Eğitim

Arkası Mutlaka Gelir – Ayşegül Devecioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Arkası Mutlaka Gelir – Ayşegül Devecioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Arkası Mutlaka Gelir kimin eseri? Arkası Mutlaka Gelir kitabının yazarı kimdir? Arkası Mutlaka Gelir konusu ve anafikri nedir? Arkası Mutlaka Gelir kitabı ne konu alıyor? Arkası Mutlaka Gelir PDF indirme linki var mı? Arkası Mutlaka Gelir kitabının yazarı Ayşegül Devecioğlu kimdir? İşte Arkası Mutlaka Gelir kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ayşegül Devecioğlu

Derleyen: Müge Gürsoy Sökmen

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9786053162087

Sayfa Sayısı: 120


Arkası Mutlaka Gelir Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mırıltı kesintisizdi. Fazlaca uzaklardan geliyordu; sanki durmadan yağmur yağan, gene de suyun aç toprağı beslemeye yetmediği bir yerden… Bazen bir yakarışa, kimi zaman ağlamaya, kimi zaman inlemeye benzeyerek uzayıp gidiyordu. Şimdiye kadar duyduğu tüm seslerden farklıydı. İnsan aklının sınırları içinde düşünmüştü; mırıltı yaralı toprağı yatıştırmaya, sakinleştirmeye mi çalışıyordu? Sonra yanıldığını anlamış oldu. Yeni gelenlerin kulaklarına fısıldanan kindar bir ninniydi bu, anlatılmaz, dile gelmez yıkımların dehşetli ezgisi.”

Yedi öyküyü bir araya getiren Arkası Mutlaka Gelir, Ayşegül Devecioğlu koleksiyonunun yedinci kitabı.


Arkası Mutlaka Gelir Alıntıları – Sözleri

  • Yine de sürüklendikleri sonsuz hiçlik içinde bulabildikleri yegâne yol buydu: Her şeyin yolunda olduğuna inanmak…
  • ..,her şeyin bizim olağan, naturel kabul ettiğimiz tarzda sürüp gitmesi de aslına bakarsanız başlı başına bir tuhaflık, hatta yıkım değil mi?
  • Günümüzde en acayip, en acaip vakalar bile naturel karşılanır oldu. Yaşlıların söylediği benzer biçimde dünyanın çivisi çıktı. İklim felaketleri taş üstünde taş bırakmıyor, doğada da insana dilini tutturan gariplikler gözlenmeye başladı.
  • İçimizde yenilgilerin, ölümlerin eziyet verici anılarıyla kendi köşemize çekilmiştik. Artık herhangi bir umudumuz ya da bizi gönendirecek bir zafer beklentimiz olmadan ölümün yolunu gözlüyorduk. Korkuyordukta ölümden.
  • Kendimi değişik görme isteğime karşın, ötekiler benzer biçimde benim de derdimin erkekliğimi bana kazandıran her her neyse onları tek tek yitirmek bulunduğunu görebiliyordum doğal. İnsan herkesi kandırsa da kendini kandıramaz.
  • Demek ki, diyordum, erkekler yaşlanınca çevresinde ailesi de olsa yalnızlığa mahkum oluyor. İnsanın eşi dostuyla bile giderilmeyen hatta daha da artıp yoğunlaşan bu yalnızlık ne menem bir şeydi?
  • Karım öleli yedi yıl olmuştu. Bir hanımı hayal bile edemiyordum artık. Nasıl bir şeydi kadının sesi, teni, yumuşaklığı? O şekilde uzun bir zamandır yalnız yatıyordum ki, birine değecek olsam garip bir yaratığa dokunmuş benzer biçimde sıçratabilirdim. Bana öyleki geliyordu ki dokunulmamaktan derim de sertleşmişti.
  • Gerçi oldukca başlılık ülkede {hiç de} hoş karşılanan bir durum değildi. Tüm kurumlar Başkan’a bağlanmıştı, kim kaç lira vergi ödeyecek, kupon araziler kime verilecek, hangi orman dümdüz edilecek, hangi dere kurutulacak, ülkenin parası hangi deli projeye harcanacak o belirliyor, zırt pırt çıkardığı kararnamelerle taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmıyordu. Hatta ülkedeki hanımefendilerin kaç çocuk doğuracağına, insanların sigara içip içmeyeceğine kadar uzanıyordu kendine tanımış olduğu yetki.
  • İkisinin de alabildiğine iyimser insanoğlu olduklarını söyleyebiliriz. İçinde bulundukları akıl almaz durumda iyimserlik pek işe yaramasa da. Yine de sürüklendikleri sonsuz hiçlik içinde bulabildikleri yegâne yol buydu: Her şeyin yolunda olduğuna inanmak …
  • Ama insan kimi zaman birkaç dakika devam eden bu düzmece mutluluk anlarına iyi mi da bel bağlıyor.


Arkası Mutlaka Gelir İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Arkası Mutlaka Gelir, içinde 7 öykü barındıran bir Ayşegül Devecioğlu kitabı.
Devecioğlu, yakından takip ettiğim bir yazar.
Ayşegül Devecioğlu, ister öykü ister roman yazsın, güncel ya da güncel olmayan, (geçmişte ülkeyi derinden etkilemiş) siyasal meselelere
değinmekten kaçınmayan bir yazar.
Yaşlılığın Tehlikeleri, tahmin edilebilir bir vaka örgüsüne haiz olmasına rağmen oldukça etkisi altına alan bir öyküydü benim için.
Görme Biçimleri adlı öykü Berger’in “ düşündüklerimiz ya da inandıklarımız görüşümüzü belirler” düşüncesinden yola çıkılarak yazılmış hoş bir öyküydü.
Avcı gene beğendiğim bir öykü oldu.
Tek Başlılığın Anatomik Eleştirisi adlı öyküye ısınamadım.
O şekilde ya da bu şekilde okunası bir yazar benim için Ayşegül Devecioğlu. (Hasret Akbaş)

Başka Aşklar öykü kitabı ile ilk kere okumuştum Devecioğlu nu. Bu okudugun ikinci öykü kitabı gene öyküye, öykülere adım atar başlamaz bir an ilkin sonunu getirmem için elinizden bırakmadan okuyabiliyorsunuz. Gerçek vakalarla beraber yaratılan kurmacayi. Ve gerçeklikle tasarı içinde yaratılan öykülerin sarsiciligini, sorgulayiciligini görmüş olacaksınız.
Hepsi birbirinden iyi 7 öykü den oluşuyor ve 2020 de yayınlanmis kitap. Içinde John Berger de var. 70 li yıllarda yaşanmış olan devrin toplumsal vakaları da. Ayşegül Devecioğlu nun tüm kitapları okunmayı hak ediyor ve okuyacağım da. (Mehmet Emin Çiçek)

Arkası Mutlaka Gelir Ayşegül Devecioğlu’nun okuyucu ile buluşan son öykü kitabı. Kitap yedi öyküden oluşuyor.
İlk öykü olanAvcı’da kelimelerin peşine düşen bir kadının öyküsünü okuyoruz. Etrafından duyduğu kelimeleri avlayan bir kadının öyküsü.
Görme Biçimleri öyküsünde John Berger’in Görme Biçimleri kitabı üstüne bir metin hazırlayacak olan hanım var. Düşündüklerimiz ve inandıklarımız, görüşümüzü belirler diyordu Berger. John Berger’in görme biçimlerinden yola çıkan bir öykü.
Tek Başlılığın Anatomik Eleştirisi vatanımızda doğan çift başlı mucize bir bebeğin devlet meselesi haline gelişinin ve yaşananlar ile günümüz Türkiye’sine ve dünyaya eleştirel bir bakışın öyküsü.
Rüyada, dışarıdan ideal bir çift olarak görünen, örnek bir evliliğin içten içe küflenişinin, çürümesinin ağlatısal bir sonla bitişinin öyküsü. Aslında failsiz bir cinayetin öyküsü demek yanlış olmaz.
Yaşlılığın Tehlikeleri, ömürlerinin son demlerinde karşılaşan iki yaş almış adamın öyküsü. Yaşlılığın bununla beraber getirmiş olduğu zorluklar , yalnızlık. Bu iki adam son zamanlarında kurmuş oldukları dostluklarının geçmişlerinden iyi mi etkileneceğinden habersiz bir yola çıkarlar.
Onları bekleyen trajik son hem de eski hesapların hala kapanmamış bulunduğunun da göstergesi.
Edebiyat Dersleri adlı öykü ise tam anlamıyla hem ironik hem de trajikomik bir öykü. Bir yazarın fark etmeden edebiyat uğruna bir suça karışmasının hikayesi. Aslında bir ihtimal ava giderken av olanın öyküsü de demek yanlış olmaz.
Arkası Mutlaka Gelir hem de bu güzel öykü kitabının hem adı hem de son öyküsü. Bir yazar ve yarattığı kahramanlarının öyküsü de diyebiliriz. Yazarına devamlı mırıldayan, okuyucunun ise akıbetlerini merak etmiş olduğu kahramanların yazarlarıyla ilişkilerinin hikayesi, hem de yazarın ilk öykü kitabının ilk öyküsüne dönüş yapmış olduğu bir öykü.
Ayşegül Devecioğlu öyküleri ile tam bir Türkiye alegorisi oluştururken, hem günümüz hem de geçmişte yaşanmış, seneler sonrasında bile hesaplaşması eksikleri olan vakalara da parmak basıyor. Söylenemeyenleri söylüyor. Bir araya gelemeyecekleri bir araya getiriyor.
Okuması keyifli bir öykü kitabıydı. Ben sevmiş olarak okudum. Tavsiye ederim.
Keyifli okumalar. (Filiz)


Arkası Mutlaka Gelir PDF indirme linki var mı?


Ayşegül Devecioğlu – Arkası Mutlaka Gelir kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Arkası Mutlaka Gelir PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ayşegül Devecioğlu Kimdir?

Ayşegül Devecioğlu (d. 1956) Türk yazar.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde eğitim görmüş oldu fakat eğitimini tamamlamadan ayrıldı. Üniversite yıllarında Devrimci yol hareketine katıldı.[1]. 1976’da Behçet Dinlerer ile evliliğe ilk adımını attı, Ali Fuat adına bir oğulları oldu. 1986’dan sonrasında gazete, mecmua ve televizyonlarda çalıştı. Çeşitli dergilerde yazıları, denemeleri yayımlandı. İlk romanı Kuş Diline Öykünen, 2004yılında yayımlandı. 2007’de piyasaya çıkan ikinci romanı Ağlayan Dağ Susan Nehir ile Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanmıştır. İstanbul’da yaşıyor.


Ayşegül Devecioğlu Kitapları – Eserleri

  • Ağlayan Dağ Susan Nehir
  • Güzel Ölümün Öyküsü
  • Kuş Diline Öykünen
  • Arkası Mutlaka Gelir
  • Kış Uykusu
  • Başka Aşklar
  • Ara Tonlar


Ayşegül Devecioğlu Alıntıları – Sözleri

  • Herkes piçe pislik yapmak için birbiriyle yarışıyor. Anasından emdiği sütü burnundan getiriyorlar piçin, kan kusturuyorlar. (Güzel Ölümün Öyküsü)
  • Herkes, hepimiz benzer biçimde olmayanlara gözdağı vermek için uyduruldu. (Ara Tonlar)
  • “İçimde susturmaya çalıştığım bir ses çoğalmaktaydı.” (Ağlayan Dağ Susan Nehir)
  • Geriye kalan yalnızca dilsiz günlerin tortusuydu. (Başka Aşklar)
  • Utanır, suçlu benzer biçimde küçülür, ezilir büzülür evlatlarını yediremeyen, giydiremeyen, yüzlerini güldüremeyen analar! (Kış Uykusu)
  • Bazen yaşam öyleki karmaşık gözükür ki, içinden çıkmak zorlaşır. Halbuki olup bitenler çoğunlukla göz önündedir, fakat hep aynı seviyeden bakınca bir şey görmek mümkün olmaz. Yine de bir çok şahıs gözünü uydurmuş olduğu delikten hayata bakmaktan vazgeçmez. Kıpırdamadan durur ve manzaranın değişmesini, daha doğrusu değişmemesini bekler. (Ara Tonlar)
  • Yine de sessizliğin içi boş değil. Yetimhane de, mecburi gece sessizliğinde dünyanın altını üzerine getirmeye hazır, geçmişsiz, geleceksiz yarı deli bir çocuk sürüsünün haykırışları gizli saklı. (Güzel Ölümün Öyküsü)
  • “..unutmak hem de hatırda tutmak mümkün olabilir mi? Birlikte?” (Ağlayan Dağ Susan Nehir)
  • Ölümden değil yaşamdan kaçıyorlar. (Başka Aşklar)
  • İbrahim, Hüseyin… Necmi… Bir zamanlar okullarda, mitinglerde, mahallelerde görmüş olduğu yüzlerce genç, bir çok ya ölmüş ya hapisteydi şimdi. Kendilerinden geleceğe ne kalacaktı? Onları kim hatırlayacaktı? Geriye ne kalmıştı! Ne kalacaktı! Naif, masalsı anlatılar mı!? Etleriyle, kanlarıyla yaşadıkları gerçek masala mı dönüşecekti? (Kuş Diline Öykünen)
  • Bu işin sonunda ölüm var! (Güzel Ölümün Öyküsü)
  • Yanan ormanlar, köyler, ahırlarında diri diri yakılan hayvanların sesleri uzaktaydı; fakat yanık kokusu, büyük yıkımların o akıl sır ermez yollarını izleyerek kilometrelerce uzaklıktan gelip her şeyin içine işliyordu; ipliklere, boyaya, kumaşa… Çamaşırlardan gelen kokuyu ümitsizce içine çekti, bin kez yıkasa da onları arıtamayacaktı; koku kafalarının içindeydi; beyinlerine girmiş, ciğerlerine işlemişti… (Başka Aşklar)
  • “Bir kedi hiç sebepsiz neşelendirebilir insanı…” (Kış Uykusu)
  • Sonra o karanlık, daracık, kirli kokulu kuytuda, bu kez isyanla öfkeyle sordu kendisine: Toplumsal belleğin uyanmasını sağlayacak, uyuyan canavarın önüne atılacak kemik bu mu?
    Onlardan geriye yalnız bu mu kalacaktı! Hain pusularda, kan uykularda, vurulduk ey halkım unutma bizi! (Kuş Diline Öykünen)
  • Ocaktan kor alıp bassaydı gözlerine de, kızının yanında gözyaşı dökmeseydi! (Kış Uykusu)
  • Ama ışık yanan her ev şenlikli mi ya! (Kış Uykusu)
  • Her şey, hepimiz diğerlerinin nefes almasına engel olmuyormuş benzer biçimde, içine tıkıldıkları bu deliğin perişanlığını mazur gösterebilecek bir şeyler arıyor, kafasının içinde amaçsızca dönerek duran zavallı kelimeler yığınından utanç ve telaş içinde sözcükleri bulup çıkarıyordu. (Başka Aşklar)
  • Yaşamın kederli soluğunu içine çektiğinde, günün daha şimdiden kendini belli eden boşunalığı. (Güzel Ölümün Öyküsü)
  • İçi çabucak tekrardan kararıyor. Gökyüzünün şimdi mavi olmasına aldanmamalı diye düşünüyor. Kararabilir, kızarabilir, yeşile hatta mora bile dönüşebilir. Gökyüzüne itimat olmaz. Başının üstünde bir dam yoksa gökyüzüne güvenmeyeceksin. Denizle ilgili detayları ise taa eskiye uzanıyor. Tek gözü cam olan öğretmenin deniz suyu doldurulmuş bir şişeyle sınıfa gelip, deniz suyunun görünmüş olduğu benzer biçimde mavi değil, kül rengi, kirli bir su bulunduğunu anlattığı güne kadar uzanıyor. Emenike şişeye doldurulan şeyin artık deniz olmadığını biliyor. Deniz olmayan şeyin rengi umurunda değil. (Güzel Ölümün Öyküsü)
  • Perileri esir etmenin yolu elbiselerini saklamaktır. Mucizenin yaratıklarını özgürlüğe masallar kavuşturur. (Ağlayan Dağ Susan Nehir)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş