Eğitim

Aşk Ahlakı – Hilmi Ziya Ülken Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aşk Ahlakı – Hilmi Ziya Ülken Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aşk Ahlakı kimin eseri? Aşk Ahlakı kitabının yazarı kimdir? Aşk Ahlakı konusu ve anafikri nedir? Aşk Ahlakı kitabı ne konu alıyor? Aşk Ahlakı PDF indirme linki var mı? Aşk Ahlakı kitabının yazarı Hilmi Ziya Ülken kimdir? İşte Aşk Ahlakı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Hilmi Ziya Ülken

Çevirmen: Ruken Kızıler

Editör: Ruken Kızıler

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9789944889414

Sayfa Sayısı: 322


Aşk Ahlakı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ülken`in Seçme Eserleri kapsamında yayınladığımız Ziya Gökalp, Millet ve Tarih Şuuru ve iki ciltlik Felsefeye Giriş eserinin arkasından Aşk Ahlâkı`nı okurlarımıza sunuyoruz. 

“Bu kitabın amacı, Demokrasi ahlâkına yükselten Eğitim yollarını aramaktır. 

Demokrasi, vasıta-değerlerde eşitlik, ideal değerlerde hürlük isteyen uygar sistemdir; toplumsal hakkaniyet sadece bu şekilde bir sistemde gerçekleşir.

Bu kitap, politika ahlâkına hazırlayan bir Eğitim yolu sayılmalıdır.”


Aşk Ahlakı Alıntıları – Sözleri

  • İlim cüzidir; irfan küllidir.
  • İhtiras vatandan adım atmak ve vatanda bitirmektir; aşk vatanda ve insanlıkta bitirmektir.
  • “İnsan, tek başına bir toplum olandır. İçinde tüm bir âlemi taşıyandır. Kütlelerin ortasında fert olarak kalandır; dağ başlangıcında ruhuyla bir toplum yaratandır. Tüm güç ve gayretinizle bu insanı arayınız! Yalnızlığın azabını duyanlara acıyınız!”
  • Asla kin bilmeyen ruhlar olduğu benzer biçimde, asla sevgi bilmeyen ruhlar da vardır.
  • İşsizlik bizi her insanın hayatına sanki günahı bizimmiş benzer biçimde karışmaya sevketti. İnsanlığımızı unuttuk. Vazifelerimizi ve sevgimizi unuttuk.
  • ruhu terbiye edilen mümin, yakarış ile yüzünü Allah’a çevirir. Züht ve takva ile gönlü temizlenen tâlip (yol arayıcı) “esma ve tesbih” ile birliğe ulaşırdı.Dua ve esma,dinin Hakka oluşturulan iki kapısıydı. Dua ile Hak kelâm haline gelir; ve kelâm insanı küllileştirir, halk ile Hakkı bir kılardı. Esma ile Hak tasarım haline gelir; nefs mevzunun aynı olur ve âlem birlikten ibaret kalırdı.
  • Umut ve korku duyguları kendi başlarına iyi olamazlar. Kedersiz umut ve korku duygusu yoktur, şu sebeple korku bir kederdir ve korkusuz umut de yoktur.


Aşk Ahlakı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İrfanlar Kitabı: Eser sevdiğim ve takip ettiğim bir yazarın tavsiye etmiş olduğu bir eserdi. Adını ilk duyduğumda, fazlaca ilgimi çekmişti, ‘Aşk Ahlakı’… Aşk’ında riayet edilmesi ihtiyaç duyulan kuralları mı vardı? Peki aşk itaat ettiğinde, geriye ne kalırdı. Oldukça geçmeden anladım ki Aşk’a hiçbir şey dayatmıyor bu yaratı. Aşk’ın çok büyük doğasından söz ediyor, varolan yüksekliğinden dem vuruyordu. Olması gerekenden değil, olmaması gerekenden, bilinmesi gerekenden değil, unutulması gerekenden bahsediyordu.
Hilmi Ziya Ülken müthiş bir usluba ve birikime haiz, ilk andan itibaren o denli şaşırttı ki bu beni, şimdiye dek duymamış olmanın üzüntüsünü hissettim. Kendisi ordinaryüs profesörmüş fakât bilimsel ezberden ve bilineni daha bi bilmekten ötede… Düşüncelerinin ilk ağızdan çıkmış olduğu o denli belirgin ki, onları tutuşturan binlerce uykusuz gecenin ve ciddi bir emeğin varlığını seziyorsunuz.
Ülken ilk olarak, arzularınızı, duygularınızı ne diye yok sayacakmışsınız ki diyor. Burada bir duraksıyorum, iyi mi doğrusu diyorum, devam ediyor. Ne diye ihtiraslarınızı görmezden gelesiniz, onlar sizin tek dayanağınız… Yok artık diyecekken, yazar dağılan okurun tüm önyargısını darmadağın ediyor. Ve diyor ki, ey okur, sana sen lazımsın! Evet ruhun var amenna fakat ona haiz olabilmen için, onu yönetebilmen için, ilkin ihtiraslarını aşkın değirmeninde nasihat. Bunun için de ihtiraslarını tanı, sev, dinle…Kendine bir ceset muamelesi yapma, isteklerinle anlaşmadan, onlardan kurtulmanın hayalini kurma. Kirlilik dereceni ölçmeden arınmanın vaazını etme. Vazgeç kendine zulmetmekten. Bundan dolayı sen bir cevhersin, nelerin üstesinden gelebileceğini, iyi mi büyük düşünebileceğini farket ve minik savaşların enerjinden çalmasına izin verme…
Ufak sevgileri feda et, minik hazları, minik elemleri feda et… Özetle patikaları değil dağ yolunu düşle, tepelerde kanat çırpmayı bırak, zirvenin rüzgarını, bilgeliğini özümse…
Aşk Ahlak’ı nedir?
Aşk’ın derinliğini aşka bırakmaktır. Ruhun sonsuzluğu değil, sonsuzluğa aşık bir ruhun varlığı…
Aşkın felsefesini bırak ey okur! Aşkı tanımak istiyorsan, onu tüm kılıflarından azad et…
Yazar felsefi olarak o denli donanımlı ki, sık sık fikirlerini öteki düşünürlerin sorularıyla harmanlıyor.Sokrates Descartes ve Kant’ın terbiye görüşlerine yer veriyor.
“Cehennem yoksa, aden de yoktur.” diyor. Burada bir kez daha en büyük dertlerin sahibi olanların en büyük mertebelere erişmiş olduklarını hatırlıyoruz. Ve bir kere daha kuvvetle anlıyoruz ki;
Derdini seven tanrısal dermanı bulmuştur.
Anlıyoruz ki bizim tutku dediğimiz şey, onun tutku tabiriyle uyuşmuyor. O içsel bir katalizörden söz ediyor ‘tutku’ denince, bir yürek işçiliğinden…
Nietzsche ‘nin, ‘kudret iradesi’ diye tanımladığı üstüninsan’ından yola çıkarak, kendisinin yüce insan tanımına varıyor ki bu kısım fazlaca değerliydi benim için.
Halkın gözünü kaldır aradan ey okur diyor, bizim sağduyu dediğimiz şeyin toplumun kabulleriyle ilgisi yoktur. Onlar yalnız sizdeki postu tekmelerler ya da size üç gövde büyük kaftanlar giydirirler. Siz ruhunuza kulluk edin, içinizdeki ejderi bir başkasının beslemesine izin vermeyin. Onunla baş etmenin ateşini taşıyın, onun nefesiyle küle dönmeyin…
Pasajlar içinde nefes alamıyorsunuz, o denli fazlaca mevzu, o denli süratli ve yoğun anlatılıyor ki, bir durup dinlenmekte yarar var 🙂
Fakat şundan güvenilir oldum ki Ülken, insanı fazlaca iyi tanıyor, psikolojisini ve kuruntusunu sırtlanıyor ve ruhsal sıkıntılarını dert ediniyor.
“Ukbâ ümidini kalbinden silen ukbâya aslına bakarsanız erişmiştir.”
Şu cümle dahi kendisinin bilimsel düsturu hakkında bizlere bir ufuk açacaktır diye düşünüyorum.Bambaşka bir terbiye anlayışıyla karşı karşıyasınız.
Eserin son kısmında, daha evvel hiçbir kitapta denk gelmediğim bir açıklamalar kısmı var ki, eserin şerhi diyebiliriz. Bize sunulan tüm o yoğunluğu aniden çözüme kavuşturan bir yardım eli. O şekilde duru bir üslupla odaklanamadığınız yerlerin altını çizmiş ki, Allah razı olsun dedirtiyor insana 🙂
Pdf’den okumak isteyen dostlar için;
https://mega.nz/file/p5d3AS4b#aSsQ_YyoS1c-_pMRapie7NtImBGBNm1W_MZkyYMrxps
Son olarak kitabın -bence- kalbi olan cümleyi paylaşmak isterim;
“İnsan zincirler içinde uyanır. Fakat kendi çabalarıyla birer birer bu zincirleri kırarak hürriyetini kazanır.”
Derin saygımla… (Eylül Türk)

“İnsan zincirler içinde uyanır; fakat kendi çabalarıyla bu zincirleri birer birer kırarak, büyük emekler ve kurbanlar karşılığında hürriyetini kazanır. İnsan, toplumun eylemsiz bir unsuru olarak doğar; fakat yaşamın direnme ve tepkileriyle gittikçe daha çok bir şahıs olmaya ve iç hürriyetini kazanmaya adım atar.” Alıntı Hilmi Ziya Ülken’in elimde ikinci kez okumaya başladığım “Aşk Ahlakı” kitabının ilk cümleleri. Eski devlet bakanı mehmet Özgüneş düşünce be karekter yapımın teşekkülünde iki kitap etkili olmuştu der. 1.Ziya Gökalp Türkçülüğün Esasları 2. Hilmi Ziya Ülken Aşk Ahlakı. Kitabına 1971 senesinde üçüncü baskıya yazdığı önsözde Ülken şunları söylemiş: “Gerçeği tüm acılarıyla gören, ona gözlerini yummayan, bir masal uğruna insanlığı kana bulamayan, bu canavar taktiği karşısında yalnız uygar cesaret taktiğini kullanan insanların günden güne çoğalması, yarın kim bilir ordu kurması Aşk Ahlakı’nın zaferidir.” Kitaptan bir alıntı ile bitiriyor ve şiddetle her insana tavsiye ediyorum. “İnsani ideallerin şehitleri tüm şehitlerden büyüktür. İhtiras için ölen, toprakta kalacaktır; aşk için ölen, göğe terfi edecektir.” (Kitaptadında)

İsmine binaen toplumda oluşan genel kanaate gore iki cins arasındaki aşkta olması gerekenler ele alınmamaktadır. İnsanı insan yapma yolundaki “aşk ahlakı” ele alınmaktadır. Ruhun ne olduğu, kişinin iyi mi fiillerde bulunulması gerektiği büyük bir incelikle ele alınmaktadır. Tam bir baş ucu kitabıdır. Sadece bir kere okunduğunda bitirdim denilemeyecek kadar derin bir kitaptır. (Sare Şeyma)


Aşk Ahlakı PDF indirme linki var mı?


Hilmi Ziya Ülken – Aşk Ahlakı kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Aşk Ahlakı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hilmi Ziya Ülken Kimdir?

Türk fikir yaşamında ve Türkiye’de bir felsefe geleneğinin oluşmasında büyük tesiri olmuş felsefeci ve sosyolog.

Hilmi Ziya Ülken İstanbul Sultanisi’ni (İstanbul Lisesi) (1918) ve Mekteb-i Mülkiye’yi (A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi) tamamladı (1921). Aynı yıl Darülfünun-ı Osmani (bugün İstanbul Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi Beşeri Coğrafya Kürsüsü’ne asistan oldu. Aynı fakültede felsefe zamanı ve sosyoloji öğrenimi görmüş oldu. 1933’e değin sosyoloji, felsefe, tarih ve coğrafya öğretmenliği yapmış oldu. Umumi İçtimaiyat (1931), Türk Tefekkürü Tarihi (1932-33, 2 cilt) adlı kitapları yayımlandıktan sonrasında uzmanlık eğitimi için Almanya’ya gitti (1934). Türkiye’ye döndükten sonrasında İ. Ü. Edebiyat Fakültesi’nde Türk Tefekkür Tarihi Kürsüsü’ne doçent olarak atandı (1935). 1944 senesinde profesör, 1957 senesinde ordinaryüs profesör oldu. 1973’te A. Ü. İlahiyat Fakültesi’nden emekli oldu. Hilmi Ziya Ülken, 1938-1943 yılları aralığında İnsan dergisini yayımladı ve Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Dergisi’ni yönetti. Türk fikir zamanı üstüne yapmış olduğu çalışmalarla toplumsal bilimlere mühim katkılar elde etmiş olan Ülken 5 Haziran 1974’te İstanbul’da öldü.


Hilmi Ziya Ülken Kitapları – Eserleri

  • Türkiye’de Uygar Fikir Tarihi
  • Aşk Ahlakı
  • Türk Tefekkürü Tarihi
  • Yeni Zamanlar Felsefesi
  • Şeytan’la Konuşmalar
  • Eğitim Felsefesi
  • Felsefeye Giriş – 1
  • Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü
  • Ahlak
  • Anadolu Kültürü Üstüne Makaleler
  • Yarım Adam
  • Posta Yolu
  • Millet ve Tarih Şuuru
  • Bilim Felsefesi
  • İslam Düşüncesi
  • Ziya Gökalp
  • Bilgi ve Değer
  • İslam Felsefesi Kaynakları ve Etkileri
  • Tarihi Maddeciliğe Reddiye
  • Felsefeye Giriş – 2
  • İbn-i Haldun
  • Dünyada ve Türkiye`de “Sosyoloji Öğretim ve Araştırmaları”
  • İnsani Vatanseverlik
  • İslam Felsefesi Eski Yunan’dan Uygar Düşünceye Doğru
  • Destanlar
  • Genel Felsefe Dersleri
  • Varlık ve Oluş
  • Anadolu Hayali
  • Hakimiyet
  • Veraset ve Cemiyet
  • Anadolu’nun Dini Sosyal Tarihi
  • Tarihi Maddeciliğe Reddiye
  • Anadolu Köklerini Arayış
  • Mantık Tarihi
  • Sosyoloji Sözlüğü


Hilmi Ziya Ülken Alıntıları – Sözleri

  • Duygu ile akıldan her biri daima bazı savunucular bulmuştur. Duygular sanatçılarda ve bazı filozoflarda rağbet bulmuş olduğu halde akıl yalnız deneyim ve gözlemden hareket eden maddi filozoflarca tercih edilmiştir. (Türkiye’de Uygar Fikir Tarihi)
  • Maniliğe gore (manichéisme) insanı karanlıklar hükümdarı yaratmıştır. Bedeni evrenin örneği (nüsha-i Kübrâ) doğrusu bir minik âlem (Âlem-i suyâ) dır. Tabiatın tüm vak’aları oradadır. (İslam Felsefesi Kaynakları ve Etkileri)
  • Anadolu Kültür Merkezi
    Anadolu Selçukluları zamanında İslâm âlemi esaslı değişikliklere uğramaktaydı: Araplar Sicilya ve Endülüs’ten çekilmekteydiler, doğudan Moğol istilası İslâm âlemini parçalıyordu. İçeriden Bâtınîlerin bozucu ve dağıtıcı tesirleri kuvvetlenmeye başlamıştı. Doğu ve batıdaki memleketlerini terk etmeye zorunlu olan birçok ilim ve sanat adamı, bu yüzyılda İslâm dünyasının en sağlam ve sakin parçası olan Anadolu’ya sığınıyorlardı. Endülüs’ü terk eden Muhyiddin Arabî (1165-1240) Konya’da yerleşti. Bir Türk prensesi ile evliliğe ilk adımını attı ve üvey oğlu Sadreddin Konevî’nin terbiyesini üstüne aldı. Eserlerinin büyük bir kısmını Anadolu’da yazdı. İslâm dünyasının en büyük mistik mütefekkiri ve dünyaca tanınmış panteist filozofu olan Muhyiddin’in sistemi Sadreddin Konevî tarafınca şerh edildi ve Türkiye’de yayıldı. Azerbaycan’dan Anadolu’ya gelmiş olan Şehabeddin Sühreverdî İslâm âleminde İşrâkîlik (Illuminisme) diye tanınan bir felsefe cereyanı kurdu. İşrâkîlik bir taraftan Platonculuğa dayanmakta, bir taraftan tasavvufa yaklaşmakta ve zulmetten nura devamlı bir gelişme suretinde tasarım edilen orijinal bir felsefi görüşü savunmaktaydı. Şehabeddin Selçuklu prenslerinden İmadeddin Karaarslan Berkyaruk adına eserler telif etti; onlara hususi hocalık yapmış oldu. Hayatıni tamamen Selçukluların sarayında ve yanında geçirdi. Anado lu’nun o zamanki toleransı yardımıyla fikirlerini rahatça yazan ve neşreden Şehabeddin bir gezi vesilesiyle Halep’e gittiği sırada, o zamanki medrese taassubuna uymayan düşünceleri yüzünden Selâhaddin Eyyûbî emrindeki bir kadı fetvâsıyla idam edildi (1154-1191). Siraceddin Urmevî de aynı suretle yaşamını Konya’da geçirdi. İslâm âleminde, Gazâlî ve Fahreddin Râzî’den sonrasında en esasli kelâm ve mantık kitabı olan Metâli’ül-Envâr’ı yazdı.
    | Hilmi Ziya Ülken, Anadolu Kültürü Üstüne Makaleler, Doğu Batı Yayınları, 3. Basım: Eylül 2021, s. 192. (Anadolu Kültürü Üstüne Makaleler)
  • Düşman gene öz yurduna el attı,
    Mezarından ata’n kılıç uzattı,
    Yürü diyor!
    Hakkı zulüm kanattı.. (Ziya Gökalp)
  • Ayrı ayrı medeniyetleri açar benzer biçimde görünen büyük “uyanış”lar, hakikatta, gittikçe genişleyen devamlı tefekkürle birbirine bağlıdır. (Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü)
  • Akıl tutkulardan vazgeçmeyi, bari başkalaştırmayı öğretir. (Varlık ve Oluş)
  • Filozoflar felsefeyi temel olarak almış ve dinî inancı ona gore açıklamışlar; Kelâmcılarsa, tersine, dinî inancı temel olarak almış ve bunun için felsefî kanıtlar kullanmışlardır. (İslam Felsefesi Kaynakları ve Etkileri)
  • Yalnız kendi derdine düşen ve nabız saymaktan başka endişesi olmayan insanoğlunun mesut olmasına imkân var mı? (Şeytan’la Konuşmalar)
  • Ululuğun denizinde göremez kimse kara (Millet ve Tarih Şuuru)
  • … Türk tefekkür tarihini üç devreye ayırmak doğru olur:
    1- Payen Türk tefekkürü
    2- İslami Türk tefekkürü
    3- Modern Türk tefekkürü (Türk Tefekkürü Tarihi)
  • Türk kültürünü eski irk ve kavim geleneklerinin devamı saymak kabil değildir. Bundan dolayı bu yeni vatanda büsbütün yeni problemler meydana çıktı: Eski Hitit memleketi ve onun ilkçağlardan beri Hititler tarafınca eritilmemiş olan parçaları Bizans idaresinde siyasî ve medenî bir birlik kazanmış bulunuyordu. Anadolu Oğuzlar tarafınca zapt edilmiş olduğu vakit yalnız coğrafi bir isimden ibaret değildi. Ticaret yolları, kervansaraylar geçidi, büyük merkezler, savunma kaleleri, transit şehirleriyle çeşitli kısımları birbirine bağlanmış yekpâre bir memleket haline gelmişti. Tıpkı Cermenler Galya’ya geldikleri vakit orada Roma’nın hazırladığı siyasî ve medenî bir birlik buldukları benzer biçimde. Şu farkla ki azca nüfusla gelmiş olan Cermenler yerli kültürü benimsemeye zorunlu oldular ve oraya yalnız örf ve âdetlerinden bazı şeyler kattılar. Halbuki fazlaca nüfusla gelen Oğuzlar bu yekpâre vatanda derhal birliği kurarak kendi dillerini yerleştirdiler. Bu suretle Oğuz muhacereti, İslâmiyet ve Anadolu’nun hazırlanmış tutumsal ve siyasî birliği aynı vatanda gittikçe birbiriyle kaynaşarak Türk milletinin Orta Asya’dakinden değişik yeni bir kültür kurmasına sebep oldu.
    | Hilmi Ziya Ülken, Anadolu Kültürü Üstüne Makaleler, Doğu Batı Yayınları, 3. Basım: Eylül 2021, s. 97. (Anadolu Kültürü Üstüne Makaleler)
  • …Yunan ve İran hikmetleri birbirinin tamamıyla zıddı vasıflara maliktir. […] İkisi de gerçekçi insan görüşünü ifade etmekten uzaktır. […] Bundan dolayı biri insanı varlığa tutsak etmiş, diğeri varlığı insana bağlamak suretiyle onun âlem içindeki mevkiini mübalağa ve ifrat ile görmüştür. (Türk Tefekkürü Tarihi)
  • Tarihten evvelki devirlerde vukua gelen intikalleri paleethnologie vasıtasıyla öğreniyoruz. Fakat bu sahada meydana getirilen mukayeseler ve hükümler yalnız insanî müstehase ve izlere, alet ve eşyaya dayandığı için yaklaşık ve müphem olmaktan kurtulamazlar. (Türk Tefekkürü Tarihi)
  • Ahlâkda Sokrat benzer biçimde mutluluğu hedef edinen felsefeci, bunu üstün ve manevî hazda değil, aşırı duyumlar ve hazlardan kaçman «tam orta» (orta derece-ı adil) söylediği ölçülü bir hazda aradı ve bu şekilde bir hazzın doğuracağı ahlâkî karakterlerin de alışkanlıklarla elde edileceğini söylemiş oldu. (İslam Felsefesi Kaynakları ve Etkileri)
  • “Yeryüzünde aklın uyanışı ve insanoğlunun ilkin tabiata, sonrasında kendi kendine çevrilmiş bakışından doğan tüm düşünce denemeleri halinde, aşama aşama ve birbirine benzer şekillerde, birçok yerlerde birden meydana çıkmıştır.” (Felsefeye Giriş – 1)
  • Xenophanes insana benzetilen Tanrılar fikrine saldırdı: Her Kavmin Tanrısını kendine gore dü­şündüğü, hatta hayvanların düşünceleri olsa Tanrılarını kendileri benzer biçimde tasarım edecekleri, oysa aslolan Tanrının hiçbir suretle insana benzetilemeyeceği, tek ve sonsuz olduğu, doğurmadığı ve doğmadığını iddia etti (İslam Felsefesi Kaynakları ve Etkileri)
  • Asla kin bilmeyen ruhlar olduğu benzer biçimde, asla sevgi bilmeyen ruhlar da vardır. (Aşk Ahlakı)
  • “Eğer kati doğa kanunlarının varlığı bizim hadiseler içinde gördüğümüz durağan(durgun) sebeplik münasebetlerinden ileri geliyorsa, bu durağan(durgun) dediğimiz münasebetler bilinç verilerimiz içinde çağrışımlarla kurduğumuz ve alışkanlıklara dayanan bir münasebetten ibaretse, o halde Hume’un gösterdiğine gore, her sebeplik münasebeti ruhumuzun alışkanlığından başka bir şey değildir; bundan dolayı da değişmez doğa kanunlarının bulunduğunu bilinç verilerimiz ve çağrışım münasebetlerimiz haricinde hiçbir prensiple kanıtlama edemeyiz.” (Felsefeye Giriş – 2)
  • Kimsenin iç alemine karışma,
    Kimseyi iç alemine karıştırma.
    Kimseye iç alemini açma.
    Gizli tut. Yan fakat tütme. (İbn-i Haldun)
  • Platon’un rasyonel ve ideal varlığa ilişik derin görüşünü gerçeğe ilişik incelemelerle birleştiren Aristoteles ilk kere ilim felsefesinin temellerini kurmuştu. O zamandan beri (yirmi dört yüzyıl) insanlık bu büyük yolun üstünde düzeltmeler yaparak aşama kaydediyor. (Felsefeye Giriş – 2)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş