Eğitim

“Ben” Nesli – Jean M. Twenge Kitap özeti, konusu ve incelemesi

“Ben” Nesli – Jean M. Twenge Kitap özeti, konusu ve incelemesi

“Ben” Nesli kimin eseri? “Ben” Nesli kitabının yazarı kimdir? “Ben” Nesli konusu ve anafikri nedir? “Ben” Nesli kitabı ne konu alıyor? “Ben” Nesli PDF indirme linki var mı? “Ben” Nesli kitabının yazarı Jean M. Twenge kimdir? İşte “Ben” Nesli kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Jean M. Twenge

Çevirmen: Esra Öztürk

Orijinal Adı: Generation Me

Yayın Evi: Kaknüs Yayınları

İSBN: 9789752562080

Sayfa Sayısı: 384


“Ben” Nesli Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yazdıklarıyla hep manşet olan psikolog ve cemiyet yorumcu Dr. Jean M. Twenge, 1970, 1980 ve 1990’larda doğan ‘Ben Nesli’ mensubu gençlerin hoşgörülü, özgüvenli, açık fikirli ve aşırı istekli fakat bir o denli da sinik, depresif, yalnız ve kaygılı bulunduğunu, kışkırtıcı bir kitapla ortaya koyuyor.

Kendisi de bir Ben Nesli mensubu olan Dr. Twenge, bugüne dek yapılmış en geniş çaplı nesiller arası araştırmada, 60 senelik bir süreç içinde yaşamış 1.3 milyon kişiyi mercek altına yatırarak bugünün gençlerinin ayırıcı özelliklerini tespit etti. Bulduğu şok edici gerçekler içinde, cinsel davranışlarda trajik farklılıklar ile gelecek günlerin bu nesil için iyi mi olacağına dair tartışmalı öngörüler de var. Twenge’nin gerçek kişiler hakkında anlattığı esprili olmasıyla birlikte şaşırtıcı hikayeler Ben Nesli’nin hayallerini, hayal kırıklıklarını ve savaşım etmesi ihtiyaç duyulan zorlukları ortaya koyuyor.

‘Ben Nesli’, gençliğin genel karakterini büyük seviyede değiştirerek günümüz toplumunda kişi olma terimine bambaşka bir görüş açısı getirdi. Bir yanda bu neslin iddialı ben-merkezciliği, öteki yanda ise rekabet içindeki dünya pazarları, yüzyılımızın başlıca meselelerinden birini oluşturmaktadır. Tartışmalı, keyifli ve çözüm önerici kitap, bundan önceki nesle evlatları hakkında düşünce vermekle kalmayıp 10’lu, 20’li ve 30’lu yaşlardakilerin kendilerini daha iyi anlamalarına da destek oluyor. İşte kitabından bir alıntı:

Günümüzde oldukça azca insan ‘muhteşem’ yaşam’ amacına ulaşabiliyor. İnsanların bir çok, endişeli ve depresif. Martin Seligman, ‘Sanki bir salak çıkmış da düzgüsel insan olmanın çıtasını yükseltmiş şeklinde’ diye yazıyor. Ben Nesli’nin yükselen beklentilerinin kökeni, kendine odaklanmaya dayanıyor. Yaşamımız süresince kulağımıza oldukça hususi olduğumuz fısıldandı, varlıklı ve meşhur olmayı hak ediyoruz. Ayrıca iş ve aşk şeklinde yaşamın her alanında doygunluk olmayı bekliyoruz. Oysa hepimiz görkemli evlerde yaşamıyor, bir çok kişinin işi, ekonomik zorluklar yüzünden coşku verici değil. Muhteşem bir insanla evlenebilirsiniz fakat o, daima sizin ruh ikiziniz olmayacaktır. Bireysel arzularımıza fazlasıyla odaklanıyor fakat içimizde büyük bir boşluk hissediyoruz ve bu durum genel anlamda depresyonla sonuçlanıyor.

Ancak tatminsizliğimizi bir tek bireyciliği suçlayarak açıklayamayız.

Depresyon bir tek yaşamdan oldukça şey beklediğimiz için değil, bununla birlikte yaşam şartları zor ve yaşam oldukça pahalı olduğundan gerçekleşiyor. Bir şeyin en azına bile ulaşmanın oldukça zor olduğu bu devirde, Ben Nesli, hep daha fazlasını istiyor. Filmler, ihtişamlı meslekleri olan kişilerle dolu, sadece iyi bir üniversiteye girmek günden güne zorlaşıyor. Küçücük evler bile insanların alım enerjisini zorlarken, diziler köşklerde çekiliyor. Sanki biri bizimle dalga geçiyor. Zengin olacağımızı umarak yetiştiriliyoruz fakat cebimizdeki para, fena bir apartman dairesinin kirasını ödemeye bile yetmiyor.


“Ben” Nesli Alıntıları – Sözleri

  • “Sadece küresel ısınma nedeniyle buz dağları erimiyor, gözlerimizin önünde tüm insanî değerler de eriyip gidiyor. Anlaşılan şu ki, eğer âcil tedbirler alamazsak gittikçe yalnızlaşan, aşırı bencil/narsist, zevkperest/hedonist, kaygılı, öfke ve nefret dolu bir insanlığa doğru doludizgin gidiyoruz. Bu çocuklar evlenmeyecek, aile kurmayacak, istikrarlı bir şekilde çalışmayacak ve meydanın kendilerine sunduğu hayalî değerlerle yetinecekler. Tüm dünya sessizce ama kesin bir şekilde, bir ‘açık hava tımarhanesi’ne dönüşüyor.”
  • “Sadece küresel ısınma nedeniyle buz dağları erimiyor, gözlerimizin önünde tüm insanî değerler de eriyip gidiyor. Anlaşılan şu ki, eğer âcil tedbirler alamazsak gittikçe yalnızlaşan, aşırı bencil/narsist, zevkperest/hedonist, kaygılı, öfke ve nefret dolu bir insanlığa doğru doludizgin gidiyoruz. Bu çocuklar evlenmeyecek, aile kurmayacak, istikrarlı bir şekilde çalışmayacak ve meydanın kendilerine sunduğu hayalî değerlerle yetinecekler. Tüm dünya sessizce ama kesin bir şekilde, bir ‘açık hava tımarhanesi’ne dönüşüyor.”
  • Aşk ve zaman kaybı içinde ince, oldukça ince bir çizgi var.
  • Artık öğrencilerden hiçbir şey öğrenmesini beklemiyoruz. Öğrencilerden tek beklenen şey kendilerini iyi hissetmeleri…


“Ben” Nesli İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Eğer kitap bu isim ve kapakla çıkmamış olsaydı inanırım daha oldukça okuyucuya ulaşırdı. Son zamanlarda okuduğum en iyi “insanlığın geldiği nokta” ana temaları kitaplarından biri. 2000-2005 yılları aralığında yazılmış olması ben de acil güncellenmesi gerek ihtiyacı duyurdu. Aynen o şekilde keşke yazar aynı vakaları bir de şimdiki vakit için yine ele alsa. Keyifle okuyacağınızdan inanırım. (nigar çetinkılınç)

Günümüzde liseye giden bir öğrencinin kaygı seviyesi, 1950’li yıllarda kliniğe yatırılan bir hastanın kaygı seviyesine eşdeğer.
Son dönem ergen grubuna dahil gençler dünyanın her yanında benzer ruhsal tavırlar sergiliyor. Oldukça yüksek şişirilmiş bir ego, yaşamın tamamına yayılan ben merkezci yaklaşım, sarsılmaz şeklinde duran bir öz itimat… Ama bunun yanında en minik vakada patlak veren anksiyete krizleri, tahammülsüzlük, depresif bir ruh hali…
İşte kitap buradan hareketle, ruhsal bir yaklaşımla gençlerde görülen bu dilemmayı sebepleri ile ortaya koyarak açıklamaya çaba göstermiş. Eser, bugüne dek yapılmış en kapsamlı araştırmalardan birisine dayanıyor. Akademik perspektiften çıkarak ortaya konan analizler hem çocuk yetiştiren hem de çocuk/ergen psikolojisine ilgi duyanlar için ilgi çekici olacaktır. Kitap da anlatılan konuların toplumsal yaşamı da kapsayacak şekilde hazırlandığını da ek olarak söylemek gerekiyor ki; “Ben nesli” bununla birlikte sosyolojik bir eserdir.
Keyifli okumalar dilerim. (Gökhan)

Gelişmiş Batı ülkeleri ve bu gelişmişlikten etkilenen tüm ülkelerde çokça dile getirilmeyen ağlatısal problemler mevcut. Jean M. Twenge, kendisi de bir Amerikalı olmasına karşın oldukça açık konuşmayı tercih ediyor. ABD’den tüm dünyaya yayılan, tarihte bir benzerinin yaşanmadığı kitlesel yozlaşma sürecini inceleyen Twenge, genç neslin hızla ve şaşırtıcı bir halde dengesini kaybettiğini dile getiriyor. Amerikan kültürünün etkisine maruz kalan toplumlarda atadan ve aileden gelen etik değerlere karşı bir isyan haline vurgu meydana getiren psikolog Twenge, değerlerin yitirilmesinin bedelinin ağır olacağı öngörüsünde bulunuyor. Durumun acı fotoğrafı ise şu: Bulaşıcı hastalık derecesinde yaygın bir narsisizm/enaniyet, hayalî iyimserlik, gittikçe artar oranlarda genel kaygı ve depresyon.
Ben Nesli ABD’de yapılmış, 1,3 milyon genç ile alakalı bilgilere dayanan 12 araştırmanın neticelerini içeriyor. 1970, 1980 ve 1990′lardaki Ben Nesli diye adlandırılan genç insanlara odaklanıyor. Ben Nesli’nin niçin bu kadar özgüvenli ve iddialı fakat bir o denli da depresif ve kaygılı olduğu sorusundan yola çıkıyor ve detaylı araştırma sonuçlardan faydalanarak içinde yaşadığımız çağı fotoğraflıyor. Kitap ara sıra farkına vardığımız, dile getirdiğimiz durumları sağlam kanıtlara dayandırarak karşımıza çıkartıyor. Mesela tamamımız günümüz evlatlarının eski nesillere kıyasla daha çok ruhsal sorun yaşadığının farkındayız. Kitaptaki rakamlar bizlere bunun küçümsenmeyecek bir oranda bulunduğunu söylüyor. Texas’taki Tarrant County’de okul bölgesi raporları, 39 okulun %93′ü anaokulu evlatlarının beş yıl önceki küçüklere kıyasla “daha çok duygusal ve davranışsal bozukluk” sergilediklerini belirtiyor. Yine kitapta bahsedilen araştırma sonuçlarına bakılırsa, 1990′lardaki averaj bir üniversite talebesi, 1950′lerdeki öğrencilerin %85′inden, 1970′lerdeki öğrencilerin %71′inden daha endişeli. Yaşları 9′a kadar inen evlatların endişeli olma hali, 1950′li yıllarda yaşamış küçüklere kıyasla devasa yükseklikte. 1980′lerdeki düzgüsel okul evlatları 1950′lerdeki çocuk psikiyatrisi hastalarından daha yüksek oranda endişeye haiz. 2001′de meydana getirilen bir ankette, gençlerin %75′i kimi zaman sinirli ve gerilmiş bulunduğunu, bu oranın yarısı kadar genç de daima bu şekilde bulunduğunu söylemiş. 2001′de her üç üniversite öğrencisinden biri, devamlı bunaldığını ifade etmiş. Bu oran, 1980′dekinin tam iki katı.
Kitapta odaklanılan Ben Nesli dünyanın merkezine kendisini yerleştiren bir nesil. Toplum kuralları yeni nesil için anlamını yitiriyor, fedakarlık şeklinde değerler yerine “kendisi olmak” kişi için en mühim kıymet haline geliyor. Medya vesilesiyle çocuklar sık sık “kendin ol, başkalarının ne düşündüğünü önemseme, bu senin hayatın” mesajlarını alıyorlar. Kitap “kurallara uymayın, neyle mutlu oluyorsanız onu yapın.” mesajı veren bir oldukça filme örnekler veriyor. Bunlar verilen mesajların bilincinde olmadan hepimizin beğenerek izlediği filmler.
Gençler için yaşam artık bir “kişisel ifade biçimi” halini alıyor. Giyinirken, yerken, gezerken, evlenirken bile değişik olmak, kendilerini ifade etmek istiyorlar. Bir kendini ifade biçimi olarak güzel duyu ameliyatlar ve piercing, dövme yaptırma yaygınlaşıyor. İnanç sistemleri de kişiselleşiyor. Kurumsallaşmış dine inanç zayıflıyor, cemaat ve derneklere katılım azalıyor.
Artık kendin olmak, kendini olduğu şeklinde ifade etmek, her şeyi açığa vurmak moda. Kitap, seyrettiğimiz pek oldukça dizi ve filmden bunun örneklerini sunuyor. Gençlik dizisi O.C’nin bir bölümünde 16 yaşındaki Seth, babası “Sözlerine dikkat et. Kibar olmaya çalışıyorum, beni anlamayı denemelisin.” söylediğinde şu cevabı veriyor: “Hayır teşekkürler. Dürüst olmayı tercih ederim.”
Kitaptaki araştırma sonuçlarına bakarsak, Ben Neslinin öz saygısı doruğa ulaşmış durumda. 1990′larda averaj bir çocuk, Ben Nesli öncesi son vakit dilimi olan 1979′daki evlatların %73ünden fazla özsaygıya haiz.
1950′lerin başlangıcında 14-16 yaşlarındaki ergenlerin bir tek %12′si “Ben önemli bir insanım.” fikrine katılmış. 1980′lerde ise ergenlerin %80′i mühim olduklarını iddia etmişler. Peki tüm bu sonuçlara karşın niçin gençler içinde yaygınlaşan saldırganlıkla ve türlü ruhsal rahatsızlıkla uğraşıyoruz! İçi boş bir öz saygı narsizmi tetikliyor olabilir mi! Öz saygı sandığımız kadar iyi bir şey mi!
Gençlere her şeyi yapabilecekleri, hayallerinin peşinden koşmaları vaaz ediliyor. Ancak bu hepimiz için mümkün mü! Üniversite hazırlık öğrencileri, %98′lik bir çoğunlukla “Bir gün olmak istediğim yere geleceğim” sözüne katılmış. Beklentiler sınırsız sadece yaşam şartlarının bu beklentilerin gerçekleşmesine izin vermediği bir dünyada gençleri hayal kırıklıkları bekliyor şeklinde görünüyor.
Kendini keşfetmek,sevmek, mutlu etmek, başkalarına bağımlı olmamak mühim hale gelmiş durumda. Ancak giderek yalnızlaşan ve kendi başlarına kalan gençler kendilerini ne kadar sevebilir! (Bahar Okuyor…)


“Ben” Nesli PDF indirme linki var mı?


Jean M. Twenge – “Ben” Nesli kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de “Ben” Nesli PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jean M. Twenge Kimdir?

Yazar San Diego Eyalet Üniversitesinde Psikoloji bölümünde vazife almaktadır.


Jean M. Twenge Kitapları – Eserleri

  • “Ben” Nesli
  • Asrın Vebası: Narsisizm İlleti
  • İ-Nesli
  • Gecikmiş Anne Adayı İçin Hamile Kalma Kılavuzu


Jean M. Twenge Alıntıları – Sözleri

  • Sosyal medya bununla birlikte kızların daha oldukça başvurduğu sözlü sertlik için de benzeri olmayan bir vasıta. (İ-Nesli)
  • Bir insanoğlunun sıcaklığını yanında hissetme ile karşılaştırıldığında, elektronik yazışma, nefes bir gölgeden ibaret. (İ-Nesli)
  • Hayır deyin ve kesin olun.çocuğunuza hayır demenizde yanlış bir taraf yoktur.Ama bun da kesin olmak zorundasınız.Hayır derseniz ve evladınız mızmızlanıp haykırdıktan sonrasında pes ederseniz ,çocuğunuza yalnızca mizmizlanmanin ve haykirmanin etkili oldugunu öğretmiş olmuş olursunuz. (Asrın Vebası: Narsisizm İlleti)
  • Narsisizm, fizyolojik bir hastalıktan oldukça psiko-kültürel bir rahatsızlıktır. (Asrın Vebası: Narsisizm İlleti)
  • sanal dünyada insanoğlu, gerçek yaşamlarındakinden daha iyi kimlikler seçme eğilimindeler. (Asrın Vebası: Narsisizm İlleti)
  • Bir numara değiliz fakat bir numara olduğumuzu sanmakta bir numarayız. (Asrın Vebası: Narsisizm İlleti)
  • Haley, lisenin duygusal bir ilişki için, hele cinsellik için oldukça erken bulunduğunu düşünüyor. Düşüncelerini desteklemek için de bilimsel araştırmalardan dem vuruyor: “Cinsel ilişki sırasında oksitosin salgılanıyor, o zaman da insan hoşlanmadığı bir insanla bile duygusal bağ kuruyor” diyor. “Bence birisine duygusal açıdan bağlanmak tehlikeli, özellikle de o yaşta beyin daha gelişirken.” (İ-Nesli)
  • Gençlerin “hoşuna gidiyorsa yap gitsin” ve “kendine inan” şeklinde çarpıcı sözleri duyduğu bir toplumda din neredeyse kültür karşıtı görünüyor. (İ-Nesli)
  • “Sadece küresel ısınma nedeniyle buz dağları erimiyor, gözlerimizin önünde tüm insanî değerler de eriyip gidiyor. Anlaşılan şu ki, eğer âcil tedbirler alamazsak gittikçe yalnızlaşan, aşırı bencil/narsist, zevkperest/hedonist, kaygılı, öfke ve nefret dolu bir insanlığa doğru doludizgin gidiyoruz. Bu çocuklar evlenmeyecek, aile kurmayacak, istikrarlı bir şekilde çalışmayacak ve meydanın kendilerine sunduğu hayalî değerlerle yetinecekler. Tüm dünya sessizce ama kesin bir şekilde, bir ‘açık hava tımarhanesi’ne dönüşüyor.” (“Ben” Nesli)
  • Bugünün kültürü, herkesi ıslatacak kadar şiddetli yağıyor! (Asrın Vebası: Narsisizm İlleti)
  • “Sadece küresel ısınma nedeniyle buz dağları erimiyor, gözlerimizin önünde tüm insanî değerler de eriyip gidiyor. Anlaşılan şu ki, eğer âcil tedbirler alamazsak gittikçe yalnızlaşan, aşırı bencil/narsist, zevkperest/hedonist, kaygılı, öfke ve nefret dolu bir insanlığa doğru doludizgin gidiyoruz. Bu çocuklar evlenmeyecek, aile kurmayacak, istikrarlı bir şekilde çalışmayacak ve meydanın kendilerine sunduğu hayalî değerlerle yetinecekler. Tüm dünya sessizce ama kesin bir şekilde, bir ‘açık hava tımarhanesi’ne dönüşüyor.” (“Ben” Nesli)
  • Başkalarına yardım etmenin mühim bulunduğunu söylüyorlar fakat bu yardımı bizzat sağlamaları icap ettiğini düşünmüyorlar. (İ-Nesli)
  • İ-Nesli, otomobil koltuklarında büyüdü; biri gelip okullarından aldı onları, eve tek başlarına gelmediler; oyun bahçeleri hijyenik plastiktendi. Oturdukları mahallede rahat rahat gezinen X-neslinin yerini, her an nezaret altındaki İ-nesli aldı. (İ-Nesli)
  • Tipik bir narsistle, yalnızca öz saygısı yüksek olan biri arasındaki başlıca fark şudur: Öz saygısı yüksek olan ve narsist olmayan şahıs, ilişkilere kıymet verir fakat narsist vermez. (Asrın Vebası: Narsisizm İlleti)
  • Tipik bir narsistle, yalnızca öz saygısı yüksek olan biri arasındaki başlıca fark şudur: Öz saygısı yüksek olan ve narsist olmayan şahıs, ilişkilere kıymet verir fakat narsist vermez. Sonuç; özünde dengesiz bir kişilik ve heybetli, şişirilmiş bir kişilik bilinci ile başkalarıyla derin ilişkiler kurma yoksunluğudur. (Asrın Vebası: Narsisizm İlleti)
  • Sosyal medyadaki gönderilerde mutlu anlamış olur öne çıkıyor, kederli anlamış olur nadir rastlanıyor: selfielerde hepimiz gülüyor, ördek yüzü yapmadıkları vakit doğal. (İ-Nesli)
  • Artık öğrencilerden hiçbir şey öğrenmesini beklemiyoruz. Öğrencilerden tek beklenen şey kendilerini iyi hissetmeleri… (“Ben” Nesli)
  • Aşk ve zaman kaybı içinde ince, oldukça ince bir çizgi var. (“Ben” Nesli)
  • Yine narsisizmi hızlandıran bir öteki unsur ise web kullanımı. “Blog”lar, YouTube ve MySpace şeklinde uygulamalar bir tür “bana benim alanımdan bak” mantığı güden “benim alanım nesli/ MySpace generation” oluşturuyor. Bu mantık; “devamlı eğlenmeliyim”, “haiz olduğunla böbürlen”, “tüketmek başarı anlama gelir”, mutluluk söylediğin şey cinsellikte yatar” fikir ve davranış tarzlarını getiriyor. İnternet üstünden kurulan sanal ilişkiler; gerçek, samimi, karşılıklı özveri üstüne oturması ihtiyaç duyulan derin ilişkileri sığlaştırıyor, sahteleştiriyor. Bunun ağır bedeli ise çokluk içinde yalnızlık. (Asrın Vebası: Narsisizm İlleti)
  • İ-Nesli internette oldukça mutlu görünüyor, Snapchat’te gülünç yüzler yapıyor, Instagram’daki fotoğraflarında hep gülümsüyorlar fakat birazcık derine bakınca gerçek o denli da iç rahatlatıcı görünmüyor. (İ-Nesli)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş