Kitap Künyesi

Yazar: Handan Acar Yıldız

Yayın Evi: Hece Yayınları

İSBN: 9786059279062

Sayfa Sayısı: 128

İnatçı Leke Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Handan Acar Yıldız daha oldukça çağrışımlarla ilerleyen, felsefi göndermelerle yüklü bir öykü anlayışı sergiler. Sıkı örgülü, fikir yüklü öykülerinde iç monolog, şuur akışı, geriye dönüş, simgesel yaklaşım, soyutlama şeklinde anlatı yöntemlerini kullanır. Öykülerde incinmiş, kıstırılmış hayatların peşine düşülürken, dostsuz, kimsesiz, dayanaksız bu insanların topluma, çevreye ilişkin eleştirileri öne çıkar. Yaygın bir karakter çeşitliliği vardır ve yaşamın bir halde adaletsizliğine uğramış, çocuk, anne, baba her kesim gündeme gelir.

Yıldız, yaşamın bayağı bir gününün bayağı bir ânını değil, insanoğlunun yaşamın en uç noktasında yaşamış olduğu muhteşem hâlleri, bir yıkımı, bir bozgunu giderek onun sarsıcı, çarpıcı ânını hikâye eder. Öykülerinde yaşananların en sert, en acımasız anlarına eğilirken bu anların trajik tesirini kaleme alır. İnsanın yaşamış olduğu çelişkilerin üstüne giderek orada derinleşmeye çalışır, insan ruhunun istekleriyle yaşamın gerçekleri arasındaki mesafeleri vurgular. Tüm öykülerde, kırık, lirik ve giderek eleştirel dil baskındır. Ama bu tipler tümüyle teslim olmuş, yenilgi içinde değildirler. Bir şekilde başkaldırırlar. Öykülerde baskı, boğuntu, kıstırılmış yaşamlar ve çıkışsızlık çoğunlukla

İşlenen temalar olmasına karşın melodramatik bir dil tercih edilmez. En sarsıcı trajik insani durumlarda bile yalın, sakin, serinkanlı ifade korunur.

– Necip Tosun –

İnatçı Leke Alıntıları – Sözleri

• Külden ayrı düşmemek için , ateş ve ölümle yanyana yaşamayı kaldırabildim.
• Sevdiklerim gözümde irtifa kaybedince yere çakılan ben oldum .
• Hep böyleydi. Olacakları öncesinden tahmin eder fakat değiştiremezdim. Bu nedenle hem gerçekleşmeden ilkin hem de gerçekleştikten sonrasında üzülürdüm her şeye.
• Kalbinin üstündeki boylam giderek flulaşıyor.
• “Koşupta terleyemeyeceğine gore ağlıyordur. Hem çiçekler terini, gözyaşıyla atar, koşamayan her şey şeklinde. “
• Ne sizinle aynı cennete gideceğim , ne de aynı cehennemde yanacağım !
• Tanrım , tanrısızlık ne kadar da kibirliydi!
• ” Bir varlığın,kendini yaratmışlığından dolayı değil de başkalarıyla benzetme üstünden üstün zannetmesinden daha büyük bir hata yoktur.”Üstünlüğümüz var olduğumuzdan ötürüdür . Başka varlıklara nispetle değil.Var olduğum için üstünüm,kıyasla değil.
• İç acılarının toplamını bulamıyorum(nokta)
• İnsan keşkenin ne demek bulunduğunu en iyi sevdiklerinden öğrenirmiş.

İnatçı Leke İncelemesi – Kişisel Yorumlar

“Bütün pas lekelerini düşündüm! Kainata sinmiş bütün pas lekelerini… Mübarek, neye değse tutardı. Çıkmazdı. Ne elbiseden ne elden ne de dilden. Yayılırdı. Elbiseden, elden ve dilden çıkmayan pas lekesi, yürekten nasıl çıksın?”
Kitap benim gözümde bir insan portresi. Korkularını kimi vakit besleyen kimi vakit da onunla yüzleşen, çocukluktan uzaklaştıkça küle dönüşen benliğimiz, özlemlerimiz. Kaybettiğimizi başka suretlere bürünmüş gerçeklerde görerek, merhametimizin akıl ve mantık algısının üstünde bir güçle bizi insan yaptığını, hayatta neye inandıysak, inanmak istediğimiz için inandığımızı, umarak, kırılarak, anlaşılmayarak, sevgisizliğin karşısındaki sevgi kırıntısını bekleyen fakat bunlarla başa çıkabilen bir insan portresi.
En zayıf insanoğlunun bile içindeki o kuvvetli mücadeleci ruhun bulunduğunu bizlere hatırlatan öyküler.
İlk satırda kalbinizi kıskaca alıp bam telinize dokunan sona doğru darbeyi vuran öyküler toplamı.
İronik dili bu kadar güzel kullanabildiği için somut ve soyut içinde bizi ipte yürüyen cambaz şeklinde hissetirdiği için bir taraftan yaralarımızı kanatırken öteki taraftan onları sardığı, sarabileceğimizi anlattığı için oldukça seviyorum Handan Hanımı.
Öykü kitabının tamamında kişi, vakit ve mekanın ötesinde oluşunuz kitabın içinde kendinizi okuyor oluşunuz müthiş.
İnsan olmaktan, insan kalmaya çalışmaktan tüm bu duygular ve hisler. Kalabilirsek ne âlâ…
Her biri oldukça kıymetli öyküler fakat beni günlerce etkisinden çıkarmayan içine hapseden öyküler:
Kayıp
İnatçı Leke
Merhametin Elbisesi
Konuşma Çizgisi
Jeton
Kuş Kabri
Mandal (O “Mandal” öyküsü iyi mi bir şiirdi Handan Hanım. Mest oldum.)
İğne Deliğinden Geçtim
Eşik kertmesi
Kanser
kitap/kitap–90267 yazar/i11390 (Yağmur)

Velhasil efendim hala bu kitabi almadiysaniz büyük yitik desem abartmis olmam… Kitap cok cok cok guzel. Başucu kitabi diyorsunuz ya hah iste tam da oyle olabilecek bir yapıt… Cok naif uslupla yazilmis ruhsal-felsefik bakis acisina haiz guzel bir kitap arkadaslar… Bu kitabi okuyan her kisinin bu kitapta kendinden bir seyler bulacagina adım şeklinde inanırım. (Selen Sevim)

2019’da okumuştum. Kısa hikayelerden oluşan öykü kitabı seyahat esnasında bile okunabilineceğini düşünüyorum. Kısa hikayelerden oluşan bu kitaptaki hikayeler uzun süre bilincinizde duracak ve etkisinden çıkamayacaksınız. Herkese keyifli okumalar dilerim. ♡ (Öznur)

İnatçı Leke PDF indirme linki var mı?

Handan Acar Yıldız – İnatçı Leke kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de İnatçı Leke PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Handan Acar Yıldız Kimdir?

Handan Acar Yıldız Kitapları – Eserleri

• Açık Unutulmuş Mikrofon
• İnatçı Leke
• Ağır Boşluk
• Cam Koridor
• Kaybolmuş Kaderler Müzesi
• Karanlıkta Patlama Dünya Öyküsünün Anıtları
• Ağır Boşluk

Handan Acar Yıldız Alıntıları – Sözleri

• İnsan keşkenin ne demek bulunduğunu en iyi sevdiklerinden öğrenirmiş. (İnatçı Leke)
• Bir tarafa devamlı “sen geç”, diğeri tarafa ise devamlı “sen dur” komutu verdiğinden zihnindeki trafik akışı iyice dengesizleşmiş, kafasının içinde kornalar çalmaya başlamıştı. (Açık Unutulmuş Mikrofon)
• Kalbe doğru akıtılan gözyaşlarından yakıcı olabilir mi ateş? (Kaybolmuş Kaderler Müzesi)
• Hazan kalbi terk etmeyince akıl başı terk eder. (Kaybolmuş Kaderler Müzesi)
• “Giden gitti fakat…” (Ağır Boşluk)
• Seçilme hakkımızı Allah kullanmıştı ve seçilmiştik. Peki, seçme hakkı hakikaten var mıydı? Kadın’ın oyu, sonucu değiştirir miydi ki? Ömrü süresince bu merakın eşiğinde ne oldukça bekledi. O denli zor bir yaşamı vardı ki diğeri dünya, inanç olmasıyla birlikte merak mevzusuydu da onun için. Kadının gözüne bir çok kez adil görünmedi alınyazısı. Bu şekilde zamanlarda inancına sarıldı. İnancı da ona sarılsaydı keşke. Öyleki bir an geldi ki bu kez merakına sarıldı. Bir sabahleyin pencereden düşmeye karar verdi. Sırf merakını gidermek için… (Ağır Boşluk)
• Ölenle ölünür, bir ihtimal bigün sende anlarsın. (Ağır Boşluk)
• Özlemek imandandır. (Açık Unutulmuş Mikrofon)
• Tüm hanımefendiler, yazgılarını ellerine aldığında geçmişteki fiillerin hepsinden birer parça üstlerine yapışırdı (Kaybolmuş Kaderler Müzesi)
• Ölüme üzülmeye bile zaman yok. Bu iyi mi bir dünya? (Cam Koridor)
• Öyleki üzüntüler vardır ki , insan o noktada inanmayı ya tamamen bulur ya da kaybeder. Allah yaranın açıldığı yerde midir kapanmış olduğu yerde mi ? Yoksa her ikisinde mi ? (Kaybolmuş Kaderler Müzesi)
• “Koşupta terleyemeyeceğine gore ağlıyordur. Hem çiçekler terini, gözyaşıyla atar, koşamayan her şey şeklinde. ” (İnatçı Leke)
• Ne sizinle aynı cennete gideceğim , ne de aynı cehennemde yanacağım ! (İnatçı Leke)
• İnsanlar, kendi iradeleriyle değil de başkalarının baskısıyla ‘ahlaklı’ olduklarında, kendi işleyemedikleri günahları işleyenlere karşı son aşama acımasız olurlar. (Cam Koridor)
• Hangisine üzüleceğime karar veremeyince hepsine üzülmekten vazgeçtim (Ağır Boşluk)
• Kalbinin üstündeki boylam giderek flulaşıyor. (İnatçı Leke)
• Kendinin kıymetini görmek istiyorsan neyle haşır neşir olduğuna bak… (Cam Koridor)
• Öldürmeyen yaraların sıkıcılığıyla devam ediyor yaşam. (Ağır Boşluk)
• Kaybetmek, en yalnız fiildi. İnsan tek başına kaybederdi. (Kaybolmuş Kaderler Müzesi)
• “Duyabilenler için mezarlardan daha gürültülü yer yoktur.” (Açık Unutulmuş Mikrofon)