Kitap Künyesi

Yazar: Can Yılmaz

Yayın Evi: İnkılap Kitabevi

İSBN: 9789751038623

Sayfa Sayısı: 256

Bilinmeyen Numaralar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden)

Can Yılmaz’ın öykülerinde okuduğumuz cakasız, sossuz, çalım atmaya çalışmayan bir tanıklıktır.

Bu öykülerde yazarın sesini duymayız. Az fakat öz konuşan bir ağırbaşlılıktan söz ediyorum. Grandiyöz bir tutumdan itinayla kaçar. Bize büyüklük taslamaz. Ne gördüyse onu anlatmaktadır. Bir geleneğe yaslanmanın yazarın işini kolaylaştıran yanı da işte burdadır.

Dilimiz, şakamız, acımız Can Yılmaz’la ortaktır. O yüzden aniden tanış olur, bizlere lafın tamamını söylemesini beklemeyiz. Kolay olmasıyla birlikte zor, rahat olmasıyla birlikte karmaşık, amacına ulaşmış olduğu anda da derhal evin içine giren bu üslubu yaşatmak Can Yılmaz’ın yazın derdidir.

Bugün üçüncü kitabından, on binlerce okurdan söz ediyoruz. Öyleyse yolun büyük kısmı yürünmüş anlamına gelir.

-Başar Başaran-

Bilinmeyen Numaralar Alıntıları – Sözleri

• “Ulan dünya yansa uyuyor bu hanım, helal olsun.”
• “Babalarımız hayatımızın tam ortasında fakat onlarla yaşamıyoruz sanki.”
• “Hayat böyle bir durum işte. Bir hesap kapanırken bir başka hesap geliyor önüne… Biz de hesabı ödemeye çalışıyoruz, tüm yaptığımız bu.”
• Beni merak ettiklerini sandım, beni sevdiklerini sandım, bana aşık olduklarını, bana düşman olduklarını, benden nefret ettiklerini, beni bağırlarına bastıklarını sandım.
• Hep sandım ben, sandım… Tüm bu tarz şeyleri yaşadığımı sandım, insanların benimle konuştuğunu sandım, bana sorular sorduklarını sandım, beni hikâyeleriyle doldurduklarını, taştığımı sandım.

Bilinmeyen Numaralar İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Can Yılmaz’ın sıcacık öykülerinden oluşan, oldukca güzel bir kitap. Can Yılmaz bana hep Muzaffer Izgü’yü hatırlattı bu güzel öykülerinde. (Hüseyin)

Bilinmeyen Numaralar bu karantina periyodu için iyi gidecek biçim olan kısa öykülerle kurulmuş bir yaratı. 68canylmz abinin yazmış olduğu eserde en fazla dikkatimi çeken hadise şu oldu. Bir yerlerde okumuştum esas artam zor bir işi kolay gösterebilmektir. Can abi bunu başarmış benzer biçimde galiba o denli rahat vakaları süper ötesi aktarmış ki insan içinden hayıflanıyor la bu benim aklıma niye gelmedi diye, gerçek yazarlık galiba okurla kitabı buluşturan değil de okuru kaleme yaklaştıran kalemin o güzel rüzgârına kavuşturandır. Vesselam
#masamdakiler #canyılmaz #bilinmeyennumaralar #neokudum #okudumbitti #kitap #inkilapyayinlari (Mahmut ucan)

Vasat bir kitap. Can Yılmaz ‘ın ilk iki kitabına bakılırsa baya geride kalmış. Hikayeler oldukca yüzeysel ve saçma ötesi. Bunda kısa olmasının hicbir tesiri yok öteki kitaplardaki hikayeler de kısaydı. Cümleler o denli zorlama ki komiklik yapıyor mu yapmıyor mu belli değil. Her objenin önüne ödat koymak nedir ya? Dozunu ayarlayamadiķtan sonrasında. Üslûp yaratacağım diye esasen enteresan olmayan hikayeleri garip kılmaya çalışmak işe yaramamış. Yurdum insanı kategorisi fazla zorlama… Beğenmedim, bir an ilkin bitsin istedim. Ayrıca bu saçmalıktaki öyküleri bayağı biri yazıp yayınevine gönderse kitap asla basılmazdı. (Burak Yılmaz)

Bilinmeyen Numaralar PDF indirme linki var mı?

Can Yılmaz – Bilinmeyen Numaralar kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Bilinmeyen Numaralar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Can Yılmaz Kimdir?

Can Yılmaz Kitapları – Eserleri

• Klişe Hayatlar Matbaası
• Yap Bi Babalık
• Bilinmeyen Numaralar
• Kafa’da Kalmasın
• Hayatım Roman
• Kafa’da Kalmasın
• Aşkın Tekil Hali

Can Yılmaz Alıntıları – Sözleri

• Uçmak bir yığın problemi çözer, ne otomobil ne otobüs ne vapur, salla kanadı git… Kuş kadar hükmümüz yok lan bu dünyada. (Kafa’da Kalmasın)
• Beni merak ettiklerini sandım, beni sevdiklerini sandım, bana aşık olduklarını, bana düşman olduklarını, benden nefret ettiklerini, beni bağırlarına bastıklarını sandım. (Bilinmeyen Numaralar)
• Sevgisizlik çağlarında uyum sağladık içi çürümüş kalabalığa. Kendimizi ayıramadık, değişik olmaya çalışmadık, en süratli trene binmek istedik, etrafımızdaki güzellikleri görmeden ilerlemeye razı gelip. Plastiğe, metale, betona sarıldık sevdiğimiz yerine. (Kafa’da Kalmasın)
• “Ateşe dayanabildiğin kadar günah işleyeceksin” derdi babam. Ve acısına dayanabildiğin kadar ayrılığın, seveceksin bir insanı. Şundan dolayı ne kadar oldukca seversen o denli fazla acı çekersin. Her büyük mutluluğun sonu, hep büyük hüsranları getirir. (Aşkın Tekil Hali)
• “Ulan oğlum, adam benzer biçimde ayrıldık. Niye evinize gitmiyorsunuz da içmeye devam ediyorsunuz? Ulan hadi doymadınız, zıkkımlandınız; niye evinize gitmeyip adam kaçırıyorsunuz? Ulan hadi zıkkımlandınız, adamı kaçırdınız; niye benim evime geliyorsunuz? Karşı bankanın kamerası düğün kasedi benzer biçimde kaydediyor o sokağı…” (Yap Bi Babalık)
• “Babalarımız hayatımızın tam ortasında fakat onlarla yaşamıyoruz sanki.” (Bilinmeyen Numaralar)
• Şeker kardeşim biz insan sarrafıyız, ben kapıdan girdiğinde sana notunu verdim esasen (Yap Bi Babalık)
• “Kazanın öyküsünü söyledi bir rakı sofrasında. Camdan çıkmışım, sonrasında otomobile baktım yattığım yerden, ara sıra hatırlıyorum. Vay be demiştim, adama bak, iyi mi vurmuş güzelim arabayı. Halbuki vuran benim ha. Hale bak ya. Allah bu içkinin belasını versin.” (Yap Bi Babalık)
• “Her şeye karşın bahar gelmeye devam ediyor; ısrarla bıkmadan usanmadan, dalını kırmamıza kızmadan, suyuna kattığımız zehre küsmeden, yağmuruna bile karıştığımız, düzenine çomak yerleştirip, soktuğumuz çomağı da kırıp attığımıza kulak asmadan, gene tekrardan taptaze bir yaşamı önümüze seriyor, alın hayrını görün diye. Belki o da boş vermiş, otomatiğe takmış, bizi kendi halimize bırakmış, ne haliniz var ise görün hesabı…” (Kafa’da Kalmasın)
• Her şeye karşın bahar gelmeye devam ediyor; ısrarla bıkmadan usanmadan, dalını kırmamıza kızmadan, suyuna kattığımız zehre küsmeden, yağmuruna bile karıştığımız, düzenine çomak yerleştirip, soktuğumuz çomağı da kırıp attığımıza kulak asmadan, gene tekrardan taptaze bir yaşamı önümüze seriyor, alın hayrını görün diye. (Kafa’da Kalmasın)
• “Ateşe dayanabildiğin kadar günah işleyeceksin” derdi babam. Ve acısına dayanabildiğin kadar ayrılığın, seveceksin bir insanı. Şundan dolayı ne kadar oldukca seversen o denli fazla acı çekersin. Her büyük mutluluğun sonu, hep büyük hüsranları getirir. (Aşkın Tekil Hali)
• Yaşlı birini memnun etmek için ona ne verebilirsin? Para, para etmez, altına otomobil çeksen gözü görmez, sekiz çeşit yiyecek versen yiyemez… Ucuz ve en kıymetli şeyi ver… Söylediklerine kıymet ver… (Hayatım Roman)
• Mutsuz bulunduğunu fark edemeyecek güzellikte bir hayal dünyası, insanoğlunun en büyük düşmanı. (Kafa’da Kalmasın)
• Korkumu bastırmak ve fena şeyler düşünmemek için, içimden şiir okuyordum.
  “Beni sev “dedi hanım.
  Ama kendin benzer biçimde sev.
  Yani kendini sever benzer biçimde sev.
  İçten ve nedensiz sev.
  O şekilde bir sev ki beni.
  Bana baktığında kendini gör… (Aşkın Tekil Hali)
• Bu seyahat seni sertleştirecek de, yumuşatacak da, eritecek de… Mühim olan içindeki sen, onu bulmalısın… (Kafa’da Kalmasın)
• Korkumu bastırmak ve fena şeyler düşünmemek için, içimden şiir okuyordum.
  “Beni sev “dedi hanım.
  Ama kendin benzer biçimde sev.
  Yani kendini sever benzer biçimde sev.
  İçten ve nedensiz sev.
  O şekilde bir sev ki beni.
  Bana baktığında kendini gör
  …. (Aşkın Tekil Hali)
• . …ve bir gece tüm yalnızlıklarımızla beraber el ele tutuşarak geçiyorduk şehrin en ihtişamlı insan köprüsünden… (Aşkın Tekil Hali)
• Kulağımız Cüneyt Koryürek’te, gözümüz Daley Thompson’da nefesimizi tuttuk; sanki madalyayı Britanyalı Thompson değil, Muş Vartolu Veli Ballı alıyor… (Klişe Hayatlar Matbaası)
• Mesela, “Siz ne öneriyorsunuz?” sorusuna şu cevabı verirdi:
  “İkisi de ultra pırlanta…” (Klişe Hayatlar Matbaası)
• Hep sandım ben, sandım… Tüm bu tarz şeyleri yaşadığımı sandım, insanların benimle konuştuğunu sandım, bana sorular sorduklarını sandım, beni hikâyeleriyle doldurduklarını, taştığımı sandım. (Bilinmeyen Numaralar)