Harem ve Kuzenler – Germaine Tillion Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Harem ve Kuzenler – Germaine Tillion Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Harem ve Kuzenler kimin eseri? Harem ve Kuzenler kitabının yazarı kimdir? Harem ve Kuzenler konusu ve anafikri nedir? Harem ve Kuzenler kitabı ne konu alıyor? Harem ve Kuzenler PDF indirme linki var mı? Harem ve Kuzenler kitabının yazarı Germaine Tillion kimdir? İşte Harem ve Kuzenler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Germaine Tillion
Çevirmen: Şirin Tekeli
Çevirmen: Nükhet Sirman
Orijinal Adı: Le Harem et les Cousins
Yayın Evi: Metis Yayınları
İSBN: 9789753425544
Sayfa Sayısı: 224
Harem ve Kuzenler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Geleneksel Akdeniz toplumlarının ortak özelliği olan akraba eşiyle olan evliliği, kan davası, namus cinayeti, hanımefendilerin mirastan yoksun edilmesi ve başörtüsü benzer biçimde geleneklerin ortaya çıkışını ve gelişimini araştıran bu kitapta Germaine Tillion, kimliğin ve kültürel yapının her bir toplumun kendi özünden değil, düpedüz toprağa el koyma biçiminin örgütlenmesinden ve bu örgütlenmenin değişik toplumsal akımlar karşısında geçirdiği değişimden kaynaklandığını ileri sürüyor.
Hıristiyan ve Musevi topluluklara ilişik hatırı sayılır mirastan da örnekler vererek, hanım bedeni üstünde hak iddiasında bulunan ve günümüzde yanlış olarak İslamiyet’e atfedilen toplumsal örgünün köklerinin ta tarihöncesi çağlarda, neolitik toplumda yattığını gösteriyor.
Bilhassa akrabalığın iyi mi ekonomik, siyasal ve etik bir seviye bulunduğunu anlatışıyla, günümüz Türkiyesi’nde açığa çıkan kimi tartışmaları bildik modernleşme tartışmalarının ötesinde, çözülen toplumsal yapıları da dikkate alarak yorumlayabilmemiz için oldukça mühim bir fırsat sunuyor.
(Arka Kapak)
İçindekiler
Sunuş: Geçen Yüzyılın Büyük Hanımefendisi: Germaine Tillion
Şirin Tekeli
Önsöz: Namusun Arka Planı
Nükhet Sirman
Etnoloji Üstüne
Dördüncü Baskı İçin Önsöz
I
Akdeniz Sahillerinin Soylu Sakinleri
Yurttaşlar ve Kayınbiraderler
Horatius ile Antigone Arasında
Haremin Sosyoanalizi
Etnografya: Dışa Dönük Sosyoloji
Çözümleme Çerçevesi
İnsanlığın Yarısının Gözardı Edilişi
Devamlı Bir Engel
Beş Denklik
Eski Dünya
II
Kayınbiraderler Cumhuriyetinden Kuzenler Cumhuriyetine
Yeryüzünde Ensestin Yasaklanmadığı Bölge
Bir Milyon Senelik Siyasal Tartışmalar
Siyasal Melezleşme ve Akıllı İnsanın Ortaya Çıkışı
Paleo-Politik Çağ
Kemikli Dizlerde Sallanan Bebek “Uygarlık”
Orinyasien Avcıların Kadınları Quebec’li Norman Kadınlardan Daha mı Dayanıksızdı?
Paleolitik Ailenin Yüz Kilometrekaresi
İnsanın Mekânı, Akrabalık Yapıları ve İki Tip Doğurganlık
Neolitik “Durum” İnsanın En İlkel Durumunun Bazı Yanlarını Yeniden Üretir
III
Kendi Başına Yaşamak
Ensest ve Soyluluk
Değiş Tokuşun Yasaklanması
Mısır Kralları
İsrail’in Ataları
Hint-Avrupa Kralları
Ailenin Tüm Kızlarını Ailenin Oğlanlarına Saklamak…
Kendi Sürüsünün Etini Yemek Amca Kızıyla Evlenmek Gibidir…
IV
Tereyağı Çağlarında Mağrip
Başlangıçta Süreklilik Vardı
Çorba Uygarlığı
Mağrip’in İlk Etnografı
Peygamberin Doğumundan Bin Yıl Ilkin Sünnet Uygulanmaktaydı
Mısır’ın Batısında Hemen Hiç Bilinmeyen Bir Ülke
Süreklilik Örneği Olarak Kadın Modası
Başsız İnsanlar ve Köpek Başlı İnsanlar
İçi Boş Koca Bir Kabuk Yığını
Kökleri Kurumuş Ağaçların Canlı Yaprakları
Kökeni Belirsiz Kıskançlık
V
“İşte Düğün Şölenimizin Vakti Geldi, Biraderim…”
Biraderler Arası Paylaşım
Ağa-beyim
“Ağlama Chapelon, Sana Yumurtalı Sazan Balığı Alacağım…”
Kız Kardeşlerin Namusu
Kıskançlığın Üretilişi
Kadınlar Tarlalar Gibi Mülkün Parçasıdır
Eyvah Oğlumuz Yabancıyla Evleniyor!
Devrimler Gelir Geçer Ama Kaynanalar Kalır
“İşte Düğün Şölenimizin Vakti Geldi, Biraderim! İşte O İple Çektiğim Gün Geldi”
“Kuzen-Birader” Aslında Bir “Kuzen-Koca”dır
VI
İbn-i Rüşt’e Gore Soyluluk, İbn-i Haldun’a Gore Soyluluk
Yerleşikler ve Göçebeler
Kelt “Klanı” ve Berberi “Fraksiyonu”
Ortak Onur
“Yüreklerinden Geçeni Kimse Bilemez”
İki Yetim Annelerini Görmeye Gidiyor
“Soyluluk ve Onur Ancak Karışma Olmazsa Korunabilir”
Atalara Tapma
“Soysuzkentliler Ailemizin Parçasıdır, Onları Bu Yüzden Ağırlıyoruz”
Altın Çağ
“Kuklaya Söyle de Sütün Hepsini İçmesin”
Göçebe Klan
VII
Tanrı’yla Çatışma
Seçici Bir İman
Aziz Pavlus’a Gore Örtü
Jeanne D’arc ve Sofu Robert
Kutsal Annemiz Kilise Eril Bir Annedir
Kuran Devrimi
“(Cehennem) Ateşinde Sonsuza Dek Yanacaktır”
Anasoyluluk ve Ortodoksluk
Noter Anlaşmasıyla Tanrı’ya Yapılan Geri Ödeme
Örtünmenin Coğrafi Dağılımı Kadınların Mirastan Yararlanmasıyla Örtüşür
VIII
Burjuva Snobluğu
Eski Yapıların Yedi Bin Senedir Bitmeyen Yıkılma Süreci
Tarih ile Etnografya Arasındaki Farklar
Çocuk Yiyen Kent
İnançlarıyla Yüklü Gelen Yetişkinler
Bir Evrimin Yarı Yolunda
Minik Eşraf “Şatdiya”: Ne En İyi Ne de En Fena Koyun…
Örtünmüş Kadınların Sayısı Kasabalarda Artıyor, Kentlerde Azalıyor
Sosyal Bir Alerji
IX
Kadınlar ve Örtü
Son Sömürge
“Kadınların Başlığını ya da Örtüsünü Açan Cezalandırılacaktır…”
Denizin Müslüman Kıyısında
Mağrip’in Ötesindeki Eski Dünya
Görünmez Kadınların Etkisi
Harem ve Kuzenler Alıntıları – Sözleri
- Kullanılan terimler örflerin sadık bir aynasıdır.
- Fransız Devriminden beri kız evlatları anne babalarının mirasından adam çocuklarla aynı koşullarda yararlanmaktadır. Gene de, Fransız yasalarının Fransa’nın her yanında hanımefendilerin aleyhine olarak her gün iyi mi çiğnendiğini anlatmak ciltler gerektirir.
- Fikir durmadan gidip gelir, durmadan düzeltilir.
- Kadının rolündeki ve bir insan olarak tutarındaki genel kötüleşme, bireysel acıların ötesinde, çocukluk vasıtasıyla toplumun bütününe aktarılmakta ve cemiyet üstünde bir fren tesiri yapmaktadır.
- Kadınlara reva görülen kölelik, … toplumsal gelişmeye de sekte vurur ve halklar arasındaki yarışta telafisi olanaksız bir gecikmeye neden olur.
- “Ben bana anlatılanlara inanmazlık etmem… fakat bunlara pek inanmam da.”
Herodotos - “Namus cinayeti, aileyi koruma kisvesi altında sergilenen, ensest kaynaklı kıskançlık(tır)”
- Cebelitarık’tan Istanbul’a kadar, Akdeniz’in şimal ve cenup kıyılarında, Hıristiyanlar ve Müslümanlar, kentliler ve kırsal alanda yaşayanlar, yerleşikler ve göçebeler içinde, derhal her yerde bugün bile görülen bir olgu, kolektif ve bireysel olarak anlatılan abartlı bir alınganlığın adam hoyratlığını yücelten ideale eşlik etmesidir; bunu tamamlayan bir olgu da, hanım iffetinin dramatikleştirilmesidir.
Her ikisi de kana susamış bir aile şerefiyle iç içe geçer ve kendini iki mit üstünden dışavurur: soyundan geldiklerine ve soyundan geleceklere atfedilen ehemmiyet. Tüm bu afra tafra, sosyoloji dilinde endogami denilen uygulamayla el ele gider; hatta enseste kadar varabilir.
Harem ve Kuzenler İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Aşiret içindeki Kadın: Kadının toplumsal statüsüne tarihsel bağlamda bakarken bu durumu yalnız kişi olarak hanım üstünden değil şehir terimi ile ortaya çıkan iyelik terimi ile ortaya çıkan aşiretler üstünden de kapsamlı etnolojik çıkarımlar yapmaktadır.
Bu etnolojik araştırmaların günümüzdeki devamlılığını ve/yada dönüşümlerini ise seneler boyu bulunmuş olduğu Cezayir, Fas, Moritanya benzer biçimde bölgelerdeki halkla kurduğu iletişimle kitabına yansıtmaktadır. Böylece 20. yüzyılda dahi kitabına mevzu olan endogami, miras paylaşımı, kan davası benzer biçimde vakaları direkt yaşamış ya da ilk ağızdan dinleyerek okuyucusuna aktarmıştır.
Lakin eserin yazılmasında kullandığı bazı kaynakları 2. Dünya Savaşı esnasında imha edilmiş ve eserini de yolculuğu esnasında hazırladığı için bu bağlamda kaynakça sıkıntısı çekmektedir. Bundan dolayı da okuyucu bu esere itimatını yalnızca anlatıcıya duyduğu güvenle sağlayabilir ki bu durumu da kitabının daha ilk cümlesinde Heredotus’tan alıntıyla açığa vurur.
“Ben bana anlatılanlara inanmamazlık etmem… fakat bunlara pek inanmam da.” diyerek aslına bakarsak okuyucusuna seslenmektedir. (Judeau)
Jineoloji/Sosyal Bilimler
Kimliğin ve kültürel yapının her bir toplumun kendi özünden değil, düpedüz toprağa el koyma biçiminin örgütlenmesinden ve bu örgütlenmenin süre içinde geçirdiği evrimden kaynaklandığını ileri sürüyor. Bilhassa Akdeniz havzası ve Mağrip vatanlarında ki Kadının cemiyet yaşamındaki yerini yer yer arkeoloji yer yer sosyoloji yer yer tarih ve inancin tesirleri çerçevesinde inceleerken kıta avrupası (Almanya, Italya, Yunanistan ve ozellikle Fransa) ile karşılaştırarak etnografik bir yapıt ortaya çıkarmış. Ayrıca Cezayir kökenli yazar ozellikle ikinci dunya cenginde ve sonrasında kişisel anlamda yapmış olduğu toplumsal( barışa yönelik) emekler da biyografisinin daha detaylı okunması için insani etkiliyor.
Ayrıca bu kitabi daha ilkin okuduğum Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadin (Fatmagül Berktay ) kitabının bir devamı olarak okudum. Her iki kitap beraber okunursa daha keyifli ve doyurucu bir okuma olacaktır.
Ve Netflixde Gazeteci Christiane Amanpour un Dünya Genelinde Cinsellik ve Aşk adlı 6 bölümlük mini dizi/belgesel çalışmasını da izlemenizi tavsiye ederim. (Mehmet Emin Çiçek)
Harem ve Kuzenler PDF indirme linki var mı?
Germaine Tillion – Harem ve Kuzenler kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Harem ve Kuzenler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Germaine Tillion Kimdir?
Etnolog Germaine Tillion, 1907’de Fransa’nın Haute-Loire bölgesinde Katolik bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Bir süre psikoloji okudu, peşinden o yılların en önde gelen etnoloğu Marcel Mauss’un Sorbonne ve College de France’ta verdiği derslere katıldı. 1934-40 arası Kuzey Afrika’da Berberi kabilelerin birkaç yüzyıla uzanan sözlü tarihlerini araştırdı. İkinci Dünya Savaşı esnasında Paris’te direniş hareketine katıldı, 1941’de liderlerden biri oldu, 1942’de suç duyurusu sonucu yakalanarak Ravensbrück toplama kampına sürgüne gönderildi. 1945’te bu kamptan sağ çıkan azca sayıda hanımdan biriydi. Savaş sonrasında, etnoloji dersleri vermek suretiyle École des Hautes Études en Sciences Sociales bünyesinde çalıştı. Akdeniz havzasındaki ülkeleri içine alan oldukça sayıda saha araştırması gerçekleştirmiş oldu. 1954’te süregelen Cezayir cenginde arabulucuk görevi de üstüne alan Tillion, FLN önderlerinden Yusuf Saadi ile görüşüp onları tek taraflı bir ateşkes için ikna etti.
1960’lardan itibaren dünya hukukunu geliştirme derneğinin başkan yardımcılığını yürüten Tillion, etnolog olarak haiz olduğu data birikimini, halk sağlığının korunmasına, azınlıkların korunmasına, açlık ve kölelikle mücadeleye yönelik programlarla kamuyla paylaştı. Tillion 19 Nisan 2008’de hayata gözlerini yumdu
Germaine Tillion Kitapları – Eserleri
- Harem ve Kuzenler
Germaine Tillion Alıntıları – Sözleri
- Kadınlara reva görülen kölelik, … toplumsal gelişmeye de sekte vurur ve halklar arasındaki yarışta telafisi olanaksız bir gecikmeye neden olur. (Harem ve Kuzenler)
- Fransız Devriminden beri kız evlatları anne babalarının mirasından adam çocuklarla aynı koşullarda yararlanmaktadır. Gene de, Fransız yasalarının Fransa’nın her yanında hanımefendilerin aleyhine olarak her gün iyi mi çiğnendiğini anlatmak ciltler gerektirir. (Harem ve Kuzenler)
- Kullanılan terimler örflerin sadık bir aynasıdır. (Harem ve Kuzenler)
- Kadının rolündeki ve bir insan olarak tutarındaki genel kötüleşme, bireysel acıların ötesinde, çocukluk vasıtasıyla toplumun bütününe aktarılmakta ve cemiyet üstünde bir fren tesiri yapmaktadır. (Harem ve Kuzenler)
- “Ben bana anlatılanlara inanmazlık etmem… fakat bunlara pek inanmam da.”
Herodotos (Harem ve Kuzenler) - Fikir durmadan gidip gelir, durmadan düzeltilir. (Harem ve Kuzenler)
- Cebelitarık’tan Istanbul’a kadar, Akdeniz’in şimal ve cenup kıyılarında, Hıristiyanlar ve Müslümanlar, kentliler ve kırsal alanda yaşayanlar, yerleşikler ve göçebeler içinde, derhal her yerde bugün bile görülen bir olgu, kolektif ve bireysel olarak anlatılan abartlı bir alınganlığın adam hoyratlığını yücelten ideale eşlik etmesidir; bunu tamamlayan bir olgu da, hanım iffetinin dramatikleştirilmesidir.
Her ikisi de kana susamış bir aile şerefiyle iç içe geçer ve kendini iki mit üstünden dışavurur: soyundan geldiklerine ve soyundan geleceklere atfedilen ehemmiyet. Tüm bu afra tafra, sosyoloji dilinde endogami denilen uygulamayla el ele gider; hatta enseste kadar varabilir. (Harem ve Kuzenler) - “Namus cinayeti, aileyi koruma kisvesi altında sergilenen, ensest kaynaklı kıskançlık(tır)” (Harem ve Kuzenler)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!