Eğitim

Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar – Reşad Ekrem Koçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar – Reşad Ekrem Koçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar kimin eseri? Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar kitabının yazarı kimdir? Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar konusu ve anafikri nedir? Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar kitabı ne konu alıyor? Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar PDF indirme linki var mı? Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar kitabının yazarı Reşad Ekrem Koçu kimdir? İşte Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Reşad Ekrem Koçu

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786050944860

Sayfa Sayısı: 175


Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek yaşamdan daha canlı, daha güzel, daha esrarengiz…

Koçu’dan iki kitap bir arada. İlkinde Troya Savaşı’nın çıkmasına yol açan Güzel Helena’dan Sappho’ya, Kleopatra, Messalina, Theodora ve Lucrezia Borgia benzer biçimde iktidar sahibi kadınlardan “sahte İspanyol dansözü İngiliz kızı Lola Montez”e, 18 “aşk kadını” anlatılıyor. İkincide ise Osmanlı tarihinden içki, tütün, afyon, esrar ve kahve yasakları benzer biçimde oldukca bilinenler yanında “hamama giden gayrimüslimlere nalın giyme yasağı”, “umumi yerlerde ve bilhassa kahvehanelerde devlet sohbeti yasağı”, “ay-yıldız yasağı” ve hatta “evlerde yemek çeşidi yasağı” benzer biçimde pek bilinmeyen garip yasaklar yer ediniyor.


Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar Alıntıları – Sözleri

  • Sende güzellik, bende aşk var… Bunların ikisi de gelip geçicidir.
  • Ferman: “İsraf günahtır, bundan böyle evlerde nihayet beş türden yedi türlüye kadar yemek pişirilebilir, yedi türlüden fazla yemek pişirtilmeyecektir.”
  • Yeniçeri ve sipahilerin rezaletlerini şu kısa fakat oldukca canlı satırlar konu alıyor:
    “Gündüz hamamlarda peştamal ile çıplak avrat çıkarmak, camilerde duhan içmek ve Müslümanların ırzını paymal etmek ve zina, livata etmek ve kan dökmek ve evler saraylar basmak ve bayram günlerinde salıncak kurup bizzat padişahı ve validesini mumlar ile salıncağa çağrı etmek…”
  • Tüm bu suları, merhemleri, tozları hazırlamak için kimi zaman 14 yaşlarında bir adam evladı beyni, bir ufak kızcağızın kalbi lazım geliyordu.
    Evinin fırınında ve bahçesinin çeşitli yerlerinde, 2.000’den fazla yakılarak öldürülmüş çocuk iskeleti buldular!..
  • Meyhaneler yılda bir ay, ramazanlarda Müslüman müşterilerinden yoksun kalırdı. Meyhaneciler, sofra başı olan hatırlı müşterilerinin evlerine ramazan bayramının ilk günü birer büyük tabak midye ya da uskumru dolması yollarlardı. Bunun manası da “bizi unutma” demekti.
  • “İnsan İstanbul’un neresinde bulunursa bulunsun, etrafına hiç bakmadan sadece bir bağırması kâfidir: ‘Kahveci!…’ Üç dakika sonra, önünüzde bir fincan kahve tütmeye başlar.” Edmondo de Amicis
  • 1227 yılı İstanbul’da büyük veba yılıdır. Bu müthiş sari hastalık büyük şehirde o denli korkulu bir hal almıştı ki, padişahın talimatıyla sur kapılarına konulmuş olan gizli saklı memurlar, bir günde, her kapıdan 50-60 ile 300 içinde cenaze çıktığını tespit etmişlerdi, kent içinde gömülenler hariç.
  • Mesela bir adam eline bir bülbül kafesi alıp sokağa çıkar, sorana bülbülümü gezdirmeye giderim derdi, amma kafesin içine barsak konulmuş, barsaklar da rakı ile doldurulmuş…


Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Yazar, tarihimizin değişik ve arada kaynamış benzer biçimde görünen taraflarını özetleyen ve bu alandaki boşluğu dolduran kıymetli yazarlarımızdan. Bugün Sunay Akın benzer şekilde yazmaktadır ve bir çeşit günümüz Reşat Ekrem’i olmuştur. Tarihimizin bilhassa cemiyet hayatıyla ilgili kısımlarını kimi zaman de keyifli bir halde yazılmış hoş ve bilgilendirici şekilde yazan Koçu benzer biçimde yazarlarımıza daima ihtiyacımız vardır. (Oğuz MERİÇ)

Evet bu kitap 2 bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm tarihteki bazı mühim bayanların içindeki cinsellik duyguları ile neler yaptıklarını konu alıyor. 2 bölüm ise Osmanlının toplumda bazı koyduğu yasakları konu alıyor. Bu kitabı okuduğumda, dönemin değişik olmasına karşın insanoğlunun olduğu yerde daima yaşananların aynı bulunduğunu söyleyebilirim. (Mehmet İlker BOZLAR)

Mitolojik kişilerden başlayıp günümüze kadar bir üne haiz olan, çoğu zaman imparatoriçe ya da asil bayanların, kocaları haricinde birden oldukca insanla münasebette bulunmalarını kısa kısa nakletmiş Reşad Ekrem Koçu.
Bu bayanlar içinde yasak aşklarını işleri biter bitmez öldürenler, coşku için halkın alt tabakasındaki erkekler ile halvet olanlar, yaşlanınca dahi uslanmayıp türlü türlü fitne fesad işlerde meşgul olanlar da var. İnsan şaşkınlık ediyor. Roma pek karışıkmış muhteremler. 🙂
Kitabın ilk bölümünü bu ablaların anlat anlat bitirilemeyen hikayeleri oluşturuyor. İkinci bölümde ise Osmanlı döneminde yasalaşmış garip yasaklar var. Gece vakti hane ışıklarını yakma yasağı, kahve yasağı, gayri müslimlerin hamamda takunya giymeyip, peştemallerine demir halka takma zorunluluğu, evlerde en fazla 7 çeşit yiyecek yapma zorunluluğu benzer biçimde garip şeyler var. 7 çeşit yiyecek yapma zorunluluğu da israfın oldukca olmasından dünyaya gelen. Ama mübarekler bu işi şu şekilde çözmüşler. Kocaman devasa tabakların bir kısmına bir yiyecek, boş kalan tarafa başka bir yiyecek koymuşlar. Zaten denetlemesi zor bir yasa olduğundan zaman içinde kendiliğinden kalkmış. (ilker Görkem)


Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar PDF indirme linki var mı?


Reşad Ekrem Koçu – Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Reşad Ekrem Koçu Kimdir?

Tarihi mevzularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve incelemeleriyle ve en mühim yapıtı İstanbul Ansiklopedisi’yle bilinmektedir. 1905’te İstanbul’da doğan Koçu, Bursa Erkek Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Tarih Kısmı’nü 1931 tarihinde tamamladı. Aynı fakültede asistan oldu, sadece, 1933 Üniversite Reformunda hocası Ahmet Refik Altınay’la birlikte üniversiteden ayrıldı. Alman, Kuleli, Pertevniyal ve Vefa liselerinde tarih öğretmenliği yapmış oldu. Reşad Ekrem Koçu 6 Temmuz 1975’te İstanbul’da öldü.

Öğretmenliği esnasında Tarihten Sesler benzer biçimde çeşitli mecmua ve gazetelerde şiir, hikâye ve çocuk romanları, Osmanlı periyodunun garip vakalarını ve kişilerini öyküleştirdiği Forsa Halil (1962), Patrona Halil (1967), Erkek Kızlar (1962) ve Haşmetli Yosmalar (1962) benzer biçimde kitaplar yazdı. Evliya Çelebi Seyahatnamesinin (1943-1967, 6 cilt) bazı bölümlerini bugünkü dile aktardı. Türk Giyim, Kuşam ve Süsleme Sözlüğü (1967) ise alanında yapılmış ilk mühim çalışmadır. Reşad Ekrem Koçu’nun en mühim ve büyük yapıtı, İstanbul’u her yönüyle detaylı halde özetleyen İstanbul Ansiklopedisi olarak kabul edilir. Bu ansiklopedinin ilk baskısı 1944-1951 Aba-Bahadir Sokağı maddeleri ve ikinci baskısı 1958-1971 yayımlandı ve 11’inci ciltte 7076 sayfaya ulaşarak “Gökçınar” makalesinde yarım kaldı. Koçu’nun öteki kitapları içinde Osmanlı Padişahları (1960) ile Eski İstanbul’da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri (1947) ve 2 ciltlik Kösem Sultan sayılabilir.


Reşad Ekrem Koçu Kitapları – Eserleri

  • Tarihimizde Garip Vakalar
  • Yeniçeriler
  • Kızlarağasının Piçi
  • Kösem Sultan
  • Fatih Sultan Mehmed
  • Osmanlı Padişahları
  • Aşk Yolunda İstanbul’da Neler Olmuş
  • Eski İstanbul’da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri
  • Tarihimizde Kahramanlar
  • Topkapı Sarayı
  • Patrona Halil
  • Kabakçı Mustafa
  • Forsa Halil
  • Erkek Kızlar
  • Osmanlı Tarihinin Panoraması
  • Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar
  • Esircibaşı
  • Kafes Arkası Günahkarları
  • Cevahirli Hanım Sultan
  • Aşık Ozan ve Padişahlar
  • Tarihte İstanbul Esnafı
  • Dağ Padişahları
  • Hatice Sultan ile Ressam Melling
  • Haydut Aşkları
  • Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü
  • Türk Zaferleri
  • İstanbul Tulumbacıları
  • Taçlı Fahişeler
  • Selçuk Tarihi
  • Ahmed Rasim – Ahmed Refik


Reşad Ekrem Koçu Alıntıları – Sözleri

  • Bir kere bir akıl çelindi mi üst yanı kolaydır. (Kafes Arkası Günahkarları)
  • Alemdar Mustafa Paşa’nın İstanbul’a girdikten sonrasında yapmış olduğu işler Vaka-yi Selimiye denilen 1807 Mayıs İhtilali’ne kuvvetle bağlıdır. (Kabakçı Mustafa)
  • Bir gün yeni harp hazırlığının nereye karşı bulunduğunu soran bir ordu kadısına;
    “Efendi! Eğer sakalımın tellerinden bir tanesi tasavvurlarımı bilseydi onu koparır ve yakardır!” demişti.. (Fatih Sultan Mehmed)
  • Mayaları aynı çamurdan insanoğlu acele anlaşırlar, ilk tanıştıkları gün kırk senelik dost kadar yaklaşırlar. (Cevahirli Hanım Sultan)
  • Tüm tebaasının malı ve canı iki dudağı içinde çıkacak emre bağlı padişahlar, askeri ihtilallerde o şekilde bir acze düşmüşlerdir ki, yüzlerine karşı pervasızca hitaptan ve hatta hakaretten çekinilmemiştir. (Topkapı Sarayı)
  • Abdülaziz’in horoz ve koç dövüştürme merakı ve galip gelen hayvanların boyunlarına elmas nişanlar taktığı rivayetleri saltanatının bu sonuncu devrine yakıştırılan şeylerdir. (Osmanlı Padişahları)
  • Gidenler devlet hazinesini soymuştu, gelenler hazinede bir şey bulamadıkları için gidenlerin terekesini yağmaladılar. (Yeniçeriler)
  • Eski berberler bununla beraber sünnetçi, dişçi ve hacamatçıydı;kellik, uyuz, sıraca, egzama benzer biçimde cilt hastalıklarına da ilaçlar, merhemler yapardı,çeşitli uzmanlık sahibi mütetabbiptiler. (Tarihte İstanbul Esnafı)
  • “Bir yeniçeriye de bigün,
    – Nizamıcedid olur musun? diye sormuşlar.
    – Vallah billah Moskof olurum, Nizamıcedid olmam!.. demiş.” (Yeniçeriler)
  • “Şimâlden, cenuptan, şarktan ve garptan, İstanbul’a esen tüm rüzgârlar, fitne ve fesat tohumları saçıyordu.” (Esircibaşı)
  • Sarayın odun ambarı 16. asırda bir adam öldürmeye sahne olmuştu. 17. yüzyıl ortasında ise zamanı bir idam fermanının uygulama edilmiş olduğu yer oldu. Sultan IV. Murad zamanında asrın büyük şairi, Türk hiciv edebiyatının büyük üstadı Nef’î, bu padişahın gazabına uğrayarak burada idam olundu. … Şairin cesedi Saray-ı Hümayun’un deniz kenarındaki Balıkhane Kapısı önünden denize atıldı. (Topkapı Sarayı)
  • Tüm bu suları, merhemleri, tozları hazırlamak için kimi zaman 14 yaşlarında bir adam evladı beyni, bir ufak kızcağızın kalbi lazım geliyordu.
    Evinin fırınında ve bahçesinin çeşitli yerlerinde, 2.000’den fazla yakılarak öldürülmüş çocuk iskeleti buldular!.. (Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar)
  • Büyük İtalyan edibi Edmondo de Amicis de (1846-1908) İstanbul Seyahatnamesi’nde İstanbul esnafından bahsederken şunları yazıyor :
    Türklerle pazarlık etmeyin
    “Rum, müşteriyi seslenip çağırır, eliyle koluyla işaretler yaparak çağrı eder ;Ermeni, birazcık daha temkinlidir;Yahudi, malının fiyatını kulağa fısıldayarak arz eder;Türk’e ulaşınca, sessiz, müşterisini yalnız bakışlarıyla çağırır. Bir Türk’e söylediği fiyat için, sakın, ‘Biraz aşağı olmaz mı?’ diye pazarlığa girişmeyin, bunu kendisine bir hakaret sayar ve ‘Ben hırsız mıyım ki ilkin sizden hakkım olmayan fahiş bir para isteyeyim ve sonrasında pazarlığa girişeyim!..’ der. ” (Tarihte İstanbul Esnafı)
  • Halk denilen esrarengiz kitlenin içinde kulakların asla duyamayacağı ve gözlerin asla göremeyeceği kim bilir ne acayip ve şaşırtıcı ve hayret verici şeyler oluyordu? (Erkek Kızlar)
  • Sultan İbrahim’in devrinde hakikat olan yolsuzluk, makam temini için rüşvet toplama, hısım ve akrabayı bir mansıpa kaydırmada dalkavuk bayanların devlet işlerine karışmasıdır; sancakbeyleri, valiler ve kadılar dama taşları benzer biçimde durmadan değiştirilmiş, hepimiz makamından güvenilir olmadığı için verdiği rüşveti gittiği yerde halktan fazlasıyla çıkarmaya çalışmış, bu suretle memleketi zulüm kaplamıştır. (Osmanlı Padişahları)
  • “Şu dünyada acayip kaldım. ” (Kafes Arkası Günahkarları)
  • “Bencillik gütme, *müstebit olma. Adalet tarlasını informasyon sapanı ile sür ve **meşveret tohumunu ek. Bir an evvel bitip yeşermesi içinde durmadan gözyaşlarınla sula”
    *ceberrüt, baskıcı
    **danışma, istişare, görüş paylaşımı (Dağ Padişahları)
  • Abbasi halifelerinden Filozof Memun, “İnsan üç çeşittir” diyor, “Bir kısmı besin benzer biçimde daima ve her yerde lazımdır. Bir kısmı ilaç gibidir, yerinde ve zamamnda lazımdır, bir kısmı da illet gibidir, Allah bizi onlardan korusun!..” (Patrona Halil)
  • Bu hezele guruhunun (Patrona Halil ve peşinden giden ayaktaşlar) kıyamını, Lale Devri’nde İbrahim Paşa ve yâranının sefahat ve lüksüne karşı cemiyet ıstırabından dünyaya gelen bir hareket benzer biçimde göstermek, bizce oldukca hatalıdır. Patrona ile ayaktaşlarının acı yaşam hikâyesini yazar ve onların hakiki simalarını göstermeye çalışırken yukarıdaki satırları, işte bunun için yazdık Halkın ve esnafın bin türlü şikâyeti, vergiler, para ayarsızlığı, toplumu kızdıran himayeler de, lale merakı ve helva sohbeti benzer biçimde, Lale Devri’nden evvel de vardı, sonrasında da devam etti. Kaldı ki, karşısında tutkulu muhalifleri ve düşmanları bulunamayan bir iktidar, Türkiye tarihinde değil, cihan tarihinde görülmez. (Patrona Halil)
  • Oğullar ataya yürek yağıdır.
    Oğulun iyisi gamı dağıtır,
    Oğlu kim atanın hemsazı olsa
    Safalı bağları, bostan bağıdır.
    Oğlu kim yakarma alup makbul olsa
    Atanın devleti, yüzü akıdır. (Fatih Sultan Mehmed)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş