Kraliyet Suikastçısı kimin eseri? Kraliyet Suikastçısı kitabının yazarı kimdir? Kraliyet Suikastçısı konusu ve anafikri nedir? Kraliyet Suikastçısı kitabı ne konu alıyor? Kraliyet Suikastçısı PDF indirme linki var mı? Kraliyet Suikastçısı kitabının yazarı Robin Hobb kimdir? İşte Kraliyet Suikastçısı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Robin Hobb

Çevirmen: Aslı Tohumcu

Orijinal Adı: Royal Assassin

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9789752731431

Sayfa Sayısı: 812

Kraliyet Suikastçısı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kettricken, Prens Regal’le beraber Buckkeep’e dönerken Fitz, Dağ Krallığı’nın başkentinde kalmıştır. Arkasında Prens Regal’in olduğu suikast girişimlerinden kurtulan Fitz’in sıhhat durumu kötüdür. Ancak, yaşlı kral Shrevvd olmanın iyi mi bir şey bulunduğunu büyü vasıtasıyla deneyim edince Buckkeep’e dönmeye karar verir.

Altı Dükalık’ın sahillerine yaptıkları saldırıları güçlendiren Kızıl Gemiler ise,arkalarında harap köyler ve insanlıktan çıkmış kurbanlar bırakmaktadırlar.Sağlık durumu gitgide kötüleşen kralın tahtı da ihanetlerle sarsılmaktadır.Bu büyük çekince döneminde krallığın kaderi kim bilir Fitz’in ellerindedir – ve krallığın kurtuluşundaki görevi, Fitz’in fazlaca büyük bir fedakarlık yapmasını gerektirecektir.”

Farseer Serisi”nin ikinci cildi Kraliyet Suikastçısı’nda, genç Fitz Chivalry’nin kraliyetin kaderini değiştirecek bir katalizöre dönüşmesinin nefes kesici öyküsünü okuyacaksınız.

Kraliyet Suikastçısı Alıntıları – Sözleri

• Bir kere verdi mi, insan sözünü geri alamaz, bundan dolayı o artık onun değildir.
• Düşünmek daima… rahatlatıcı değildir. Her vakit iyidir fakat daima rahatlatıcı değildir.
• Sessiz insanoğlu bir çok kez fazlaca şey bilirler.
• “Kendisiyle övünmesi ihtiyaç duyulan adam kimsenin onunla övünmeyeceğini bilen adamdır.”
• ” “Biliyorsun,” dedi yemeğin sonuna doğru. “Babana olan benzerliğin her geçen yıl daha da dikkate kıymet hâle geliyor.”
  Bearns’daki tüm brendiler bile kelimelerinin içime salmış olduğu soğuğu yenemezdi.”
• “Adalet. Hep eksikliğini çekeceğimiz ve hep kavrulacağımız bir şey.”
• “Düşünmek daima… rahatlatıcı değildir. Her vakit iyidir fakat daima rahatlatıcı değildir.”
• “”Sevdiğin insanlara kızgın olmaktan daha fena hissettiren bir şey var mıdır?” diye sormuş oldum.
  Bir süre sonrasında konuştu. “Sevdiğin birisinin ölmesini seyretmek. Ve nereye yönelteceğini bilmeden kızgın olmak. Sanırım bu daha fena.”‘
• “Babana olan benzerliğin her geçen yıl daha da dikkate kıymet hâle geliyor.”
• “Yalanlarımın Molly’i kaybetmeme niçin olacağından hep korkmuştum. Ama gerçek, yalanlarımın bir senedir bir arada tuttuğu şeyi anında parçalara ayırmıştı.”

Kraliyet Suikastçısı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Royal Assassin: Zor zamanlar kuvvetli insanları; kuvvetli insanoğlu iyi zamanları; iyi zamanlar zayıf insanları; zayıf insanoğlu da zor zamanları yaratır!
İkinci kitap süresince zihninde bu sözler yeniden ve yeniden geçti. Başka türlü kimse bana niçin asla kimsenin Regal’i öldürmediğini açıklayamaz.
Fitz’in bedensel olmasıyla birlikte zihinsel de gelişimini izlemek fazlaca keyifliydi. Katalizatör olarak görevini yerine getirebilmesi için geçilmesi ihtiyaç duyulan yollar ve aşılması ihtiyaç duyulan zorluklar var. Soytarı bu düşüncemi destekleyen ufak ipuçlarını gene aralara ustalıkla serpiştiriyor. Verity ve çıkmış olduğu seyahat bizlere üçüncü kitapta büyük sürprizler vaat ediyor ve daha birçok karakter Fitz’in hareketleri ve düşünceleri ekseninde şekillenmeye devam ediyor.
İkinci kitapla ilgili sayfalar geçtikçe bazen kendimi fantastik bir eserden fazlaca klasik bir yaratı okuyor havası içinde buldum. İntikam ve işkence olarak Monte Cristo Kontu, çekilen oluşturulan Jean Valjean ( Sefiller ) ve bir babanın evlatları uğruna fedakarlıkla karışık körlüğü Goriot Baba… Yazar bu benzeri olmayan eserlerden yer yer oldukça etkilenmiş ve bu kalemine zenginlik olarak geriye dönmüş.
Okurken keyif aldığım ve üçüncü kitaba anında başladığım “Suikastçının Arayışı” hiçbir vakit pişman etmiyor. Okumanın oldukça zorlaştığı bölümler var fakat alınan keyif buna değiyor.
Okuduğunuz İçin teşekkürler. yazar/i8822 (toprak aziz ot)

İlk kitapta yaptığım o uzun değerlendirmenin bir benzerini yapacaktım fakat korkmayın, yapmayacağım.
Öncelik öncesi, fazlaca mühim bir şey belirtmem gerekiyor. Ben Alfa’nın yerinde olsaydım yan başlıkları değişik belirlerdim. Bakın ben söylemiyorum, aslolan yayınevinin tercihine bakılırsa karakterin ‘‘Suikastçı’’ olarak tanıtılması, kısaca ana temanın bir suikast olarak gösterilmesi yayınevinin kuvvetli bir reklam taktiğinden kaynaklanıyor. Robin Hobb adı kendisinin belirlemediğini vaktinde açıklamış. Yeni okuyacak dostlar için dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan en büyük husus bu. Ben bunu bilerek seriye başlamıştım ve oldukça keyif alıyorum. Belki keyif almayan insanoğlu bu algıya aldandığı için kitabı beğenmiyor.
İlk kitaptakiyle ikinci kitap arasındaki dil mevzusunda gözle görülür bir fark var. Yazarın ikinci kitaptaki dili o denli oturaklı ki, ilk kitabı onun şeklinde bir yazar için başarısız bulduğumu belirteyim. Eğer çevirisinde bir mesele yok ise yazar yalnız bir yıl içinde kendisini iyi eğitmiş.
Serinin en kuvvetli yönlerinden ikisi olan gerçekçiliği ve biyografik akışı hala iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Olay örgüsü ağır akan romanı akıcı kılmak bir yazar başarısıdır. Daha ilkin de söylediğim şeklinde: Fitz’in insan şeklinde hissettirmesi serinin en kuvvetli yönü.
Yer yer gözlerimi doldurdu. Hatırladığım kadarıyla bunu bana yapabilen tek roman olabilir. Bence ikinci kitap, ilk kitapta gördüğümüz dramayı bir toz tabakasını süpürürcesine bir köşeye itelemiş. Serinin ikinci kitabı hakikaten hüzünlü, sert ve acımasız. Çokça kez Fitz’in hür fikir ve davranışlarına tanık oluyoruz. Olgunlaştı. Artık bir kişi şeklinde davranıyor; ergenliğin getirmiş olduğu, o kanı kaynatan çılgınlığı dizginlemeye çalışan, aklını kullanmak için çaba gösteren birisi.
Şu şekilde de bir şey belirtmek isterim: Seri Asoiaf sertliğinde bir grimdark. Ve serinin 2. kitabında daha çok entrika, daha çok saray kaosu görüyoruz.
Ve hayır. Size sır, tüyo veya data vermeyeceğim. Sadece şunu söylemek isterim: Serinin 2. kitabı daha oturaklı olduğundan ilkinden daha fazlaca beğendim.
Forumda bir Alfa yetkilisi var ise eğer, sizden rica ediyorum şu serinin reklamını iyi yapın. Serinin öteki kitapları da basılmayı hak ediyor. Bir ‘‘elitist’’ klasik okurunun ruhsal tahsisler ve zamanı öğretiler çıkarabileceğiyle ilgili kompozisyon, seçki, bildirge, sunum, proje siz adını ne koyuyorsanız onu yaparım. Bu kitap her insana hitap ediyor. Yüzüklerin Efendisi yada Hobbit ile aynı ekmek esnasında değil.
Bu kitabı her insana okutabilirsiniz. Hakkını veremeyeceğiniz bir tanıtım önsözü şeklinde bir şey yazamayacaksanız da getirin bu işi ben üstleneyim. Ben bu kitabın devam serilerini görmek isterim dost. O denli.
Ya Fitz başa, ya kuzgun leşe! (K)

Ben gene bahçedeyim, bahçelerden de çıkamayacağız şeklinde duruyor…Neyse seri okuma beceriksizliğimi hepimiz biliyor artık, geçenlerde itiraf etmiştim bu durumu… Ama bu kitabı daha çok bekletemedim. Kendileri, Farseer Üçlemesi’nin ikinci kitabı ayrıca.
Suikastçının Çırağı’ndan sonrasında bu kitap bana daha bi keyifli geldi. Bu sebeple birinciye bakılırsa dilini, akıcı ve sürükleyici buldum. Ayrıca daha fazlaca şey yaşanıyor. Yazar resmen iki kitap içinde ifade şeklini ve üslubunu geliştirmiş şeklinde görünüyor. Takdir edilesi bir durum bu… 680 sayfalık bu fantastik kurguda sizleri neler bekliyor peki?
Başına hep değişik vakalar gelen ve siyasal saray entrikaları içinde hapsolmuş Fitz’in olgunlaşma dönemindeyiz. Ergenliğin deli taraflarını bastırmak zorunda kalmış olarak, soyu için mühim görevleri yüklenen Fitz’in fırtınalı bir süreçle imtihanını okuyoruz. Birinci kitapta aklım fazlaca karışmış ve sorularla bitirmiştim. Kraliyet Suikastçısı’nda ise her şey yerine oturdu ve coşku asla peşimi bırakmadı.
GOT’u okumayıp yalnız izleyen biri olarak, o dizinin tadını hissedebildim bu kitapta. Ölüm tehlikesi var, saray ve taht oyunları var, acımasız savaşlar var, acayip büyüler ve zombimsi vakalar var… Fantastik kurguların en dikkat çekici kitaplarından biri olmayı da hak ediyor bence. Devletimizde pek bilinmemesi ise fazlaca üzücü. alfakitap ‘ın bu seriyi daha çok öne çıkarmasını ve reklamını yapmasını arzu ederdim açıkçası. Bu tür kitaplar daha çok okunmalı.
Bakalım öteki kitapta neler olacak? Bu sebeple sonu kötü heyecanlı bitti… (Sultan)

Kraliyet Suikastçısı PDF indirme linki var mı?

Robin Hobb – Kraliyet Suikastçısı kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Kraliyet Suikastçısı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Robin Hobb Kimdir?

Robin Hobb, Margaret Astrid Lindholm Ogden isminde roman yazarının ikinci takma ismidir. 1952 senesinde Kaliforniya’da doğan Robin Hobb, başlıca fantastik kurgu tarzında yazmasının yanında bilim kurgu tarzında yayınları bulunmaktadır.

1983 ila 1992 yılları aralığında Megan Lindholm takman adıyla yazmıştır. Bu takma isimle azmış olduğu kitapları daha fazlaca modern fantastik kurgu tarzındadır. 1995’de, Robin Hobb takma adı ile yazmaya başladığı kitaplar ise epik geleneksel Ortaçağ Avrupa fantezisi tarzındadır. Şu anda her iki takma isimle de yazmaya devam etmekte ve Tacoma, Washington’da yaşamaktadır. 2003 itibarıyla Robin Hobb adıyla çıkartmış olduğu ilk dokuz kitabının satışları 1 milyonu geçmiştir

Robin Hobb Kitapları – Eserleri

• Suikastçının Çırağı
• Kraliyet Suikastçısı
• Suikastçının Arayışı
• Farseer Üçlemesi – 3 Kitap Set (Ciltli)

Robin Hobb Alıntıları – Sözleri

• Bir kere verdi mi, insan sözünü geri alamaz, bundan dolayı o artık onun değildir. (Kraliyet Suikastçısı)
• “Kendisiyle övünmesi ihtiyaç duyulan adam kimsenin onunla övünmeyeceğini bilen adamdır.” (Kraliyet Suikastçısı)
• “Düşünmek daima… rahatlatıcı değildir. Her vakit iyidir fakat daima rahatlatıcı değildir.” (Kraliyet Suikastçısı)
• Sessiz insanoğlu bir çok kez fazlaca şey bilirler. (Kraliyet Suikastçısı)
• “Yalanlarımın Molly’i kaybetmeme niçin olacağından hep korkmuştum. Ama gerçek, yalanlarımın bir senedir bir arada tuttuğu şeyi anında parçalara ayırmıştı.” (Kraliyet Suikastçısı)
• Yalnızlık…
  Beni her akşam koca yatağımda, boşuna ufak ve sıcak bir yer bulmaya çalışırken yakalıyordu. (Suikastçının Çırağı)
• “Bilinmeye kıymet fazlaca azca şey korkuyla öğretilir,” dedi Burrich inatla. Ve daha sıcak bir halde ekledi: “Dayakla ve korkutmayla öğretmeyi deneyen öğretmen, fena bir öğretmendir.” (Suikastçının Çırağı)
• “”Sevdiğin insanlara kızgın olmaktan daha fena hissettiren bir şey var mıdır?” diye sormuş oldum.
  Bir süre sonrasında konuştu. “Sevdiğin birisinin ölmesini seyretmek. Ve nereye yönelteceğini bilmeden kızgın olmak. Sanırım bu daha fena.”‘ (Kraliyet Suikastçısı)
• “Bazen arkadaşlarının ve ailesinin başka bir yerlerde iyi bulunduğunu bilmek insanı yalnız daha da yalnızlaştırır.” (Suikastçının Arayışı)
• “Bazen insan başkası yarasını deşmeden ne kadar fena incindiğini bilmiyor.” (Suikastçının Arayışı)
• Kimse kaderden kaçamaz. (Suikastçının Arayışı)
• “Düşüncelerini saklamayı o denli iyi öğrenmişsin ki, neredeyse ne olduklarını kendinin bilmesine izin vermeye bile korkuyorsun.” (Suikastçının Çırağı)
• “Adalet. Hep eksikliğini çekeceğimiz ve hep kavrulacağımız bir şey.” (Kraliyet Suikastçısı)
• Ona evlatlarının niçin halkının usullerini öğrenmelerini istediğini sorduğunda, Kral şu yanıtı verir, “Bir hükümdar tüm tebaası olmalıdır, bundan dolayı insan sadece bildiğine hükmedebilir.” (Suikastçının Çırağı)
• “Öğrenmek asla yanlış değildir. Nasıl öldüreceğini öğrenmek bile yanlış değildir. Ya da doğru.” (Suikastçının Çırağı)
• “Bir sonuca varmak ve kararımın doğru bulunduğunu fark etmek kolaydı. Bunda emin hareket etmek işin zor tarafıydı.” (Suikastçının Arayışı)
• Bir insanın bir şeyi yapabilmesi ,başka bir şeyi de yapabileceği anlamına gelmez . (Suikastçının Arayışı)
• Öğrenmek asla yanlış değildir. (Suikastçının Çırağı)
• Tarih merhametsizce dönen büyük bir çark. (Suikastçının Arayışı)
• “Sen parmağını benim kendimi en çok sıkıştırdığım noktaya koydun. Bazen insan başkası yarasını deşmeden ne kadar kötü incindiğini bilmiyor.” (Suikastçının Arayışı)