Eğitim

Çilek Mevsimi – Burcu Büyükyıldız Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çilek Mevsimi – Burcu Büyükyıldız Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çilek Mevsimi kimin eseri? Çilek Mevsimi kitabının yazarı kimdir? Çilek Mevsimi konusu ve anafikri nedir? Çilek Mevsimi kitabı ne konu alıyor? Çilek Mevsimi PDF indirme linki var mı? Çilek Mevsimi kitabının yazarı Burcu Büyükyıldız kimdir? İşte Çilek Mevsimi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Burcu Büyükyıldız

Yayın Evi: Ephesus Yayınları

İSBN: 9786059232456

Sayfa Sayısı: 512


Çilek Mevsimi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tehlikelerle örülü geçmişini silmeye kesin bir adam…

Muhteşem yaşamı ansızın tepetaklak olan genç bir kız…

Ve tutkunun ateşiyle yanan, sürprizlerle dolu bir aşk…

Yağız İlhanlı, yaşamının kontrolünü elinde tutmayı seven kuvvetli ve gizemli bir adamdı. Ateş hattından ayrımsız yaşamını ardında bıraktığını düşünse de, yabancı olduğu aşktan alevler bir adım uzağındaydı. Büyüleyici bir güzel tesadüfen hayatına girdiğinde ise, aralarındaki tutkulu çekime direnmek kolay olmamıştı.

Güzelliği, neşesi ve masumiyetiyle etrafındaki her erkeği büyüleyen Mira Aras, mutlu ve kusursuz bir yaşam yaşıyordu. Bir bahar günü tanıştığı karizmatik yabancıyla ezberi bozulmuş, pervasızca peşinden gittiği aşk nefes alma sebebi olmuştu.

Kaçınılmaz duygular onları kuşatırken, Yağız aşkı imkânsızlığın içinde bulacaktı. Geçmişin gölgeleri mutlu olmalarına izin vermeyecek, ikisi de hoyrat bir ayrılığa tutsak olacaklardı.

Karanlığa saklanmış sırlar aydınlandığında, tekrar gitmemek suretiyle geri dönen Yağız, terk etmiş olduğu kızı aynı bulabilecek miydi? Mira, hasret dolu kalbini özgür bırakabilecek, bir kez daha aşka teslim olabilecek miydi?


Çilek Mevsimi Alıntıları – Sözleri

  • “Süratli yükselişlerin düşüşü de aynı hızda ve sertlikte olur.”
  • “Geçmiş, fırtına öncesi sessizlik gibidir.”
  • İnsan kimi zaman birine verdiği kıymeti, onu kaybettiğinde anlardı. O zamana dek inkar edilmiş her şey önemini yitirir, geriye kaybın sızısı ve dile getirilmemiş sözlerin, yaşanamamış saniyelerin pişmanlığı kalırdı.
  • Aşk, kimi zaman mis kokulu bir mevsimde çıkagelip yerleşme de kalplere; terk edilişler, hayal kırıklıkları ve özlemleri de peşinden götürür; hazan renginde hüzünlere boyardı bir fırtına misali esip dağıttığı hayatları…
  • Tereddüt, bir uçurumun üstünde ipte yürümek gibiydi. Ancak Yağız’ın tüm benliği sonsuz bir cesaretle sarılmış, o dipsiz uçuruma düşmüş olduğu anda paramparça olacağını önemsememişti.
  • “Geçmiş, fırtına öncesi sessizlik gibidir,”
  • Ya sıcacık bir güneşsin, ya da şiddetli bir fırtına. Ya hep, ya asla…
  • Oysa hala anlayamadığı bir şey vardı….
  • “Sen de tıpkı benim benzeri biçimindesin. Senin için hiçbir duygunun sınırı yok. Ya sıcacık bir güneşsin, ya da şiddetli bir fırtına. Ya hep, ya asla…”
  • Kalbi ona aitken, nefesi nefesine karışıp teni kokusuna bulanmışken, nefes alabildiği her gün aynı mevsimin kollarındaydı. Kulağına fısıldanan aşk dolu sözler, ateşe veren dokunuşlar ve burnuna dolan çilek kokuları dün şeklinde aklındayken, sonsuza dek sürecek tek bir mevsimde tutsak kalmıştı.


Çilek Mevsimi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İlk görüşte aşka inanır mısınız? İnanmıyorsanız bile Mira ve Yağız’ın aşklarını okuyunca inanacaksınız.
Mira Aras ve Yağız İlhanlı… Sevdiğinin başına bir şey gelmesin diye aşkından vazgeçen bir adam ve içinde büyüttüğü aşka ihaneti olmayan bir bayan..
Mira açmış olduğu küçük kafesinde tatlılarının meşhurluğu ile büyümeye başlarken mekanına gelen adamı görmesiyle yaşamı süresince tatmadığı duyguları tadar. Yağız ise görmüş olduğu kadının güzelliği ve doğallığı ile buradan artık kolay kolay vazgeçemeyeceğini anlamış olur. Her ne kadar bu son deselerde ikiside birbirlerinden kopamayacaklarının farkındalardır.
Okurken her sayfasını heyecanla çevirdiğim, acaba ne oldu ne olacak diyerek 500 sayfayı iki günde bitiren ben gene bir kitap karakterine tutuldum. Ah Yağız sen iyi mi güzel seven bir insansın, sevdiğin için sevdiğinden vazgeçen kendi yaşamını hiçe sayıp tüm zorluğa göğüs gererek ayakta durman hakkaten takdir edip, fanatik kalmış olarak okudum.
Ama Mira, senin ayakta duruşun, sevgine kendine saygını her daim koruyuşun hep örnek alacağım seni.. Kendinden fazlaca sevdiğin adama verdiğin kıymet ve onunda sana aynı kıymeti vermesi birbiriniz için iyi mi da doğru olduğunuzu kanıtladınız bizlere.
Yazarın kalemini o denli fazlaca seviyorum ki her kurgusu ve karakteri size bir anlam katıyor. Bu iyi mi bir aşktır.. Herkesi kıskandıracak ve kızların Mira’nın, adamların ise Yağız’ın yerinde olmak isteyeceği coşku dolu aşka hazır olun ve derhal okuyun.. (Sedef Çakmak)

“Kalbi ona aitken, nefesi nefesine karışıp teni kokusuna bulanmışken, nefes alabildiği her gün aynı mevsimin kollarındaydı. Kulağına fısıldanan aşk dolu sözler, ateşe veren dokunuşlar ve burnuna dolan çilek kokuları dün şeklinde aklındayken, sonsuza dek sürecek tek bir mevsimde tutsak kalmıştı.”
Çilek Mevsimi benim birkaç yıl ilkin okuduğum ilk Burcu Büyükyıldız kitabıydı. Kalemiyle de o vakit tanışmıştım ve o zamandan bu yana da sıkı takipçisiyim. Ne yazsa okurum söylediğim yazarların en başlarında geliyor.
Kitabı ilk okuduğumda sevmiştim şimdi ise daha çok sevmiş olarak okudum. Yağız, Mira ve Erim’i baya özlemişim.
İlk basımıyla şu anki içinde oldukça fark var. Ilk olarak yazarımızın kalemi daha da bir sağlamlaşmış, kendisini iyi mi geliştirdiğini fark etmeden geçemiyorsunuz.
Kitapta iki değişik kısım geçiyor. Hem günümüz hem geçmiş. Benim en fazla merakla ve heyecanla okuduğum kısımlar geçmişin anlatıldığı bölgeler oldu. Mardin’de yaşanılanlar haricinde orayla ilişkisi olan iki kişiyi de ayrı sevdim. Sidar ve Kuzgun… Kuzgun’un kitabını da sabırsızlıkla temenni ediyorum. Yağız’ın onunla olan geçmişini fazlaca merak ettim.
Burcu abla aşkı fazlaca güzel konu alıyor. Erkeklerin o baştaki uzak durma çabaları sonrasında sevdikleri bayanı yaralayışları fakat en sonda da kendilerini affettirme süreçleri kalp ben.
Sarp’ın abi hallerini okumak harikaydı. Yağız ile karşı karşıya gelişi Mira’yı her türlü koruyacağını belli edişi yüzümde tebessümler oluşturdu. Ve anne babalar… Demir ve Burcu. Demir’in o edepsiz halleri hala sürüyor. Şiddetle tavsiye ediyorum efenim ne olursa olsun okuyup siz de çilekleniniz. (Arzu)


Çilek Mevsimi PDF indirme linki var mı?


Burcu Büyükyıldız – Çilek Mevsimi kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Çilek Mevsimi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Burcu Büyükyıldız Kimdir?

9 Nisan 1987’de İstanbul’da dünyaya geldi. Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kısmı’nden mezun olduktan sonrasında İnsan Kaynakları kariyerine süregelen genç yazar, 2011 senesinde evliliğe ilk adımını attı. Uzun seneler sırasıyla danışmanlık, teknoloji ve enerji sektörlerinde Yetenek Yönetimi Uzmanı olarak çalıştı. Minik yaşlardan beri içinde olan okuma ve yazma sevgisi, lise döneminde kurgularını kâğıda dökmeye kadar gitti. Yazdıklarını ilk kez 2012 senesinde, kendi adıyla açmış olduğu Facebook sayfasında ve hikâye forumlarında okurlarla buluşturdu. Aşk ve tutkuyu, polisiye ve aksiyon ögeleriyle harmanlayarak on ikiden fazla roman durumunda hikâyeye imza attı. Ağustos 2014’te raflarda yerini alan ilk basılı kitabı Çilek Mevsimi okurların büyük takdirini topladı. Yazarın bunun haricinde Aşk Her Şeyi Affeder mi, Bir Günah Gibi ve Cezayir Menekşesi adlarıyla piyasaya sürülen, bir aile serisine ilişkin üç kitabı daha bulunmaktadır. Şimdilerde yeni kitaplarının hazırlığında olan Büyükyıldız sevmiş olarak yazdığı serisinin peşinden bambaşka türlere ilişkin kurgularını da kitaplaştırmayı planlamaktadır.


Burcu Büyükyıldız Kitapları – Eserleri

  • Çilek Mevsimi
  • Bir Günah Gibi
  • Aşk Her Şeyi Affeder mi?
  • Cezayir Menekşesi


Burcu Büyükyıldız Alıntıları – Sözleri

  • Kalbi ona aitken, nefesi nefesine karışıp teni kokusuna bulanmışken, nefes alabildiği her gün aynı mevsimin kollarındaydı. Kulağına fısıldanan aşk dolu sözler, ateşe veren dokunuşlar ve burnuna dolan çilek kokuları dün şeklinde aklındayken, sonsuza dek sürecek tek bir mevsimde tutsak kalmıştı. (Çilek Mevsimi)
  • “Bundan dolayı sen benim aldığım nefessin. O yüzden devamlı…Öncelik sensin… Sadece sen!” (Cezayir Menekşesi)
  • “Aşk…Bu şekilde yakar mı insanı? Her şeyi unutturur mu? Kendini bile…” (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
  • “İyiyim ben,”dedi artık kalbine sığdıramadığı aşkının sesine taşmasına izin verirken,”sen azca ilkin sarıldın ya bana…Kendi isteğinle bana koştun ya…Ben fazlaca iyiyim güzelim.” (Bir Günah Gibi)
  • “Eğer bulduğum boşluklardan kalbine sızmanın bir yolu varsa, bu uğurda her şeyi göze alabilirim.” (Bir Günah Gibi)
  • Bundan dolayı ben, seni izlerken aklımı kaybediyorum. Senden başka her şeyin silindiğini hissediyorum. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
  • “Kuzey… Ben…”
    “Ne oldu?” Elini onun yüzüne götürüp, gözlerinden akan yaşları kuruladı. Fakat her okşayışından sonrasında yenileri ekleniyor, parmaklarına onun berrak gözyaşları karışıyordu. “Neden ağlıyorsun?”
    “Biz… Gerçekten evlenecek miyiz?” diye sordu kendisine engel olamadan. En çılgın hayallerinde, en pervasız düşlerinde bile bu kadarını isteyememişti. Önündeki her yol Kuzey’e çıksa da, bir gün onun karısı olmayı içinden dahi geçirememişti.
    “İstemiyor musun?”
    Selin ellerini onun erkeksi dudaklarının üzerine kapattı. “Hem de nasıl istiyorum…” diye mırıldandı. “Sadece… Ben… Dileğimin bu denli çabuk gerçekleşeceğini tahmin edememiştim.”
    “Dileğin mi?”
    “Hı hı… Pastamı üflerken içimden geçirdiğim dileğim…” “Ne dilemiştin?”
    Bir hıçkırık daha aralarındaki kısacık mesafede kayboldu.
    “Seni…” diye inledi. Ona dokunmayı bir türlü bırakamayarak, ellerini devasa vücudunda dolaştırmaya devam etti. Gözlerinden bu kez mutluluk gözyaşları akıyordu. Küçük damlalar dudaklarına iniyor, Kuzey dudaklarını onunkilere sürttüğü anda yok oluyordu. “Sonsuza kadar sana ait kalmayı diledim.” Yüzü meleksi bir gülüşle aydınlandı. Adamın devasa elini alıp, kalbinin üzerine bastırdı. “Seni ilk gördüğüm andan beri… Her dileğimde sen vardın, Kuzey,” diye fısıldadığı anda dudakları hoyratça yakalandı.
    Kuzey onun sözleri zihninde yankılanırken, dilini ıslak ağzına kaydırdı. Gözlerini kapatmıştı, sanki oraya akın eden ışığı saklıyordu. Elleri, dili, dudakları onu hissetmekle yetinemiyor, boğazının gerilerinden çıkan hırıltılar Selin’in inleyişlerine karışıyordu. Bir şeyler oluyor, tüm vücudunda, ruhunda hissettikleriyle sarsılıyordu. Nasıl bir tutkuydu bu? Nasıl her dokunuş açlığını artırıyor, parmak uçları daha fazlası için sızlıyordu? Kalbinin tam ortasında, küçücük bir ateş parçasının yarattığı yangın vardı. Sanki… Aylar süresince esir ettiği duygular, zincirlerini kırıp özgür kalmışlardı. Alevler yükseliyor, onu içine almaya hazırlanıyordu. Ve Kuzey… Artık direnmeyi bırakmıştı. Düşüyor… Düşüyor… Düşüyordu…
    ️ (Cezayir Menekşesi)
  • “Bazen…” diye mırıldandı Selin dudakları hafifçe kıvrılırken. “Bana bu şekilde âşık olduğuna inanamıyorum, biliyor musun? O denli rüya gibiydi ki bu. Şimdi düşünüyorum da… Sanırım seni elde etmek adına yaptıklarım, kurduğum hayaller… Hiçbirinin içinde senin bana delicesine âşık olman yokmuş. Galiba bunu o denli imkânsız görmüşüm ki, hayal etmeye bile korkmuşum.”
    Genç adam onun incecik elini alıp kalbinin üstüne bastırdı. “Duyuyor musun?” diye sordu. Göğsündeki harp fazlaca uzun süredir sürüyordu. Bazen bu, Kuzey’i bitkin düşürüyor, alışkın olmadığı duygular dengesini bozuyordu. Ama yalnızca Selin’e dokunmak yetiyor, aşk, kıskançlık, tutku, hiddet, koruma hissi birbirine karışsa da, hayatında hiçbir şeyin ona bu kadar doğru gelmediğini biliyordu. “Senin için… Sen varsan… Benimsen… Burası yalnızca o vakit atıyor.” (Cezayir Menekşesi)
  • Ne vakit mutlu etsen, mutlu ettiğinden daha çok canımı yakıp beni yerle bir ediyorsun. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
  • “Seni seviyorum, ” ve devam etti genç kız. “Seni tanıyana dek aldığım nefesin gerçek bir nefes olmadığını biliyorum. Yaşamaya seninle başladığımı ve bundan sonrasında da yalnızca seninle sürdürebileceğimi biliyorum. İstediğim tek şeyin, tek dileğimin böylece kollarında olmak bulunduğunu artık biliyorum.” (Bir Günah Gibi)
  • Kalbim, artık orada başka hiçbir şey bulamayacağım kadar seninle dolu. (Bir Günah Gibi)
  • İnsan kimi zaman birine verdiği kıymeti, onu kaybettiğinde anlardı. O zamana dek inkar edilmiş her şey önemini yitirir, geriye kaybın sızısı ve dile getirilmemiş sözlerin, yaşanamamış saniyelerin pişmanlığı kalırdı. (Çilek Mevsimi)
  • “Sen de tıpkı benim benzeri biçimindesin. Senin için hiçbir duygunun sınırı yok. Ya sıcacık bir güneşsin, ya da şiddetli bir fırtına. Ya hep, ya asla…” (Çilek Mevsimi)
  • “Sevmek mi?” diye gürledi Kuzey onun kollarındaki çırpınışına dayanamayarak. “Sevmek, hedefine herhangi birini koyabileceğin boktan bir kelime!” Şiddeti, hiddeti, öfkesi, tutkusu ve yitirme korkusu daha çok kabına sığamıyordu. “Kardeşimi severim. Hem de çok… Annemi de öyle… Ya da babamı… Kuzenlerimi, arkadaşlarımı…” Eliyle onun yüzünü kavrayıp ateş saçan bakışlarını ıslak gözleriyle birleştirdi. “Bir erkek, etrafında kıymet verdiği birçok insanı sevebilir,” diye hırladı dişlerinin arasından. “Ama yalnızca tek bir kadın için hayatını bile hiç düşünmeden feda edebilir.” Çenesini sıktı. Şakağında atıp duran damar, iyi mi zorlandığının kanıtıydı. Selin’in başına tabanca dayanmış görüntüsü tekrar asla unutamayacağı şekilde aklına kazınmıştı. “Ben orada… Sahip olduğum her şeyin, canımın üzerinde saydığım bir kadın uğruna ölmeye hazırdım!” derken sesi cehennemden farksızdı. Tüm benliğini kaplayıp her şeye galip gelen o büyülü hissi artık özgür bırakmanın zamanıydı. “Sevmek çok kolay ve sıradan, sarışın! Sana karşı hissettiklerimin kolay ve sıradan olmakla en ufak bir ilgisi bile yokken, eğer seni kaybetseydim bu dünyayı yakardım!” (Cezayir Menekşesi)
  • “Aşkın ken­disi aslına bakarsan o kadar da mantıklı bir şey değil. ” (Bir Günah Gibi)
  • Tereddüt, bir uçurumun üstünde ipte yürümek gibiydi. Ancak Yağız’ın tüm benliği sonsuz bir cesaretle sarılmış, o dipsiz uçuruma düşmüş olduğu anda paramparça olacağını önemsememişti. (Çilek Mevsimi)
  • “Eski bir efsaneye nazaran…..” diye mırıldandı saçlarını hafifçe kavrarken . “Zamanın birinde , bir yerlerde , idam mahkumlarının boynuna bir çiçek aşarlarmış. ” Parmakları onun bakmaya doyamadığı gözlerinin kenarında dolaştı . “Hem umudu ….. Hem de ölümü simgeler şeklinde….Hem kurtuluş , hem de yenilgi…” dedi dudaklarını onunkilere sürterken. Rengi ,senin gözlerinin renginde……Ne mor, ne mavi…..Ismi , Cezayir Menekşesi …..” (Cezayir Menekşesi)
  • Ya sıcacık bir güneşsin, ya da şiddetli bir fırtına. Ya hep, ya asla… (Çilek Mevsimi)
  • Intikam, koynuna sızan kurnaz bir yılan gibidir; seni yiyip bitirir. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
  • Aşk, kimi zaman mis kokulu bir mevsimde çıkagelip yerleşme de kalplere; terk edilişler, hayal kırıklıkları ve özlemleri de peşinden götürür; hazan renginde hüzünlere boyardı bir fırtına misali esip dağıttığı hayatları… (Çilek Mevsimi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş