Eğitim

Bir Garip Aşk Öyküsü – Carl-Johan Vallgren Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bir Garip Aşk Öyküsü – Carl-Johan Vallgren Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bir Garip Aşk Öyküsü kimin eseri? Bir Garip Aşk Öyküsü kitabının yazarı kimdir? Bir Garip Aşk Öyküsü konusu ve anafikri nedir? Bir Garip Aşk Öyküsü kitabı ne konu alıyor? Bir Garip Aşk Öyküsü PDF indirme linki var mı? Bir Garip Aşk Öyküsü kitabının yazarı Carl-Johan Vallgren kimdir? İşte Bir Garip Aşk Öyküsü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Carl-Johan Vallgren

Çevirmen: Ali Arda

Orijinal Adı: Den Vidunderliga Karlekens Historia

Yayın Evi: Metis Yayıncılık

İSBN: 9789753425926

Sayfa Sayısı: 312


Bir Garip Aşk Öyküsü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

On dokuzuncu yüzyılın başlarında, felsefeci Kant’ın da doğum yeri olan Königsberg’deki bir genelevde bir hilkat garibesi doğar. Doğarken annesinin ölümüne sebep olan bu canavarımsı mahluk sağır, dilsiz ve ürkütücü bir şekilsizliktedir. Ne var ki oldukça gizli saklı bir kabiliyete de haizdir: İnsanların zihnini okur, kalplerinin en derininde olup biteni bilir. Herkül adında olan bu bebeğe yaşamın bahşettiği en büyük armağan, onunla aynı gün genelevde dünyaya gelen güzeller güzeli Henriette Vogel ile birbirlerine duydukları kopmaz aşktır.

Ama içinde yaşadıkları dünya -tahmin edebileceğiniz gibi- bu şekilde bir aşkı kaldıramaz, âşıklar birbirlerinden uzağa savrulurlar. Yeteneği başına bela olan, çetin düşmanlar edinen Herkül, on dokuzuncu yüzyıl süresince aşkının ardında Avrupa’yı bir ucundan diğerine dolaşır. Tımarhaneler, ucube sirkleri ve manastırların içinden geçerken, devrin yüksek kurumlarındaki önemli şahısların içyüzüne şahit olur, dehşete kapılır: Gözlerimin önündeki, kan, hırs ve toplumsal baskıyla, çürüme ve kutsalın kötüye kullanılmasıyla dolu bir tarihtir. İnsan olmanın anlamını sorgularız kahranımızla beraber, fakat her şey bir yana, acayip de olsa sarsılmaz bir aşk öyküsüdür dinlediğimiz.

Güzel ve çirkin, saygı duyulan ve alçak, yüce ve düşük şeklinde kavramlarımızı yerinden oynatan, aşkın, nefretin ve duyguların enerjisini vurgulayan Carl-Johan Vallgren’in bu müthiş romanı, günümüz İsveç edebiyatının önde gelen yapıtlarından biri. Yazarına İsveç’in en mühim ödülü olan August başta olmak suretiyle sayısız ödül kazandıran ve oldukça sayıda dünya diline çevrilen kitap şimdi Türkçede…

(Arka Kapak)


Bir Garip Aşk Öyküsü Alıntıları – Sözleri

  • “İnsan bir hayat yaşadığını sanır, ama hayat bizim içimizde yaşar ve biz onu tükettiğimizde, bizsiz devam eder.”
  • “Bir gün seni bulmak umuduyla ayakta kaldım. Sonunda her yerde seni görmeye başladım, asla bulunamayacağın yerlerde bile. Yalnızca bir şeyden korktum, seni tekrar asla göremeyeceğimden.”
  • Gerçeğin fazla söze ihtiyacı yok, oysa yalanı allayıp pullamak gerekir.
  • “Ama tamamımız biliyoruz ki, körler ülkesinde tek gözlü biri kral olur…”
  • “Artık tek umudu yaşamın kendisiydi.”
  • “Ölüm son değil, bir araya gelecekleri yeni bir varoluşun başlangıcıydı.”
  • “Ölüm son değil, bir araya gelecekleri yeni bir varoluşun başlangıcıydı.”
  • Gerçeğin fazla söze ihtiyacı yok, oysa yalanı allayıp pullamak gerekir.
  • “İnsan bir yaşam yaşadığını sanır, fakat yaşam bizim içimizde yaşar ve biz onu tükettiğimizde, bizsiz devam eder.”
  • … Ve artık kumarın o meşhur yasası geçerliydi; en inatçı kumarbazlar, aşağılanmaktan en oldukça zevk alanlardır ve büyük kayıplar onları daha büyük riskler için galeyana getirir.
  • “insanlar neden onur gibi değersiz bir şey için birbirlerini öldürürler?”
    “Belki de hiç sahip olmadıkları için”
  • “Nefret önüne çıkan her şeyi yok edebilecek yoğun bir ışık demetiydi. Ama kendi taşıyıcısını da aşındırıyordu.”
  • “Sözcükler, düşünceleri doğururken ölürler.”
  • “Ama tamamımız biliyoruz ki, körler ülkesinde tek gözlü biri kral olur.”
  • Onların dünyasında tüm insanoğlu eşitti, zenginler yoksullara verirdi, hiçbir yönetici yoktu, olanlar halk tarafınca seçilmiş olurdu, hanım erkekle aynı değerdeydi, küçüklere asla vurulmazdı, tıpkı yaratılış sabahında olduğu şeklinde her taraf çiçek kokardı.


Bir Garip Aşk Öyküsü İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ayni evde, yan yana iki odada, aynı kaderi paylaşan iki hanım iki çocuk doğuruyor, biri son aşama güzelken diğeri temel anatomik uyumdan bile yoksun …
Ve tahmin edeceğiniz suretiyle güzel ve çirkin içinde kalıplara sığmayan bir aşk hikayesi geliyor peşinden…
Konusu her ne kadar klasik bir mevzu olsa da ;
Fantastik edebiyat türünde olan bu eserde ,aşk ve nefretle ilgili tasvirler çok büyük …
İnsanı aşk ve nefret kavramlarını tekrardan sorgulatan , iyi ki okudum dediklerimden … (Lina)

Bir Garip Aşk Öyküsü.. Aslında bununla beraber minimum aşk kadar güçlü bir duygu olan bir intikam öyküsü..
Doğuştan sağır ve dilsiz olan, fizyolojik pek çok kusuru daha bulunan fakat insanların düşüncelerini okuyup onlarla zihinlerinde konuşabilen Herkül ile onunla aynı gün aynı saatte ve yan odasında doğmuş güzeller güzeli Henriette ile aşkının öyküsü.. Zaman ve mekan kavramlarını aşmış sonsuz bir aşk ve bir “ucube” ile kusursuz güzelliğin her engeli yenecek kadar birbirlerine sevgi duydukları bir ilişki..
Hayat ikisi için de değişik değişik kötü hikayeler yazıyor fakat birbirlerine olan aşkları her şeye karşı dik durmalarına ve çektikleri her eziyeti sineye çekmelerine yetiyor. Bambaşka bölgelere savrulan kaderleri Herkül’ün ömrünün yarısını Henriett’i arayarak geçirmesine niçin oluyor.
İnsanların değişik olana düşmanlığı, hiçbir nedene dayanmayan kötülük ve sırf zevk için yaşatılan eziyetler, aşağılanmalar ikisini de yaşamdan koparamıyor.
Sadece aşk öyküsü değil nefretin öyküsü de beni minimum onun kadar etkiledi. Nefretin ve intikam arayışının insanı yavaş yavaş tükettiği, onu yaşamdan çekip aldığı ve bu duyguların yalnız sahibi için zehirli olduğu en sonunda gene umuttan ve yaşamdan yana olmak gerektiği Herkül tarafınca kavranıyor, doğal olarak ölümsüz aşkı Henriette yardımıyla gene..
Alışılmış bir aşk öyküsü beklemiyordum fakat karakterlerin bu kadar içime işleyeceğini de düşünmemiştim. Herkül benim en sevdiğim kahramanlarımdan oldu bile (Dilan)

“Her insanoğlunun dünyayı idrak etmek için hususi bir kabiliyeti vardır.” diyerek Herkül Barfuss’un fikir okuma kabiliyetini işaret eden Jonathan Barefoot, Bayan Fagel’e gönderilmiş olduğu mektubun peşinden içi çürük ve sağlam kalan yanının da atılması ihtiyaç duyulan bir tarihin köhne noktalarında gezinmemizi sağlıyor.
Kitabın derdi aşk olsa da aslolan amacı; sürecinin toplumsal normlarına bir ayna tutmaktır. Tarih, hilkat garibelerine her çağlarında tanıklık eder. Oysa bir hilkat garibesinin aşkına her dönem rastlamaz. On dokuzuncu yüzyılın başlarında çekmiş olduğu sancılar yüzünden coğrafyasında kıvranan Avrupa’nın yaşadıklarına Herkül’ün başından geçen seyahat vesilesiyle yakınlaşıp informasyon sahibi oluyoruz.
Bir genelevde dünyaya gelen Herkül, vücudunun tüm orantısız çirkinliğiyle yaşama tutunup içinde bulunmuş olduğu topluluğa uyum sağlarken insanlarla arasındaki ilişkisizliğe de şahit oluyoruz. Doğduğu gece derhal yan odada dünyaya gelen ve zaman içinde güzelleşecek bir kız bebek, Herkül’ün yaşamının her zerresini şekillendirecektir. 18 yaşına ulaştığında müşterilere sunulacak olan Henriette’ye olan aşkı Herkül’ü, Avrupa’nın sokaklarına düşürecektir.
Herkül’ün yüzüne bakılmayacak çirkinliği ve Henriette’nin baktıkça doyulmayacak güzelliğinin, mevzu ‘aşk’ olunca bir öneminin kalmadığını gördüğümüz bu metinde, tüm zıtlıkların birbirine ihtiyacı bulunduğunu, hatta iyinin, güzelliğin, erdemin evrensel yasadaki tanımlarından çıkıp yeni bir biçim aldığını görüyoruz.
Tüm çirkinliğine, duymamasına, konuşamamasına karşın ona hususi bir kabiliyetle fikir okuyan, hatta insanoğlunun ruhuna giren Herkül’ü bekleyen bu hikayede inancın ve kilisenin gücünün sarsılmasına onlarca kere tanık olduğum, bilimin ışığının daha da baskınlaştığı -kimi vakit yetersiz kaldığı- bu kurguda aşkın gücü bana oldukça hafifçe geldi. Şu sebeple sirk, tımarhane, manastır, genelev şeklinde tüm içi irin dolu mekanların gerçek yüzü daha acımasızdı.
Gerçek tarihin ve fantastik anlatımın birleştiği benzeri olmayan bir metindi. (Esengül Ersoy)


Bir Garip Aşk Öyküsü PDF indirme linki var mı?


Carl-Johan Vallgren – Bir Garip Aşk Öyküsü kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Bir Garip Aşk Öyküsü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Carl-Johan Vallgren Kimdir?

Carl-Johan Vallgren 1964’te İsveç’in Linköping kentinde dünyaya geldi. Barmenlik ve orman işçiliği de meydana getiren yazarın ilk kitabıNomaderma 1987’de yayımlandı. Söz ve müziği çoğunlukla kendisine ilişik şarkıları içeren beş albümle müzik alanında da adını duyurmuş olan Vallgren, Malmö, Madrid, Kopenhag ve Berlin’de yaşadıktan sonrasında Stocholm’e yerleşmiştir. Yedinci ve son romanı Bir Garip Aşk Öyküsü yayımlandığı 2002 yılından August Strindberg adına verilen İsveç’in en mühim edebiyat ödülleri de kazanan ve aralarında Almanca, Flemenkçe, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Japonca ve Rusça’nın da bulunmuş olduğu çeşitli dillere çevrilen Bir Garip Aşk Öyküsü yazarın Türkçedeki ilk kitabıdır.


Carl-Johan Vallgren Kitapları – Eserleri

  • Bir Garip Aşk Öyküsü
  • Denizadamı


Carl-Johan Vallgren Alıntıları – Sözleri

  • Hiç kimse fena doğmaz. Insanların oldukları şeklinde olmalarının ve yaptıklarını yapmalarının binlerce sebebi var. (Denizadamı)
  • ..açıklanamaz bir hasret duymuştu, tıpkı benim ne işe yaradığını bile bilmediğim bir şeye duyduğum hasret şeklinde. (Denizadamı)
  • “Sözcükler, düşünceleri doğururken ölürler.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Gözleri hâlâ kapalıydı, onu anlıyordum, böylesi çirkin bir dünyaya niçin baskındı ki? (Denizadamı)
  • “Artık tek umudu yaşamın kendisiydi.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • “sözcükler böyle işte, diye düşündüm, görünmez füzeler gibi sürekli bir yerlere gidiyorlar; kime isabet edeceğini, verecekleri hasarı önceden hesaplayamıyorsunuz” (Denizadamı)
  • “Ölüm son değil, bir araya gelecekleri yeni bir varoluşun başlangıcıydı.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • “Ama tamamımız biliyoruz ki, körler ülkesinde tek gözlü biri kral olur…” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Sözcükler bu şekilde işte, diye düşündüm, görünmez füzeler şeklinde devamlı bir bölgelere gidiyorlar; kime isabet edeceğini, verecekleri hasarı evvel hesaplayamıyorsunuz. (Denizadamı)
  • Başlangıç devamlı güzel olmayabilir, derdim hep; mühim olan her şeyin daha iyiye gittiği bir yere çıkmasıydı. (Denizadamı)
  • “İnsan bir yaşam yaşadığını sanır, fakat yaşam bizim içimizde yaşar ve biz onu tükettiğimizde, bizsiz devam eder.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Onların dünyasında tüm insanoğlu eşitti, zenginler yoksullara verirdi, hiçbir yönetici yoktu, olanlar halk tarafınca seçilmiş olurdu, hanım erkekle aynı değerdeydi, küçüklere asla vurulmazdı, tıpkı yaratılış sabahında olduğu şeklinde her taraf çiçek kokardı. (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Bir başlangıç var ve bir son. Ve düzelmeden ilkin her şey oldukça kötüleşmeli. Tüm öyküler bu şekilde. Sanki öyküler istiyor bunu, yok olmadan ilkin acının artması tabiat ananın bir marifeti sanki. (Denizadamı)
  • “Ölüm son değil, bir araya gelecekleri yeni bir varoluşun başlangıcıydı.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Sözcükler bu şekilde işte, diye düşündüm,görünmez füzeler şeklinde devamlı bir bölgelere gidiyorlar;kime isabet edeceğini, verecekleri hasarı evvel hesaplayamıyorsunuz. (Denizadamı)
  • “insanlar neden onur gibi değersiz bir şey için birbirlerini öldürürler?”
    “Belki de asla haiz olmadıkları için” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Gerçeğin fazla söze ihtiyacı yok, oysa yalanı allayıp pullamak gerekir. (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • “Ama tamamımız biliyoruz ki, körler ülkesinde tek gözlü biri kral olur.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Bu … hayatta … veya ne deniliyorsa artık, insan dokunmak için bir şeye uzanıyor … fakat yalnızca boşluğa dokunduğunu fark ediyor. Yani insan hiçbir şeye güvenemiyor, kendine bile. (Denizadamı)
  • Kardeşim, kalmış olduğu evin oldukça büyük bulunduğunu yazıyordu, iki otomobilleri vardı. İşte bu her şeyi açıklardı; maaşları çektikleri tuzlu kredilerin faizlerini karşılayamadığında insanların üstüne bir iyilik geliyor, açıklarını kapatmak için sorunlu evlatların bakımını üstleniyorlardı. (Denizadamı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş