Fıkıh Usulü kimin eseri? Fıkıh Usulü kitabının yazarı kimdir? Fıkıh Usulü konusu ve anafikri nedir? Fıkıh Usulü kitabı ne konu alıyor? Fıkıh Usulü PDF indirme linki var mı? Fıkıh Usulü kitabının yazarı Vehbe Zuhayli kimdir? İşte Fıkıh Usulü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Vehbe Zuhayli

Çevirmen: Ahmet Efe

Tasarımcı: Yunus Karaaslan

Orijinal Adı: el- Vecîz fi Usûli’l-Fıkh

Yayın Evi: Risale Yayınları

İSBN: 9789756223420

Sayfa Sayısı: 270

Fıkıh Usulü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İslam dünyasındaki büyük ilgi gören ve Türkçemize de İslam Fıkhı Ansiklopedisi adıyla çeviri edilen fıkıh sahasında en geniş eserin sahibi Prof. Dr. Vehbe Zuhayli bu eserinde fıkıh usulünü mevzu ediniyor. Fıkıh usulü, müçtehidlerin içtihad ve kanıt çıkarmak için koydukları esaslar olup islam hukukunu anlamada temel, -ister nasla ister kıyasla durağan(durgun) olsun- dini hükümleri anlamada kılavuz olan bir ilimdir. Bu yüzden dini ilimleri öğreten yada öğrenen hiçbir kimse bu ilimden müstağni olması imkansız. Yazar böylesine önemli olan bu bilimsel ana hatlarıyla ortaya koymaktai girift ve zor meselelerin anlaşırlılığını sağlamakta ve usule ilişik kavramların tatbikatı üstüne yoğunlaşmaktadır.

Fıkıh Usulü Alıntıları – Sözleri

• Fıkıh usulü, müçtehidlerin içtihad ve kanıt çıkarmak için koydukları esaslar olup İslam hukukunu anlamada temel, -İster nasla ister kıyasla durağan(durgun) olsun- dini hükümleri anlamada kılavuz olan bir ilimdir. Bu yüzden dini ilimleri öğreten yada öğrenen hiçbir kimse bu ilimden müstağni olması imkansız.
• Nassın ibaresi işaretinden, işareti delâletinden, delâleti iktizasından daha kuvvetlidir.
• Kur’an Tarifi;
  Kur’an kelimesi sözlükte ”okumak” anlamında bir mastardır. Herkesçe bilinmesine karşın öteki kitaplardan ayırmak için usulcüler onu şu şekilde tanım eder:
  Kur’an Arapça olarak Rasulallaha indirilen, tevatür yolu ile nakledilen, okunarak yakarma edilen, Mushaflarda yazılı, ”Fatiha Suresiyle başlayıp Nas Suresiyle biten, en kısa suresiyle bile mucize olan Allah Kelamıdır. Kur’an-ı Kerim’in Kitap, Mushaf, Furkan, Zikir şeklinde daha başka adları de vardır. Sayfa:24
  Özellikleri;
  Kur’an’ın tamamı Arapça’dır, onda Arapça olmayan dillerden hiçbir şey yoktur. Buna bakılırsa Kur’an’ın tefsiri ve ne kadar aslına uygun olursa olsun tercümesi Kur’an değildir. Bundan dolayı Kur’an Arapça’dır, lafzı ve manası Allah’dan (c.c.) gelmiştir. Sayfa:24
  Kur’an’da Beyan Üslubu
  Kur’an-ı Kerim kıyamete kadar Allah’ın (c.c) himayesi altındadır. Onun kıyamete kadar insanlığın temel ilkeleri oluşu beyanlarının ve mesajının genlde cüz’i değil külli, tafsili değil icmali olmasını gerektirir. Taki esnek, kapsamlı ve umumi olma özelliği devam etsin, her asırda ihtiyaçlara yanıt verecek zenginlikte olsun ve bu ümmetin aklının önünde fikir sahasını açsın.
  Bu şekilde olduğu içindir ki Kur’an-ı Kerim’in anlaşılması ve kapalı ifadelerinin açıklanması için sünnete gereksinim duyulur. Mesela namazların kaç rekat olduğu, zekatların miktarları, haccın iyi mi yapılacağı, akitlerin ve nikahın şartları… hepsi sadece Rasulullah’ın (s.a.v.) sünneti ile bilinir. Sayfa:34
  Fıkıh Usulü/Prof.Dr.Vehbe Zuhayli/Risale yayınları 5. baskı (2018)
• Usulcünün görevi cüz’i hükümleri çıkarmaya yar­dımcı olan külli kaideleri araştırmak, fıkıhçının görevi de cüz’i delillerden cüz’i hükümleri çıkarmak. Yani her bir hükmü sırf ona ilişik olarak gelmiş delilinden çıkarma çalışmalarında bu kaideleri uygu­lamaktır. Bir başka ifade ile usulcünün sahası külli kanıt ve onu gösteren külli hükümle, fıkıhçının sahası ise cüz’i kanıt ve onu gösteren cüz’i hükümle sınırlıdır. Ancak usulcü bu külli kaideleri, fıkıhçının yargı istinbatında (çıkarımında) kullanımı için koyar.
• Sebep illetten daha umûmidir, geniştir. Her illet sebeptir, fakat her sebep illet değildir.

Fıkıh Usulü İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Fıkıh usulü müçtehidlerin içtihadlarında ve kanıt çıkarmada kullandıkları esaslar olup İslam hukukunu ve dini hükümleri anlamadaki anahtar ilimdir. Hiçbir müslüman, yaşamının her safhasında hukuka ve hükümlere muhattab iken bu ilimden müstağni kalamaz ve kalmamalı. Anlayan ve özetleyen pozisyonunda bulunan her mükellefin hükümleri sağlam bir zemine koyabilmesi için fıkıh usulünü biliyor olması zaruri gerekseme. İslam Hukuku, hükümler ve mezhepler ile ilgili grift bulduğunuz ve açamadığınız kapalı sandığınız kapılar bu anahtar ilim ile açılacaktır biiznillah. Tabi ki bu anahtar bilimsel hakimi olan üreticiden okumakta ayrı keyif veriyor. Üniversitede bu dersi sağlam bir hocamız ile çift dikiş işlemiş ve istifade etmiştik:) Lakin Vehbe Zuhayli’nin zor konuların anlaşılır olmasına bilhassa dikkat etmesi steril, akıcı ve yormayan yazım uslübu okumak ve idrak etmek isteyen için oldukça yararlı olacaktır. Kesinlikle tavsiye ederim. (Şeyma EKİNCİ)

Fıkıh Usulü PDF indirme linki var mı?

Vehbe Zuhayli – Fıkıh Usulü kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Fıkıh Usulü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Vehbe Zuhayli Kimdir?

Suriyeli âlim Prof. Dr. Muhammed Vehbe ez-Zuhaylî, Dimeşk Üniversitesi Şeriat Fakültesi, el-Fıkhu’l-Mukâren (Karşılaştırmalı Fıkıh) bölümünün başkanıdır. Cidde Fıkıh Konseyi şeklinde birçok Uluslararası komisyonun üyesi ya da danışmanıdır. Türkiye’de daha oldukça, Zaman Gazetesi’nin de promosyon olarak verdiği İslam Fıkhı Ansiklopedisi adlı çalışmasıyla bilinmektedir.

Vehbe Zuhayli Kitapları – Eserleri

• Fıkıh Usulü
• İslam Fıkhı Ansiklopedisi
• Tefsir’ül Veciz
• Tefsirül Münir (15 Cilt)
• Günümüz Meselelerine Fetvalar
• Fert ve Topluma Kur’an’ın Mesajı
• El Veciz fi Usulil Fıkh
• Bediüzzaman Ve İnsan

Vehbe Zuhayli Alıntıları – Sözleri

• Resulullah(sav) buyurdu ki:
  “Kıyamete gözü ile görüyor şeklinde bakmak isteyen Tekvir,İnfitar ve İnşikak surelerini okusun.”
  (Tırmizi,Hakim) (Tefsirül Münir (15 Cilt))
• Usulcünün görevi cüz’i hükümleri çıkarmaya yar­dımcı olan külli kaideleri araştırmak, fıkıhçının görevi de cüz’i delillerden cüz’i hükümleri çıkarmak. Yani her bir hükmü sırf ona ilişik olarak gelmiş delilinden çıkarma çalışmalarında bu kaideleri uygu­lamaktır. Bir başka ifade ile usulcünün sahası külli kanıt ve onu gösteren külli hükümle, fıkıhçının sahası ise cüz’i kanıt ve onu gösteren cüz’i hükümle sınırlıdır. Ancak usulcü bu külli kaideleri, fıkıhçının yargı istinbatında (çıkarımında) kullanımı için koyar. (Fıkıh Usulü)
• 35. Fakat şu gerçek iyi bilinmelidir ki zekatı verilen mal kenz(yığılan mal) değildir (Tefsir’ül Veciz)
• 118. Eğer Rabbin dileseydi tüm insanları tek bir din suretiyle toplardı. Ancak Allah insanların kendilerinin dinlerini seçmesini diledi ki sevap ve ceza vermede hakkaniyet gerçekleşsin
  Insanlar kendi seçimleriyle baş başa kaldıktan sonrasında hevalarina ve arzularina uymaları sebebiyle
  hak mevzusunda ihtilafa düşmeye devam ediyorlar (Tefsir’ül Veciz)
• Yalnız itikada ve duygulara dayanan bir davetin kalımlı kalması mümkün değildir. İtikadın doğruluğuna kanıt olabilecek kimi görevlerin fiili bir halde sürekliliği de gereklidir. Bundan dolayı sahih bir inanç, kalbe yerleşen ve amelle doğrulanan imandır. (İslam Fıkhı Ansiklopedisi)
• Şu yapıt, bilhassa camilerimize haiz çıkıp oraları yakarma ile bayındır ve ihya etmeleriyle istikbalin İslam’ın olacağına dair ümid ve itikadımızı tekid eden genç mümin kardeşleri­mizin istifadesine arz edilmektedir. (İslam Fıkhı Ansiklopedisi)
• “Kişinin leh ve aleyhinde olanları bilmesi” demek olan fıkh-ı ekber ve dar an­lamıyla “amelî şer’î ahkâm” olan fıkıh, İslâm şeriatının yaşam düsturunun doğru ve duyarlı bir tercümesidir. (İslam Fıkhı Ansiklopedisi)
• Nassın ibaresi işaretinden, işareti delâletinden, delâleti iktizasından daha kuvvetlidir. (Fıkıh Usulü)
• Kur’an Tarifi;
  Kur’an kelimesi sözlükte ”okumak” anlamında bir mastardır. Herkesçe bilinmesine karşın öteki kitaplardan ayırmak için usulcüler onu şu şekilde tanım eder:
  Kur’an Arapça olarak Rasulallaha indirilen, tevatür yolu ile nakledilen, okunarak yakarma edilen, Mushaflarda yazılı, ”Fatiha Suresiyle başlayıp Nas Suresiyle biten, en kısa suresiyle bile mucize olan Allah Kelamıdır. Kur’an-ı Kerim’in Kitap, Mushaf, Furkan, Zikir şeklinde daha başka adları de vardır. Sayfa:24
  Özellikleri;
  Kur’an’ın tamamı Arapça’dır, onda Arapça olmayan dillerden hiçbir şey yoktur. Buna bakılırsa Kur’an’ın tefsiri ve ne kadar aslına uygun olursa olsun tercümesi Kur’an değildir. Bundan dolayı Kur’an Arapça’dır, lafzı ve manası Allah’dan (c.c.) gelmiştir. Sayfa:24
  Kur’an’da Beyan Üslubu
  Kur’an-ı Kerim kıyamete kadar Allah’ın (c.c) himayesi altındadır. Onun kıyamete kadar insanlığın temel ilkeleri oluşu beyanlarının ve mesajının genlde cüz’i değil külli, tafsili değil icmali olmasını gerektirir. Taki esnek, kapsamlı ve umumi olma özelliği devam etsin, her asırda ihtiyaçlara yanıt verecek zenginlikte olsun ve bu ümmetin aklının önünde fikir sahasını açsın.
  Bu şekilde olduğu içindir ki Kur’an-ı Kerim’in anlaşılması ve kapalı ifadelerinin açıklanması için sünnete gereksinim duyulur. Mesela namazların kaç rekat olduğu, zekatların miktarları, haccın iyi mi yapılacağı, akitlerin ve nikahın şartları… hepsi sadece Rasulullah’ın (s.a.v.) sünneti ile bilinir. Sayfa:34
  Fıkıh Usulü/Prof.Dr.Vehbe Zuhayli/Risale yayınları 5. baskı (2018) (Fıkıh Usulü)
• İslâm fıkhını yalnız Kur’an’a dayandıranlar, islamı köklerinden kesmiş yada suretini tağyir etmişlerdir. (İslam Fıkhı Ansiklopedisi)
• *Sure,mahlukatın bilhassa de gece karanlığının, maskaraların, insanoğlu arasinda söz taşıyanların ve hasetçilerin şerrinden siğınmayı mevzu etmektedir.
  *Ahmed,Ebu Davud ve Nesai Ukbe b.Amir’den rivayet ettiler:
  “Resulullah(sav) her namazın peşinden muavvizeteyni okumamı bana emretti. (Tefsirül Münir (15 Cilt))
• Müşrikler, inkârlarına bizzat kendileri tanıklık edip dururken, Allah’ın mescidlerini onarıp şenlendiremezler. Onlar, yapmış olup ettikleri boşa giden kimselerdir ve onlar ebedî olarak ateşte kalacaklardır. Tevbe 17.ayet
  Nüzul sebebi Bedir günü Abbas bin Abdulmuttalib dedi ki eger siz bizi islam hicret ve cihadla geçmişseniz unutmayınız ki ikimiz de mescidi haram ı bayındır ederiz hacıların su ihtiyacını gideririz esirleri esaretten kurtarırız Abbas in bu iddiasına karşı nazil oldu ve ayeti kerime Allah katında bu işlenen amellerin şirkle birlikte işlendiği için hiçbir makbuliyet arzetmedigini ifade etmektedir
  Nitekim Abbas islama girmeden ilkin amellerini bu şekilde görüyor ve üstün olduklarını iddia ediyordu (Tefsir’ül Veciz)
• Hastalıktan korunma tedaviden daha faydalıdır. (İslam Fıkhı Ansiklopedisi)
• 62. Allah’ın seçkin kulları ve O’na yakınlık kesbetmis olanlar dünyada kaybettiklerinden dolayı üzülmezler
  Ayetteki evliyaullah müminlerden halis olanlardan olup Allah’a itaate sarılan ve masiymasiyetten de kacinanlardir (Tefsir’ül Veciz)
• 112.ayet: canları ve malları karşılığında cenneti satın alanlar; tevbe edenler, yakarma edenler, hamdedenler, gezi edenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve
  Allah´ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele!
  Ibn Abbas ra ” Her kim bu dokuz esası yerine getirmiş olduğu halde ölürse işte o Allah’ın dosdoğru yolu üzerindedir” (Tefsir’ül Veciz)
• 116. Nefislerine zulmeden kimseler kendilerine verilen nimetlerle şehvetin ve lezzet verici şeylerin peşine düştüler. Bu ifsad edici refahı ve şımarıklığı ahirete yönelik işlere tercih ettiler. Işte bunlar şehvetlerine uymakla suçlulardan oldular
  117. Allah bir kavim din ve dünya işlerinde inanç ve toplumu ilgilendiren mevzular da ıslah edici iken
  onları haksız yere helak edici değildir… (Tefsir’ül Veciz)
• Bu ayrımın deposu Resulullah (a.s.)’ın Malik, Ahmed ve Kütüb-i Sitte sahiplerinin rivayet etmiş olduğu şu hadisidir: “Ben sadece beşerim. Siz bana dava getiriyorsunuz. Bazınız öbürlerinden delilini sunmakta daha becerikli olabilir; ben de dinlediğim şekliyle onun lehine hükmederim. Bu şekilde kime bir Müslümanın hakkını
  verirsem o, sadece alevden bir parçadır; onu alsın yada bıraksın.” Bu iki vasfın bulunuş sebebi şudur: Şeriat, Allah’ın vahyidir, sevabı ve uhrevi cezası vardır. O aynı anda ruhi ve çağdaş bir sistemdir. Bundan dolayı o, dünya ve ahiret hayrı, kısaca din ve dünya için gelmiştir.
  Bu ayırımın neticesi, sözgelişi boşanma, yeminler, borçlar, ibra ve ikrah (zorlama) vb. hususlarda ortaya çıkar. Buna bakılırsa de, kadının (hakimin) vazifesi müftünün (fetva verenin) vazifesinden ayrılmaktadır. Kadı yalnız dış duruma bakılırsa hükmünü verir. Müftü ise aynı anda zahiri ve batını göz önüne alır. Zahiri ve batını halin ihtilafı durumunda eğer kendisi hakikata vakıf olmuşsa hükmünü batına dayandırır.
  Talak kastetmeden hanımını hata ile boşayanın talakı kazaya bakılırsa (hakimin hükmüne bakılırsa) gerçekleşir, diyaneten gerçekleşmez. Borçlusunu, ona bildirmeden
  ibra edip de (affedip de) borcunu ödemesi için borçluya dava açan biri, kaza yönünden alacağını alır; fetvaya bakılırsa ise daha ilkin ibrada bulunduğundan ( affettiğinden ) bu menedilir.
  NOT : Adalette vicdan ve toplumsal terbiye iyi mi uygulanır diyenlerin bilhassa okuması temennisi ile sunulmuştur… (İslam Fıkhı Ansiklopedisi)
• Günümüzde ise Müslümanların yönleri ve meslekleri dallanıp budaklandı. Ar­tık İslam için emek harcama, Müslümanın ilgi alanının zirvesinde değildir. (İslam Fıkhı Ansiklopedisi)
• Fıkıh usulü, müçtehidlerin içtihad ve kanıt çıkarmak için koydukları esaslar olup İslam hukukunu anlamada temel, -İster nasla ister kıyasla durağan(durgun) olsun- dini hükümleri anlamada kılavuz olan bir ilimdir. Bu yüzden dini ilimleri öğreten yada öğrenen hiçbir kimse bu ilimden müstağni olması imkansız. (Fıkıh Usulü)
• Vahiy ve nübüvvetin kesilmiş olmasıyla en doğru olanı bilmek güçleşmiştir (İslam Fıkhı Ansiklopedisi)