Eğitim

Cehennemdeki Üniversiteliler – Celal Şengör Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Cehennemdeki Üniversiteliler – Celal Şengör Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Cehennemdeki Üniversiteliler kimin eseri? Cehennemdeki Üniversiteliler kitabının yazarı kimdir? Cehennemdeki Üniversiteliler konusu ve anafikri nedir? Cehennemdeki Üniversiteliler kitabı ne konu alıyor? Cehennemdeki Üniversiteliler PDF indirme linki var mı? Cehennemdeki Üniversiteliler kitabının yazarı Celal Şengör kimdir? İşte Cehennemdeki Üniversiteliler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Celal Şengör

Yayın Evi: KA Kitap

İSBN: 9786058314962

Sayfa Sayısı: 250


Cehennemdeki Üniversiteliler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kapkara tabloya karşın niçin Türkiye’de yaşamaya devam ediyorum ve elinizdeki şeklinde yayınlar yapıyorum? Bunun cevabı benim bilim evveliyatına olan sevgimde ve o sevginin bana sağlamış olduğu yararlarda yatmaktadır. Ne kadar kötümser olursam olayım, bilim adamlarının yaşamlarını okuduğum, tavsiyelerini öğrendiğim süre, bana bir iyimserlik ve güç geldiğini hissediyorum. Belki bu yazılar onları okuyacak bazı vatandaşlarıma da benzer hisler verir ve bir ihtimal, bigün, hep beraber, bu kapkara tabloyu yırtacak gücü bir araya toplayabiliriz. Üstelik, dünyada “kaçacak” yer de pek kalmadı. 20. Yüzyıl, ABD’nin Başkan Franklin Delano Roosevelt zamanında 1929 ekonomik çöküşünün yaralarını sarmak için uygulamaya koyduğu New Deal tedbirlerinin mimarı başkan yardımcısı Henry Agard Wallace’ın tabiriyle, “basit insanoğlunun” yüzyılı olmuştur. Bayağı insanoğlunun yüzyılı, tüm bilim ve teknoloji tarihinde görülen aşama kaydetmelerin toplamından daha oldukça ilerlemeye tanık olması durumunda (ki bu aşama kaydetmelerin temel sebebi, Wilhelm von Humboldt’un yarattığı elitist araştırma üniversitesi teriminin kazanımlarıdır), toplumun ilerlemesini sağlayamamış, bil’akis gerilemeye, cehaletin ve bâtıl inançların yaygınlaşmasına, bilhassa insanlığın lideri durumundaki Batı toplumları içinde insanoğlu arasındaki refah uçurumunun açılmasına niçin olmuştur. Bilgi düşmanlığı, Orta Çağ’daki şeklinde gene hortlamıştır. Bilimi, onu 19. Yüzyıl’ın oturttuğu tahtından indirmek için pek oldukça sapık, elitizm karşıtı ideoloji türemiştir. Bu sapık ideolojiler bilhassa post-çağıl denilen düşünceler yumağı içinde iyice ayyuka çıkmış, aklı selim ile zırvalık içinde seçim adeta yapılamaz hale gelmiştir. Bunu gerçekleştirenlerin pek bir çok da üniversitelerde öğretmenlik icra eden kişilerdir ki, ben bu tarz şeyleri cehennemdeki üniversitelilerin zebanileri olarak görüyorum. Bu hem paracı/demokratik Batı devletlerinde hem de toplumcu/totaliter Doğu blokunda bu şekilde olmuştur. Dolayısıyla Türkiye’yi beğenmeyip nereye gidebilirim? Nereye gitsem, görünüm üç aşağı beş yukarı aynıdır. Kirlenen evimi terk edip başka bir eve taşınmaktansa, şimdilik evimi temizlemeye destek olmak bana daha akılcı bir davranış şekli şeklinde geliyor.


Cehennemdeki Üniversiteliler Alıntıları – Sözleri

  • İşte bu yüzden her zelzele, her sel, her heyelan, her fırtına, Türk toplumuna aynı derecede acı çektirir, bu sebeple cemiyet bunlarla başa çıkabilecek bilgiye haiz değildir. Din, ne Erzincan’da , ne Gemlik ve Adapazarı’nda ölenleri kurtarmış, ne Elazığ’da hortumun savurduklarını kollayabilmiş, ne de tabiat afetlerini durdurabilmiştir.
  • “Aklını özgürce meydana getirilen gözlem ve münakaşa çerçevesinde kullanan insan ve onun kültürü, bunu yapamayandan üstün olur.”
  • *Osmanlı hiçbir dönemde kendi coğrafi istihbaratını meydana getirecek bir kurum kurmamıştır.
    *Osmanlı donanmasının derhal tüm yenilgileri geniş anlamda coğrafya bilgisinin eksikliğine dayanır.Bu geniş anlam içinde,mahalli coğrafya,meteoroloji ve fizyolojik oseanografiyi de almak lazımdır.
  • Üniversite, bu tür duygulara haiz insanlardan oluşabilirse gerçek bir üniversite olur, topluma ışık meblağ, örnek sağlar. Üniversite bir topluma empoze edilmez. Toplum gerçeği arama arzusunun ve bunun bir tutku haline gelmesinin önemini anlamışsa üniversiteyi yaratır. Eğer bu anlayış toplumda yoksa, en gelişmiş üniversite sistemi kendisine armağan edilmiş olsa bile, onu kısa zamanda yozlaştırıp, ciddi bir işte dikiş tutturamayanların iaşe kapısı haline getirir.
  • “Herkes ideal bir sistem arar. Fakat, yaşayacak sistemler statik olması imkansız. Tabiat, tekamül buna müsaade etmez. İdeal zannedilen sistemlerin hiçbiri de muhteşem olmamıştır. Buna normal olarak dinler de dahildir. Siyasi irade olmadığı zamanda cemiyet çöker ve sonucunda o toplumdan birisi çıkar ve ideal rejimi kuracağı iddiasıyla insanları acılar içinde kıvrandırır.
  • Bizi kurtaracak ne duygusal solculuk, ne de gariban sağcılıktır! Unutmayalım: En hakiki mürşit ilimdir, fendir, ondan ayrılmak gaflettir, dalalettir.
  • Kul, iyi bir talebe olması imkansız. Türkiye’de eğitimin temel problemi, öğrenciye ilkin kulluktan kurtulmasını, öğrendiğini her şeyden ilkin kendi tadı ve zevki, kendi tutkusu için öğrenmesini öğretmektedir.
  • Zor olan Türkiye’de yabancı dil öğrenmek değil, herhangi bir şey öğrenmektir.Şu sebeple talebe,öğreneceği şeyi öğrenmek için değil,not almak için öğrenmeye iş koşturmacasındadır.Bir öteki ifade ile,aslına bakarsak öğrenmeye niyeti olmayan talebe,ya öğretmeninin,ya ebeveyninin,ya genel toplumun, ya da hepsinin birden gözünü boyamak için okula gidip derse girmektedir.Amaç öğrenmek değil,öğrendiğini gösteren belgeyi öyleki yada bu şekilde kapmaktır,zira o belge iş kapılarını,onlar da sözüm ona rahat bir yaşamın kapılarını açacaktır.


Cehennemdeki Üniversiteliler İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Prof.Dr Celal Şengör, ülkemizin en entelektüelleri içinde yer edinen ve en seçkin kuşaklarından olan ve elitizmi devamlı öven, bilimsel detayları ve düşünceleriyle okudukça ve dinledikçe ufkumuzu genişleten ve aydınlatan bir bilim insanıdır.Kitapta Celal Hocanın daha ilkin dinlediğimiz birçok konuşmalarında da olduğu şeklinde bu konulardan bahsediyor.Eski gazete köşe yazılarından oluşan ve Osmanlının Dağılışı ve Denizciliğiyle ilgili 50 sayfalık resimli ve birçok dipnotlu makalesi de bulunur.Ben sevmiş olarak derhal iki günde okudum.Anlatımın tarzının ne kadar ilgi çekici bulunduğunu aslına bakarsan okuyucular biliyordur.Neden Amerika yada başka bir avrupa ülkesinde yaşamadığını ve hala devletimizde bilim hayata geçirmeye devam eden bir entelektüel olduğununda yanıtını kitapta veriyor.Hukuk üstüne anlatımları benim oldukça ilgimi çekti,amerika ve öteki avrupa ülkeleri üstüne eleştirileri ve ülkemizin malum durumunu,eğitim ve türkiye de uzay araştırmaları iyi mi yapılmasıyla ilgili deneyim etmiş olduğu yazıları da mevcuttur.Ben seve seve okudum, okurken ufkunuzun genişleyeceği ve farkındalığınızı arttırarak düşündüreceği kesindir. (BERK ÜNAL)

Celal Hoca artık yeterince tanınır durumda devletimizde. Asıl alanı olan ‘Jeoloji’ üstünden tanındığını söylemek pek de doğru olmaz fakat.

Tarih, politika ve gündelik yaşama dair fikirleriyle gündemde kalmakta maalesef.

Bilimsel yayınlarının neredeyse hiçbiri Türkçemize kazandırılmış durumda değil. Kendisinin söylemiyle:
“ Bir kez denedik bunu. Benim söylediklerimden bambaşka şeyler çeviri edildi. Vazgeçtik. “

Burada onun gazete ve çeşitli mecralarda yazmış olduğu politika, ülke ve tarihe dair yazdıklarının bir kısmını bulacaksınız. (Adem Kara)

Prof. Dr. Celal Şengör’ü, birkaç gün ilkin Azerbaycan’da bir grup öğrenciyle sohbet etmiş olduğu sırada söylediği “En cahil Türkler Müslüman olan Türklerdir. Osmanlı Devleti, benim kanaatimce, Türk tarihinin en alt noktasıdır. Yani orada Osmanlılar, ne eğitime önem verdiler ne bir şeye önem verdiler” sözleri sebebiyle oldukça eleştirildi. Oysa ki Celal bey bu fikrini ilk kez açıklamış ifade etmiş değildi.
Kitap çoğunlukla, Celal beyin Cumhuriyet gazetesinin Bilim Teknoloji ekinde yazıya döktüğü Zümrütten Akisler köşesindeki eski yazılarının da içinde bulunmuş olduğu bir yaratı.
Bu yazılarından başka, “Osmanlı Niçin Bir Deniz Devleti Olamadı? Osmanlı Devleti’nin Çöküş Süreci ile Denizlerde Gerilmesi Arasındaki İlişkiler” başlıklı uzunca yer kaplayan bir bölüm var ki benim ilgimi oldukça çekti.
Celal Hocanın ülkemizdeki sayılı entellektüellerinden olduğuna olan inancım bu kitapta iyice pekişti. Elbette her okuyanın değişik pencereden yakalayacağı yada katılmayacağı fikirler/ifadeler vardır sadece, engin bilgisini her kelimede hissedeceksiniz. (Erdem Gül)


Cehennemdeki Üniversiteliler PDF indirme linki var mı?


Celal Şengör – Cehennemdeki Üniversiteliler kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Cehennemdeki Üniversiteliler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Celal Şengör Kimdir?

24 Mart 1955’te İstanbul’da hayata merhaba dedi. 1973 senesinde Robert Kolej’i tamamlamış oldu. 1978’de State University of New York at Albany’den yerbilimci olarak mezun oldu ve aynı üniversiteden 1979’da yüksek lisansını tamamlamış oldu. 1981’de İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi, Genel Jeoloji kürsüsünde asistan olarak vazife hayata geçirmeye başladı. 1982’de de State University of New York at Albany’den doktora aldı. 1984 senesinde Londra Jeoloji Cemiyeti’nin Başkanlık Ödülü’nü, 1986’da TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü aldı. Aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalında doçent oldu. 1988’de Neuchâtel Üniversitesi Fen Fakültesi’nden onur bilim doktoru (Docteur ès sciences honoris causa) pâyesi aldı. Academia Europaea’ya 1990 senesinde kabul edildi ve cemiyetin ilk Türk üyesi oldu. Aynı yıl Avusturya Jeoloji Servisi muhabir üyesi, 1991 senesinde ise Avusturya Jeoloji Derneği onur üyesi oldu. Yine 1991 senesinde Kültür Bakanlığı’nın Bilgi Çağı Ödülünü kazanmıştır. 1992 senesinde İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Genel Jeoloji Anabilim Dalı’nda profesörlüğe yükseltildi. 1993 senesinde Türkiye Bilimler Akademisi en genç kurucu üyesi oldu ve Akademi konseyine seçildi. Aynı yıl TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi oldu. 1994 senesinde Rusya Doğa Bilimleri Akademisi üyeliğine, Fransız ve Amerikan yerbilim dernekleri onur üyeliğine seçildi. Ayrıca kendisine Fransız Fizik Cemiyeti ve École Normale Supérieure Vakfı tarafınca Rammal Madalyası verildi. Şengör 1997 senesinde, Fransız Bilimler Akademisi tarafınca yerbilimleri branşında büyük ödül (Lutaud Ödülü) ile taltif edildi. 1998 Mayıs ayı içinde Şengör, Collège de France’da konuk profesör olarak bir kürsü işgal etti. Burada “XIX. Yüzyılda Tektoniğin Gelişmesine Fransız Jeologlarının Katkısı” temalı bir ders verdi ve 28 Mayıs 1998’de Collège de France’ın madalyasını aldı. 1999’da Londra Jeoloji Cemiyeti kendisine Bigsby Madalyasını tevcih etti. 2000 yılının Nisan ayında Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilimler Akademisi yabancı üyeliğine seçilen ilk Türk oldu. Rus Bilimler Akademisi’ne Fuad Köprülü’den sonrasında seçilen ikinci Türktür. Ayrıca 2013 senesinde Leopoldina Doğa Araştırıcıları Akademisi üyeliğine seçilmiştir.

Şengör, jeolojide bilhassa yapısal yerbilim ve tektonik dallarındaki emekleri ile ün yapmıştır. Şerit kıtaların dağ kuşaklarının yapısına tesirini ortaya koymuş ve Kimmer Kıtası adını verdiği bir şerit kıta ortaya çıkarmıştır. Orta Asya’nın jeolojik yapısını ortaya çıkarmış, Kıta-kıta çarpışmasının ön ülkeleri iyi mi etkilediği meselesini çözmüştür. Yücel Yılmaz ile beraber, Levha tektoniği içinde Türkiye’nin yerini değerlendiren ve atıf klasiği haline gelen bir yazı yazmıştır. Jeoloji ve tektonik mevzularında 6 kitap, 175 bilimsel yazı, 137 bildiri özeti, pek oldukça popüler bilim makalesi, tarih ve felsefe ile ilgili de iki kitap ve 300’e yakın tecrübe etme yazısı yayınlamıştır. 86 ülkenin Bilimler Akademisine üye olan Şengör’ün yayınlanmış 1826 makalesi vardır ve bu makalelere 12658 atıf yapılmıştır. Bunların 1997-1998 yılları aralığında Cumhuriyet Bilim Teknik dergisindeki “Zümrütten Akisler” köşesinde çıkmış olanları Yapı Kredi Yayınları tarafınca 1999’da “Zümrütnâme” başlığı altında kitaplaştırılmıştır.

Fransa, İngiltere, Avustarya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde konuk öğretim üyesi olarak çalışmalarda bulunan Şengör, Collège de France haricinde İngiltere’de Oxford (Royal Society Araştırıcı bursuyla), ABD’de California Institute of Technology (Moore Distinguished Scholar olarak) ve Avusturya’da Salzburg Lodron-Paris Üniversitesi’nde konuk profesörlük yapmıştır. Şengör ek olarak pek oldukça internasyonal dergide editör, destek editör ve gösterim kurulu üyeliği yapmıştır ve yapmaktadır.

Hususi yaşamı

Jeolojiye olan merakının iyi mi başladığı, “Bir Bilim Adamının Serüveni” adlı kitapta, Şengör’ün “Ben jeolojiyi minik yaştan kısaca Jules Verne’in Arzın Merkezine Seyahatkitabını okuduğum günden itibaren sevmeye başladım. Hemen arkasından Denizler Altında Yirmi Bin Fersah ‘ı okudum. Onu da okuduktan sonrasında kendi kendime, ‘Adam olmak demek, Jules Verne’in tarif ettiği gibi olmak demektir’ diye düşündüm. Bana jeolojiyi Jules Verne sevdirdi…” şeklindeki ifadeleriyle anlatılmıştır.[6] Bir röportajında kendisine ilişik kütüphanesinde 30000’in üstünde kitabı bulunduğunu söylemiştir.

Şengör 1986 senesinde Oya Maltepe ile evliliğe ilk adımını atmıştır. Tek evladı olan oğlu H. C. Asım Şengör 1989 senesinde dünyaya gelmiştir. “Şengör Gayrimenkul Yatırım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” adlı bir şirketi de vardır.

Çalmış olduğu üniversiteler

State University of New York At Albany, A.B.D – “Yüksek Lisans, Doktora”

Collège de France, Fransa – “Misafir Profesör”

Oxford Üniversitesi, İngiltere – “Misafir Profesör”

Caltech, A.B.D – “Misafir Profesör”

Salzburg Lodron-Paris, Avusturya – “Misafir Profesör”

İstanbul Teknik Üniversitesi – “Öğretim Üyesi”

Kitapları

Kendi yazdıkları:

“Zümrütname” (Yapı Kredi Yayınları, 1999)

“Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması” (TÜBİTAK Yayınları, 2001)

“Yaşamın Evrimi” (İstanbul Teknik Üniversitesi Yayınları, 2004)

“99 Sayfada İstanbul Depremi” (İş Bankası Kültür Yayınları, 2006)

“Zümrüt Ayna: Bilimsel Fikir Üstüne Denemeler” (Yapı Kredi Yayınları, 2003)

”Bilgiyle Sohbet – Popüler Bilim Yazıları” ( İş Bankası Kültür Yayınları, 2014)

Hakkında yazılanlar:

“Bir Bilim Adamının Serüveni – Celal Şengör Kitabı” (Söyleşi: Sefa Kaplan) (İş Bankası Kültür Yayınları, 2010)

Katkıda bulundukları:

“Pîrî Reis 1513 Dünya Haritası” (Boyut Yayıncılık, 2013)

Ödülleri

Yurtdışında birçok üniversitede bulunmuş olan Prof. Şengör, birçok internasyonal ödülün de sahibidir. Ayrıca, TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü kazanan en genç bilim adamıdır.

Ödüllerinin bazıları:

Londra Jeoloji Cemiyeti, Başkanlık Ödülü [1984]

TÜBİTAK, Bilim Ödülü [1986]

Neuchâtel Üniversitesi Fen Fakültesi, Onur Bilim Doktoru (Docteur ès sciences honoris causa) [1988]

Kültür Bakanlığı, Bilgi Çağı Ödülü [1991]

Fransız Fizik Cemiyeti ve École Normale Supérieure Vakfı, Rammal Madalyası [1994]

Collège de France Madalyası [1998]

Londra Jeoloji Cemiyeti, Bigsby Madalyası [1999]

Guztav-Steinman Madalyası [2010]


Celal Şengör Kitapları – Eserleri

  • Dahi Diktatör
  • Aptalı Tanımak
  • Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?
  • Bilgiyle Sohbet
  • Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması
  • Bilimin Büyüsü
  • Zümrüt Ayna
  • Cehennemdeki Üniversiteliler
  • Newton Neden Türk Değildi?
  • Zümrütname
  • Yaşamın Evrimi
  • Jeolojinin Eduard Suess’e Kadarki Kısa Tarihi
  • Tectonic Evolution of the Tethyan Region
  • Globale Geologie und ihr Einfluss auf das Denken von Eduard Suess: Der Katastrophismus-Uniformitarianismus-Streit
  • Une Autre Histoire De La Tectonique
  • The Large Wavelength Deformations of the Lithosphere
  • The Face of the Earth: The Legacy of Eduard Suess
  • The Permian Extinction and the Tethys: An Exercise in Global Geology
  • Cimmeride Orogenic System And The Tectonics of Eurasia
  • Is the Present the Key to the Past or the Past the Key to the Present?: James Hutton and Adam Smith Versus Abraham Gottlob Werner and Karl Marx in …
  • Revising the Revisions


Celal Şengör Alıntıları – Sözleri

  • Evrim, yalnız yaşamın süre içinde değişimi değil, doğadaki tüm süreçlerin devamlı açınımı ve dönüşümü olarak düşünülmediği takdirde anlaşılması imkansız. (Yaşamın Evrimi)
  • İnsanoğlu düşünmeye başladığı en eski zamanlardan beri ölüm olgusuyla başa çıkabilmek için gövde-ruh ikiliğini buluş etmiştir. Ölüm sonucu bedeni yok olsa da ruhunun ebediyen yaşayacağını var sayarak kendini avutmuştur. (Bilgiyle Sohbet)
  • buluş çıkarma’’ şeklinde bir deyimi üretecek kadar salaklaşmış bir toplumun üyesidir. (Aptalı Tanımak)
  • Bizi kurtaracak ne duygusal solculuk, ne de gariban sağcılıktır! Unutmayalım: En hakiki mürşit ilimdir, fendir, ondan ayrılmak gaflettir, dalalettir. (Cehennemdeki Üniversiteliler)
  • Anaksimandros tüm dünya bir zamanlar sularla kaplı idiyse, ilk canlılar içinde insanoğlunun olamayacağını düşünmüştür. Ona nazaran ilk canlılar balık gibiydi. Daha sonrasında kabuklu canlılar türedi ve bunlar ortaya çıkmaya başlamış olan karalara göç etti. Bunlardan da insan türedi. (Bilimin Büyüsü)
  • Evet, din de sosyolojik bir olgudur, bunun öğrenilmesi, bilinmesi gerekir. Ama devletin yapacağı şey en fazla dinler tarihini okutmak, din felsefesini, sosyolojisini öğretmek olabilir. Bu kadar. (Dahi Diktatör)
  • “Bu hurafelerin üstüne bir cemiyet bina edemeyiz. Sen
    buna inanmak istiyorsan inanabilirsin, fakat bunu dayatmana müsaade
    etmeyeceğim. Sizin dayatmanızdır ki, toplumu felakete götürdü, çürüttü, yok
    etti. Ben bu çökmüş toplumun çocuğuyum, yeni nesillerin bu felakete doğmasına
    müsaade etmeyeceğim.” (Dahi Diktatör)
  • Marx ve Engels, Darwin’in evrim kuramını ‘insanlık hakkında acı bir hicviye’ olarak nitelemiştir. (Yaşamın Evrimi)
  • “Ancak düşündüğü şekilde hare­ket eden insan hürdür. Hiçbir riyakar, hiçbir yalancı hür olması imkansız. …Doğrudan doğruya hakikati ve hayrı kendi ruhuna amaç bilmiyen, bir ihtimal kurnaz bir adam olabilir. Fakat hiçbir süre akıllı sayılamaz ve hür olması imkansız.” (Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması)
  • “Cehaletten, sadece tutsaklık çıkar.” (Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması)
  • Yaşam rahat şekillerle başlamış, giderek daha karmaşık, giderek daha gelişmiş türlere doğru evrimleşmişti. (Yaşamın Evrimi)
  • — Lan, ananı da al git..
    — (Şikâyetçi bir yurttaş hakkında) …bak bakalım ne istiyor bu sahtekâr…
    — (Muhalefet partisi hakkında) Kadrolaşmanın en kaşarlanmışını…
    — (Muhalefet partisi başkanına) Sevsinler seni…
    Yerim olsa daha da uzatacağım bu listeyi. Çocuğunuzun terbiyesinin bozulmaması için duymamasını isteyeceğiniz bu sözlerin sahibi ülkemizin Başbakanlık Makamı’nda bulunan zattır. (Aptalı Tanımak)
  • Vatanımızda de hele son son yirmi-otuz yılda “kampüsleşmek,” kısaca okulları şehirden kırsala kaçırmak pek moda oldu. Öğrenciyi şehrin, kısaca uygarlığın dışına, kırsal ortamın içine atan bu saçma sapan eğilimin nedenlerini acaba birileri sorguladı mı? Şehrin içindeki kütüphanelerden, kültür yuvalarından, hatta lokanta ve sinemalardan evladı niçin koparıp aldık? (Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?)
  • Marx ve Engels’in savundukları şekliyle diyalektik, bilimsel (ve mantıki) bir fikir seçimi değildir.Bir kere, doğada hiçbir şey lüzumlu olarak içinde kendi çelişkisinin tohumlarını taşımaz. Bazı süreçlerin ortadan kalkması, kendi iç mekanizmalarının bir ürünü değil, çevredeki tesadüfi değişimlerin sonucu olarak gelişir. (Yaşamın Evrimi)
  • tabiat bilimiyle çelişen, insanoğlunun çocukluk çağlarındaki cehaletin ürünü olan envai çeşit inançlara nazaran yaşamı düzenlemeye kalkmak, eninde sonunda tabiat ile çarpışmaya mahkum bir projedir. (Newton Neden Türk Değildi?)
  • Bizi, insan uygarlığından nasibini alamamış bilgisiz kişiler yönetiyor. Her yeni hükümetle birazcık daha dünyanın alay konusu ve şamar oğlanı oluyoruz; Atatürk’ün bizlere bahşettiği dünyayı fanatik bırakan Türk imajının yerine yine Osmanlı’ nın hasta adam imajı geliyor. (Bir Toplum Nasıl İntihar Eder?)
  • Cahille münakaşa, dışarıdan bakanlar aranızdaki farkı anlayamayabilirler!” (Aptalı Tanımak)
  • Her kitabın bir maksadı vardır. Kur’an’ın maksadı insanların kafasını anlamadığı seslerle doldurmak değildir. Bir bildiri vermektir. Atatürk bunun bilincinde, yapmış olduğu ilk işlerden biri de Kur’an’ı çeviri ettirmek oluyor.
    Şunu söylemek istiyor aslına bakarsak: İnanıyor musun? Evvela neye inandığını bil, bunu bilmen lazım. (Dahi Diktatör)
  • Yanlışlanabilir teoriler ortaya atan ve bu teoriler yanlışlandığı süre da yanıldıklarını kabul edip doğrunun ardında koşan toplumlar bilimsel toplumlardır. (Zümrüt Ayna)
  • İhvan al Safa ve Hillan al Vafa üyelerinin Kur’an’ın yanılmaz bir kılavuz olmadığını düşündükleri kesindir. Kur’an’ın içine karıştığını düşündükleri yanılgı ve çelişkileri akıl yönetiminde felsefenin temizleyebileceğine inanıyorlardı. (Yaşamın Evrimi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş