Kitap Künyesi

Yazar: Meltem Parlak

Yayın Evi: Okuyan Us Yayınları

İSBN: 9786055134174

Sayfa Sayısı: 180

Gülfim Abla Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Senelerce gençler söyledi o dinledi…

-Ekmek arası patates yemekten bıktım. Kız dostum beni aldatıyor. Ev dostlarım da dahil çoğumuz çay, patates, makarna ve ter kokuyoruz. Üniversite bu mu?

-Yavrum benim, bu. Üç aşağı, beş yukarı üniversite bu. Allah zihin açıklığı versin.

Her suali aklı yettiğince cevapladı…

-Hiç dostum yok. O kadar da mutluyum. Aynen devam edeyim mi?

-Canım yavrum, başka şansın varmış şeklinde…

Bu sefer Gülfim Abla sazı eline alıyor. Yılların suskunluğunu bozuyor, ne derdi var ise ortaya döküyor, çatır çatır konu alıyor.

“Benim kemik yaşım 67 fakat sıfatım taze. Genetik bir mirasın sefasını sürüyorum. Sürüyordum en azından bugünlere kadar…”

-Ben sana iyi gelmiyorum Gülfim. Ben sana layık değilim.

-Ergen mi var lan senin karşında? Sen kimi kandırıyorsun?

-Münire’ylen barıştık.

(İsme bak? Münire bunun metresidir.)

-Allah senin cezanı vermesin! Şunun ismine bak!

“Az ilkin içim elime verilmişti. Hiçbir şeye itimadım kalmamıştı artık. Kendi tazyikiyle tenceresinin kapağını fırlatan patlamış mısırlar şeklinde ben de ıstırap, güç ve hiddet topluyordum. Bu benim, söylenişi zor bir İzlanda yanardağı misali patlayışımın hikâyesidir.”

Gülfim Abla Alıntıları – Sözleri

• Kendi yağımda kavrulmaya çalışırken,bildiğin yanmışım.
• Merak ediyorlardı.
  – İçimde bir sorun var. Neyin sıkıntısı bu bilemiyorum. Ama boğulacak şeklinde oluyorum. Bana destek sunar musunuz?
  Oluyordum.
  – Elbette çocuğum. İç sıkıntısı çoğun ruhi bir buhranın ya da Venüs’ün geçiş döngüsü esnasında ateş burçlarına sirayet eden bir duygu durumunun işaretidir. Fakat senin durumunda öncelikli olarak Akciğer ve yutak bölgesi röntgeni çekilmesi elzem görünüyor. Zira tümörün yerleşim yerini belirlemeden cerrahlar iyi mi harekete geçecekler , öyleki değil mi canım? Ah , kuzum.
• Kim olursa olsun , bir bahçede yalnız başına dolaşan mahsun bir insana kıyamam. Bilmiyorum öyleki bir görünüm bana acıklı geliyor. Bir çocuksuluk ya da hemcinsiyle kavga ederken dışlanan bir insanoğlunun hali var sanki orada. Her halükarda acıklı. Kimse bir bahçede yalnız başına yürümek zorunda kalmasın. Herkes illa yanında topaç bulunduracak değil elbet. Ama ne bileyim topacı , yoyosu , topu falan var ise da yanında paylaşsın bence.
  Yoksa vakti zamanında bu hanımlarla kimse bir şeyini paylaşmadı da mı bunlar ileride el alemin kocalarına , sevgililerine göz dikmeye başladılar ya da hepimiz her şeyini paylaştı da mı o mantıktan mı bunlar ortada duran her malı orta malı bellediler bilmiyorum. Bilebileceğimizi de sanmıyorum. Fakat arzu eden bu ve benzeri mevzularla ilgili olarak Freud ve hanım kızının kemiklerini sızlatabilir ya da daha kolayı yükselen burcunu falan bir güzel haritaya yerleştirip , yönetici gezegeninin önderliğinde neticeye ulaşabilir. Benim bu mevzuda son diyeceğim şu: Bir erkeği seviyorsanız ondan vazgeçmeyin , iki erkeği seviyorsanız birinden vazgeçin , üç erkeği sev… Kafam karıştı. Beylere tavsiyeler: Bir hanımı seviyorsanız ondan vazgeçmeyin , iki hanımı seviyorsanız birinden vazgeçin , üç hanımı… Dur gene olmadı. Tek hanım yoksa , üç hanım var ise , bunlar aynı anda A noktasından çıktıysa B noktasına 2 musluk aynı anda akarken… Gene olmadı. Fakat olacak! Üçün beşin hesabını meydana getirecek insan değilim , fakat bu kez sizler için yapacağım , bu meseleyi çözeceğim! Vallahi bravo bana!
• Kendimi yormaya , ergenden ergen derdi dinlemeye hemen hemen hazır değildim. Çelik şeklinde sinirlerim varmış demek ki eskiden , ben eski toprakmışım be , Ben Gülfim Toprak’mışım diye düşündüm. Hey gidi hey… Ne günlermiş o günler dedim. Sıkıntısı olana , en azından sorunlarını bu kadar uzun uzadıya anlatmadıkları zamanlar destek olabilmiştim. O şekilde hatırlıyordum. Mevzu uzayınca şekerlemeye geçtiğimi e aslına bakarsan onlar da biliyorlardı.
• Allah kimseyi yaşam koçu içgörüsü , reikici hoşgörüsü ile terbiye etmesin. Daha süratli koşup bu muhabbetlerden yakamı sıyırmaya çalışırken hala o zayıf Gülfim seslenişini duyuyordum. Kuantum astroloğu ile tarot kartlarını harmanlamış yoğa ustalarının spiritüel alemlerinde zehirlenmeyeyim derken bir kaç Twittercı’nın muhabbeti içine düşüverdim. Şu şekilde cümleler duyuyordum. ” 10 şahıs takip et , 15 takipçi kazan takip ettiğinin %150 fazlası sana gelsin! ” Ne diyorlardı yahu? Küfürmüydü bu? Dedim ki bunlara:
  – Asıl sana gelsin!
• Hay damn it! İşimi gücümü bırakıp , başımı alıp gitmek istedim. Fakat nerelere giderim , ne yaparım? Ah , ben daha emekli bile değilim ki. Sıfatım taze olduğundan bir türlü emekli olamıyorum. Onları ne kemik yaşıma ne de ruhumun eskidiğine inandırabiliyorum. Çalıştıkça çalışıyorum. Halbuki yaşamı aslolan tekaütler yaşıyor. Peki tekaütler niçin aşka doymaz , onu da söyleyeyim mi? Haydi oda bana kalsın. Ortalık yerde sallanan avize dam altına düşer de ondan. Haydi artık , daha da söyletmeyin. Lüfere limon sıkılmaz , badem bağda büzülmez! Haydi ayağa kalkın. Tamam , şimdi özgür hareketler. Bravo çocuklar.
  Derken biri daha içeri girdi.
  – Duruşumdan ödün vermeden finallere hazırlanmam mümkün mü?
  Ben de ona sormuş oldum:
  – Duruşun ne çocuğum senin?
  – Aşağı yukarı bu şekilde bir şe…Allaah.
  – Hiçbir yerini oynatma çocuğum. Reviri arıyorum.
• Sağlığına kavuşan insan acı çekmekten muaf mı? Değil elbet. Sade daha tahammüllü. Bende bu tahammül gücü ile adımlarıma kuvvet veriyordum ya aslına bakarsan. Bavulumun tekeri bana arkadan eşlik ederken kompartımanıma doğru ilerledim.
• Canımı fazlaca yaktığı için Muhsin’imin Facebook sayfasına bakmayı bıraktım. Oyun isteği gönderenlerin gereksinimlerini karşılamayı da bıraktım. o da bir yaşam törpüsüymüş meğer. İnsan çekmiş olduğu sıkıntıyı kimi zaman de o külfetten kurtulunca anlıyor. Bu gidişle bir ihtimal Facebook’u bile hepten bırakacağım. Twitter ‘da da Simon Cowell ile ve TJK ile uğraşmayı bıraktım. Herkese yaşam dersi vermeye mecalim kalmamıştı ve daha fazlaca sağlığımla haşır neşir olmak derdinde idim. Ama sözgelişi uygun bir heştek bulunca da söyleyiverdim. # Aşıklara_not 1 kilo pirinç , bir bağ maydanoz alınacak!
• ” Kurban olduğum rabbilüalemin bi yerden verirse diğer taraftan alıyo… Rahat vermiyo , göz açtırmıyo , tam saha pres , kesinlikle top yaptırmıyo… ” İşte ruh halim aynen bu şekilde idi. Daha da ne olacaktı , doğrusu? Pes! Ben pes etmiştim.
• Bu da can yahu! İnsanın düşmanına yapmayacağı konuşmalar yapılıyor bana , ben de bu tarz şeyleri dinleyip çözümler bulmaya çalışıyorum. Siz asla ergen derdi dinlediniz mi? Oy , evlerden ırak. Peki siz asla yetişkinden , orta yaşlıdan , yaşı geçkinden ergen derdi dinlediniz mi? Dinlemediyseniz dünyanın kahrını siz çekmediniz anlama gelir çekmezsiniz de inşallah. Ben hiç kimseye ah etme edecek bir insan değilim. Beddua etmek , peşrev çekmek ve ilmik atmaktan hoşlanmam. World , Excel , PC 3 ve ICQ bilirim. Tişörtleri katlarken muhakkak kenar katlarına ütü yaparım. George Clooney ile aramda bir şeyler olduğuna dair haberler yalandır. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim. He he he…

Gülfim Abla İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Komik bulduğum bölümler olduğu şeklinde yer yer Gülfime sinir oldum.Muhsinin tüm yaptıklarına,aldatmalarına karşın erimdir, seviyorumdur ,ha döndü dönecek kafasında bir karı görmek hoşuma gitmedi.Yine de ince espriler güzeldi. (Nilufer celik)

“Benim kemik yaşım 67 fakat sıfatım taze. Genetik bir mirasın sefasını sürüyorum. Sürüyordum en azından bugünlere kadar…” der satır arasın da bir yerlerde yazar. Kahkahalarla güldüğüm ziyadesiyle gülsem mi ağlasam mı moduna girdiğim enfes kitap layıkıyla beğendim eğlendim hüzünlendim ve fazlaca kısa bir süre de tükettim darısı 2.kısmına 🙂 (ibiaryu)

Gülfim Abla PDF indirme linki var mı?

Meltem Parlak – Gülfim Abla kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Gülfim Abla PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Meltem Parlak Kimdir?

Meltem Parlak Kitapları – Eserleri

• Gülfim Abla
• Gülfim Abla Yüzük Bekliyor
• Sen Dün meydana gelen Sen Olacak mısın?
• Şaşaalı Kent

Meltem Parlak Alıntıları – Sözleri

• Hiçbir şey yapmasan bile “n’aber lan?” diye iki tokat atıyor sanki yaşam durduk yerde. (Gülfim Abla Yüzük Bekliyor)
• Kendimi yormaya , ergenden ergen derdi dinlemeye hemen hemen hazır değildim. Çelik şeklinde sinirlerim varmış demek ki eskiden , ben eski toprakmışım be , Ben Gülfim Toprak’mışım diye düşündüm. Hey gidi hey… Ne günlermiş o günler dedim. Sıkıntısı olana , en azından sorunlarını bu kadar uzun uzadıya anlatmadıkları zamanlar destek olabilmiştim. O şekilde hatırlıyordum. Mevzu uzayınca şekerlemeye geçtiğimi e aslına bakarsan onlar da biliyorlardı. (Gülfim Abla)
• “Dokunulmaz olsak ya tekrardan.” (Sen Dün meydana gelen Sen Olacak mısın?)
• “Bir insanoğlunun yapmış olduğu hatayı anlaması bir anlamda erdem değil midir? Erdemden ve erdemli davranışlardan insanoğlu niçin kendini yoksun bıraksın?” (Sen Dün meydana gelen Sen Olacak mısın?)
• Merak ediyorlardı.
  – İçimde bir sorun var. Neyin sıkıntısı bu bilemiyorum. Ama boğulacak şeklinde oluyorum. Bana destek sunar musunuz?
  Oluyordum.
  – Elbette çocuğum. İç sıkıntısı çoğun ruhi bir buhranın ya da Venüs’ün geçiş döngüsü esnasında ateş burçlarına sirayet eden bir duygu durumunun işaretidir. Fakat senin durumunda öncelikli olarak Akciğer ve yutak bölgesi röntgeni çekilmesi elzem görünüyor. Zira tümörün yerleşim yerini belirlemeden cerrahlar iyi mi harekete geçecekler , öyleki değil mi canım? Ah , kuzum. (Gülfim Abla)
• Canımı fazlaca yaktığı için Muhsin’imin Facebook sayfasına bakmayı bıraktım. Oyun isteği gönderenlerin gereksinimlerini karşılamayı da bıraktım. o da bir yaşam törpüsüymüş meğer. İnsan çekmiş olduğu sıkıntıyı kimi zaman de o külfetten kurtulunca anlıyor. Bu gidişle bir ihtimal Facebook’u bile hepten bırakacağım. Twitter ‘da da Simon Cowell ile ve TJK ile uğraşmayı bıraktım. Herkese yaşam dersi vermeye mecalim kalmamıştı ve daha fazlaca sağlığımla haşır neşir olmak derdinde idim. Ama sözgelişi uygun bir heştek bulunca da söyleyiverdim. # Aşıklara_not 1 kilo pirinç , bir bağ maydanoz alınacak! (Gülfim Abla)
• “Ama o da beni bir yaşam boyu bekleyebilirdi. Beyleseydi iyiydi, gerçek aşk öyleki olur!” (Sen Dün meydana gelen Sen Olacak mısın?)
• Bu da can yahu! İnsanın düşmanına yapmayacağı konuşmalar yapılıyor bana , ben de bu tarz şeyleri dinleyip çözümler bulmaya çalışıyorum. Siz asla ergen derdi dinlediniz mi? Oy , evlerden ırak. Peki siz asla yetişkinden , orta yaşlıdan , yaşı geçkinden ergen derdi dinlediniz mi? Dinlemediyseniz dünyanın kahrını siz çekmediniz anlama gelir çekmezsiniz de inşallah. Ben hiç kimseye ah etme edecek bir insan değilim. Beddua etmek , peşrev çekmek ve ilmik atmaktan hoşlanmam. World , Excel , PC 3 ve ICQ bilirim. Tişörtleri katlarken muhakkak kenar katlarına ütü yaparım. George Clooney ile aramda bir şeyler olduğuna dair haberler yalandır. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim. He he he… (Gülfim Abla)
• Allah kimseyi yaşam koçu içgörüsü , reikici hoşgörüsü ile terbiye etmesin. Daha süratli koşup bu muhabbetlerden yakamı sıyırmaya çalışırken hala o zayıf Gülfim seslenişini duyuyordum. Kuantum astroloğu ile tarot kartlarını harmanlamış yoğa ustalarının spiritüel alemlerinde zehirlenmeyeyim derken bir kaç Twittercı’nın muhabbeti içine düşüverdim. Şu şekilde cümleler duyuyordum. ” 10 şahıs takip et , 15 takipçi kazan takip ettiğinin %150 fazlası sana gelsin! ” Ne diyorlardı yahu? Küfürmüydü bu? Dedim ki bunlara:
  – Asıl sana gelsin! (Gülfim Abla)
• Kendi yağımda kavrulmaya çalışırken,bildiğin yanmışım. (Gülfim Abla)
• Hiçbir şey yapmasan bile”n’aber lan?” diye iki tokat atıyor sanki yaşam durduk yerde. (Gülfim Abla Yüzük Bekliyor)
• “Sırf bir kere yüzük bakmaya gitmemek için bile bir eşiyle olan evliliği yürütmek ona şu anda son aşama makul görünüyordu.’ (Sen Dün meydana gelen Sen Olacak mısın?)
• “Hayat iyi mi şey! Ölüm şuradaydı!” (Sen Dün meydana gelen Sen Olacak mısın?)
• “Hiçbir şey istediği şeklinde olmayacak, her şey son bulacakmış şeklinde geldi.” (Sen Dün meydana gelen Sen Olacak mısın?)
• Hay damn it! İşimi gücümü bırakıp , başımı alıp gitmek istedim. Fakat nerelere giderim , ne yaparım? Ah , ben daha emekli bile değilim ki. Sıfatım taze olduğundan bir türlü emekli olamıyorum. Onları ne kemik yaşıma ne de ruhumun eskidiğine inandırabiliyorum. Çalıştıkça çalışıyorum. Halbuki yaşamı aslolan tekaütler yaşıyor. Peki tekaütler niçin aşka doymaz , onu da söyleyeyim mi? Haydi oda bana kalsın. Ortalık yerde sallanan avize dam altına düşer de ondan. Haydi artık , daha da söyletmeyin. Lüfere limon sıkılmaz , badem bağda büzülmez! Haydi ayağa kalkın. Tamam , şimdi özgür hareketler. Bravo çocuklar.
  Derken biri daha içeri girdi.
  – Duruşumdan ödün vermeden finallere hazırlanmam mümkün mü?
  Ben de ona sormuş oldum:
  – Duruşun ne çocuğum senin?
  – Aşağı yukarı bu şekilde bir şe…Allaah.
  – Hiçbir yerini oynatma çocuğum. Reviri arıyorum. (Gülfim Abla)
• Kim olursa olsun , bir bahçede yalnız başına dolaşan mahsun bir insana kıyamam. Bilmiyorum öyleki bir görünüm bana acıklı geliyor. Bir çocuksuluk ya da hemcinsiyle kavga ederken dışlanan bir insanoğlunun hali var sanki orada. Her halükarda acıklı. Kimse bir bahçede yalnız başına yürümek zorunda kalmasın. Herkes illa yanında topaç bulunduracak değil elbet. Ama ne bileyim topacı , yoyosu , topu falan var ise da yanında paylaşsın bence.
  Yoksa vakti zamanında bu hanımlarla kimse bir şeyini paylaşmadı da mı bunlar ileride el alemin kocalarına , sevgililerine göz dikmeye başladılar ya da hepimiz her şeyini paylaştı da mı o mantıktan mı bunlar ortada duran her malı orta malı bellediler bilmiyorum. Bilebileceğimizi de sanmıyorum. Fakat arzu eden bu ve benzeri mevzularla ilgili olarak Freud ve hanım kızının kemiklerini sızlatabilir ya da daha kolayı yükselen burcunu falan bir güzel haritaya yerleştirip , yönetici gezegeninin önderliğinde neticeye ulaşabilir. Benim bu mevzuda son diyeceğim şu: Bir erkeği seviyorsanız ondan vazgeçmeyin , iki erkeği seviyorsanız birinden vazgeçin , üç erkeği sev… Kafam karıştı. Beylere tavsiyeler: Bir hanımı seviyorsanız ondan vazgeçmeyin , iki hanımı seviyorsanız birinden vazgeçin , üç hanımı… Dur gene olmadı. Tek hanım yoksa , üç hanım var ise , bunlar aynı anda A noktasından çıktıysa B noktasına 2 musluk aynı anda akarken… Gene olmadı. Fakat olacak! Üçün beşin hesabını meydana getirecek insan değilim , fakat bu kez sizler için yapacağım , bu meseleyi çözeceğim! Vallahi bravo bana! (Gülfim Abla)
• ” Kurban olduğum rabbilüalemin bi yerden verirse diğer taraftan alıyo… Rahat vermiyo , göz açtırmıyo , tam saha pres , kesinlikle top yaptırmıyo… ” İşte ruh halim aynen bu şekilde idi. Daha da ne olacaktı , doğrusu? Pes! Ben pes etmiştim. (Gülfim Abla)
• Sağlığına kavuşan insan acı çekmekten muaf mı? Değil elbet. Sade daha tahammüllü. Bende bu tahammül gücü ile adımlarıma kuvvet veriyordum ya aslına bakarsan. Bavulumun tekeri bana arkadan eşlik ederken kompartımanıma doğru ilerledim. (Gülfim Abla)
• “Fena biri değildi galiba. Her şeyden ilkin insandı.” (Sen Dün meydana gelen Sen Olacak mısın?)
• “Ruhumsun ve benim seni ne kadar sevdiğimizi bir bilsen…” (Sen Dün meydana gelen Sen Olacak mısın?)