Eğitim

Havari – Gerhart Hauptmann Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Havari – Gerhart Hauptmann Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Havari kimin eseri? Havari kitabının yazarı kimdir? Havari konusu ve anafikri nedir? Havari kitabı ne konu alıyor? Havari PDF indirme linki var mı? Havari kitabının yazarı Gerhart Hauptmann kimdir? İşte Havari kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Gerhart Hauptmann

Yayın Evi: Cem Yayınevi

İSBN: 9786257163125

Sayfa Sayısı: 158


Havari Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Natüralizmin öncü yazarlarından olan Gerhart Hauptmann, akımın en seçkin örneklerinden birini tiyatro alanında vermiş, Dokumacılar oyunuyla ün kazanmıştır.

Hauptmann tiyatro metinlerinin yanısıra öyküler de kaleme almıştır. Gündelik yaşamda gizli saklı dünya gerçekliğine devamlı vurgu icra eden Hauptmann öyküleri, natüralizmin seçkin örnekleridir.

Hauptmann 1912 senesinde Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştür.


Havari Alıntıları – Sözleri

  • İnsanın en tehlikeli zararı dokunan böcek bulunduğunu kavradı. Evet, buna asla şüphe yoktu: metropoller çibanlardan daha iyi değillerdi, uygarlığın tümörleriydi. Kente bakmak içini bulandırıyor ve acı veriyordu.
  • “Görünüşe göre dış dünya onu pek etkilemiyordu: Sanki içinde, kendisine yaptığı bütün kötülükleri iyi şeylerle fazlasıyla telafi eden bir güç vardı”
  • “Yeryüzüne ışık tufanı boca edilmiş gibiydi. Havada insanın yüreğine kadar nüfuz eden bir tazelik vardı…”
  • Yukarı çıkarken canlı olan herhangi bir şeye zarar vermekten, hele öldürmekten özenle kaçınıyordu. En minik böceğin etrafından geçiyor, sırnaşık yaban arasına dikkatlice kovuyordu. Sivrisinekleri ve sinekleri kardeşçe seviyordu; öldürmek (en bayağı lahana kelebeği bile olsa) kendisine tüm suçların en ağırı olarak görünüyordu.
  • Hiçbir şey daha kolay anlaşılamazdı…
  • İçinde her şeye kadir bir güç vardı: Hakikatin her şeye kadirliği.
  • Bir sözcük, pırlanta şeklinde kıymetli tek bir mükemmel sözcük vardır: Barış!
  • İnancın hasta etmiş olduğu, siyah sert bakışlı gözleri olan erkekler, bayanlar ve çocuklar.
  • … öldürmek (en bayağı lahana kelebeği bile olsa) kendisine tüm suçların en ağırı olarak görünüyordu.
  • Kendisinin çekmiş olduğu azıcık ıstırabın önemi yoktu. Kendisini korkakça birazcık iğnelemişlerdi. Bu yüzden mahvolan bir muhallebi çocuğuydu!


Havari İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Gerhart Hauptmann ‘in kaleminden çıkan Havari, öykü türünde yazılmış bir kitaptır. Kitapta toplam üç tane öykü vardır ve her biri mevzu olarak birbirlerinden farklıdır. Hauptmann öykülerinde inanç bağına ve toplumsal sorunlara değinmiştir.
Üç öyküyü de oldukça sevdim fakat favorim kesinlikle Hat Bekçisi Theil oldu, beni derinden etkilediğini belirtmek isterim. Üç öyküde de naturalizm esintilerini sonuna kadar hissediyoruz. Ayrıca Gerhart 1912 senesinde Nobel Edebiyat ödülüne de layık görülmüştur. Kitabın dili birazcık ağır gelebilir bilhassa Havari öyküsünde bunu hissettim diyebilirim. Ama okumaktan oldukça keyif aldığımi belirtmek isterim. Hikaye kitaplarını seven her insana tavsiye ederiz. (Vadideki Okurlar)

Herkese merhaba Ilk olarak size yazardan anlatmak isterim. Gerhart Hauptmann, natüralizmin öncü yazarlarından biridir. 1912 senesinde Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştür.
Bu kitap 3 tane öyküden oluşuyor. 1-Hat bekçisi Thiel, 2-Havari 3-Soana’nın Kafiri. Tüm öykülerde natüralizmi iliklerime kadar hissettim diyebilirim. Doğayla ilgili betimlemeler oldukça çok. Toplumdaki olumsuzluklar usta bir üslupla işlenmiş. Fakirlik, işçilik, köylüler, kafirlik…
Bana soracaktır olursanız 1. ve 3. öyküyü oldukça sevdim. Kitaba adını veren öyküyü okumak beni birazcık zorladı. Ağır fakat güzeldi. Nobel ve daha bir sürü ödüllü yazarın dilini anlatmaya gerek yok sanırım. Okuduğunuza kıymet, başarıya ulaşmış bir kitap. Tavsiye ederim, okuyun. (Aysun Kocadağ)

Merhabalar
.
Bugün cemyayinevi ‘nden çıkan Leyla Uslu çevirisi olan  güzel bir kitapla geldim.
Kitap 3 öyküden oluşuyor fakat her biri ayrı güzel, ayrı bir düşündürücü.
Kitapta ilk olarak yazarın yaşamı anlatılıyor. Benim şeklinde yazarla tanışmayan, tanımayan biri için güzel bir başlık oldu. Diğer 3 öykümüzle ilgili de kısa bilgiler yazacağım.
Ilk öykümüz Hat bekçisi Thiel harikaydı ve beni derinden etkiledi. Thiel eşinin ölümünden sonrasında bir adam çocuğuyla yalnız kalır ve tekrardan evlenmeye karar verir. Ne yazık ki eşiyle olan evliliği hüsranla biter. Ah minik çocuğa iyi mi acıdım, iyi mi üzüldüm. Bir daha anladım ki uveylik oldukça zor. Thiel in yaşadıkları zordu. Insan yaşadıkları sonucunda cinnet geçirebilir.
Ikinci öykümüz adını kitaba da vermiş Havari oldu. O da güzeldi. Bir rüya üstünden mesajları veriyordu.
Üçüncü ve sonuncu öykümüz olan Soana’nin Kafiri de oldukça güzeldi. Öyküde geçen tabiat betimlemeleri harikaydı. Ben betimlemeleri oldukça sevmem fakat Yaşar Kemal betimlemelerin ve Hauptmann betimlemelerin sevdim. Insanların dini inanislari, bir ailenin kendilerinden ayırdıkları öyleki güzel işlenmiş ki. Hele aşk  ayrı bir güzel işlenmiş.
Ben sevmiş olarak okuduk ve tavsiye ederim…
Kitapla huzurla kalınca…
.
.
.
#havari
#gerharthauptmann #cemyayınevi #modernklasikler #ilkaneninkitapları #kitapkurdu  #kitapaşkı #bookphotography #books #keşfet #bookstagrammer (İlkane Susam)


Havari PDF indirme linki var mı?


Gerhart Hauptmann – Havari kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Havari PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Gerhart Hauptmann Kimdir?

Gerhart Johann Robert Hauptmann (* 15 Kasım 1862 Szczawno Zdrój; ö. 6 Haziran 1946 Jagniątków), Alman dramatist ve oyun yazarı olup, Natüralizm akımının en mühim Alman temsilcisi olarak bilinir. Ancak çalışmalarında başka tarzlarla da bütünleşmiştir. 1912 senesinde Nobel Edebiyat Ödülüne lâyık görülmüştür.

Hayatı

Çocukluğu ve Gençliği

Gerhart Hauptmann 15 Kasım 1862’de Aşağı Silezya’nın Obersalzbrunn şehrinde dünyaya geldi. Ebeveyni, yörede bir otel işleten Robert ve Marie (Straehler) Hauptmann çiftiydi. Hauptmann’ın kendinden büyük üç kardeşi vardı: Georg (1853–1899), Johanna (1856–1943) ve Carl (1858–1921). Genç Hauptmann muhitte masalcı olarak tanınıyordu.

1868’de köy okuluna başladı. 10 Nisan 1874’te Breslau’da ön yeterlilik imtihanını geçmiş olduğu liseye yazıldı. Hauptmann büyükşehirde görmüş olduğu yeni çevreye alışmakta zorluklar yaşadı. Bir papazın yanında barınmadan ilkin, ağabeyi Carl’la beraber perişan bir talebe pansiyonunda kaldı. Bundan başka, okulu ona problemler çıkardı. Okulda onu en oldukça rahatsız eden şey öğretmenlerinin ona karşı sert, asil ailelerin çocuklarına karşı ise iyi davranmasıydı. Kendinde bu sebeplerle isteksizlik ve yakalndığı hastalıklar sebebiyle derslere katılamadığından ilk yılını tekrarlamak mecburiyetinde bırakıldı. Hauptmann 1878 baharında amcası Gustav Schubert’in Udanin’deki çiftliğinde ziraat öğrenmek için ortaokuldan ayrıldı. Bir buçuk yıl sonrasında bu öğrenimi tamamlamak mecburiyetinde bırakıldı. Fiziksel açıdan yetersizdi ve onu 20 yıl süresince ölümle burun buruna getirecek olan bir akciğer hastalığına yakalanmıştı.

1880 senesinde Breslau Sanat Enstitüsünde heykeltıraşçılık eğitimi alan Hauptmann 1883 senesinde heykeltıraş olarak Roma’ya yerleşir. İki yıl sonrasında varlıklı bir işadamının kızı olan Marie Thielmann ile evlenir ve çiftin üç evladı olur. Berlin civarlarında Erkner semtine yerleşirler ve Hauptmann natüralist düşünceye haiz şairlerin derneği olan “Durch” ile iletişime geçer. Hauptmann 1889 senesinde “Freie Bühne” (Serbest Sahne) isminde derneği kurar ve birçok eseri burada sahnelenir. “Vor Sonnenaufgang” (Güneşin doğuşu) isminde ilk yapıtının prömiyesi bu sahnede yapılır. Böylelikle çağıl dönemin dramasının ileri gelen temsilcisi olur. Gerhart Hauptmann 1904 senesinde eşinden boşandıktan sonrasında müzisyen talebesi Margarete Marschalke ile evlenir. İkinci eşinden bir oğlu dünyaya gelir. “Die Ratten” (Fareler) yapıtının prömiyesi 1911 senesinde Berlin’de bulunan Lessing tiyatrosunda sahnelenir. Biroldukça ödüle layık görülen Hauptmann, 1918 senesinde Alman Cumhuriyetinin kuruluşunda da etken olur. Nasyonal sosyalizm’e bir beyanatta bulunmayan Hauptmann 1933 de kamu hayatından çekilir. 6 Haziran 1946 senesinde 84 yaşlarında Agnetendorf’ da hayata veda eden Hauptmann’ın Yahudilere uygulanan tatbikatı özetleyen öyküsü “Die Finsternisse” (Karanlıklar) ölümünden sonrasında yayınlanır. Türkçeye çevrilmiş eserinin adı “Dokumacılar”dır.

wikipedia


Gerhart Hauptmann Kitapları – Eserleri

  • Sevgili Wanda
  • Dokumacılar
  • Havari
  • Atlantis
  • Fareler
  • Hat Bekçisi Thiel
  • Rose Bernd
  • Yalnız insanoğlu
  • Güneş Batarken
  • Kunduz Kürk
  • Suana’lı Münkir
  • Elga


Gerhart Hauptmann Alıntıları – Sözleri

  • İnsanın en tehlikeli zararı dokunan böcek bulunduğunu kavradı. Evet, buna asla şüphe yoktu: metropoller çibanlardan daha iyi değillerdi, uygarlığın tümörleriydi. Kente bakmak içini bulandırıyor ve acı veriyordu. (Havari)
  • “Sevgili Tanrım, beni dindar bir insan et. Eğer bu şekilde olmazsam beni yeryüzünden al.” (Yalnız insanoğlu)
  • … öldürmek (en bayağı lahana kelebeği bile olsa) kendisine tüm suçların en ağırı olarak görünüyordu. (Havari)
  • Fazlaca şey yitiririz… (Sevgili Wanda)
  • İnancın hasta etmiş olduğu, siyah sert bakışlı gözleri olan erkekler, bayanlar ve çocuklar. (Havari)
  • İçinde her şeye kadir bir güç vardı: Hakikatin her şeye kadirliği. (Havari)
  • “Dış alêm ona pek tesir etmiyor gibiydi. Sanki içinde bir kuvvet, karısının ona yaptığı her kötülüğü hem de fazlasiyle iyiliğe çeviriyordu.” (Hat Bekçisi Thiel)
  • Sanki benliğinin gözleri ile geçmişe değil de geleceğindeki yazgısına bakıyordu. (Sevgili Wanda)
  • İnsan birazcık olsun ölmek istiyor artık! (Dokumacılar)
  • Tahmin et bakalım, karnımda ne var? Soylu bir insanoğlunun yediği şeyler var karnımda. İnsan mutlu olmalı, o vakit şampanya içer, tavşan kızartması yersin. (Dokumacılar)
  • “Yalnızca uzaklaşmak isterim. Beni kimsenin tanımayacağı bölgelere…” (Yalnız insanoğlu)
  • “Artık beraber, gezi eden, can yoldaşlığı eden pek kimse kalmadı,”dedi. Nedendir bilmiyorum. Belki de hepimiz birbirinden korkuyor bu dünya da.” (Fareler)
  • Ya şimdi ne yapıyorum? Seni sürüklüyorum peşimden! Sen bir işte tutunamazsın, hangi işe girsem, kaybettirirsin yerimi bana. İşin gücün yok, dört bir tarafa sürtüyorsun beni. Bu kadarla kalsa her neyse. Başını da belaya sokarsın hep. Bir salozluk edersin, bana düşer pirincin taşını ayıklamak.” (Fareler)
  • “Görünüşe göre dış dünya onu pek etkilemiyordu: Sanki içinde, kendisine yaptığı bütün kötülükleri iyi şeylerle fazlasıyla telafi eden bir güç vardı” (Havari)
  • “Beni seviyorsanız rahatsız etmeyin. İçimde neler oluyor, haberiniz yok.” (Yalnız insanoğlu)
  • İnsan yaşamında bir şeyler yapmak istiyor, bir şeylere bağlanmak istiyor. Dinin bunda oldukça mühim bir görevi var. (Sevgili Wanda)
  • Hiçbir şey daha kolay anlaşılamazdı… (Havari)
  • Büyük hanım reformcular, hanımefendileri görünüşte adam şeklinde davranmaya zorlayanlar değil, adamların -en kudretlisinin bile- hanımdan doğma bulunduğunun bilincinde olanlardır. (Atlantis)
  • İnsan mutlu olmalı, Gustav. İnsan mutlu olmalı! (Dokumacılar)
  • “Yalnızlık uzun müddet çekilmiyor. İnsan yalnız yaşayamaz. Mutlaka iki şahıs olmalı.” (Yalnız insanoğlu)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş