Eğitim

Buz Sarayı – Tarjei Vesaas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Buz Sarayı – Tarjei Vesaas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Buz Sarayı kimin eseri? Buz Sarayı kitabının yazarı kimdir? Buz Sarayı konusu ve anafikri nedir? Buz Sarayı kitabı ne konu alıyor? Buz Sarayı PDF indirme linki var mı? Buz Sarayı kitabının yazarı Tarjei Vesaas kimdir? İşte Buz Sarayı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Tarjei Vesaas

Çevirmen: Melih Cevdet Anday

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9786050817744

Sayfa Sayısı: 184


Buz Sarayı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“İki dalga geçti içinden: İlki insanı hareketsiz bırakan bir soğuk dalga, ikincisi canlılık veren bir sıcaklık… Tıpkı başımızdan geçen ender olaylarda olduğu gibi.”

 

Hem yazarı, hem çevirisi, hem de hikâyesiyle “özel” bir kitap: Buz Sarayı… İki minik kızın dostluğunu özetleyen roman, çocukluğun gizli saklı kederini incelikle işliyor. Bitmeyen, upuzun bir kışın ortasında filizlenen bu dostluk, uçsuz bucaksız bir yalnızlığın başlangıcı oluyor. Türkçenin en mühim şairlerinden Melih Cevdet Anday’a 1973 TDK Tercüme Ödülü’nü; Tarjei Vesaas’a ise 1963’te Kuzey’in Nobel Edebiyat Ödülü sayılan İskandinav Edebiyat Ödülü’nü kazandıranBuz Sarayı; soğuk, uzak bir diyarın dostlukla alevlenen sessiz şiirini dillendiriyor.

 

“Ne kadar yalın bir roman bu. Ne kadar incelikli, ne kadar güçlü… O kadar farklı, öyle biricik ki. Unutulmaz. Sıradışı…”

Doris Lessing, The Independent

 


Buz Sarayı Alıntıları – Sözleri

  • Garip bir anı: karanlıkta kara yaratıkların acil hitabı,
    ..
    Uzaktan gelen bir haykırış. Diğeri dünyadan bir davet.
    Su damlası ile dal benzer biçimde duyarsınız kendinizi. Emin değilsinizdir. Ölüden başka her şeysiniz şimdi.
  • “Karanlık ona diyordu ki, yolun iki yanında da ben varım.”
  • Vakit gecedir… Ve bu ne?
    Bu bir armağan.
    Anlamıyorum.
    Hava kararmış oldu ve bana büyük bir armağan verildi.
    Bana bir şey verildi ve ben bunun ne işe yaradığını bilmiyorum.
    Hiç anlamıyorum. Nereye gitsem bana bakıyor bu armağan.
    Armağan durmuş bekliyor.
  • Onlar da tekrar Unn’u çağırmadılar. Tek başına kaldı kız. Kibirlinin biri diyenler oldu onun için, fakat tutmadı bu ve kimse rahatsız etmeye kalkmadı Unn’u… Bu benzer biçimde şeyleri önleyen bir havası vardı sanki.
  • İnsan ayaklarının sesini duyamazsa çıldırabilirdi.
  • Hâlâ senden başka kimsem yok.
  • Kirpiklerinin altında ışıkla ve ışınla dolu dört göz, aynayı dolduruyordu. Sorular çakıp çakıp yitiriyordu. Bilmiyorum: Işıklar ve ışınlar, senden bana, benden sana mı, yoksa yalnızca benden sana mi yansıyor… Aynaya giriyor, sonrasında gene çıkıyor, bunun ne olduğu üzerine ne bir yanıt, ne de bir izahat… Bu somurtuk kırmızı dudaklar senin dudakların mı, hayır değil, benim dudaklarım, ne kadar da benziyorlar birbirlerine! Saçlar da aynı şekil, o parlaklık, o ışın. Biziz bu! Değiştiremeyiz bunu, başka bir dünyadan gelmişiz benzer biçimde. Resim sallanmaya başlıyor, kenarlardan taşıyor, toplanıyor, hayır toplanamıyor. Gülen bir ağız o. Başka dünyalardan bir ağız. Hayır, bir ağız değil, bir gülümseme değil o, kim bilir ne! Sadece alabildiğine açılmış kirpikler var, ışıkların ve ışınların üstünde. Aynayı bıraktılar, kızarmış, şaşkın yüzlerle birbirlerine baktılar
  • Biziz bu! Değiştiremeyiz bunu, başka bir dünyadan gelmişiz benzer biçimde. Resim sallanmaya başlıyor, kenarlardan taşıyor, toplanıyor, hayır toplanamıyor. Gülen bir ağız o. Başka dünyalardan bir ağız. Hayır, bir ağız değil, bir gülümseme değil o, kim bilir ne! Sadece alabildiğine açılmış kirpikler var, ışıkların ve ışınların üstünde.
  • Bu sabahleyin erken ilk mektup sırada önündeydi. “Buluşalım Siss.” İmza: “Unn.”


Buz Sarayı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Buzu Hangimiz Sevmedik?: Eleştiri yağmuruna hazır olun Özgürce geldi. Evett… İnceleme yazmayı düşünmüyordum bu kitaba fakat öteki incelemeleri okuyunca dayanamadım. Eleştiri okları bu sefer bu kitabı inceleyenlere çemkiricem..
Evet İskandinav edebiyatı ve Melih Cevdet Anday’ın güzel çevirisiyle karşı karşıyayız bunda hepimiz aynı fikir. Soğuk zamanlarda okuyup kendimi asla yadırgamadan içine daldığım eserimizin bu zamanı not düşmek lazım Eylül ayında denize girmeyi tatlı tatlı hayal ederken uzun kolu kışlık çoraplarımla evde tir tir titrerken bulduk kendimizi. Haliyle bu yıl ki şansımıza da tükürmek farz oldu. Norveç’i dibimizde hissettik. Neyse bunu notu düştükten sonrasında kitabımızın mevzusuna dönebiliriz.
Her yaş grubuna hitap edebilen fakat daha oldukca yaş aralığı 15-16 yaş olan gençlerin ilk okuyuşta hayranlık işitebileceği bir yaratı. Zor değil akıcı bir dili var oldukça kolay anlaşılır. Benim ara sıra anksiyetimi hissettirdiği oldu, depresif bir o denli zalimin soğuğu Buzdan Saray. İki kız çocuğumuzun arkadaşlığı ve birbirlerine duyduğu sevginin yanlış yollardan geçerek dışa vurumu. Bunu anlatmak zorundayım birazcık değişik bir bakış açısına sahibim anlatırken zorlanıyorum.
Doğa tasvirlerini hangi kitapta okursam okuyayım oldukca severim. İnsana rahatlık veren tarafları olur her seferinde fakat bu kitapta huzurun tersten yansıması, yanılmasalar şeklinde. Bu oldukca içine çekiyor. Diğer taraftan minik küçüklere bindirilen ailesel ve toplumsal yük oldukca baskın kitapta. Ailesel problemleri içsel çöküşleri bunu dostlukta şu demek oluyor ki dışar çevrede arayıp başarıya ulaşmış olamama durumları. Her ne kadar iki kız çocuğunun dostluk anlayışı benzer biçimde görünse de. Asıl vakalar devamlı gözden firar etmiş bir kitap.
Heh… şimdi birazcık içim rahat ettiğine nazaran… Umarım derdimi ve kitabın neye odaklanmanız icap ettiğini anlatabilmişimdir. Sadece kusuru hakikaten kusuru kitabın bu noktalara değinirken oldukca yalın ve mütevazi anlatması derinleştirmeden yüzeysel kalması kimsenin hoşuna gitmemiş. Alıp okumak isterseniz de bu tarz şeyleri baz alarak okumanızı temenni ederim. Kitapla kalınca. (Özgürce)

Buz sarayı oldukca garip bir kitap. Oldukça mütevazi, oldukca kolay benzer biçimde görünen fakat oldukca katmanlı bir kitap. Kitapta yoğun bir halde İskandinav ülkelerinin kültürüne şahit oluyoruz aslen farkına bile varmadan. Soğuk ve azca nüfusa haiz bir ülke olarak, Norveç, oldukca sayıda yalnız insanoğlu ülkesi aslen. Ve bu ülkede bir çocuğun ailesiyle ilişkileri, bir çocuğun dostlarıyla ilişkileri nasıldır oldukca net görüyoruz. Ama beni kitapta en oldukca etkileyen bölüm, coğrafi tanımların mükemmelliği, bilhassa de buz sarayının olağanüstülüğü. Bu öyleki bir buz sarayı ki, adı olan iki kahramandan birini içine aldı, ve ondan sonrasında tüm girişlerini yok etti. Bir alegoriler serisi içinde kayboluyorsunuz kitabı okurken. Melih Cevdet Anday bu kitabı Norveç’çeden dilden değil, İngilizce’den çevirmiş. Yani çevirinin çevirisi bu kitap. Bu şekilde olması ne kaybettirmiştir bilmiyorum, fakat kati olarak söyleyebileceğim bir şey var ki Melih Cevdet Anday iyi bir tercüme çıkarmış. Okuyun derim.. (Hulya İnci)

Siss’ in sınıfına Unn isminde bir kız gelir. Herkesten uzak durması ve kimselerle yakın arkadaşlık kurmaması sebebiyle, sınıfın dikkatini çeker. Siss ile gizli saklı, kaçamak bakışlardan sonrasında; birgün Unn, Siss’ i evlerine çağırır. Ondan konuştuklarının aralarında kalmasını ve kendisinden başka asla kimse ile yakın arkadaşlık kurmaması için söz alan Unn, ertesi gün okula gidecek ve Siss’ in yüzüne bakacak cesareti kendinde bulamadığı için okula gitmez ve kaybolur. Siss verdiği dostluk sözünü, yaşadığına dair umudu ve sevgisi ile bitmek bilmez bir bekleyişe geçer.
️Kendi özgürlüğünün tutsağı idi.
️“Bir söz verdiğini söylemiştin. Ama söz verdiğin kimse ortadan çekilmişse, bu sözü tutmanın hiçbir yararı yoktur.
️Böylece birbirlerine veda etmiş oldular. Uçup gittiler sonrasında, karanlıkla bir olup, neredeyse hiçbir aydınlık yansıtmadan.
️Türkçe’nin en mühim şairlerinden Melih Cevdet Anday’a 1973 TDK Tercüme Ödülü’nü; Tarjei Vesaas’a ise 1963’te Kuzey’in Nobel Edebiyat Ödülü sayılan İskandinav Edebiyat Ödülü’nü kazandıranBuz Sarayı; soğuk, uzak bir diyarın dostlukla alevlenen sessiz şiirini dillendiriyor.
Buz Sarayı kitabını kardeşim Barış BÜYÜK ile beraber okuduk. Güzel eşliği için oldukca teşekkür ederim (Güler Muntazam)


Buz Sarayı PDF indirme linki var mı?


Tarjei Vesaas – Buz Sarayı kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Buz Sarayı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Tarjei Vesaas Kimdir?

1897’de, Norveç’te Vinje’de dünyaya geldi. 1923’te yazmaya süregelen Vesaas’ın ilgi çeken ilk romanları çiftlik yaşamını anlattığı Det store spelet (Büyük Çevrim, 1934) ve Kvinner ropar heirri (Kadınlar Yuva Diyor, 1935) oldu. İkinci Dünya Savaşı, eserlerinin daha politik bir ton kazanmasına yol açtı. Huset i mørkret (Karanlıktaki Ev, 1945), Nazi işgali altındaki Norveç’in alegorik bir anlat ımıdır. Vesaas, ününün doruğuna 1957’de yazdığı ve sonrasında filme de çekilen Fuglane (Kuşlar) ile ulaştı. Diğer eserleri içinde, Kimen (Tohum, 1940), internasyonal ödül kazanan hikâye derlemesi Vindane (Rüzgârlar, 1952) ve Is-slottet (Buz Sarayı, 1963) sayılabilir.

Vesaas 15 Mart 1970’te doğduğu kasabada öldü.


Tarjei Vesaas Kitapları – Eserleri

  • Buz Sarayı
  • Kuşlar


Tarjei Vesaas Alıntıları – Sözleri

  • Onlar da tekrar Unn’u çağırmadılar. Tek başına kaldı kız. Kibirlinin biri diyenler oldu onun için, fakat tutmadı bu ve kimse rahatsız etmeye kalkmadı Unn’u… Bu benzer biçimde şeyleri önleyen bir havası vardı sanki. (Buz Sarayı)
  • Uçarak kuşlar benzer biçimde özgür olmak diye birşey yok. (Kuşlar)
  • …Doğrusu düşler kişiye özeldir, onlardan söz etmeyiz… (Kuşlar)
  • Kirpiklerinin altında ışıkla ve ışınla dolu dört göz, aynayı dolduruyordu. Sorular çakıp çakıp yitiriyordu. Bilmiyorum: Işıklar ve ışınlar, senden bana, benden sana mı, yoksa yalnızca benden sana mi yansıyor… Aynaya giriyor, sonrasında gene çıkıyor, bunun ne olduğu üzerine ne bir yanıt, ne de bir izahat… Bu somurtuk kırmızı dudaklar senin dudakların mı, hayır değil, benim dudaklarım, ne kadar da benziyorlar birbirlerine! Saçlar da aynı şekil, o parlaklık, o ışın. Biziz bu! Değiştiremeyiz bunu, başka bir dünyadan gelmişiz benzer biçimde. Resim sallanmaya başlıyor, kenarlardan taşıyor, toplanıyor, hayır toplanamıyor. Gülen bir ağız o. Başka dünyalardan bir ağız. Hayır, bir ağız değil, bir gülümseme değil o, kim bilir ne! Sadece alabildiğine açılmış kirpikler var, ışıkların ve ışınların üstünde. Aynayı bıraktılar, kızarmış, şaşkın yüzlerle birbirlerine baktılar (Buz Sarayı)
  • Bakmamalıyım, gözlerimi kaçırmalıyım – oysa sabahleyin ilk yaptığım,akşam son yaptığım onlara bakmak. Bundan delice ne var? (Kuşlar)
  • Yine de, söylenmedik onca söz varken gitmek güçtü. (Kuşlar)
  • Garip bir anı: karanlıkta kara yaratıkların acil hitabı,
    ..
    Uzaktan gelen bir haykırış. Diğeri dünyadan bir davet.
    Su damlası ile dal benzer biçimde duyarsınız kendinizi. Emin değilsinizdir. Ölüden başka her şeysiniz şimdi. (Buz Sarayı)
  • Biziz bu! Değiştiremeyiz bunu, başka bir dünyadan gelmişiz benzer biçimde. Resim sallanmaya başlıyor, kenarlardan taşıyor, toplanıyor, hayır toplanamıyor. Gülen bir ağız o. Başka dünyalardan bir ağız. Hayır, bir ağız değil, bir gülümseme değil o, kim bilir ne! Sadece alabildiğine açılmış kirpikler var, ışıkların ve ışınların üstünde. (Buz Sarayı)
  • İnsan ayaklarının sesini duyamazsa çıldırabilirdi. (Buz Sarayı)
  • Vakit gecedir… Ve bu ne?
    Bu bir armağan.
    Anlamıyorum.
    Hava kararmış oldu ve bana büyük bir armağan verildi.
    Bana bir şey verildi ve ben bunun ne işe yaradığını bilmiyorum.
    Hiç anlamıyorum. Nereye gitsem bana bakıyor bu armağan.
    Armağan durmuş bekliyor. (Buz Sarayı)
  • Hâlâ senden başka kimsem yok. (Buz Sarayı)
  • …Yavaşça gevşeyip tekrardan düşünmeye adım atmak ne güzeldi… (Kuşlar)
  • …”Niye hepsi bu şekilde?”
    Kadın başını iki yana sallamakla yetindi. Mattis 1daha sormaya kalkışamadı. ~~~Sessizliğe katlandı. Dışarıdan katlanır göründü~~~ (Kuşlar)
  • Dünyadaki tüm kuşlarının açıklığı vardı ciğerlerimde… (Kuşlar)
  • Bu sabahleyin erken ilk mektup sırada önündeydi. “Buluşalım Siss.” İmza: “Unn.” (Buz Sarayı)
  • “””susulunca konuşulmaz””” (Kuşlar)
  • ~~~Düşünüyorum, öleceğim düşünmekten~~~ (Kuşlar)
  • Uçarak kuşlar benzer biçimde özgür olmak diye birşey yok. (Kuşlar)
  • “Karanlık ona diyordu ki, yolun iki yanında da ben varım.” (Buz Sarayı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş