Eğitim

Denizadamı – Carl-Johan Vallgren Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Denizadamı – Carl-Johan Vallgren Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Denizadamı kimin eseri? Denizadamı kitabının yazarı kimdir? Denizadamı konusu ve anafikri nedir? Denizadamı kitabı ne konu alıyor? Denizadamı PDF indirme linki var mı? Denizadamı kitabının yazarı Carl-Johan Vallgren kimdir? İşte Denizadamı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Carl-Johan Vallgren

Çevirmen: Ali Arda

Yayın Evi: Metis Yayıncılık

İSBN: 9789753429498

Sayfa Sayısı: 232


Denizadamı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Günümüz İsveç edebiyatının önde gelen isimlerinden Carl-Johan Vallgren’in daha ilkin August Strindberg ödüllü Bir Garip Aşk Öyküsü adlı romanına yer vermiştik Metis Edebiyat’ta. İsveç’in batı kıyısında minik bir kasabada geçen Denizadamı, anne babalarının dikkatsizlik etmiş olduğu, yaşıtlarının hırpaladığı, toplumun görmezden geldiği Nella ve kardeşi Robert’in çıkış arayışını konu alıyor. Kardeş sevgisini ve ihaneti, elle tutulur olanın ötesindeki duyguları ele alan bu sert fakat güzel romanda Vallgren gene günlük olan ile olağanüstüyü esrarengiz bir üslupla bir araya getiriyor.

(Tanıtım Bülteninden)


Denizadamı Alıntıları – Sözleri

  • Başlangıç devamlı güzel olmayabilir, derdim hep; mühim olan her şeyin daha iyiye gittiği bir yere çıkmasıydı.
  • Gözleri hâlâ kapalıydı, onu anlıyordum, böylesi çirkin bir dünyaya niçin baskındı ki?
  • “Her zaman bir başlangıç var, ve her zaman bir son.“
  • “sözcükler böyle işte, diye düşündüm, görünmez füzeler gibi sürekli bir yerlere gidiyorlar; kime isabet edeceğini, verecekleri hasarı önceden hesaplayamıyorsunuz”
  • ..açıklanamaz bir hasret duymuştu, tıpkı benim ne işe yaradığını bile bilmediğim bir şeye duyduğum hasret şeklinde.
  • Anlatırken ağlamaya başladım, ağladığım için kendimden nefret ettim,bu hakkımı kullandığım için, bir ihtimal en kötüsü hâlâ yaşanmamıştı ,bu yüzden hemen hemen üzülmeye hakkım yoktu.
  • Hiç kimse fena doğmaz. Insanların oldukları şeklinde olmalarının ve yaptıklarını yapmalarının binlerce sebebi var.
  • “Gerçek bir başlangıç yoksa gerçek bir son da olmazdı.”
  • Sözcükler bu şekilde işte, diye düşündüm,görünmez füzeler şeklinde devamlı bir bölgelere gidiyorlar;kime isabet edeceğini, verecekleri hasarı öncesinden hesaplayamıyorsunuz.
  • Yedinci sınıfların elbise odasına doğru sırtını hafifçe kamburlaştırıp ürkek adımlarla yürürken, bunu kimse anlayamaz, diye düşündüm, bazılarının yanlızca aç kalmamak için okula geldiğini.
  • Bir başlangıç var ve bir son. Ve düzelmeden ilkin her şey fazlaca kötüleşmeli. Tüm öyküler bu şekilde. Sanki öyküler istiyor bunu, yok olmadan ilkin acının artması tabiat ananın bir marifeti sanki.
  • Sözcükler bu şekilde işte, diye düşündüm, görünmez füzeler şeklinde devamlı bir bölgelere gidiyorlar; kime isabet edeceğini, verecekleri hasarı öncesinden hesaplayamıyorsunuz.
  • Başka ailelerin evlatlarının doğum günlerini, tatillerini, vaftiz törenlerini kaydettikleri fotoğraf albümleri ve film kasetleri vardı. Bizde bu tür şeyler bulunmazdı. Annem ve babamın anılarla işleri yok gibiydi. Sanki yaşam fazlaca kirli, fazlaca acılı bir şeydi de geçmişin tüm izleri silinip atılmalıydı.
  • Bu … hayatta … ya da ne deniliyorsa artık, insan dokunmak için bir şeye uzanıyor … fakat yalnızca boşluğa dokunduğunu fark ediyor. Yani insan hiçbir şeye güvenemiyor, kendine bile.
  • Kardeşim, kalmış olduğu evin fazlaca büyük bulunduğunu yazıyordu, iki otomobilleri vardı. İşte bu her şeyi açıklardı; maaşları çektikleri tuzlu kredilerin faizlerini karşılayamadığında insanların üstüne bir iyilik geliyor, açıklarını kapatmak için sorunlu evlatların bakımını üstleniyorlardı.


Denizadamı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

MERMAS: İnsan olmanın anlamını sorgulayan muhteşem bir roman beni karşıladı.Kardeş dayanışması,ötekileştirilen çocuklar ki bu okul ortamında başlayarak mahkum babaları olan yada ebeveyni tarafınca ilgi ile büyümeye fırsat bulamamış çocuklar..Bu çocuklar tek başlarına ayakta durmaya çalışmakta;yeri gelip aç kalıyor yeri gelip hakkettikleri aile yaşantısını kendi çabaları ile yapmaya çalışmaktalar.
“Karnını doyurmak için okula girmek ne demek bilir misiniz??”diyor yazar.Bu o denli can acıtıyor ki!!
Mistik bir öykü bu kadar acının içinde harmanlanmış durumda; bir çocuğun gelişme ve onun bakış açısından bakarken normal olarak bir denizkızı yada adamı olmalı idi ve yazar bunu fazlaca güzel geçirmişti okura.Bunca acının içinde bir “MERMAS”(denizadamı) belleğinizi ziyaret ediyor.Bu kitapta John Bauer’in “Gölün başlangıcında oturmuş kız” adlı tablosu tasvir ediliyor.Bunu Instagram sayfamda paylaşıyor olacağım yorumum çerçevesinde tabloyu merak eden arkadaşları beklerim.Link mevcut hesabımda. Sembolizm bu kitapta biz okurları fazlaca güzel bir halde sarmalıyor. (Gökçe Erdem)

İsveç kıyısındaki bir kasabada yaşayan anne ve babası tarafınca bile görmezden gelinen iki kardeşin hayata tutunma hikayesi. Toplum tarafınca dışlanmaları, anne ve babanın ilgisizliği onları bu hayatta tek başına bırakmıştır adeta. Her zorluğa, zorbalığa karşı “Eğer bir başlangıç varsa bir son da vardır ve son her zaman daha iyidir.” diyerek o sonu beklemiştir bu iki kardeş. Yazar akran zorbalığını ve aile tutumunu fazlaca iyi gözler önüne sermiş ve gerçeküstü unsurlarla bunu desteklemiştir. Bilhassa ebeveynlerin ve eğitimcilerin okumasını tavsiye ederim. Kitapla kalınca. (Zehra Sena Güneş)

Aslında bazı yorumlardan dolayı tereddütle başladığım bir eserdi. Ama bir solukta okudum, film tadında olan kitaplardan. Kitabın başlarındaki o sertlik bana derhal Otomatik Portakalı anımsattı. Sonrasında kitabın gidişatı değişse de işlediği 3 değişik sertlik sahnesi insanı hakkaten zorluyor. Bilhassa çocuklarla birazcık haşırneşirseniz ve akran zorbalığına tanık olmuşsanız etkilenmemeniz imkânsız. Bu bölümleri kanım donarak okudum ve benim için okuması birazcık zordu. Yazarın dili ve tercüme fazlaca başarılıydı. Ancak basımla ilgili bazı sayfalarda kelimeler silik çıkmıştı. Okuma listeme aldığım kitabı seneler sonrasında okuduğum için değistirme imkânın olmadı.
Yazarla ilk kere tanışıyorum ve bende merak uyandırdı. Aslında müzik kariyeriyle daha fazlaca tanınıyormuş. Sanırım bu gece yeni bir kitaba adım atmak yerine bu albümleri inceleyeceğim 🙂 Sertlik mevzusunda hassasiyetiniz var ise sizi birazcık zorlayabilir sadece okumanızı tavsiye ederim. Ruhu vermek dedikleri şey bu kitapta mevcut.. (Hatice Ceren DEMİR)


Denizadamı PDF indirme linki var mı?


Carl-Johan Vallgren – Denizadamı kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Denizadamı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Carl-Johan Vallgren Kimdir?

Carl-Johan Vallgren 1964’te İsveç’in Linköping kentinde hayata merhaba dedi. Barmenlik ve orman işçiliği de icra eden yazarın ilk kitabıNomaderma 1987’de yayımlandı. Söz ve müziği çoğunlukla kendisine ilişkin şarkıları içeren beş albümle müzik alanında da adını duyurmuş olan Vallgren, Malmö, Madrid, Kopenhag ve Berlin’de yaşadıktan sonrasında Stocholm’e yerleşmiştir. Yedinci ve son romanı Bir Garip Aşk Öyküsü yayımlandığı 2002 yılından August Strindberg adına verilen İsveç’in en mühim edebiyat ödülleri de kazanan ve aralarında Almanca, Flemenkçe, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Japonca ve Rusça’nın da bulunmuş olduğu çeşitli dillere çevrilen Bir Garip Aşk Öyküsü yazarın Türkçedeki ilk kitabıdır.


Carl-Johan Vallgren Kitapları – Eserleri

  • Bir Garip Aşk Öyküsü
  • Denizadamı


Carl-Johan Vallgren Alıntıları – Sözleri

  • Hiç kimse fena doğmaz. Insanların oldukları şeklinde olmalarının ve yaptıklarını yapmalarının binlerce sebebi var. (Denizadamı)
  • ..açıklanamaz bir hasret duymuştu, tıpkı benim ne işe yaradığını bile bilmediğim bir şeye duyduğum hasret şeklinde. (Denizadamı)
  • “Sözcükler, düşünceleri doğururken ölürler.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Gözleri hâlâ kapalıydı, onu anlıyordum, böylesi çirkin bir dünyaya niçin baskındı ki? (Denizadamı)
  • “Artık tek umudu yaşamın kendisiydi.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • “sözcükler böyle işte, diye düşündüm, görünmez füzeler gibi sürekli bir yerlere gidiyorlar; kime isabet edeceğini, verecekleri hasarı önceden hesaplayamıyorsunuz” (Denizadamı)
  • “Ölüm son değil, bir araya gelecekleri yeni bir varoluşun başlangıcıydı.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • “Ama tamamımız biliyoruz ki, körler ülkesinde tek gözlü biri kral olur…” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Sözcükler bu şekilde işte, diye düşündüm, görünmez füzeler şeklinde devamlı bir bölgelere gidiyorlar; kime isabet edeceğini, verecekleri hasarı öncesinden hesaplayamıyorsunuz. (Denizadamı)
  • Başlangıç devamlı güzel olmayabilir, derdim hep; mühim olan her şeyin daha iyiye gittiği bir yere çıkmasıydı. (Denizadamı)
  • “İnsan bir yaşam yaşadığını sanır, fakat yaşam bizim içimizde yaşar ve biz onu tükettiğimizde, bizsiz devam eder.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Onların dünyasında tüm insanoğlu eşitti, zenginler yoksullara verirdi, hiçbir yönetici yoktu, olanlar halk tarafınca seçilmiş olurdu, hanım erkekle aynı değerdeydi, küçüklere asla vurulmazdı, tıpkı yaratılış sabahında olduğu şeklinde her taraf çiçek kokardı. (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Bir başlangıç var ve bir son. Ve düzelmeden ilkin her şey fazlaca kötüleşmeli. Tüm öyküler bu şekilde. Sanki öyküler istiyor bunu, yok olmadan ilkin acının artması tabiat ananın bir marifeti sanki. (Denizadamı)
  • “Ölüm son değil, bir araya gelecekleri yeni bir varoluşun başlangıcıydı.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Sözcükler bu şekilde işte, diye düşündüm,görünmez füzeler şeklinde devamlı bir bölgelere gidiyorlar;kime isabet edeceğini, verecekleri hasarı öncesinden hesaplayamıyorsunuz. (Denizadamı)
  • “insanlar neden onur gibi değersiz bir şey için birbirlerini öldürürler?”
    “Belki de asla haiz olmadıkları için” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Gerçeğin fazla söze ihtiyacı yok, oysa yalanı allayıp pullamak gerekir. (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • “Ama tamamımız biliyoruz ki, körler ülkesinde tek gözlü biri kral olur.” (Bir Garip Aşk Öyküsü)
  • Bu … hayatta … ya da ne deniliyorsa artık, insan dokunmak için bir şeye uzanıyor … fakat yalnızca boşluğa dokunduğunu fark ediyor. Yani insan hiçbir şeye güvenemiyor, kendine bile. (Denizadamı)
  • Kardeşim, kalmış olduğu evin fazlaca büyük bulunduğunu yazıyordu, iki otomobilleri vardı. İşte bu her şeyi açıklardı; maaşları çektikleri tuzlu kredilerin faizlerini karşılayamadığında insanların üstüne bir iyilik geliyor, açıklarını kapatmak için sorunlu evlatların bakımını üstleniyorlardı. (Denizadamı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş