Aşka Konan Pervaneler kimin eseri? Aşka Konan Pervaneler kitabının yazarı kimdir? Aşka Konan Pervaneler konusu ve anafikri nedir? Aşka Konan Pervaneler kitabı ne konu alıyor? Aşka Konan Pervaneler PDF indirme linki var mı? Aşka Konan Pervaneler kitabının yazarı Selçuk Alkan kimdir? İşte Aşka Konan Pervaneler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Selçuk Alkan

Yayın Evi: Az Kitap

İSBN: 9786054812479

Sayfa Sayısı: 224

Aşka Konan Pervaneler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Aşk, sabrın ta kendisidir. Bununla beraber aşk, onun için yollara düşmeyi, maşuk için emek harcamayı ister. Matluba ulaşmak, hazırlop gerçekleşmez. Onun yolunda, ayağın tozlanacak, yorulacak; sabır ve sebatla yılmadan sevgiliye koşacaksın.

Sabır, sevgili uğruna başa gelenleri kucaklayarak kabul etmek fakat olduğu yerde beklemeden, başına gelen her bir şeyi birer ders, birer deneyim ve olgunlaşma fırsatı olarak bilip, aşk yolunda yürümeye devam etmektir.

Âşık, maşuk için yollara düşer, bu yola düşüşler sevgiliye malum olur, sevgili de aşığı bekler gerçekte… Bu bekleyişler, sabırla ve niyazla süslenirse, vuslat, er geç gerçekleşecektir.

(Tanıtım Bülteninden)

Aşka Konan Pervaneler Alıntıları – Sözleri

• Toprağın altı mı hayırlıdır üstü mü?
  Tencerenin kenarı mı lezzetlidir, dibi mi?
  Gömleğinin yakası eskir de, arkası önünden daha yeni kalır.
  Hayatın alt üst olur diye endişelenme!
• Sen ham bir halde sevgiliye iyi mi ulaşacaksın? Yanmadan, kavrulmadan, pişmeden, kaymadan, haşlanmadan iyi mi olur da aşkın leziz bir kıvama gelir? Sen de kabul et ki, pişerek değişecek, değişerek dönüşeceksin.
• Sabır ile tahammül birbirine benzer fakat ikisi de birbirinden farklıdır. Tahammül hiçbir şey yapmadan beklemek ve bunu, başa geleni kabullenmeden yapmaktır. Sabır ise başa gelenleri kucaklayarak kabul etmek fakat olduğu yerde beklemeden, başa gelenleri birer ders, deneyim ve olgunlaşma fırsatı olarak bilip, yürümeye devam etmektir.
• Sabretmek, kendini acılar denizine bırakarak, kaderde ne var ise o olur demek değildir. Tabii ki kaderde ne var ise o olacaktır. Ancak yaratan, sana akıl vermiştir ve kaderin de gayretinle beraber şekillenecektir. Sabretmenin özünde, gelen zorlukları kabullenme ve onları ortadan kaldırmak için de çaba etmek, aklı, ruhu ve bedeni savaşım için kullanmaktır. 
• Gerçek sevgi, çoğunlukla kelimelere bile sığmaz; onu, sonsuzluğu tanım eden kelimeler bile anlatamaz.
• Sevgiliden geleni olduğu benzer biçimde kabul etmediğin sürece hakiki aşık değilsin..
• İnsan, yaşamış olduğu sürece hiçbir şey için geç değildir. Nefes aldığımız sürece devamlı bir umut vardır. Allah’ın takdirini değiştiremeyiz fakat bizlere çalışmak, uğraşmak, düşünmek, tedbir almak, muhakeme etmek ve her şeyden önemlisi yakarma etmek benzer biçimde güçler verilmiş. Sen bu güçlerini kullan, O’na niyaz et; hakkını iste. Günlerini boşa geçirme, her nefesinin hakkını vermeye çalış. Rabb’inden sana ne de gizli saklı nimetler geleceğini bilemezsinki….
• Dünyada bulunduğun müddetçe üzüntü ve üzüntülerin gelip çatmasını acayip görme, şundan dolayı dünya, vasfına lâyık olanları ve tabiatının gereğini ortaya koyacaktır…
• Yapacağın küçük bir hareketin, söyleyeceğin en minik sözün bile bu evrende bir karşılığı vardır. Sen, içindeki aşkı besle ve insanları sev! Sev ki, ilâhi nizamdan sana nice güzel gizli saklı hazineler aksın…

Aşka Konan Pervaneler İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kendini yeniden ederek okuyucuyu sıkan bir kitap ..: Ilk olarak kitap 1 nesne 2 kişi olarak 3lü bölümlerden oluşuyor.. Yusuf kamil isminde Bi saray memuru Zeynep sultanı sevilmiş olduğu için aswan a sürgün edilir. Ve odasında da istanbuldan getirilen ve İstanbula aşık bir ayna vardır. Yusuf kamil, Zeynep için ayna da İstanbul için duygu deryasına dalar dalar dururlar. Kitap birazcık bunaltıcı ve kendini tekrara düşmüş çoğunlukta 1saatte bitebilen bir kitap fakat insanı yoruyor açıkcası. Sırf bitsin diye okudum. (MAİ HANIM)

Kitap bölümlü bölümlü gidiyor. Yani ne demek isterim? Bir bölümünde bir aynanın İstanbul’a olan özleminden (AYNANIN DİLİNDEN) , bir bölümünde Mısır’a ilişik bilgilerden , bir bölümünde Yusuf Kamil’in Zeynep Prenses’e olan aşkından bahsediyor. Bu iki aşık birbirlerine devamlı (her ne kadar ulaşmasa da ) mektup yazıyorlar. Sonra mektupların bir halde ulaşmasını sağlıyorlar ve kavuşuyorlar. *Kitap Osmanlının Dağılma döneminden de bahsediyor. Romandaki Yusuf Kamil Paşa , Telemak’ın çevirisini icra eden kişiden başkası değil. Aşka düştüğü Zeynep Prenses de Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın kızı. ** Selçuk Alkan’ın ilk kere kitabını okudum. Tasavvufi bir yazar.Birazcık Sinan YAĞMUR tarzını takip etmiş benzer biçimde geldi bana.. (••Kitap Koçu••)

Devamlı kendini yeniden eden, sırf farklılık olsun diye araya katılmış bir nesne ve onun dilinden anlatımlar olan bir kitap.Aralara sıkıştırılan öğütler mevzuyu bölmüş. Aslında tam olarak mevzudan da bahsedemeyiz.Duyguları anlatmış desem kendini tekrarlamaktan onuda yapamamış.Benden geçer not alamadı malesef, sırf bitirmek için okudum. (Kezban Karataş)

Aşka Konan Pervaneler PDF indirme linki var mı?

Selçuk Alkan – Aşka Konan Pervaneler kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Aşka Konan Pervaneler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Selçuk Alkan Kimdir?

1968 Üsküdar doğumlu olan yazar, ilkokuldan bu yana yazmaktadır. Yazmak, onun için bir tutkudur.

İlk ve orta öğrenimini Almanya’nın yeşillikler içinde şirin bir kasabası olan Hof/Saale’de tamamladı. Lise ve üniversiteyi İstanbul’da bitirdikten sonrasında uzun seneler öğretmenlik yapmış oldu. Mesleğini yaparken, okuma ve yazma aşkı gittikçe büyüdü; çeşitli mecmua ve web sitelerinde yazıları, çeşitli yayınevlerince de kitapları yayınlanmaya başladı.

Halen Genç Gelişim, Beyin Gücü, Süper Beyin ve Genç Talebe dergilerinde editörlük ve gösterim koordinatörlüğü icra eden yazar, evli olup, bir çocuk sahibidir. Yabancı dillerden Almanca bilmekte ve yazma tutkusu büyüyerek devam ettirmektedir.

Selçuk Alkan Kitapları – Eserleri

• Aşka Konan Pervaneler
• Kafka’nın Böceği
• Hikmet Yolcusuna Öyküler
• Mavi Kelebek
• Büyük Selçuklu Ülkesi
• Aşk-ı Hikmet
• Aşk Güzergahının Gizemi
• Kendin Oldukça Güzelsin
• Mahpeyker Kösem Sultan
• Yüreğindeki Sen Kalbindeki Hazineyi Keşfet
• Başarı ve Mutluluk Yolunda Dönüm Noktası
• Ruhun Huzuru
• Yazma Sanatı ve Yazma Teknikleri
• Aswan’daki Aşk Sürgünü
• Bilgelik ve Hikmet Yolcusuna Öğütler
• Hayatın Sürprizlerine Karşı B Planı
• Aşk-ı Hikmet Pir-i Türkistan
• Bilgelik ve Hikmet Yolcusuna Hikayeler
• Rock N İmam
• Osmanlı’nın İstanbul Projeleri

Selçuk Alkan Alıntıları – Sözleri

• “Hakk’tan korkup ateşe düşmeden piştim ben işte.” (Aşk-ı Hikmet)
• Zehrim Saraya’a
  Sütüm Ahali’ye (Mahpeyker Kösem Sultan)
• fakat o zamanlar (900’lü seneler) hemen hemen Türklerin bir kısmı Müslüman olmamıştı. Oğuz Yabguluğu da hemen hemen Müslüman değildi. Dolayısıyla Selçuk Bey ve onu sevenler de hemen hemen İslâmiyeti seçmemişlerdi.
  Biz Türk diyince çoğu zaman Müslümanlığı da beraber anarız. Yani Türk demek Müslüman demek benzer biçimde bir şey bu. Selçuk Bey, kendisini seven kalabalık bir grup ile göçerken, aslına bakarsanız Müslümanlığı kabul etmişti. (Büyük Selçuklu Ülkesi)
• Anneannem, ”Sen büyüklerine iyi mi davranırsan, yaşlandığında küçüklerin de sana o şekilde davranır.” derdi.. bizim kültürümüzde anneye, babaya, ataya saygı her şeyden ilkin gelir. (Büyük Selçuklu Ülkesi)
• insan kötülüğe galip gelebilirse dünya güzelleşecek! (Kafka’nın Böceği)
• Ben duygusalım fakat aciz bir bayan değilim Yusuf! Babamdan bana naklonunan bir asi damar var bende… (Aswan’daki Aşk Sürgünü)
• Askerlerim! Yiğitlerim! Bugün burada ne emreden bir sultan, ne de komut alan bir asker vardır. Bugün ben sizlerden biriyim ve sizlerle beraber savaşacağım. Bugün burada Allah’tan başka bir sultan yoktur. Biz ne kadar azca olursak olalım, düşman ne kadar oldukça olursa olsun, tüm Müslümanların zaferimiz için yakarma ettikleri şu anda, kendimi düşman üstüne atacağım. Ya zafer kazanırız ya da şehit olarak cennete gideriz. İsteyen benimle gelsin, isteyen geri dönsün. Ben memleket için, İslam için ölüme koşuyorum. Beni takip edenler ve kendilerini yüce Allah’a adayanlardan şehit olanlar cennete, sağ kalanlar ise ganimete kavuşacaklardır. Ayrılanları ahirette ateş, dünyada da alçaklık beklemektedir. (Büyük Selçuklu Ülkesi)
• Düşünme biçimimiz bizi ya başarıya götürür ya da batırır. İnsan iyi mi düşünüyorsa o şekilde yaşar. Bu güç bir tek insanda var. Yaşamımızı düşüncelerimiz yönetiyor; düşüncelerimizin sonu yok. (Ruhun Huzuru)
• Ne kadar yaşarsan yaşa, bigün öleceksin. (Hikmet Yolcusuna Öyküler)
• Her kemalin bir zevali vardır Alperen. Yani her yükselişin bir inişi olur. (Büyük Selçuklu Ülkesi)
• “Kendine bir hoşça bak; Sen, âlemin aslı, varlıkların gözbebeği olan İnsan’sın.!”
  – Şeyh Galip (Kendin Oldukça Güzelsin)
• Sen, sen olduğun için değerlisin, olduğun benzer biçimde, göründüğün benzer biçimde…
  Kendini kimselerle karşılaştırma, noksan ve yetersiz görme!
  Niçin böyleyim, şöyleyim deme! Zira bu şekilde olmasaydın, sen, sen olmazdın…
  Şundan dolayı sen milyarlarca hücre arasından seçilip de bu dünyaya geldin…
  Sen seçilmiş birisin…
  Kendini sev ki başkalarını da sevebilesin.
  İçindeki sevgiyi büyüt ve ilkin kendini sev… Böylece yakınlarını, dostlarını, aileni ve tüm insanları sevebilesin…
  Herkesi sev fakat kendini yok sayma!
  Ilkin kendini mutlu edersen, sevdiklerini de mutlu etme şansın olur…
  Kendini hiçbir süre hor ve hakir görme fakat kibirli de olma; tıpkı terazinin kefeleri benzer biçimde dengede ol…
  Yaratılanı Yaratan’dan dolayı sev ve unutma: Sen de bir “yaratılan”sın…
  Sen hiç kimseye benzemiyorsun, benzersizsin şu demek oluyor ki… Beyin kıvrımların, kornean, parmak izlerin hiç kimseye benzemiyor, şundan dolayı eşsizsin…
  Olduğundan değişik görünmeye emek verme, kasma kendini… Zira taktığın maskeler seni sahteleştirir ve sana gün gelir acı verir.
  Doğal olan güzeldir, saftır, orijinaldir. O halde sen neysen o ol, olduğun benzer biçimde görün…
  Bu dünyaya hiç kimseye minnet etmek için gelmedin, hiç kimseye borçlu olarak gelmedin…
  Herkes iyi mi geldiyse o şekilde geldin ve iyi ki geldin, hoşgeldin…
  Hayat, yaşanılası birer armağandır insana…
  Dertler olmayacak mı? Olacak elbet!
  Dertsiz, kedersiz dönem geçirmeyen var mı?
  Sen, seni Yaratan’a sığın, O’ndan dile, O’ndan iste! Kimseye yalvarma; yalvardığın kişiler de ölümlüdür zira!
  Sen ölümsüz olandan iste, O’na yalvar!
  Kendini sev fakat başkalarını yok sayma!
  Canlı cansız her şeyi sev! Ama kendine gelecek bir zarara karşı önlemini al, gerekirse nefs-i müdafaanı yap!
  İçindeki güzel insanı ortaya çıkar. Şundan dolayı sen insansın ve insan olduğun için güzelsin… (Kendin Oldukça Güzelsin)
• Hiçbir süre kimseyi hor görme, bilgine ve ilmine güvenme! (Hikmet Yolcusuna Öyküler)
• Sen, içindeki aşkı besle ve insanları sev! (Aswan’daki Aşk Sürgünü)
• kış eğer olmazsa, baharı yazı göremezsin.. (Kafka’nın Böceği)
• Âşıkta can korkusu yoktur, malın mülkün de kıymeti yoktur. (Aswan’daki Aşk Sürgünü)
• Gönül, kendine benzeyen gönle akar.
  (Hz.Ali) (Kendin Oldukça Güzelsin)
• Sevgiliden geleni olduğu benzer biçimde kabul etmediğin sürece hakiki aşık değilsin.. (Aşka Konan Pervaneler)
• Bir gün ölüm gelir ve ikimizi de eşit kılar.. (Hikmet Yolcusuna Öyküler)
• “En oldukça hoşumuza giden insan kendimize benzettiğimiz insandır.”
  – Moliere (Kendin Oldukça Güzelsin)