Eğitim

Hepsi Hikâye – Gaye Boralıoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hepsi Hikâye – Gaye Boralıoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hepsi Hikâye kimin eseri? Hepsi Hikâye kitabının yazarı kimdir? Hepsi Hikâye konusu ve anafikri nedir? Hepsi Hikâye kitabı ne konu alıyor? Hepsi Hikâye PDF indirme linki var mı? Hepsi Hikâye kitabının yazarı Gaye Boralıoğlu kimdir? İşte Hepsi Hikâye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Gaye Boralıoğlu

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789754709483

Sayfa Sayısı: 124


Hepsi Hikâye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir dizi hikâye… Hayatla başa çıkmak denen, gittikçe imkânsızlaşan mesleği… Temel bir insan hali olarak, sonsuz ergen şaşkınlığı… 

Yanlış anlaşılmanın, kendini anlatamamanın dipsiz kaygılarını… Anlatan. Mizah olsun diye zorlamaksızın mizahi hikâyeler…

Bir de… tüm bunlar hanım diliyle!

Bu şekilde şeyleri hep anlatıldığından başka türlü özetleyen…

Bunun için, genç ve taze…

Bunun için, serin ve ferah…

Bunun için, gülmece olsun diye zorlamaksızın mizahi hikâyeler…

Bir de… tüm bunlar hanım diliyle!


Hepsi Hikâye Alıntıları – Sözleri

  • Eski sevgili, eski sevgilidir. Eskide kalması lazım. Yanında taşırsan birikir.
  • Birisine hayır diyince devamını getirmek lazım. Hayır, şu şekilde değil, bu şekilde yapalım demek lazım.
  • Bazı insanoğlu hiçbir şey yapmazlar;bir tek beklerler.O şekilde kendilerini oradan oraya atmazlar,çabalayıp üzülmezler,kimsenin kapısını çalmazlar.Bu yüzden de asla suratlarına kapı kapanmaz.Sadece beklerler.Öylece beklerler.Bekledikleri her ne ise çoğu zaman asla beklemedikleri zamanlarda onların ayaklarına gelir.Beklemedikleri bile gelir.Çalmadıkları kapılar durduk yerde açılır.Ben onlardan değilim.
  • “Konuşmak her şeyi çözer. İnsanın kendini karşısındakine anlatması lazım. Neler hissettiğini, niye öyle hissettiğini, arkasındaki nedenleri, geçmişten biriken davranış bozukluklarını, yetiştirilmesinden kaynaklanan meseleleri, çocukluğundaki travmaları, başına gelen belli başlı kötü olayları anlatması lazım.”
  • “İnsanın hali kalmayınca hiçbir şey yürümez. Kalp kırıklıkları insanda tahmin edilmez büyüklükte yarlar açabilir. Üstüste yorgunluklar insanın heyecanını köreltiyor.”
  • “Eski sevgili, eski sevgilidir. Eskide kalması lazım. Yanında taşırsan birikir. İnsanın hayatta bir sürü eski sevgilisi oluyor.”
  • Annem hep kafama melamin tabakla vururdu ” eğilme” diye. Kafama vuracağına doktora götürseydi miyop olduğum ortaya çıkar, ben de o denli eğilmek zorunda kalmazdım, dik dururdum. Belki o vakit bana, minik maymunum demezdi.
  • Ölüm tek gerçek sondur. Yalnız orada her şey hakkaten biter. Ölüm olmadığı sürece birşeyler şu yada bu halde devam eder. Bir problem çözülür fakat aslına bakarsak yeni bir problem ortaya çıkar. Bir mutluluk olur fakat oldukça sürmez, problemler adım atar. Bitti benzer biçimde görünen hiçbir şey aslına bakarsak bitmez. Bittiği belli olmaz. Onun için de yaşam insanı hep huzursuz eder. Arkasından bir şey gelir, ne geldiği de kim bilir. Hayat insana hep ders verir. Durmadan ders çıkarırsın. Öğrenirsin, tamam dersin, gene ders verir. Hayat anormal bir şeydir. Ölüm kesindir. Ötesi yoktur. Ölürsün biter. Seyirci de gerisini merak etmez. Şu şekilde olursa, bu şekilde olursa diye düşünce yürütmez. Sorusu olmaz, ‘keşke’si olmaz, ‘fakat’sı olmaz. Ölüm münakaşa götürmez.
  • Korkmadan,kendi kendime, saygısızca düşünmeliyim. Başka insanları, başka dünyaları düşlemeliyim. Keşke Mars’ ta yaşam olsaydı.
  • Belki daha geniş düşünmeliyim. Kendi anılarım kafi olmayabilir. Herkes güzel anlarla dolu, heyecanlı,dopdolu bir yaşam yaşamayabilir.


Hepsi Hikâye İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bir otomobil fabrikasında çalışıp da işten kovulan, kocasından boşanan ve yalnız minik bir evde yaşayan hiç kimseye ziyanı dokunmayan bir bayan bu kitabın kahramanı. En zor zamanında bile naiflikten ölecek olmasının yanında, evine temizlikçi geleceği vakit evvelinde temizleyip temizlikçi hanımın sevilmiş olduğu yiyecekleri meydana getirecek kadar ince düşünceli bir bayan. Hayatının bir sürecini okumak ve detaylı düşünme üstüne (-ki ben de öyleyim) insanoğlunun karşıdan iyi mi gözüktüğüne ayna tutan bir tecrübe oldu benim için. Yalnız ben temizlikçi Nebahat ile kahramanımızın yaşadıkları vakalarla ilgili bir durum komedisi temenni ediyorum. Nebahat bence tam bir fenomen. Gaye Boralıoğlu’nun ilk kitabı Hepsi öykü sizi zorlamayacak ve güzel zaman geçirmenizi sağlayacak bir kitap. (Burcu Bergen)


Hepsi Hikâye PDF indirme linki var mı?


Gaye Boralıoğlu – Hepsi Hikâye kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Hepsi Hikâye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Gaye Boralıoğlu Kimdir?

Tam adı Jülide Gaye Boralıoğlu olan yazar, Gönül ve Güneş Boralıoğlu’nun kızı olarak 22 Ekim 1963’te İstanbul’da dünyaya geldi. 1980’de Ataköy Lisesi’ni bitirdikten sonrasında İstanbul Üniversitesi Felsefe Kısmı’nden 1984’te mezun oldu. Yüksek lisansını gene aynı bölümden Sistematik Felsefe ve Mantık alanındaki çalışmasıyla 1986’da aldı. Gazeteci, reklam yazarı ve senaryo yazarı olarak çalışan yazar, ağırlıklı olarak senarist kimliği ile bilinmektedir.

1999’da Atıf Yılmaz yönetmenliğinde gösterime giren “Eylül Fırtınası”nın senaristliğini üstüne alan Boralıoğlu, bu deneyiminden sonrasında televizyonun senaryo yazarına daha çok denetim imkanı verdiği düşüncesiyle, tv dizileri için yazmaya ağırlık verdi. Çeşitli kanallarda yüksek reytinglerle gösterilen “Bir İstanbul Masalı”, “Hırsız-Polis”, “Üzgünüm Leyla”, “Zerda”, “Bıçak Sırtı,” “Bir Çocuk Sevdim” ve “Kapalıçarşı” benzer biçimde dizilerin senaryolarını yazdı. Eğitim seviyesi birbirinden oldukça değişik, geniş bir kesime hitap edecek derinlikli senaryolar yazmanın kendisi için öncelikli bulunduğunu belirten yazar, bununla birlikte Senaryo Yazarları Derneği’nin (SEN-DER) kurucularındandır.

Hepsi Hikâye, Meçhul, Aksak Ritim adlı üç eseri bulunmaktadır. On bir öyküden oluşan ilk eseri Hepsi Hikâye, Ekim 2001’de yayımlanmıştır. İsimsiz, tek bir bayan karakterin ağzından yazılmış bu öyküler, bu karakterin gündelik hayatla, erişkin olma durumuyla, ilişkilerle ve kendine çizilmiş kimlik sınırlarıyla baş edemeyişini, absürde kayan bir gülmece ile mevzu edinir. Hepsi Hikâye, Boralıoğlu’nun yeni dönem eserleri Meçhul ve Aksak Ritim’den değişik olarak görece iyi eğitim görmüş, orta gelir düzeyinde bir karaktere odaklanır.

Meçhul ve Aksak Ritim, toplumun alt sosyo-ekonomik düzeyini oluşturan varoşlardaki akıllı ve çekici bireylerin bu özellikleri dolayısıyla içinde yaşadıkları topluluklar tarafınca cezalandırmalarını mevzu edinir. Mart 2004’te piyasaya sürülen Meçhul, Gaye Boralıoğlu’nun yakın arkadaşı meşhur fotoğrafçı Manuel Çıtak’ın 24 fotoğrafından yola çıkılarak soruların metne dökülmediği bir röportaj formunda yazılmıştır. Bu fotoğraflarda yer almayan, varoşlarda yoksulluk içinde büyümüş ve bigün gizemli bir halde ortadan kaybolmuş İbrahim’i bulmak amacıyla yola çıkan iki gazetecinin İbrahim’in yakınları ile yapmış olduğu asla yayımlanmamış röportajlarından oluşur. İbrahim karakterine yakınları ve tanıdıklarının yüklediği doğaüstü özellikler itibariyle esrarengiz gerçekçiliğe, romanın başındaki “bulunmuş metin” takdimindeki dil itibariyle de masala yaklaşır. İbrahim’in uğramış olduğu tacizler üstünden ele alınan cinselliği, bastırılmış eşcinsel karakterlerin kurbanı olarak dışlanması ve içine karışmaya çalmış olduğu her topluluk tarafınca cezalandırılması dolayısıyla da bir melodram olarak da okunabilir. Nisan 2004’te Selda Asal tarafınca sanatçılara kendi sergilerini açabilme ve disiplinlerarası ortak sanat projeleri gerçekleştirebilme şansı vermek amacıyla kurulmuş Apartman Projesi’yle ortak olarak meydana gelen bir etkinlik kapsamında Meçhul’de yer edinen fotoğraflar Asmalımescit’te on beş gün süresince projeksiyonla sergilenmiş, Zuhal Olcay ve Altan Erkekli ziyaretçilere kitabından bölümler öğrenim görmüştür.

2009 Ekim’inde piyasaya sürülen ve gene varoşlardan bir karakterin, on beş yaşındaki çiçekçi çingene Güldane’nin öyküsünü özetleyen Aksak Ritim, Güldane’nin kendi cinselliğini keşfetmesini ve taksi şoförü Halil ile yaşamış olduğu aşk/nefret ilişkisini mevzu edinir. Ölüm, kaza benzer biçimde mevzulara yaklaşımında esrarengiz gerçekçilik öğeleri barındıran roman, Güldane’nin cinselliğinin kontrolünü mahallenin genç erkeklerine düzenlemiş olduğu mum ışığında soyunma gösterisi ile kendi eline alması açısından Meçhul’den farklılaşır. Ancak bu sefer de Güldane farkındalığının kurbanı olur, Meçhul’deki İbrahim benzer biçimde güzelliği, çekiciliği ve en önemlisi de aklıyla içinde yaşamış olduğu topluluktan değişik olduğundan gene o topluluk tarafınca yok edilir. Aksak Ritim, Notre Dame de Sion tarafınca 2011 senesinde Edebiyat Ödülü Mansiyonu’na layık görülmüştür.


Gaye Boralıoğlu Kitapları – Eserleri

  • Dünyadan Aşağı
  • Alâmetler Kitabı
  • Kutsal Kadınlar
  • İçimdeki Ses
  • Aksak Ritim
  • Meçhul
  • Hepsi Hikâye
  • Haysiyet


Gaye Boralıoğlu Alıntıları – Sözleri

  • “Bunlar, onların hikâyeleri, bizim değil. Gerçek diye bir şey yok bu dünyada, yazdığımız, yakıştırdığımız hikâyeler var yalnızca… Kendimize yeni bir hikâye yazacağız…” (Alâmetler Kitabı)
  • Safiye daha da deliriyor, üstünü başını paralamaya başlıyordu. Kimi gün ağzına lokma koymuyor, kimi gün on günün yemeğini tek öğünde tüketiyordu. (Aksak Ritim)
  • Sonra hanım döndü. Bir manken profesyonelliği ve zarafeti ile kapıya doğru, doğrusu Necmettin’e doğru yürümeye başladı. Necmettin’in yüreği ağzındaydı. Ya kapıyı açarsa?
    Ama hanım kapıyı açmadı, onun yerine göğüslerinin üstünden bağladığı havlunun düğümünü açtı ve ayaklarının altına bıraktı. İşte o anda Necmettin aklının ucundan bile geçmeyecek bir gerçekle burun buruna geldi. Anahtar deliğinden görmüş olduğu şahane hanım, bir erkekti! (Alâmetler Kitabı)
  • Ah ruhumun ince sesi, Ah rüyasına yattığım.Sen ve ben ikimiz, yitik bir ülkenin mahzun çocuklaryız. Birbirimize yaslandık, böylece katlandık. Katlandık, katıldık, katılıp kaldık. Yıkıntılar içinde bulduk birbirimizi, toz duman. Senin gözyaşında çakıl taneleri, benim karnımda bir hançer. Ağrılarımıza yüz sürdük, terimizle şifa bulduk. İkiyken bir, birken oldukça olduk. (Alâmetler Kitabı)
  • “Eski sevgili, eski sevgilidir. Eskide kalması lazım. Yanında taşırsan birikir. İnsanın hayatta bir sürü eski sevgilisi oluyor.” (Hepsi Hikâye)
  • İnsan yaralı bir hayvandır. (Dünyadan Aşağı)
  • Ben orada onun istediği kadar vardım istediği sürece ve istediği şekilde vardım, doğrusu aslına bakarsak yoktum. (Dünyadan Aşağı)
  • Eski sevgili, eski sevgilidir. Eskide kalması lazım. Yanında taşırsan birikir. (Hepsi Hikâye)
  • Hayal etmek, yalnızlık gerektirir. (Alâmetler Kitabı)
  • “Zamanın ağırlığını meğer başkaları kaldırıyormuş insanoğlunun üstünden…” (Alâmetler Kitabı)
  • Bazı insanoğlu hiçbir şey yapmazlar;bir tek beklerler.O şekilde kendilerini oradan oraya atmazlar,çabalayıp üzülmezler,kimsenin kapısını çalmazlar.Bu yüzden de asla suratlarına kapı kapanmaz.Sadece beklerler.Öylece beklerler.Bekledikleri her ne ise çoğu zaman asla beklemedikleri zamanlarda onların ayaklarına gelir.Beklemedikleri bile gelir.Çalmadıkları kapılar durduk yerde açılır.Ben onlardan değilim. (Hepsi Hikâye)
  • Kalbin oldukça yumuşak Noni (Meçhul)
  • Ölümle doğum kolaydır. Bir anda doğarsın, aniden ölürsün. Asıl sorun ikisinin içinde geçen zamanda. (Meçhul)
  • Ortalıkta dolaşan bir söz var, kime ilişkin, bilmiyorum açıkçası: “Şöhret, insanoğlunun avam nezdindeki değeridir; saygınlık, seçkinler nezdindeki değeridir;
    onur de kendi gözündeki değeridir.” Genel olarak doğru görünüyor. (Haysiyet)
  • Yüzsüzlük o şekilde bir şey ki, ilk ortaya çıktığında başını ezmezsen salgın bir hastalık benzer biçimde yayılıveriyor insanoğlu içinde. Bir de baştakiler, büyükler bu şekilde davranınca, öteki insanoğlu da şevkle taklide başlıyor. Normal şartlarda infiale niçin olması ihtiyaç duyulan erdemsizlik, ahlâksızlık, üstünde pek durulmayan, basit bir davranış oluveriyor. Haysiyet, nezaket, diğerkâmlık neredeyse geçerlilikten kalktı. (Kutsal Kadınlar)
  • “Derler ki her canlının kendi kokusu varmış. Çiçekler ayrı kokarmış, hayvanlar ayrı. Hele hanımefendiler… Her biri ayrı bir çiçeğin rayihasını taşırmış.’ (Kutsal Kadınlar)
  • Yine de ikimiz bir noktalı virgül benzer biçimde bütünleşmiştik işte…
    Ben noktaydım; dünya hali içinde pek de kayda kıymet olmayan minnacık bir mühür.
    O virgüldü; durmadan arkasına yeni vagonlar eklenen, yoldan çıkmış bir çekicilik treni. (Kutsal Kadınlar)
  • Birlikte hayallerimiz oldu. Hiçbir vakit gerçekleşmeyecek olan, gerçeğin o denli uzağında fakat yalnızca bizim olan, başka asla kimsenin bilmediği ve ve bilemeyeceği hayallerimiz oldu. Aşk benzer biçimde bir şey işte. (Meçhul)
  • Ben asla konuşmazsam ve tüm dünya gözlerini kaparsa o vakit, kimse ben var mıyım yok muyum bilmesi imkansız. (Meçhul)
  • Koca kanatlı iki kuşun bir olup dünyanın başkentindeki iki büyük kuleyi yerle bir etmiş olduğu, Kandaharlı Fatima’nın burkasının altından hayatında ilk kere dudağına ruj sürdüğü, Filistinli Ziyad’ın karaciğerinin dört parmak altından vurulmuş olduğu, Picasso’nun Dört Kulaklı adlı tablosunu Diyarbakır’dan Kayseri’ye getiren getiren trenin raydan çıkmış olduğu, tüm lolita mankenlerin rüyalarında saçlarının arasına karafatmalar dolduğunu görmüş olduğu gecenin sabahında, İbrahim ortadan kayboldu… (Meçhul)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş