Bir İsyancının İzleri – Deniz kimin eseri? Bir İsyancının İzleri – Deniz kitabının yazarı kimdir? Bir İsyancının İzleri – Deniz konusu ve anafikri nedir? Bir İsyancının İzleri – Deniz kitabı ne konu alıyor? Bir İsyancının İzleri – Deniz PDF indirme linki var mı? Bir İsyancının İzleri – Deniz kitabının yazarı Turhan Feyizoğlu kimdir? İşte Bir İsyancının İzleri – Deniz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Turhan Feyizoğlu

Yayın Evi: Alfa Yayıncılık

İSBN: 9786051063508

Sayfa Sayısı: 486

Bir İsyancının İzleri – Deniz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de devrim O, onun en güzel yüz metresini koştu.”

 1960’lar… İsyan yılları… Üniversiteli gençliğin coşkulu, öfkeli, tutkulu başkaldırısı… Okullarda, köylerde, fabrikalarda özgürlük, bağımsızlık, eşitlik için on binlerle devam eden savaşım… O yılların bugüne ve geleceğe armağanı üç genç: Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan…

 6 Mayıs 1972 sabahı, tutuklu bulundukları Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde siyasal bir kararla ve bir hukuk skandalı sonucu idam edildiklerinde Deniz ve Yusuf 25, Hüseyin ise 23 yaşındaydı.

Boyun eğmezlikleri, adanmışlıkları, cesaretleri ve en çok da fazla düşleri, 6 Mayıs 1972’den bu yana peşlerinden gelen genç kuşaklarca bir bayrak benzer biçimde dalgalandırıldı.

Turhan Feyizoğlu, bu kitabında, 68’lerden bu yana süregelen “en uzun koşu”nun “en hızlısı”nı, Deniz Gezmiş’i konu alıyor. Türkiye siyasal geçmişine damgasını vurmuş bir periyodunu ve bu devrin en mühim gençlik önderlerinden birinin yaşamını tanıklıklara, belgelere dayanarak tüm ayrıntılarıyla bugüne aktarıyor.

 Baba,

 Mektup elinize geçmiş olduğu vakit, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, gene de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat, bu durumu metanetle karşılamanı isterim. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… Mühim olan oldukca yaşamak değil, yaşamış olduğu süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir.

 Bu nedenle ben, erken gitmeyi düzgüsel karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden ilkin giden dostlarım, hiçbir vakit ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın.

 Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir.

 Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu.

 Seninle düşüncelerimiz ayrı fakat, beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, (…) anlayacağını inanıyorum.

 Cenaze için, avukatlarıma lüzumlu talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara’da 1969’da ölen dostum Taylan Özgür’ün yanına gömülmek isterim. Onun için cenazemi İstanbul’a götürmeye kalkma.

 Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı minik kardeşime bırakıyorum. Kendisine bilhassa tembih et. Onun bilim adamı olmasını isterim. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.

 Son anda, yaptıklarımdan en küçük bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım…

-Oğlun Deniz Gezmiş-

Bir İsyancının İzleri – Deniz Alıntıları – Sözleri

• Kahrolsun Amerikan emperyalizmi, yaşasın dünya halklarının devrimci mücadelesi.
• Sabreden derviş, açlığından ölmüş.
• Hiçbir şey denizde kalmaz, elbet bigün bir yerde sahile vurur.
• Gönlüm deniz değil ki sahile vursun.
• Gücümüz muştaların, tabanca kabzalarının ucunda değil, kafamızda ve yüreğimizdedir.
• Politika yapanların iki gömleği vardır: Birisi bayramlık, birisi idamlık.
• Bahar gelmişti oysa, mayısın altısı.
  Üç cemreydi sabaha karşı üç kor parçası.
  Düştüler havaya, suya, toprağa…
  Üç ateş benzer biçimde.
• Bundan dolayı tarih, dünü anlayıp bugünü geliştirmek ve geleceğin iyi mi olacağının belirlenmesine yarayan tek kaynaktır.
• Samsun’u 15-20 kilometre geride bıraktıkları bir sırda polisler, yürüyüş yapanların önünü keser ve evvelde izin almadıkları için kanunsuz yürüyüş yaptıkları nedeni öne sürülerek yürüyüşçüleri Emniyet Müdürlüğü’ne götürür.
  Yürüyüşçüler, 31 Ekim günü, Adliye’ye sevk edilir.
  Bozkurt Nuhoğlu, duruşmada:
  “Sayın yargıcım, burada bizi,24 genci değil, Mustafa Kemal’i, O’nun ilkelerini yargılıyorsunuz “der.
  Yargıç bunun üstüne, elinden kalemi bırakarak,
  “Ne bugün,ne de bugünden sonrasında hiçbir hakim, Mustafa Kemal’i ve O’nun ilkelerini yargılayamaz “diye yanıt verir ve O’na bağlılığını belirtir.
• “Sonra Belki Düşüncelerin Asılmadığı Yerlere Gideriz.

Bir İsyancının İzleri – Deniz İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Tarih bilinci dünü bugünü ve yarını kapsayan bir süreklilik içinde kavramalıdır.Gelecekle ilgili kaygılar taşıyan ve/yada geleceğini tasarlayan toplumlar tarih bilincinden, zamanı kavrama iradesinden vazgeçemez.Bundan dolayı tarih dünü anlayıp, bugünü geliştirmekte ve geleceğin iyi mi olacağının belirlemekte işe yarayan en mühim kaynaktır.
Bu belgeselde siyasal bir kararla 25 yaşlarında idam edilen Deniz Gezmiş’in kısa fakat dopdolu yaşamına, kararlılığına, mücadeleciliğine tanıklık ediyoruz.
Deniz’in yaşam öyküsünün tarihin bir periyodunu aydınlattığına inanıyoruz.
Beklentinin oldukca altında bir kitap bazı vakaları birçok kişinin ağzından dinlemekte yorucu,başka bir yazardan okumanızı tavsiye ederim. Deniz Gezmiş’i över benzer biçimde gözüksede de sevemedim yazarın anlatımını (Betül Memiş)

Yenilmişsem
Elim kolum bağlı
Boynumda yağlı ip
Gelip dayanmışsam
darağacına
Dudaklarımda yarın
Gözlerim yarınlarda
Unutmak mı gerek seni?
Kapılar kapalı
Tutulmuşsa gece
kapkara yollar
Sıcacık bir sevgi
sunmayacak mıyım
insanlara?
Bakmayacak mıyım yarınlara
Seslenmeyecek miyim
insanlara?
Deniz Gezmiş (Mine)

Beklentimin oldukca altında bir kitaptı. Deniz Gezmiş’i övmeye çalışırken o denli duygusal davranılmış ve D. Gezmiş’in kapıdan girişi bile o denli oldukca kişinin ağzından yazılmıştı ki (ilkin sağda, sonrasında solda, tam karşıda, pencere kenarında,kapının yanında oturan kişilerin açıları ile) artık gülünç bir hal almıştı; mecburen bıraktım. 🙁 (Çalışkanarı Çiğdem Özdemir)

Bir İsyancının İzleri – Deniz PDF indirme linki var mı?

Turhan Feyizoğlu – Bir İsyancının İzleri – Deniz kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Bir İsyancının İzleri – Deniz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Turhan Feyizoğlu Kimdir?

1980 senesinde İspir Lisesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda okudu (1980/1983).Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi’nde okudu (1983-1987). Çeşitli işlerde çalıştı. Basında ilk yazısı 28.1.1979 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde gösterildi.

Yazıları ve yazı dizilerin yayınlandığı bazı gazeteler: Cumhuriyet, Bizim Gazete, Uygar Marmara, Devrim, Alternatif Süreç…

Yazıları ve yazı dizilerinin yayınlandığı bazı dergiler: Yarın, Yazın, Berfin Bahar, Özgürlük, İks, Devrimci Gençlik, Sosyal Demokrat, Mustafa Kemal, 68’liler Birliği Vakfı Bülteni, Cenup, İleri, Türk Solu, Eski, Dünyada Türk Haber.Türkiye Yazarlar Sendikası(TYS), PEN yazarlar derneği, Edebiyatçılar Derneği, 68’liler Birliği Vakfı ve daha birçok demokratik kitle örgütünün yönetim kurullarında çalıştı, üyesi oldu.

Kitapları

– Deniz/ Bir İsyancının İzleri, Ozan Yayıncılık, İstanbul, 21.Baskı, Ağustos 2004

– Türkiye’de Devrimci Gençlik Hareketleri Tarihi (1960-68), 1.cilt, Belge Yayınları, İstanbul, Nisan 1993

– Mahir/ On’ların Öyküsü, Ozan Yayıncılık, İstanbul, 8.baskı, Mart 2004

– İbo/ İbrahim Kaypakkaya, Ozan Yayıncılık, İstanbul, Nisan 2000

Sinan/ Nurhak Dağlarından Sonsuzluğa, Ozan Yayıncılık, İstanbul, 3.baskı Kasım 2004

– Fırtınalı Yıllarda Ülkücü Hareket, Ozan Yayıncılık, İstanbul, 2.baskı, Ekim 2003

– Fikir Kulüpleri Federasyonu/ Demokrasi Mücadelesinde Sosyalist Bir Talebe Hareketi, Ozan Yayıncılık, İstanbul, 2.baskı, Kasım 2004

– Fırtınalı Yılların Gençlik Liderleri Konuşuyor, Ozan Yayıncılık, İstanbul, 2.baskı, Kasım 2004

– Yılmaz Cenup/ Bir Çirkin Kral, Ozan Yayıncılık, İstanbul, 2.baskı, Ekim 2003

Turhan Feyizoğlu Kitapları – Eserleri

• Bir İsyancının İzleri – Deniz
• Mahir – Onların Öyküsü
• Sinan
• Yılmaz Cenup Bir Çirkin Kral
• Bizim Deniz
• İki Adalı
• İbo – İhtilalin Fidanı
• İbo (İbrahim Kaypakkaya)
• Denizler ve Filistin
• Hüseyin İnan
• Fırtınalı Yılların Gençlik Liderleri Konuşuyor
• Ahh Marilyn
• Fikir Kulüpleri Federasyonu
• Fırtınalı Yıllarda Ülkücü Hareket
• Mustafa Suphi: Türk Ocağı’ndan Türkiye Komünist Partisi’ne
• Türk Ocağı’ndan Türkiye Komünist Partisi’ne Mustafa Suphi

Turhan Feyizoğlu Alıntıları – Sözleri

• Acı yayılıyor… Acıyla geçiyoruz (İki Adalı)
• “Grev, işçilere patronların gücünün ve işçilerin gücünün ne işe yaradığını gösterir. Onlara yalnız kendi patronlarını ve iş dostlarını değil, tüm patronları, tüm paracı sınıfını düşünmeyi öğretir.”
  Lenin (İbo – İhtilalin Fidanı)
• Vatanımızda 12 Mart Askeri Darbesi’nin olması bir rastlantı değildir. Bu
  genel olarak, emperyalizmin üçüncü bunalım sürecinin, hususi olarak
  Amerikan ekonomisinin 1967 ‘den beri içine girmiş olduğu korkulu krizin, Yan-
  kee işgali altındaki ülkemize yansımasının bir sonucudur. Ülkemizdeki re-
  jimin militarize olması ve de saldırganlığını çoğaltması, Amerikan emperya-
  lizminin ekonomisini askerileştirmesini muhteşem arttırıp, içeride ve dı-
  şarıda terörünü artırmasının “Ufak Amerika”da yansımasıdır. (Mahir – Onların Öyküsü)
• Politika yapanların iki gömleği vardır: Birisi bayramlık, birisi idamlık. (Bir İsyancının İzleri – Deniz)
• Demokratikleşme sürecini tamamlayamayan toplumlarda açık münakaşa, açık eleştiri, aydınca hoşgörü işleyemiyor. (Fırtınalı Yılların Gençlik Liderleri Konuşuyor)
• İnsanları görmemek unutmak anlamına gelmez. (Hüseyin İnan)
• Gönlüm deniz değil ki sahile vursun. (Bir İsyancının İzleri – Deniz)
• Stalin yoldaşın belirttiği benzer biçimde: “Kuvvetli düşmanları ezebilmek için her şeyden ilkin esnek ve proletarya açısından iyi düşünülmüş bir siyaset uygulamak, düşmanlar arasındaki her çatlaktan yaralanmak ve onlar yalpalayan, istikrarsız müttefikler olsa bile bağlaşık bulma kabiliyetine haiz olmak gereklidir.” (İbo – İhtilalin Fidanı)
• Hüseyin, lise döneminde yaz tatillerinde Sarız’a vardığında küçüklere parasız İngilizce kursu verirdi. Sarızdaki okuldan izin almıştı. Okulda genel olarak Alevi ve Avşarların evlatları vardı. Avşarların, Aleviler üstünde baskıları oluyordu. Avşar evlatları, ara sıra Alevi evlatları döverlerdi.
  Kamil İnan, ağabeyinin kurs verdiği evlatların içinde Avşar çocuklarını görünce merakla sormus,
  “Abi Bunlar bizi her gün dövüyor. Bunlara niye kurs veriyorsun?
  “Biraz büyü anlarsın” diye yanıtlamış,
  Hiç ayrımcılık yapmamış her insana eşit davranmış destek olmuştu.
  Kamil İnan şu şekilde devam ediyor: “Evlatları oldukca severdi. Devamlı kitap okurdu. Çocuklarla oldukca ilgilenirdi. Dışarı çıktığında benim yaşımdaki evlatları toplar onlarla oynardı. İçerdeyken kitaplarıyla uğraşırdı. (Hüseyin İnan)
• Sabreden derviş, açlığından ölmüş. (Bir İsyancının İzleri – Deniz)
• En güzel günlerimizi kabusa
  Çevirenleri,ne olursa olsun bigün
  Tatli uykularından uyandıracağiz (Yılmaz Cenup Bir Çirkin Kral)
• Gazetelerin her yazdığı yalan dolan. (Mahir – Onların Öyküsü)
• Mao Zedung yoldaş diyor ki: “Sanki gerçeği yalnız siz biliyormuşsunuz benzer biçimde daima haklı olduğunuzu sanmayın. Sanki siz olmayınca dünya duracakmış benzer biçimde her şeyi kendinizin yapabileceğini ve başkalarının hiçbir şey yapamayacağını sanmayın.” (İbo – İhtilalin Fidanı)
• Kişiliklerinde devrim yapamayanlar devrimci olamazlar. (Mahir – Onların Öyküsü)
• Ana yargıç tarih olacaktır. (Fırtınalı Yılların Gençlik Liderleri Konuşuyor)
• Hainler yüzünden öz vatanımızda, üvey evlat durumuna düştük.
  Gelecek nesillere vatanı bu şekilde terk edemeyiz.
  Bu talan seviye bu şekilde devam ettikçe köle muamelesi gören biz olacağız. (Hüseyin İnan)
• Bundan dolayı tarih, dünü anlayıp bugünü geliştirmek ve geleceğin iyi mi olacağının belirlenmesine yarayan tek kaynaktır. (Bir İsyancının İzleri – Deniz)
• Sevgili babacığım, 
  Bu mektubu aldığın vakit ben ebediyen bu dünyadan göç etmiş olacağım. Ne kadar sarsılacağını tahmin ediyorum. Bir-buçuk seneden beri benim yüzümden iyi mi üzüntü içinde olduğunuz malûm. Bu son vakası da metanetle karşılamanızı yalnız dileyebiliyorum. 
  Babacığım bu vakadan da annemin ve yücel’in senin tesellilerine ve desteklerine gereksinimleri oldukca. Bunun için ne kadar metin olursan, hem senin sağlığın için hem de onlar için o denli iyi olur. Elbette ki, senelerce emek verip yetiştirdiğin bir oğlun, bir günde öldürülmesi kolay göğüslenecek bir vaka değildir. Fakat siz benim ne için, kimlere karşı savaşım verdiğimi bildiğiniz gibi. ben bu açıdan rahat ve vicdan huzuru içinde gidiyorum. Sizlerin de bu bakımdan rahat ve refah içinde olduğunuzu ve olacağınızı biliyorum. 
  Babacığım, annemin ve yücel’in senin desteklerine muhtaç olduklarını yukarıda söylemiştim. onları rahat ettirmek için tüm enerjisini kullanacağından esasen inanırım. Babacığım, burada şunu ilave edeyim ki, yücel’in hastalığından kendini görevli hissediyorum. yücel için her şeyinizi ortaya koyacağınız mevzusunda da kuşkum yok. Ablamlar için söyleyeceğim; fazla üzülmesinler, olayın sarsıntıları geçtikten sonrasında düzgüsel hayatlarını devam ettirsinler. Mehtap’a ne diyeyim… benim için devamlı kucak dolusu öpün. 
  Babacığım, cezaevinde kalan arkadaşları arasıra yoklarsan, hallerini hatırlarını sorarsan oldukca memnun olurum. Herbirisi oğlun sayılır. Dışarda hepimiz için uğraşan dostlarımı ve dostlarını unutmayacağını biliyorum. 
  Mektubum burada biterken sizi, annemi, yücel’i, ablamı, aziz abiyi, mehtap’ı hasretle kucaklarım babacığım… 
  Hoşçakalın.
  02 Mayıs 1972
  T Yusuf Aslan (Denizler ve Filistin)
• “Silahlarımız emperyalistlerin ve faşistlerin zalim saltanatını yıkıncaya kadar susmayacaktır.” (İbo – İhtilalin Fidanı)
• Bahar gelmişti oysa, mayısın altısı.
  Üç cemreydi sabaha karşı üç kor parçası.
  Düştüler havaya, suya, toprağa…
  Üç ateş benzer biçimde. (Bir İsyancının İzleri – Deniz)