Eğitim

Halkların Dünya Tarihi – Chris Harman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Halkların Dünya Tarihi – Chris Harman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Halkların Dünya Tarihi kimin eseri? Halkların Dünya Tarihi kitabının yazarı kimdir? Halkların Dünya Tarihi konusu ve anafikri nedir? Halkların Dünya Tarihi kitabı ne konu alıyor? Halkların Dünya Tarihi PDF indirme linki var mı? Halkların Dünya Tarihi kitabının yazarı Chris Harman kimdir? İşte Halkların Dünya Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Chris Harman

Çevirmen: Uygur Kocabaşoğlu

Orijinal Adı: A People’s History of the World: From the Stone Age to the New Millennium

Yayın Evi: Yordam Kitap Yayınları

İSBN: 9786055541248

Sayfa Sayısı: 640


Halkların Dünya Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Chris Harman, insanlığın, Taş Çağı’ndan Büyük Roma İmparatorluğu’na, Orta Çağ’dan Aydınlanma’ya, Sanayi Devrimi’nden 21. yüzyıla uzanan büyük yürüyüşünü halklar açısından, “aşağıdan” bir tarih çalışmasıyla konu alıyor. Yoğun ve akıcı bu kitap, insanlık tarihinin belli başlı aşamalarını, cemiyet biçimlerini, siyasal yapılanmaları, savaşları ve derslik çatışmalarını parlak bir halde özetliyor. Tarihin izlediği yolu, basit insanların ortak insani hedefler ardında koşarken karmaşık toplumlar kurmasının ve tekrardan kurmasının hikâyesi olarak ele alıyor. Chris Harman, hayranlık uyandırıcı eserinde, günümüz kapitalizminin kayıtsızlığını da gözler önüne seriyor ve daha ilkin asla olmadığı kadar acılar ve eşitsizliklerle bölünmüş günümüz dünyasında kapitalizmin niçin daha uzun süre ayakta kalmaması icap ettiğinin kanıtlarını sunuyor. İddialı, kışkırtıcı ve çarpıcı bir kitap olan Halkların Dünya Tarihi, geleneksel tarih anlayışının yanlışlarını düzeltirken, iktidarların oluşturduğu köpükleri aşan dip akıntıya, derin insanlık dalgalarına dair kuvvetli bir düşünce veriyor. Bu yetkin emek harcama, toplumdaki değişimle, gelişimle ve kökten değişiklik olasılıklarıyla ilgilenen her insanın kesinlikle okuması ihtiyaç duyulan bir yaratı.


Halkların Dünya Tarihi Alıntıları – Sözleri

  • İtibar, bireysel tüketimden değil, başkalarının yetersizliklerini tamamlamak için yardım etme kabiliyetinden geliyordu.
  • Biz 21. yüzyıla girerken dünya açgözlülük, varlıklı ile yoksul içinde çok önemli eşitsizlikler, ırkçı ve milliyetçi şovenist önyargılar, korkulu savaşlar dünyasıdır. İşlerin daima bu şekilde olduğuna, dolayısıyla başka türlü olamayacağına inanmak kolaydır.
  • Artık üretimin temel deposu: Kölelik
    Yönetici derslik, konumu esas itibariyle kölelerin işlediği topraklara borçluydu; o denli klasik ki, Yunan yazar ve filozofları köle sahipliğini çağdaş bir yaşam için mecburi görüyordu. Nitekim aristotales köle ve efendiyi, koca ve karı, baba ve çocuklar benzer biçimde evin mecburi unsurları olarak sayarken Polybus kölelerden ve büyükbaş hayvanlardan yaşamın temel gereksinimleri olarak söz eder.
  • Yunanistan tarihinde köleler büyük seviyede Akdeniz, Balkanlar, Ufak Asya ve hatta Cenup Rusya’daki savaşlarda tutsak alınan kişilerdi. Bunlar tutsak pazarlarında birbirleriyle karıştırılırdı; böylelikle değişik kültürlerden gelen, değişik dilleri konuşan fakat beraber çalışan insanların, efendilerinin Yunanca diyalekti haricinde bir üslupla birbirleriyle anlaşamaması sağlanmış olurdu.
  • Dünyaya Önderlik
    Çin büyük bir ekonomik dönüşüm geçirmeye devam etti. Ya kiracı çiftçiler ya da ücretlilerce işletilen büyük toprakların sahipleri, yeni ziraat araçlarına ve değirmen makinelerine yatırım yaparak ve arazilerinden yılda birden fazla ürün almayı sağlayacak şekilleri kullanarak gelirlerini arttırmayı hedefliyorlardı. Kuzeyden Yang-çe Vadisi’ne ve güneye devamlı göç oluyordu. Tarımsal verimlilikte ve buna bağlı olarak zenginlerin çeşitli lüks gereksinimlerini sağlamada kullanabilecekleri artık üründe büyük artış vardı.
    Ticaret ağları çiftçileri mahalli pazarlara ve mahalli pazarları da büyüklükleri ve önemleri artan eyalet şehirlerine bağlamaya başlamıştı. Dünyanın o zamana kadar gördüğünden daha çok tekne, 50.000 millik dere ve kanal şebekesi içinde, yalnızca zenginler için lüks şeyleri değil fakat temel ürünleri de taşıyarak etkinlik gösteriyordu. Toplumun her kesimindeki işlemlerde para, artan bir rol oynamaya ve madeni paralar kadar banknotlar da kullanılmaya başlamıştı. Tacirlerin sayısı arttı ve bunların bazıları fazlaca varlıklı oldular. Şehirler, Sung Hanedanı’nın başkenti K’ai-feng’in Orta Çağ Paris’inin 12 katı büyüklüğündeki bir alan içinde muhtemelen bir milyon ve de Yang-çe Vadisi’ndeki Hang-Çou şehrinin bir buçukla beş milyon içinde bir nüfus barındırmasına kadar büyümeye devam etti.
    Endüstriler de aynı şekilde büyüdü. K’ai-feng’deki silahhaneler, ‘askeri teknolojinin hızla geliştiği bir çağda… bütün ülkeye hizmet ediyordu’; ‘Szeçwan ve Yang-çe deltasından’ gelen işçilerin tekrardan istihdam edilmiş olduğu bir tekstil endüstrisi gelişiyordu ve demir ve çelik endüstrileri, gerek devletin gerekse hususi demir patronlarının ‘daha ileri tekniklere, araç gereçlere büyük yatırımlar yaptığı ve çok sayıda işçiye dayanan ileri derecede örgütlü endüstriler haline geldi’. Atölyeler imparatorluk ailesi, yüksek yöneticiler ve varlıklı işadamları için lüks maddeler ‘ama aynı zamanda inşaat malzemesi, kimyasallar, kitaplar ve giysi üretiyordu’.
    Hatırı sayılır bir teknolojik yenilik söz mevzusuydu. Metalürjide odun kömürünün yerini maden kömürü almıştı; körüklerde su gücüyle çalışan makineler ve madenlerde patlayıcılar kullanılıyordu. 1078 senesinde üretilen demir miktarı 114.000 tonu geçmişti – İngiltere’de 1788 senesinde bu miktar sadece 68.000 tonu bulacaktır. Seramik ve porselen yapımında –Avrupa’da sadece 700 yıl sonrasında keşfedilecek– görülmemiş bir gelişme yaşanmıştı. Barut, Avrupa’da ilk sözü edilmiş olduğu tarihten 240 yıl ilkin 1044’te kullanılıyordu. 1132 yılına gelindiğinde barut, bambu borulardan roketler fırlatılması ve 1280’de bronz ve demir havanlarla gülleler atılması için kullanılmıştı. Yeni denizcilik teknolojileri, ‘çapa, dümen, bocurgat, çadır bezinden yelkenler ve sert hasır yelkenler… su geçirmez kompartımanlar, denizci pusulaları’, Çin gemilerinin Arap Körfezi’ne ve hatta Afrika’nın doğu kıyısına ulaşmalarını olanaklı kılmıştı. Bu gemilerden bazıları 1000 kadar yolcu taşıyabiliyordu ve Çin harita yapımı yalnızca Avrupa’nın değil Arap Ortadoğu’sunun da fazlaca ilerisindeydi.
    Son olarak, kitap üretimindeki ilerlemeler, tarihte ilk kez olmak suretiyle, büyükçe bir orta sınıfa yönelik bir edebiyatın yaratılmasına olanak sağlamıştı. Oyma kalıplarla meydana getirilen baskı daha 9. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştı. Gizemli bilgiler, almanaklar, Budist detayları, sözlükler ve tarih kitaplarının yanı sıra tüm Budist metinler, basılı borç senetleri, kimya ve eczacılık üstüne ergonomik el kitapları ortaya çıkmıştı.251 11. yüzyıla gelindiğinde, her ne kadar 15. yüzyıla kadar, muhtemelen Çin yazısının karakterlerinin büyük bir kısmı bu tekniği blok baskıdan daha acele ya da daha ekonomik kılmadığı için, büyük çaplı baskı işlerinde kullanılmamış olsa da, tek tek karakterlerin yan yana getirilmesi sistemine dayalı hareketli harfler vardı. Her halükârda Çin, basılı kitaba Avrupa’dan beş yüzyıl ilkin haiz olmuştu ve yazılı söz minik bir okumuş elitin ya da büyük manastırlarda yaşayanların ayrıcalığı olmaktan çıkmıştı. Gerek devlet okulları, gerek hususi okullar, bilhassa ülkenin yeni ekonomik kalbi olan aşağı Yang-çe bölgesinde fazlaca artmıştı. Bu bölgede yaşayan bir Çinli yazarın o sırada yazdığı benzer biçimde, ‘Her köylü, zanaatkâr ve tacir kendi oğluna kitap okumayı öğretiyor. Tarlalarda çalışan koca ve karılarına yiyecek getiren çobanlar, eski zamanların adamlarının şiirlerini okuyabiliyorlar’dı.
    endüstrinin gelişmesi, tüccar sınıfının zenginleşmesi, sayısının ve tesirinin artışıyla el ele gitmişti; o denli ki kimi tarihçiler bundan bir ‘burjuvazi’ olarak söz ederler. Twitchett, Sung sürecinin sonlarına doğru, ‘kendi özel kimliği ve kendi kültürünün farkında olan öz-bilinçli, zengin bir şehirli orta sınıf’ bulunduğunu yazar. Dahası devletin tacirlere karşı tutumunda mühim bir değişim yaşanmıştı. Daha önceki hanedanlar, tacirleri ‘potansiyel olarak yıkıcı bir unsur’ benzer biçimde görmüşler ve onları ‘sürekli gözetim altında’ tutmuşlardı. Sokağa çıkma yasakları, karanlık bastıktan sonrasında her insanın sokağa çıkmasını engellemiş, pazarlar sıkı devlet nezarete altında surlarla çevrili kent alanlarının içiyle sınırı olan kalmış ve tacirlerin aileleri devlet bürokrasisindeki görevlerden uzak tutulmuştu. Şimdi bu sınırlamaların pek bir çok kalkmıştı. 11. yüzyıl başlarında bir yüksek devlet görevlisi, tacirler üstünde denetim olmadığından şikâyet ediyordu. Bunlar, pirinç ve etten oluşan leziz yemekler yiyorlar, şık evlere, pek fazlaca otomobile haiz oluyorlar, eşlerini ve çocuklarını inci ve yeşim taşlarıyla süsleyip, kölelerine beyaz ipekli giydiriyorlardı. Sabahları iyi mi servet yapacaklarını ve akşamları da yoksulları soymanın yollarını düşünüyorlardı’.
    Yeni şehirli zenginler ekonomik güçlerini imparatorluk bürokrasisi üstünde tesir yapmak için kullanıyorlardı:
    Imtihan sistemi şimdi büyük aile çevrelerinin dışından gelen insanların imparatorluk yönetiminin yüksek makamlarına girebilmeleri için bir yol olmuştu… Yeni bürokratlar artan bir halde, ticari devrimden en fazlaca yararlanan ailelerden … varlıklı tacirler ve varlıklı toprak sahiplerinden seçiliyordu.
    Yalnızca birkaç yüz insan ulusal sınavlarda başarıya ulaşmış olabiliyor, fakat bunlar çok önemli bir sistemin zirvesini oluşturuyorlardı. 13. yüzyıla gelindiğinde devlet okullarında aşağı yukarı 200.000 ve Budist okullarında da daha binlerce talebe vardı ve bunların tümü en tepeye yükselmeyi hayal ediyorlardı. Bunların önemlice bir kısmı tüccar ailelerinden geliyordu.
  • İç savaşların, düzensiz birlikler içinde minik çaplı çatışmalar halinde başlayıp büyük tertipli çatışmalara tırmanmak benzer biçimde bir alışkanlıkları vardır. Bu da bir kural dışı olmadı.
    Fort Sumter’e yönelik saldırıdan derhal sonrasında, ‘Kuzey bu vakadan meydana gelen bir vatanseverlik çılgınlığıyla elektriklendi…
  • Serfleştirmeye karşı direniş, mesela 10. yüzyılda Fransa’da büyük bir ayaklanmaya yol açmıştı. Daha sonraki bir şiirin söylediği benzer biçimde:
    Yarı köleler ve köylüler…
    Birkaç parlamento topladılar.
    Şu emri etrafa yaydılar:
    Kim ki yüksektir, düşman odur…
    Ve onlardan bazıları bir yemin ettiler
    Ki bir lord ya da efendiyi asla kabul etmeyeceklerdi.
  • ‘Uzlaş, uzlaş, senin için yükselmenin yolu budur.’
  • M. S. 600 – 900
    Avrupa’da ‘Karanlık Çağlar’. Ticaretin çöküşü. Frankların Roma tipi bir imparatorluğu tekrardan kurma girişimlerinin başarısızlığı (Şarlman 800-814). Kuzeylilerin istilası.
    Hindistan’da feodalizm. Ticaretin çöküşü. Brahmanların tahakkümü ve köylerde kast sistemi.
    Bizans İmparatorluğu’nda bunalım, Mısır, Suriye, Mezopotamya ve Balkanlar’ın kaybı. Teknik ve ekonomik durgunluk.
    Muhammed Mekke’yi alıyor (630). Müslüman Arap orduları Ortadoğu’nun büyük bir kısmını fethediyor (640 ortaları), Kabil’e (664), İspanya’ya (711) ulaşıyor. 750’deki Abbasi devrimi tacirlere siyasal ehemmiyet kazandırıyor. Ticaret ve el zanaatları endüstrisinin gelişmesi. İslam kültürünün yüksek noktası, Yunanca metinlerin çevrilmesi, bilim ve matematikte gelişmeler, büyük İslam düşünürleri.
    Çin uygarlığının merkezi, pirinç üretilen Yang-çe yöresine kayıyor. Endüstri ve ticaretin canlanması, Budizmin gelişmesi, teknolojide ilerlemeler.
    Batı ve doğu Afrika’nın kıyılarında uygarlığın gelişmesi.
  • “Fabrikalara asılan saatler, “Vakit, nakittir” şeklindeki yeni deyişi kafalara sokmak için oradaydı. Bir insanoğlunun tüm gündüz saatlerini, kapalı bir odada güneşi, ağaçları, çiçekleri görmeden ya da kuşları duymadan harcamasında hiçbir gariplik olmadığını kabul ettirmek için insan doğasının bizzat kendisi değiştirilmeliydi.”


Halkların Dünya Tarihi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Keşke lise tarih dersleri de sultanlar ve savaşlar üstünden değil de bu kitapta olduğu benzer biçimde halklar ve olgular üstünden anlatılsa dedirten çok önemli kitap. Bitirmesi fazlaca uzun sürdü fakat yüzlerce yeni data edindim. Yordam Kitap’ı da başarıya ulaşmış ciltleme ve tercüme için kutlama etmek lazım. (Muhammed Tiryaki)

Ilkellikten medeniyete. Ya da tam tersi..!:        Bilhassa kitabın okunması için baya zamanınızın olması icap ettiğini düşünüyorum. Bundan dolayı kolay kolay bitmiyor. Anlamak ve vakıf olmak adına sabır gerektiren bir kitap
    
      Kitap oldukça geniş kapsamlı olacak şekilde ele alınmış. Okunduğu süre halkların tarihini ve yaşadıklarını göz önünde görebileceksiniz sanırım. O şekilde bir canlandırma sanırım sizde de olacaktır. Nitekim kitap fikirlerim doğrultusunda olabildiği kadar gerçekçi duzeyde ele alınmış. Pek doğal olarak hiçbir kitap tam anlamıyla halkların tarihini bizlere aktaramaz. Ama bu kitap sınırı olan süre ve olanaklarla halkları ve tarihlerini size anlatmaya çalışacak bilimsel nitelikli merakla bakanların merakını gidermekle birlikte özelde daha da meraklandiracaktir. Araştırma araştırma ve özelde tarih alanında fazlaca güzel bir kitap olduğu kanaatindeyim.
    
        Kitapta neler neler yok ki. Homo sapiensin ayaklanmasından tutun meden devirlerine. Sümer yazısından tutun ilk çağ uygarlıklarına. Avrupanin karanlık çağları ve skolastik fikir. Yunan kültüründen tutun bilimsel aydınlanmaya. Mısır uygarlığından tutun Fransız devrimine.. 1. ve 2. Dünya savaşları, soğuk cenk ve günümüz.. Daha neler neler. Konulara eşit oranda odaklanılmadığı ya da yer verilmediği aşikardır. Bilhassa günümüz fazlaca azca bir halde kitapta yer bulmuştur kendisine. Fransız devrimi vb vakalara ise fazlaca cok daha yer verilmiş. Bundan dolayı eleştirilebilir normal olarak ki fakat ne haddimize demekten de geri durmamalıyız. Kitapta karşılaşacağınız durumlardan biri de hanımefendilerin zamanı ve sermayenin zamanı. Sermayenin toplumlar üstündeki tesirini benim benzer biçimde sizin de esefle karşılayacağınızı düşünüyorum. Sermayenin başlatmış olduğu savaşlar karşısında “hakkaten lüzumlu miydi kısaca bu savaşlar?” demekten alamıyor kendini okuyucu. İçselleștirerek bakıldığında dünya halklarının acizliğini ve ahmaklığımızı anlayacağız sanırım. Bu son cümleyi hepinizden özür dileyerek kurdum. En azından bunu umuyorum. Ne kadar da gaddar olabileceğimizi ınka, maya, aztek, Ruanda, Cezayir, afrika, Çin, Pakistan, Hindistan örnekleri karşısında gene gene tekrardan anlayacağız.
      Çeşitli siyasal doktrinlerin doğuşunu da dile getiren yaratı son minvalde dertlere derman olamadıklarını da açıklıyor bizlere. Bu açıdan esere bakıldığında politika meraklıları için de oldukça verimli bir okuma olabilir. Derslik ayrımları ve köleliğin zamanı benzer biçimde kısımlar karşısında hayretlere kapılmamak elde değil.
     Kitap tarih ve politika ilgilileri için fazlaca akıcı düzeyde. Biraz uzun soluklu o denli :)) güzel ve anlaşılır bir dili var lakin Avrupa krallarinin imparatorlarinin adları akılda kalmayabilir. Not almanızı tavsiye ederim. Bilmem kaçıncı Louis ya da ferdinand vs vs :))
    İyi okumalar (Çekiçli feylesof)

yarın yoktur, bugünü ise beğenmiyorum: Yazar son cümlesinde şu şekilde demiş, neler yaşandığını bilmek , geleceği düşünenlere yol göstersin diye yazdım…
Sanırım kilit düşüncesi bu, yer yer katılmayacağınız yanları olsada derli toplu bir enternasyonalist düşünce taracasıdır, süre ayırabilirseniz okuyun
Sevgiyle (taner kardelen)


Halkların Dünya Tarihi PDF indirme linki var mı?


Chris Harman – Halkların Dünya Tarihi kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Halkların Dünya Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Chris Harman Kimdir?

Britanyalı Marksist gazeteci ve siyasetçi. Sosyalist İşçi Partisi’nin liderlerindendi. Uzun seneler International Socialism dergisinin editörlüğünü yürüttü. 2009 senesinde bir konuşma için gittiği Kahire’de öldü.

Yayınlanmış eserlerinden bazıları şunlardır:

The First Last Time: 1968 and After, Explaining the Crisis, Economics of the Madhouse, How Marxism Works, The Lost Revolution: Germany 1918 to 1923, Revolution in the 21st Century.


Chris Harman Kitapları – Eserleri

  • Halkların Dünya Tarihi
  • Neo-Liberalizm ve Derslik
  • SSCB Tartışması
  • Kaybedilmiş Devrim Almanya 1918-1923
  • Ekim Devrimi
  • Zombi Kapitalizm
  • Doğu’da Fırtına Koptu


Chris Harman Alıntıları – Sözleri

  • Serfleştirmeye karşı direniş, mesela 10. yüzyılda Fransa’da büyük bir ayaklanmaya yol açmıştı. Daha sonraki bir şiirin söylediği benzer biçimde:
    Yarı köleler ve köylüler…
    Birkaç parlamento topladılar.
    Şu emri etrafa yaydılar:
    Kim ki yüksektir, düşman odur…
    Ve onlardan bazıları bir yemin ettiler
    Ki bir lord ya da efendiyi asla kabul etmeyeceklerdi. (Halkların Dünya Tarihi)
  • Savaş, daha ilkin örgütlü işçileri bir arada tutan bağların pek çoğunu koparmıştı; fakat, bununla eş zamanlı olarak, işçi sınıfını evvelkinden daha büyük üretim birimlerinde yoğunlaştırmış, derslik içinde, yaşam koşulları açısından bir aynılık yaratmıştı. Savaşın ilk ve direkt tesiri, işçilerin harbe karşı örgütlenmelerini olanaksız kılmak olmuştu, fakat, savaşın uzun vadeli tesiri, hem sınıfın geleneksel olarak toplumsal demokrasinin tesiri altındaki kesimleri ve hem de bu etkiden uzak kalmış yeni işçiler içinde, devrimci örgütlenme için yeni bir maddi temel yaratmak olacaktı. (Kaybedilmiş Devrim Almanya 1918-1923)
  • Proletaryanın ve gericilerin diktatörlüğü; yazgısı, bir noktaya kadar ikincisine şart hazırlamak ve sonrasında da ona boyun eğmektir.. (Ekim Devrimi)
  • M. S. 600 – 900
    Avrupa’da ‘Karanlık Çağlar’. Ticaretin çöküşü. Frankların Roma tipi bir imparatorluğu tekrardan kurma girişimlerinin başarısızlığı (Şarlman 800-814). Kuzeylilerin istilası.
    Hindistan’da feodalizm. Ticaretin çöküşü. Brahmanların tahakkümü ve köylerde kast sistemi.
    Bizans İmparatorluğu’nda bunalım, Mısır, Suriye, Mezopotamya ve Balkanlar’ın kaybı. Teknik ve ekonomik durgunluk.
    Muhammed Mekke’yi alıyor (630). Müslüman Arap orduları Ortadoğu’nun büyük bir kısmını fethediyor (640 ortaları), Kabil’e (664), İspanya’ya (711) ulaşıyor. 750’deki Abbasi devrimi tacirlere siyasal ehemmiyet kazandırıyor. Ticaret ve el zanaatları endüstrisinin gelişmesi. İslam kültürünün yüksek noktası, Yunanca metinlerin çevrilmesi, bilim ve matematikte gelişmeler, büyük İslam düşünürleri.
    Çin uygarlığının merkezi, pirinç üretilen Yang-çe yöresine kayıyor. Endüstri ve ticaretin canlanması, Budizmin gelişmesi, teknolojide ilerlemeler.
    Batı ve doğu Afrika’nın kıyılarında uygarlığın gelişmesi. (Halkların Dünya Tarihi)
  • Biz 21. yüzyıla girerken dünya açgözlülük, varlıklı ile yoksul içinde çok önemli eşitsizlikler, ırkçı ve milliyetçi şovenist önyargılar, korkulu savaşlar dünyasıdır. İşlerin daima bu şekilde olduğuna, dolayısıyla başka türlü olamayacağına inanmak kolaydır. (Halkların Dünya Tarihi)
  • Fransız Jakobenler, ‘yarım devrim yapanların aslında kendi mezarlarını kazdıklarına’ işaret etmişlerdi; Karl Marks, ‘bir ayaklanmada savunmaya geçmek o ayaklanmanın ölümü demektir’ derken, aynı şeyi kast ediyordu. (Kaybedilmiş Devrim Almanya 1918-1923)
  • “Devrim, birinci planda geçmişte hiç bir kişiliğe sahip olmadığı sanılan kitlelerde insan kişiliğinin bir uyanışıdır…” (Ekim Devrimi)
  • Dünyaya Önderlik
    Çin büyük bir ekonomik dönüşüm geçirmeye devam etti. Ya kiracı çiftçiler ya da ücretlilerce işletilen büyük toprakların sahipleri, yeni ziraat araçlarına ve değirmen makinelerine yatırım yaparak ve arazilerinden yılda birden fazla ürün almayı sağlayacak şekilleri kullanarak gelirlerini arttırmayı hedefliyorlardı. Kuzeyden Yang-çe Vadisi’ne ve güneye devamlı göç oluyordu. Tarımsal verimlilikte ve buna bağlı olarak zenginlerin çeşitli lüks gereksinimlerini sağlamada kullanabilecekleri artık üründe büyük artış vardı.
    Ticaret ağları çiftçileri mahalli pazarlara ve mahalli pazarları da büyüklükleri ve önemleri artan eyalet şehirlerine bağlamaya başlamıştı. Dünyanın o zamana kadar gördüğünden daha çok tekne, 50.000 millik dere ve kanal şebekesi içinde, yalnızca zenginler için lüks şeyleri değil fakat temel ürünleri de taşıyarak etkinlik gösteriyordu. Toplumun her kesimindeki işlemlerde para, artan bir rol oynamaya ve madeni paralar kadar banknotlar da kullanılmaya başlamıştı. Tacirlerin sayısı arttı ve bunların bazıları fazlaca varlıklı oldular. Şehirler, Sung Hanedanı’nın başkenti K’ai-feng’in Orta Çağ Paris’inin 12 katı büyüklüğündeki bir alan içinde muhtemelen bir milyon ve de Yang-çe Vadisi’ndeki Hang-Çou şehrinin bir buçukla beş milyon içinde bir nüfus barındırmasına kadar büyümeye devam etti.
    Endüstriler de aynı şekilde büyüdü. K’ai-feng’deki silahhaneler, ‘askeri teknolojinin hızla geliştiği bir çağda… bütün ülkeye hizmet ediyordu’; ‘Szeçwan ve Yang-çe deltasından’ gelen işçilerin tekrardan istihdam edilmiş olduğu bir tekstil endüstrisi gelişiyordu ve demir ve çelik endüstrileri, gerek devletin gerekse hususi demir patronlarının ‘daha ileri tekniklere, araç gereçlere büyük yatırımlar yaptığı ve çok sayıda işçiye dayanan ileri derecede örgütlü endüstriler haline geldi’. Atölyeler imparatorluk ailesi, yüksek yöneticiler ve varlıklı işadamları için lüks maddeler ‘ama aynı zamanda inşaat malzemesi, kimyasallar, kitaplar ve giysi üretiyordu’.
    Hatırı sayılır bir teknolojik yenilik söz mevzusuydu. Metalürjide odun kömürünün yerini maden kömürü almıştı; körüklerde su gücüyle çalışan makineler ve madenlerde patlayıcılar kullanılıyordu. 1078 senesinde üretilen demir miktarı 114.000 tonu geçmişti – İngiltere’de 1788 senesinde bu miktar sadece 68.000 tonu bulacaktır. Seramik ve porselen yapımında –Avrupa’da sadece 700 yıl sonrasında keşfedilecek– görülmemiş bir gelişme yaşanmıştı. Barut, Avrupa’da ilk sözü edilmiş olduğu tarihten 240 yıl ilkin 1044’te kullanılıyordu. 1132 yılına gelindiğinde barut, bambu borulardan roketler fırlatılması ve 1280’de bronz ve demir havanlarla gülleler atılması için kullanılmıştı. Yeni denizcilik teknolojileri, ‘çapa, dümen, bocurgat, çadır bezinden yelkenler ve sert hasır yelkenler… su geçirmez kompartımanlar, denizci pusulaları’, Çin gemilerinin Arap Körfezi’ne ve hatta Afrika’nın doğu kıyısına ulaşmalarını olanaklı kılmıştı. Bu gemilerden bazıları 1000 kadar yolcu taşıyabiliyordu ve Çin harita yapımı yalnızca Avrupa’nın değil Arap Ortadoğu’sunun da fazlaca ilerisindeydi.
    Son olarak, kitap üretimindeki ilerlemeler, tarihte ilk kez olmak suretiyle, büyükçe bir orta sınıfa yönelik bir edebiyatın yaratılmasına olanak sağlamıştı. Oyma kalıplarla meydana getirilen baskı daha 9. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştı. Gizemli bilgiler, almanaklar, Budist detayları, sözlükler ve tarih kitaplarının yanı sıra tüm Budist metinler, basılı borç senetleri, kimya ve eczacılık üstüne ergonomik el kitapları ortaya çıkmıştı.251 11. yüzyıla gelindiğinde, her ne kadar 15. yüzyıla kadar, muhtemelen Çin yazısının karakterlerinin büyük bir kısmı bu tekniği blok baskıdan daha acele ya da daha ekonomik kılmadığı için, büyük çaplı baskı işlerinde kullanılmamış olsa da, tek tek karakterlerin yan yana getirilmesi sistemine dayalı hareketli harfler vardı. Her halükârda Çin, basılı kitaba Avrupa’dan beş yüzyıl ilkin haiz olmuştu ve yazılı söz minik bir okumuş elitin ya da büyük manastırlarda yaşayanların ayrıcalığı olmaktan çıkmıştı. Gerek devlet okulları, gerek hususi okullar, bilhassa ülkenin yeni ekonomik kalbi olan aşağı Yang-çe bölgesinde fazlaca artmıştı. Bu bölgede yaşayan bir Çinli yazarın o sırada yazdığı benzer biçimde, ‘Her köylü, zanaatkâr ve tacir kendi oğluna kitap okumayı öğretiyor. Tarlalarda çalışan koca ve karılarına yiyecek getiren çobanlar, eski zamanların adamlarının şiirlerini okuyabiliyorlar’dı.
    endüstrinin gelişmesi, tüccar sınıfının zenginleşmesi, sayısının ve tesirinin artışıyla el ele gitmişti; o denli ki kimi tarihçiler bundan bir ‘burjuvazi’ olarak söz ederler. Twitchett, Sung sürecinin sonlarına doğru, ‘kendi özel kimliği ve kendi kültürünün farkında olan öz-bilinçli, zengin bir şehirli orta sınıf’ bulunduğunu yazar. Dahası devletin tacirlere karşı tutumunda mühim bir değişim yaşanmıştı. Daha önceki hanedanlar, tacirleri ‘potansiyel olarak yıkıcı bir unsur’ benzer biçimde görmüşler ve onları ‘sürekli gözetim altında’ tutmuşlardı. Sokağa çıkma yasakları, karanlık bastıktan sonrasında her insanın sokağa çıkmasını engellemiş, pazarlar sıkı devlet nezarete altında surlarla çevrili kent alanlarının içiyle sınırı olan kalmış ve tacirlerin aileleri devlet bürokrasisindeki görevlerden uzak tutulmuştu. Şimdi bu sınırlamaların pek bir çok kalkmıştı. 11. yüzyıl başlarında bir yüksek devlet görevlisi, tacirler üstünde denetim olmadığından şikâyet ediyordu. Bunlar, pirinç ve etten oluşan leziz yemekler yiyorlar, şık evlere, pek fazlaca otomobile haiz oluyorlar, eşlerini ve çocuklarını inci ve yeşim taşlarıyla süsleyip, kölelerine beyaz ipekli giydiriyorlardı. Sabahları iyi mi servet yapacaklarını ve akşamları da yoksulları soymanın yollarını düşünüyorlardı’.
    Yeni şehirli zenginler ekonomik güçlerini imparatorluk bürokrasisi üstünde tesir yapmak için kullanıyorlardı:
    Imtihan sistemi şimdi büyük aile çevrelerinin dışından gelen insanların imparatorluk yönetiminin yüksek makamlarına girebilmeleri için bir yol olmuştu… Yeni bürokratlar artan bir halde, ticari devrimden en fazlaca yararlanan ailelerden … varlıklı tacirler ve varlıklı toprak sahiplerinden seçiliyordu.
    Yalnızca birkaç yüz insan ulusal sınavlarda başarıya ulaşmış olabiliyor, fakat bunlar çok önemli bir sistemin zirvesini oluşturuyorlardı. 13. yüzyıla gelindiğinde devlet okullarında aşağı yukarı 200.000 ve Budist okullarında da daha binlerce talebe vardı ve bunların tümü en tepeye yükselmeyi hayal ediyorlardı. Bunların önemlice bir kısmı tüccar ailelerinden geliyordu. (Halkların Dünya Tarihi)
  • ‘Uzlaş, uzlaş, senin için yükselmenin yolu budur.’ (Halkların Dünya Tarihi)
  • Yunanistan tarihinde köleler büyük seviyede Akdeniz, Balkanlar, Ufak Asya ve hatta Cenup Rusya’daki savaşlarda tutsak alınan kişilerdi. Bunlar tutsak pazarlarında birbirleriyle karıştırılırdı; böylelikle değişik kültürlerden gelen, değişik dilleri konuşan fakat beraber çalışan insanların, efendilerinin Yunanca diyalekti haricinde bir üslupla birbirleriyle anlaşamaması sağlanmış olurdu. (Halkların Dünya Tarihi)
  • Demek ki, Marx’a bakılırsa derslik, “sömürünün toplumsal bir yapıda yansıma seçimi” dır. (Neo-Liberalizm ve Derslik)
  • “Bütün ölü kuşların geleneği yaşayanların beyninde bir karabasan gibi asılı durmaktadır..” (Ekim Devrimi)
  • İç savaşların, düzensiz birlikler içinde minik çaplı çatışmalar halinde başlayıp büyük tertipli çatışmalara tırmanmak benzer biçimde bir alışkanlıkları vardır. Bu da bir kural dışı olmadı.
    Fort Sumter’e yönelik saldırıdan derhal sonrasında, ‘Kuzey bu vakadan meydana gelen bir vatanseverlik çılgınlığıyla elektriklendi… (Halkların Dünya Tarihi)
  • Artık üretimin temel deposu: Kölelik
    Yönetici derslik, konumu esas itibariyle kölelerin işlediği topraklara borçluydu; o denli klasik ki, Yunan yazar ve filozofları köle sahipliğini çağdaş bir yaşam için mecburi görüyordu. Nitekim aristotales köle ve efendiyi, koca ve karı, baba ve çocuklar benzer biçimde evin mecburi unsurları olarak sayarken Polybus kölelerden ve büyükbaş hayvanlardan yaşamın temel gereksinimleri olarak söz eder. (Halkların Dünya Tarihi)
  • “Derslik bilgili Alman proletaryası, cenk kışkırtıcılarının çevirdikleri dolaplara karşı alev ateş bir protestoyu yükseltiyor… Gözünü iktidar hırsı bürümüş Avusturya egemen sınıfı ve emperyalist çıkarcılar için Alman askerinin bir damla kanı bile akmamalıdır.”
    “Rus despotizminin zafere erişmesi, halkımız ve ulusumuzun barışçıl gelişimi açısından her şeyi tehlikeye düşürecektir… Bize düşen vazife, bu tehlikeyi savuşturmak, ülkemizin bağımsızlığını ve uygarlığını korumaktır… Bizler, çekince anında anavatanı yüzüstü bırakıp gidecek insanoğlu değiliz.”
    Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin bu iki bildirisi içinde geçen süre yalnız on günden ibarettir; (Kaybedilmiş Devrim Almanya 1918-1923)
  • Ekim Devrimi bizim geçmişimizdir, bununla beraber geleceğimiz. Ondan bu kadar kolay vazgeçmemeliyiz.. (Ekim Devrimi)
  • İtibar, bireysel tüketimden değil, başkalarının yetersizliklerini tamamlamak için yardım etme kabiliyetinden geliyordu. (Halkların Dünya Tarihi)
  • “Bu cenk, Alman halkının ya da bir başka halkın yararına girişilen bir cenk değil. Bu, dünya pazarında egemenlik oluşturmayı amaçlayan emperyalist bir cenk… Halkın asil duygularını, devrimci geleneklerini, öteki halklara karşı ulusal nefrete karşı sağduyuyu istismar edip insanları cenk çevresinde harekete geçirebilmek için, ‘Çarlığa Karşı!’ sloganı kullanılıyor. -tıpkı Fransız ve Ingilizlerin ‘Militarizme Karşı!’ sloganı benzer biçimde.”
    Liebknecht’in sesi işitilmedi. (Kaybedilmiş Devrim Almanya 1918-1923)
  • Alman toplumu 1918 ile 1923 içinde devrimci bir değişimi arzulayan yüz binlerce hatta milyonlarca adam ve hanım ortaya çıkardı. Alman devriminin trajedisi, bunların enerjisini koordine edip yönlendirebilecek bir partinin, iş işten geçmeden ilkin ortaya çıkmamış olmasında yatar. Tarih çoğu zaman bir lokomotife benzetilir -ama devrimcilerin binmesini beklemez. Treni kaçıranlar tıpkı mitolojideki seyyah Yahudi benzer biçimde, sonsuza kadar beklemeye katlanmak zorunda bırakılırlar. (Kaybedilmiş Devrim Almanya 1918-1923)
  • Hiç kuşkusuz, 1919 yılı başlarındaki Almanya ile 1917 yılının Rusyası içinde nesnel farklılıklar vardı. Fakat Ocak yenilgisinin belirleyici etkenleri bunlar değildi: 1917 Rusyası’nda, bilhassa endüstri merkezlerindeki işçilerin hazırlıksız ve öteki bölgelerdeki işçilerden yalıtık bir halde savaşıma girişmek istedikleri pek fazlaca durum yaşanmıştı. Luxemburg, tıpkı Lenin ve Troçki benzer biçimde, zamanından ilkin ve hazırlıksız girişilmiş bu şekilde bir eylemin ihtiva ettiği büyük tehlikeleri sezme becerisine sahipti. Eksik olan şey, Lenin’in daha önceki 20 senelik uzun süre dilimi süresince inşa etmiş olduğu türden bir partiydi. Ve, bu şekilde bir partinin yokluğunda, Rosa’nın kendi düşünceleri, devrimci vakalara belli bir yönelim kazandırmak yerine, salt o vakalara ilişkin yorumlar düzeyinde kalıyordu. (Kaybedilmiş Devrim Almanya 1918-1923)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş