Eğitim

Bilinmeyen Osmanlı – Ahmet Akgündüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bilinmeyen Osmanlı – Ahmet Akgündüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bilinmeyen Osmanlı kimin eseri? Bilinmeyen Osmanlı kitabının yazarı kimdir? Bilinmeyen Osmanlı konusu ve anafikri nedir? Bilinmeyen Osmanlı kitabı ne konu alıyor? Bilinmeyen Osmanlı PDF indirme linki var mı? Bilinmeyen Osmanlı kitabının yazarı Ahmet Akgündüz kimdir? İşte Bilinmeyen Osmanlı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Akgündüz

Yazar: Said Öztürk

Yayın Evi: Osmanlı Araştırmaları Vakfı

İSBN: 9789757268284

Sayfa Sayısı: 530


Bilinmeyen Osmanlı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kitabımız Dört Bölümden teşekkül edecektir. Birinci Bölümde, Osmanlı Devleti”nin Siyasi Tarihi ile ilgili mühim sorulara ve cevaplarına yer vereceğiz. Ancak her Padişah ile ilgili, çokça sorulan soruları, hukuk yada iktisadı ilgilendirse dahi, bu bölümde cevaplandıracağız. Mesela, Fatih”i anlatırken Kanunnamesinde yer edinen kardeş katlini geçmeyeceğiz. İkinci Bölümde, Osmanlı Devleti”nde Sosyal Hayat ve Haremle ilgili soruları cevaplandıracağız. Üçüncü Bölümde, Osmanlı Hukuk Sistemi ve Devlet Teşkilatı ile ilgili meseleleri inceleyeceğiz. Son ve Dördüncü Bölümde ise, Osmanlı İktisadı ve Mali Hukuku ile ilgili bazı soruların cevaplarını zikredeceğiz…


Bilinmeyen Osmanlı Alıntıları – Sözleri

  • Muhasaranın 53. Günü Hz. Peygamber’in müjdelediği fetih 29 Mayıs 1453 günü gerçekleşti ve Osmanlı ordusu tekbir sesleriyle Topkapı ve Eğrikapı yönlerinden İstanbul’a girdi.
  • Sultan Süleyman bigün mahremleriyle görüşürken onlara “Velinimet-i âlem kimdir?” diye sormuş. Onlar “Padişah efendimizdir” demeleri üstüne: “Hayır, velinimet-i âlem reâyadır şu demek oluyor ki köylüdür ki, ziraat ve hirâset (çiftçilik) emrinde rahatlık ve rahatı terk ile iktisab ettikleri nimetle bizleri it’âm ederler” demiştir.
  • Şehzade Bâyezid ile babasının karşılıklı olarak birbirine yazdıkları şu şiir, meselenin künhünü anlatması açısından fazlaca manidardır. Sadece birer dörtlüklerini alıyoruz:
    Şehzâde Bâyezid (Şâhi)
    “Ey serâser âleme Sultân Süleyman’ım baba,
    Tende canım, canımın içinde canım baba.
    Bâyezid’ine kıyar mısın benim canım baba,
    Bî günahım Hak bilir devletlü Sultânım baba.”
    Kanuni (Muhibbî):
    “Ey demâdem mazhar-ı tuğyân-ı isyanım oğul,
    Takmayayım boynuna herkiz tavk-ı fermanım oğul.
    Ben kıyar mıydım sana ey Bâyezid Hânım oğul,
    Bî günahım deme bârî tevbe kıl canım oğul.”
  • Görülüyor ki, Fatih Sultân Mehmed’in Sırbistan’da uygulama edeceğini va’d etmiş olduğu “Her Caminin yanında bir kilise inşasına müsaade” durumu, İstanbul’da da uygulama olunmuştur. Fener’de Abdi Subaşı Mahallesi’ndeki Caminin bitişiğinde Rum Patrikhanesi ile kilisesine mevcudiyeti Osmanlı Devleti’nin gerçek mânâda din ve vicdan hürriyetni göstermiyor mu?Edirnekapı Caddesi’nin son kısmında yer edinen Mihrimah Sultân Camii’nin derhal karşında bir Rum Kilisesi’nin inşasına müsaade etmek, bu hürriyetin maddî delillerinden değil midir?
  • Fâtih’in yazdığı gazellerde kullandığı, şarap ve benzeri kelimelere, ince remizler ve mecâzî mana ve mazmûnlar yüklerken, bigün gelip de bir ekip araştırma ve ilim özürlü insanların bu kelimelere gayr-i meşru manaları yükleyeceklerini tahmin dahi edemezdi. Onun şarabı Mevlânâ’nın, Hacı Bektaş Veli’nin ve Hacı Bayram Veli’nin kâsesinde demlenmektedir ve ilahî aşkın mest eden şarâbıdır.
  • Fâtih bir şiirini şu şekilde kaleme almıştır:
    Bağlamaz Firdevs’e gönlüni Galata’yı gören
    Servi anmaz anda ol serv-i dil-ârâyı gören.
    Bir Frengi şivelü İsa’yı gördüm anda kim
    Lebleri dirisüdür der idi İsa’yı gören
    ……………………………………………………..
    Bir Frengi kâfir olduğun bilürdi Avniyâ
    Belün ü boynunda zünnar ü çelipayı gören.
    Sevgiliyi âşkına yapmış olduğu eziyetlerden dolayı divan şiirindeki ifadeleriyle kâfire benzeten Fâtih, şu şekilde demektedir:
    Galata’yı gören gönlünü Firdevs denilen cennete bile bağlamaz .
    O selvi boylu sevgiliyi gören artık başka bir selvinin adını anmaz.
    Orada İsa şeklinde insana yaşam veren, fakat Frengî şiveli olan bir sevgili gördüm.
    Dudaklarının insana verdiği canlılık ve dirilik İsa’nınkine benzemektedir.
    Avnî, senin âşıkına zulmeden bir sevgili (Kâfir) bulunduğunu bilirdi.
    Belindeki saçların ve boyundaki zülfünü gören bunu red edemezdi.
  • 1)Mustafa Kemal ve onun tabanca arkadaşları, tamamen Osmanlı generalleridirler. Hele Mustafa Kemal, Sultân Vahidüddin Hân’ın hem şehzâdeliğinde ve hem de padişahlığında yaverliğini yapmış bir Osmanlı subayıdır.
    2) Kuvay-ı Milliye’nin tohumları, Kasım 1918’de bağlaşık düşman filolarının Boğaza girmesiyle atılmıştır. Kuvay-i Milliye bir şahsın değil, bir milletin eseridir. Bu milletin içinde Mustafa Kemal de vardır, Sultân Vahidüddin de vardır. Düşman toplarının Saray’a çevrildiğini gören Vahidüddin ve Osmanlı kurmayları, tüm gayretlerini, Anadolu’ya gönderilecek bir komutanla bağımsızlık tohumlarının yeşertilmesi için harcamışlardır. Nitekim Osmanlı kurmayları Mart 1919’un bir gecesinde Erenköy’de yaptıkları bir görüşmede liderliğin Nuri Paşa’ya mi, Miralay Re’fet Bey’e mi yoksa Çanakkale’de göz dolduran Mustafa Kemal’e mi verileceğini tartışmışlardır. Sadrazam, Mustafa Kemal Paşa’yı Padişah’a götürmüş ve askerlerin istediği insan olarak takdim etmiştir. Sami Bey ve Harbiye Nazırı Şakir Paşa, Mustafa Kemal’in Cumhuriyetçi bulunduğunu ve Hanedânı dönem dışı bırakabileceğini hatırlatmışlarsa da, Padişah mühim olanın Hânedân degil vatan ve devlet bulunduğunu ifade etmiştir. İşte bu şartlar altında 9. Ordu Kitaları Müfettişi kisvesiyle Anadolu’ya gönderilmesi kararlaştırılan Mustafa Kemal ile Sultân Vahidüddin onlarca defa hususi olarak görmüşlerdir. Bunun üstüne Sultan Vahideddin, İngilizleri de Mustafa Kemal mevzusunda ikna etmiştir. 6 Mayıs 1919 tarihindeki Mustafa kemal’in yetkilerini belirten Tâlimat derhal yayınlanmıştır. Tam bir dış ilişkiler oyunu oynanmaktadır. Bandırma Vapuruna Mustafa Kemal ile beraber kimlerin bineceği tespit edilmiş ve bunların vizeleri temin edilmiştir. Tüm bunlar, Sultân Vahdettin’in talimatıyla olmuştur. Her türlü harcama, Padişahın hususi imkânları ve gizli saklı ödenekten karşılanmaktadır.
    Mustafa Kemal, 15 Mayıs 1919’da Sultân Vahidüddin ile yapmış olduğu son görüşmede, Sultân’ın kendisine ‘Paşa, Paşa, Şimdiye kadar devlete fazlaca hizmet yaptın. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden önemli olabilir. Paşa, devleti kurtarabilirsin’ söylediğini bizzat Mustafa Kemal nakletmektedir.
  • Sultan Abdülhamid, 30 yıl devam ettirdiği bu idareyi kaba kuvvete dayandırmamıştır. Onu istibdâd ile suçlayan İttihadçılar, aslolan kendileri kaba kuvvetle istibdâd idaresini dizgesel hale getirmişlerdir. Elbette ki Osmanlı zâbıtası denilen polis kuvvetleri iş başlangıcında olmuştur; hafiyye tabir edilen istihbârât elemanları işe karışmıştır; sadece II. Abdülhamid, orduyu iç siyasette aslâ kullanmamıştır ve en önemlisi de muhâlifleri için sürgün cezasından başka bir yola başvurmamıştır. Orduyu bir tek devlete isyan eden isyancılara karşı (Ermeniler şeklinde) kullanmıştır. İç siyasette orduyu kullanmak ittihâdcıların marifetidir… Abdülhamid’in hilâfet ve ittihâd-ı İslâmı kullanmaktaki dehası, dostları ve düşmanları tarafınca kabul edilen müstesna bir özelliğidir.
  • Weekly Word News Dergisinin neşrettiğine bakılırsa, Norveçli âlim Roffavik, ilk uzay roketinin Türkler tarafınca icad olunduğunu batıya kabul ettiren bir araştırma yapmıştır


Bilinmeyen Osmanlı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Osmanlı ile ilgili malum birçok hatası düzeltiyor.
Okunması tavsiye edilir.
Soru ve yanıt tarzında gidiyor.
Padişahların içki içtiği, kardeş katli şeklinde meseleler mevcut. (Halit KÜÇÜK)

Kitap, Osmanlı padişahlarının kronolojik olarak hayatlarını, Osmanlı’da saray, toplumsal yaşam, iktisat, gayrimüslim halk, kanunnameler vb. hakkında tasnifli bir halde cemiyet nezdinde genel olarak dört gözle beklenen, abartılan yada tamamlanmamış malum mevzuları sual-yanıt tarzında cevaplandırmış.
Anlatımda organik olarak Osmanlı sevgisi hissedilse de Osmanlı Devleti’nde meydana gelen yanlış ve hatalar da olduğu şeklinde yansıtılmaya çalışılması yönüyle objektif bir kitap olduğu söylenebilir.
Orta seviyede Osmanlı zamanı hakkında düşünce sahibi olanların okuması ihtiyaç duyulan bir kitap.
Eser tamamen bilimsel olmayıp Osmanlı hakkında genel kanı oluşturacak şekilde hazırlanmış. Zihnimizdeki haritada Osmanlı hakkında tamamlanmamış noktaları tamamlıyor. (Osman Okumuş)

Bilinmeyen Osmanli diye süregelen sadece bildiklerimizden öteye gitmeyen bir kitap. Yer yer alıntılara yer verip kanitlama girişiminde bulunsa da yazar öznellikten kopamamış, her paragrafın sonunda Osmanli hakkinda olaki yanlış birsey düşünürüz korkusuyla övgüler yağdırmış..
Mühim tarihsel olaylarin detayina ineceğine, padisahlara atilan iftiralari def etmeyi daha mühim bulmuş. Onlarin içki içmediği, eglence hayatina düşkün olmadığı, bazılarının deli diye anılması..bunlar artik tarihsel hususi durumunu yitirmiştir bence. Bunun yerine Osmanlinin o dönemde yapmış olduğu savaşların önemine o günden bugüne nasil gelindiğine övgülerle değil araştırma incelemelerle değinebilirdi.
Kitabin hic mi güzel şu demek oluyor ki yok . Kronolojik açıdan ne ne süre olmus ,ilkin kim padisah olmuş ezberlemek zor olduğundan kitabi okuyunca o siralama beyninize yer ediyor..bu kadar. (Melek yeter)


Bilinmeyen Osmanlı PDF indirme linki var mı?


Ahmet Akgündüz – Bilinmeyen Osmanlı kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Bilinmeyen Osmanlı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Akgündüz Kimdir?

 

Rotterdam İslam Üniversitesi rektörü, Osmanlı Araştırmaları Vakfı mütevelli heyeti başkanı.

İlkokulu köyde tamamladıktan sonrasında, Gaziantep İmam-Hatip Lisesi’ni ve Gaziantep Lisesi fen bölümünü tamamlamış oldu. 1980 senesinde Erzurum Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nden, 1982 senesinde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne Hukuk Tarihi Araştırma Görevlisi olarak giren Akgündüz, 1983 senesinde Mastırını ve 1986 senesinde de “İslam Hukukunda ve Osmanlı Tatbikatında Vakıf Müessesesi” adlı teziyle doktorasını tamamladı.

1987 senesinin Kasım ayında hukuk doçenti olan Akgündüz, aynı yıl Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne “Hukuk Tarihi ve İslam Hukuku Doçenti” olarak atama edildi. 1986-1991 yılları aralığında Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Uzman Müşavir ve Devlet Arşivleri Danışma Kurulu üyeliği sıfatlarıyla araştırmalarda bulunan Akgündüz, 1993 Eylül’ünde Dumlupınar Üniversitesi’ne Hukuk Profesörü olarak atandı. Ekim 1993’de aynı üniversiteye bağlı Bilecik İktisadi ve İdari bilimler Fakültesi’ne Dekan olarak atama olunan Akgündüz, bununla birlikte Osmanlı Araştırmaları Vakfı Mütevelli Heyet Başkanıdır.

1997-1998 ders senesinde Princeton Üniversitesi’nde konuk profesör olarak araştırmalarda bulunmuş oldu. Arapça, Hollandaca (Flemenkçe), İngilizce ve Farsça bilen Akgündüz, evli ve iki çocuk babasıdır.


Ahmet Akgündüz Kitapları – Eserleri

  • Bilinmeyen Osmanlı
  • Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem
  • Osmanlı’da Harem/İslam Hukukunda Kölelik-Cariyelik Müessesesi
  • Silistre’li Süleyman Hilmi Tunahan
  • Sarayda Harem
  • Çandan Minareye Büyük İtiraf
  • Bilinmeyen Bir Dahi Bediüzzaman Said Nursi
  • İslam’da İnsan Hakları Beyannamesi
  • Tabular Yıkılıyor
  • Belgeler Gerçekleri Konuşuyor 5
  • Sorularla Ermeni Meselesi
  • Risâle-i Nur’a İtirazlar ve Cevapları
  • Osmanlı Devletinde Gayrimüslimlerin Yönetimi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Tarsus Tarihi ve Eshâb-ı Kehf
  • Güneydoğu Meselesi ve Çözüm Yolları
  • Risale-i Nur Külliyatından Misallerle: Mantık, Münazara ve Cedel İlimleri
  • Tarih-Lenklere Cevaplar
  • Kiliseden Müzeye Ayasofya Camii
  • Eski Anayasa Hukukumuz Ve İslam Anayasası
  • Arşiv Belgeleri Işığında Somuncu Baba ve Neseb-i Alisi
  • Kamu Hukuku (Birinci Cild)
  • Hususi Hukuk – I (İkinci Cild)
  • Hususi Hukuk – II (Üçüncü Cild)
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Bediüzzaman Said Nursi’nin İlmi Şahsiyeti
  • Ta’likat
  • Kızıl İcaz
  • Hakkın Hatırı Alîdir
  • Mukayeseli İslam Ve Osmanlı Hukuku Külliyatı
  • Üç Devirde Bir Mabed Ayasofya


Ahmet Akgündüz Alıntıları – Sözleri

  • Bizim asla duracak zamanımız yok. Ümmet-i Muhammedin evlatları cehenneme bir sel şeklinde akıp giderken, biz onlara izleyici kalamayız. Bu selden ne kütük kurtarırsak kârdır.” “Biz, değil bitkinlik, hastalık, mezara gidiyor dahî olsak, okumak, okutmak ve hizmet denince koşarız.”
    Süleyman Efendi Hazretleri (k.s) (Silistre’li Süleyman Hilmi Tunahan)
  • Sultan Süleyman bigün mahremleriyle görüşürken onlara “Velinimet-i âlem kimdir?” diye sormuş. Onlar “Padişah efendimizdir” demeleri üstüne: “Hayır, velinimet-i âlem reâyadır şu demek oluyor ki köylüdür ki, ziraat ve hirâset (çiftçilik) emrinde rahatlık ve rahatı terk ile iktisab ettikleri nimetle bizleri it’âm ederler” demiştir. (Bilinmeyen Osmanlı)
  • Allah yolunda ol,
    dosdoğru ol,
    verdiğin sözün eri ol. (Silistre’li Süleyman Hilmi Tunahan)
  • bir hatt-ı humâyûnda osmanlı sultanı şer’-i şerife bağlılığını şu şekilde açıklıyor:
    “cümlemizin başı şeriat-ı mutahhara’ya bağlı olduğundan kâffe-i ef’al ve harekâtımızı fakat uygulama etmeğe sa’y eder isek, ol zaman ruhaniyat-ı peygamberî dahi hoşnud ve razı olarak cenab-ı hayru’n-nâsırîn devlet-i aliyyemiz’de fevz ü nusret ü tevfîkât-ı samedaniyesine mazhar edeceğine kat’a kuşku yoktur.” (Tarih-Lenklere Cevaplar)
  • * Oğlan ve kız çeken (kaçıran, saldırı eden) kimselerin, hıyanet ile eve girenlerin ve avrat ya da kız çekmeye kalkanların içmeğini (âletlerini) keseler. (İslam’da İnsan Hakları Beyannamesi)
  • Der tarik-i nakşibendi lazım amed çar ter
    terk-i dünya terk-i ukba terk-i hesti terk-i terk (Tabular Yıkılıyor)
  • Şehzade Bâyezid ile babasının karşılıklı olarak birbirine yazdıkları şu şiir, meselenin künhünü anlatması açısından fazlaca manidardır. Sadece birer dörtlüklerini alıyoruz:
    Şehzâde Bâyezid (Şâhi)
    “Ey serâser âleme Sultân Süleyman’ım baba,
    Tende canım, canımın içinde canım baba.
    Bâyezid’ine kıyar mısın benim canım baba,
    Bî günahım Hak bilir devletlü Sultânım baba.”
    Kanuni (Muhibbî):
    “Ey demâdem mazhar-ı tuğyân-ı isyanım oğul,
    Takmayayım boynuna herkiz tavk-ı fermanım oğul.
    Ben kıyar mıydım sana ey Bâyezid Hânım oğul,
    Bî günahım deme bârî tevbe kıl canım oğul.” (Bilinmeyen Osmanlı)
  • hazmedilmeyen ilim ilim değildir. bir ilim, hazmedilmeden aktarılmaya kalkışılırsa, o süre, ilmin aktarılması değil, hazmedilmeyen artık maddelerin kusulması mevzubahistir. bu hastalığın bizde yaygın olduğu acı bir vakıadır. (Tarih-Lenklere Cevaplar)
  • “Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür seda İslam’ın sadası olacaktır.” (Çandan Minareye Büyük İtiraf)
  • ..insan, fikir istidadını, muhakeme esnasında, fikrinin salim bir halde ve hatalardan uzak olarak ortaya çıkması ve maksadının hasıl olması için öteki bir kanuna gerekseme vardır. Bu ise mantık ilmidir. (Risale-i Nur Külliyatından Misallerle: Mantık, Münazara ve Cedel İlimleri)
  • Fâtih’in yazdığı gazellerde kullandığı, şarap ve benzeri kelimelere, ince remizler ve mecâzî mana ve mazmûnlar yüklerken, bigün gelip de bir ekip araştırma ve ilim özürlü insanların bu kelimelere gayr-i meşru manaları yükleyeceklerini tahmin dahi edemezdi. Onun şarabı Mevlânâ’nın, Hacı Bektaş Veli’nin ve Hacı Bayram Veli’nin kâsesinde demlenmektedir ve ilahî aşkın mest eden şarâbıdır. (Bilinmeyen Osmanlı)
  • Korkunun dağları beklediği bu orta derecede, öteki dersiâmların bir bir çok teslim bayrağını çekerken, Süleyman Efendi’ye öğütte bulunmayı da dikkatsizlik etmediler: “Artık hocalıkta bizlere ekmek kalmadı. Bize tevdî edilecek yeni meleklere gidelim.”
    O ise tüm azim ve kararlığıyla: “Efendiler, hocalık bir meslek, bir ekmek teknesi değildir. Hocalık, Allah’ın, Resûlullah’ın, Kitabullah’ın ve dîn-i mübîn-i İslâm’ın bildiri memurluğudur” diye yanıt verdi. (Silistre’li Süleyman Hilmi Tunahan)
  • Tasavvur bir tek bir mefhumu algı etmeye ve onay dahi bir mefhumu bir başka mefhuma nefy ya da sübut ile nisbet edildiğini bilmeye denir. (Risale-i Nur Külliyatından Misallerle: Mantık, Münazara ve Cedel İlimleri)
  • İlim kelimesi müştakklarıyla beraber Kuran’da 750 yerde geçmekte olup, Allah ve O’nun yarattıklarından bilinç sahibi olan insan, cin ve melekler için kullanılmıştır. Bununla beraber, okumak,düşünmek, öğrenek almak, akıl, nazar, hikmet, düşünce, ayet şeklinde ilim ile ilgili kelimeler de dikkate alındığında, Kuran’daki her dört ayetten birinin ilimle ilgili olduğu görülür.
    Mantıkta ise, akılda bir şey hakkında hasıl olan surettir. Diğer bir tabirle aklın tasarım ve onay arasındaki hareketedir. (Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi)
  • ” Osmanlı Devleti’nin iyilikleri de vardır , hataları da vardır. Ancak altı yüz yıl süresince hasenâtının seyyiatına ağır basmış olduğu içindir ki, yazgı-i İlâhi bu uzun süre içinde İslam’ın bayraktarlığı unvanını onlara kayra etmiştir . Seyyiâtı hasenatına ağır basınca da , bu şerefli unvan gene kaderin hükmüyle ellerinden alınmıştır . En fena zamanında bile , değil içki şeklinde şeklinde İslam’ın açık bir hükmüne karşıcılık, içtihadi meselelerde dahi şer’î hükümlere ri’ayet etmek için elden gelen gayreti gösterdiklerini , sayıları milyonları gören arşiv belgeleri isbat etmektedir . ” (Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem)
  • Senelerdir Elmalılı Hamdi Yazır’ın Hak Dini Kur’an Dili adlı görkemli tefsirini sadeleştirerek soyulmuş portakal şeklinde çürümeye terk eden meslektaşlarıma içimden itiraz ederdim, aynı duyguları normal olarak Bediüzzaman’ın eserlerine meydana getirilen işlem de bende aynı itiraz duygularını depreştirdi. (Risâle-i Nur’a İtirazlar ve Cevapları)
  • islam hukuku bilinmeden gerçek tarihimiz ve bilhassa de osmanlı zamanı ve müesseseleri tam olarak araştırılamaz. (Tarih-Lenklere Cevaplar)
  • Tarih bizlere gösteriyor ki, başta peygamberler ve onların gerçek mirasçıları olan din adamları olmak suretiyle, insanıık âlemi, büyük insanların kıymetlerini zamanında tam takdir edememişlerdir. Sonradan ise, bu takdir edememenin cezasını, hem muâsırı olan insanoğlu ve hem de onların nesilleri çekmişlerdir. Hemen derhal tüm peygamberler, bu hükmümüze müşahhas birer örnek olarak verilebileceği şeklinde, İmam-ı A’zam ve Ahmed bin Hanbel şeklinde islam âlimleri de, bu acı hükmü teyid eden canlı misallerdendir.
    Tesbitlerimize bakılırsa, asrında tam anlaşılamayan şahsiyetlerin bu asrımızdaki misallerinden biri de Süleyman Efendi Hazretleri’dir. Maalesef, tıpkı Bediüzzaman’da olduğu şeklinde, devletimizin istihbârât kaynakları, resmî kurumların hazırladıkları raporlar ve doğal ki, bunlardan etkilenen medya ve ansiklopediler, bu büyük İslâm âlimi hakkında yalan yanlış şeylerle doludurlar. (Silistre’li Süleyman Hilmi Tunahan)
  • Görülüyor ki, Fatih Sultân Mehmed’in Sırbistan’da uygulama edeceğini va’d etmiş olduğu “Her Caminin yanında bir kilise inşasına müsaade” durumu, İstanbul’da da uygulama olunmuştur. Fener’de Abdi Subaşı Mahallesi’ndeki Caminin bitişiğinde Rum Patrikhanesi ile kilisesine mevcudiyeti Osmanlı Devleti’nin gerçek mânâda din ve vicdan hürriyetni göstermiyor mu?Edirnekapı Caddesi’nin son kısmında yer edinen Mihrimah Sultân Camii’nin derhal karşında bir Rum Kilisesi’nin inşasına müsaade etmek, bu hürriyetin maddî delillerinden değil midir? (Bilinmeyen Osmanlı)
  • .. Yapılan izahlar karşısında, İslam hukukunun belli bir devlet şeklini öngörmediğini, sadece koyduğu prensipler ve egemenlik anlayışının dindar bir cumhuriyet bulunduğunu söyleyebiliriz. Gerçekten Raşit Halifeler(Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ra) hem bir halife hem de dindar bir cumhur reisi idi. (İslam’da İnsan Hakları Beyannamesi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş