. Batılılar 1453’ü çağ değişimi noktası olarak değerlendirirken Osmanlılara o kadar da pozitif sayılamayacak bir rol veriyorlar. Buna nazaran fetihle beraber Istanbul’dan Italya’ya kaçan Bizanslı bilim adamlan orada Hümanizmi ve Rönesansı başlatmışlardır. Yani, bu görüşe nazaran, Osmanlılarınki bir tür ‘iteleme’ işlevinden ibarettir. (Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi)
  • Osmanlı – Alman ittifakının imzalandığı gün, Osmanlı genel seferbeliği de deklare edildi. Uzun soluklu bir harp yerine, birkaç hafta içinde kaderi belli olacak bir harp düşünüldüğü için, “hesap kitap” yapmadan, ne pahasına olursa olsun en büyük orduyu bir an ilkin toplamak yoluna gidildi. (Jön Türkler ve İttihat ve Terakki)
  • Simone de BEAUVOIR, … hanım yazarların adamların egemen olduğu çevrelerde hayatta kalmak için erkeklerden daha çok erkekleştiğini ve bu kâkimiyeti artık adamların sağlar hale geldiğini savunur.
    Nezihe Muhiddin TEPEDELENLİGİL erkeklerle sulh isteyen hanımlarla dalga geçer, Hali Edip ADIVAR muhalefetini sadece İngilizce dile getirir, Latife UŞAKLIGİL ömrü süresince susmak zorunda kalırken direkt bir bağlantı kuramadıkları feminist hareketlerin bedelini öder gibidirler… (100. Senesinde Jön Türk Devrimi)
  • Dine dayalı bulunduğunu duyuru eden bir ülkede cedbeced Müslüman olanlar askerlik ve yönetim işlerine karıştırılmıyorlar, fakat cedbeced Hristiyan olan bir ailenin evladı o ülkenin yazgısını yönetiyordu. (Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi)
  • Diğer taraftan da Avrupa parlamentolar, tarih bilimi yapıyorlarmış ya da bağımsız yansız mahkeme yemişler şeklinde soykırım kararlar almaktadırlar. Aslında ABD ve Avrupa Ermeni problemi içyüzünü araştırmak ardında değildir. Onların aslolan amacı, Anadolu’yu parçalamak Türk ordusunu yok etmektir. Soykırım iddiası bu amaca götürmüş olan silahtır. (Ermeni Sorunu)
  • Fransa Başbakanı Clemenceau; Paris Barış Konferansına gelen Ferite hakaret dolu sert bir yanıt vermişti.
    Türklerin girmiş olduğu heryerde uygarlığı gerilettiğini, ermeni tehcirinde olanları ittihatçılara yıkarak sorumluluktan kaçamayacaklarını söylemiş oldu.
    Sonra Osmanlı heyetini, Paris’ten kovdu. (Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş