Çocukluğumun Tanrısı – Miyase Sertbarut Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Çocukluğumun Tanrısı – Miyase Sertbarut Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Çocukluğumun Tanrısı kimin eseri? Çocukluğumun Tanrısı kitabının yazarı kimdir? Çocukluğumun Tanrısı konusu ve anafikri nedir? Çocukluğumun Tanrısı kitabı ne konu alıyor? Çocukluğumun Tanrısı PDF indirme linki var mı? Çocukluğumun Tanrısı kitabının yazarı Miyase Sertbarut kimdir? İşte Çocukluğumun Tanrısı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Miyase Sertbarut
Yayın Evi: DeliDolu Yayınları
İSBN: 9786055060046
Sayfa Sayısı: 184
Çocukluğumun Tanrısı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Sarı çiçek tozlarıyla kutsanmış bir aşk…
Edebiyatımızın usta kalemi Miyase Sertbarut’tan aşkın tutkuya, hüznün umuda dönüştüğü etkisi altına alan bir sevda öyküsü: Çocukluğumun Tanrısı Piper Pa-25.
Her ne yaşanırsa yaşansın, Piper Pa-25’in başına hiçbir şey gelmeyeceğine dair söz vermişti Kaptan Semih, ufak Anış’a seneler ilkin. Rüzgâra meydan okuyan bu kırmızı kartalın ne benzini bitebilir ne de pervanesi kırılabilirdi… Hele ki, kır çiçeklerinin tozuyla, zehirle, aşkla, ölümle, ateşle kutsanmış bu yürekli kuşun düşmesi asla kabul edilebilir bir şey değildi. Kaptan, sevgilisine söz vermişti bir kere ve bu sözden geri dönüşü yoktu…
Anış’ın eksiklerle dolu çocukluğunu, özgürce uçabilmenin kazandırdığı ufak mucizelerle sarıp sarmalayan Kaptan için bir ihtimal tamamı bir oyundu. Ama Anış için Kaptan’la yaşamış olduğu her an yaşamın ta kendisiydi… Kalbinde hissettiği kıpırtı, ilk gençliğin getirmiş olduğu coşku ve heyecanla büyüyerek Anış’ın Kaptan’a olan duygularını tutku dolu bir aşka dönüştürmüştü. Bu öyleki olmazsa olmaz bir sevgiydi ki, genç kızın yaşamını günden güne ele geçirmekteydi…
Yatılı okula gitmek için kanatlanıp evden uçma vakti vardığında; dağlar, denizler girdi Kaptan’la Anış’ın arasına. Mektuplar yetişti imdadına… Çocukluğunun tanrısına artık yakın olamamanın getirmiş olduğu burukluk, yerini birbiri ardına postalanan mektupların avuntusuna bıraktı. Peki ya kahraman olarak görmüş olduğu, babası yaşındaki bu adam Anış’ı gerçek bir aşkla sevmiyorsa; ya onu kardeşi, kızı, zavallı, yoksul bir kız olarak görüyorsa? Acaba tüm bu hissettikleri Anış’ın kendi kendine oynadığı bir oyundan ya da görmüş olduğu bir rüyadan mı ibaretti?
Anış’ın pes etmeye asla niyeti yoktu! Tutkuyla bağlı olduğu Kaptan’ın izini sürmeye yemin etmişti bir kere. Ölüm bile buna engel olamayacaktı…
Şaşırtıcı sonuyla aşkı, hüznü, arayışı kalbinizin tüm odalarında hissedeceğiniz Çocukluğumun Tanrısı Piper Pa-25, gerçekliğe ve ölüme karşı şiirsel bir meydan okuyuş…
(Tanıtım Bülteninden)
Çocukluğumun Tanrısı Alıntıları – Sözleri
- Ölüm korkulu bir son kaptan. Güneş orada parlıyor ve sen o güneşi tekrar göremeyeceğini biliyorsun, bulutlar akıp gidiyor maviliğin içinde, sen onlara tekrar bakamayacağını biliyorsun.
- Daha on beş yaşındaymış Bulut. Göl sularında boğulmuş. İnsan, yaşı bu kadar genç, adı bu kadar güzelken iyi mi ölür?
- Sen oku… Buralardan kaçıp kurtulman için tek çıkış bu. Genç bir kız olduğunda sakın seni alıp götürsün diye aşık olma birine. Gerçek kaçış tek kişiliktir.
- Tanrı uzaktı. En yakınımda köpekler vardı, tapılası köpekler, ölü evladı yalnız bırakmamışlardı.
- Çocukken öteki insanları insan sanmazdım. Onlar yapılmışlardı. Hayır, yaratılmamışlardı, yapılmışlardı, birbirlerinden kopya edilerek…
- Yaşlarımız uymasa da o dere kenarının Adem ve Havva’sı şeklinde değil miydik? Ben cenneti arıyordum, sen cenneti yaratıyordun. Yarattığın cennetlere ben adlar buluyordum.
- Bizim olmayacak her şeyi kardeşçe hisse edebilirdik.
- Kadınlar güzelliklerini saklamıyorlarsa o ülkede hala ümit vardır.
- Herkes kendinde olmayanı sevgi sanıyor, hepimiz kendinde olmayanı güzel sanıyor.
- Oyuncaksızlığımın ve gavurluğumun icadı hayallerim var benim. Çağırınca gelir onlar, kaybolmazlar benden korkmazlar.
- Belki de anneler, söz konusu olan çocuklarıysa eğer, yalanlara bile inanmak istiyorlardı.
- Uzağa gitmek düşüncesini sevmiştim, fakat göbek kordonum kesilmemiş sanki daha, meğer daha ben ana kuzusuymuşum.Daha büyümemişim de özlermişim annemi.
- Ayıp birşey söylesem
Annem kızar
Babam kızar
Öğretmen kızar.
Ama ayıp değil mi yaptığınız
Siz koca amcalar
Şu tüfekler
Tabancalar
Bombalar… - “Sen,” diyor, “sen oku… Buralardan kaçıp kurtulmak için tek çıkış bu. Genç bir kız olduğunda sakın seni alıp götürsün diye aşık olma birine. Gerçek kaçış tek kişiliktir.”
- Küçükken evlatlık veremediği kızını şimdi annem devlete evlatlık verecekti, okusun da bir iş sahibi olsun, köylü olmasın, toprakla uğraşmasın, bir toprak adamının karısı olmasın diye.
Çocukluğumun Tanrısı İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Tüyap 2018 kitap fuarı Adana; TUDEM yayınları bölümünde ‘ufak prensin modernize hali’ diye satıldı bana bu kitap fakat {hiç de} öyleki değil . Tamam göndermeler benzerlikler falan fakat Ufak Prensle ilgili olan bi kitap değil.
Daha çocuk yaşta köylü bir kızın pilota olan platonik aşkını , bu aşkın saplantıya dönüşmesini konu alıyor. (Berkay bilen)
kitap hakkaten oldukça akıcı ve finalinde boğazınıza bir yumru oturuyor. kitap Anış isminde ufak bir kızın aşkını konu alıyor. kitap bitti Anış Anış’ım oldu.bence kesinlikle okunmalı (ilkbahar)
Yazarın çocuk kitaplarını oldukça güzel bulduğumdan dolayı okumak istedim fakat çocuk kitapları kadar başarı göstermiş bulmadım maalesef. Bu kitap da bir çocuğun bakış açısından başlıyor aslına bakarsan aslen. Dili birazcık kolay bundan dolayı. Sonlara doğru birazcık daha ilgi çekici.
Max okuma süresi : 3 gün (Neşe Hazan TÜRE)
Çocukluğumun Tanrısı PDF indirme linki var mı?
Miyase Sertbarut – Çocukluğumun Tanrısı kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Çocukluğumun Tanrısı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Miyase Sertbarut Kimdir?
Miyase Sertbarut, 1963 senesinde Ceyhan’da dünyaya geldi. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kısmı’nden 1985 senesinde mezun oldu.
Çeşitli illerde öğretmenlik yapmış oldu. Yazmaya radyo oyunları ile süregelen Miyase Sertbarut 1996 senesinde Çankaya Belediyesi ve Damar Edebiyat Dergisi’nin beraber düzenlemiş olduğu yarışmada ilk ödülünü aldı ve ilk kitabı yayımlandı: “Fasulyem Bulutlara Çıkamaz”
Bu ödülün arkasından çocuk edebiyatına yönelen yazar, ağırlıklı olarak ufaklıklara ve ilk gençlik çağına yönelik çalışmalarını sürdürüyor.
Çocuk edebiyatı haricinde kalan tecrübe etme, anlatı ve öyküleri Hayalet Gemi, Bir Yeni Biçem, İnsan, Damar şeklinde değişik edebiyat dergilerinde gösterildi.
Pek oldukça kurumdan ödül alan Miyase Sertbarut, Ankara’da yaşıyor.
Miyase Sertbarut Kitapları – Eserleri
- Sisin Sakladıkları
- Kapiland’ın Kobayları
- Çöp Plaza
- Ünsüz Youtuberın Günlüğü
- Kapiland’ın Karanlık Yüzü
- Kimsin Sen?
- Kapiland’ın Kıyameti
- Ünsüz Youtuber’ın Günlüğü
- Yuan Huan’ın Kulübesi
- Ortak Ruh
- Buz Bebekler
- Komşumuz Fazlaca Acayip
- Hayaller Hawaii
- Sınıfta Kalanlar Okul Açtılar
- Kapiland’ın Külleri
- Yalancı Portakal
- Yılankale
- Tuna’nın Esrarengiz Gemisi
- Kırmızı Kartal
- Koşkent’in Kayıp Evlatları
- Tarlakoz’un Tuzağı
- Kaçak Köpek Biber
- Gerçekle Büyümek Düşlerle Yürümek
- Bir Dilek Tut
- İkizler İz Peşinde
- Çocukluğumun Tanrısı
- Yasak Oyun
- Pamir’in Parmakları
- Altın Avcıları Plajda
- Sil Baştan Aşk
- Sarı Maymun
- Yeniden Doğuş
- Yangın Tüpüyle Uçan Çocuk
- Dedemin Sihirli Dükkanı
- Çöp Plaza
- Bir Gün Herkes…
- Saat Canavarı
- Akvaryumdaki Denizkızı
- Mezarlıktaki Gölge
- Piper Pa-25
- Emre ile Cemre 2
- Karne Hediyesi At Kestanesi
- Emre ile Cemre 4
- Emre ile Cemre 7
- Emre ile Cemre 5
- Emre ile Cemre 3
- Emre ile Cemre 1
- Kırmızı Başlıklı Ispanak
- Dedemin Sihirli Dükkanı
- Kokusunu Arayan Çilek
- Emre ile Cemre 10
- Emre ile Cemre 8
- Emre ile Cemre 6
- Emre ile Cemre 9 / Düğünde
- Karne Hediyesi & At Kestanesi
- Çınar Ağacındaki Gizli Geçit
Miyase Sertbarut Alıntıları – Sözleri
- …insan ne acayipdi?Kendini herşeyin sahibi sayıyordu.Doğayı,hayvanları istediği şeklinde yönlendirmek istiyordu.İşine gelmeyince açlığa susuzluğa terk ediyordu. (Ortak Ruh)
- Dünya kuruldu kurulalı sayıca azca olanların inancı, çoğunluğun inancından devamlı daha sağlamdı. (Kapiland’ın Karanlık Yüzü)
- Büyü denilen şey, yalnızca çalışınca gerçekleşiyordu. (Tuna’nın Esrarengiz Gemisi)
- “Herkesin bir hikayesi vardır. Hepsi kıymetlidir; bilmek istersin, duymak, dinlemek istersin, anlatırlarsa kendi hayatına eklersin. Bundan dolayı dünya en büyük hikayedir ve yazılmaya devam etmektedir.” (Yuan Huan’ın Kulübesi)
- Dağ tepesinde bir çam olmasan
Vadide bir çalı ol,
Fakat oradaki en iyi ufak çalı sen olmalısın
Çalı olmasan bir ot parçası ol bir yola sevinç ver
Misk çiçeği olmasan saz ol
Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.
Dünyada tamamımız için bir şey var
Yapacağınız iş size en yakın olan iştir
Cadde olamasan patika ol
Güneş olamasan yıldız ol
Kazanmakla ya da yitirmekle ölçme kendini
Sen her neysen ,onun en iyisi olmalısın. (Gerçekle Büyümek Düşlerle Yürümek) - Biz düşmanlarımızı sayısını değil ,dostlarımızın sayısını artırmalıyız . (Yılankale)
- Başka bir şeye odaklıydı onlar, münakaşaya… Galiba yaşam istediğim şeyi vermemek için direnme ediyor. (Ünsüz Youtuberın Günlüğü)
- İnsanları sevmek, neşeli olmak, ağaçların hayvanların dilini bilmek, zora erişince kaçmamak… (Yalancı Portakal)
- Hayvanlar için eziyet olan bu durum insanlara iyi mi keyif verebilirdi? (Ortak Ruh)
- İnsanlar bilmediklerini biliyor şeklinde, yaşamadıklarını yaşamış şeklinde gösterebiliyordu (Yılankale)
- Marjinal olmayı seviyorsun demek. Ama bence aslolan marjinallik nedir, biliyor musun evlat. Kendi adını sevmen…
Yani aslolan marjinallik “Hayri” olmakta. Bundan dolayı hepimiz sadece başkası şeklinde olunca, birine özenince değişik olabileceğini düşünüyor, sen kendin olunca herkesten değişik olursun aslına bakarsan. (Kapiland’ın Kobayları) - Evet bu iyi mi oldu? Niçin oldu? Yanıtı yaptıklarımızda… Buna biz niçin olduk. Ne yazık ki bu şekilde. Bundan dolayı yalıtılmış bir dünya kurduk burada. Kendimizi, en çok da fazla çocuklarımızı dış dünyadan ayırdık. Fanus içinde fanus yarattık. Doğdukları andan başlayarak hususi ortamlar kurduk. Yapay güzellikler sunduk. Süt mü gerekliydi, biz 500gramı hazır tuttuk. Gerekli aşıların yanı sıra gerekmeyen aşılar yaptık. Doğa biçimlendirecekti onları, biz doğaya meydan okuduk. Şimdi başımız dertte. Bu hâlleriyle yaşamaları olanaksız. (Çöp Plaza)
- İtiraf etmeliyim ki ajandaya başladığımda yazmanın can sıkan ve zor bulunduğunu düşünüyordum ya bu his geçiciymiş. İnsan beş on sayfa yazdıktan sonrasında, hele de kendi istediği şeyleri yazınca {hiç de} öyleki olmuyor. Aslında şöyleki oluyor; dünya üstünde daha ilkin asla kimsenin okumadığı bir kitabı ilk siz okuyormuşsunuz şeklinde bir coşku yaşatıyor. (Ünsüz Youtuberın Günlüğü)
- ekmeğini bitirdiğinde karnında tokluk, kalbinde bir boşluk hissetti.galiba pişmanlık dedikleri bu şekilde bir şeydi. (Kapiland’ın Kıyameti)
- Tarih… İnsanoğlunun tarihî yüz kızartıcı, mide bulandırıcı,akıldışı nice suçlarla ve cezalarla dolu. (Yılankale)
- “Bence aşk var fakat kolay bulunabilecek bir şey değil, birazcık çaba istiyor…… Aşk zaman içinde oluşuyor, oluştuktan sonrasında da yakanızı kurtaramıyorsunuz. Yani aşkı biz kendimiz yaratıyoruz..” (Sil Baştan Aşk)
- İnsan keşke dünyaya geldiği ilk günden başlayarak her şeyi hatırlayabilse, ilk fısıltıları duyabilse.
…
İnsan ilk fısıltılar şeklinde ilk görüntüleri de hatırlayabilse… (Buz Bebekler) - “Good morning! Good Morning!”
Mavi karga diye gülümsedi, gene yanlış zamanda söylüyor.
“Hayır,” dedi ses, “iyi sabahlar demenin zamanı olmaz, eğer bir uyanış içindeysen günün hangi saati olursa olsun gün, aydın anlamına gelir.”
“Benim uyanış içinde olduğumu da nereden çıkardın,” diye içinden geçirdi İlay, “gene felsefi konuşmalar yapıyorsun.”
“Biraz ilkin, pencereden bakarken büyüdüğünün farkına varmadın mı? İşte bu senin için bir uyanıştır.” (Sisin Sakladıkları) - “Düş oluşturmak, insanoğlunun en güzel sığınağı..” (Sil Baştan Aşk)
- Iyi sabahlar demenin zamanı olmaz, eğer bir uyanış içindeysen günün hangi saati olursa olsun gün, aydın anlamına gelir. (Sisin Sakladıkları)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!