Ekoloji Cep Rehberi kimin eseri? Ekoloji Cep Rehberi kitabının yazarı kimdir? Ekoloji Cep Rehberi konusu ve anafikri nedir? Ekoloji Cep Rehberi kitabı ne konu alıyor? Ekoloji Cep Rehberi PDF indirme linki var mı? Ekoloji Cep Rehberi kitabının yazarı Ernest Callenbach kimdir? İşte Ekoloji Cep Rehberi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Ernest Callenbach

Çevirmen: Egemen Özkan

Orijinal Adı: Ecology A Pocket Guide

Yayın Evi: Sinek Sekiz Yayınevi

İSBN: 9786056147500

Sayfa Sayısı: 160

Ekoloji Cep Rehberi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hepimizin çoğunlukla duyup kullanmaya başladığı bazı kelimeler var; ‘organik ürün’ diyoruz ya da ‘sürdürürülebilir yaşam’, fakat ekolojinin temelini oluşturan bu kavramların ne anlama geldiğini tam olarak bilmiyoruz. Elinizdeki kitap işte bu amaçla yazılmış bir rehberdir.

EKOLOJİ’de ekosistemden biyoteknolojiye, çevresel adaletten virüslere, ekolojik düşünme biçimiyle ilgili kapsamlı bir sözcük dağarcığı bulacaksınız. Yaşamın ‘tertipli mekanik ilişkilerden oluşan bir nesneler grubundan ziyade, birbiriyle bağıntılı enerjilerden oluşan belirsiz bir ağ’ bulunduğunu söyleyen yazar Ernest Callenbach, kitabını da benzer bir yaklaşımla okumamızı öneriyor: ‘EKOLOJİ şöyleki bir göz atabileceğiniz, bir kenara yada cebinize koyup hemen sonra yeniden başlayabileceğiniz şekilde düzenlenmiştir. Baştan sona doğru okumanıza gerek kalmamıştır; bölümlerin içinde istediğiniz sırayla gezinebilirsiniz. Bu kitap terimler halinde tanımladığı ekolojik dünyaya benzer şekilde fakat sözcükler ve fikirlerle oluşturulmuş bir ağdır. Siz de istediğiniz bir noktadan bu ağa dahil olabilirsiniz.’ Yaşamın iyi mi işlediğini idrak etmek ve bu sistem içinde görevli bir halde var olabilmenin yollarını bulmak için…

Ekoloji Cep Rehberi Alıntıları – Sözleri

• “Ekofeminizm: Toplumsal Ekoloji ve Derin Ekoloji’yle birçok mevzuda aynı fikri paylaşır fakat tabiat ananın adam-egemen sömürülme biçimiyle adamların hanımefendilere hükmetmesi arasındaki paralelliğe vurgu yapar ve ata-
  erkil kurumlar ve tutumlardaki birçok yıkıcı eylemin altını çizer. “Gök tanrılı” ataerkil dinleri öneeleyen dünya merkezli tanrıça dinlerinin de dahil olduğu hanım tarihinin, Sürdürülebilirliğin kuyusunu kazan adam davranışına yönelik ıslah edici özellikler gösterdiğini anlatır.”
• “Her şey birbiriyle bağlantılıdır. Her şey bir yere gider. Hiçbir şey sonsuz değildir. Son sözü tabiat söyler.”
• Kokuları ayırt etme mevzusunda erkeklerden oldukça daha yetenekli olan hanımefendilerin bilinçsiz bir halde kendi bağışıklık sistemlerine uygun genetik yapıya haiz erkekleri algılayabildiği ileri sürülmektedir.
• İlk başta canlıların ölmesi ve ayrışması üzücü görünebilir. Fakat ölüm ve çürüme olmasaydı yeni hayatlar da oluşamazdı.
  …
  Doğada, yaratma ve yok etme bir mıknatısın artı ve eksi kutupları gibidir; biri olmadan diğeri var olması imkansız. Bazı eski dinlerde yok etme tanrılarının ve tanrıçalarının olması bu yüzdendir. Ayrıca bedenin reenkarnasyonu da kelimenin düz anlamıyla doğrudur ve evrenseldir. Bedenlerimizi oluşturan tüm bileşenler başka canlılarda yeniden yeniden dünyaya geri döner. Oldukca sert maddeler olmalarına karşın kemikler bile tamamen tüketilir ve geri dönüştürülür.
• “Vücudumuz elmayı sindirdikten ve kullanabileceği gıdaları aldıktan sonrasında oluşan dışkı, kanalizasyonlardaki yada bataklıklardaki mikropların besini olur; böylece mikroplar ve artıkları da nebat gelişim döngüsüne tekrardan girerler. Nefes aldığımızda, fotosentez meydana getiren bitkilerin ve mikropların ürettiği oksijeni içimize çekmiş, nefes verdiğimizde ise, bu nebat ve mikroplar için yaşamsal kıymeti olan karbondioksidi dışarı vermiş oluruz. Canlı olduğumuz sürece çevreden gelen kaynakları kullanırız. Çöplerimizi “arıttığımızı” düşünebiliriz, fakat bu çöpler yeniden yeniden dolaşıma girmektedir. Unutmamalıyız ki çevremiz ve biz aslına bakarsak biriz.”
• “Su yosunlarının genetik yapıları şaşırtı-
  cı derecede karmaşıktır fakat tekrardan programlanabilirlerse elektrik üret-
  meleri bile mümkün olabilir.”
• Evrensel anlamda en yıkıcı olan ekolojik etkisinde bırakır, verimli arazileri ele geçirirken meydana getirilen, masum yada kimi vakit garip görünen eylemlerimiz sonucunda oluşur. Geyik yada antilop şeklinde mahalli otlayıcı hayvanları ortadan kaldırma pahasına yayla ve ovaları, tarlalara yada hayvan yetiştirme çiftliklerine dönüştürüyoruz; bölgeye yabancı otları getiriyor ve hemen sonra bu tarz şeyleri da aşırı otlatma yüzünden bitiriyoruz; ağaçları keserek ormanları yok ediyor ve bunun yerine oldukça azca hayvan ve kuşun barınabileceği, tek türü içeren ağaç yetiştirme çiftlikleri koyuyoruz; verimli alanları caddeler, otoyollar ve binalar yapmak için asfaltlıyor, bölgeye özgü bitkileri katlediyor ve toprağı yabani hayvanlar, kuşlar ve hatta böcekler için bile yaşanmaz hale getiriyoruz; biyolojik olarak varlıklı, yağmur alan toprakları havaalanlarıyla, avmleriyle ve uydu kentlerle dolduruyoruz.
• “Enerjinin Birinci Kuralı: Enerji yaratılamaz yada yok edilemez, yalnız bir biçimden diğerine dönüştürülebilir. Isı üretmek için bir odun parçasını yakmak enerji yaratmaz; yalnız daha ilkin bir ağacın FOTOSENTEZ yaparak depoladığı enerjiyi açığa çıkarır. Elimizi hareket ettitmek
  için de, kaslarımız gene fotosentez sonucu oluşan gıdaları yiyerek vücudumuzca depoladığımız enerjiyi kullanır.”

Ekoloji Cep Rehberi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kapak kartonu geri dönüşümlü, iç sayfaları asit içermeyen ve sürdürülebilir orman kaynağından gelen, sertifikalı kağıdın kullanıldığı, gösterim evinin ilk kitabı günümüzün modernleşmiş terimi olan ekolojiyi entelektüel bakışla bizlere sunmaktadır. Yazar, koca koca ekoloji kitaplarının anlattığı ve çoğu zaman bilimle ilgili olanların anlayabildiği vakaları her insanın anlamasını sağlayacak bir üslupla açıklaması ve örnekler vermesi, bir o denli da bilgiyi bir cep kitabına sığdırması takdire şayandır. Bu yaklaşımı bir sınır bilimi olan ekoloji nerede ise her türlü bilimle (sosyoloji, iktisat, politika, hukuk, fizik, kimya vb.) trans disipliner (disiplinler üstü) yaklaşımla ortaya koymaktadır. Bu yüzden, kitap ekolojiyi yalnız çevre olarak anlamamamız için bizlere bilgiler vermektedir. Bir ekolojist olarak kitabın bir çırpıda bitirilmesinden ziyade özümsenerek okunmasını tavsiye etmekteyim. Hatta arada bir akla takılan kavramlara yeniden yeniden bakmakta yarar görmekteyim. Ekolojiye dair bi rşeyleri kolay bir anlatımla öğrenmek isteyenlerin kaçırmaması ihtiyaç duyulan bir eserdir. Ayrıca Sinek Sekiz Yayınevine de bu kitabı ve öteki sürdürülebilir bakış sunan kitapları bizlere kazandırdığı için teşekkür etmekteyim. (Anıl Y.)

Yazar, Ekoloji terimini mütevazı ve yalın bir ifade ile anlatmış. Örnekler vererek daha anlaşılır kılmış. Bu kitap ile canlılar arasındaki bağlantıyı, siyasal ekolojiyi, çevre sorunsallarını oldukça iyi anladım. Küreselleşen dünyada malesef çevre problemlerine göz ardı ediyoruz. Bu problemler gelecek kuşakları ciddi şekilde etkileyecek. Doğa bilincini insanlara aşılamak birincil görevimiz olmalı. Daha iyi bir gelecek için çevreyi korumalıyız. (Can Uysal)

Ekolojinin temel kavramlarını başlıklar altında özetleyen, verimli ve data içeren bir kitap. Ben salt data kokan kitapları severim. Ayrıca bu kitabı okuyunca vejetaryen olasım geldi. Hayvanların (bilhassa büyükbaş) bu kadar doğaya, bizlere ve ekonomiye tesiri olacağını düşünmemiştim. Yazar özetlemek gerekirse şunu demek istemiş:
“Her şey birbiriyle bağlantılıdır
Her şey bir yere gider
Hiçbir şey sonsuz değildir
Son sözü tabiat söyler” (Niçeda)

Ekoloji Cep Rehberi PDF indirme linki var mı?

Ernest Callenbach – Ekoloji Cep Rehberi kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Ekoloji Cep Rehberi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ernest Callenbach Kimdir?

Ernest Callenbach Kitapları – Eserleri

• Ekotopya
• Ekoloji Cep Rehberi

Ernest Callenbach Alıntıları – Sözleri

• İşler açıkça kötüleşiyordu, bunun için insanoğlu değişime hakkaten hazırdılar. Tam anlamıyla, fena havadan, kimyasal maddelerle dolu yiyeceklerden, aptalca reklamlardan dolayı hasta düşüyorlardı. Gözlerini politikaya çevirdiler, şu sebeple eninde sonunda kendilerini korumalarının biricik yolu politikaydı. (Ekotopya)
• Kokuları ayırt etme mevzusunda erkeklerden oldukça daha yetenekli olan hanımefendilerin bilinçsiz bir halde kendi bağışıklık sistemlerine uygun genetik yapıya haiz erkekleri algılayabildiği ileri sürülmektedir. (Ekoloji Cep Rehberi)
• Ekotopya hükümeti, yaygın olarak
  bilinmemekle beraber, hava ve gürültü kirliliğine yol açlıkları sebebi öne sürülerek internasyonal hatlardaki uçakların dahi kendi hava sahasından geçmesini yasaklıyor (Ekotopya)
• İnsanlar, yeryüzündeki öteki canlı varlıkları egemenlikleri allına aldıkları seviyede değil, onlarla dengeli halde yan yana yaşadıkları seviyede mutlu olacaklardı (Ekotopya)
• Evrensel anlamda en yıkıcı olan ekolojik etkisinde bırakır, verimli arazileri ele geçirirken meydana getirilen, masum yada kimi vakit garip görünen eylemlerimiz sonucunda oluşur. Geyik yada antilop şeklinde mahalli otlayıcı hayvanları ortadan kaldırma pahasına yayla ve ovaları, tarlalara yada hayvan yetiştirme çiftliklerine dönüştürüyoruz; bölgeye yabancı otları getiriyor ve hemen sonra bu tarz şeyleri da aşırı otlatma yüzünden bitiriyoruz; ağaçları keserek ormanları yok ediyor ve bunun yerine oldukça azca hayvan ve kuşun barınabileceği, tek türü içeren ağaç yetiştirme çiftlikleri koyuyoruz; verimli alanları caddeler, otoyollar ve binalar yapmak için asfaltlıyor, bölgeye özgü bitkileri katlediyor ve toprağı yabani hayvanlar, kuşlar ve hatta böcekler için bile yaşanmaz hale getiriyoruz; biyolojik olarak varlıklı, yağmur alan toprakları havaalanlarıyla, avmleriyle ve uydu kentlerle dolduruyoruz. (Ekoloji Cep Rehberi)
• Ava çıkmak şeklinde pratiklere kıtlıklar yüzünden mi başvurduklarını, yoksa bilgili bir atavizm politikasının sonucu olarak mı yöneldiklerini hemen hemen bilmiyorum. (Ekotopya)
• Suyun ya da havanın bile bile kirletilmesi ağır hapis cezalarıyla cezalandırılıyor. Fahişelik, kumar oynama ve uyuşturucu kullanma şeklinde ‘kurbansız’ suçlar ceza yasasından çıkarılmış, fakat zimmete para geçirme, dolandırıcılık, sahtekarlık ve buna benzer ‘etik suçlar’ kişiliğe yönelik hücum ve soygunculuk şeklinde suçlar kadar ağır halde cezalandırılıyor. (Ekotopya)
• “Vücudumuz elmayı sindirdikten ve kullanabileceği gıdaları aldıktan sonrasında oluşan dışkı, kanalizasyonlardaki yada bataklıklardaki mikropların besini olur; böylece mikroplar ve artıkları da nebat gelişim döngüsüne tekrardan girerler. Nefes aldığımızda, fotosentez meydana getiren bitkilerin ve mikropların ürettiği oksijeni içimize çekmiş, nefes verdiğimizde ise, bu nebat ve mikroplar için yaşamsal kıymeti olan karbondioksidi dışarı vermiş oluruz. Canlı olduğumuz sürece çevreden gelen kaynakları kullanırız. Çöplerimizi “arıttığımızı” düşünebiliriz, fakat bu çöpler yeniden yeniden dolaşıma girmektedir. Unutmamalıyız ki çevremiz ve biz aslına bakarsak biriz.” (Ekoloji Cep Rehberi)
• İlk başta canlıların ölmesi ve ayrışması üzücü görünebilir. Fakat ölüm ve çürüme olmasaydı yeni hayatlar da oluşamazdı.
  …
  Doğada, yaratma ve yok etme bir mıknatısın artı ve eksi kutupları gibidir; biri olmadan diğeri var olması imkansız. Bazı eski dinlerde yok etme tanrılarının ve tanrıçalarının olması bu yüzdendir. Ayrıca bedenin reenkarnasyonu da kelimenin düz anlamıyla doğrudur ve evrenseldir. Bedenlerimizi oluşturan tüm bileşenler başka canlılarda yeniden yeniden dünyaya geri döner. Oldukca sert maddeler olmalarına karşın kemikler bile tamamen tüketilir ve geri dönüştürülür. (Ekoloji Cep Rehberi)
• “Her şey birbiriyle bağlantılıdır. Her şey bir yere gider. Hiçbir şey sonsuz değildir. Son sözü tabiat söyler.” (Ekoloji Cep Rehberi)
• Ekotopyalılar tıbbı elli yıl geriye götürmüşler. Ortaçağdaki şeklinde kan kaybından ölme ihtimalim var. (Ekotopya)
• “Enerjinin Birinci Kuralı: Enerji yaratılamaz yada yok edilemez, yalnız bir biçimden diğerine dönüştürülebilir. Isı üretmek için bir odun parçasını yakmak enerji yaratmaz; yalnız daha ilkin bir ağacın FOTOSENTEZ yaparak depoladığı enerjiyi açığa çıkarır. Elimizi hareket ettitmek
  için de, kaslarımız gene fotosentez sonucu oluşan gıdaları yiyerek vücudumuzca depoladığımız enerjiyi kullanır.” (Ekoloji Cep Rehberi)
• Binalarını taş, kerpiç ve kesilmiş tahtalarla (gözlediğim kadarıyla, ellerine geçen derhal her şeyle) yapıyorlar. Malzemeleri boyayla örtecek bir güzel duyu anlayışına kesinlikle saygınlık etmiyorlar. Sanırım bir evi boyamaktansa asmayla ya da çalılarla donatmayı daha uygun görüyorlar. (Ekotopya)
• “Ekofeminizm: Toplumsal Ekoloji ve Derin Ekoloji’yle birçok mevzuda aynı fikri paylaşır fakat tabiat ananın adam-egemen sömürülme biçimiyle adamların hanımefendilere hükmetmesi arasındaki paralelliğe vurgu yapar ve ata-
  erkil kurumlar ve tutumlardaki birçok yıkıcı eylemin altını çizer. “Gök tanrılı” ataerkil dinleri öneeleyen dünya merkezli tanrıça dinlerinin de dahil olduğu hanım tarihinin, Sürdürülebilirliğin kuyusunu kazan adam davranışına yönelik ıslah edici özellikler gösterdiğini anlatır.” (Ekoloji Cep Rehberi)
• Tabakları, tabak başına para alıyormuşsun şeklinde taşıyorsun. Hiç Ekotopyalı bir davranış değil!” (Ekotopya)
• ECO Grekçe oikos’dan (ev, yuva)
  -TOPIA Grekçe topos’dan (yer) (Ekotopya)
• Öğretmenler okulu diledikleri şeklinde çalıştırmakta, istedikleri eğitim felsefesini izlemekte özgürler. Anne babalar da çocuklarını Crick School’a yada kendi istedikleri başka bir okula göndermekte özgürler. (Ekotopya)
• “Su yosunlarının genetik yapıları şaşırtı-
  cı derecede karmaşıktır fakat tekrardan programlanabilirlerse elektrik üret-
  meleri bile mümkün olabilir.” (Ekoloji Cep Rehberi)