Eğitim

Bilinç Açıklanıyor – Daniel C. Dennett Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bilinç Açıklanıyor – Daniel C. Dennett Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bilinç Açıklanıyor kimin eseri? Bilinç Açıklanıyor kitabının yazarı kimdir? Bilinç Açıklanıyor konusu ve anafikri nedir? Bilinç Açıklanıyor kitabı ne konu alıyor? Bilinç Açıklanıyor PDF indirme linki var mı? Bilinç Açıklanıyor kitabının yazarı Daniel C. Dennett kimdir? İşte Bilinç Açıklanıyor kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Daniel C. Dennett

Çevirmen: Sibel Kibar

Yayın Evi: Alfa Yayıncılık

İSBN: 9786051714363

Sayfa Sayısı: 585


Bilinç Açıklanıyor Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Belki de Descartes’ın meseleyi oldukça başarıya ulaşmış bir halde hallettiğine karar kıldıkları için, felsefeciler bugün düşünen bir şey olarak kendi varlıklarını kanıtlamak mevzusunda daha azca kafa yoruyorlar. Peki, hiçbir şey değil de fıçıdaki bir beyinseniz? Belki de hep fıçıdaki bir beyin oldunuz! Eğer öyleyseniz, içinde bulunduğunuz tatsız durumu algılayabilir misiniz?

Daniel Dennett geleneksel ve sağduyuya dayalı Kartezyen şuur modelini reddediyor, buna rağmen, sinirbilim, psikoloji ve suni zekâ alanlarından elde edilmiş varlıklı bilgiye dayanarak yeni bir model ortaya koyuyor. Dennett’in vurguladığı şeklinde, “Yalnızca bilinçli olayları bilinçdışı olaylar bağlamında açıklamış olan bir kuram, bilinci tam olarak açıklayabilir.”

“Ufuk açıcı yeni fikirlerle dolu…” Richard Dawkins

“Bilinç hakkında gündelik düşünceleri yıkarken Dennett meseleye radikal bir bakış açısı getiriyor. Bilinç Açıklanıyor’un uzun yıllar boyunca okunacağına inanıyorum.”

Douglas R. Hofstadter

“Çok başarılı bir bilimsel yaklaşım. İnsanlar, hayvanlar ve makinelerle ilgili olağanüstü bilgiler içeriyor.” Thomas Nagel

“Bilinç üzerine harika bir meditasyon.”

Howard Gardner

“Dennett’in açıklaması tek kelimeyle dahiyane, hem profesyonel hem de genel okuyucuyu hedefliyor; gördüklerim arasında en iyi örnek.” New York Times


Bilinç Açıklanıyor Alıntıları – Sözleri

  • Bilinç akımında yüzen şeyler (…) aslına bakarsak bizim onlar bulunduğunu düşündüğümüz şeyler değiller. Gerçekte oldukça farklılar, aslına bakarsak onlar için yeni sözcükler bulmamız gerekiyor.
  • Felsefeciler bugün düşünen bir şey olarak kişinin varlığını kanıtlamak mevzusunda daha azca kafa yoruyorlar.
  • Bilinçli zihin, bir tek beyinden ibaret olması imkansız.
  • (…) İki insan aynı sözcükleri aynı şekilde kullanmıyor ve hepimiz bu mevzuda adeta bir uzman bulunduğunu zannediyor.
  • Eğer beyinlerimiz tüm hususi epistemik açlığımızı ortaya çıktıklarında karşılayabilir olsaydı, yakınma etmek için hiçbir temel bulamayacaktık.
  • Yaşamlarımızdaki vakalarla ilişkilendirdiğimiz acıların ve zevklerin bir çok, sonucunda, ummaya ve anımsamaya bağlıdır.
  • Belki de kendimizi hepimizin birbirimize benzediğimiz hususunda kandırıyoruzdur.
  • Halüsinasyonların uzun soluklu duyusal yoksunluğun düzgüsel sonucu olduğu bilinir.
  • Çizmeyi öğrenmek, bir kimsenin dünyadaki bir nesneyi deneyimlemesini, daha oldukça bir resme bakma haline getirmek için, düzgüsel görme süreçlerini, büyük seviyede geçersiz kılmayı öğrenme meselesidir.
  • Görsel fenomenolojinin gerçek bir resmi, adaletinkinden yada bir melodininkinden ya da mutluluğunkinden daha çok yapılamaz.


Bilinç Açıklanıyor İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bu kitabı okumayı düşünen sevgili okur, merhabalar. Bu incelemeyi senin için yazıyorum.
Yazarımız olan Dennett’in kuramlarla dolu, bolca felsefe ve birazcık da bilimle harmanladığı kitabını okumakta emin mısın? Bilinç üstüne düşünüyor, okuyor musun ya da daha öncesinde bu mevzuda araştırma yaptın mı? Cevabın eğer “Hayır” ise, bu kitabı yarım bırakacağını ve hatta okuduğun bir çok şeyi anlamayacağını baştan söylemeliyim. Şu sebeple Dennett, bu kitabında, “Bilinç” üstüne yapılmış tüm felsefi çıkarımlara atıfta bulunarak cevaplar vermiş.
Dennett, kitabının büyük bir bölümünde Descartes’tan ortaya çıkan “Kartezyen Tiyatro” ikiciliğine karşı kendi ortaya attığı kuramı olan “Çoklu taslaklar modelini” sunuyor. “Kartezyen tiyatro” düşüncesini, enine boyuna irdeleyerek, görüşün tutarlı olmadığını, ve bu görüşe haiz olan kişilerin “Bilinç” problemi karşısında kolaya kaçtığını söylüyor.
Bu kitabı hakkıyla okumak için, bu kitaba başlamadan ilkin “Bilinç” hakkında genel bir informasyon edinmelisiniz. Bunun için de tavsiyem;
– Bilinç Üstüne Konuşmalar, Susan Blackmore
– Incognito, David Eagleman (Popüler-bilim)
Kitap çevirisi hakkında da okuma sürecim süresince, hakkaten oldukça zorlandığım bölgeler oldu. Ancak, bilgisizliğimden kaynaklandığını anladım. Gerçekten belli başlı kuramları ve bahsedilen mevzuları anlamadığımdan dolayı; çevirinin doğru olmadığını, karışık bulunduğunu düşünmüştüm. Üst kısımdaki kitapları okuduktan sonrasında kitaba karşı bu düşüncelerim değişti.
İyi okumalar temenni ediyorum… (Ömer Bayırlı)

Sevgili çevirmen, hadi biz bilemedik cahillik ettik, lakin bir iş yaparken insan hakkaten bu denli fena yaptığının iyi mi bilincinde olmaz. Kitap anlaşılmayan deneyler ve kargacık burgacık cümlelerle dolu. Dennettin görüşlerine kıymet verdiğim için kitabı ıkınarak iki ayda bitirdim. Orijinalini okuyacak bir ingilizceye de haiz değilim kuramsal bir kitap olduğundan. Lakin bunu buraya yazma nedenim; hani bir söz vardır ya çöpçü olsan dahi sokakları öyleki bir süpür ki burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desinler diye; bunun ne kadar anlamlı bir pasaj bulunduğunu ispatladı bana bu çevirmen. Anlamıyorum basıma gitmeden bu kitabı kimse mi okumadı çevirmene yavrum şurayı azca daha açık yaz demedi. Kimi vakit saçımı başımı yolasım geldi birbiriyle alakası olmayan cümleler yüzünden. Lakin kitap düşün dünyamı bir taraftan hakkaten etkilediği için bırakmadım ve bu işkenceye katlandım; sürecin iki ay süreceğini bilseydim kitabı yakardım sanırım. gelelim kitaba ne demiş şuur hakkında Dennett abimiz; ilk olarak kitap Descartes’i bilgisiz cühelâlıkla suçlamak la başlıyor lakin çokta gömmüyor kısaca; devrin şartları ozamanın fikir tarzında ortaya attığı probleminin güzelliğine arada bir övgüler yağdırmıyor değil; tahmin ettiğiniz suretiyle kitap gövde zihin problemi hakkında. Psykce, ruh, töz; ne derseniz deyin bunu çürütmek suretiyle yazılmış. Dennet abimiz kitap süresince hayır şuur vakit mekan şeklinde apriori bir kavram değil tanımlanabilir, oluşumu evrim, dil ve gelişimle açıklanabilir diyor. Genel tezinin adı ” çoklu kartezyen modeli” ve bahsetmiş olduğu kuram; zihim diyince her birimizin aklına gelen kişilik hücresinin aslına bakarsak zırvalık olduğu; doğada iyi mi ki canlı ve cansızların adam ve kadının kati bir ayrımı yapılamıyor(virüsler,androjen bireyler şeklinde karışık durumlar ve geçişler söz konusu) Dennett abimiz şuur içinde aynını söylüyor. Bilinci oluşturan parçaları tıpkı bir kadının ince sesi yada adamın sakalları olması şeklinde minik parçalara bölün ve beyindeki patron hücreden kurtulun diyor. Başka bir açıdan şuur dediğimiz şey beyin kabuğunda belli özelliklerin daha çok belirginleşmesidir diyor. Kitapta en beğendiğim kısımlar beynin evrimi ve kendiliğin gerçekliği oldu. kitabı özetleyen güzel çevrilmiş nadide paragrafı bırakıyorum buraya;
“On yedinci yüzyılda çağdaş bilimin doğuşundan beri, neredeyse oybirliğiyle uzlaşılmış bir antak kalma vardır. Bu da öznenin bu her her neyse; bir mikroskop altında ve içebakışta görünmez olacağıdır. Kimileri için bu öznenin fizyolojik olmayan bir ruhu olduğu anlamına gelir; kişilik makinedeki bir hayalettir. Diğerleri için özne aslına bakarsak hiçbir şeydir, doğa ötesi olarak ateşlenmiş bir uydurmadır. Başkaları içinse, özne öyleki yada bu şekilde bir çeşit soyutlamadır. Onlara nazaran özne bir soyutlama olduğundan görünmezliğine itiraz edilmesi söz konusu bile olması imkansız. Sonuçta, tıpkı ağırlık merkezi şeklinde görünmez ve onun kadar gerçektir. Peki yeterince gerçek midir?”
kitapta bir de şu fikir oldukça hoşuma gitmişti; ben hakkaten ben miyim sorusu aslına bakarsak bir beni varsayarak soruya adım atar. Yani konuşan şey benim ve bundan başka bir özne bundan başka bir ben aramak insanı metafiziksel yollara götürebilir. Bir de Dawkinsin genişletilmiş fenomeninden bahsediyor, o bölümde hakkaten okunasıydı. şöyleki ki örümcekler ağ örerek ruhsal bedeninin sınırlarını var olanın ötesine ördükleri ağın sınırlarına taşırlar fakat bunu niçin yaptıklarıni bilmiyorlar. insan bilincide böyledir. kısaca kendine soyut bir ağ örer ve bunu niçin yaptığını bilmez.
Bir suni zeka için söyle bir örnek vardı. Diyelim ki biz 1 ler ve 0 larla (kısaca yazılımla) suni zekanın bir küpü görmesini sağlıyoruz. Bir taraftan tıpkı sorgu odasından olan biteni kameradan izleyen polisler şeklinde suni zekanın beyninde olan biteni izliyoruz. Bize nazaran cevap basittir suni zeka bir yazılım vasıtasıyla bunu yapıyordur ve içinde bir cin yoktur. Lakin bunu ona iyi mi yaptığını sorduğumuzda ” bilmiyorum yapıyorum işte” diyecektir. Son örnek bana birazcık tanrıyı anımsattı. Her ne kadar kitap bunun tersini savunsada. Bizi ne yaptığımızı bilmeden bir şeyleri bir tek yaparken izleyen bir tanrı. Tıpkı suni zeka şeklinde biri bizlere kırmızıyı iyi mi görebildiğimizi sorsaydı “kırmızıyı görmek yalnızca kırmızıyı görmektir. görebiliyorum işte.” derdik.
Sonuç olarak amacınız kendinize eziyet etmekse okuyun. Konu ilginizi çekmiyorsa okumaktan soğuyabilirsiniz uyarıyorum.
Ve okurken şunu hissettim. Dennett kitabı okadar oldukça gözlem ve kuramlarla boğmuş ki, okurken insanoğlunun okuduklarını sindirdiği o hususi anı yaşamasına fırsat vermiyor. Bu sebepten uzun bir süre bilim serisinden uzak durmayı düşünüyorum.
Felsefeyle kalınca 🙂 (gizem arıkan)

Bu kadar zihin açıcı ve esin verici olabilecek bir kitabın çevirisine bu kadar azca ehemmiyet verilmesi ve bu basımın bilhassa popüler bilim alanında en güvendiğimiz gösterim evinden, Alfa Kitap’tan çıkmış olması oldukça üzücü. (Mehmet Ali GÖK)


Bilinç Açıklanıyor PDF indirme linki var mı?


Daniel C. Dennett – Bilinç Açıklanıyor kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Bilinç Açıklanıyor PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Daniel C. Dennett Kimdir?

Daniel Clement Dennett günümüz batı felsefesinin mühim felsefecilerinden biridir. 1942 Boston Massachusetts doğumludur. İlgilendiği mevzular: evrim teorisi, bilim felsefesi, zihin felsefesi, suni zekâ, psikoloji felsefesi, bilişsel bilim ve şuur. Şu anda Tufts Üniversitesi’nde Bilişsel Bilim Bölüm Başkanı’dır.


Daniel C. Dennett Kitapları – Eserleri

  • Aklın Türleri
  • Bilinç Açıklanıyor
  • Darwin’in Tehlikeli Fikri
  • Özgürlüğün Evrimi
  • Sezgi Pompaları ve Diğer Düşünme Aletleri
  • Özgürlük Alanı
  • Freedom Evolves


Daniel C. Dennett Alıntıları – Sözleri

  • Halüsinasyonların uzun soluklu duyusal yoksunluğun düzgüsel sonucu olduğu bilinir. (Bilinç Açıklanıyor)
  • Sadece ilk hamlelerinde talih yardım etmiş olduğu için birçoğu hayatta kalabilen kolay Skinnerci yaratıkların tersine, Popperci yaratıklar, ilk hamlelerinin iyiliğini şansa bı­rakmayacak kadar kurnaz oldukları için hayatta bırakılırlar. Elbet­te kurnaz olmak da bir şanstır, fakat bir tek talihli olmaktan da­ha iyidir. (Aklın Türleri)
  • Nasıl ki yalnızca ellerinizle pek marangozluk yapamazsanız yalnızca beyninizle de pek fazla düşünemezsiniz. Bo Dhalbom (Sezgi Pompaları ve Diğer Düşünme Aletleri)
  • Bu gezegende yaşayan her insanın gelecekteki esenliği, evlatlarımızın eğitimine bağlıdır. (Darwin’in Tehlikeli Fikri)
  • Bizler kim bilir bir anlamın var bulunduğunu düşünmek suretiyle belirlendik. (Özgürlüğün Evrimi)
  • “Biz felsefeciler, birer hata uzmanıyızdır.
    … Biz felsefeciler, yanıtlar şöyleki dursun, doğru soruların bile neler olduğundan kimsenin güvenilir olamayacağı şekilde her şeyi karıştırıp derinlemesine hatalı hale getirmenin mümkün olan tüm yolları üstüne uzmanlaşırız.” (Sezgi Pompaları ve Diğer Düşünme Aletleri)
  • Bilinçli zihin, bir tek beyinden ibaret olması imkansız. (Bilinç Açıklanıyor)
  • Yanlış idrak­lama olasılığı olmayan hiçbir idrak etme yoktur. (Aklın Türleri)
  • Açık ve dürüstçe söylemek gerekirse, bu gezegen üstündeki yaşam çeşitliliğinin bir evrim sürecinin sonunda ortaya çıktığını görememek, içinde yaşayan her dört insandan üçünün okuma yazma bilmiş olduğu bir dünyada affı mümkün olmayan bir cehalettir. (Darwin’in Tehlikeli Fikri)
  • Bir özgür irademiz bile yok mu?”
    “Yine şu halk psikolojisi” diye yanıtladı Palmquist. “Güzel bir hayal. Belki de lüzumlu bir hayal; öyleki ki, bilincinin belirli bir kıs­mı kendisinden ayrı duruyor, kendi performansını denetliyor ve değerlendiriyor. Fakat beyin, şefi olmayan bir senfoni orkestrası­ dır. Şu anda, öteki enstrümanlar değişik bir kreşendoyla tırmanır­ken kendini meraklı bir gösterişle inceleyen bir obua ya da piko­loyu duyuyoruz. Geriye kalan, sonucunda vücudundan görevli olan fakat tarif gereği kendinden görevli olmayan, kulakları­nızın arasındaki dirsek makarna mayalayan elektrokimyasal yı­ğını içinde rekabet halindeki ıslak paralel işlemcilerin oldukça karmaşık dengesidir.” (Özgürlük Alanı)
  • İnanç özgürlüğünü savunuruz, fakat bir tek bir yere kadar. Sizin dininiz köleliğin yada hanımefendilere işkence etmenin yada çocuk öldürmenin savunuculuğunu yapıyorsa ya da dine hakaret etti diye Salman Rüşdi’nin kellesine ödül koyuyorsa, o vakit dininiz saygı duyulması mümkün olmayan özelliklere haizdir. (Darwin’in Tehlikeli Fikri)
  • Beyinlerimizi kültürün birikim yığınlarıyla donatırken edin­diğimiz akıl araçlarından hiçbiri, normal olarak ki, sözcüklerden —ön­ce konuşulan, sonrasında yazılan sözcüklerden— daha mühim değil­dir. Uyarı sinyalleri ve işaretler kolay yaratıkların dünya üzerin­deki seyirlerini iyi mi kolaylaştırıyorsa, sözcükler de kavrayışı aynı şekilde (ve kat kat daha çok) kolaylaştırarak bizi daha ze­ki kılarlar. Paylaşılabilen, eleştirilebilen, belgelenebilen ve değişik perspektiflerden görülebilen dev şeklinde bir taşınabilir ve anımsanabilir birikim olmadan, soyut ve çokboyutlu fikirler dünyasında seyretmek, tam anlamıyla olanaksızdır. Konuşma­nın ve yazmanın, yüz binlerce (ve bir ihtimal milyonlarca) yılla bir­birinden ayrılan, tamamen değişik iki yenilik bulunduğunu ve her birinin kendine özgü değişik güç kümelerine haiz bulunduğunu anımsamak oldukça önemlidir. (Aklın Türleri)
  • Düşünceler başarısızlığa uğradığında, kelimeler oldukça işimize yarar. (Darwin’in Tehlikeli Fikri)
  • Eğer özgür iradeye haiz olmanın bir önemi var ise, bu, özgür iradeye haiz olmamak korkulu bir şey ve ona haiz oluşumuzdan şüphelenmek için iyi nedenlerimiz olabileceği için böyledir. Peki, neyden korkuyoruz? Özgür iradeye haiz olmamaktan korkuyoruz. Ama tam olarak neyden korkuyoruz? Ve niçin? Özgür iradeden mahrumiyet manzarası karşısında ürken herhangi biri bu dehşet durumun neye benzediği hakkında bir miktar ipucuna haiz olmak zorundadır. Gerçekten de bu mevzuya ilişkin literatürde bir takım anolojiye rastlamak mümkündür: Özgür iradeye haiz olmamak o ya da bu halde hapiste olmaya yada hipnotize olmaya yada nüzul olmaya yada bir kukla olmaya yada (bu sıralama uzar gider) benzer. (Özgürlük Alanı)
  • Yaşamlarımızdaki vakalarla ilişkilendirdiğimiz acıların ve zevklerin bir çok, sonucunda, ummaya ve anımsamaya bağlıdır. (Bilinç Açıklanıyor)
  • Yönelmiş sistemler, tanımları gereği, davranışları yönelmişlik tavrından yola çıkarak tahmin edilebilen/açıklanabilen tüm varlıklardan ibarettir. Kendi kendini kopyalayan makromoleküller, bazıları ötekilerden oldukça daha garip olan termostatlar, amipler, bitkiler, sıçanlar, yarasalar, insanoğlu ve satranç oyna­yan bilgisayarlar, yönelmiş sistemlerdir. Yönelmişlik tavrı, bir varlığın hareketlerini anlamak için ona eyleyici muamelesi yapmayı öngördüğünden, onun akıllı bir eyleyici bulunduğunu var­ saymak zorundayız, bundan dolayı aptal bir eyleyici her türlü akılsızlığı yapabilir. (Aklın Türleri)
  • Bilinç akımında yüzen şeyler (…) aslına bakarsak bizim onlar bulunduğunu düşündüğümüz şeyler değiller. Gerçekte oldukça farklılar, aslına bakarsak onlar için yeni sözcükler bulmamız gerekiyor. (Bilinç Açıklanıyor)
  • “Bir hata yaptığınızda bunu inkâr edip sırtınızı dönmektense kendi hatalarınızın duayeni olmalı, onları birer sanat eseri şeklinde kafanızın içinde evirip çevirmelisiniz…” (Sezgi Pompaları ve Diğer Düşünme Aletleri)
  • Zihinsel içerikler, beyindeki hususi bir bölmeye girerek değil, ayrıcalıklı ve gizemli bir ortama aktarılarak da değil, davranış kontrolüne egemen olmak için ve dolayısıyla uzun süre devam edecek etkilere kavuşmak için —ya da yanıltıcı bir ifadeyle söylersek, “belleğe girmek” için— öteki zihinsel içeriklere kar­şı girdikleri yarışları kazanarak bilgili hale gelirler. Ve hepimiz konuşabildiğimiz için ve kendi kendimizle konuşmak en hükmedici etkinliklerimizden biri olduğundan, zihinsel bir içeriğin hükmedici hale gelmesinin en etkili yollarından biri, kontrolle­rin dil kullanan bölümlerini gütme konumuna geçmesidir.
    (..)
    olduğunuz şey tam olarak bedeninizin geliş­tirmiş olduğu bir sürü yeterlik arasındaki tüm bu rekabet et­kinliği organizasyonudur. (Aklın Türleri)
  • Fakat sen daha büyük ve daha zararı dokunan bir yanılsamanın içindesin. Kontrol yanılsaması. (Özgürlüğün Evrimi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş