Eğitim

Ateşin Çağrısı: Kısım 2 – Diana Gabaldon Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ateşin Çağrısı: Kısım 2 – Diana Gabaldon Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ateşin Çağrısı: Kısım 2 kimin eseri? Ateşin Çağrısı: Kısım 2 kitabının yazarı kimdir? Ateşin Çağrısı: Kısım 2 konusu ve anafikri nedir? Ateşin Çağrısı: Kısım 2 kitabı ne konu alıyor? Ateşin Çağrısı: Kısım 2 PDF indirme linki var mı? Ateşin Çağrısı: Kısım 2 kitabının yazarı Diana Gabaldon kimdir? İşte Ateşin Çağrısı: Kısım 2 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Diana Gabaldon

Çevirmen: Aslıhan Kuzucan

Orijinal Adı: The Fiery Cross

Yayın Evi: Epsilon Yayınları

İSBN: 9789944825481

Sayfa Sayısı: 736


Ateşin Çağrısı: Kısım 2 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Savaş ve karmaşa. Aşk ve tutku. Sevgi ve bağlılık. Tutku ve nefret. Jamie ve Claire korkulu kaderlerine doğru adım adım yaklaşıyor.

 Yıl 1771 ve cenk yaklaşıyor. Tıpkı karısının Jamie Fraser’a söylediği benzer biçimde. Bir yanı bunun olmamasını dilese de Jamie, Claire’e ve onun korkulu kehanet kabiliyetine inanıyor bu sebeple bir süre yolcusuyla evli bulunduğunu biliyor.

 Sevdiği adam için dönemin sınırlarını aşan Claire; klanını ve ülkesini hâlâ içinde yaşatan Jamie; geçmişin hayaletlerinden kaçamayan fakat ailesi için yaşayan Brianna; kendi yolunu bulmaya çalışan Roger. Hepsi kaçınılmaza doğru yol alırken, aşkları ve aileleri için ayakta kalmaya çalışıyor.

 “Büyüleyici ve şaşırtıcı.”

-The Dallas Morning News-

“Kusursuz bir yazım. Doyurucu, davetkâr, tutkulu ve varlıklı zamanı detaylarla dolu.”

 -Library Journal-

 (Tanıtım Bülteninden)


Ateşin Çağrısı: Kısım 2 Alıntıları – Sözleri

  • “O gün, yani ayrılmamız gereken gün geldiğinde,” dedi usulca, dönerek bana baktı, “eğer son sözlerim ‘seni seviyorum’ olmazsa, bil ki bunun nedeni zamanımın kalmamış olmasıdır.”
  • Eğer kılıcın yoksa giyisini satıp bir tane satın al
  • “Benim kahverengi kadınım.”
    “Bana gel. Beni sar. Bana sığın, a bhean, beni iyileştir. Ben senin için yakarken, sen de benimle yan.”
  • ” Gün gelecek, tekrardan ayrılacağız,” dedi usulca sonunda. Parmaklarıyla dudaklarıma dokundu .Düşen bir yaprak kadar kadar hafifçe bir dokunuştu bu. Belli belirsiz gülümsedi. “Ama bugün o gün değil”
  • … ne olarak doğduğumun önemi yok, kendimle ne yapacağım, ne olacağım mühim.”
  • “En cesur kişiler, onları bekleyenin ne olduğunu en iyi gören kişilerdir. Zafer ve tehlike de buna dahildir ama buna rağmen onunla yüzleşmek için dışarı çıkarlar.”
  • “O gün, yani ayrılmamız gereken gün geldiğinde,” dedi usulca, dönerek bana baktı, “eğer son sözlerim ‘seni seviyorum’ olmazsa, bil ki bunun nedeni zamanımın kalmamış olmasıdır.”
  • “Yılların sana dokunduğunu görmek beni sevindiriyor Sassenach,” diye fısıldadı, “bu sebeple bu yaşadığın anlamına geliyor.”
  • “O gün kısaca ayrılmamız ihtiyaç duyulan gün vardığında.” Dedi usulca, dönerek bana baktı, “eğer son sözlerim ‘seni seviyorum’ eğer olmazsa, bil ki bunun sebebi zamanımın kalmamış olmasıdır.”
  • Silah altında yaşamış bir adam, yaşamının sonuna kadar bu şekilde devam eder bence. Hatta eski askerlerin asla ölmediklerinin söylendiğini duymuştum; yalnızca gözden kaybolurlar.”
  • ‘Küçük yudumlar sarhoş eder, büyük yudumlar ise ayıltır’,”
  • Belki canavar olmakla kahraman olmak içinde da ince bir çizgi vardır.
  • Düşüncelerinin ve rüyalarının gizliliği Roger’in karşısında çırılçıplaktı fakat bu mevzuda Roger’a güveniyordu. Roger bu tarz şeyleri asla ona karşı kullanmazdı.
  • “Daha ilkin asla bu tarz bir olay görmemiştim Sassenach. Bana mikroplardan bahsetmiştin fakat onları asla bu şekilde hayal etmemiştim! Dişleri bulunduğunu sanıyordum fakat yokmuş. Bu kadar güzel kuyruklarının olacağını ve bu şekilde kalabalık bir halde yüzeceklerini tahmin edemezdim!”
    “Bazı mikroorganizmalar böyledir,” dedim merceğe bakmak için mikroskoba yaklaşırken. “Bu ufak şeyler mikrop değil, sperm.”
    “Ne?”
    Boş gözlerle bana baktı.
    “Sperm,” dedim sabırla. “Erkek üreme hücreleri. Bebeklerin iyi mi bulunduğunu biliyorsun, değil mi?”
    Nefesi kesiliyor sandım. Ağzını açtı, yüzü kıpkırmızı oldu.
    “Tohum mu kısaca?” dedi hırıltılı bir sesle. “Döl mü?”
    “Yani… evet.” Kaynayan çayı temiz bir gözlem tüpüne döküp kendine gelmesi için Jamie’ye verdim. Çayı istemede ve sanki her an mercekten bir şeyin fırlayıp ayaklarımızın altında dolanmaya başlayacağından korkuyormuş benzer biçimde gözlerini mikroskoptan bir saniye ayırmadı.
    “Sperm,” dedi kendi kendine. “Sperm.” Başını sert bir halde sallayıp bana doğru döndü. Aklına korkulu bir düşünce gelmişti.
    “Kimin onlar?” diye sordu. Sesinde karanlık bir kuşku vardı.
    “Eee… senin doğal olarak.” Biraz utanmıştım, boğazımı temizledim. “Başka kimin olacak ki?”
    Eli refleks olarak bacaklarının arasına gitti. Kendini korumaya çalışıyor gibiydi.
    “Nasıl aldın onları?”
    “Sence iyi mi almışımdır?” dedim soğuk bir sesle. “Bu sabahleyin onlarla uyandım.”
    Elini bıraktı. Kendini ufak düşmüş hissetmişti, yanakları kızardı. Çay tüpünü alıp sıcaklığına aldırmadan tem yudumda içip tamamladı.
    “Anladım,” diyip öksürdü.
  • “Jamie sağ elimi avucuna aldı, parmaklarını parmaklarıma geçirdi, gümüş yüzüğüm alevlerin ışıltısiyla kırmızıya döndü. Yüzüne baktığımda gözlerinin sarf etmiş olduğu yemini gördüm. Aynı yemin benim gözlerimde de vardı. “Ölüm bizi ayırana dek.”


Ateşin Çağrısı: Kısım 2 İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Durğun olan iki kitabdan sonrasında Atesin Cagrisi seriyasinda tekrardan qayitdi deye bilerik.Bu kitabin her sehifesi heyecanli kecdi,xususile de muharibe movzusu ucun darixmisdim.
Birinci kitabda en sonuncu defe Jocasta’nin nikah merasiminde qalmisdi.Artiq buradan hadiseler davam edir en maraqli bölgeleri ise “Alamance” doyusu idi.Doyus qisa olsa da bu hisseleri oxumaq zovq verdi.Roger bu doyusde azca qalsin ölürdü.Ele oldu ki,yasadigi travma sebebinden uzun muddet danisa bilmedi.Bu arada Jamie dayanmadan Stephen Bonneti axtarir.Jamie ve Roger bir gun ovlanmaga gedende Jamie’ni duyuru sancir.Jamie’nin veziyyeti o hala gelir ki,artiq ayagi kesilmelidi.Roger ve Brianna yardımıyla xilas olur.Stephen Bonnet meselesi de hell olundu.Eslinde Jamie ve Roger Bonnete telle qurdugunu hesab edeken Bonneg Brianna ve Calirenin yanina getdi.Brianna Bonneti vurdu lakin sag qalib qalmadigi haqqinda melumat verilmedi,Jamie ve Claire Doktor Rawlings,Hector Cameron haqqinda da vacib melumatlar elde edirler.Ian artiq Mohawklardan qayitdi.Bu süre yeni bir xeber gelir.Claire,Brianna ve Roger onlar kimi zamanda seyahet ede bilen bir sexsin mektubunu tapirlar.Bunu das vasitesile edib.Hemin dasi 3 nefer ellerini vurdanda dasin isti oldugunu hiss edirler das ise Jemmy’nin elinde partlayir.Artiq Jemmy de zamanda seyahet ede bilir.Kitabin en sevdiyim son cumlesi.
“O gün, yani ayrılmamız gereken gün geldiğinde,” dedi usulca, dönerek bana baktı, “eğer son sözlerim ‘seni seviyorum’ olmazsa, bil ki bunun nedeni zamanımın kalmamış olmasıdır.” (Gunay Imanova)

Kısım 1’den sonrasında lütfen artık bişeyler olsun diye başladığım, elimde bir süre sürünen hatta bazı kısımlarını atlayarak okuduğum fakat gene karakterler ve atmosferi için beni içine çeken, 742 sayfalık betimleme seramonisini okumamı katlanır kılan Sayın Jamie Fraser, sana şükranlarımı sunuyorum.
Sevgili Diana Gabaldon
Sana söylemek istediğim oldukça şey var. Bu “harikulade” kitaba karşın seriye devam edeceğim. Umarım bir halde toparlanmış olur. Diğer kitaplardan umutluyum. Lütfen beni yanıltma. Şu sebeple her şeye karşın bu kitabın son cümlesi, kar ve kül’e başlamam için kafi oldu. Kitaptaki durağanlığa ve hiçbir olayın olmayışına karşın.
–“O gün, yani ayrılmamız gereken gün geldiğinde,” dedi usulca, dönerek bana baktı, “eğer son sözlerim ‘seni seviyorum’ olmazsa, bil ki bunun nedeni zamanımın kalmamış olmasıdır.”–
Ateşin Çağrısı – Son
Dizisiyle paralel gittim. 5 gün ilkin sürem finali yapmış oldu. Outlander tamamen kitaba bağlı kalan bir uyarlama. Son bölümde kitabın dışına çıkılmış. Claire’in yaşadıkları hakkaten oldukça fazlaydı. Fazlaca sarsıcıydı. Oyuncu oldukça iyiydi. Ama yinede ilk üç sezonun ihtişamından yapıt yoktu. Kitapta o denli bir şey olmuyor ki, kitaba bire bir paralel giden diziye ek görüntüler çekilmiş. Genelde 13 bölüm olan sürem, bu sefer 12 bölümdü. Bana kalsa 5 bölümle tüm kitabı anlatabilirlerdi. Şu sebeple hakkaten bomboooş bölümlerle dolu bir sezondu. Yani kitap benzer biçimde 😀 Neyse. Ne kadar hayal kırıklığı olsa da
Kar ve Kül, je suis prest! (sassenach)

Serinin beşinci fakat kısımlara ayrılması sebebi ile yedinci kitabı. Yazarın değişik bir stili bulunduğunu söyleyebilirim. Serinin bir kitabı süratli ilerlerken bir sonraki daha yavaş aşama kaydediyor. Bu kitaba kadar hep bu şekilde oldu. Süratli ilerleyen kitapları iyi mi bu kadar acele bitirdiğinize şaşırdığınız kadar, yavaş ilerleyen kitapları günlerce okuyup da bitirememenize nalet edebilirsiniz. Yine de bu benim okuduğum en güzel seri. Bu serinin bendeki yeri apayrı…
Bu seriyi okurken kendimi hikayenin içinde kaybediyorum. Jamie’nin gölgesinde yürüyor, Claire’in adımlarını takip ediyor, Brianna’nın düşüncelerinde geziniyor, Roger’in gözleriyle görüyorum. Kitabı bitirdikten günler sonrasında bile şu an ne yapıyorlar diye kendimi düşünürken buluyorum.
Yazarın bir çok süre en gereksiz ayrıntıları bile göz önüne apaçık sermesinden birazcık sıkılıp bunalsam bile asla yakınma edemiyorum. Yakınma etmiyorum bu sebeple yazarın yarattığı dünyayı, karakterleri her anlarını hayal edecek kadar oldukça sevdiğini hissediyorum. Bunu duymak bu seriyi benim için daha hususi ve anlamlı kılıyor.
Olumsuz yönleri de yok değil. Fazlaca var. Ilk olarak seri kitaplardaki en büyük sorun burada da baş göstermiş ve karakterlerin kim bulunduğunu anımsama mevzusunda bazı problemler yaratmıştır. Bilhassa de yazarın kafi hatırlatma katmaması, kimi zaman kafa karışıklığına ve dikkati dağınık okuyucunun kitabı bırakmasına niçin olabilir. Okurken buna takılmamanızı tavsiye ederim. Ayrıca ilk kitabından beri süre gelen, kahramanımızın zamanda yapmış olduğu yolculuğun gizemi. Yazar bu mevzuda oldukça gizemli davranıyor ve her kitabına küçücük data parçacıkları yerleştirse de tam bir bilgimiz hemen hemen yok. Serinin uzunluğu ve kitapların kalınlığı göz önüne alındığında ise bu data parçacıklarının aklımızdan uçup gitmesi olağan. Bu mevzuda birazcık moralim bozulsa da dizinin bu mevzuda destek olacağına inancım tam.
Son olarak yayınevine birkaç eleştirim olacak. Ilk olarak bu serinin daha güzel bir baskıyı ve kapağı hak ettiğini söylemek isterim. Umarım bu seri kısa zamanda dizinin tesiri ile beraber daha güzel bir baskıya kavuşur. Ayrıca kitapta bazı noktalarda ifade eksiklikleri göze çarpıyor fakat bunun ne kadarının yazardan ne kadarının çevirmenden olduğu mevzusunda güvenli olamadım. Tercüme fena değil evet fakat iyi de değil. Bilhassa karakter isimlerinde meydana getirilen hatalar birçok noktada gözüme çarptı ve beni rahatsız etti. Zaten bu kadar karakterin olduğu bir kitap kendinden karışık, bir de bu şekilde hatalarla okuyucuyu kitabından soğutmamak gerekiyor diye düşünüyorum. Daha kaliteli işleri hak ediyoruz.
Uzun bir yorum oldu fakat serinin bu kitabı hakkında birkaç bir şey daha söylemek isterim. Kitabın başı oldukça yavaş ilerliyordu fakat oldukça geçmeden olayların ardı arkasına gelmesi, coşku ve merakın asla dinmemesi kitabı oldukça kolay bitirmeme niçin oldu. Fazlaca sevdiğim ve serinin üçüncü kitabından sonrasında adı geçmeyen bir karakterin dönmesi ve öğrenmek istediğimiz gizemli vakalara gizemli bilgiler katması ile beraber kitabın sonunu iyi mi getirdiğimi anlamadım. Hatta serinin devam kitabı elimde olsa derhal başlamış olacak kadar beni heyecanlandırdı. Umarım seri bu güzellikte devam eder. (Fatoş)


Ateşin Çağrısı: Kısım 2 PDF indirme linki var mı?


Diana Gabaldon – Ateşin Çağrısı: Kısım 2 kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Ateşin Çağrısı: Kısım 2 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Diana Gabaldon Kimdir?

Zooloji bölümünden mezundur. Yüksek lisansını deniz bilimi, doktorasını ekoloji üstüne yapmıştır. Eğitiminden değişik olarak edebiyat alanına yönelmiştir. İlk kitabı Yabancı ile New York Times gaztesinin oldukça satanlar listesine girmiştir.  Yabancı Starz yapım tarafınca dizi haline getirilmiştir.


Diana Gabaldon Kitapları – Eserleri

  • Yabancı
  • Kehribardaki Yusufçuk
  • Yolcu
  • Sonbahar Davulları: Kısım 1
  • Sonbahar Davulları: Kısım 2
  • Ateşin Çağrısı: Kısım 1
  • Ateşin Çağrısı: Kısım 2
  • Kar ve Kül – Kısım 1
  • Kar ve Kül – Kısım 2
  • Geçmişin Yankısı: Kısım 1
  • Geçmişin Yankısı: Kısım 2
  • Kalbimin Kanıyla Yazdım Kısım 1
  • Kalbimin Kanıyla Yazdım – Kısım 2
  • The Scottish Prisoner
  • Lord John and the Hand of Devils
  • Lord John and the Brotherhood of the Blade:
  • Lord John and the Private Matter


Diana Gabaldon Alıntıları – Sözleri

  • Bir adam istediği kadar gülümsedin,gene de fena olabilir. (Geçmişin Yankısı: Kısım 2)
  • İnsanın fizyolojik gücünün tükendiği anda bile bedeli ne olursa olsun savaşı bitene kadar dayandığı ve kendini kuvvetli hissettiği anlamış olur vardı. Bu güce hanımefendiler doğum yaparken erkekler de cenk alanında ulaşıyorlardı. (Yabancı)
  • “Dünyanın sonu gelse de sevgi ve müzik var olmaya devam edecek.” (Kalbimin Kanıyla Yazdım – Kısım 2)
  • “Savaşta kaybetmek utanılacak şey değildir, mo caraidh,” dedi yavaşça. “Büyük savaşçıların erdemi bunun üstesinden gelmeyi başarmalarında saklıdır.” (Kehribardaki Yusufçuk)
  • “Aramızda yeterince hayalet var Sassenach. Eğer geçmişin kötülükleri bizi yıldıramıyorsa gelecek korkusu da zayıflatmamalı. Bazı şeyleri arkamızda bırakıp devam etmeliyiz. Değil mi?” (Kar ve Kül – Kısım 2)
  • “Daha ilkin asla bu tarz bir olay görmemiştim Sassenach. Bana mikroplardan bahsetmiştin fakat onları asla bu şekilde hayal etmemiştim! Dişleri bulunduğunu sanıyordum fakat yokmuş. Bu kadar güzel kuyruklarının olacağını ve bu şekilde kalabalık bir halde yüzeceklerini tahmin edemezdim!”
    “Bazı mikroorganizmalar böyledir,” dedim merceğe bakmak için mikroskoba yaklaşırken. “Bu ufak şeyler mikrop değil, sperm.”
    “Ne?”
    Boş gözlerle bana baktı.
    “Sperm,” dedim sabırla. “Erkek üreme hücreleri. Bebeklerin iyi mi bulunduğunu biliyorsun, değil mi?”
    Nefesi kesiliyor sandım. Ağzını açtı, yüzü kıpkırmızı oldu.
    “Tohum mu kısaca?” dedi hırıltılı bir sesle. “Döl mü?”
    “Yani… evet.” Kaynayan çayı temiz bir gözlem tüpüne döküp kendine gelmesi için Jamie’ye verdim. Çayı istemede ve sanki her an mercekten bir şeyin fırlayıp ayaklarımızın altında dolanmaya başlayacağından korkuyormuş benzer biçimde gözlerini mikroskoptan bir saniye ayırmadı.
    “Sperm,” dedi kendi kendine. “Sperm.” Başını sert bir halde sallayıp bana doğru döndü. Aklına korkulu bir düşünce gelmişti.
    “Kimin onlar?” diye sordu. Sesinde karanlık bir kuşku vardı.
    “Eee… senin doğal olarak.” Biraz utanmıştım, boğazımı temizledim. “Başka kimin olacak ki?”
    Eli refleks olarak bacaklarının arasına gitti. Kendini korumaya çalışıyor gibiydi.
    “Nasıl aldın onları?”
    “Sence iyi mi almışımdır?” dedim soğuk bir sesle. “Bu sabahleyin onlarla uyandım.”
    Elini bıraktı. Kendini ufak düşmüş hissetmişti, yanakları kızardı. Çay tüpünü alıp sıcaklığına aldırmadan tem yudumda içip tamamladı.
    “Anladım,” diyip öksürdü. (Ateşin Çağrısı: Kısım 2)
  • Düşünmemeye çalış.Elindekileri kabul et ve haiz olmadıklarını düşünme. (Geçmişin Yankısı: Kısım 2)
  • ‘Hodie mihi cras tibi – sic transit gloria mundi.
    Benim günüm bugün- seninki yarın. Ve böylece dünya şanı da gelip geçecek.’ (Kar ve Kül – Kısım 1)
  • “O gün kısaca ayrılmamız ihtiyaç duyulan gün vardığında.” Dedi usulca, dönerek bana baktı, “eğer son sözlerim ‘seni seviyorum’ eğer olmazsa, bil ki bunun sebebi zamanımın kalmamış olmasıdır.” (Ateşin Çağrısı: Kısım 2)
  • “Tavsiye mi istiyorsun? Tavsiye verilmek için fazla yaşlı, tavsiyeye uymak içinse fazla gençsin.” (Kalbimin Kanıyla Yazdım – Kısım 2)
  • Şanslıydık. Yağmur dönmüş, bulutlar çekilince ortaya çıkan gümüş renkli ay, aksak fakat ışıklı bir halde Black Dağı’nın yamaçlarından yükseliyordu; gizli saklı bir aile düğünü için uygun bir ışıklandırmaydı bu. (Ateşin Çağrısı: Kısım 1)
  • “Hiçbir şey yok olmaz,Sassenach,yalnız değişmiş olur.”
    “Bu termodinamiğin ilk yasasıdır ,”dedim burnumu silerken.
    “Hayır,”dedi.”Bu inançtır.” (Sonbahar Davulları: Kısım 1)
  • “Ah, Claire, beni seni sevmeye mecbur bırakarak kalbimi öyle kırıyorsun ki.” (Kehribardaki Yusufçuk)
  • Zaman, insanların Tanrı hakkında söylediklerinin bir çoğuna uyar.
    Ilk olarak, öncesiz ve sonsuz bir varlıktır. Gücü her şeye yeter, ne de olsa hiçbir şey zamana dayanamaz, değil mi? Ne dağlar, ne ordular…
    Elbette, süre bunun haricinde her şeyi iyileştirir de. Herhangi bir şeye yeterince süre verdiğinizde hallolur: tüm acılar yok olur, tüm zorluklar silinir, tüm kayıplar telafi edilir.
    Küller küllere, toprak toprağa karışır. Unutma: topraksın, topraktan yaratıldın ve gene toprağa döneceksin.
    Eğer Zaman birazcık olsun Tanrı’ya benzeyen bir şeyse, o halde Hafıza’nın da Şeytan olması icap ettiğini düşünüyorum. (Kar ve Kül – Kısım 1)
  • “Eğer kendini bir çelişkinin ortasında bulursan, hakikatin kenarında durduğundan güvenli olabilirsin.” (Geçmişin Yankısı: Kısım 1)
  • Kiliseleri ya da Claire’i düşünüyor olmak ona başka bir kiliseyi hatırlatmıştı – evlendikleri kiliseyi, bunu hatırladığında kendi kendine gülümsedi. Pek rahat bir bekleyiş değildi. İçeri girdiğinde kalbinin göğsünde gümbür gümbür attığını hala hissedebiliyor, terinin çok kötü kokusunu -azgın bir keçi benzer biçimde koktuğunu Claire’in fark etmemesini ummuştu- ve doğru muntazam nefes alamayışını hatırlıyordu. Buz benzer biçimde soğuk, ufak parmaklarını ve destek almak için onu yakalayan elini elinin içinde hissedişi…
    Tapınak. Birbirleri için hep öyleki olmuşlardı ve hala öyleydiler. Kanın benim kanım. Minik kesik iyileşmişti, soğukkanlı bir halde söylediği bu cümleye gülümseyerek başparmağını ovdu. (Geçmişin Yankısı: Kısım 2)
  • “Eskisi kadar yürekli değilim artık anlıyor musun?” dedi oldukça yumuşak bir sesle. “Sensiz yaşayabilecek kadar yürekli değilim.” (Kar ve Kül – Kısım 2)
  • “O gün, yani ayrılmamız gereken gün geldiğinde,” dedi usulca, dönerek bana baktı, “eğer son sözlerim ‘seni seviyorum’ olmazsa, bil ki bunun nedeni zamanımın kalmamış olmasıdır.” (Ateşin Çağrısı: Kısım 2)
  • “Tüm insanoğlu aynı yazar tarafınca yazılmıştır,” dedi Jamie yavaşça, “ve tek cilttir. Biri öldüğü vakit, kitaptan bir bölüm yırtılıp atılmaz, daha güzel bir dile çevrilir ve tüm bölümler bu şekilde çevrilmelidir.” (Geçmişin Yankısı: Kısım 1)
  • Sana acıma gösterebilirim,hem de cennetten düşen bir çiy damlasının saflığında ve nazikliğinde… (Yabancı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş