Eğitim

Bir İstanbul Gecesi – Kübra Nur Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bir İstanbul Gecesi – Kübra Nur Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bir İstanbul Gecesi kimin eseri? Bir İstanbul Gecesi kitabının yazarı kimdir? Bir İstanbul Gecesi konusu ve anafikri nedir? Bir İstanbul Gecesi kitabı ne konu alıyor? Bir İstanbul Gecesi PDF indirme linki var mı? Bir İstanbul Gecesi kitabının yazarı Kübra Nur kimdir? İşte Bir İstanbul Gecesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Kübra Nur

Yayın Evi: Ren Kitap

İSBN: 9786257310956

Sayfa Sayısı: 336


Bir İstanbul Gecesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yüzümdeki gülümseme görülmediği için karanlığa minnettar olurken, *Beni bu karanlıkta iyi mi buldun?* diye sormuş oldum. Tesadüfen falan bulunduğunu söylerse rezil olacağım bir saniye sonrasında aklıma geldi. Ama her neyse ki Ayaz öyleki demedi. *Parlıyorsun.* dedi yumuşacık, benden başka kimsenin duyamayacağı kadar alçak bir sesle. *Işığına çekildim.*

Kırık bir kalple Ankara’dan ailemin yanına dönerken tek istediğim birazcık sükûnetti. Kalbimin kırık parçalarını bir araya toplamaktan fazlasında gözüm yoktu fakat çaldığım bir kapı karşıma asla ummadığım birini çıkardı. Hikâyem bitti zannederken gözlerinde yıldızları konuk eden bir insanla karşılaştım. Bana daha ilkin asla kimseden duymadığım bir masal söyledi. İkimizin masalını. Gökyüzünde bir hilal. Karşımda Kız Kulesi. Ilık, sakin ve eşi olmayan bir İstanbul gecesi.

Ben Zeynep Arıkan. Bir İstanbul gecesinde benden bile habersiz süregelen hikâyeme hoş geldiniz.


Bir İstanbul Gecesi Alıntıları – Sözleri

  • Her güzel an dağılır ve anı sıfatıyla geçmişte kaybolur.
  • ~ Sokakları denize çıkan bir şehirde hayata devam etmenin hafifletici hissi vardı yüreğimde. / 69
    ~ Beni yoran şey yaşamın ta kendisiydi, ne yazık. / 201
    ~ Herkesin her duyguyu gizleme derdinde olduğu şu dünya…
    / 218
    ~ Elinizde hakikaten fena bir örnek varken, iyi olanın aslına bakarsak ne işe yaradığını daha kolay öğreniyordunuz. / 273
    ~ Hayatın bir çok süre karmaşık olduğu doğruydu fakat fazlaca kolay noktaları da vardı. Sevgi tüm yaraları kapatmaya yetmiyordu bir ihtimal. Her şeyi kolaylaştırdığını da söyleyemezdim fakat birçok şeye iyi geldiğini biliyordum. Birine bir evi sevdirmeye yetiyordu. Bazen karanlıkları aydınlatmaya yetiyordu. Bazen tek başımıza kaldığımızda aslına bakarsak tek başımıza olmadığımızı bilmemize yetiyordu. Sevgi kolay bir şeydi. Doğru anda, doğru insanoğlu içinde filizlenip büyüdüğünde dünyanın en güzel şeyine dönüşüyordu. Birbirini seven iki insan, bu dünyada asla yalnız kalmıyordu. Aralarında kilometreler olsa bile. Bu, her şey demek değildi bir ihtimal fakat birçok insan için fazlaca şey demek bulunduğunu biliyordum. Benim için öyleydi. / 292
    ~ Sevgi saklanamazdı. / 316
  • Bak, bu ellerin yuvası senin avuçlarınmış meğer. Bunca süre ellerim yuvasızmış meğer…
  • ‘Oldukça efendi bir serseriyim’
  • Her güzel an dağılır ve anı sıfatıyla geçmişte kaybolur
  • Sizin derdinizi kendi derdi bilecek insanların olması kalkandır.
  • Beş dakika ilkin kalbim karanlık, tenha bir sokaktı; şimdiyse ay ışığı her yeri aydınlatmakta.
  • “Bakışları almam ihtiyaç duyulan bir emanetmiş benzer biçimde orada öylece bekliyor ve beni her hatırladığımda yine yine gülümsetiyordu.”
  • Yüzümdeki gülümseme görülmediği için karanlığa minnettar olurken, “Beni bu karanlıkta iyi mi buldun ?”…
    “Parlıyorsun” dedi
    Yumuşacık, benden başka kimsenin duyamacağı kadar alçak sesle ” ışığına çekildim”.
    Dedi ve gitti…K.A.Ş.
  • Sizin derdinizi kendi derdi bilecek insanların olması kalkandır.


Bir İstanbul Gecesi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bir İstanbul Gecesi – Kitap Yorumu: Kapağını gördüğüm andan itibaren vurulduğum ve okumak için sabırsızlandığım bir kitaptı. Başlamadan ilkin kitabın dış görünüşünden bile aldığım bir hissiyat vardı. Yani kitabından bazı beklentilerim vardı. Ama kitap beklentilerimi karşılamakla kalmayıp birçok yerde duygularımı da zirveye ulaştırdı. Ankara’da okumuş olduğu üniversiteden İstanbul’a ailesinin yanına dönen Zeynep, yaşamış olduğu kalp kırıklığı sebebiyle karmaşık duygular içerisindedir. İstanbul’da asla beklemediği bir insanla tanışması ise onun yaşamını değiştirir. Konu olarak ele aldığımızda fazlaca fazla ilgi çekici yanı bulunmasa da bu kitabı bu kadar güzel kılan şey karakterler ve bu karakterlere yaşam veren yazarımızın kalemi. Tam bir gençlik romanıydı ve okurken beklentilerimizi altına kadar karşılıyordu. Olumsuz vakaları bile keyifli hale çeviren ve okudukça insanı mutlulukla dolduran bir kitaptı. Yazarın kalemine hakikaten bayıldım. Başrol üstünden bizlere aktardığı mizahi dili, karakterlerin diyalogları beni gülümsetmeden edemedi. İyiki yazarın başka kitaplarını da stoklamışım diyorum. Kafanızı dinleyip, kendinizi eğlendirmek istediğiniz zamanlarda okuyabileceğiniz muhteşem bir kitap. Bu şekilde güzel kalemi olan yerli yazarlarımızın fazlaca daha iyi bölgelere erişmesi dileğiyle… (Beyza Bircan)

Zeynep kitabın ilerleyen sayfalarında öğrendiğimiz bazı durumlardan dolayı kırgın ve üzgündür. Ailesinin yanına geçmeden kardeşinin evine geçiyor ve verdiği bu karar ile Ayaz ile karşılaşıyor. Ve sonrasında öykü başlıyor.
Adım adım birbirlerine çekilen Zeynep ve Ayaz’ın öyküsünü okurken bununla beraber birbirine fazlaca bağlı kuzenlerin de hikâyesini okuyoruz. Onlarında ayrı kitaplarının çıkacağını öğrendiğim için fazlaca mutluyum. Hepsinin hikâyesini ayrı merak ediyorum. Bu sebeple yazar son bölümde onların bakış açısıyla tadı damakta bırakan bölümler yazmış. Oldukça merak fazlaca.
Şimdi dönelim Bir İstanbul Gecesi kitabına… Kitabı fazlaca sevdim. Oldukça güzel, sizi asla yormayan mükemmel bir duygusal güldürü. İçimizden karakterler ve fazlaca ihtimaller içinde bir aşk hikayesi var bu kitapta fakat yazar bunu bir halde masalsı hale de getiriyor. Bilhassa de Ayaz benzer biçimde günün sonunda kahraman bir karakterle. Onu fazlaca sevdim. O denli doğru bir adam ki bayıldım. Aynı şekilde Zeynep’te bir o denli biz ki. Tepkileri, kamyoncu iç sesi ve aile üyeleriyle olan iletişimi ile fazlaca sevdiğim biri oldu. İkiliyi okumak birbirlerine adım adım aşık oluşlarına tanık olmak fazlaca güzeldi. Oldukça keyif aldım. Yan karakterlerin de bu kitabı bu kadar güzel yaptığını düşünüyorum. Oldukça ayrı bir tat kattılar ve kitabın dinamizmini hep yüksek tuttular. Ayrıca Üç Yapraklı Ahududu kitabındaki karakterleri azca da olsa bu kitapta görmekte fazlaca güzeldi.
Sizde keyifle okuyacağınız, bir solukta bitirebileceğiniz bir kitap ki okumak istiyorsunuz? O süre aradığınız kitap bu. Aşk, dostluk ve aile ilişkilerini ilmek ilmek işleyen bu kitap her yaştan okuyucuya gözüm kapalı tavsiyemdir. (Derya Özkan)

Herkese merhaba!
Bu hesabımdaki ilk incelemem olacak:) Kitabımız fazlaca tatlı ve kafa yormayan bir kitaptı. Imtihan haftamdan sonrasında ilaç benzer biçimde geldi. Ders aralarında ve boş derslerimde okuyup 2 güne bitirdiğim bir kitap oldu. Ayaz karakteri o denli naifti ki… Zeynep de fazlaca tatlı bir kızdı. Son sayfalarda yazarımız bizim için bir playlist oluşturmuş fakat bunu son sayfada gördüğüme fazlaca üzüldüm açıkçası yazarımızın hazırladığı playlisti dinleyerek okumayı fazlaca arzu ederdim. Her ne kadar Ay Parçası ve Esmer Güzeli’nin öyküsünü fazlaca beğensem de Zeynep’in kuzenlerinin öyküsünü daha fazlaca merak ettim. Bilhassa Hare… Ancak ilk olarak “Bin Bela Bir Karanfil” kitabı şu demek oluyor ki Nehar’ın hikayesi çıkacak. Bir an ilkin kızların hikayelerini okumayı iple çekiyorum 🙂 (Aysegulamagulmuyo)


Bir İstanbul Gecesi PDF indirme linki var mı?


Kübra Nur – Bir İstanbul Gecesi kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Bir İstanbul Gecesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kübra Nur Kimdir?

1994 senesinde Van’da doğdum.

Babamın mesleği dolayısıyla İstanbul, Balıkesir, Kastamonu benzer biçimde şehirler gezdim.

Şu an Yalova Üniversitesinde Endüstri mühendisliği okumaktayım.

Hikayelerimi yazmaya ise 14 yaşlarında başladım.


Kübra Nur Kitapları – Eserleri

  • Üç Yapraklı Ahududu
  • Bir İstanbul Gecesi
  • Çirkin Ördek Yavrusu
  • Son Şansım
  • Son Çarem
  • Ben Prenses Değilim!
  • Lacivert
  • Son Aşkım


Kübra Nur Alıntıları – Sözleri

  • Yalan sizi kendisine tutsak eder. (Son Aşkım)
  • ~ Sokakları denize çıkan bir şehirde hayata devam etmenin hafifletici hissi vardı yüreğimde. / 69
    ~ Beni yoran şey yaşamın ta kendisiydi, ne yazık. / 201
    ~ Herkesin her duyguyu gizleme derdinde olduğu şu dünya…
    / 218
    ~ Elinizde hakikaten fena bir örnek varken, iyi olanın aslına bakarsak ne işe yaradığını daha kolay öğreniyordunuz. / 273
    ~ Hayatın bir çok süre karmaşık olduğu doğruydu fakat fazlaca kolay noktaları da vardı. Sevgi tüm yaraları kapatmaya yetmiyordu bir ihtimal. Her şeyi kolaylaştırdığını da söyleyemezdim fakat birçok şeye iyi geldiğini biliyordum. Birine bir evi sevdirmeye yetiyordu. Bazen karanlıkları aydınlatmaya yetiyordu. Bazen tek başımıza kaldığımızda aslına bakarsak tek başımıza olmadığımızı bilmemize yetiyordu. Sevgi kolay bir şeydi. Doğru anda, doğru insanoğlu içinde filizlenip büyüdüğünde dünyanın en güzel şeyine dönüşüyordu. Birbirini seven iki insan, bu dünyada asla yalnız kalmıyordu. Aralarında kilometreler olsa bile. Bu, her şey demek değildi bir ihtimal fakat birçok insan için fazlaca şey demek bulunduğunu biliyordum. Benim için öyleydi. / 292
    ~ Sevgi saklanamazdı. / 316 (Bir İstanbul Gecesi)
  • “Seninle tanışmadan ilkin bir insanoğlunun bu kadar mutlu olabileceğini de bu kadar üzülebileceğini de bilmiyordum.Yaşamın değişik bir boyutunu keşfetmiş gibiyim.Şimdi de tüm bu tarz şeyleri; daha fazlaca hissedebilmeyi, daha içten gülebilmeyi, kalbimin mutluluktan perendeler atışını,tüm güzel rüyalarımı ve nicesini kaybettiğim için müthiş bir azap çekiyorum.” (Son Çarem)
  • “Bakışları almam ihtiyaç duyulan bir emanetmiş benzer biçimde orada öylece bekliyor ve beni her hatırladığımda yine yine gülümsetiyordu.” (Bir İstanbul Gecesi)
  • “Yanlış bir zamanda mı geldim?” diye sordu Arın.
    “Hayır,” dedim derhal. “Akın’ın gömleğine bir şey dökülmüş. Ben de çıkarmaya çalışıyordum.”
    Arın’ın tek kaşı yavaşça yukarı kalktı. “Gömleği mi?”
    “Hayır,” dedim gene. “Lekeyi. Aslında gömleğini de çıkarmak istedim fakat Akın istemedi.
    Arın gür sesli bir kahkaha koyuverirken başını iki yana salladı. “Kardeşim hep birazcık salak olmuştur.” (Son Aşkım)
  • “Aşkın sabitlerden, değişkenlerden, kısıtlamalardan daha fazlası olduğunu öğrendim. En büyük değişkenin, insanın sol kaburgasının altında sakladığı yüreği olduğunu öğrendim. Kalp ve yüreğin aslında çok da aynı anlama gelmediğini öğrendim. Aşk kimileri için bir yuva, kimileri için huzurdu. Benim içinse akasyalar, ateş böcekleri, yıldızlı gökyüzü ve mavi renk olduğunu öğrendim.” (Son Aşkım)
  • Sizin derdinizi kendi derdi bilecek insanların olması kalkandır. (Bir İstanbul Gecesi)
  • Bahçeden çıkıp Akın’ın yolun karşısına park etmiş olduğu otomobilinin yanına gittik. Bir beyefendi benzer biçimde, benim için kapımı açıp binmemi bekledikten sonrasında kapıyı kapattı. Ardından sürücü koltuğuna yerleşti. Tam arabayı çalıştırmaya hazırlanıyordu ki, bakışları torpidonun üstündeki bir şeye takıldı. Yarım bir gülüşle uzanıp, orada duran tek dal pembe gülü alıp bana uzattı.
    ”Bir çiçekçi yolumu kesti ve ondan bir çiçek almam için fazlaca ısrar etti. Öyleki ki , almazsam beni lanetleyeceğini falan düşünmeye başladım. En sonunda pes ederek bu gülü aldım ve randevumuz için güzel bir başlangıç olur diye düşündüm.”
    Gülü sapından tutarak aldım ve burnuma götürüp kokladım. ”Teşekkür ederim. Oldukça hoş,” dedikten sonrasında, pembe yapraklarından birini koparıp ağzıma attım.
    Akın’ın bana taraftan bir bakış attığını, sonrasında ufak bir hıhlama sesi çıkararak yine yola döndüğünü, arkasından yine bana dönerek kaşlarını şaşkınca çatarak yüzüme baktığını fark ettim. Hepsi iki saniye içinde oluverdi.
    ”Bir şey mi oldu ? ” diye sormuş oldum ağzımdaki yaprağı yutarken.
    ”Yanlış mı gördüm, yoksa birazcık ilkin sana verdiğim gülü mü yedin ?”
    Bir an durakladım. Bir çok insanoğlunun onlara armağan edilen gülü yemedikleri bilgisi her nede olsa beynimin arka köşelerine saklanmıştı. Ve sadece Akın’ın şaşkın bakışlarını gördüğünde saklandığı köşeden çıkma zahmeti göstermişti.
    ”Hı,hı.” Usulca mırıldanırsam bir ihtimal mevzuyu uzatmaz, öylece geçiştirmeyi tercih ederdi. (Son Aşkım)
  • ” Bir kadının sevilmeyi ya da kabul görülmeyi hak etmesi için güzel olmasına gerek yoktu. Kadınlar, hayatlarındaki iyi şeyleri güzellikleri karşılığında almak zorunda değillerdi. Güzellik, onların sevilmemelerinin karşılığında ödedikleri karşılık değildi. ” (Çirkin Ördek Yavrusu)
  • Ben, Damla’yı güzel buluyor, bilhassa gözlerini fazlaca beğeniyordum. Ama bu, gözleri mavi olmasa onu sevmeyeceğim anlamına gelmiyordu. Damla’yı beğeniyordum fakat insan her beğenmiş olduğu hanıma aşık olmuyordu. Aşk için daha fazlası gerekiyordu; onun için kendinde, kişiliğinde, kalbinde bir yer açabilecek kadar önemsemen gerekiyordu. Ve bu bir tek güzellikle olmuyordu. (Çirkin Ördek Yavrusu)
  • Lacivert diyorum…:
    ” Siyah kadar asil,mavi kadar güzel. ” (Lacivert)
  • ” Sizi öldürmeyen şey güçlendiriyordu. ” (Çirkin Ördek Yavrusu)
  • Eğer ilişkiyi doğru temeller üstünde başlatırsan en küçük sıkıntıda yıkılmaz (Üç Yapraklı Ahududu)
  • Terbiyesizin biri kapıma dayandı diye evimden ayrılmam haksızlık.”
    Elindekileri yine sehpanın üstüne bıraktı ve gelip yanıma oturdu. “Elbette haksızlık,” diye konuşmaya başladı, içimi titreten bir anlayışla gözlerimin içine bakarken. “Elbette olması ihtiyaç duyulan o insanın bir yere kapatılması, cezalandırılması ve senin asla bu şekilde rahatsız edilmemen. Elbette bir evde dilediğin benzer biçimde tek başına kalabilmelisin, sokakta günün her saatinde dilediğin benzer biçimde yürüyebilmelisin, yaşamının hiçbir anında hiçbir insan seni rahatsız
    etme hakkını kendinde bulmamalı. Fakat olması gerekenin olduğu bir dünyada yaşamıyoruz,
    ne yazık ki. (Son Şansım)
  • Dudaklarımdan bir homurdanma döküldü.”Kuvvetli kadınmış”diyerek pufladım.
    “Bu da yeni moda.Kuvvetli kadınız diye her şeye yakınma etmeden katlanmamız umut ediliyor.Ne hikmetse ya kuvvetli ya zayıf oluyoruz ,ya hep ya asla oluyoruz.Bir türlü insan olamıyoruz sizin gözünüzde.” (Üç Yapraklı Ahududu)
  • Kış bitmişti fakat yine vardığında el ele tutuşup gene baharı getirecektik (Son Şansım)
  • – şimdi sen bu şekilde söyledin ya .
    Ben sanki bu şehri fethetmişim benzer biçimde hissettim. Ama savaşmadan,kan dökmeden. Acısız bir yengi. (Ben Prenses Değilim!)
  • “Bana uyacak biri nasıl biri, onu soruyorum.” dedi gülerek.
    Ortada gülünç bir şey vardı da ben mi göremeiyordum. Omuz silktim. ‘“Başvuranlar arasında henüz öyle bir adaya rastlamadım. O yüzden tam bilemiyorum.”
    “Sana bu konuda yardımcı olabilirim.”
    Önerisine göz devirmemem hakikaten yaptığım en zor şeylerden biriydi. Benim ne kadar başarı göstermiş ve ustalaşmış bir çöpçatan olduğumu buradan anlayabilirdiniz.
    “Öyle mi ? Bu… iyi olur.”
    Evet, lütfen sana iyi mi birini ayarlamamı istediğini anlat bana. Anlat da ağlayarak masanın altına girme aşamasına daha süratli geleyim.
    “Bence…” dedi, benim içimdeki fena hislerden habersiz,rahat, güzel bir gülümsemeyle.
    “Bana uyacak kişi sevimli biri olmalı. Orta boylu, beyaz tenli. Çilli.’”
    Bunları saydıktan sonrasında bir yanıt bekliyormuş benzer biçimde yüzüme baktı. Ama ne diyebilirdim ki ? Tüm çilli hanım müşterilerimle yollarımızı ayırma planları yapmakla meşguldüm.
    Akın ufak bir öksürükten sonrasında devam etti.
    “Çok zeki biri olmalı.” derken kaşları yukarı doğru kavislendi.
    “Bana gökyüzünde yıldızların yerini gösterip isimlerini söyleyebilecek kadar zeki.”
    Bir dakika. Beklediğim bu değildi… Kaşlarım şüpheyle birbirine yaklaşırken Akın saymaya devam etti.
    “Sonra, biraz tuhaf biri olmalı. Erkek köpeğine, bir dişi ismi verecek ya da ona getirilen çiçekleri yiyecek kadar tuhaf biri.”
    İşte bu tarz şeyleri söylemesinin arkasından gözlerim hayretle devasa açılmıştı. Bu şahıs sana da birazcık tanıdık geliyor muydu, sayın okur ? Yoksa beynim üzüntüden kendini kapattı da rüyalar âlemine mi geçiş yapmıştım?
    “Her güzel şeye, onu anlamak için pürdikkat bakacak biri olmalı.” diye sürdürdü Akın konuşmasını.
    “Etrafındaki insanlara ger zaman ayak uyduramasa da onları incitmeden yaşamayı başarmış biri olmalı. Kendisi incinmiş olduğu halde üstelik. Eşsiz biri olmalı. Kendi mucizevi ışığını yaymalı.”
    Beynim kendini kapatmış mıydı bilmiyordum fakat bana komut vermeyi kestiğine güvence verebilirim. (Son Aşkım)
  • ” Birine güvenmek, aşktan, sevgiden, iyilikten bağımsız bir şeydi.Birine güvenmek, insanoğlunun karşısındakinden ziyade ta kendisiyle alakalıydı. ” (Ben Prenses Değilim!)
  • Ama geçiyordu işte. Herşey gelip geçiyordu. Ve geriye yalnız ben kalıyordum.. (Çirkin Ördek Yavrusu)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş