Ateistin Kutsal Kitabı kimin eseri? Ateistin Kutsal Kitabı kitabının yazarı kimdir? Ateistin Kutsal Kitabı konusu ve anafikri nedir? Ateistin Kutsal Kitabı kitabı ne konu alıyor? Ateistin Kutsal Kitabı PDF indirme linki var mı? Ateistin Kutsal Kitabı kitabının yazarı Joan Konner kimdir? İşte Ateistin Kutsal Kitabı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Joan Konner

Çevirmen: Ali Ünal

Orijinal Adı: The Atheist’s Bible

Yayın Evi: Notos Kitap

İSBN: 9786055904470

Sayfa Sayısı: 164

Ateistin Kutsal Kitabı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ateistin Kutsal Kitabı

Hayat ile düşüncenin kesiştiği noktanın sırları-

Notos Kitap, daha fazlaca düşündüren, daha azca gülümseten ve yaşam ile düşüncenin kesiştiği noktanın sırrını açığa çıkaran metinlerden oluşan Ateistin Kutsal Kitabı’nı yayımladı.

Düşünüyorum, o halde ateist miyim? Bu gezegendeki rolümüz ne? Hakikat nedir? İnanç ya da inanç nedir? Kuşku etmek bir trajedi midir? Kuşku ve belirsizlikle yaşanabilir mi? Her şey bir yanılsamaysa?..

Ateist’in Kutsal Kitabı bir felsefe, fikir ve aforizma kitabı. Mühim kısmı tasarı yapıtlardan alınan bu aforizmalar, okura kendi hesaplaşması için bir talih veriyor. Hemingway’den Marquis de Sade’a, Napolyon’dan Freud’a, Schopenhauer’a, Benjamin Franklin’e, Nietzsche’ye, Frank Sinatra’ya, Camus’ye, Fidel Castro’ya, Asimov’a-

Ateistin Kutsal Kitabı’ndan

Dünyanın varoluşundan ilkin de var bulunduğunu kanıtlayacak her dine inanmaya hazırım.

NAPOLYON BONAPARTE

İnanmadığım bir tanrıya kızamam.

SIMONE DE BEAUVOIR

Ahlak en büyük öneme haiz şeydir; doğal bizim için, Tanrı için değil.

ALBERT EINSTEIN

İsa’yı ben oynamak isterim. Mantıklı bir tercih olurum. Ona benziyorum. Yahudiyim. Ve komedyenim. Üstelik ateistim, bu yüzden karakteri nesnel bir halde canlandırabilirim.

CHARLIE CHAPLIN

Dinler, fosforlu kurtlara benzer; parlayabilmeleri için karanlığa gerekseme duyarlar.

ARTHUR SCHOPENHAUER

Şey evet, birinin bizi gözlediğine inanıyorum. Ne yazık ki hükümet oluyor bu.

WOODY ALLEN

Kendinizden daha yüce olan bir tanrı yoktur.

WALT WHITMAN

Kendi adıma konuşursam, insanlığın mı Tanrı’yı, yoksa Tanrı’nın mı insanlığı yarattığına kafa yormayı bırakalı fazlaca uzun süre oldu.

FYODOR DOSTOYEVSKİ

Marx hatalıydı. Din, insanlığın afyonu değildir. Afyon; uyutucu, hissizleştirici, can sıkan şeyleri akla getiriyor. Ama din, çoğunlukla korkunun afrodizyağı, gaddarlığın amfetamini olmuştur. En iyi olduğu durumda ruhları ayağa kaldırmış, çan kuleleri dikmiştir. En fena olduğu durumdaysa tüm uygarlıkları mezarlığa çevirmiştir.

PHILLIP ADAMS

Dinsel fikir, çıkış kapısının olmadığı yeri bulmak için meydana getirilen bir girişimdir.

ALBERT EINSTEIN

SORU: Tanrı olduğunuzu nereden biliyorsunuz ki?

YANIT: Basit. Dua ederken, kendimi kendimle konuşurken yakalıyorum.

PETER O’TOOLE

İnançlı birinin kuşkucu birine oranla daha mutlu bulunduğunu söylemek, sarhoş birinin ayık birinden daha mutlu bulunduğunu söylemekten daha dolaysız bir söylemdir.

GEORGE BERNARD SHAW

Gizemli tanrılara inanıyormuş benzer biçimde yapmak, çarşamba günü zalimliğe, pazar günü de affedilmeye izin verecekse, beni yok sayın.

FRANK SINATRA

Belki de tüm sıkıntılarımızın deposu, doğrusu insanlığın sıkıntılarının; kim bilir haiz olduğumuz tek hakikat olan ölüm gerçeğini reddetmek uğruna yaşamlarımızdaki tüm güzellikleri feda edecek ve kendimizi totemlere, tabulara, haçlara, kurbanlara, kilise çanlarına, camilere, ırklara, ordulara, bayraklara, uluslara hapsedecek olmamızdır.

JAMES BALDWIN

Papazın, müdürü desteklemesindense müdürün, papazı desteklemek için vergi vermesi icap ettiğini bir türlü anlayamıyorum.

HENRY DAVID THOREAU

Tanrı’yı, ona en fazlaca gerekseme duyduğunuz yerde aramayın. Onu oraya getirememişseniz, esasen yok anlamına gelir.

MIGNON McLAUGHLIN

Tanrı’ya şükür hâlâ ateistim.

LUIS BUNUEL

Bir yerde, ne yazık ki neresi bulunduğunu hatırlamıyorum, şöyleki bir şey okumuştum: Bir Eskimo avcısı, bölgesindeki misyoner rahibe, “Tanrı ve günahla ilgili herhangi bir şey bilmeseydim, o süre da cehenneme gider miydim?” diye soruyor. Rahip de, “Hayır,” diyor, “bilmiyorsan gitmezdin.” “O süre,” diyor Eskimo büyük bir ciddiyetle, “ne diye bana bu tarz şeyleri anlattın?”

ANNIE DILLARD

Kolayca anlayamadığımız ne var ise ona tanrı deriz; bu da beyin dokularımızın aşınmasını ve bozulmasını önler.

EDWARD ABBEY

Felsefe, yanıtı hiçbir süre verilemeyecek sorulardır.

Din, sorgulaması hiçbir süre yapılamayacak yanıtlardır.

ANONİM

Çocukken, babam bana iyi bir Katolik olmak için, aklıma kızlarla ilgili edepsiz şeyler vardığında bu tarz şeyleri kilisede itiraf etmem icap ettiğini söylemişti. O gece koşa koşa günahımı itiraf etmeye gittim. Sonraki gece de, sonraki geceler de. Bir hafta sonrasında anladım ki, din bana nazaran değilmiş.

FIDEL CASTRO

Tanrı, Şeytan, Cennet ve Cehennem kavramları, on beş yaşlarında durup dururken inancımı kaybettiğim bigün anlamını yitirdi. Dün benzer biçimde hatırlıyorum. O zamanlarda İngiltere’de okuyordum. Uyanış ânı Latince dersindeyken geldi ve yeni bulduğum bu ateizmi doğrulamak için derhal kendime lezzetsiz bir jambonlu sandviç aldım. Böylece ilk kez, günah olan domuz etini yemiş oldum. Beni çarpmak için yıldırım falan düşmedi. Hayatta kalışımı, yeni düşüncemin bir kanıtı olarak gördüğümü hatırlıyorum.

SALMAN RUSHDIE

Fenerler, kiliselerden daha fazlaca işe yarar.

BENJAMIN FRANKLIN

Birbirimizden nefret etmeye kafi gelecek kadar dinimiz var, fakat birbirimizi sevmeye kafi gelecek kadar değil.

JONATHAN SWIFT

Gayet iyi malum bir öykü vardır: Misyonerler Afrika’ya geldiklerinde ellerinde İncil vardı, biz yerlilerin elinde de topraklarımız. Bize, “Hadi yakarma edelim,” dediklerinde gözlerimizi kapatıp dediklerini yaptık. Açtığımızda, onların elinde topraklarımız vardı, bizim elimizde de İncil.

DESMOND TUTU

Ateizm, insanları, dışadönük bir etik erdem sağlamada yol gösterebilecek olan sezgiye, felsefeye, doğaya saygıya, yasalara ve saygınlığa yöneltirken, din bunu yapmaz. Batıl inanç tüm bu tarz şeyleri parçalarına ayırıp insanlığın zihninde mutlak bir monarşi kurar.

FRANCIS BACON

Bu da benim kolay dinimdir. İbadethanelere gerek yok. Karmaşık felsefelere gerek yok. Kendi zihniniz, kendi kalbinizdir ibadethaneniz; iyi yürekliliğinizdir felsefeniz.

DALAI LAMA

Edebiyat evveliyatına en ufak bir aşinalığı olanlar bile bilir; en onurlu ve kıymetli etik öğretilerin hiçbir şey bilmeyen insanlarca değil, bilen ve Hıristiyan inanışını reddedenlerce yapıldığı gerçeğine gözlerimizi kapatmak, hakikate hizmet etmez.

JOHN STUART MILL

Bir şey uğruna ölmenin hakikatle herhangi bir ilgisi bulunduğunu reddediyorken, bunun gerçekliğine kanıt olarak şehitleri göstermek asla doğru değildir.

FRIEDRICH NIETZSCHE

Hem hayatımı hem de resimlerimi Tanrı olmadan da oldukça iyi kotarabilirim, fakat benim benzer biçimde hastalıklı birisi için, kendimden daha yüce bir şey olmadan bunu yapamam; bu da hayatım, doğrusu yaratma gücümdür.

VINCENT VAN GOGH

İklimi için cennete, muhabbeti için cehenneme gidin.

MARK TWAIN

(Tanıtım Bülteninden)

Ateistin Kutsal Kitabı Alıntıları – Sözleri

• “Bir insana bir balık verin, onu gün süresince tok tutarsınız; bir insana bir din verin, balık için yakarma ederken açlıktan ölür.”
• İnsanlar Tanrı aşkına öylesine aşağılık ve acımasız şeyler yapabiliyorlar ki.
  W. SOMERSET MAUGHAM
• Modern dünyanın tüm dinsel sorunlarının deposu, Kudüs’te bir Akıl Hastanesi bulunmayışıdır.
  HAVELOCK ELLIS
• Korku, tanrıların bu dünyadaki yaratım gücüydü.
  Petronius
• “Hayatı bir dans olarak görüyorum. Dansın bir anlamının ol­ması gerekir mi? Dans edersiniz, şu sebeple bundan zevk alırsınız.”
• “Ortada bu kadar fazlaca görüşün olmasının sebebi,
  kimsenin hakikati bilmiyor oluşudur.
  “
• “Avrupa zekâsının her adımı, ruhban sınıfına karşın atılmıştır.
  VlCTOR HUGO
  “
• ❞Tüm dinler, ahlakı itaate dayandırır, doğrusu gönüllü kölelik. Bu nedenle de dinler, tüm siyasal örgütlenmelerden daima fazlaca daha kötücül olmuştur. Siyaset şiddetten yararlanırken, din, özgür iradenin çürümesini kullanır.❞
• “Stendhal, tam da benim yapmam ihtiyaç duyulan en iyi ateist şakasını yaparak bu fırsatı elimden aldı; “Tanrı’nın tek kusur, var olmamasıdır.”
• İklimi için cennete, muhabbeti için cehenneme gidin.

Ateistin Kutsal Kitabı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Yaradana Sığınıp Yapılan Bir Yorumlama :): Ateistin mukaddes kitabı mı olur kardeş? Kitapsız değil mi bunlar yahu? Dur birazcık başa saralım.
“Tüm çocuklar ateisttir, tanrı fikri onlarda yoktur.”
// Baron D’Holbach
Kitapta geçen bu alıntı ile başlamış olalım. Okula adım atar başlamaz aynı yıl yaz tatilinde, bir çok çocuk benzer biçimde camiye Kuran kursuna gönderildim. Küçükken de Allah adı hep geçiyordu fakat kimdi neydi bu in miydi cin miydi yerde miydi gökte miydi?
Bir belgeselde ufaklıklara Tanrı’yı tasvir etmeleri isteniyor. Kimisi akarsu çiziyor, kimisi dağ başlangıcında yeşiller içinde rahat bir ev, kimisi de sakallı bir yaşlanmış. Aslında tanrı tasavvurunun oluşumu, içinde bulunduğumuz topluma ve o toplumun inanılmış olduğu değerlere, bu değerlerin bizlere yansımasına nazaran farklılık gösteriyor. Ben olsam Batman çizerdim o yaşta. (bulunduğum toplumda Batman yoktu fakat çizgi filmleri beni fazlaca etkilerdi) Şundan dolayı Batman insanlara yardım ediyordu. Aynı şekilde Tanrı-Allah da iyi birisiydi-bir şeydi . Bize bu şekilde tasvir edildi, iyilerin dostu kötülerin düşmanı. Peki o halde, kötülerin düşmanı ise niçin onları yarattı? İşte burada şalterler atmaya başlıyor.
“Tanrı sonsuz iyiliğe sahipse, o süre ondan korkmamıza ne gerek var? Sonsuz bilgeliğe sahipse, geleceğimizle ilgili niçin bir şüphemiz olsun ki? Her şeyi biliyorsa, gereksinimlerimiz mevzusunda onu uyarıp niçin dualarımızla yoruyoruz? Her neredeyse, niçin onun için tapınaklar inşa ediyoruz?”
//Percy Bysshe Shelley
“Tanrıya inanmak Tanrı’ya hakarettir. Şundan dolayı bir taraftan onun akla hayale sığmayan zalimlikle kötülükler yaptığını, diğer taraftan da eğer serinkanlı ve dürüst olurlarsa kaçınılmaz olarak kendi varlığını inkar etmede onlara yol gösterecek bir aleti, doğrusu zekayı, insan denilen yaratıklara sapkınca verdiğini de kabul etmek anlamına gelir. Tanrı var ise, onu en fazlaca sevenlerin ateistler ve agnostikler olduğu sonucuna varmak fazlaca cezbedicidir, şu sebeple onu en fazlaca ciddiye alanlar onlardır.”
//Galen Strawson
İlk kere ateist olan birini gördüğümde -abimi- fazlaca şaşırmıştım. “Nasıl ya? Yani inanmıyor musun şimdi?” Üstelik kendisi de her türlü dini etkinliğe katılmıştı. O zamanlar bana ürkünç geliyordu. Şundan dolayı Allah kendisine inanmayanları cehennemi ile tehdit ediyordu. Demek ki inanmayanlar fazlaca fena insanoğlu diye düşünüyordum küçükken. Öyleki ya, Tanrı bizim iyiliğimizi istemiyor muydu? O halde niçin kötüleri yarattı? Bu fenalık nereden geliyor?
“Epikuros’un kadim soruları hemen hemen cevap bulmadı. Tanrı, kötülüğü önlemek istiyor fakat bunu beceremiyorsa, o süre aciz mi? Becerebiliyor fakat istemiyorsa, o süre kindar mı? Hem becerebiliyor hem de istiyorsa, peki bu fenalık nereden geliyor?”
//David Hume
Aradan süre geçti gördüğüm bildiğim insanların öteki yüzlerini gördüm. Dini bütünler fakat geri kalan her şey (insanlığa dair ne var ise) parça parça. Liğme liğme edilmiş derler ya o hesap. İğrenç suçlar gördüm. Üniversiteye gelmemle artık otomobil fren tutmaz oldu, ivme gittikçe arttı. Haberler gittikçe mide bulandırıcı oldu. Hala aklım almaz dost. Bir insan(lafın gelişi) bir bebeğe, hayvana, çocuğa, hanıma, adama, canlıya ….. (boşluğa akla gelen her şey dahil) niçin cinsel saldırıda bulunur? Bunları iyi mi aşarız dost? Hadi biz insanız aciziz diyelim. Bize söylenen, anlatılan tanrı, iyilik timsali değil miydi? Bunları görüp de kılı kıpırdamıyorsa ne işe yarıyordu peki? “Bu dünya bir imtihan, cezası diğer yanda verilecek.” benzer biçimde bir söz söylenirse eğer, bu taraf ne için var o süre? Her şey evvel biliniyorduysa, niçin bu kadar tiyatro yapılmış oldu? Biz bir sirkte bizi izleyen varlıkları mı eğlendiriyoruz? Mr. Nobody ve Truman Show filmlerindeki benzer biçimde. Belki de Matrix deki benzer biçimde bir simülasyondayızdır? Belki de tanrı hakikaten öldü yada çekti gitti yada tanrı sandığımızın aksine iyiliği güzelliği değil, kötülüğü korumak için çaba sarfediyor ve destekliyor? OFFF ulen sabahleyin sabahleyin cin mi yuttun ne bu kadar şiştin bilader? Altı üstü neskafe 3ü1arada fındıklı içtim. :/ Neyse kitaba döneyim.
Kitap, değişik kategorilere bölünmüş. Her bölümde çoğumuzun bilmiş olduğu, okumuş olduğu kişilerin söylemiş-yazmış olduğu düşünceler var. Yazarlar, şairler, felsefeciler, bilim adamları, ressamlar vs vs. Kitabın orijinal adı “atheist bible” . İçindekilerin bir çok kısmı da Hristiyanlığa yönelik söylemler. eleştirel bir üslupla söylenmiş sözler, varlığa, iyilik-fenalık kavramlarına, yaratılışa, bilime, vahiylere vs vs dair pek fazlaca cümleler var.
Aslında aforizmalardan ve üstüne tartışabileceğimiz güzel sorulardan oluşuyor. Komik sözler de var. Simpsons dizisindeki Homer karakteri demiş ki “Tanrı dinsizleri korusun”.. 😀
Ama ateizm neticede örgütlü bir harekettir. Dini ve tanrı inancını bir çok dindardan daha çok ciddiye alır ve araştırır. Sistematik ve fedakâr bir emek verme gerektirir. Ama İslam için mesela, iki inanç biçimi vardır.
1) Taklidi İman: Hemen derhal tüm Müslümanlar bence bu kategoridedir. Şundan dolayı İslamın hakim olduğu bir coğrafyada doğup büyümüş olduğu için miras olarak İslam’ı alır. Üstüne sorgulamaz şu sebeple sorgulamanın önü kesilmiştir. Allah yargılanamaz, ona sitem edilemez. Namaz kılar, Kur’an okur fakat ne söylediğini bilmez. Ezbere okur. Anlamını söyleyince de sana kızar. Bir nevi milliyetçilik gibidir. Bir kesime ilişik olarak öteki sorunlardan, sorulardan kendini geri çeker. Sesini yükseltmeye cesaret etmez.
2) Tahkiki inanç: Burada ise din araştırılır, bu husustaki hakikatlere ulaşmak için her türlü çaba sarf edilir. Kutsal kitaplar incelenir ve tüm bu tahkik neticesinde bir kanıya varılıp inanç edilir. Tabi bu tarz şeyleri yapmak bir ihtimal yılları kim bilir bir ömrü alabilir. Zaten din alimi diye addedilen insanoğlu bunu yaparlar. (doğal olarak kime nazaran din alimi, tartışılır, bu başka bir mevzuya dal açar :/ )
Zaten Tahkiki İman araştırmaları neticesinde şahıs kararını verir. Aklına yatar, kendine yakın bulur inanç eder ya da etmez. Ya da asla dini araştırma yapmadan kendi aklı ve zekası ile de bu kanılara varabilir. Neticede düşünebilen, sorgulayabilen, tahkik yetisine haiz canlılarız.
Ateizm misyonerliğini de oldukça iyi yapar. Ateşli ve heyecanlı konuşurlar. Ama Metin T. abinin de söylediği benzer biçimde fazla üfürürler. Her şeye bir kanıt kanıt ararlar isterler. Abi inançta-imanda kanıt olmaz ki? Allah’a yada peygamberlere vs vs inanç nedir? Onu görmeden, duymadan onun varlığına inanmak. Bu bağlamda kanıt gösterilmez esasen.
“Bir filozofla bir dinbilimci içinde geçen şu tartışmayı aklımdan asla çıkaramıyorum: İkisi bir mevzu üstünde ihtilaf yaşıyor ve dinbilimci, filozofu karanlık bir odada, aslen orada bile olmayan siyah bir kediyi arayan kör bir adama benzeterek onunla dalga geçiyor. “Haklı olabilirsin,” diyor felsefeci da, “fakat işte bir dinbilimci onu bulurdu.”
//Julian Huxley
Fakat bu aşamada inanan insanlara haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Bilime inanmak yerine güveniriz. Şundan dolayı itimat duygusunda bir deneyimleme vardır. Doktorun verdiği majezik ağrımızı kesmiştir, artık o doktora güvenebiliriz. Itimat de bununla beraber inancı getirir. Bilime güveniriz haliyle inanırız da. Ama “dinime güveniyorum ben” demek birazcık garip gelir bana. Peki din bir dogma ise bilim de dogma değil mi? O da yeni bir din olma yolunda ilerlemiyor mu? Yoksa çoktan oldu mu?
“Ben son aşama dindar bir inançsızım. Bu da yeni bir din şekli.”
//Albert Einstein
SORU : Takıldığım bir öteki mevzu, ateistin yobazı olur mu?
CEVAP: Olma mı güzel kardeşim, olma mı?
Yukarıda da birazcık bahsettim. Ama şöyleki bir durum mevcut. Bir çok yerde olduğu benzer biçimde vatanımızda de şekle nazaran yargı vermek fazlaca ünlü. Sırf kapalı olduğundan toplu taşımalarda kibirli ve tiksinç bakışlara maruz kalan insanoğlu var. Mühim olan bir kadının kafasının üstündeki bez parçası mı yoksa içindeki fikirler mi? Aynı bağlamda, dövmeli yada küpeli yada rastalı(ben sözgelişi 😀 ) birileri de derhal yaftalanır. “dövmesi var, gusül geçmez, o halde dinsiz” derler sözgelişi. Yok saçı yalnız hanımefendiler uzatırmış falan feşmekan.. Velhasıl, alınlara etiket yapıştırmayı seviyoruz. Yobazlık hepimiz için geçerli. Ateist insan da inanan birini kontrpiyede bırakıp onun inancını sarsmaya çalışır. Bu yönde her türlü yola başvurabilir. Ama ne diyor Yaşar Kemal:
“İnsanlarla oynamamalı. Bir bölgeleri var, bir ince bölgeleri, işte oraya değmemeli.”
Yani inanç konusu insanların duyarlı noktaları. Buraya yaklaşırken dikkatli olmak gerek diye düşünüyorum. İnansın inanmasın, biz bizeyiz şu üç karış dünyada. Karşıdakini kırıp ne kazanabiliriz ki şişinmekten başka?
Mesela ellili yaşlarında bir insan. İnançlı. Dua ederek, yakarma ederek kendini huzurda ve güvende hissediyor. Kendi toplumsal çevresinden gelen dertleri yada sıkıntıları bu vesile ile def ediyor. Şimdi bu insanla bu benzer biçimde şeylerde münakaşaya girip, tutunduğu bu dalı kırmanın kime ne faydası olabilir? Onun inanıcını sarsıcı kırıcı harekette bulunmak bu aşamada o kişiye meydana getirilen bir haksızlık, saygısızlık ve yobazlıktır.
Sabah sabahleyin fazlaca uzattım. Kısa bir öykü ile son veriyorum.
Bir gün bayram namazına gidiyoruz. Ateist abim ve dindar arkadaşı önde kol kola yürüyor. Arkadaşı diyor ki latife yollu “Lan Bilal, senin cenaze namazın da kılınmaz şimdi. Ben gelmem olum senin cenazene”. Abim de diyor ki “Ya Yaşam, sen öl, ben bile senin cenaze namazına gelip kılacam” 🙂
Ders almıyoruz, derste uyuyoruz, unutuyoruz.
“Niye bu kan, bu kin, bu hiddet, bu nefret, ey geçmişinden, deneyimlerinden hiçbir ders çıkarmayan, hemencecik çılgınlığın ve şiddetin albenisine kapılan “hep ben hep biz” diyen unutkan insanoğlu?”
//Mehmed Uzun – Nar Çiçekleri (sf. 35-İthaki)
Kitabı okumanızı tavsiye ederim elbet. Eleştirel olarak yaklaşılmasında yarar var. Yazan her aforizma elbet haklı olması imkansız. Okuyup üstüne uzun uzun münakaşaya mahal veren bir kitap. Tanrı bu kitabı okuyanları affetsin 😀 Keyifli okumalar dilerim. Esen kalınız.
Son olarak Ruhi Su’ya kulak verelim.
https://youtu.be/jci8pLCwHC0 (Li-3)

Ateistin Kutsal Kitabı.: Ilk olarak belirtmek isterim ki bu kitabın baskısını nedense bir türlü sahaflarda da bulamadım, her ne kadar e-kitap okumayı sevmesem de mecburunda kaldım.
Aslında dostum ve ben kitaba büyük ümitler ile başlamıştık sebebinin isminin oldukça dikkat çekici bulunduğunu anlatmaya gerek yok sanırım. Pek beklediğim benzer biçimde bulunduğunu söyleyemeyeceğim bunun sebebi karşı çıktığım görüşlerin olması yada yazım dili değil. Yazılan. Kitapta belli bir vaka örgüsü olur ve devamında açıklamalar olur diye düşünmüştüm sadece beklediğim benzer biçimde olmadı. Daha fazlaca alıntılarla ve ideolojilerle dolu bir kitaptı. Konu her ne kadar “Ateizm” üstüne olsa da, önyargı ile yaklaşmayı önermem. Nitelikli insanların, beğendiğim ve kimi süre desteklediğim alıntılarını okudum ve bu yönden sevdiğim bir kitap oldu diyebilirim. Ancak benim benzer biçimde ismine aldanıp büyük heveslerle başlarsanız muhtemelen sizi de hayal kırıklığına uğratacaktır.
İyi Okumalar. 🙂 (tuvba)

Ateistin Kutsal Kitabı PDF indirme linki var mı?

Joan Konner – Ateistin Kutsal Kitabı kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Ateistin Kutsal Kitabı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Joan Konner Kimdir?

New Jersey, Paterson’da doğan Konner, Sarah Lawrence Koleji’nden lisans derecesini aldı ve hemen sonra Columbia Üniversitesi’nden gazeteci olarak mezun oldu.

PBS dizisi The Power of Myth ve 2002 Emmy Ödülü kazanan She Says/Women in News dahil olmak suretiyle 50’den fazla belgesel ve tv dizisinin yapımcılığını yapmış oldu.

Yaşamını ‘Tanrı var mı?’, ‘Ben kimim?’, ‘Yaşamın bir anlamı var mı?’ benzer biçimde sorular soran kitaplara adayan bir yazar Joan Konner. Gazeteci, editör, televizyoncu kimliğinin yanında akademisyenlik de yapmış oldu. Eylül 1988’de Columbia Gazetecilik Okulu’nun ilk hanım dekanı oldu ve bu görevi sekiz yıl sürdürdü. 1988-99 yılları aralığında Columbia Journalism Review dergisinin yayıncısıydı.

Joan Konner, 18 Nisan 2018’de Manhattan’da 87 yaşlarında lösemiden öldü.

Joan Konner Kitapları – Eserleri

• Ateistin Kutsal Kitabı

Joan Konner Alıntıları – Sözleri

• ❞Tüm dinler, ahlakı itaate dayandırır, doğrusu gönüllü kölelik. Bu nedenle de dinler, tüm siyasal örgütlenmelerden daima fazlaca daha kötücül olmuştur. Siyaset şiddetten yararlanırken, din, özgür iradenin çürümesini kullanır.❞ (Ateistin Kutsal Kitabı)
• Korku, tanrıların bu dünyadaki yaratım gücüydü.
  Petronius (Ateistin Kutsal Kitabı)
• “Avrupa zekâsının her adımı, ruhban sınıfına karşın atılmıştır.
  VlCTOR HUGO
  ” (Ateistin Kutsal Kitabı)
• “Hayatı bir dans olarak görüyorum. Dansın bir anlamının ol­ması gerekir mi? Dans edersiniz, şu sebeple bundan zevk alırsınız.” (Ateistin Kutsal Kitabı)
• “Bir insana bir balık verin, onu gün süresince tok tutarsınız; bir insana bir din verin, balık için yakarma ederken açlıktan ölür.” (Ateistin Kutsal Kitabı)
• “Stendhal, tam da benim yapmam ihtiyaç duyulan en iyi ateist şakasını yaparak bu fırsatı elimden aldı; “Tanrı’nın tek kusur, var olmamasıdır.” (Ateistin Kutsal Kitabı)
• “Ortada bu kadar fazlaca görüşün olmasının sebebi,
  kimsenin hakikati bilmiyor oluşudur.
  ” (Ateistin Kutsal Kitabı)
• Modern dünyanın tüm dinsel sorunlarının deposu, Kudüs’te bir Akıl Hastanesi bulunmayışıdır.
  HAVELOCK ELLIS (Ateistin Kutsal Kitabı)
• İklimi için cennete, muhabbeti için cehenneme gidin. (Ateistin Kutsal Kitabı)
• İnsanlar Tanrı aşkına öylesine aşağılık ve acımasız şeyler yapabiliyorlar ki.
  W. SOMERSET MAUGHAM (Ateistin Kutsal Kitabı)