Eğitim

Hayvan Mitosları – Deniz Gezgin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hayvan Mitosları – Deniz Gezgin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hayvan Mitosları kimin eseri? Hayvan Mitosları kitabının yazarı kimdir? Hayvan Mitosları konusu ve anafikri nedir? Hayvan Mitosları kitabı ne konu alıyor? Hayvan Mitosları PDF indirme linki var mı? Hayvan Mitosları kitabının yazarı Deniz Gezgin kimdir? İşte Hayvan Mitosları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Deniz Gezgin

Yayın Evi: Sel Yayınları

İSBN: 9789755703206

Sayfa Sayısı: 184


Hayvan Mitosları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hayvanlar, mitolojinin en oldukca rol verdiği kahramanlardır. Mitoslarda hayvanlar hepimiz şeklinde konuşabilir, şekilden şekle girebilir, ağızlarından ateş çıkartabilir, büyük kahramanlara bakıcılık yapabilir, hatta büyük ırkların atası olabilirler. İsimleri çağları aşmış kahramanların en mühim güç sembolleri hayvanlarla gösterilir. Masallarda hayvanlar kişileştirip kimi vakit kötülükleriyle can yakar; kimi vakit ise iyi yürekliliğiyle örnek olurlar.Bu kitap, mitolojideki hayvanların renkli hayatına inerek onları yakından tanımamızı ve doğadaki ortaklarımıza daha anlayışlı bir pencereden bakmamıza fırsat tanıyacaktır.


Hayvan Mitosları Alıntıları – Sözleri

  • Mısır’ da Anka, ölümsüzlüğün sim­gesidir. Ölüm zamanı yaklaşan Anka, hoş kokulu nebat dallarından bir yuva yapar ve sonrasında kendisini ateşe verir, Anka’nın yanan külle­rinden yeni Anka kuşu dünyaya ge­lir. Genç kuş ilk olarak doğduğu külleri Hierapolis’e (Güneş’in Kenti) götürerek buradaki güneş tapınağın­ da Ra’ya sunar (Hançerlioğlu 1993).
  • İslam dininde an mukaddes bir hayvan olarak bilinmektedir. An İslam’ da Allah’ın ordusunu simgelemektedir. Ayrıca rüyada bal görmek, Kuran okumak ve Allah’ın kelamından du­yulan zevk ile eş değerdir (Schim­mel 2005).
    Kuran-ı Kerim’de arı şu şekilde geçmektedir; “Rabbin bal arısına:
    Dağlardan, ağaçlardan ve insanla­rın yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. Sonra mey ­velerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yolları­na gir, diye esin etti. Onların ka­rınlarından renkleri çeşitli bir şer­bet (bal) çıkar ki, onda insanoğlu için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için büyük bir öğrenek vardır “(Nahl Süresi, 68.ve 69.ayetler).
  • Alevi inancında tavşanın uğursuz
    olduğuna inanılır. Pis olarak görülen
    tavşanın eti yenmez. Bir söylence
    ye gore Havva ve Adem aralarında
    münakaşaya başlamışlardı. Hangisinin cinselliği tükendi diye idrak etmek
    için ikisi de nefeslerini bir küpe
    üflemişlerdi. Havva’nın üflediği
    küpten tavşan çıkmıştı. Bu yüzden
    tavşan Havva’nın çocuğudur ve bir bayan şeklinde aybaşı görür. Tavşanın
    eti pişirilirse tamamen kana dönüşeceği düşüncesi bundan ileri gelmektedir. Tavşanın uğursuz ve fena sayılmasının bir sebebi de Yezit’in ruhunun tavşanın vücuduna girmiş olduğu düşüncesindendir. Aleviler tavşanın Hz. Ali’nin atı düldülü ürküttüğüne ve Kerbela’da Hüseyin’in yerini düşmanlara gösterdiğine inanırlar. Bu inanç Anadolu’ da yaygınlık kazanmış, bir yolcunun önüne tavşan çıkması uğursuzluk kabul edilmiştir
  • “Her yeni gün doğan güneşin gün sonunda batışı ölümdür sadece bu bitmeyen bir döngüdür yerin altına giren güneş doğuya doğru çıkmış olduğu yolculukta değişmiş olur, dönüşür, yenilenir ve yeni bir günle tekrardan doğar. İşte bu mısırlıların tekrardan doğum inançlarının dayanağıdır.”
  • Peygamber Muhammed fareye minik fahişe anlamına gelen fehuşe adını vermiştir. Bu sebepten olsa gerek rüyada fare görmek ahlaksızlığa işaret etmekteydi.
  • “Günah keçisi” deyiminin kökeni
    Yahudilikteki bir geleneğe dayan
    maktadır. Yahudiler yılda bir kez düzenledikleri bir törende insanların tüm günahlarını bir keçinin üstüne yıkıp bu keçiyi çöle salarlardı. Böylece kendi günahlarının sorumluluğunu keçiye yüklemiş olurlardı. Bu keçi temsili bir günah keçisi olarak hesap verirdi
  • Ağustos böceklerinin bir öteki şaşırtıcı özelliği ise yumurtadan çıkan yavruların olgunluk evresinin yerin altında neredeyse 17 yılı bulabiliyor olmasıdır. Bir böceğin gençlik sürecini bu kadar uzun yaşaması, ölümsüzlükle benzeştirilebilir.
  • Yunanca bir isim olan Melissa, arı anlama gelir ve Yunan mitolojisinde birçok yerde Melissa isminde kahramanlara rastlanmaktadır
  • Yunan mitolojisinde bir ineğin atama
    etmiş olduğu yerde kurulan şehirler meşhurdu. Bu şehirlerden birisi de meşhur Troya (İlion) şehridir. İlios tarafınca kurulan Troya şehrinin de yeri bir inek vesilesiyle saptanmıştı. İlios Fhrygia’ya düzenlenen oyunlara iştirak etmesi için çağrı edilmişti. Oyunlarda galip gelmiş olarak her iki cinsten ellişer köle ödülü ve yanında da kralın hususi armağanı olarak benekli bir inek kazanmıştı. Kral İlios’a ineği verirken
    bir kahinin tavsiyesiyle bu ineği takip
    etmesini ve ineğin duracağı ilk yere
    bir kent kurmasını söylemiş oldu. Bu tavsiyeye uyan İlios ineği takip etti ve
    onun durduğu yerde Phrygia’da Ate
    tepesi olarak malum tepenin üstüne
    Troya şehrini kurdu
  • seneler geçtikçe Eos’un içini bir kaygı kaplar. Kendisi ebediyen yaşayacak bir tanrıça olmasına karşın biricik aşkı olan adam ne yazık ki bir ölümlüdür. Geçen seneler Titonos’un üstünde izlerini bırakmaya adım atmıştır. Eos çareyi kuvvetli
    ve yüce tanrı Zeus’a yalvarmakta bulur. Eos’un döktüğü inci şeklinde yaşlara dayanamayan Zeus, Titonos’ a ölümsüzlük bahşeder. Seviçten havalara uçan Eos aşkını sonsuzluğa taşıma heyecanıyla Güneş Ülkesi’ne döner ve içi rahatlamış olarak sevgilisinin fizlerinde günlerini geçirir. Ne var ki geçen günler bununla beraber beklenmedik bir şey getirir, tanrıçanın kuvvetli yağız aşkı Titonos yaşlanmaya ve hastalanmaya adım atmıştır. Zaman
    tanrıçanın güzelliğine tek bir gölge
    bile düşürmezken Titonos hastalıkların pençesinde yavaş yavaş erimeye adım atmıştır. Sevgilisinin durumu karşısında dehşete kapılan Eos, Zeus’tan ölümsüzlük isterken sonsuz gençlik istemeyi unuttuğunu anladığında artık oldukca geçtir. Ölümsüzlük her geçen gün çürüyüp bükülen Titonos için bir azap olmuştur adeta. Bu duruma dayanamayan Eos, sevgilisini sarayına kapatıp ah çekerken
    Titonos burada geçirdiği yüzlerce yıl sonunda tüm insansı görünümünü yitirip kara kuru sert kabuklu bir ağustos böceğine dönüşmüştür


Hayvan Mitosları İncelemesi – Kişisel Yorumlar

A’dan Z’ye hayvanlarla ilgili mitleri derlemiş Deniz Gezgin.
Ne yazık ki aceleye mi gelmiş ne olmuşsa korkulu bir redaktör gazabına uğramış kitap. Yazar adına da kendi adıma da üzüldüm. Çoğunu okuduğum halde korona geçirdiğim günlerde bu şekilde bir özensizliğin okuyucuya saygısızlık bulunduğunu düşünüp sinirlendim ve kitabı okumayı bıraktım. Daha sonrasında bir çaba edip bitiririm bir ihtimal. (Beşir)

beni, devamlı google’a mitoloji hikayeleri yazıp öykü aramaktan, aynı şeyleri okuyup durmaktan kurtaran bir kitap. içerik olarak birçok hayvanın mitolojide ne anlama geldiğinden, ne konumda olduğundan bahsedilmektedir. hem de o hayvan ile ilgili mitolojik hikayelere yer verilmiştir. mütevazı, akıcı ve güzel (Melike K.)


Hayvan Mitosları PDF indirme linki var mı?


Deniz Gezgin – Hayvan Mitosları kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Hayvan Mitosları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Deniz Gezgin Kimdir?

1981’de, İstanbul’da dünyaya geldi. On yaşlarında ailesiyle İzmir’e taşındı. Ege Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi bölümünde lisans eğitimini tamamladıktan kısa süre sonrasında Çeşme Dalyanköy’e yerleşti. Kültür zamanı ve mitoloji üstüne çalışan yazarın bu alanda yayımlanmış kitapları (Bitki Mitosları, Sel, 2007; Hayvan Mitosları, Sel, 2007; Su Mitosları, Sel, 2009) ve yazıları bulunmaktadır. Bunun yanı sıra çeşitli mecmua ve seçkilerde öyküleriyle yer almıştır. Şimdilerde Metro Gastro dergisi için kültür zamanı temalı makaleler ve Psikeart dergisine öyküler yazmaktadır. Ahraz yazarın ilk romanıdır.


Deniz Gezgin Kitapları – Eserleri

  • Ahraz
  • YerKuşAğı
  • Bitki Mitosları
  • Hayvan Mitosları
  • Su Mitosları
  • Doğa Defteri – Kuşlar


Deniz Gezgin Alıntıları – Sözleri

  • Ya tanrı da ahrazsa?
    Öyleyse içimizden geçenleri duyuyordur demek. (Ahraz)
  • ”…hayal gücü doğaüstüdür.” (YerKuşAğı)
  • Hepsi boş bu işlerin…seni bana yabancı meydana getiren ne var ise boşa,kuleler dikiyorlar boyuna,askerler diziyorlar karşılıklı,neymiş sizin taraf bizim taraf…O kulelerin arkasında hepimiz birbirini yiyor,set de çeksen,araya derya deniz de sığdırsan fark etmez pişmeden süt emmişiz tamamımız hiçbir şey bulamazsak kendi kendimizi yeriz. (Ahraz)
  • Devedikeni, Hristiyanlıkta günah ve İsa’nın ıstırabını simgeleyen bir bitkidir. Bunun yanı sıra kanaatkarlık ve kindarlığı da temsil etmiş olduğu bilinmektedir. (Bitki Mitosları)
  • Tantalos, en eski İzmir’ in (Tantalis) kurucusu olan kahramandır. Zeus ve
    Pluto’nun oğlu olan Tantalos tanrıların her şeyi bilebileceklerine kuşkuyla
    bakıyordu. Bir gün tanrıların bilgilerini sınamak için bir plan meydana getiren Tantalos, kendi öz oğlu olan Pelops’u keserek öldürmüş ve onun etinden yiyecek
    yaparak tanrıların sofrasına sunmuştu. Tüm tanrılar bu alçak numarayı farkına varmış bir tek Tanrıça Demeler aklı ölüler ülkesine kaçırılan kızı Persephone ‘de olduğundan dalgınlığa düşerek yemeğe uzanmış ve Pelops’un bir omzunu yemişti. Zeus derhal bu oyuna bir son vererek fildişinden yapmış olduğu parçayı Pelops’un noksan omzunun yerine takmış ve delikanlıyı diriltmişti. Tantalos ise küstahlığının bedelini ağır bir cezayla ödemişti. Cehenneme gönderilen Tantalos burada bir suyun kenarında, dalları meyvelerin ağırlığından
    sarkan ağaçların yanma kondu. Ancak Tantalos suya uzandığında sular, dallara uzandığında meyveler ondan geriye çekiliyorlardı. Tantalos’un yanı başındaki nimetlere karşın yaşamış olduğu açlık ve susuzluk sonsuza dek çekeceği bu cezayla sürdü. Tantalos işkencesi, işkencelerin en beteri olarak kabul
    edilmiş ve daha pek oldukca ağır işkence Tantalos işkencesi olarak hikayeleştirilmişti. Bugün İngilizce’de oldukca isteyip elde edememe durumunu özetleyen tantalise fiili buradan kaynaklanmıştır. (Su Mitosları)
  • Echo ve Narkissos
    Yunan mitolojisinin kendini beğenmişliği ile nam salmış kahramanı Narkissos tanrı Kephisos ile bir su perisi Liriope’nin oğlu olarak dünyaya gelmişti. Annesinin tanrı olmayışı onun ölümsüz olmasına engel olmuştu. Ancak o da olduğunda, bir medyum, ailesine Narkissos’un kendi yüzünü asla görmediği takdirde oldukca uzun bir yaşam süreceğini söylemişti. Narkissos yakışıklı ve kibirli bir gençti. Aşka inancı yoktu ve aşk tuzağına düşenlerin akılsız bulunduğunu düşünüyordu. Bu sebeple kendisine aşık olan perilerle acımasızca alay ediyor, hiçbir şekilde yüz vermiyordu. Günlerden bigün genç ve güzeller güzeli bir peri olan Echo, Narkissos’un esrarengiz yüzünü görmüş oldu ve tüm periler şeklinde ona aşık oldu. Ancak ne yazık ki Echo da ötekiler şeklinde aşkına karşılık alamadı, hatta düşmüş olduğu durum yüzünden alaya alındı. Bu acıyla kimselerle konuşmaz, ormanda gezmez, şarkı bile söylemesi imkansız olmuştu. Karşılıksız aşkından eriyip muma dönen zavallı güzel peri, sonunda tamamen eridi ve tüm güzelliğini şu demek oluyor ki bedenini yitirdi. Ondan geriye bir tek inilti halindeki sesi kaldı. Echo’nun çekmiş olduğu bu ıstırap sonunda, tüm periler toplanıp Narkissos’a haddini bildirecek ve güzel arkadaşları Echo’nun öcünü alacak bir yol düşündüler. İntikamlarını alabilmeleri için onlara yardım edecek güçte tek şahıs vardı: öç tanrısı Nemesis. Tanrıça Nemesis duydukları karşısında, kızlara hak verdi ve derhal bir plan yapmış oldu. O gün Narkissos ava çıkmıştı ve oldukca yorulup bir pınarbaşına dinlenmeye çekildi. Su içmek için pınara eğildiğinde durgun suya yansıyan bir yüz ona bakıyordu. Narkissos kusursuz güzellikteki bu yüze o anda aşık oldu. Narkissos, suyun üzerine yansıyan yüze bakmaktan kendini alamıyordu. Böylece geceler, günler, haftalar geçti. Narkissos, sonunda sudaki aksine baka baka öldü. Onun öldüğü yerde açan hoş kokulu çiçeğe kendini beğenmiş kahramanın adı olan Narkissos (Nergis) denildi.
    Su Mitosları – Deniz Gezgin (Su Mitosları)
  • Kuran-ı Kerim’de Nur Suresinde zeytin şu şekilde geçmektedir; “Allah göklerin veyerin nurudur. o ‘onu nu­runu temsili içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, do­ğuya da, batıya da nisbet edilemeyen kutsal bir ağaçtan, şu demek oluyor ki zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değ­mese dahi ışık verir. (Bu,) nur üzerine nurdur. . .” (Nur Suresi 35. ayet). (Bitki Mitosları)
  • Her uyanış, bir unutuştu. (Ahraz)
  • Büyükbalığım’a (Su Mitosları)
  • ”…dünya bir yere gitmiyor. Tarihöncesinden bir adım kıpırdamış değil, dönüyor lakin ilerlemiyor.” (YerKuşAğı)
  • Bahar kuşunu ilk gören bileğindeki ipi çözecek. Suyun, rüzgârın, yaprağın, tozunda bir sesi olduğu bolluktan bilinecek. Kırlangıçotlarının sarı sütle dolduğu mevsimde, ota adını veren kuş, yavrusunun gözünü onun sütüyle yıkayıp dünyaya açıyor şimdi. Haşhaşlar çiçeklendi, fırtınalar baş döndürüyor. Yaz uykusu, bu etrafı dolaşan. Canlıları unutuşa yatırıyor. Bu yüzden rüzgârları tozlu, yağmurları çamurlu. Ancak bundan sonrasında, öldü sandığımız ne var ise tek tek dirilecek. (Doğa Defteri – Kuşlar)
  • Unutmak sağ çıkmaktı. (Ahraz)
  • Kaşgarlı Mahmud, Divanu Lugat-it Türk adlı eserinde bu taştan söz etmiştir. Yat adını verdiği bu taşın, Yağma ülkesinde yaşayan Türkler tarafınca yağmur yağdırma amaçlı kullanıldığını özetleyen Mahmud, bizzat kendisinin tanık olduğu bir vakası da anlatmıştır. (Su Mitosları)
  • Apollon çok usta bir ok atıcısıydı. Eros ok atma talimleri yaparken Apollon onu küçük gö­rerek alay etmişti. Eros buna içer­leyerek Apollon’un yüreğine im­kansız bir aşk saldı. Böylece Apollon, ırmak tanrı Peneios’un kızı Daphne’ye aşık oldu. Ancak güzel nympha Apollon’la beraber olmak istemiyordu. Apollon ken­disini yakalamasın diye dağa kaç­tı. Ancak yakalanacağını anlayın­ca babasına kendisini başka bir şeye dönüştürmesi için yalvardı. Böylece Peneios kızı Daphne’yi, Apollon tam yakalayacakken bir defne ağacına dönüştürdü. Defne ağacı aşkına karşılık bulamayan Apollon’a adandı.. (Bitki Mitosları)
  • Peygamber Muhammed fareye minik fahişe anlamına gelen fehuşe adını vermiştir. Bu sebepten olsa gerek rüyada fare görmek ahlaksızlığa işaret etmekteydi. (Hayvan Mitosları)
  • Oysa o kulaklarıyla dahi değil bilgisiyle duyuyordu, unutamadığıyla, nereye gitse bununla beraber götüreceği bilinciyle, açık gözleriyle. (YerKuşAğı)
  • Aphrodite’nin kusursuz çıplaklığının bir ölümlü tarafınca görülmesi
    yasaktı. Aphrodite aşığı Ares ‘le seviştikten sonrasında vücudunu berrak sularda tazelerken Apollon ‘un oğlu Erymanthos onu görmüş oldu. Tanrıça Erymanthos’u bu suçu işlediği için kör etti. Apollon da oğlunu kör etmiş olduğu için Aphrodite’den intikam aldı ve tanrıçanın oldukca sevilmiş olduğu Adonis’i bir yabandomuzunun darbesiyle öldürttü. (Su Mitosları)
  • Belki de ömründe ilk kez rüya görüyordu; parıldayan yaldızlı bir kâğıt örtüyordu her şeyi. (Ahraz)
  • Dünyayı taşıyan balık simgesi Türk mitolojisinde yaygın olarak görülür. (Su Mitosları)
  • ”…bazı sözcükler vardır ilaç şeklinde örter yarayı…” (Ahraz)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş