Eğitim

Belki Bir Gün Uçarız – Aylin Balboa Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Belki Bir Gün Uçarız – Aylin Balboa Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Belki Bir Gün Uçarız kimin eseri? Belki Bir Gün Uçarız kitabının yazarı kimdir? Belki Bir Gün Uçarız konusu ve anafikri nedir? Belki Bir Gün Uçarız kitabı ne konu alıyor? Belki Bir Gün Uçarız PDF indirme linki var mı? Belki Bir Gün Uçarız kitabının yazarı Aylin Balboa kimdir? İşte Belki Bir Gün Uçarız kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Aylin Balboa

Yayın Evi: İletişim Yayınevi

İSBN: 9789750516153

Sayfa Sayısı: 148


Belki Bir Gün Uçarız Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

O ağacın altında uzanmaya devam ettim. Yıldızlar aslen nedir size söyleyeyim: Yıldızlar, acıdan delirmiş insanların gökyüzüne sıktıkları kurşunların açmış olduğu deliklerdir. Bilim adamları devamlı yenilerini keşfettiklerini söylüyorlar. Bunda şaşılacak bir şey yok. Yukarısı bigün dümdüz olacak.

Kent içinde dünya turu, kalbin içinde kapı zili, aklın içinde sergüzeştler… Kutu şeklinde evler, ebesinin örekesine çıkan sokaklar, yeteri kadar ölmüş insanoğlu. Dünya yalan, hatta adaletin bu mu ulan? Benim abim şampiyon!

“Hayat, kitapta durduğu şeklinde dursaydı be Allahım.”

Belki Bir Gün Uçarız, yeknesaklığa celalleniyor, huzursuz, şedit ve enerjik… Yeni bir yazarın ilk kitabı…

Aylin Balboa, deşeliyor, haykırıyor, söyleniyor… Şah damarı atıyor tıp tıp, sokak taşıyor yanında.

(Tanıtım Bülteninden)


Belki Bir Gün Uçarız Alıntıları – Sözleri

  • Sohbetin katlanılırlık oranı her geçen dakika düşüyordu.
  • Kavuşamayacağınızı bildiğiniz özlemekler oldukca çirkin ve silahlı. İnsanın direkt canına nişan alıyor.
  • “Yokluğun varlıktan daha oldukca yer kapladığı zamanlar var, bildiniz mi? Bir gün illa bilirsiniz.”
  • Ben yoruldum.
    Genel yoruldum, bu şekilde topyekün yoruldum..’
  • Komik şeyler düşünmeye çalıştım. Düşününce buluyor insan. Güldüm birazcık işte. Kendi kendine gülenlere deli diyenler insan değiller. Belki de insandırlar, güvenli değilim. Ama gülmeyen insanlardan oldukca korkuyorum. “Hayata katlanamadığımız için espri yapıyoruz” demiş… Kim demiş? Önemli değil, doğru demiş sonunda. Bu yüzden mi bu kadar gülüyorum yoksa güldüğüm için mi bu yüze varıyorum kuşkuluyum.
  • Oysa bir şey anmamak, onu unuttuğumuzu göstermiyor.
  • Sonra işte oldukca özledim. Özlemekten kalbim ağrıdı. Kavuşamayacağınızı bildiğiniz özlemekler oldukca çirkin ve silahlı. İnsanın direkt canına nişan alıyor.
  • Bizim bir Fatma teyze vardı, hafiften terelelli. Kulakları duymazdı. Ne vakit yola çıkacak olsam beni görürdü. İnsanlar genel anlamda beni gideceğim zamanlarda görür. “Yine mi gidiyorsun kafir?” derdi. Yine gidiyorum Fatma teyze. Bu sebeple ben giderim. Yine olsun gene giderim. Başka türlüsünü bilmiyorum.
  • “Bu sebeple bilirsiniz, takvimlere bakarak belirleme edilen vakit yalnız buz şeklinde bir matematiktir. Oysa özlemekler sayılmaz. Özlemekler bilhassa yalnız kaldığınızda gelir suratınıza kürekle vurur.”


Belki Bir Gün Uçarız İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İmkanı olan delirsin: Yazarların, müzisyenlerin,yönetmenlerin mesleklerinde hemen hemen çırak oldukları dönemde imza attıkları ilk eserlerinde rastlanan ve sonraki işlerinde hep aranan “tılsım” dedikleri şey duygudur diyor Doğu Yücel. Ve ekliyor; Sanatçı işinde ilerledikçe bazı şablonları, sistemleri farklıdır, işinde ustalaşır fakat duygusunu da yitirmeye adım atar. Çıraklık sürecini çoktan aştığını düşündüğüm bu güzel kalem ümit ederim bu duyguları yitirmez.Yitirmez ve bu şekilde güzel güzel anlatır bizlere hislerini. Bu sebeple oldukca keyifli ve “0.7 ucu olan var mı?” bir kitap. Altını çizdiğim hangi cümleleri seçmeliyim derken hepsini bir kalemde alıntıladığım bununla beraber.
Deli deliyi görünce sopasını saklar demiş atalarımız.Bazı statüleri bu şekilde boş beleş edinebilirsiniz. “Şerefsizim benim aklıma gelmişti” denilse bile siz yalnız bu hayata daha ilkin geldiğiniz ve çeşitli sebeplerle deneyim ettiğiniz için atasözündeki ata siz oluverirsiniz. Bedavadan.Adaletsiz.Misal anne limonatası yaptım fakat tanım veremiyorum.Kendim anne olduğum için dümdüz limonata yapınca otomatik anne limonatası oluyor. Köftem anne köftesi örneğin.Kek yapsam o da anne keki olur.Müthiş bir fırsatlar zinciri.Fakat tüm bunların konumuzla hiçbir ilgisi yok ,mevzu tamamen benim çenemle ilgili .Delirmeyi bu şekilde güzel özetleyen, bu şekilde güzel deliren bir kalemden sonrasında iyi mi bir araştırma yazacağımı bilemedigimden arkama arkama sakladım sopamı.Kocaman da gülümsüyorum hatta fakat yok oldukca dev gibi değil oldukca kocamandan kuşku duyulabilir, hafifçe hafifçe şöyleki belli belirsiz bir tebessüm kafi. Abartmaya ne meraklıyım. Kafamın içinde bir abartma tozu var ve bunu her fırsatta vakalara abarta abarta boca ediyorum.Kafanızın içinde mevzuları olduğundan devasa görmeye yarayan bir büyüteç olduğunuzu düşünün, o şekilde.Ve daha korkuncu insanlarıda aynı etkiyle büyüten.Benimde imtihanım buysa demek…
Doktor teyzeme kısa sürede kalp krizi geçirmişsin haberin yok demiş. Bunun aynısı sinir krizi de ilgilendiriyor olabilir mi sayın hocam?Mesela ben tekli koltukta sükunet içinde kahve içerken içimden içimden deliriyor olabilir miyim?Bence evet .Ayrıca kimse ben asla delirmedim demesin.Hepimiz en azından bir kere delirdik, sonrasında geçti. Mesela bir kere oldukca üzülmüştüm.Kafayı kırmıştım bana ve etrafımdakilere sorarsanız. Şimdi akıllıyım fakat.Geçti bu sebeple. İstirham ederim deli ananızdır.
Akıllandım artık, duruldum. Geçti bizlerden, yaş kemale erdi erecek.Ve yaş kemale erip eriyorken insan geçmişe değil geleceğe odaklanıyor. İleriye…Mesela sırtımda çiçekli viskon elbisemin üstüne geçirdiğim örgü yelekle pencerenin önündeki (tekli) koltukta elimdeki kırışıklıkları izlerken doksan dokuzluk tesbihi çevirerek “Subhanallah” çekeceğim günün hayaliyle yaşıyorum. Arınmışım bu şekilde duvardaki eleğimle kesişiyor hatta kimi zaman konuşuyor,eskileri yad ediyorum.Torunlar gelse de bayat petibörle kendi yaptığım babaanne limonatasından versem.Limonatamın bile kıdem atlamış olduğu bir yaşam ideolojisinden bahsediyorum size. Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz lan torunlarım ! (ʙüşʀᴀ)

Son 48 saat içinde yazarın iki kitabını da okumuş bitirmiş bir insan olarak diyorum ki; ümit ederim daha oldukca yazar. Bizi kendisinden yoksun etmez ve kucak dolusu yazar. Yazmak hususu kelimelere, betimlemelere kaldığında güzel cümleler kurabilene destekle iyi şeyler ortaya çıkabiliyor sadece yazmak hususu bir de zeka ile birleştiği vakit Aylin Balboa nınkiler şeklinde çok önemli kitaplarla buluşabiliyoruz. Daha nicelerine diyorum. Keyifli okumalar, pişman olmayacaksınız. (nigar çetinkılınç)

Evvel kafa dergisi yazılarını beğenerek okuduğum için kitabı okudum sadece asla beğenmedim bu kitabı.Gunluk yaşamdan birkaç şey yaz,iki kelime oyunu yap, toplumsal vakalara ucundan kıyısından dokun geç al sana kitap… (Bibliyoman)


Belki Bir Gün Uçarız PDF indirme linki var mı?


Aylin Balboa – Belki Bir Gün Uçarız kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Belki Bir Gün Uçarız PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Aylin Balboa Kimdir?

1980 senesinde İzmit’te dünyaya geldi. Öğrencilik yıllarını Ankara’da geçirdi. Çeşitli dergilerde yazıları yayımlandı. Halen İstanbul’da yaşıyor. Balık isminde bir köpeği var.

(Yayıneviden)


Aylin Balboa Kitapları – Eserleri

  • Belki Bir Gün Uçarız
  • Ateş Sönene Kadar


Aylin Balboa Alıntıları – Sözleri

  • Kavuşamayacağınızı bildiğiniz özlemekler oldukca çirkin ve silahlı. İnsanın direkt canına nişan alıyor. (Belki Bir Gün Uçarız)
  • tam olarak ne yaşıyordu bilmiyordum sadece ben kendi hayatımın içinde olmaya alışamıyordum bir türlü. Sanki biri tarafınca oraya kapatılmış, rehin alınmış şeklinde hissediyordum. Bir taraftan da düzgüsel bu diyordum, başka düzgüsel bilmiyordum. Bildiğim başka şeyler vardı. Bildiğimi sandığım bazı şeyler. (Ateş Sönene Kadar)
  • Ancak beklemek karşılaşmaktan bile fena. Beklerken bir heykele dönüşecek olmaktan korkuyorum. Artık hiçbir şeyi beklemek istemiyorum. (Ateş Sönene Kadar)
  • …dayak yediği kocasını hâlâ özleyen bir bayan istemiyordum ben evimde. Dayak yediği kocasını bıçaklayan Perihan’ı istiyordum… (Ateş Sönene Kadar)
  • Komik şeyler düşünmeye çalıştım. Düşününce buluyor insan. Güldüm birazcık işte. Kendi kendine gülenlere deli diyenler insan değiller. Belki de insandırlar, güvenli değilim. Ama gülmeyen insanlardan oldukca korkuyorum. “Hayata katlanamadığımız için espri yapıyoruz” demiş… Kim demiş? Önemli değil, doğru demiş sonunda. Bu yüzden mi bu kadar gülüyorum yoksa güldüğüm için mi bu yüze varıyorum kuşkuluyum. (Belki Bir Gün Uçarız)
  • Bi vakit sonrasında elimi açtığımda Allaha söyleyecek hiçbir şeyim olmadığını fark ettim. Bekledim, kendimi zorladım, fakat tek kelime alamadım ağzımdan. (Ateş Sönene Kadar)
  • “Yokluğun varlıktan daha oldukca yer kapladığı zamanlar var, bildiniz mi? Bir gün illa bilirsiniz.” (Belki Bir Gün Uçarız)
  • “Bırak ne halleri varsa görsünler,” dediler bizim için. “Âmin,” dedim içimden. Tek istediğimiz buydu aslına bakarsanız, bırakılmak ve ne halimiz var ise görmek.” (Ateş Sönene Kadar)
  • Nasıl diyorlarsa, o şekilde yaşamak zorundaydım. Sanki onların evladı değildim de , görevleri onların evladı olmak olan biriydim. Babam yaşamış olduğu sürece benimle oldukca muhattap olmadı. (Ateş Sönene Kadar)
  • Her nereden çıkıp gelecekse, artık gelecek o gelecek, hissediyorum. (Ateş Sönene Kadar)
  • Gelecek beni bekliyor, ben de aslına bakarsanız son gücümle her yerde onu arıyorum. (Ateş Sönene Kadar)
  • Hiç eğer olmazsa beni denize çıkaracak bir yol arıyorum, bir yol buluyorum. Bulduğumu sanıyorum en azından. Hayatım hep bir yol aramakla, sonrasında bir yol bulduğumu sanmakla geçiyor. Yolların bir kurtuluşa çıkmadığını uzun süredir biliyorum. Bu yüzden işte, asla eğer olmazsa denize çıksın. (Ateş Sönene Kadar)
  • Ben yoruldum.
    Genel yoruldum, bu şekilde topyekün yoruldum..’ (Belki Bir Gün Uçarız)
  • Bizim bir Fatma teyze vardı, hafiften terelelli. Kulakları duymazdı. Ne vakit yola çıkacak olsam beni görürdü. İnsanlar genel anlamda beni gideceğim zamanlarda görür. “Yine mi gidiyorsun kafir?” derdi. Yine gidiyorum Fatma teyze. Bu sebeple ben giderim. Yine olsun gene giderim. Başka türlüsünü bilmiyorum. (Belki Bir Gün Uçarız)
  • “Bu sebeple bilirsiniz, takvimlere bakarak belirleme edilen vakit yalnız buz şeklinde bir matematiktir. Oysa özlemekler sayılmaz. Özlemekler bilhassa yalnız kaldığınızda gelir suratınıza kürekle vurur.” (Belki Bir Gün Uçarız)
  • Kafam her geçen gün daha da karışıyordu. Bu kafa karışıklıklarım da beni cehenneme götürecekti, işte olacağı buydu. Allah yanlış meydana getiren kullarını yakıyordu ve içimden bir ses bana geceleri uyumudan ilkin, ne olursa olsun yanlış yapmasam bile kurtulamayacağımı, bu sebeple benim aslına bakarsanız doğuştan yanlış bir kul olduğumu fısıldıyordu. (Ateş Sönene Kadar)
  • Sonra işte oldukca özledim. Özlemekten kalbim ağrıdı. Kavuşamayacağınızı bildiğiniz özlemekler oldukca çirkin ve silahlı. İnsanın direkt canına nişan alıyor. (Belki Bir Gün Uçarız)
  • Oysa bir şey anmamak, onu unuttuğumuzu göstermiyor. (Belki Bir Gün Uçarız)
  • Sohbetin katlanılırlık oranı her geçen dakika düşüyordu. (Belki Bir Gün Uçarız)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş