Eğitim

İlmi Böyle Tahsil Ettiler – İmam Zehebi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İlmi Böyle Tahsil Ettiler – İmam Zehebi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İlmi Böyle Tahsil Ettiler kimin eseri? İlmi Böyle Tahsil Ettiler kitabının yazarı kimdir? İlmi Böyle Tahsil Ettiler konusu ve anafikri nedir? İlmi Böyle Tahsil Ettiler kitabı ne konu alıyor? İlmi Böyle Tahsil Ettiler PDF indirme linki var mı? İlmi Böyle Tahsil Ettiler kitabının yazarı İmam Zehebi kimdir? İşte İlmi Böyle Tahsil Ettiler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: İmam Zehebi

Yayın Evi: Beka Yayınları

İSBN: 9786052153314

Sayfa Sayısı: 372


İlmi Böyle Tahsil Ettiler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kitap, âlimlerin ilim eğitim etme uğruna gösterdikleri çabalardan, katlandıkları büyük meşakkatlerden ve karşılaştıkları büyük problemlerden bahseden mevzuları ihtiva etmektedir. Onların ilim uğruna yaptıkları fedakârlıklardan örnekler verip bu örnekler ışığında onların yaşam anlayışlarını ve dünya görüşlerini açık bir halde öğreneceğiz. Ve bunun neticesinde de onlarda iyi mi bir “dünya tasavvuru” ve iyi mi bir “ahiret inancı” bulunduğunu keşfedeceğiz.


İlmi Böyle Tahsil Ettiler Alıntıları – Sözleri

  • İlim üç şeydir:
    Yargı bildiren bir ayet,
    Hayatta uygulayacak bir sünnet,
    Bilmiyorum demek..
    H.Ş.
  • (Hucurat,2)
    Peygamber (s.a.s) yaşarken sesi onun sesinden daha çok yükseltmek iyi mi yasaklanmışsa, o vefat ettikten sonrasında da bu yasak devam etmektedir. Yani onun hadisleri okunduğunda susup dinlemen, Kur’an’ı dinlemek benzer biçimde sana vaciptir.
  • Ebu ismail, “Yahya b. Ammar’ın şu şekilde söylediğini işittim” demiştir:
    “İlim beş kısımdır:
    1. Dinin yaşamı olan tevhid bilimsel.
    2. Dinin gıdası olan tembih ve zikirler.
    3. Dinin devası olan fıkıh bilimsel.
    4. Dinin hastalığı olan selef arasındaki münakaşa ve savaşlar.
    5. Dinin helakı olan kelam bilimsel.
    658`Zehebi, Siyer-i A ‘lâmi’n-Nübela, 482
    İlmî Böyle Tahsil Ettiler İmam Zehebi
  • Muâz radıyallahu anh’ın şu şekilde söylediği rivayet edilmiştir:
    “Ademoğullarından hiç kimse Allah’a şükretmekten daha fazla kendisini kurtaracak bir amel işlememiştir.”


İlmi Böyle Tahsil Ettiler İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Asıl deposu, asr-ı saadetten 700-1301 yılına kadar kırk civarında tabakayı kapsayan on dört ciltlik “Siyeru aʿlâmi’n-nübelâ” olan yapıt 1331-1338 yılları aralığında, vefatından 10 yıl kadar evvel türkmen asıllı İmam Zehebi tarafınca yazılmıştır. İbn Hacer tarafınca asrının en fazlaca yapıt veren alimi olarak kabul edilen Zehebi, bilhassa hadis ve tarih alanında emsalsiz bir alimdir.
Elimdeki 0cak 2019 baskısıyla Beka yayıncılıktan Muhammet Ateş tercümesiyle çıkan “İlmi Böyle Tahsil Ettiler” adlı yapıt ise Abdulmecid Abdurrahman Zeynelabidin tarafınca hazırlanmış “Siyeru aʿlâmi’n-nübelâ” adlı eserin bir derlemesidir.
Bilhassa islami ilimler eğitim etmek isteyen kimselere hitap eden, ilk dönem islam alimlerinin kim olduklarını, selef-i salihinin ehli sünnet anlayışını, kendi dönemine kadar çıkmış ünlü batıl fırkaları ve doğru islam anlayışını tanıtan ve bu sayede bununla beraber bilimsel bağlamda islamın zamanı sürecini bizlere kaynaklarıyla yansıtan fazlaca kıymetli bir eserdir.
Ashab-ı Kiramdan Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömerden sonrasında Zeyd b. Sabit, İbn Ömer, Said b. Müseyyed, Zühri,Ubeydullah b. Ömer’e, 4 büyük mezhep imamından, Hasan El-Basri ye, Şu’be, Süfyan, Hammad. Zeyd, Leys, Evzai, Sevri ve Süfyan b. Uyeyne benzer biçimde ilk dönem hadis alimlerine, Katadeden Yahya b. Main’e, Buhari den Ebu Davud’a, Nesaiden İbn Huzeyme ve İbn Cerir’e, 5. Ve 6. yy’daki müceddidler el-Gazali ve Hafız Abdülgani benzer biçimde allamelere varıncaya kadar bir fazlaca alimi yer yer sözlerinden de alıntılar yaparak tanıtmaktadır.
Doğru islami ilmin hangi ehli sünnet alimlerden ve kaynaklardan, hangi usul ve metodlarla edinilmesi gerektiğine, o dönem alimlerin yaşantılarına da atıflarda bulunarak izahlar getirmektedir. Tüm islami mirasımızın inşa edilmiş olduğu bu zamanı süreci, hakla batılı ayırmak suretiyle bizlere fazlaca sarih bir halde tanım etmektedir. Bilhassa hemen hemen fasih arapçayı öğrenememiş ve islami ilimleri eğitim etmek isteyen kimselere ve bu bilimsel sürecin tarihini merak edenlere şiddetle tavsiye ederim. Bir sonraki kitap tanıtımında buluşmak suretiyle, vesselâm. (Aykut DİNÇ)

Her satırı altı çizilecek kıymette, her cümlesi insanlara aktarılmaya kıymet bir kitap.
Beka yayınları 2019 ocak ayında ilk baskısını yayınladı. Görünce aldım. Kitap aslen İmam Zehebi’nin Siyer-i A’lâmi’n Nubelâ adlı eserindeki bazı rivayetlerin derlemesi.
Kitabı okurken selef alimlerimizin ilim elde etme uğruna kilometrelerce yolu bineksiz, aç, susuz, uykusuz kat ettiğini ve gösterdikleri fedakarlıkları okuyunca insan kendini kınamaktan ve bu alimlerimize rahmet okumaktan başka bir şey yapamıyor. Allah, bu bilimsel bunca zorluğa seve seve göğüs gerip bizlere ileten tüm alimlerimizden razı olsun. Ayrıca kitabı derleyen ve çevirisine katkıda bulunan her insana de ecrini versin. Amin (Ayşenur MT)

Kitap selef alimlerinin yaşam anlayışına ışık tutmaktadır. Onların dünya ve ahiret hayatına dair görüşlerini gözler önüne sermektedir. Gerek Kuran ve sünnet savunmasında gerekse ilme verilmesi ihtiyaç duyulan önemde ve gene vera sahibi olmanın önemi mevzusunda kaynaklık etmektedir.
Kitap rivayet sistemine nazaran kurgulanmıştır. İzaha gereksinim duyulan yerlerde İmam Zehebi kendi görüşlerinden kısa kısa katmıştır.
Diğer eserlerden ayırt edici yönüne gelirsek yapıt fazlaca fazla kaynaklara boğmadığı,vermek istediğini direk verdiği için ve bence bilimsel niteliği olan değilde samimi bir üslupla yazıldığı için okuyucuyu kendisine bağlamaktadır. Bu da öteki eserlerden bir tık önde olmasına sebebiyet vermiş olabilir.
Kitabın genel seviyesinin ilmihal,hadis mevzularını bitirmiş en azından internetten hanım fıkıh okulu ile hadislerle diriliş derslerini izlemiş bazı hakikatleri içinde sindirmiş kardeşlere daha uygun bulunduğunu düşünüyorum. Kesinlikle ilim yoluna başlanırken alınıp en önce okunacak bir kitap değil. Üstelik ileri seviyede olsanız dahi bir kitap mürşidiyle veyahut bir ders halkasında en azından daha ilkin okumuş bilgili kardeşlerle istişare ederek tahlili yapılarak okunması ihtiyaç duyulan bir kitap.
Kitap bende ilim ve hadis mevzularına dair oldukça ilgi uyandırdı. Kitap içinde sık sık Ahmed İbn Hanbelden,İbn Abbas radıyallahı anhtan İbn Mübarekten,İmam Şafii rahimehullahtan alıntılar yapılmaktadır.
Bu kitapta iki yeni kelime öğrendim bunlar;
1.Tedlis: hadisin senedindeki râvileri değiştirerek hadisin mertebesi üstüne verilecek hükmü çarpıtmaktadır.
2.Garîbu’l Hadis: Hadislerde bulunup da arapçada kullanımı azca olan kelimeler anlama gelir (Bintu Afife)


İlmi Böyle Tahsil Ettiler PDF indirme linki var mı?


İmam Zehebi – İlmi Böyle Tahsil Ettiler kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de İlmi Böyle Tahsil Ettiler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İmam Zehebi Kimdir?

Fıkıh, hadîs ve târih âlimi. İsmi, Muhammed bin Ahmed bin Osman bin Kaymaz bin Abdullah et-Türkmânî el-Mısrî olup, künyesi Ebû Abdullah’tır. Lakabı ise Şemsüddîn’dir. 673 (m. 1274) senesi Rebî’ul-âhır ayında Şam’da hayata merhaba dedi. 748 (m. 1348) senesi Zilka’de ayının üçünde, Pazartesi gecesi, gece yarısından ilkin Mısır’da vefât etti. Bâb-üs-sagîr denilen yere defnedildi.

Ailesi: Zehebî, aslen Türkmâniyye ailesinden olup, büyükbabası Diyârbekr’e bağlı Meyâfârikin şehrinden idi ve orada 661 (m. 1262) senesinde vefât etti. Dedem Fahrüddîn Ebû Ahmed Osman, ticâret ve san’atla meşgûl oldu. Fakat ma’rifet ve hüsn-ül-yakîn sahibi idi. Babası Şihâbüddîn Ahmed, kuyumculuk san’atını seçti ve bu san’atta fazlaca mahir ve Zehebî (kuyumcu) diye meşhûr oldu. Aynı zamanda ilimle de meşgûl olan Şihâbüddîn Ahmed, 666 (m. 1267) senesinde Mikdâd el-Kavsî’den “Sahîh-ül-Buhârî”yi dinledi. Ömrünün sonlarına doğru hacca gitti. Dînine bağlı olup, geceleri ibâdetle meşgûl olurdu. Kuyumculuk san’atı sebebiyle fazlaca varlıklı oldu. Malıyla birçok kimseyi esâretten kurtararak, hürriyetlerine kavuşturdu. Aslen Mûsullu olan, Akmüddîn Ebû Bekr Sencer bin Abdullah ismindeki varlıklı, bununla beraber akıllı ve sâlih bir zatın kızıyla evli idi.

Zehebî’nin çocukluğu ve ilim öğrenmeğe başlaması: Zehebî, babasının san’atı ile anıldı. Kendisi de adını “İbn-üz-Zehebî diye yazdı. İlk zamanlarında babasının san’atıyla meşgûl olması sebebiyle, Salâh es-Safdî, Tâcüddîn Sübkî, el-Hüseynî, İmâdüddîn İbni Kesir ve birçok âlim tarafından Zehebî ismiyle çağrıldı. Çocukluğu, dînine bağlı olan ailesinin himâyesinde geçti. Çocuk terbiyesini çok iyi bilen, el-Basbas diye meşhûr Alâeddîn Ali bin Muhammed el-Halebî isimli bir mürebbinin elinde yetişti. Onun mektebinde dört sene okudu ve terbiye gördü. Daha sonra Şâgûr Mescidi’nin İmâm ve hatîbi olan Mes’ûd bin Abdullah es-Sâlihî’den, Kur’ân-ı kerîmi öğrendi ve huzûrunda tam kırk hatim indirdi. Ondan sonra oradaki ba’zı âlimlerin ders meclislerine gidip, derslerini dinledi. Meşhûr Iraklı âlim İzzüddîn el-Fârûsî, 690 (m. 1291) senesinde Dımeşk’a geldiği zaman, Zehebî onun meclisine gidip, ondan hadîs-i şerîf dinledi.

Zehebî onsekiz yaşında iken, kırâat ve hadîs-i şerîf ilmine yöneldi. 691 (m. 1292) senesinde Şeyh-ül-Kurrâ (Kırâat âlimlerinin reîsi) Cemâlüddîn Ebû İshâk İbrâhim bin Dâvûd el-Askalânî’den kırâat ilmini okudu. Bundan başka, Mecdüddîn Ebî Bekr bin Muhammed el-Mürsi, Şemsüddîn Ebî Abdullah Muhammed bin Mensûr el-Halebî ve Ebû Hafa Ömer bin Kavvâs’dan da kırâat ilmini öğrendi ve genç yaşta bu ilimde yüksek derecelere kavuştu. Daha sonra da Şemsüddîn Ebû Abdullah Muhammed bin Abdülazîz ed-Dimyâtî’den okudu.

Zehebî, kırâat ilmi yanında, hadîs ilmine de çok önem verdi. Birçok hadîs âlimiyle görüştü. Bizzat kendisi, Şihâbüddîn Gazi bin Abdürrahmân ed-Dımeşkî, Ebû Abdullah Muhammed bin Ahmed el-Makdisî, Mahmûd bin Yahyâ et-Teminî ed-Dımeşkî, Muhammed bin Nasîruddîn el-Müezzin, Mahmûd bin Muhammed el-Harâitî’den hadîs-i şerîf dinlediğini haber verdi.

İlmî yolculukları: Zehebî’de ilim öğrenmek, âlimlerle görüşüp onlardan istifâde etmek arzusu çoktu. Fakat babasından ilim öğrenmek için seyahate çıkma teşviki görmedi. Babası, önceleri onu yanından ayırmak istemedi Zehebî, bu konu hakkında şöyle der: “İlim öğrenmek için seyahate çıkmayı çok istedim. Fakat, babamın râzı olmaması sebebiyle çıkamadım.” ilim öğrenmenin edeblerinden birisi de, ana-babanın rızâsını almak olduğundan, Zehebî ilimden ayrı kalmaya üzülmekle beraber, anası ve babasına karşı gelmedi. Zehebî, zâten ailesinin tek evladı idi. Yirmi yaşına basınca, babası, yakın bölgelere gidip gelmesine izin verdi.

693 (m. 1294) senesi, Zehebî’nin ilmî yolculuklara başlama senesi olarak kabûl edilir.

Zehebî’nin ilk seyahati, 693 (m. 1294) senesinde Ba’lebek’e oldu. Orada el-Muvaffak en-Nasîbî’den kırâat bilimsel öğrendi ve Kur’ân-ı kerîmin tamâmını okudu. Hadîs âlimi İmâm Tâcüddîn Ebû Muhammed el-Magribî’den hadîs-i şerîf dinledi. Bu seyahatinde, birçok âlimle görüştü. Daha sonrasında Haleb’e gitti. Orada Alâüddîn Ebî Saîd el-Ermevî ile görüşüp, derslerini dinledi. Onun hakkında Zehebî; “Alâüddîn Ebî Saîd el-Ermevî’ye gittim ve ondan çok şey öğrendim. O, dînine bağlı, akıl ve iffet sahibi, ne üstün ve ne güzel hocadır” diyerek, hocasını övdü. Ayrıca Haleb ve civarında birçok âlimden ilim ve ahlâk öğrendi. Hama, Humus, Trablus, Kerk, Maaria, Basra, Nablûs, Remle, Kudüs, Tebük ve o yörede birçok şehirlere ilmî yolcukluklarda bulunmuş oldu.

Zehebî, 695 (m. 1296) senesi Receb ayında Filistin’e, sonrasında da Mısır’a gitti. Orada en önce İbn-üz-Zâhirî diye malum Cemâlüddîn Ebü’l-Abbâs Ahmed bin Muhammed el-Halebî ile görüştü. Ondan hadîs-i şerîf dinledi. Bunu, kendi yazmış olduğu Târîh-ül-İslâm’ındâ; Mısır diyarında en önce Halebî’den hadîs dinledim” diye bildirdi.

Zehebî, Mısır’da birçok zâtlarla görüştü. Orada Ebü’l-Meâlî Ahmed bin İshâk el-Ebrekûhî, Şeyh-ül-İslâm Kâdı’l-kudât Takıyyüddîn Ebü’l Feth. Muhammed; bin Ali, Allâme Şerefüddîn Abdülmü’min bin Halef ed-Dimyâtî’den ilim öğrendi. Daha sonrasında İskenderiyye’ye gitti. Orada Ebi’l-Haccâc Yûsuf bin Hasen et-Teymî el-Kâbisî el-İskenderânî ile görüştü ve ondan “Tecrid” adlı eserini dinledi. Ayrıca orada kırâat âlimlerinden İmâm Şerâfüddîn Ebi’l-Hüseyn Yahyâ bin Ahmed el-Cüzâmî el-İskenderânî’den kırâat ilmini okudu. Sahnûn diye meşhûr İmâm-ül-Mukrî Sadrüddîn Ebil-Kâsım Abdürrahmân bin Abdülhalîm ile görüştü. Sonra Belbîs’e gitti ve burada hadîs-i şerîf dinledi. Zehebî, İbn-i Hişâm’ın “Sîret”inin tamâmını hocası Ebü’l-Meâlî el-Ebrakûhî’den altı günde okudu.

698 (m. 1298) senesinde, babasının vefâtının akabinde, Zehebî, hac farizasını yerine getirmek için yolculuğa aktı. Kendisi bu yolculuğu “Târîh-ül-İslâm”da şu şekilde anlatır: “Emîr Şemsüddîn el-Ayntâbî de bizimle birlikte hac yolculuğuna çıktı. Beraberinde âlimler de vardı, Müstensıriyye Medresesi hadîs kürsüsü âlimi İbn-ül-Hırât diye meşhûr Ebû Abdullah Muhammed bin Abdülmuhsin de bu yolculukta bulundu. Bu yolculukta, bu âlimden “El-Ferec ba’d-eş-şidde” kitabını dinledim.” Ayrıca; Mekke, Arafe, Minâ ve Medine’de birçok âlimden hadîs-i şerîf dinledim” der.

Zehebî’nin ilime olan sevgisi: Zehebî, hayâtı süresince, ilim öğrenmeden bir an bile geri durmadı. Hiçbir engel onu dersten ve hadîs dinlemekten alıkoyamadı. Zehebî, sâdece kırâat ve hadîs bilimsel ile değil, birçok ilimden nasîbini aldı. Nahiv ilmini Muvaffakuddîn Ebî Abdullah Muhammed bin Ebi’l-Alâ en-Nasîbî el-Ba’lebeki’den öğrendi ve nahiv ilmine dâir “El-Hâcibiyye” kitabını dinledi. Arab dili ve edebiyatının inceliklerini İbn-ün-Nühaş diye meşhûr, Şeyh Behâüddîn Muhammed bin İbrâhim’den öğrendi. Zehebî, târih hakkında yazılmış eserlerle de meşgûl oldu. Megârî, siyer, umûmî’ târih, mu’cemât hakkında hocalarından fazlaca şey dinledi. Zehebî, asrındaki âlimlerden; Cemâlüddîn Ebü’l-Haccâc Yûsuf, Takıyyüddîn Ebü’l-Abbâs Ahmed, Alemüddîn Ebû Muhammed Kâsım ile de görüştü ve uzun vakit onların derslerini dinledi.

Zehebî, ders almış olduğu İbn-i Teymiyye’ye ba’zı i’tikâd ve fıkıh mes’elelerinde uymayıp, karşıcılık etti ve ona ba’zı nasihatlerde bulunmuş oldu. Ba’zı görüşlerinin yanlış bulunduğunu söylemiş oldu.

Zehebî, 729 (m. 1328) senesi Cemâzil-âhır ayının onyedisinde, Zâhiriyye hadîs külliyesine müderris oldu. 739 (m. 1338) senesinde, Medrese-i Nefisiyye’de ders okuttu. Ayrıca Meşhed-i Urve, Dâr-ül-hadîs-it-Tenkiziyye, Dâr-ül-hadîs-il-Fâdılıyye ve Ümmü Sâlih Mescidi benzer biçimde yerlerde hadîs kısmı başkanlığı yapmış oldu.

Âlimlerin hakkında sözleri: Zehebî, çeşitli ilimlerde meşhûr olması yanında, zühd, verâ’ ve sağlam İ’tikâd sahibi idi. Zaman vakit tasavvuf erbâbı ile görüştü. Onların sohbetlerinde bulunmuş oldu. Talebesi Takıyyüddîn İbni Râfi’ es-Selâmî; “Zehebî, sâlih, hayırlı, mütevâzi, güzel ahlâk sahibi, sohbeti tatlı bir zât idi. Zamanlarını, eser yazmak ve ibâdetle geçirdi. Çok cömert idi” diye bildirdi.

Zerkeşî; “Zehebî, zühd ve Îsâr sahibi ve hayırlı işlere koşan bir zât olup, ömrünü, Resûl-i ekremin ( aleyhisselâm ) hadîs-i şerîflerini öğrenmekle geçirdi” dedi.

İbn-i Kâdı “Şühbet-ül-esedî” adlı eserinde; “Zehebî’den; Sübkî, el-Berzâlî, el-Alâî, İbn-i Kesir, İbn-i Râfî’. İbn-i Receb ve birçok âlim hadîs-i şerîf dinledi ve rivâyette bulundular” diye yazmaktadır.

Refîki ve hocası Alemüddîn el-Berzâlî onun hakkında; “Zehebî, faziletli, hafızası kuvvetli bir zât idi. İlimle meşgûl oldu. İlim öğrenmek ve hadîs-i şerîf dinlemek için çok yerler dolaştı. Çeşitli ilim dallarında birçok eser yazdı. Kırâat âlimleri hakkında bilgisi çoktu” dediler.

Talebesi Selâhaddîn Safdî; “Hocam Zehebî, allâme ve Hâfız idi. Hadîs-i şerîfler ve hadîs ricali hakkında bilgisi çoktu. Üstün bir zekâsı vardı. Çok kitap yazdı. Çok kimseler ondan ilim öğrendi. Muhaddisül-asr (asrının büyük hadîs âlimi) idi. Çok kimseler ondan hadîs-i şerîf dinledi. Gece-gündüz hadîs-i şerîf ilmine hizmet etti. Dil ve kalemini bu uğurda kullandı” demektedir.

Talebesi el-Hüseynî ise; “Hocam Zehebî, allâme, Şeyh-ül-Muhaddisîn, Muhaddis-üş-Şâm olup, büyük târih âlimi idi” dedi.

Diğer bir talebesi olan İbn-i Kesir de; “Hocam Zehebî, Şeyh-ül-Muhaddisîn, İslâm tarihçisi ve hadîs hafızı idi. Büyük âlim Ebû Abdullah Muhammed bin Muhammed el-Mûsulî, Dımeşk’a geldiğinde, Zehebî’den ilim öğrendi” demektedir.

Hâfız İbn-i Nâsıruddîn; “Zehebî, Hâfız, büyük âlim ve İslâm tarihçisi idi.” İbn-i Hacer el-Askalânî; “Zehebî, zamanının büyüğü, anlayışı ve zihni kuvvetli idi. Cerh ve ta’dîl husûslarında büyük bir bilgiye sahip idi. Tâcüddîn Sübkî’nin dediği gibi; sanki bütün ümmet bir saha üzerinde toplanmış, Zehebî de onları gözden geçirmiş, teker teker incelemiş, sonra onlara dâir birer birer ma’lûmat vermeye başlamıştır” dediler.

Vefâtı: Zehebî’nin, son zamanlarında gözleri görmez oldu. Buna karşın ders vemeye devam etti. 748 (m. 1348) senesi Zilka’de ayının üçünde, Pazartesi gecesi, gece yarısından ilkin Mısır’da vefât etti. Bâb-üs-sagîr denilen kabristana defnedildi. Zamanın büyük âlimleri cenâze namazında bulunmuş oldu. Tâcüddîn Sübkî bunlardan idi. Talebeleri, sevenleri, hakkında mersiyeler söylediler.

Zehebî vefât ettiğinde, geriye; biri laz, ikisi adam, üç evlâdı kaldı. Herbiri ilim sahibi idi. Oğulları Ebüdderdâ Abdullah ile Şıhâbüddîn Ebû Hüreyre Abdürrahmân idi.


İmam Zehebi Kitapları – Eserleri

  • Büyük Günahlar
  • Menakıb-ı İmam Ebu Hanife
  • Hıristiyanlara Benzemeye Reddiye
  • Siyeru Alamin Nübela, Zehebi, 17 Cilt, Arapça
  • Müminin Silahı Dua
  • İlmi Böyle Tahsil Ettiler
  • İslam Şeriatinde Büyük Günahlar
  • Büyük Günahlar
  • Büyük Günahlar
  • Komşuluk Hakkı
  • Tarihü’l İslam
  • İslam Şeriatında Büyük Günahlar
  • Siyeru Alamin Nübela Tercümesi
  • El Uluvv Lil Aliyyil Azim-Uluvv Ve İstiva İle İlgili Haberler


İmam Zehebi Alıntıları – Sözleri

  • “Biri gelip Ebu Hanife’ye ‘Allah’tan kork’ dedi.
    Ebu Hanife silkelendi, rengi sarardı, başını öne eğdi ve sonrasında adama şu şekilde dedi:
    “Allah seni hayırla mükafatlandırsın. İnsan her zaman bu şekilde kendisini uyaran kişilere ne kadar da muhtaçtır.”
    Zehebi, Tarihu’l-islam, 9:309 (Tarihü’l İslam)
  • İlim üç şeydir:
    Yargı bildiren bir ayet,
    Hayatta uygulayacak bir sünnet,
    Bilmiyorum demek..
    H.Ş. (İlmi Böyle Tahsil Ettiler)
  • 6. Büyük Günah
    Anne-Babaya Karşı Gelmek
    “Rabbin yalnız kendisine kulluk etmenizi ve ana-babaya iyilik etmeyi kati bir emirle emretti. Eğer ikisinden biri yada her ikisi senin yanında iken ihtiyarlıyacak olursa, onlara karşı “Of!” bile deme, onları azarlama! İkisine de hep tatlı söz söyle!” (İsra/23-24)
    Rasullullah efendimiz şu şekilde buyurdu: Allah’ın rızası babanın rızasındadır, Allah’ın kızgınlığı ise babanın kızgınlığındadır.
    Yine Rasullullah efendimiz şu şekilde buyurdu: “Cennet annelerin ayaklarının altındadır.” (Büyük Günahlar)
  • “Şüpheli bir dirhemi (parayı) geri çevirmem, bin dirhem sadaka vermemden daha iyidir.”
    Abdullah bin Kutsal (radıyallâhu anh) (İslam Şeriatinde Büyük Günahlar)
  • 10. Büyük Günah
    Özürsüz Olarak Ramazan Orucunu Yemek
    Tüm müminler ikrar eder ki bir özür ve hastalık olmaksızın kim Ramazan orucunu terk ederse o zina edenden, zulmederek vergi toplayan kişiden, içki mübtelasından daha şerlidir. Hatta onun müslümanlığından da kuşku ederler, onu ahlaksızlardan ve zındıklardan zannederler. (Büyük Günahlar)
  • “Haydin namaza, yönelin felâha sesini duyup da icâbet etmeyen kimsenin kulağına eritilmiş kurşun akıtılması daha hayırlıdır.”
    Ebû Hureyre (radıyallâhu anh) (İslam Şeriatinde Büyük Günahlar)
  • 9.Büyük Günah
    Hadis Uydurmak
    Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Benim adıma yalan söz söylemek başkaları adına söylemek benzer biçimde değildir. Kim kasten bana yalan söz isnat ederse cehennemde ki yerini hazırlasın!” buyurmuştur. (Buhari-Müslim) (Büyük Günahlar)
  • ‏قال سفيان الثوري :
    من سُرَّ بالدنيا، نُزِع خوف الآخرة من قلبه .
    Süfyân es-sevrî şu şekilde dedi:
    Kim bu dünyadan zevk alırsa, kalbinden ahiret korkusu kalkar.
    Siyeru Alamin Nübela, Zehebi, 17 Cilt, Arapça, İmam Zehebi (Siyeru Alamin Nübela Tercümesi)
  • 6. Büyük Günah
    Anne-Babaya Karşı Gelmek
    “Rabbin yalnız kendisine kulluk etmenizi ve ana-babaya iyilik etmeyi kati bir emirle emretti. Eğer ikisinden biri yada her ikisi senin yanında iken ihtiyarlıyacak olursa, onlara karşı “Of!” bile deme, onları azarlama! İkisine de hep tatlı söz söyle!” (İsra/23-24)
    Rasullullah efendimiz şu şekilde buyurdu: Allah’ın rızası babanın rızasındadır, Allah’ın kızgınlığı ise babanın kızgınlığındadır.
    Yine Rasullullah efendimiz şu şekilde buyurdu: “Cennet annelerin ayaklarının altındadır.” (İslam Şeriatında Büyük Günahlar)
  • 5. Büyük Günah
    Zekat Vermemek
    “Ey inanç edenler! Gerçekten hahamlardan ve papazlardan birçoğu insanların mallarını haksız yollardan bölgeler ve insanları Allah yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü biriktirerek onları Allah yolunda harcamayanlar var ya, işte onlara acıklı bir azabı müjdele! O gün cehennem ateşinde bunların (altın ve gümüşlerin) üstü kızdırılıp bunlarla sahiplerinin alınları, yanları ve sırtları dağlanacak (ve kendilerine): “İşte kendiniz için biriktirdiğiniz budur. Şimdi biriktirdiğiniz şeyleri tadın! denilecek” (Tevbe/34-35) (Büyük Günahlar)
  • 12. Büyük Günah
    Zina Etmek
    Yüce Allah şu şekilde buyuruyor: “Zina eden hanım ve zina eden adamın her birine yüz sopa vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız Allah’ın dini mevzusunda şu demek oluyor ki O’nun hükümlerini uygulama ederken o ikisine acımayın. Onların ceza görmesine müminlerden bir topluluk da tanık olsun.”(Nur/2) (Büyük Günahlar)
  • Ebu ismail, “Yahya b. Ammar’ın şu şekilde söylediğini işittim” demiştir:
    “İlim beş kısımdır:
    1. Dinin yaşamı olan tevhid bilimsel.
    2. Dinin gıdası olan tembih ve zikirler.
    3. Dinin devası olan fıkıh bilimsel.
    4. Dinin hastalığı olan selef arasındaki münakaşa ve savaşlar.
    5. Dinin helakı olan kelam bilimsel.
    658`Zehebi, Siyer-i A ‘lâmi’n-Nübela, 482
    İlmî Böyle Tahsil Ettiler İmam Zehebi (İlmi Böyle Tahsil Ettiler)
  • el-Hüreybî şu şekilde demiştir:
    “Ebû Hanîfe’nin aleyhinde konuşan ya câhildir ya da hasetçi.” (Menakıb-ı İmam Ebu Hanife)
  • 5. Büyük Günah
    Zekat Vermemek
    “Ey inanç edenler! Gerçekten hahamlardan ve papazlardan birçoğu insanların mallarını haksız yollardan bölgeler ve insanları Allah yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü biriktirerek onları Allah yolunda harcamayanlar var ya, işte onlara acıklı bir azabı müjdele! O gün cehennem ateşinde bunların (altın ve gümüşlerin) üstü kızdırılıp bunlarla sahiplerinin alınları, yanları ve sırtları dağlanacak (ve kendilerine): “İşte kendiniz için biriktirdiğiniz budur. Şimdi biriktirdiğiniz şeyleri tadın! denilecek” (Tevbe/34-35) (Büyük Günahlar)
  • 2. Büyük Günah
    Adam Öldürmek
    “Kim bir mümini kasten öldürürse cezası içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.”(Nisa/93)
    Rasûlullah efendimiz buyurdu ki: Muhakkak ki bir müminin katledilmesi Allah katında dünyanın yok olmasından daha büyüktür. (Büyük Günahlar)
  • 1. Büyük Günah
    Yüce Allah’a Şirk Koşmak
    Şirk: Allah Teâlâ seni yarattığı halde ona ortak koşman onunla birlikte başkasına yakarma etmen tapmandır. Bu taptığın şeyler insan,güneş,ay,peygamber,şeyh,cin,yıldız,kral ve başkaları olabilir.
    “Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar”(Nisa/49) (Büyük Günahlar)
  • 2. Büyük Günah
    Adam Öldürmek
    “Kim bir mümini kasten öldürürse cezası içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.”(Nisa/93)
    Rasûlullah efendimiz buyurdu ki: Muhakkak ki bir müminin katledilmesi Allah katında dünyanın yok olmasından daha büyüktür. (Büyük Günahlar)
  • İslam ümmetine namazlarında Ebû Hanife’ye yakarma etmeleri vaciptir. (Menakıb-ı İmam Ebu Hanife)
  • Yahya b. el-Hımmânî babasından şu şekilde rivayet ediyor:
    Kadılık vazifesini kabul etmesi için Ebû Hanife’yi dövdüler o ise kabul etmedi. Onun ağlayarak şu şekilde söylediğini işittim:
    “Annemin üzülmesinden dolayı ağlıyorum.” (Menakıb-ı İmam Ebu Hanife)
  • 2. Büyük Günah
    Adam Öldürmek
    “Kim bir mümini kasten öldürürse cezası içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.”(Nisa/93)
    Rasûlullah efendimiz buyurdu ki: Muhakkak ki bir müminin katledilmesi Allah katında dünyanın yok olmasından daha büyüktür. (Büyük Günahlar)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş