Eğitim

Aytaşı – Wilkie Collins Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aytaşı – Wilkie Collins Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aytaşı kimin eseri? Aytaşı kitabının yazarı kimdir? Aytaşı konusu ve anafikri nedir? Aytaşı kitabı ne konu alıyor? Aytaşı PDF indirme linki var mı? Aytaşı kitabının yazarı Wilkie Collins kimdir? İşte Aytaşı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Wilkie Collins

Çevirmen: Utku İlban Coşkunoğlu

Orijinal Adı: The Moonstone

Yayın Evi: Bilge Kültür Sanat Yayınları

İSBN: 9789756316047

Sayfa Sayısı: 458


Aytaşı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Savaş ganimeti olarak İngiltere’ye getirilen paha biçilmez Hint elması ‘Aytaşı’, on sekizinci yaş gününde Rachel Verinder’e armağan edilmiş olduğu gece ortadan kaybolur. Kuşkular kambur hizmetçi kızın, Rachel’in kuzeni Franklin Blake’in esrarengiz üç Hintli hokkabazın, hatta Rachel’in kendisi üstünde toplanmıştır.

Scotland Yard elemanı, soğukkanlı Çavuş Cuff çağrılır ve Robinson Crusoe okumaya meraklı, fazlaca bilmiş kâhya Beteredge’in yardımlarıyla yitik elmasın sırrı aydınlatılır.

Wilkie Collins (1824-1889) bu romanı, değişik karakterlerin bir ekip vakaları kendi bakış açılarından gösteren anlatımlarını bir araya getirerek oluşturmuştur. Uyguladığı yöntem, mahkemede tanıklık edenlerin ifadelerinden alıntılar yapılarak bir tüm yapmaya benzetilebilir.

Collins, okurlarını romanlarının iç yaşamına çekmeye çabalar. Bu onu Victoria Sürecinin öteki yazarlarından ayıran bir özelliktir. Kullandığı yöntem orjinal ve etkileyicidir; yazarın aşırı titizlıği, ayrıntılara verdiği önemi yansıtır.

Başlangıcı ve sonu Hindistan’da geçen romanın İngiltere’de geçen bölümleri bölük pörçük de olsa Kraliçe Victoria Süreci hakkında bazı fikirler verir.

İngiliz edebiyatının ilk polisiye romanı olarak kabul edilen ‘Aytaşı’ da öteki eserlerin bir çoğu gibi (Hukuk ve Kadın, Beyazlı akadın vb.) ilkin gazetelerde seri halinde basıldıktan sonrasında görmüş olduğu büyük ilgi üstüne kitap haline getirilmiştir.


Aytaşı Alıntıları – Sözleri

  • Mantığa karşı üstünlük sağlayarak iyilik yapmak bahanesi ile sizi tırmalayan akıllı dostlarınızın tırnaklarını körletin.
  • ” İlk yirmidört saatte, karınızı iyice denetim ediniz! Eğer bu kadarcık süre içinde, karınız karakterinde birbirini tutmaz haller göstermezse, Allah yardımcınız olsun. Çünki siz bir hanımla değil de, bir canavarla evlenmişsiniz anlama gelir! “
  • İnsan yaşamı sanki bir tür hedef tahtası şansızlık oklarını fırlatıp duruyor ve hepsi de hedefi vuruyor.
  • ” İnsan sonsuz bir kaygı içinde bulunmuş olduğu süre, anlamsız bir lâtife iç açar. “
  • ” Ellerinde meşhur yazarların eserleri bulunmuş olduğu süre, bir çok kimse kendi şahsî düşüncelerini bir tarafa atmaz mı zâten? “
  • ” Milady’nin kızkardeşlerinden biri, (Rica ede­rim, korkmayın! Aile hakkında uzun uzadıya açıklama vermeye kalkışmıyorum gene!) ne diyordum, ha! “
  • ” (…) Aralık bir kapıya doğru yöneldiğim sırada, saray muhafızlarının üniformasını giymiş iki Hintli’­nin cesetlerini gördüm. Keskin bir feryat, başımı si­lâh müzesinin bulunmuş olduğu yere doğru çevirtti. Ağır yaralı olduğu anlaşılan üçüncü Hintli, sırtı bana dö­nük bir insanın ayakları dibinde inliyordu. İçeri girdiğimi anlayan adam, başını çevirdi. John Herncast­le’ ı derhal tanıdım. Bir elinde bir meşale, diğerinde de kanlı bir hançer vardı. Hançerin kabzasındaki bir taş, meşale ışığı altında tıpkı bir demet çiçek benzer biçimde par­lıyordu. Can çekişmekte olmasına karşın, dizleri üze­rinde doğrulmaya çalışan Hintli, ana diliyle, «AY TAŞI öcünü senden ve senin âilenden almasını bilecektir!» dedi. Sonra da düşüp öldü. “
  • ” Benim hurafelere inanan biri olduğumu sanmayın sakın! Hayatım süresince fazlaca kitap okumuş biriyim ben. Sizin anlayacağınız, bu tarz şeyleri okuya okuya aşağı yukarı bir âlim olmuş gibiyim! Yetmiş yaşlarında olmama karşın, hafızam hâlâ muhteşem. Yalnız hafızam mı? Sağlık bakımından da sağlamım. Demek oluyor ki, beni cahillik ve ahmaklıkla suçlayamayacaksınız… Yanılmıyorum, değil mi? “
  • Karşılaştığımız vakalar kişinin hangi metalden yapıldığını ortaya çıkarır.
  • ” (…) Artık neticesi belli olan bu uzun ve esrarengiz hikâyenin ilk kısmını size özetleyen yaşlanmış Gabriel Bet­teredge, gene karşınızda! Ama endişeye kapılmamanızı rica edeceğim. Zirâ size gene Hint elmasından bahsedecek değilim. “


Aytaşı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Wilkie Collins’in “Beyazlı Kadın” kitabını kuzen ile fazlaca sevmiş olarak okumuştuk, bu yüzden daha çok bekleyemeden yazarın “Aytaşı” kitabını da Haziran Ayı kitabı olarak seçtik. İyi ki seçmişiz. “Aytaşı”; Collins’in öteki kitabı kadar akıcı, heyecanlı, zekice yazılmış olmasının yanı sıra esprili de bir dile haiz.
Konusu ise, Hintlilerin Ay Tanrısının başlangıcında bulunan mukaddes bir elmasın, bir İngiliz tarafınca yasadışı yollarla ele geçirip Hindistan’dan İngiltere ye getirmesi ve bu lanetli taşın çalınmasıyla başlıyor. Olaylar roman karakterlerimizin bakış açısından bizlere anlatılıyor. İlk anlatıcımız olan, ailenin sempatik, soğukkanlı ve kafayı Robinson Crusoe ile bozmuş emektar kahyası Gabriel Betteredge’e oldukça geniş bir yer verilmiş, kendisi vakaları ve gözlemlerini bizlere muzip bir üslupla konu alıyor. Bu şahane eseri okumamızı sağladıkları ve oldukça derli toplu, muntazam tercüme için de yediyayinlari nı kutlama etmek isterim.
Eğer siz de benim benzer biçimde; viktoryan süreci klasiklerini, Charles Dickens (Collins’e hocam dermiş), Agatha Christie okumayı seviyorsanız bu polisiye romanlarının öncüsü kabul edilen kitaba bayılacaksınız.
Nota Bene: “….iki ünlü kutsal tapınak bulunur. Birisi tanrı Krişna’nın doğum yeri olan Dwarka’dır, diğeri ise on birinci yüzyılda Müslüman fatih Gazneli Mahmut tarafından yıkılıp, yağmalanmış olan kutsal şehir Somnat’tır.” Araştıracağım
…………………………..
Kahya Betteredge’den İnciler:
“Şüphesiz tüm bunların ceremesini sırtlarına geçirdikleri kıyafetler, altına sığındıkları çatılar, karınlarını tok tutan yemekler için çalışmak zorunda olanlar çeker. Fakat ömrünüzde en ağır çalıştığınız günü, çiçekleri paralayan ve örümceklerin karnını kurcalayan aylaklıkla kıyaslarsanız eminim ki aklınızın düşünmek zorunda olduğu konular, ellerinizin yapmak zorunda olduğu işler olduğuna şükredersiniz.”
…………….
“Kahvaltımızı yaptık – bir evde hırsızlık, cinayet, ne olursa olsun önemi yoktur, kahvaltı es geçilemez.”
……………
“Benden önce yaşamış kadimlerden birinin de dediği üzere: Çeşit çeşit insan, çeşit çeşit fikir var.” (Zeliha Demirci)

Aytaşı – Wilkie Collins
Beyazlı Kadın kitabıyla tanışmak istediğim yazarla Aytaşı ile tanışmam kısmet oldu. Ilk olarak Aytaşı Viktorya süreci İngiltere’sinde yaşanmış olan polisiye bir vakaya götürüyor bizi. Hem de iyi mi vaka, serüven dolu, merak uyandırı ve heyecanın tamamlanmamış olmadığı.
Aytaşı isminde hususi taş seneler ilkin Hindistan’da çalınıp getirilmiştir ve o yıl genç hanım Rachel’e doğum günü armağan olarak verilir. Taşın bununla beraber getirmiş olduğu maceralar her bölümde değişik bir karakterin bakış açısından anlatıldığı için de film gibidir.
Okurken ne taşmış dedirten bu kitabı keyifle okudum. Sadece şunu söyleyebilirim ki, kitap kalınca, puntoları minik ve satır araları dar. Yani tam anlamıyla dolu dolu bir okuma, sıkılmayacaksınız.
Tavsiye ederim.
….
……
#wilkiecollins #aytaşı #yediyayınları yediyayınları (Rukiye Çalışır)

Herkese merhaba ve iyi pazarlar! Gelin bugün sizinle Viktorya Süreci İngiltere’sinde birazcık gezintiye çıkalım.
Wilkie Collins tarafınca kaleme alınan Aytaşı isminde bu roman, T.S. Elliot’a gore polisiye romanların hem en uzun soluklusu hem de en iyisi. Buna bir de, ilk polisiye roman olma hususi durumunu eklemeden geçmeyelim doğal. Tüm bu özellikler ister istemez bu romanı öteki polisiye romanlardan değişik bir konuma taşıyor: öncü olma, bir tür yaratma, türün niteliklerini belirleme, yol gösterme, vb. Gerçekten de bu roman, kurgusu, vaka örgüsü, karakter yaratımı, mekan oluşturma, mekanlar arası ilişkileri kurma, devrin izlerini yansıtma ve bunlardan beslenmesiyle oldukça varlıklı bir yapıt.
İlmek ilmek işlenen bir mekan ve vaka kurgusu içinde, sayfalarca devam eden bir ifade ile bir suçun ardında adım adım gerçeklere yaklaşıyoruz. Kimi yerlerde aşırı merak kimi yerlerde ise birazcık sıkılarak okusam da (bunun sebebi de yine eden unsurların çokluğu), türün ortaya çıkmasında bu eserin niçin bir mihenk taşı olduğu fazlaca açık. Kitabın haiz olduğu elementler ve izlek bir araya vardığında gerçek bir klasik polisiye meydana geliyor. Bir yiyecek tarifi benzer biçimde adeta ve yeni yemekler için de bir baz… Ve bu birleşimde her bir araç-gereç üzerine oldukça titizlikle düşünülmüş, öylesine sırf tat katmak için eklenen hiçbi der malzemeye yer yok. Böylelikle hiçbir unsur birbiriyle yarışmıyor.
Akıcı anlatımı ile polisiye severlerin kesinlikle okuması icap ettiğini düşündüğüm bu romanı her yaştan okur gönül rahatlığıyla okuyabilir.
Kitaplarla kalınca! (Özgürlük Kurdu)


Aytaşı PDF indirme linki var mı?


Wilkie Collins – Aytaşı kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Aytaşı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Wilkie Collins Kimdir?

65 senelik yaşamı süresince 30 roman, 60 kısa öykü, 14 sahne oyunu ve 100’den fazla yazı kaleme aldı. Yaşadığı dönemde ve ölümünden sonraki yıllarda, yazınsal çevreler tarafınca  pek ciddiye alınmadığı için, biyografisi yazılacak kadar meşhur biri olmadı. Bu nedenle yaşamı hakkında geniş bir data yoktur. Tıpkı romanları benzer biçimde yaşamı da kalınca bir sır tabakasıyla kaplıdır.

Yazdığı ilk iki roman fazlaca ünlüdür ve bugün hak etmiş olduğu değere ulaşmışlardır. Birer baş yapıt kabul edilen bu eserler, Beyazlı Kadın ve Aytaşı’dır. Diğer romanları, bunlarla aynı seviyede olmaktan uzaktırlar.

Beyazlı Kadın, İngiltere’de yazılan ilk Gotik Roman olma özelliğine haizdir. Her iki roman da gizem türünün birer şaheseri ve ilk örnekleridir. Aytaşı hem de ilk polisiye roman kabul edilmektedir. Beyazlı Kadın ve Aytaşı, bugün hala ilgiyle okunan ve geniş bir okur kitlesi tarafınca beğenilen kitaplardır.

Collins’in yaşamı hakkında azca da olsa data, Charles Dickens vasıtasıyla temin edilebilmiştir.

Her iki yazar 1851 senesinde tanışmışlar ve dost olmuşlardır. Olgunluk dönemindeki Collins, hemen hemen genç bir yazar olan Dickens’ı derinden etkilemiştir. Arkadaşlıkları Charles Dickens’ın 1870’deki ölümüne dek sürmüştür.  O yıl, hayranı olduğu Collins’e özenen Dickens, bir gizem romanı yazmaya girişir fakat ömrü yetmediği için tamamlayamaz. Bu vaka, İngiliz edebiyatçıları içinde, Dickens’ı Collins öldürdü şeklinde hüzünlü esprilere niçin olur.

Dickens, ölümünden bir süre ilkin, elindeki tüm mektupları yaktığı için, Wilkie Collins’in yazdıkları da kül olur gider. Böylece, Collins’in yaşamı hakkında data verecek kaynakların büyük çoğunluğu ortadan kalkar.

Gençlik yıllarından beri baş ağrılarına karşı afyon ve çeşitli ağrı kesiciler kullanan Collins bir süre sonrasında bağımlı hale gelir. Bu yüzden yaşamının sonlarına doğru ciddi ruhsal problemler yaşar. 


Wilkie Collins Kitapları – Eserleri

  • Beyazlı Kadın
  • Aytaşı
  • Lanetli Otel
  • Hukuk ve Kadın
  • Lanet
  • Queen of Hearts
  • The Dream Woman
  • The Frozen Deep
  • Quien Mato a Zebedee?


Wilkie Collins Alıntıları – Sözleri

  • “Kız tımarhaneye kapatılacak kadar deli, ama serbest kaldığı takdirde beni mahvedebilecek kadar da akıllı, anlıyor musun?” (Beyazlı Kadın)
  • “…ikimiz de apayrı yollarımızda, gizemli gelecekte tekrar karşılaşacağımız o noktaya doğru mu ilerliyorduk?” (Beyazlı Kadın)
  • ” (…) Artık neticesi belli olan bu uzun ve esrarengiz hikâyenin ilk kısmını size özetleyen yaşlanmış Gabriel Bet­teredge, gene karşınızda! Ama endişeye kapılmamanızı rica edeceğim. Zirâ size gene Hint elmasından bahsedecek değilim. ” (Aytaşı)
  • “Ben, yalnız dostu ve arkadaşı olmayan bir kadınım. Sevip kıymet verdiği şeyleri yitirmiş, tekrardan bulmaya çalışan bir bayan.” (Hukuk ve Kadın)
  • Benden nefret ettiğin için seni fazlaca seviyorum. (Hukuk ve Kadın)
  • Bir hanıma aşkı verin, her şeyi feda eder; acı çekmek de dahil her şeye karşı koyabilir. (Hukuk ve Kadın)
  • Ancak hukuk hâlâ, bazı kaçınılmaz durumlarda, kabarık cüzdanların peşinen uşağı olmakta… (Beyazlı Kadın)
  • Tüm etik niteliklerin içinde en kolay çürümeye uğrayanı “vicdanlılık” denilen niteliktir. (Lanetli Otel)
  • “Delirmek suretiyle miyim bilmek isterim, lütfen.” (Lanetli Otel)
  • Keşke asla büyümeseydik, ne kadar mutlu olurduk! (Lanetli Otel)
  • Görünüşe aldanmamak, dedim, içinde bulunduğum koşullarda yapabileceğim en zekice şey, her şeyden kuşkulanmak: Bu kırık bir çiçeklik bile olsa. ” (Hukuk ve Kadın)
  • Ama bir zamanlar bizi bağlayan şey tamamen kırılmış olabilir mi? Ben sanki onu asla sevmemiş ve asla tanımamış benzer biçimde onun yaşamının iyilik ve fenalık yönlerinden de tamamen ayırabilir miyim? (Lanet)
  • Güve mumun alevine doğru uçarsa, sizce alev onu yakmaz mı ? (Lanetli Otel)
  • İnsan yaşamı sanki bir tür hedef tahtası şansızlık oklarını fırlatıp duruyor ve hepsi de hedefi vuruyor. (Aytaşı)
  • Heyecana tutulmuş beyinler için en güzel uyuşturucu müziktir. (Hukuk ve Kadın)
  • ” Benim hurafelere inanan biri olduğumu sanmayın sakın! Hayatım süresince fazlaca kitap okumuş biriyim ben. Sizin anlayacağınız, bu tarz şeyleri okuya okuya aşağı yukarı bir âlim olmuş gibiyim! Yetmiş yaşlarında olmama karşın, hafızam hâlâ muhteşem. Yalnız hafızam mı? Sağlık bakımından da sağlamım. Demek oluyor ki, beni cahillik ve ahmaklıkla suçlayamayacaksınız… Yanılmıyorum, değil mi? ” (Aytaşı)
  • “Kelimeler bizi yaralayacakları zaman devleşir, bize hizmet edecekleri zamansa cüceleşirler.” (Beyazlı Kadın)
  • ” (…) Aralık bir kapıya doğru yöneldiğim sırada, saray muhafızlarının üniformasını giymiş iki Hintli’­nin cesetlerini gördüm. Keskin bir feryat, başımı si­lâh müzesinin bulunmuş olduğu yere doğru çevirtti. Ağır yaralı olduğu anlaşılan üçüncü Hintli, sırtı bana dö­nük bir insanın ayakları dibinde inliyordu. İçeri girdiğimi anlayan adam, başını çevirdi. John Herncast­le’ ı derhal tanıdım. Bir elinde bir meşale, diğerinde de kanlı bir hançer vardı. Hançerin kabzasındaki bir taş, meşale ışığı altında tıpkı bir demet çiçek benzer biçimde par­lıyordu. Can çekişmekte olmasına karşın, dizleri üze­rinde doğrulmaya çalışan Hintli, ana diliyle, «AY TAŞI öcünü senden ve senin âilenden almasını bilecektir!» dedi. Sonra da düşüp öldü. ” (Aytaşı)
  • Karşılaştığımız vakalar kişinin hangi metalden yapıldığını ortaya çıkarır. (Aytaşı)
  • İnsanın ruh haline bağlı olarak vicdanı, kimi süre ona ceza kesebilecek en sert yargıç olur. Kimi zamansa rahatça kabahat ortakları sıfatıyla hareket edebilen bu ikilinin arasından su sızmaz. (Lanetli Otel)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş