Eğitim

İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük – James G. Frazer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük – James G. Frazer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük kimin eseri? İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük kitabının yazarı kimdir? İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük konusu ve anafikri nedir? İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük kitabı ne konu alıyor? İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük PDF indirme linki var mı? İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük kitabının yazarı James G. Frazer kimdir? İşte İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: James G. Frazer

Çevirmen: Onur Aydın

Orijinal Adı: Man, God and Immortality

Yayın Evi: Altın Bilek Yayınları

İSBN: 9786055831837

Sayfa Sayısı: 585


İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Geçmişte yapmayı denediğim tek şey, insan evriminin bazı safhalarını araştırmaktı. Ve bu kitapta amaçladığım tek şey, araştırmalarımın neticelerini okurun insanlığın vahşilikten medeniyete yükselirken çıkmış olduğu uzun yürüyüşe dair düşünce verecek bir optik cam biçiminde netleştirmektir. Yürüyüş hâlâ devam ediyor ve şüphesiz ki bizlerden sonrasında da duraksamadan devam edecek. Varış noktası, geleceğin sis bulutları ardında gizli saklı ve bilinmiyor. Eğer yürüyüşe çıkanlar yanlarına benim eserlerimden birini alırlarsa, bir ihtimal bu kitap sırt çantalarından birinde bulunabilir.

Neyse ki, ağır verileri çıkararak yükü hafifletmeyi denedim. Fakat, yanılmıyorsam, verdiğim bilgiler uzun solukta teorilerimden daha kıymetli bulunacak ve daha kıymetli görülecektir. Zira teoriler gelip geçiyor, fakat veriler kalıcı ve sonsuz oluyor, doğal bu devamlı değişen dünyada bir şeyin bakiliğinden söz etmek mümkünse. O şekilde tahmin ediyorum ki yazılarım sonraki nesillerin raflarında kendine yer bulabilirse, bunun sebebi antik ve barbar gelenekleri, inançları aydınlatmak için kullandığım teorilerimden daha ziyade tarif etmiş olduğu bu anane ve inançlar olacaktır. Unutmamalıyız ki kitapların da, insanoğlu şeklinde, yazgıları vardır ve büyük çoğunluğu er ya da geç yok olmaya mahkûmdur.

Şüphesiz, kendi yazılarım için kıymetli malzemeler elde ettiğim pek oldukça kitap da bu kısa ömürlü kitaplar içinde yer alacaktır; gelecek nesiller günümüzde yaşayan bizleri antik dönemdekilerle bir tuttuğu vakit, kim bilir kitaplarımdan bazıları çoktan tarih olmuş bir vahşilik ve barbarlık belgesi olarak, emsalsiz belgeleri yok olmuş kaynaklar olarak hâlen okunmaya devam edebilir. Öte taraftan, bu kitap araştırmacılara daha kapsamlı eserlerimin labirentlerinde rehberlik edecek bir ipucu olarak bir süreliğine yararlı olabilir.”

“Tüm eserlerimin İncil’i olan bir kitap bu…”

-Sir James George Frazer-

“Dünyada yaşamış en meşhur bilgelerden biri Frazer…

İzinden gidiyorum.”

-Daniel C. Dennett-

“Bilginin engin derinliği kucaklayacak okuru… İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük elimden düşmeyen bir kitap…”

-Carl Sagan-

(Tanıtım Bülteninden)


İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük Alıntıları – Sözleri


  • Doğa insanları ayni kalıba gitmeye zorlayacak kadar yaratıcılıktan yoksun olması imkansız .
    ..
  • Bir şeyi biliyormuş şeklinde görünüyorsan, o şeyi hakikaten bilmek en iyisidir.
  • Mukadder bir zorunluluk olarak insan hâlâ, asla ulaşamayacağı bir gerçekliğin izini sürer.
  • “Doğa, insanları aynı kalıba gitmeye zorlayacak kadar yaratıcılıktan yoksun olması imkansız.”
  • Gerçek şu ki, dünyada kalıcı bir iz bırakan büyük dini idealler daima adam hayal gücünün bir ürünü olmuştur. Tanrıları erkekler üretir, kadınlarsa o tanrılara tapar.

  • Lakin kitap okumayan çoğunluk, edebiyatın gerçekleştirdiği zihinsel devrimden etkilenmez.
  • Onlarla alay etmek, hayıflanmak ya da onlara nefret duymak yerine insanoğlunun davranışlarını anlamaya çalışmalıyız. ~ Spinoza
  • Başkalarını hakikaten aldatmak için kişinin öncelikle kendini aldatması, farz değilse de, gereklidir.
  • Başkalarını hakikaten aldatmak için kişinin öncelikle kendini aldatması, farz değilse de, gereklidir.


İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kitapların, insan zihninin gelişimine katkı sağlamış olduğu bilindik bir gerçek fakat bazı kitaplar var ki onlar gelişimden de öte zihinde bir devrim gerçekleştirip, fikir yapısında bir evrime yol açabiliyor. “İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük” de bahsettiğim bu kitaplardan biri.
Kitabın kapağını kaldırıp ilk sayfayı çeviren ‘sen’ ile son sayfayı okuyup kitabın kapağını kapatan ‘sen’ içinde belirgin bir farklılık oluşuyor. İyi okurların bu düşünsel değişiklik ve gelişimi farkedeceğine inanıyorum. Richard Dawkins’in de söylediği şeklinde tam anlamıyla bir “başucu kitabı.” Carl Sagan’ın söylediği şeklinde; “bilginin engin derinliği kucaklayacak okuru.” Bu kitabı okurken zihninizin doyduğunu hissedebiliyorsunuz, öyleki ki kendinizi fazlasıyla kaptırıp fiziki açlığınızı dahi unutabilirsiniz. En azından benim için durum böyleydi 🙂
Frazer’in, ‘eserlerimin İncili’ olarak ifade etmiş olduğu kitabı; İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük, bu tanımı fazlasıyla hakediyor. Dünyada her an, her dakika, her türde kitap basıldığını düşündüğümüzde, bu kadar köklü bir araştırma ve incelemenin sonucunda kaleme alınarak insanlığın geçmişine ışık tutan oldukça azca kitap bulunduğunu söylemek, sanıyorum yanlış olmaz.
Bir kitabından beklentiniz; zihninizdeki bazı tıkalı bölgelerin açılması, karanlıkta kalan bazı bölgelerin ise aydınlanması ise İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük, beklentinizi büyük seviyede karşılayabilecek bir kitap. Tereddüt dahi etmeden önerebilirim.
Şunu da eklemeden edemeyeceğim: kitapla beraber bilimin kökeninin büyüye ve büyücülüğe dayandığını öğrenmek beni her ne kadar şaşırtsa da, bilim iyi ki var.
Neil deGrasse Tyson’un da söylediği şeklinde: “Bilim, kendimizi ve birbirimizi kandırmamamız için bir yoldur.” Kesinlikle, gerçekliği olan en güvenilir yol. (Aysun Çavdar)

Son sayfanın son cümlesi Odysseus’ un:
‘Her deneyim, o ayak basılmamış dünyanın ışıklarını yürüyerek ve ne vakit hareket etsem ebediyen benden uzaklaşan bir köprüdür.’ sözüyle bitiyor.
Antropoloji alanında şimdiye kadar okuduğum kitapların içinde en iyiler içinde yer almış bulunuyor. İnsanlığın yaşam serüvenine başladığı andan itibaren, vahşilikten çağdaş hale uzanan yolculuğunda kendisine birlikte rol alan ‘ritüeller, korkular, dinler ve alışkanlıklar’ la beraber bir seyahat kazı emek vermesi.
Bitmesin diye sayfa sayfa okudum; sindirerek, şaşkınlık ederek, her sayfada günümüzden izler bularak.
Yazarın zihnini anlayabilmek adına şu alıntıyı buraya bırakıyorum:
‘Halihazırda bilim her atomun, çevresinde elektron biçiminde dönen gezegenlere haiz birer güneş bulunduğunu varsaymaktadır. Bu küçük güneşlerin her biri kendi içinde daha da küçük güneşler, ya da atom biçiminde sayısız güneş barındırıyor olması imkansız mı? Bir atomun barındırdığı atomlar bir güneş sistemi hatta bizimkinin minyatür bir kopyası olan ve içi bizdeki şeklinde evrimleşme ya da yozlaşma sürecindeki nebat ve hayvan formlarıyla dolu tüm bir evren olması imkansız mı? Veyahut tam aksine, bizlere akla sığmaz şekilde engin görünen evrenimizin oldukça daha geniş bir evrende titreşen bir atomdan ibaret bulunduğunu düşünebiliriz.’
….
İyi yolculuklar. (DeliBilge)

insan bilimi üstüne yazılmış ağır terimlerden oluşan insanoğlunun vahşilikten çıkıp günümüz medeniyetine hem etik hemde bilimsel olarak iyi mi ulaştığını açıkca ifade etmiş olan bu kitabı okurken açıkcası ufkumun birazcık daha açıldığını söyleyebilirim oldukça şaşırtıcı olmakla bereber oldukça yerinde tespitler sunan yazar araştırmalarını en iyi şekilde okuyucusuna yansıtmış okurken internetinizin olmasını tavsiye ederim anlamını bilmediğim bir oldukça terimlerden dolayı güçlük çeksemde yinede bu okumama engel olmamakla berebar asla sıkmayan okurken merak duygusunu iyi yansıtan bu eseri her insanın okumasını tavsiye ederim hakikaten oldukça başarı göstermiş bir yaratı oldukça beğendim 😉 (hakan akbaş)


İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük PDF indirme linki var mı?


James G. Frazer – İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı James G. Frazer Kimdir?

James George Frazer (d. 1 Ocak 1854, Glasgow, İskoçya – ö. 7 Mayıs 1941), İskoç toplumsal antropolog. İskoç insanbilimci, yazar ve halk bilimci James George Frazer, 1 Ocak 1854’de Glasgow’da hayata merhaba dedi. Babası Rahipti. 1869-1874 içinde Glasgow Üniversitesi’nde eski Yunan ve Latin Edebiyatı öğrenimi görmüş oldu. Frazer’ın insanbilimine ilk ilgisi, İngiliz evrimsel insanbilimci Edward Tylor’ın 1871’de piyasaya sürülen “Primitive Culture” (İlkel Kültür) kitabını okumasıyla başladı. 1874-1879 içinde Cambridge Üniversitesine bağlı Trinity College’ da talebe iken din bilimci W Robertson Smith ile tanışması bu ilginin artmasında mühim rol oynadı. Frazer, 1879 da Trinity College’ da öğretim üyesi oldu. 1907-1908 yıllarını, toplumsal insanbilim profesörü ünvanı alan ilk şahıs olarak Liverpool Üniversitesi’nde geçirdi. Ertesi yıl Cambridge’e döndü ve yaşamı süresince bu üniversitede çalıştı. 7 mayıs 1941 tarihinde Cambridge’de öldü.


James G. Frazer Kitapları – Eserleri

  • Altın Dal 1
  • İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük
  • Psişik İşler
  • Altın Dal 2
  • Günah Keçisi
  • Ateşin Kökenine Dair Mitler
  • Büyük Tufan
  • Adonis, Attis, Osiris
  • Ruhun Tehlikeleri ve Tabu
  • Adonis,Attis,Osiris
  • The Belief in Immortality and the Worship of the Dead, Vol. 2 (of 3)
  • The Belief In Immortality and The Worship of The Dead


James G. Frazer Alıntıları – Sözleri

  • Travancore’ da boğulma, asılma ve benzeri bir nedenle ölenlerin ruhlarının şeytana dönüşerek etrafta dolaşıp insanlara çeşitli şekillerde zarar verdiğine inanılır. Bilhassa de asılarak idam edilen katillerin hayaletlerinin idam edildikleri yerle çevresine musallat olduğuna inanılır. Bunu önlemek için öldükten sonrasında suçlunun topukları kılıçla kesilir ya da diz arkası kirişi kesilir… (Psişik İşler)
  • Asya ve Atina’nın çağdaş Yunanları tanrının vücut bulmuş hali olarak gördükleri insanları kurban ettiğine bakılırsa, tarihin şafağında Arricia Ormanları’nda yaşayan yarı barbar Latinlerin de benzer bir geleneğe haiz olmaları {hiç de} olasılık dışı değildir. (Günah Keçisi)
  • “Hiyeroglif yazıda nefretin sembolü balıktı.” (Ruhun Tehlikeleri ve Tabu)
  • Ey hastalık git buradan ; evine dön; bu yoksul topraklarda ne işin var? (Altın Dal 2)
  • kıbrıs’ta geleneksel olarak tüm hanımefendilerin evlenmeden ilkin, adı ister afrodit ister astarte isterse başka bir şey olsun, tanrıçanın tapınağında yabancılara fahişelik yapması gerekmekteydi. benzer geleneklere batı asya’nın birçok bölgesinde rastlanmaktadır. bu uygulamanın sebebi ne olursa olsun ona son aşama saygı duyuluyordu; o, bir kösnü alemi olarak değil, adi bölgeden bölgeye farklılıklar göstermekle beraber tipi asla değişmeyen batı asya’nın büyük ana tanrıçası için yerine getirilen ciddi bir dini vazife olarak görülmekteydi. dolayısıyla babil’de ister varlıklı olsun ister yoksul, her kadının yaşamında bir kere mylitta, iştar ya da astarte’nin tapınağında bir yabancının koynuna girip, bu mukaddes fahişelikten kazanılmış olduğu parayı tanrıçaya adaması gerekmekteydi. mukaddes alan geleneği yerine getirmek için bekleyen hanımlarla dolup taşardı. bazılarının senelerce beklemesi gerekirdi. (Adonis, Attis, Osiris)
  • Karenlere bakılırsa zina ya da gayrimeşru ilişki, vakaya karışanlarla onların ailelerinden başka asla kimseyi ilgilendirmeyen etik suçlar değildir: Toprağı kurutarak ve bereketini azaltarak tabiatın denge­sini maddi olarak etkilemişlerdir; bu, besin ikmalini daha kaynaktan keserek tüm toplumun varlığını tehdit eden kamusal bir suçtur. Ancak bu suçun toprağa verdiği mad­di zarar, domuz kanı akıtmak suretiyle maddi olarak telafi edilebilir. (Psişik İşler)
  • Yağmur tanrısını zorlamanın bir başka yolu da onu sık sık ziyaret ederek rahatsız etmektir. (Altın Dal 1)
  • Aslında birazcık akıl yürütmeyle hiçbir inancın, insanoğlunun ekonomik ve dolayısıyla toplumsal gelişimini ru­hun ölümsüzlüğüne olan inanç kadar geciktirmediği söy­lenebilir; şu sebeple bu inanç, kuşaklar ve çağlar süresince ya­şayanların gerçek arzularının ölülerin imgesel arzularına feda edilmesine niçin olmuştur. Bu inanç yüzünden boşa giden ya da yok olan yaşam ve mal mülk miktarı korkulu ve hesapsızdır. (Psişik İşler)
  • Kıbrıs’ta geleneksel olarak tüm hanımefendilerin evlenmeden ilkin, adı ister Afrodit ister Astarte isterse başka bir şey olsun, tanrıçanın tapınağında yabancılara fahişelik yapması gerekmekteydi. Benzer geleneklere Batı Asya’nın birçok bölgesinde rastlanmaktadır. Bu uygulamanın sebebi ne olursa olsun ona son aşama saygı duyuluyordu; o, bir kösnü alemi olarak değil, adi bölgeden bölgeye farklılıklar göstermekle beraber tipi asla değişmeyen Batı Asya’nın büyük Ana Tanrıçası için yerine getirilen ciddi bir dini vazife olarak görülmekteydi. Dolayısıyla Babil’de ister varlıklı olsun ister yoksul, her kadının yaşamında bir kere Mylitta, İştar ya da Astarte’nin tapınağında bir yabancının koynuna girip, bu mukaddes fahişelikten kazanılmış olduğu parayı tanrıçaya adaması gerekmekteydi. Kutsal alan geleneği yerine getirmek için bekleyen hanımlarla dolup taşardı. Bazılarının senelerce beklemesi gerekirdi. (Adonis, Attis, Osiris)
  • ve yeşildir yaşamın altın ağacı. (Altın Dal 1)
  • Semadireklilerin taşkın için öne sürdükleri sebepler son aşama dikkat çekiciydi. Onlara bakılırsa yıkım, ağır bir sağanak yağmur sebebiyle değil, o zamanlar Karadeniz ve Akdeniz’i birbirinden ayıran setin parçalanması sonucu deniz seviyesinin ani ve olağan dışı bir şekilde yükselmesiyle ortaya çıkmıştır. O dönemde, bu bariyerler ardında engellenen çok büyük miktardaki su özgür kalmış ve karşı taraftaki karada kendisine, günümüzde İstanbul ve Çanakkale Boğazı olarak malum ve o günden bu yana Karadeniz’in sularının Akdeniz’e karıştığı bir pasaj açmıştı. (Büyük Tufan)
  • Bir şeyi biliyormuş şeklinde görünüyorsan, o şeyi hakikaten bilmek en iyisidir. (İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük)
  • Ölülerin ruhları kötüdür ve zevk aldıkları tek şey yaşayanlara zarar vermektir. (Ruhun Tehlikeleri ve Tabu)
  • …bir kötülükten kurtulmakla bir iyilik elde etmek yalnız bir ve aynı şeyin değişik yüzleridir… (Günah Keçisi)
  • “Her gün bazı erkekler, kadınlar ve çocuklar göğe tırmanırlar ve yeniden ağacın dallarını kullanarak geri inerlermiş. Bir gün yukarı doğru tırmanırlarken Kakan adlı yaşlı bir şahin bir çubuğu diğerinin üzerinde hızla döndürerek ateş yakmanın yolunu bulmuş. Fakat bu kuş ile beyaz bir şahinin arasındaki sürtüşmeden ötürü tüm bölgeyi ateş sarmış ve ne yazık ki çam ağacı yanmış; bu yüzden yukarı çıkan insanlar yeniden yeryüzüne dönememiş ve bu hadiseden sonra gökyüzünde kalmışlar. Yukarıda kalan insanların kafalarında, dirseklerinde, dizlerinde ve diğer eklem yerlerinde kristaller oluşmuş; geceleri bu kristaller parlıyormuş. Bu parıltılar aslında bizlerin yıldız olarak adlandırdığı şeylermiş.” (Ateşin Kökenine Dair Mitler)
  • “Koreliler ters giden her şeyi fena ruhlara bağlarlar. Fena talihin, devletteki suistimallerin, maddi şanssızlıkların, güç yada mevki kaybının ardında iblislerin kötülükleri yatar. Sadece kuvvetli bir iblis tarafınca yakalanmış olan fakat onu istediği şeklinde çekip çevirerek kullanabilen Pan-su [Şaman] onlarla baş edebilir ve büyü ayinleriyle onları yok edebilir.” (Günah Keçisi)
  • Başkalarını hakikaten aldatmak için kişinin öncelikle kendini aldatması, farz değilse de, gereklidir. (İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük)
  • Alaskalı Thlinkeet ya da Kolosh kızılderililerinde, bir kız kadınlık emaresi gösterince ufak bir kulübeye kapatılırdı, ufak bir hava deliği haricinde her yeri kapalıdır bunun. Bu karanlık ve kirli yerde ateş yüzü görmeden, hareketsiz ve yapayalnız kalmak zorundaydı. Yiyeceği ufak bir pencereye konurdu…
    Kız bakışlarıyla gökyüzünü kirletmesin diye, uzun kulakları olan bir tür şapka giymek zorundadır. Zira güneşin onun üstünde parıldamasının uygun olmadığı düşünülürdü. (Altın Dal 2)
  • Onlarla alay etmek, hayıflanmak ya da onlara nefret duymak yerine insanoğlunun davranışlarını anlamaya çalışmalıyız. ~ Spinoza (İnsan, Tanrı ve Ölümsüzlük)
  • İnsan mazinin bir parçasıdır ve belleği gecenin bir rüyasıdır. (Büyük Tufan)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş