Eğitim

Ben Ozzy – Ozzy Osbourne Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ben Ozzy – Ozzy Osbourne Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ben Ozzy kimin eseri? Ben Ozzy kitabının yazarı kimdir? Ben Ozzy konusu ve anafikri nedir? Ben Ozzy kitabı ne konu alıyor? Ben Ozzy PDF indirme linki var mı? Ben Ozzy kitabının yazarı Ozzy Osbourne kimdir? İşte Ben Ozzy kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ozzy Osbourne

Çevirmen: Köksal Gülerkaya

Orijinal Adı: I am Ozzy

Yayın Evi: Pegasus Yayınları

İSBN: 9786054263950

Sayfa Sayısı: 496


Ben Ozzy Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

HEAVY METAL TARİHİNE DAMGASINI VURMUŞ EFSANEVİ OZZY OSBOURNE’UN SIRA DIŞI HAYAT HİKÂYESİNİ İLK KEZ KALEME ALDIĞI KİTAP!

Babam daima, bigün büyük bir şey yapacağımı söylerdi.

“İçimde bir his var, John Osbourne,” derdi birkaç biranın arkasından.

“Ya olağanüstü bir şey yapacaksın ya da hapse gireceksin.”

Ve benim yaşlanmış haklı çıktı.

On sekizinci yaş günümden ilkin hapse girdim.

İnsanlar bana hâlâ iyi mi hayatta olduğumu soruyorlar, bense ne diyeceğimi bilemiyorum. Büyüdüğüm sırada, beni mahalenin öteki çocuklarıyla beraber bir duvarın önüne dizseniz ve hangimizin altmış yaşına kadar yaşayacağını, hangimizin beş evladı, dört torunu, California ve Buckinghamshire’da evleri olacağını sorsanız, bahsi kesinlikle kendi üzerime oynamazdım. Ama işte buradayım: Kendi hikâyemi, kendi sözcüklerimle anlatmaya hazırım, ilk kez.

Hayatımın her günü bir vakaydı. Otuz yıl süresince tehlikeli miktarlarda alkol ve uyuşturucu aldım. Kafama inen bir uçaktan, kendimi öldürmeye kafi gelecek aşırı dozlardan, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan ve bir katliam suçlamasından kurtuldum. Tüm bunların arkasından neredeyse ölüyordum: Saatte üç kilometre hızla giden bir arazi aracı yüzünden.

Okuyacaklarınızın bir çok pek hoş olmayacak. Yaşamım içinde bazı fena şeyler yaptım. Daima karanlık tarafa doğru çekildim. Ama ben şeytan değilim. Sadece Aston’daki işçi bir aileden gelen ve daha iyi bir yaşam sürmek için fabrikadaki işini bırakan John Osbourne’um.


Ben Ozzy Alıntıları – Sözleri

  • Birinden nefret etmenin ne faydası VAR?
    benimki olmadan da dünyada yeterince nefret var aslına bakarsanız. En azından ben kendiminkinden bir tane şarkı çıkardım.
  • Bob Marley ile tanışma fırsatı yakaladık… Esrar dumanından başı görünmüyordu. Şimdiye dek gördüğüm en büyük en kalınca gizemli sigarayı içiyordu. Canlı söylemesi imkansız, canlı söylemesi imkansız, asla kimse kafası bu kadar iyiyken canlı performans sergileyemez diye düşünüp duruyordum. Ama hayır performansı canlı sergiledi. Hemde kusursuzca.
  • Ben mi? Ben hala palyaçoydum. Deli herifin. Herşeyi hayata geçirmeye cesareti olan boş boğazın tekiydim.
  • En iyi şarkıların kaderi hep budur;asla çabalamasanız bile onlar kendiliğinden çıkıp gelirler. Paranoid’in özelliği hiçbir kategoriye sokulmamasıdır;daha punk buluş edilmeden seneler ilkin bir Punk şarkısı gibiydi…
  • 13 şubat 1970 cuma günü Black Sabbath satışa çıktı
    Kendimi yeni dünyaya gelen şeklinde hissediyordum
    Ama eleştirmenler albümden nefret etti
  • Mezar taşımda yazacaklar mevzusunda da kendimi kandırmıyorum.
    Gözümü kapattığımda önümde canlanıyor.
    Ozzy Osbourne, doğum 1948
    Bir ara öldü
    Bir yarasının kafasını ısırıp kopardı.
  • Konser muhteşem gidiyordu. Tanrısal el asla problem çıkarmadan çalışmıştı. Cüceyi de asmıştık.
    Sonra seyircilerin arasından sahneye bir yarasa fırlatıldı
    Onu kesinlikle oyuncak sandım.
    Randy solosunu atarken ağzımı araladım Kalabalık iyice çıldırmıştı.
    Ve sahnede lastik bir oyuncak olduğunda ne yapıyorsak onu yaptım
    ISIRDIM.
  • Benim yerimi alsın diye tuttukları, daha ilkin Rainbowla çalışan Ronnie James Dio adlı herif hakkında söyleyecek fena bir lafım yok. O görkemli bir müzisyen. Kaldı ki ne o ben, ne de ben oyum. Bu yüzden keşke gruba Black Sabbath 2 adını koysalardı diyorum.
  • Mötley Crüe’ya dair en komik şey de hanım şeklinde giyinip hayvan şeklinde yaşamalarıydı. Bu benim için bile bir eğitimi…
  • First Lady ardında George Bush’la içeri girdi. Podyuma vardığında Bush’un söylediği ilk şey “Laura ve ben bu gece burada olmaktan onur duyuyoruz…Bu gece ne kadar mükemmel bir kitlemiz var kuvvetli borsacılar, ünlüler, Hollywood yıldızları… Ve Ozzy… Çoktan kafayı bulmuştum bu yüzden ismimi duyunca sarhoş bir göt herif şeklinde masanın üzerine zıpladım ve yeeeeaaahhh diye bağırdım. Ortam buz şeklinde oldu.


Ben Ozzy İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Biraz Benden, Biraz Ozzy’den…m/: 2019 Senesinde okuduğum en iyi üç kitabından birisi kesinlikle “Ben Ozzy”dir. Kitabı okurken Ozzy’nin hala iyi mi hayatta olduğuna şaşırıyorum. Sınırları zorlamanın ötesinde sınırları zorlamak, akla hayale gelmeyecek şeyleri yapmış olup, aynı şekilde bunlara maruz kalmak. Akıl ve mantığın birleştiği noktada Ozzy Osbourne’a ulaşmanın imkanı yoktur. Mantıksız ne var ise, evet kesinlikle orada bir şeyler olmuş ve taşın altından o çıkmıştır…
Geçen aylarda Mutley Cure belgeselini izlerken, bir bölümde Ozzy’de canlandırılmıştı. Tabi ben bunu belgeselde izleyince abartısı vardır demiştim, kendi ağzından okuyunca şüphem kalmadı. Bana deseler ki, dünyanın en değişik, en saçma sapan işlere bulaşan grubu hangisidir deseler, ne kilise yakanları, ne vandallık yapanları işaret ederim. Net olarak bir numaraya Mutley Cure’ü yazarım. Belgeseli izlediğimde yine anlamıştım ki, insanların bir sınırı yok. Hele ki sonsuz bir güç verilirse asla yok. Bu güç doğal olarak ki para.
Şimdi birazcık geçmişe dönelim ve ben Metal müzikle iyi mi tanıştım onu anlatayım. Daha sonrasında kitaba gireceğim fakat birkaç anıdan ne zarar gelebilir?
Abim benden 10 yaş büyük. Onun döneminde Metal müzik yeni yeni devletimizde ortaya çıkıyordu. Tabi ki dünya bu müzik türünü çoktan öğrenmişti fakat ülkemiz yeni yeni alışıyordu. Bizimkiler daha oldukça Anadolucu Rockçıydı… Bilhassa 60’ların tesiri sonraki yıllarda hissedilmişti devletimizde. 60’lar diyince aklınıza Beatles gelmesi gerekir, hem İngiltere hem de Amerika’nın, sonrasında ise dünyayı değiştirmişlerdir desek yalan olmaz.
İlk okul zamanlarım. Beşinci sınıfa gidiyorum. Abimin kendi yapmış olduğu bir müzik seti var. Amfisi ayrı, kaset çaları ayrı, hoparlörler ayrı. Setin üstünde Slayer, Metallica, Nirvana, Iron Maiden şeklinde grupların adlarının yazdığı yamalar var, yapıştırılmış. Hepsi özenle kesilmiş ve yerleştirilmiş. O amfi o denli kuvvetliydi ki, hoparlörlerden çıkan ses 10 Bloklu siteyi inletirdi. Pencere devamlı açıktır ve dışarıdaysanız parasız konsere hoş gelmişsinizdir.
Arada sırada kurcaladığım için, denk gelen kaseti dinlerdim. Bir gün doldurulmuş bir kaset gördüm ve teybe taktım. Üstünde elle yazılmış grup adları vardı. Neyse kim bilir kimlerdir, ne bileyim ben, taktım, oynat tuşuna bastım, ses çıkmadı. Sağına soluna baktım, on/off yazan tuşu gördüm. Lanet olsun, resmen bir rüzgar esti sesle beraber kafayı yiyecektim. Hızlıca durdurdum, hoparlörün sesini kıstım, yine oynata bastım. İlk olarak kimi dinledim, ne dinledim hatırlamıyorum, tek hatırladığım şey Nirvana adıydı. Daha sonrasında bunu ara sıra hayata geçirmeye başladım ve yavaş yavaş dinliyordum. Ama bu uzun sürmedi, çocuğum sonuçta, dışarıda top koşturmam, Atari oynamam ve canım ne isterse onu yapmam gerekiyordu. Sabah evden çıkar, gece dönerdim. Bizim çocukluğumuz online değil, yan yana arkadaşlarımızla oyun oynayarak geçti. Atari’nin oldukça sağlam bir modeli vardı ve oyunlarım oldukça güzeldi. Arkadaşlarımla eve gelir ve oynardık. Saatlerce oynardık, isterseniz 4k isterseniz 8k görüntüyü önüme getirin, ben o 8 bitlik müzik eşliğinde, çözünürlüğü çok kötü diyeceğiniz oyunları seçerim. Tadı ayrıdır!
Neyse, o dönem o şekilde geçti. Tabi ben yavaş yavaş Türkçe olmak suretiyle Rock müzik dinlemeye başladım. Bunların içinde Barış Manço, Cem Karaca (O insanın şapkasından korkardım, niye bilmiyorum fakat korkulu gelirdi o zamanlar. Dinlerdim fakat izlemezdim.) Erkin Koray, hemen sonra Müzik türü seçmiyorsun doğal olarak, o düşüncede değilsin zira, Grup Vitamin, Ayna, Haluk Levent, Hasret Tekin, Yaşar Kurt, Kıraç ( o zamanlar TRT’de askerlere çalıyordu galiba.) MFÖ, Haramiler, Bulutsuzluk Özlemi, Athena, Üç Hürel… bunların içinde adını hatırlamadığım birçok saçma sapan isimde vardır. Çoğunun kaseti evimizde vardı, artık yoklar annem atmış, üzücü… Kurban oldukça değişik gelirdi örneğin. Pop müzikten Gülben Ergen bile dinlemiş olabilirim, ne var bunda önümüze gelmiş, çocuğuz ve devamlı ekranda Hülya ile o var, Televole dönemleri. Kim Bunlar diye bir grup vardı. Süheyl ve Behzat Uygur’un o değişik programına çıkmışlardı, ertesi gün abimlere kasetlerini aldırdım. Kaç kez dinledim bilmiyorum. Dağlar Kızı Reyhan’ı coverlamışlardı oldukça güzeldi bence. Diğer parçaları da güzeldi.
Dağlar Kızı Reyhan demişken, Black Sabbath – N.I.B parçasının 40’ıncı saniyesinden sonrasına bakarsanız, Dağlar Kızı Reyhan’a ulaşabilirsiniz. Kim kimden yürütmüştür, azca buçuk tahmin edersiniz bence. Dinleyin, latife yapmadığımı anlarsınız. https://www.youtube.com/watch?v=vwLQw_95hX0
Şaşıran oldukça insan bulunduğunu biliyorum fakat ben bunu seneler ilkin kendim dinlerken fark ettiğim için mutluyum. En azından günlük saçmalıkların komiklik olsun diye paylaşılmış olduğu saçma bir tweet’ten öğrenmedim.
Abimler demişken… O zamanlar sanırım Metallica’nın beyaz tişörtü moda etmiş olduğu zamanlar. Ben yanlış hatırlamıyorsam, Load ya da Reload albümü olmalı. Siyahları kaldırıp, beyazlara geçmişlerdi. Bir nevi değişim sanırım. Abimlerde yırtık Jean pantolonlar, kendilerinin bizzat almış olduğu ve pantolona işlediği yamalar, kolları yırtılıp yelek haline getirilmiş kot ceketler, arkasında dev gibi bir Guns’N Roses amblemi, her yerde grup yamaları. Bu tür şeylere bugün kolayca ulaşabilirsiniz fakat o zamanlar ulaşamazdınız. Kendiniz yapmanız ve hayal gücünüzü kullanmanız gerekirdi. Baskılı tişört istiyorsan, gidip bastırırdın. Bunlar için mekanlar vardı ve her yerde ütü vardı, oldukça iyi hatırlıyorum. İstediğin yamayı tişörte basıyorlardı. Her şey manuel olduğundan, şimdiki dandik işlerden değildi, baskı o şekilde çabucak gitmezdi. Senelerce o baskı yerinde dururdu. Ayakkabı seçimi domuz burnu çizmeler. Kovboy botu’da diyebiliriz. Tabi ki her yeri metal işlemeli. El yapımı. Yaşadığımız yerde bu tarz şeyleri icra eden beş kişiydiler, onlarda aslına bakarsanız arkadaştı. Birlikte kavga eder, beraber müzik dinler, beraber gezerlerdi.
O zamanlar Kadıköy bir numaraydı metalciler için. Bilhassa Akmar baya bir ünlenmişti. Basında devamlı Satanistler olarak lanse ediliyor ve kedi kestikleri sanılıyordu. Halbuki zır bilgisiz medya ile zır bilgisiz toplumun saçmalamasından ibaretti. Günümüzde dahi devletimizde Satanist bulunduğunu iddia eden falan var ise hayal görüyor, ya da hayalden çıkamamış bir şeyleri öykünmek etmeye çalışıyordur. O zamanlar böyle bir durum yoktu, tamamen özentilerin yapmış olduğu birkaç saçmalığa ulaşırsınız o denli. Polis toplayıp götürürdü bu tarz şeyleri, sonrasında mevzuya hakim olmadıkları için ertesi gün özgür bırakılırlardı. Sadece getirdikleri için tutarlardı o denli.
Kısacası daha da uzatmayayım anıları. Seneler geçtikçe Metal müzikle aram oldukça iyi oldu, Rock değil Metal müzik. Daha sonrasında tüm hepsini dinlemeye başladım, sonrasında İskandinav grupları keşfettim. Bilhassa Türkiye’nin en büyük mp3 forumlarında yöneticilik yaptığım sıralarda, keşfedip paylaştığımız grubun ve şarkının haddi hesabı yoktu. Bulurduk, yüklerdik, paylaşırdık. Binlerce kişiye ulaşırdı bu müzikler, oldukça keyif aldığım dönemlerdi. Ne YouTube, ne WP var. Paylaşım yeri Upload ettiğin sitelerdi. Winamp üstünden radyo yayını da yaptım. Mirc bilmez bir çok insan, oradaki insanlara radyo yayını yapıyordum. Bu yayınları yaparken 56K modem vardı, sonrasında yaşamımıza ADSL girdi, 128 Mb, sonrasında 256Mb hızları. O zamanlar oldukça önemliydi ve siteler bu hızları kaldırıyordu. Teknolojiyi sonradan görmedim, onunla beraber büyüdüm. Her aşamasına tanıklık ediyorduk. Bir şeyin içine düşmedik kısaca. Teknolojinin globalleşmesine bizzat tanıklık ettiğim bir yaşa sahibim ve oldukça mutluyum. Yani biz yaşadık, şimdi ise ne işe yaradığını bilmedikleri şeyleri yalnız üretiliyor diye kullanıyor insanoğlu. Halbuki, her neyse mevzuyu dağıtmayalım.
Metal Müzik arşivim Terabaytları aşmış durumda şu an. Hiçbir süre vazgeçmedim. Abimler ise doğal olarak ki uzaklaştı bu müzik türünden. Daha oldukça türküye yöneldi diyebilrim. Oldukça iyi bağlama çalar. Lakin bana gitar çalmayı öğretmemiş olması oldukça saçmadır, bu bana mantıksız gelir. Neden öğretmezsin. İstemiyor değildim, istiyordum. Ama devamlı daha mühim işleri olur değil mi abilerin? Biroldukça yerde çalıyorlardı güzel şeylerdi. Tabi sonradan kendim öğrendim.
Günümüze kadar geldim, oldukça iyi gruplar ve müzikler keşfettim. Sadece Metal Müzikle kalmadım doğal olarak ki. Türkçe oldukça dinlemiyorum, sebebi 80’ler sound’ı dediğimiz şeyi oldukça sevmem ve ondan ayrılamamamdır. İşim olmaz o saçmalıklarla. Pop aslına bakarsanız dinlemiyorum. Lakin Beatles’ın Pop mu Rock mı yaptığını anlamadığınız şeyi evvel severdim, şimdi daha oldukça seviyorum…
Beatles demişken, Ozzy’nin esin deposudur.
Kitaba gelirsek, attığım başlığın hakkını fazlasıyla veriyor. Hem bu müziği seven hem de yaşam öyküsü okumayı seven biri olarak diyeceğim şu ki, elimden bırakmak istemedim. O denli mükemmel bir kitaptı. Ozzy’den böyle bir durum iyi mi çıkmış bilmiyorum lakin, oldukça güzel bir iş çıkmış. Kendisinin de inanmıyor bulunduğunu düşünüyorum.
Beatles şeklinde bir geçmişe haiz aslına bakarsak… Günde 12 saat sırf eğlendikleri için kulüplerde çalıyorlardı. Black Sabbath ile dünyaya merhaba dediler. Oldukça sağlam bir ekip aslına bakarsak. Tony Iommi şeklinde bir insana sahipler. Şu an bir video açsanız, kameranın Tony’nin parmaklarına zoomladığını ve o parmaklarda bir gariplik bulunduğunu görürsünüz. Bir kaza eseri orta ve tarafındaki parmak eziliyor ve kopuyor. Hem doktorların söylediği hem de mantıken görünen müzik yaşamının bitmiş olduğu. O Parmaklar olmadan iyi mi çalabilir ki? Adam vazgeçmiyor ve dünyanın en iyi gitaristlerinden birisi şu an. Parmaklarının ucuna bir şey geçiriyor ve denemeye başlıyor. Kendi stilini de böylece ortaya çıkarıyor. Gitarın klavyesinde o şekilde güzel çalışıyor ki o parmaklar, dünyanın en güzel riffleri çıkıyor o parmaklardan.
Ozzy’nin hala iyi mi yaşıyor olduğu hakkında bir fikrim yok.
Seks, uyuşturucu, alkol, daha oldukça uyuşturucu, daha oldukça alkol, daha çok ot, daha çok hap, günde 4 şişe viski, litrelerce bira, kilolarca ot… Ayık olduğu süre dilimi yok, hep kafalar güzel. Nerede uyuduğun ve uyandığın mevzusunda fikrinin olmaması iyi mi bir duygudur örneğin? Bir barda içerken, otobanda uyanmak örneğin?
Ozzy’nin ve yanındakilerin başına gelenleri büyük bir keyifle ve dehşetle, hem de kahkaha ile okudum. Tur otobüsü düşünün, bir tayyare kanadıyla yarısını biçiyor ve grubundan iki şahıs ölüyor. Elinde dolu bir tüfekle duvardan atlıyorsun ve tüfek yere fikir ateşliyor kendisini, 1 santimetre’le hayatta kalıyorsunuz? O denli oldukça anı var ki, hiçbirisini alıntı olarak paylaşmadım. Kitabı bırakmaya kıyamadım. O denli keyif aldım.
Beatles biyografisi de muazzamdı resmen yaşamıştım Beatles’ı. Hem tek onaylı biyografiydi, hem de grupla birlikte yazılmıştı. Ozzy’nin yapmış olduğu iş cidden çok önemli, mükemmel bir kitap. Yapılan o denli fena şey var ki, insan okuyunca içeceği 1 şişe biraya bile şüpheyle yaklaşıyor. Hala iyi mi yaşıyor oldukça garip… Cidden o vücut onca şeyi iyi mi kaldırıyor.
Ozzy’nin hem eski hem de yeni görüntülerine bakarsanız, bir ürkek tavrı, utangaç tavrı vardır. Şarkısını söylerken bile tedirgindir. Adam normalde pek cesaret abidesi değil, hem de asla değil.
Grup üyeleri de kitabın içinde geçen gruplar ya da kişiler benim için mükemmel bir keyif yaşamama niçin oldu. Gerçekten dinlediğim müziği tekrardan yaşadım. Fazlasıyla Metal gruplarının belgeselini izlediğim için, bir çok görüntü gözümde canlanıyordu.
Tabi ki müzik listem olmadan okumadım. En oldukça dinlediğim ne Ozzy ne Black Sabbath’tı… Axel Rudi Pell’den başkası değildi. Hiç bıkmadan dinlerim, sololar, vokali… Muazzam, çok önemli…! Kitaba resmen ruh verdi… Metal müzik dinleyip, Axel ile tanışmayan metal müzik dinleyicisini yadırgarım açıkçası, bilmediği için değil aslına bakarsak, oldukça şey kaçırılmış olduğu için…
Kitabı şiddetle öneriyorum. İçeriğinde geçen sövgü ve şiddetli anılar sebebiyle minik okurlara sert gelebilir. Ama kaçırılmayacak bir lezzet. Bu pastadan dilim almayın, pastayı alıp bir köşeye geçin ve yemeye başlayın. Sadece son dilimi bir başkasına bırakın ki, kendi pastasını alması için fırsatı olsun. Tadına doyamadığı için yeni bir pasta alsın…
Sadece belirli yazarları okuyan okurları pek tutmuyorum. Kitabın ruhuna aykırı davrandıklarını ve çeşitliliğin içinde bir kısırdöngüde kitaplar okuduklarını düşünüyorum. Bu anlam ifade etmeyen ve fazlasıyla zayıf bir tercih. Damak tadı doğal olarak ki her insanın farklıdır fakat bir yemeği yemeden tadının fena bulunduğunu düşünmek mantığa aykırıdır.
Mutlaka alın okuyun, ikinci kitabı Ben Dr. Ozzy’i okuyacağım bu ay içinde, zira kopamadım… Çıkmak istemiyorum Ozzy’nin dünyasından, beni bağladı ve tutsak aldı. Bağımlısı olmanız olası bir durum…
Kitabın puanına gelecek olursak… On üstünden bir milyon!
Daha ilkin okuduğum şu hususi kitapları da ne olursa olsun okuyun;
Jimi Hendrix – Sıfırdan Başlamak (Benim Hikayem)
Patti Smith – Çoluk Çocuk
Hunter Davies – The Beatles
Christopher John Farley – Efsanenin Doğuşu – Bob Marley (Murat Ç)

Yaklaşık 500 sayfalık kitap oldukça oldukça kolay okunuyor. Söz konusu Ozzy olduğunda ortaya yazınsal bir yapıt çıkmayacağını tahmin edersiniz. Ancak kitap oldukça keyifli. Ben bazı bölümlerde oldukça iyi zaman geçirdim. Kitapta bir fan’ın neredeyse aklına gelen her soruya yanıt vermeye çalışmış. Neden tv şovlarına çıkmış olduğu, ünlü civciv ezme konusu, Black Sabbath’tan atılması, solo kariyeri şeklinde bir oldukça mevzu keyifli bir üslupla anlatılmış. Hususi yaşamının karmaşıklığı ve yaşamı süresince bol miktarda tükettiği, alkol, sigara ve her türden uyuşturucudan dolayı bazı mevzular birazcık muallakta kalmış. Meşhur yarasa mevzusundan şu şekilde bir bahsedilmiş örneğin. Dediğim şeklinde uzun yada kısa bir oldukça probleminin cevabı verilmeye çalışılmış. Tamamı olurken kendisiyle dalga geçebilmesi övgüye kıymet.
Ozzy severler, Black Sabbath severler ve hatta 1970’lerin müziğine ilgi duyanlar bu kitaba bir göz atmalı. (Caner Şahin)


Ben Ozzy PDF indirme linki var mı?


Ozzy Osbourne – Ben Ozzy kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Ben Ozzy PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ozzy Osbourne Kimdir?


Ozzy Osbourne Kitapları – Eserleri

  • Ben Ozzy
  • Ben Dr Ozzy


Ozzy Osbourne Alıntıları – Sözleri

  • Unutmamanız ihtiyaç duyulan şey şu: Hayatta insanoğlunun aklını başından alan cinsel ilişkilerden oldukça daha çok şey var. Ama ne olduklarını çözerseniz bana da haber verin. (Ben Dr Ozzy)
  • 13 şubat 1970 cuma günü Black Sabbath satışa çıktı
    Kendimi yeni dünyaya gelen şeklinde hissediyordum
    Ama eleştirmenler albümden nefret etti (Ben Ozzy)
  • Sözüm ona hayatta yalnızca iki şey kaçınılmazdır: Ölüm ve vergiler. Maalesef doğru değil bu. Antarktika’da, Sibirya’da, bir de bir ihtimal Northumberland’de yaşamıyorsanız kaçınamayacağınız bir şey daha var. İnsanlar. Her yerdeler. İşyerinde. Dükkanlarda. Face saçmalığı sayfanızda. Bu da eğer “insansever” değilseniz büyük bir problem yaratıyor (Ben Dr Ozzy)
  • 1970’lerde hatunların bir çok sağlam bir sevişmeden sonrasında sigara yakardı. Benimle yatanlar hariç: Onlar ambulans çağırmakla meşguldü. (Ben Dr Ozzy)
  • Mezar taşımda yazacaklar mevzusunda da kendimi kandırmıyorum.
    Gözümü kapattığımda önümde canlanıyor.
    Ozzy Osbourne, doğum 1948
    Bir ara öldü
    Bir yarasının kafasını ısırıp kopardı. (Ben Ozzy)
  • Her süre başka birinin fikrini alın; işin ucunda mezarda doktorunuzu cepten arayıp hayatınızı kaybettiğinizden %100 güvenli olup olmadığını sormak olsa bile. (Ben Dr Ozzy)
  • Birinden nefret etmenin ne faydası VAR?
    benimki olmadan da dünyada yeterince nefret var aslına bakarsanız. En azından ben kendiminkinden bir tane şarkı çıkardım. (Ben Ozzy)
  • Konser muhteşem gidiyordu. Tanrısal el asla problem çıkarmadan çalışmıştı. Cüceyi de asmıştık.
    Sonra seyircilerin arasından sahneye bir yarasa fırlatıldı
    Onu kesinlikle oyuncak sandım.
    Randy solosunu atarken ağzımı araladım Kalabalık iyice çıldırmıştı.
    Ve sahnede lastik bir oyuncak olduğunda ne yapıyorsak onu yaptım
    ISIRDIM. (Ben Ozzy)
  • Bir keresinde LSD aldıktan sonrasında Staffordhire’da bir tarlaya girip ineğin tekiyle uzun uzun konuşmuştum. Bir süre sonrasında inek tarafındaki ineğe dönerek, “Oha, herif konuşabiliyor,” demişti. (Ben Dr Ozzy)
  • Ben mi? Ben hala palyaçoydum. Deli herifin. Herşeyi hayata geçirmeye cesareti olan boş boğazın tekiydim. (Ben Ozzy)
  • Tüm uyuşturucular – alkol, esrar, kokain, eroin vs.- temelde aynıdır. Gerçeklerden kaçmanın değişik yollarından ibarettir (Ben Dr Ozzy)
  • Benim yerimi alsın diye tuttukları, daha ilkin Rainbowla çalışan Ronnie James Dio adlı herif hakkında söyleyecek fena bir lafım yok. O görkemli bir müzisyen. Kaldı ki ne o ben, ne de ben oyum. Bu yüzden keşke gruba Black Sabbath 2 adını koysalardı diyorum. (Ben Ozzy)
  • Mötley Crüe’ya dair en komik şey de hanım şeklinde giyinip hayvan şeklinde yaşamalarıydı. Bu benim için bile bir eğitimi… (Ben Ozzy)
  • First Lady ardında George Bush’la içeri girdi. Podyuma vardığında Bush’un söylediği ilk şey “Laura ve ben bu gece burada olmaktan onur duyuyoruz…Bu gece ne kadar mükemmel bir kitlemiz var kuvvetli borsacılar, ünlüler, Hollywood yıldızları… Ve Ozzy… Çoktan kafayı bulmuştum bu yüzden ismimi duyunca sarhoş bir göt herif şeklinde masanın üzerine zıpladım ve yeeeeaaahhh diye bağırdım. Ortam buz şeklinde oldu. (Ben Ozzy)
  • Aile – Sövgü yerine geçen kelimelerden biri (Ben Dr Ozzy)
  • Öyleki ya da bu şekilde, çoğumuz belirgin zırdeliyiz. Yalnızca bazılarımız bu gerçeği başkalarından daha iyi saklayabiliyor. (Ben Dr Ozzy)
  • Bob Marley ile tanışma fırsatı yakaladık… Esrar dumanından başı görünmüyordu. Şimdiye dek gördüğüm en büyük en kalınca gizemli sigarayı içiyordu. Canlı söylemesi imkansız, canlı söylemesi imkansız, asla kimse kafası bu kadar iyiyken canlı performans sergileyemez diye düşünüp duruyordum. Ama hayır performansı canlı sergiledi. Hemde kusursuzca. (Ben Ozzy)
  • Sigmund Freud kokaini depresyon, alkolizm, morfin bağımlılığı ve aklınıza gelebilecek her şeyin tedavisine tavsiye etmiştir. Gerçi kokain o dönem pek modaydı. 1880’lerde şişe şişe “kokainli şarap” bile satın alınabiliyordu -ki bu insanlık tarihinin en büyük icatlarından biridir. Gerçi bu içkinin ömrü, alkol yasağı yasası sebebiyle oldukça uzun olmadı. Fakat sonrasında alkolsüzünü yaptılar ve bu içeceğe “Coca-Cola” adını verdiler. Altı yıl sonrasında içecekten kokaini de çıkardılar. (Ben Dr Ozzy)
  • Bir keresinde LSD aldıktan sonrasında Staffordhire’da bir tarlaya girip ineğin tekiyle uzun uzun konuşmuştum. Bir süre sonrasında inek tarafındaki ineğe dönerek, “Oha, herif konuşabiliyor,” demişti. (Ben Dr Ozzy)
  • En iyi şarkıların kaderi hep budur;asla çabalamasanız bile onlar kendiliğinden çıkıp gelirler. Paranoid’in özelliği hiçbir kategoriye sokulmamasıdır;daha punk buluş edilmeden seneler ilkin bir Punk şarkısı gibiydi… (Ben Ozzy)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş