Eğitim

Edebiyat ve Kötülük – Georges Bataille Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Edebiyat ve Kötülük – Georges Bataille Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Edebiyat ve Kötülük kimin eseri? Edebiyat ve Kötülük kitabının yazarı kimdir? Edebiyat ve Kötülük konusu ve anafikri nedir? Edebiyat ve Kötülük kitabı ne konu alıyor? Edebiyat ve Kötülük PDF indirme linki var mı? Edebiyat ve Kötülük kitabının yazarı Georges Bataille kimdir? İşte Edebiyat ve Kötülük kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Georges Bataille

Çevirmen: Ayşegül Sönmezay

Tasarımcı: Defne Kaya

Orijinal Adı: La littérature et le mal

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755391663

Sayfa Sayısı: 208


Edebiyat ve Kötülük Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çağımızın yalnızca edebiyatını değil, fikir alanını da derinden etkileyen; Derrida, Foucault, Barthes benzer biçimde yazarları sarsan; Breton ve Sartre ile yapmış olduğu polemiklerde sözünü sakınmayan Georges Bataille, Edebiyat ve Kötülük’te, hayatımızın en mühim gerçeklerinden birini, Kötülüğü ele alıyor. Hem de, Kötülüğün terbiye yoksunluğunu değil, tam tersine ahlakı hiçe sayan “yüksek ahlakı” koşul koştuğunu öne sürerek. Başta kösnü ve ölüm olmak suretiyle yasakları aşmanın, kuralları ihlal etmenin “yüksek ahlakı” gerektirdiğini, yaşamı kışkırtmanın ve aşmanın da bu şekilde mümkün olabileceğini ortaya koyuyor. Ona bakılırsa, Kötülük özgürlüğü, değerin aşırı biçimlerine ulaşmamızı sağlayabilir ve asla kimse bundan “daha uzağa” gidemez. Özgürlük daima isyana oluşturulan kapıdır. Gerçek özgürlük yaşamı kışkırtmak ve aşmaktır. Özgürlüğün içindeki Kötülüğü ortaya koymak uzlaşmacı, konformist fikir tarzına karşı çıkmak anlama gelir. İyiliğin tuttuğu taraf boyun eğmenin, itaatin safıdır. Kötülük özgürlüğünde dehşeti buluruz: Tutkuyla işlenen bir katliam, kurban etme, cenk, kıyımlar ve ayaklanmalar, yalan ve kara büyü; evrensel katlanabilirin sınandığı, suçluluk duygusuyla tutkunun temellendirdiği haz arasındaki sınırın bulanıklaştığı bir tür tinsel sarhoşluk durumu içinde, sadistin bir erdemli benzer biçimde görünmüş olduğu eylemlerdir…

(Arka Kapak)


Edebiyat ve Kötülük Alıntıları – Sözleri

  • Tüm yaşamı bir tür sessizlik içinde geçti; dış dünyayla ilişkisinde bunu bozan tek şey edebiyattı.
  • ”…artık bitkin düştük.”
  • “İnsanın algıları duyu organlarıyla sınırı olan değildir.”
  • ”…kalbin bir bilmece aslen ve sen bu bilmeceyi çözemiyorsun…”
  • İnsan olmak, hakikati, adaleti istemekle aynı şey değil midir?
  • Yasak, ulaşılmasına engel olduğu her şeyi tanrısallaştırır.
  • Toplumun temel dayanağı bireylerin zayıflığıdır…
  • (gerçi bir çok kez efsaneleşmiş kahramanlarının aşkları bizlere, kendi aşklarımızdan daha hakiki gelir)
  • “…yaşamın tadını çıkar dostum, yaşamın tadını çıkar ve yargılama… sana, yaşamın tadını çıkar diyorum…”
  • “Adalet’in müzikle uğraşmaya hazır o coşkulu sesini boğmak için sayısal üstünlüklerini ve aptallıklarının enerjisini kullanan alaycı ve ve iğrenç ahmaklar”ı betimler çoğunluk partisinin milletvekilleri.


Edebiyat ve Kötülük İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Edebiyat kötülükten uzak olursa bunaltan olmaya mı adım atar?
Kötülüğün gerilim dolu doğasının, edebiyat ürününün okunmasını, bunun yanında ilgi duyulmasını elde eden yegane unsur bulunduğunu iddia etmektedir Bataille. Bu noktada sonu iyi bitecek olan bir öykü yerine okurun içinde huzursuzluk yaratan bir sonla biten kitapların daha uzun süre insan hafızasında kaldığını ifade etmektedir.
Kötülük terimi oldukça genel bir anlamda durduğundan bunun iki anlamına değinerek edebiyattaki felsefi pozisyonunu işlemiş diyebilirim. Kötülük, ilk olarak yaşamdan istenilen sonuçların alınması için ortaya konması ihtiyaç duyulan insani eylemlerin gerekliliklerdir. İkincisi ise sarsılması istenmeyen tabuların ihlal edilmesi. Bu noktada edebiyat ürününün de bu iki anlamdaki kötülükten faydalanması icap ettiğini düşünen Bataille, edebiyatın okuru olabilecek en kötüsüne hazırlayarak buna karşı gerçek yaşamda daha kendinden güvenilir ve ne yapması icap ettiğini bilen bir noktada olunması icap ettiğini düşünmektedir. Kitapta işlediği mevzunun en genel hattıyla bu bulunduğunu söyleyebilirim.
Özgürlük terimini da hata yapma iradesi göstermede arayarak, cesaret ve yalnız yaşamak eylemselliğinin özgürlüğü aşkınlaştıracağını ortaya koymaktadır. Yani özgürlüğü giden yolunda aslen kötülükten geçtiğini ifade etmekte Bataille. Özgürlük hareketiyle bir başkaldırıyı da önemseyen Bataille, dünya genelinde disiplin toplumundan denetim topluma doğru hızla evrildiğimiz bu sürecin de dinamikleriyle oynuyor diyebilirim. Şundan dolayı özgürlük denetim dışıdır. Bu durumda fenalık hakikaten fena müdür ve neye bakılırsa kötüdür? sorusunun üzerine iyice bir düşünmemiz gerekmektedir. Keyifli okumalar. (Uğur De Molinari)

#kitapyorumum
#edebiyatvekötülük
Kitapta adı geçen dünyaca meşhur adların fenalık terimi üstüne fikirlerini okuyunca, bir acayip Orhan Veli’nin, ” Dünyada hiçbir şeyden çekmedi nasırdan çekmiş olduğu kadar…” dizesini anımsadım gülümseyerek.Kötülüğü yalnız eserlerinde değil bununla beraber ruhunda taşıyan sanatçılara yer verilmiş kitapta. Bir taraftan insaf derken öteki taraftan da elinden bırakmak istemedim. Kitabın içindeki yazarların biyografisi yazılsa bu kadar iyi özümsenebilir miydim tartışılır fakat şunu kolaylıkla söyleyebilirim : İçeriğinde sanatçı-yaratı tahlili verilmiş kitapları kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Bu sayede tek bir kltapla birden fazla dünyalara seyahat edebilirsiniz. (Öztürks)

Bataille’a bakılırsa fenalık özgürlüğü, değerin aşırı biçimlerine ulaşmamızı sağlayabilir ve asla kimse bundan daha uzağa gidemez. Edebiyatın masum olmadığını söyleyen yazar: “Bu emek harcama, edebiyatın anlamını ortaya koymak için bugüne dek gösterdiğim çabanın ürünüdür… Edebiyat ya her şeyin özüdür ya da hiçbir şey. Edebiyatla ifadesini gören fenalık hepimiz için, sanıyorum egemen bir kıymet taşıyor.” diyor. Ve bu çalışmasında edebiyatı Kötülük’ten ayırmayan sekiz yazarı; Bronte’yi, Baudelaire’i, Michelet’yi, Blake’i, Sade’ı, Proust’u, Kafka’yı, Genet’i değişik yönleriyle sunuyor bizlere. Herkese iyi okumalar. (KitapHanım)


Edebiyat ve Kötülük PDF indirme linki var mı?


Georges Bataille – Edebiyat ve Kötülük kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Edebiyat ve Kötülük PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Georges Bataille Kimdir?

Bataille 1897’de Billom’da hayata merhaba dedi. 1900’de ailecek Reims’e taşındı. 1917’den itibaren Paris’te “Ecole des Chartes”de okudu ve arkasından meslek eğitimini yaparken Bibliothèque Nationale de France’de kütüphaneci olarak çalıştı. 1942’ye kadar burada çalışan Bataille, bu tarihten sonrasında yakalandığı tüberküloz sebebiyle kütüphanecilik görevini bıraktı. 1949’da tekrardan Carpentras’da kütüphaneci olarak göreve başladı. Daha sonrasında aynı göreve Orléans’ta devam etti.Documents (1928), Acéphale (1937), Critique (1936) benzer biçimde etkili dergiler çıkardı. “Collége de sociologie”nin çalışmalarını yönetti. Kimi vakit siyasal kimliğiyle öne çıktı, aydınlarla çeşitli gruplar oluşturdu, etkinliklerde bulunmuş oldu. Andre Breton veSartre ile sert polemikleri oldu. 1962’de Paris’te öldü. Kitaplarının tüm basımı 1972’de Foucault’nun desteğiyle gerçekleşti.


Georges Bataille Kitapları – Eserleri

  • Gözün Öyküsü
  • Göğün Mavisi
  • Rahip C.
  • İç Deney
  • Edebiyat ve Kötülük
  • Annem
  • İmkansız
  • Günah Üstüne Tartışma
  • Nietzsche Üstüne
  • Ölü Adam
  • Erotizm
  • Madam Edwarda
  • Din Kuramı
  • Eros’un Gözyaşları
  • Cinsellikten Dinselliğe Erotizm
  • Lanetli Pay
  • Bir Kadavra


Georges Bataille Alıntıları – Sözleri

  • Korkunçtu. Az rastlanır bir soğukkanlılık içinde olmasaydım, bir taş duvarın önündeymişçesine dingin bir halde, bu kin dolu makineleri seyrederek iyi mi ayakta kalabilirdim? Her gürültülü müzik parçası gecenin bir yarısında savaşı ve ölümü çağırmak için meydana getirilen bir büyüydü. Trampet gürültüleri, sonunda kanlı top ateşlerine dönüşmek umuduyla zirve noktasına varmıştı: Uzakta gördüğüm, cenk düzeninde dizilmiş bir çocuk ordusuydu. Kımıldamıyorlardı, fakat kendilerinden geçmişlerdi. Görüyordum onları, oldukça uzakta değillerdi benden, ölüme gitme arzusuyla büyülenmişlerdi. Bir gün güneşin altında güle oynaya ilerleyecekleri, arkalarında can çekişenler ve ölüler bırakacakları uçsuz bucaksız tarlaları düşlüyor gibiydiler. (Göğün Mavisi)
  • Yaşamdan oldukça daha acı olan (şu sebeple yaşamın ölüm kadar kanlı ışıltısı yoktur) bu yükselen katliam dalgasında önemsiz şeylerden, kocakarıların gülünç yakarılarından öte bir şeyler görmek olanaksızdı. Alevlerin ve gök gürültülerinin karıştığı, yanmış kükürt kadar solgun, insanoğlunun soluğunu kesen büyük bir tutuşmaya yazgılı değil miydi her şey? Ansızın bir kahkaha atma isteği başımı döndürmüştü: Bu felaketin karşısında, bir kara gülmece, asla kimsenin bağırmaktan kendini alamadığı zamanlarda ortaya çıkan kasılmalara birlikte rol alan türden bir kara gülmece duygusu içindeydim. Müzik durdu: Yağmur da dinmişti. Yavaş yavaş gara döndüm. Tren harekete hazır durumdaydı. Bir süre peron süresince yürüdükten sonrasında bir kompartımana girdim; tren gecikmeden kalktı. (Göğün Mavisi)
  • Sosyal toplumlarda öykünmek bulaşıcıdır. (Cinsellikten Dinselliğe Erotizm)
  • Yeter ki bir insan resmi -ya da bu şekilde geçinen mülahazalara tamamen boyun eğmeyecek benzer biçimde olsun, yeter ki kendi yaşamını yerleşik otoritenin yıkımına adayan kişinin çekimine kapılmaya yatkın olsun, rahat ve çıkarlarına
    uygun bir dünya imgesinin onun için elverişli bir yanılsamadan başka bir şey olabileceğini sanmak güçtür. (Lanetli Pay)

  • İlkel insanların gözünde sertlik daima ölümün nedenidir.

    Her vakit bir görevli vardır ve daima bir öldürme eylemi vardır.
    Ölümde oluşan güçlerden korunmak ve ondan kaçmak zorundayız.
    Ölünün maruz kalmış olduğu güçlerin bizde (diğerlerinde) de etkin olmasına rıza göstermemeliyiz. (Erotizm)
  • İnsan olmak, hakikati, adaleti istemekle aynı şey değil midir? (Edebiyat ve Kötülük)
  • “Neden yapıyorsun bunu?”
    “Görüyorsun,” dedi, “ben tanrı’yım…” (Madam Edwarda)
  • “Geriye kalan sessizliktir.” (Nietzsche Üstüne)
  • “Adalet’in müzikle uğraşmaya hazır o coşkulu sesini boğmak için sayısal üstünlüklerini ve aptallıklarının enerjisini kullanan alaycı ve ve iğrenç ahmaklar”ı betimler çoğunluk partisinin milletvekilleri. (Edebiyat ve Kötülük)
  • İnsanlar aynı anda iki duygunun esiridirler: uzaklaştıran korku ve saygınlık uyandıran hayranlık. Yasak ve ihlal bu iki zıt duygunun oluşturduğu tepkilerdir: yasak iticidir sadece hayranlık çekicidir ve ihlale götürür. Yasak ve tabu, kutsala bir anlamda karşı çıkar, sadece mukaddes, yarattığı hayranlıkla yasağı çekici kılar; bu bağlamda mukaddes güzelleştirilmiş yasaktır. (Cinsellikten Dinselliğe Erotizm)
  • Varoluş korkum sonunda mutlak egemen oldu. Ölmüş egemenliğim sokakta. Anlaşılamaz – Çevresinde bir gömüt sessizliği – Korkunç bir şeyin beklentisi içinde büzülüp saklanmış — Ama gene de hüznü hiçbir şeye aldırmıyor. (Annem)
  • ”Beni yazmaya zorlayan şey, sanırım, delirme korkusu.” (Nietzsche Üstüne)
  • Artık sınırlarım yok: içimdeki boşlukta gıcırdayan şey, ölmekten başka çıkışı olmayan tüketici bir acıdır… (İmkansız)
  • Bataille toplumda iki tane düzensizlik sebebi görmektedir: Ölüm ve cinsellik. (Eros’un Gözyaşları)
  • Olasılıklar içinde kaybolmuştuk. (Rahip C.)
  • Hepimiz, anlaşılması güç bir maceranın sonunda, bir başımıza ölen varlıklarız; fakat içimizde, yitirilen devamlılığın özlemi var. (Cinsellikten Dinselliğe Erotizm)
  • …”İnsan daima ruhunu kurtarabilir,”… (Göğün Mavisi)
  • Bataille toplumda iki tane düzensizlik sebebi görmektedir: Ölüm ve cinsellik. (Eros’un Gözyaşları)
  • Komik! bana ister panteist, ister tanrıtanımaz, ister tanrıcı deyin!… Ama göğe doğru haykırıyorum: “Hiçbir şey bilmiyorum” Ve gülünç bir sesle yineliyorum: (kimi zaman göğe bu şekilde haykırıyorum) “hiçbir şey, mutlak olarak hiçbir şey”. (İç Deney)
  • Diyonizos sarhoş bir tanrıdır, tanrısal aslı çılgınlık olan bir tanrıdır. Ama, çılgınlığın kendisi de tanrısal öze haizdir.
    Burada tanrısal, aklın kuralını reddetme anlamına gelmektedir. Dini yasaya, akla bağlama alışkanhğımız vardır. Ama ge­nel olarak dinleri oluşturan şeyi gözönüne alırsak bu ilkeyi red­detmemiz gerekir.
    Kuşkusuz din vardır, hatta bozguncu bir taban üstündedir; yasaların gözleminin dışına çıkar. En azından yönlendirdiği şey aşırılıktır, bu kurban etmedir, esrimenin tepesi olduğu şenliktir. (Eros’un Gözyaşları)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş