Eğitim

Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 – Memet Fuat Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 – Memet Fuat Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 kimin eseri? Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 kitabının yazarı kimdir? Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 konusu ve anafikri nedir? Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 kitabı ne konu alıyor? Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 PDF indirme linki var mı? Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 kitabının yazarı Memet Fuat kimdir? İşte Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Memet Fuat

Yayın Evi: Adam Yayınları

İSBN: 9789754185760

Sayfa Sayısı: 509


Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu seçki, 1920’lerin ikinci yarısından günümüze kadar uzanan bir vakit dilimini kapsıyor. Seçilen şiirleri baştan sona doğru, yazılış ya da gösterim tarihlerine dikkat ederek okuyanlar,uygar şiirimizin 1929’da 835 Satır’la başlayışını; 1941’de Garip’le yenilenip büyük bir yaygınlık kazanışını; bu akıma katılmayan toplumsalcı şairlerin özgür nazmı çeşitli yönleriyle sürdürüşlerini; 1950’lerin sonlarına doğru İkinci Yeni akımının parlayışını; bu akım içinde şiire süregelen gençlerin 1970’lerde tekrardan cemiyet problemlerine yönelen bir şiir öne çıkarışlarını izleyeceklerdir.


Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 Alıntıları – Sözleri

  • “Bu kör eylül karanlığından uzak
    Bir ölümsüz yaz ülkesi olmalı…”
  • “- Var mısın yok yere ağlamaya?.. “
  • “Onu sevmenin sözcükleri olmamıştır. “
  • “Dostum
    Üşüyorum dedin
    Üşüme
    Korkuyorum – Korkma
    Kaçıyorum – Kaçma
    Ürperiyorum düşünceden – Ürper!..”
  • “Artık insanda
    Yürek yok.
  • “Kurtul dersin kurtul kendinden
    Unut yitiklerini…”
  • “İlk giyotin bir piyano yapıcısına ısmarlanmıştı,
    O günden beri tuşların sesiyle iner bıçak.”
  • “Bir akarsu geçiyor uykunun yanı başından
    Silmiş bellekten ölümlü düşünceleri… “
  • “Herhangi bir memleket türküsünü tutunca kulağından
    Memleketin bir dağını kafamıza yıkıvermek
    Marifetinizdi.”
  • “Ne yaşam şeymiş bu benim ömrüm!.. “
  • “Tohum bir giz midir?
    – Hayır, bir tohumdur giz.”
  • “Bu gövermiş sonbahar günleri çıldırtır
    Çileden ve kitaplardan çıkartır insanı…”
  • Güneş açtı, uzun sürmedi
    gözle görülmüyor
    Çocuk okula başladı, uzun sürmedi
    bir yerde çalışıyor
    Rüzgâr esti, uzun sürmedi
    yaprak kımıldamıyor
    Delikanlı oldu, uzun sürmedi
    ev geçindiriyor.
    Kar başladı, uzun sürmedi
    sular akıyor
    Karısı iyileşti, uzun sürmedi
    tımarhanede yatıyor
    Ağaç büyüdü, uzun sürmedi
    sobalarda yanıyor
    Emekli oldu, uzun sürmedi
    kadavrada bekliyor
  • “Ne sılamız belli, ne gurbetimiz.”
  • “Kimseye vermiyor ki acılardan artarsa…”


Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Şiir sever misiniz? Ben severim. Antolojileri ayrı bir severim. 1920-1970 yılları arası uygar Türk şiiri örnekleri ve şairlerinin kısa yaşam öykülerinin güzel bir derlemesi olan iki ciltlik bu yapıt de kitaplığımın kıymetlilerinden. (@kitaplarlakeyif)

Kitabın birinci cildi şeklinde bu da oldukça oldukça oldukça güzeldiii okurken oldukça keyif aldım şiir okumayı seven her insana tavsiye ediyoruuumm keyifli okumalaaar (Gülbahar)


Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 PDF indirme linki var mı?


Memet Fuat – Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Memet Fuat Kimdir?

Edebiyat eleştirisi yazıları ile tanınan bir edebiyat adamı ve voleybola katkıları ile tanınan bir spor adamıdır. 1960’da De Yayınevi’ni kurdu. Yeni Dergi adlı edebiyat dergisini çıkardı. Altınyurt Voleybol Takımında antrenörlük yapmış oldu ve amatör takımın deplasmanlı lige yükselmesini sağlamış oldu. Nazım Hikmet’in yaşamı ve eserleri hakkında eserler verdi. Nazım Hikmet’in üvey erkek evladıdır.

16 Şubat 1926’da İstanbul’da, büyükbabası Mehmet Ali Paşa’nın Erenköy’deki köşkünde dünyaya geldi. Babası sanat eleştirmeni Vedat Örfi (Bengü), anası Piraye Hanım’dır. O doğmadan ilkin yurtdışına giden babasını ilk kez beş yaşlarında iken görmüş oldu. Annesinin meşhur ozan Nazım Hikmet ile birlikteliği esnasında onlarla beraber yaşadı. 1932’de anne ve babasının boşanmasının arkasından anası, Nazım Hikmet ile 1935 senesinde evliliğe ilk adımını attı. 1938’de üvey babası Nazım’ın tutuklanıp 15 yıl hapis cezasına mahkum edilmesinden sonrasında yaşamını büyükbabası Mehmet Ali Paşa’nın köşkünde sürdürdü.

Erenköy 38. İlkokulu’nda, Kadıköy 1. Orta’da, Robert Koleji’nde ve Haydarpaşa Lisesi’nde okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Kısmı’ne 1946’da kayıt yaptırdı.

Nazım Hikmet’in tesiri ile yöneldiği edebiyat alanında Memet Fuat adıyla tanınmaya başladı. 1946’da ilk kitabını Tuna Baltacıoğlu ile beraber yayımladı. Aşk ve Sümüklüböcek adlı kitabın ilk yarısında Baltacıoğlu’nun, ikinci yarısında Memet Fuat’ın öyküleri yer alıyordu.

1950’de Tuna Baltacıoğlu ve Oktay Verevler ile beraber Memleketimizde ve Dünyada Kitaplar adlı bir mecmua çıkardı. 1951 senesinde ikinci kitabı Yaşadığımız yayımlandı. Aynı yıl, üniversiteyi tamamlamasından ilkin büyükbabası Mehmet Ali Paşa’yı yitirdi ve aile, maddi sorun içine düştü. Yeditepe Dergisi’nde yayınladığı denemeler ile adını duyurmaya başladı. Üniversiteyi bitirince İstanbul’daki okullarda destek öğretmen olarak çalıştı. Nazım Hikmet ile ilişkisi sebebiyle Milli Eğitim Bakanlığı’nda emek vermeyi sürdüremeyince hususi İngilizce dersleri verdi, kitap çevirileri yapmış oldu. John Steinbeck, Erskine Caldwell, Jack London’dan öyküler, Walt Whitman’dan şiirler, Varlık Yayınları’na Edgar Allan Poe’dan, Katherine Mansfield’den öyküler çevirdi.

Gençliğinde yaşamış olduğu akciğer rahatsızlığı sebebiyle askerliğe başladığı yedek subay okulundan çürük raporuyla çıkarıldı. Çocukluğundan beri tanıştığı ve Piraye’nin de akrabası olan İzgen Öksüzcü ile Edebiyat Fakültesi’ndeki arkadaşlıkları evlilikle noktalandı. Bu evlilikten 25 Temmuz 1961’de oğulları Kenan hayata merhaba dedi.

1959’da dergilerde çıkan eleştiri yazıları sebebiyle Ataç Eleştiri Armağanını kazanmıştır. O sırada eniştesi Metin Yasavul ile De Yayınevini kurdu. Yayınevinin ilk kitabı olarak 1960’da Düşünceye Saygı’yı yayımladı ve bu yapıt, 1961 Türk Dil Kurumu Deneme-Eleştiri Ödülü’nü kazanmıştır. Yayınevi, 1960 – 1980 yılları aralığında, 20 yılda birçok kitap yayımladı. Yeni Dergiyi çıkardı.

İstanbul Altunizade mahallesinde Altınyurt Spor Klübü’nde küçüklere futbol öğretti, turnuvalar düzenledi. Daha sonraki yıllarda yardımlaşmaya dayanan bir ekip sporu olan voleybolu seçti. Altınyurt Voleybol A Takımını deplasmanlı voleybol ligine taşıdı. Tam 10 yıl amatörlükten asla taviz vermeden, yeni genç oyuncular yetiştirerek bu ligde kalmayı başardı. 1972 – 1980 yılları aralığında genç, umut, büyükler ve üniversite adam ulusal takımlarını turnuvalara hazırladı. 1979 – 1982 yılları aralığında Anadolu Hisarı Gençlik ve Spor Akademisi’nde voleybol dersleri verdi.

1980 – 1983 yılları aralığında Yazko Edebiyat Dergisi’ni yönetti. 1981’de Adam Yayınları’nın yerli yayınlar editörü oldu. Nazım Hikmet’in, Orhan Veli’nin yapıtlarının tekrardan basılmasına öncülük etti. 1985’te yayımlanmaya süregelen “Adam Sanat” dergisinin genel gösterim yönetmenliği görevini 1999’a kadar sürdürdü. 1992’de “Çağdaşımız Makyavel” adlı kitabıyla Sedat Simavi Ödülü’nü Gülten Akın’la paylaştı.

1990’larda ilkin 1990 senesinde bir ameliyatta kız kardeşi İzgen’i, arkasından da 1995 senesinde anası Piraye’yi yitirdi. 1995’te kendisi solunum yetmezliğinden yoğun bakıma alındı. Yoğun bakım sonrasında öldüğü güne kadar evinde çalışmaya devam etti. Bu sırada yazdığı ve derlediği birçok eseri yayımlandı. 1995’te kendisine Kültür Bakanlığı “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü” verildi. 1996’da bunu “Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü Altın Madalyası” izledi. 1997’de “Yaşasın Edebiyat” dergisinin yapmış olduğu soruşturmada “Gölgede Kalan Yıllar” adlı yapıtı “Yılın Kitabı” seçildi. 1999’da ikinci kez girmiş olduğu yoğun bakımdan çıkar çıkmaz tutmaya başladığı güncesi, ölümünden sonrasında “”Ölünceye Kadar”” adıyla iki cilt olarak yayımlandı. 19 Aralık 2002’de akciğer yetmezliğinden yaşamını yitirdi. Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi .


Memet Fuat Kitapları – Eserleri

  • Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 1
  • Nazım Hikmet
  • Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2
  • Güzelin Yararlısı
  • Nazım Hikmet: Portreler
  • Tiyatro Tarihi
  • Pir Sultan Abdal
  • Nazım Hikmet Üzerine Yazılar
  • Karacaoğlan
  • A’dan Z’ye Nazım Hikmet
  • Namık Kemal
  • Adlin – Adam Düzyazı Klasikleri
  • İkinci Yeni Tartışması
  • Orhan Veli
  • Ahmet Haşim
  • Bir Ayrılışın Öyküsü
  • Yazarlığın Eteklerinde
  • Dil Üzerine
  • İki Yönlü Yozlaşma
  • Türk Edebiyatı 1967
  • Sana Deliler Gibi
  • Türk Yazınından Seçilmiş Eleştiri Yazıları
  • Yunus Emre
  • Unutulmuş Yazılar
  • Yaşlı Bir Şaire Mektuplar
  • Tevfik Fikret
  • Türk Edebiyatı 1966
  • Eleştiri Üzerine
  • Dadaloğlu
  • Şinasi
  • Köroğlu
  • Yaşadığımız
  • Aykırılıklar
  • Gölgede Kalan Seneler
  • Din ile Felsefe
  • Çağdaşımız Makyavel
  • Düşünceye Saygı
  • Türk Edebiyatı 1969
  • Türk Edebiyatı 1968
  • Türk Edebiyatı 1965
  • Türk Edebiyatı 1963
  • Türk Edebiyatı 1964
  • Özgünlük Avı
  • Dünya Yazınından Seçilmiş Tercüme Şiirler
  • Duyumsanmayan Karanlık
  • Sömürüsüz Bir Dünya
  • Tribünden Palavra Anılar
  • Demokrasi Kültürü
  • Kültür Alışverişi
  • Eğitim Sorunu
  • Kitap Eleştirileri
  • Toplum İle İnsan
  • Ölünceye Kadar-Günce 2
  • Ölünceye Kadar-Günce 1
  • Eleştiri Üzerine
  • Çoğunluğun Gücü
  • Türk Edebiyatı 1972
  • Türk Edebiyatı 1970
  • Türk Edebiyatı 1971
  • Unutulmuş Yazılar
  • Eleştiri Sorumluluğu
  • Biçemden Biçeme
  • Çağını Görebilmek
  • Tartışmalar
  • İncelemeler /Memet Fuat


Memet Fuat Alıntıları – Sözleri

  • Santkârın iyisi, eserlerini izleyici ile birlikte seyreder. (Güzelin Yararlısı)
  • Sevdiğini üzmemek için hakikatı gizleme! Zira bir zaman gelir ki sevdiğin o gizlediğin haberi öğrenirse korktuğundan fazla üzülür. (Namık Kemal)
  • Deli eder insanı bu dünya;
    Bu gece, bu yıldızlar, bu koku,
    Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç (Orhan Veli)
  • Sanatçıları kişiliklerinden soyutlayarak ele almak, bazı yöntemlercr savunuluyorsa da, aslına bakarsak oldukça yanlış bir yaklaşımdır (Nazım Hikmet Üzerine Yazılar)
  • Âteş şeklinde bir nehr akıyordu
    Ruhumla o ruhun arasından… (Ahmet Haşim)
  • …Ve işin en aşağılık tarafı şu ki yavrum
    galiba yalnızlığa alışıyorum… (Nazım Hikmet: Portreler)
  • Yanılma özgürlüğümü yitirmek istemem. Sorular sorup yanıtlar aramanın tadı bambaşkadır. Bir cevap bulabilirsem, bunun doğru cevap bulunduğunu da düşünmem. Başka bir söyleyişle, bir cevap bulmak değil de, bit yanıta yaklaşmaktır yaptığım. (Nazım Hikmet Üzerine Yazılar)
  • ” Tahir olmakta ayıp değil ,
    Zûhre olmak da..
    Hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil..” (Nazım Hikmet)
  • tüm hazları tattım, kitapları okudum,
    ah, kandırmadı; kaçmak, kurtulmak isterim. (Dünya Yazınından Seçilmiş Tercüme Şiirler)
  • Bir de rakı şişesin de balık olsam. (Orhan Veli)
  • Yasaklar konur, her türlü gösterim, devlet eliyle yapılır, sanatçılar denetlenir, uyumsuzluk gösterenler ülkeden çıkarılır, cezaevlerine atılır, hatta öldürülür. Sonunda başarıya ulaşmış ya da başarısız, fakat “iktidar”daki dünya görüşünün parelelinde bir sanat yaratılır.
    Demokrasiyle yönetilen ülkelerde ise bu şekilde bir uygulama söz konusu değildir. (İki Yönlü Yozlaşma)
  • İnsanları konuşturmamak, susturmak, düşündüklerini söyletmemek için bir sürü engel çıkarıyorsunuz…
    Sorunların tartışılmasına, doğruların araştırılmasına kesinlikle karşısınız…
    Aykırı bir görüş ileri sürenler, bilim adamları bile cezaevlerinde…
    Düşünen insanları niçin yıldırmak, susturmak istiyorsunuz?
    “Voltaire tutuklanamaz!” diye bir söz vardır…
    Bir Fransız general, bir devlet adamı söylemiş…
    Hem devlet adamı, hem de general…
    Düşünün…
    Korkmayın canım, bir şey olmaz…
    (Cumhuriyet – 1 Şubat 1995) (Sömürüsüz Bir Dünya)
  • Peyami Safa bu romanını ilk basıldığında Nâzım Hikmet’e adamış,ek olarak “Kara sevdayla” diye imzalayarak vermişti. (A’dan Z’ye Nazım Hikmet)
  • Ben içeri düştüğümden beri güneşin çevresinde on kere döndü dünya. Ona sorarsanız : ‘ Lafı bile edilmez, mikroskobik bir vakit.’ Bana sorarsanız : ‘ On senesi ömrümün.”
    Nazım Hikmet (Güzelin Yararlısı)
  • “Dert oldukça…
    Hemdert yok…
    Yüreklerin kulakları sağır.
    Hava kurşun şeklinde ağır! ” (Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 1)
  • “Onu sevmenin sözcükleri olmamıştır. ” (Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2)
  • “Bir akarsu geçiyor uykunun yanı başından
    Silmiş bellekten ölümlü düşünceleri… ” (Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 2)
  • Türkiye’de okurlar da, tıpkı seçmenler şeklinde, ne kadar kuvvetli olduklarını bir türlü anlayamamışlardır.
    (Cumhuriyet, 4 Şubat 1995) (Sömürüsüz Bir Dünya)
  • Bir sanatçı eleştiri gücü ne kadar yüksekse, o denli iyi sanatçıdır. (Güzelin Yararlısı)
  • “Ne içindeyim dönemin,
    Ne de büsbütün haricinde;
    Yekpare, geniş bir anın
    Parçalanmaz akışında.
    Bir acayip rüya rengiyle
    Uyuşmuş şeklinde her biçim,
    Rüzgarda uçan tüy bile
    Benim kadar hafifçe değil.
    Başım sükutu öğüten
    Uçsuz bucaksız değirmen;
    İçim muradına ermiş
    Abasız, postsuz bir derviş.
    Kökü bende bir sarmaşık
    Olmuş dünya sezmekteyim,
    Mavi, masmavi bir ışık
    Ortasında yüzmekteyim.” (Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi 1)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş