Eğitim

Daha İyi Bir Dünya Arayışı – Karl R. Popper Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Daha İyi Bir Dünya Arayışı – Karl R. Popper Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Daha İyi Bir Dünya Arayışı kimin eseri? Daha İyi Bir Dünya Arayışı kitabının yazarı kimdir? Daha İyi Bir Dünya Arayışı konusu ve anafikri nedir? Daha İyi Bir Dünya Arayışı kitabı ne konu alıyor? Daha İyi Bir Dünya Arayışı PDF indirme linki var mı? Daha İyi Bir Dünya Arayışı kitabının yazarı Karl R. Popper kimdir? İşte Daha İyi Bir Dünya Arayışı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Karl R. Popper

Çevirmen: İlknur Aka

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9750800389

Sayfa Sayısı: 257


Daha İyi Bir Dünya Arayışı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Rasyonalist, aydınlanmacı ve iflah olmaz iyimser” Karl R. Popper, otuz senelik bir süre dilimine yayılmış on altı yazı ve bildirisinde, Platon, Hume, Spinoza ve Kant’ın felsefeye verdiği zararlardan sonsuz bilgisizlik âlemindeki eşitliğimize, Adorno’yla giriştiği “olguculuk tartışması”ndan “şişede yolunu bulamayan sinek” Wittgenstein’a karşı çıkışına, çokkatmanlı bir dünyanın kapılarını açıyor.

“Bizlerin şanssızlığı, zekâmızın, etik bilincimizden daha hızlı gelişmesidir. İşte bu üstün zekâmız sayesinde, atom bombalarını ve hidrojen bombalarını yapabilmişiz. Fakat her şeyi yok eden savaştan bizleri koruyabilecek bir dünya devleti kurabilmek için, yeterli etik olgunluğa ulaşamamışız.”


Daha İyi Bir Dünya Arayışı Alıntıları – Sözleri

  • “Ne var ki demokrasi akılları karıştıran bir nitelemedir. Bu sebeple yöneten halk değildir! Ve bir çoğunluk hakimiyeti, kolayca en fena despotizme dönüşebilir.”
  • “Yaşamın anlamı, hayatımız boyunca arayıp bulacağımız gizli bir şey değil, hayatımıza kendi elimizle katabileceğimiz bir şeydir.”
  • Her aydının hususi bir sorumluluğu vardır; tahsil görme ayrıcalığına ve olanağına haizdir. Bunun karşılığında çevresine (ya da “toplumuna”) öğrendiklerini, en rahat, en açık ve en alçakgönüllü şekilde açıklamakla yükümlüdür. En kötüsü, aydınların peygamberler şeklinde ortaya çıkıp, insanları kehanetleriyle kandırmalarıdır – tanrıya karşı işlenen büyük bir günahtır.
  • Sokrates, entelektüel alçakgönüllülüğü savunur. “Kendini tanı!” sloganı ona gore, “Ne kadar az bildiğinin bilincine var!” anlamına gelir.
  • Yaşamın anlamı, yaşamımız süresince arayıp bulacağımız gizli saklı bir şey değil, yaşamımıza kendi elimizle katabileceğimiz bir şeydir.
  • “Kant’a göre, yaşamanın görevi, her bir bireye tanınan azami özgürlüğün, diğerlerine tanınan azami özgürlükle bir arada var olmasını sağlamaktır. Başka bir deyişle özgürlük, ne yazık ki, yasalar, yani düzen ile kısıtlanmak zorundadır.”
  • “Aydınlanma, insanın, kendi kendini mahkum ettiği ergin olmayıştan kurtulmasıdır. Ergin olmayış, başkalarının idaresinde olmadan aklını kullanamamaktır. Aklını, eksik olduğundan değil, başkalarının idaresi altında olmadan kullanma kararlılığı ve yürekliliği gösteremeyen, kendi kendini ergin olmayışa mahkum eder.”
  • “Saf doğabilimler iyi mi olanaklı olabilir?” sorusuna Kant’ın verdiği cevap şöyleydi:
    “Akıl, yasaları doğada bulmaz, tam tersine doğaya dikte eder.”
  • “İnsan toplumunun barışa gereksinimi vardır, fakat bununla birlikte ciddi ideolojik anlaşmazlıklara da: Uğruna savaşabileceğimiz değerlere ve düşüncelere.”
  • Demek ki bilgimizin çıkış noktası devamlı problemdir; gözlemler ise, sadece sorunları açıkça ortaya çıkardığında, hareket noktası olarak değerlendirilebilir; şu demek oluyor ki bizleri şaşırttığında; bilgimizdeki, beklentilerimizdeki ya da kuramlarımızdaki tersliği gözler önüne serdiğinde. O halde gözlemler, bazı bilgili ve bilinçsiz beklentilerimizle çeliştiği takdirde, bizleri sorunlara ulaştırır. Bu bağlamda, bilimsel araştırmaların hareket deposu bayağı gözlem değil, sorun-sergileyici gözlemdir.


Daha İyi Bir Dünya Arayışı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Epistemolojik olarak bilimin emek harcama metotlarına bakılınca bu alanda çalışmış en büyük bilim felsefecisi olarak addedilen Karl Popper’in, Kant, Spinoza, Platon şeklinde adların felsefeye verdiği zararlardan(bunu kendisi söylemiştir, ben söylemiyorum :D) ve içinden çıkılamayan müthiş çetrefilli mevzuları ustalıkla kağıda aktarmış ve okuduktan sonrasında ne anlamamız icap ettiğini tamamen bizlere bırakmıştır. Bizlerin şanssızlığı, zekâmızın, etik bilincimizden daha süratli gelişmesidir. İşte bu üstün zekâmız yardımıyla, atom bombalarını ve hidrojen bombalarını yapabilmişiz. Fakat her şeyi yok eden savaştan bizleri koruyabilecek bir dünya devleti kurabilmek için, kafi etik olgunluğa ulaşamamışız.” (MrSpinoza)

“Daha İyi Bir Dünya Arayışı”
Bu yaratı Karl R. Popper’in yazı ve bildirilerinin toplandığı bir derleme Eğer felsefe ve filozoflar hakkında bilginiz var ise, bu kitabı okuması oldukça akıcı aşama kaydediyor. Filozofların görüşlerine çokça atıf yapılmış. O yüzden felsefe okumaları yapmayan kişilere önermiyorum. Kitap 3 ana başlıkta toplanmış; “1.informasyon hakkında
2. tarih hakkında
3. son seçmeler-karma-”
Kitabı okurken en dikkatimi çeken şey, bir çok felsefeci-felsefeciden değişik olarak Popper oldukça iyimser… Daha iyi bir dünya arayışının ardında olunması icap ettiğini ve bunun bir düş olmadığını ısrarla söylüyor.
Kitabın ilk başlığında Popper, ‘informasyon ve gerçek-lik-‘ kavramlarını açıklıyor. Popper’a gore 3 dünya var, bizim gerçekliğimiz birbirleriyle bağlantılı olan ve birbirlerine bir şekilde tesir meydana getiren ve birbirleriyle kesişen bu üç dünyadan oluşur. Özetle; fizyolojik kuvvetlerin dünyası 1, ruhbilim dünyası 2, düşünsel ürünlerin dünyası 3.
Yalnızca dünya 1’i kabul eden ya da yalnızca dünya 2’yi kabul eden filozoflar geçmişte vardı. Bu üç dünya bizim varoluş geçmişimizde sıralıdır; dünya 1 en eskiye uzanan, dünya 2 sonrasında oluşan ve dünya 3 şu demek oluyor ki kültür son olarak gelir. Popper bu 3 dünyayı detaylı şekilde konu alıyor bizlere.
2. Ana başlıkta (Tarih hakkında) ise ilkin Avrupa’nın ilk kitabından söz ediyor şu demek oluyor ki Homeros’un destanlarından. Kitapların oluşum sürecine ve kalıcılığına oldukça güzel bir anlatımla değinmiş.
3. Ana başlıkta filozoflardan söz ediyor Popper. Sokrates’ten oldukça etkilenmiş. Platon’u ise çokça eleştirmiş, fikirleri bazında. Daha sonrasında pek oldukça adı, pek oldukça açıdan değerlendirmiş, oldukça faydalıydı. Felsefe nedir sorusuna da uzun uzun yanıt vermiş.
Bu kitap bana oldukça iyi geldi! O denli negatif, kötümser, ağır kitaplar okumuşum ki. Böylesi bir mantıklı-iyi düşünceleri dinlemeyi özlemişim. İnsan okuduğunu, gördüğünü büyütüyor içinde, kim bilir bu şekilde içimizi ümit dolduran eserleri daha oldukça okumalıyız. (Tuğba)

Eleştirel Akılcılığın Mimarı: Popper: Russell ile beraber çağımızın en mühim filozoflarından Popper’in; makalelerinin ve konuşmalarının (bildiri) bazılarının derlendiği ufuk açıcı bir kitap. Popper’in eleştirel akılcılığı iyi mi ve hangi önermelerle temellendirdiğini, insanoğlunun hakikaten neyi bilebileceğini, ”informasyon”nin hakikaten ne alama geldiğini, entelektüellerin toplumun ilerlemesindeki payını ve bilhassa entelektüel alçakgönüllülüğün ne derecede elzem bir mefhum bulunduğunu açıklayan dâhiyane fikirlerin skalasından oluşan bir derleme.
Popper’in Bilimsel Araştırmanın Mantığı isminde eserini okumazdan evvel bu kitabı ve aynı yayınevinden çıkan ”Hayat Problem Çözmektir” isminde eseri okumanın Popper’in fikirlerini anlamada ve yorumlamada okuyucuya sunmuş olacağı temeller ile büyük katkıda bulunacağını düşünüyorum. Kitapta bulunan ”Felsefe Bana Gore Nedir?” isminde bölümün öğretmeyi meslek edinmiş her kişinin sınıfında talebelerine açıp okuması gerektiği kanaatindeyim. Düşünmenin, fikir bağımsızlığının bir bireyi ne denli değiştirebileceğini ve dolayısıyla içinde yaşamış olduğu topluma ne şeklinde katkılar sunabileceğini çok büyük bir üslûpla anlatmış Popper.
Bilimi, düşünmeyi ve felsefeyi seven her kişinin okuması ihtiyaç duyulan bir yaratı. (Efe SALİHOĞLU)


Daha İyi Bir Dünya Arayışı PDF indirme linki var mı?


Karl R. Popper – Daha İyi Bir Dünya Arayışı kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Daha İyi Bir Dünya Arayışı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Karl R. Popper Kimdir?

1902 Viyana doğumlu Avusturyalı bilim ve cemiyet felsefecisi. Üniversite öğrenimi esnasında matematik, fizik ve felsefe okudu. İlk kitabı mantıkçı pozitivistlerin merkezi olan Viyana Çevresi yayınları içinde çıkmakla beraber Çevreyle ilişkisi devamlı münakaşa ve eleştiri düzeyinde sürdü. Bu yüzden kimilerince ‘resmî muhalif’ deklare edildi. 1937 senesinde okutman olarak gittiği Yeni Zelanda’da kendisine aslolan ününü kazandıran ‘Açık Toplum ve Düşmanları’ kitabını (Türkçeye çevirisi: C. 1, Mete Tunçay, Ankara, 1967, C. 2 Harun Rızatepe, Ankara, 1968; Türk Siyasi İlimler Derneği Yayınları) yayınladığı yıl olan 1945’e kadar kaldı. Aynı yıl Londra Üniversitesi London School of Economics’de okutmanlığa başladı. 1969’da emekli oluncaya kadar burada mantık ve bilimsel yöntem profesörlüğü yapmış oldu.


Karl R. Popper Kitapları – Eserleri

  • Daha İyi Bir Dünya Arayışı
  • Açık Toplum ve Düşmanları
  • Bilimsel Araştırmanın Mantığı
  • Tarihselciliğin Sefaleti
  • Hayat Problem Çözmektir
  • Yüzyılın Dersi / Özgürlüğün En Büyük Düşmanı Eşitlik
  • Açık Toplum ve Düşmanları Cilt: 1
  • Bitmeyen Arayış
  • Açık Toplum ve Düşmanları Cilt: 2
  • Conjectures and Refutations: The Growth of Scientific Knowledge
  • The Logic of Scientific Discovery


Karl R. Popper Alıntıları – Sözleri

  • Marx’ın Kapital’i yazmaktaki amacı, toplumsal gelişmenin kaçınılmaz yasalarını bulmaktı. Toplum teknolojisine yararlı olacak iktisat yasaları bulmak değildi. Kapital, ne âdil fiyatlar, servetin eşit dağıtımı, güvenlik, üretimin akla yakın bir halde plânlanması ve her şeyin üstünde,
    özgürlük şeklinde toplumcu amaçların gerçekleşmesini sağlayacak ekonomik koşullar
    mevzusunda bir incelemeydi, ne de bu amaçları çözümlemek ve açıklamak yolunda
    bir girişimdi.
    Ama her ne kadar Marx toplumcu amaçların ahlâk açısından haklı çıkarılması
    çabasına olmasıyla birlikte Ütopyacı teknolojiye de şiddetle karşı çıkmış olsa da, yazılarında örtük olarak, bir ahlâk kuramı da vardır. O, bunu başlıca cemiyet kurallarını
    ahlâk açısından değerlendirmekle dile getiriyordu. Ne de olsa Marx’ın kapitalizme
    yönelttiği suçlama ahlâksal bir suçlamaydı. Seviye, içindeki tam bir biçimsel adâlet
    ve hakkaniyet ile beraber ortaya çıkan, zâlim adâletsizlikten dolayı suçlanmaktadır.
    Seviye suçlanmaktadır, şundan dolayı sömürücüyü sömürüleni köleleştirmeye zorlayarak
    her ikisini de özgürlüklerinden yoksun kılmaktadır. Marx ne servete karşı çıkmış,
    ne de fakirliği övmüştür. O, kapitalizmden servet birikimine yol açmış olduğu için değil,
    oligarşik niteliğinden dolayı nefret ediyordu; bu düzende servet demek diğer insanların hayatlarını etkileme iktidarı anlamında siyasal iktidar demek olduğundan
    ondan nefret ediyordu. Emek gücü bir meta hâline getirilmektedir; bu da insanların kendilerini pazarlarda satmaları gerektiği anlamına gelir. Marx, düzenden köleliği çağrıştırdığı için nefret ediyordu. (Açık Toplum ve Düşmanları Cilt: 2)
  • Neyi atıp neyi alıkoymalı? İşte problem bu. (Bitmeyen Arayış)
  • İyi olmak demek fenalık yapmamaktır. Bir de fenalık yapmayı istememektir. (Açık Toplum ve Düşmanları)
  • Soru: “Birkaç komünist gencin Viyana’da polis tarafından öldürülmesi üzerine, komünistlerden biraz uzaklaşmaya karar verdiniz. Oysa o olayda komünistler ateş açan taraf değil, kurbandı. Ama komünizmden vazgeçmeye o olay üzerine karar verdiniz. Bu biraz garip değil mi?”
    Popper: Bir tür mesuliyet duyuyordum, insanoğlunun kendini feda etmesinin, kendini tehlikeye atmasının düzgüsel bulunduğunu düşünüyordum; fakat biz başkalarını, kendilerini tehlikeye atmaları, vurulmaları için cesaretlendiriyorduk, oysa bunu hayata geçirmeye hakkımız yoktu. Parti liderlerinin başkalarına, kendilerini feda etmelerini ya da hayatlarını tehlikeye atmalarını söyleme hakları yoktu. (Yüzyılın Dersi / Özgürlüğün En Büyük Düşmanı Eşitlik)
  • Eğer eleştirici bir tutuma haiz değilsek, daima bulmayı istediğimiz şeyleri bulacağız: Cici teorilerimizi teyid edecek hususları arayıp, bulacak; onlar için tehlikeli olabilecek herşeyi ise gözden ırak tutacak ve görmeyeceğiz. (Tarihselciliğin Sefaleti)
  • Şöyleki diyordu Bach, öğrencilerine aralıksız çalma mevzusunda yönerge verirken: “Tanrının ihtişamı ve zihnin izin verilen seviyede zevk-ü sefası için uyumlu seslerden örülü bir harmoni olmalı; ve her müzik şeklinde bitimi ve nihai amacı Tanrının şan ve şerefiyle zihnin tazelenmesi haricinde başka bir şey olmamalı. Buna dikkat edilmediği sürece, gerçekte müzik yoktur, cehennemsel uluma ve takırtı vardır.” (Bitmeyen Arayış)
  • Özgürlüğün hiçbir çeşidi devlet tarafınca itimat altına alınmadıkça olanaklı olması imkansız. (Açık Toplum ve Düşmanları)
  • “Yaşamın anlamı, hayatımız boyunca arayıp bulacağımız gizli bir şey değil, hayatımıza kendi elimizle katabileceğimiz bir şeydir.” (Daha İyi Bir Dünya Arayışı)
  • Yaşamın anlamı, yaşamımız süresince arayıp bulacağımız gizli saklı bir şey değil, yaşamımıza kendi elimizle katabileceğimiz bir şeydir. (Daha İyi Bir Dünya Arayışı)
  • Evrensel ve kişisel olmayan bir doğruluk ölçütüne başvurulması
    anlamında, akılcılık son aşama önemlidir… Yalnız kolayca egemen
    olduğu çağlarda değil, bununla beraber, hatta daha oldukça, düşünce birliğine
    varamadıkları süre adam öldürecek kadar kudretli olamayanların
    boş rüyası olarak hor görülüp reddedildiği daha bahtsız devrelerde de.
    BERTRAND RUSSELL (Açık Toplum ve Düşmanları Cilt: 2)
  • “Belki ben haksızım, sen de haklısındır, ne olursa olsun tartışmamızdan sonrasında ikimiz de bazı şeyleri eskiye gore daha net olarak görebilmeyi umabiliriz, ve ne olursa olsun, kimin haklı olduğundan oldukça doğruluğa daha da yaklaşmanın mühim bulunduğunu unutmadığımız sürece, ikimiz de birbirimizden öğrenebiliriz.” s.129 (Hayat Problem Çözmektir)
  • Hiç kimse kendi davasında yargıç olmamalı. (Açık Toplum ve Düşmanları)
  • Popper bilimi, bataklıkta kazıklar üstüne dikilmiş bir yapıya benzetir. Bu kazıklar hiçbir süre “var olan” naturel ve sağlam bir tabana dayanmaz. Zaman süre kazıkların sağlam bir temele dayandığı düşünülebilir; fakat bu bir yanılgı olacaktır. Bu sebeple kazıklar yalnızca geçici bir süre için kendilerine sağlam bir dayanak bulmuştur. Bir süre sonrasında sağlam sanılan temel gene zayıflayabilir. Bu nedenle de kazıkların hep daha derine çakılması olmazsa olmaz olmalıdır. İşte Popper’in bilim insanı, bıkmadan usanmadan, uçsuz bucaksız derinliklere uzanmaya çalışan; ulaşmış olduğu bilgiyi yalnızca geçici bir süre için güvenilir informasyon olarak kabul eden, bu şekilde de yetinmeyip hep daha fazlasını arayan insandır. Bu da sadece bilginin “mutlak” olmadığı görüşüyle bağdaşmaktadır. Mutlak olmayan informasyon, doğru olmayan bilgidir, yanlışlanabilir bilgidir; evrenin herhangi bir yerinde “siyah tek bir kuğunun” var olabileceği kuşkusunun taşınmasıdır. (The Logic of Scientific Discovery)
  • Kapitalistlerin insanların sefaleti karşısındaki sorumsuzluklarından yakınan bu insanların kendilerinin bu türlü dogmatik iddialarla insan sefaletini iyi mi azaltabileceğimizi ve toplumsal davranışlarımızın bazı beklenmedik neticelerini iyi mi denetim altına alabileceğimizi öğrenmemizi mümkün kılabilecek bu türlü deneyimlere karşı çıkacak kadar sorumsuz olduklarını görmek şaşkınlık vericidir. Ne var ki, Marxçılığı savunanlar kendi çıkarları uğruna ilerlemeye karşı çıktıklarının bilincinde değildirler; onlar Marxçılık şeklinde hareketlerin ana tehlikesinin bir süre sonrasında türlü türlü çıkarları temsil etmeye başlamaları bulunduğunu ve maddi çıkarlar yanında düşünsel çıkarlar da olabileceğini göremiyorlar. (Açık Toplum ve Düşmanları Cilt: 2)
  • Her buluş ‘usdışı bir an’ içermektedir, her buluş ‘yaratıcı bir sezgidir’. (Bilimsel Araştırmanın Mantığı)
  • Demokratik devlet teorisindeki mühim noktalardan biri de siyaset sorunudur, şundan dolayı bizim bürokrasilerimiz anti-demokratiktir. Bürokrasilerde, davranış ve ihmâllerinin hesabını vermek zorunda olmayan oldukça sayıda “küçük diktatör” bulunur. (Yüzyılın Dersi / Özgürlüğün En Büyük Düşmanı Eşitlik)
  • Demokrasi en fena yönetim biçimidir, eğer tüm öteki yönetim biçimlerini saymazsak.
    Winston Churchill (Yüzyılın Dersi / Özgürlüğün En Büyük Düşmanı Eşitlik)
  • … ben, düşünen tüm insanları ilgilendiren en azından bir felsefi probleminin var olduğuna inanıyorum. Bu da evrenbilim (Kosmologie) sorunudur: Dünyayı -ve ikimiz de bu dünyaya ilişik olduğumuzdan, bu bağlamda kendimizi ve bilgimizi- anlayabilme problemi. Tüm bilimlerin bu anlamda evrenbilim olduğuna inanıyorum; ve felsefe de, aynı tabiat bilimleri şeklinde, evrenbilime getirmiş olduğu katkı sebebiyle benim için ehemmiyet taşımaktadır. Felsefe ve tabiat bilimleri araştırmalarını bu amaçla sürdürmediğinde, benim için hiçbir çekicilikleri kalmayacaktır. (The Logic of Scientific Discovery)
  • kendi seyircilerine, aldatıcıdır diye, akılcı kanıtlara kulak vermeyi yasaklayabilirler ve onlara kanıta karşı yumruklarını ya da tabancalarını kullanmayı öğretebilirler. (Açık Toplum ve Düşmanları)
  • Devletçilik ne kadar artarsa,
    özgürlük de o denli azalır. (Yüzyılın Dersi / Özgürlüğün En Büyük Düşmanı Eşitlik)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş